“Tüm toplumlarda toplumun sürekliliğini sağlayan çocukların bakımı ve eğitim önem taşımaktadır” (GÜVENÇ, 1984, s:273).
“Eğitim kurumlarının yaygınlaşması ve çocuğun eğitimi işlevinin aileden eğitim kurumlarına geçmesi ve endüstrileşme ile birlikte zorunlu hale gelmiştir. Endüstrileşme sonucu ailedeki yetişkinler topraktan koparak fabrikalarda çalışmaya başlayınca aile ekonomik birim olmaktan çıkmış geniş aileler anne, baba ve çocuklardan oluşan çekirdek ailelere dönüşmüştür. Ekonomik faaliyetlerin ev dışında yürütülmesi toplumda birçok yeni mesleğin ortaya çıkması ve bu mesleklerin özel bilgi ve beceri gerektirmesi ailelerin çocuğun eğitim işlevinin istenilen şekilde yerine getiremez duruma gelmesine neden olmuştur” (ERDEN, 1998, s:92-93).
“Ailenin günümüz koşullarında giderek önemi azalan, bir başka ekonomik işlevi daha vardır. Endüstri devriminden önce, hem kız hem erkek çocukların gelecekteki işlerini aile içindeki büyükleri izleyerek öğrenmeleri söz konusu idi. Bu durumun bazı mesleklerde günümüzde de görülmesine karşın, bu süreklilik artık çok yaygın değildir” (TOPRAKÇI, 2002, s:217).
“Toplumsal konum bir kişinin ya da ailenin öteki toplum üyelerinin gözündeki yeridir. Ailenin toplumsal konumunu belirleyen etkenler, aile üyelerinin toplumsal konumları, ailenin varlıklılığı, soyluluğu, inançları, öteki ailelerle ilişkileri, yaşadığı çevre, aile üyelerinin meslekleri, öğrenimleri ve benzerleridir” (BAŞARAN, 1994, s:62).
“Anne ve babanın dikkat etmesi gereken en önemli konu onu bilinçli olarak yetiştirmektir. O zaman yaşanması beklenen sorunlar en aza indirgenebilir” (TUZCUOĞLU, 2004, s:88).