Arama

Tank Teknolojisi - Tek Mesaj #3

RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
10 Şubat 2008       Mesaj #3
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
Hareketlilik

Hareketliliğin dikkat edilmesi gereken üç yönü vardır; tankın temel hareketlilik unsuru olan arazi üzerindeki hız, engelleri aşma yeteneği ve hangi köprüleri geçebileceği, hangi araçlarla taşınabileceği, dönüşler gibi toplam savaş alanı hareketliliği. Hareketlilik, tankçılar ve tank tasarımcıları tarafından 'çeviklik' olarak nitelendirilir. Bir tankın çevikliği üç kategoride değerlendirilir: Savaş alanı hareketliliği, taktik hareketlilik ve stratejik hareketlilik. Bunların ilki, motor performansı ve hareket yeteneği ile belirlenir ve hızlanma, hız, dik engel aşabilme yeteneği vb. gibi faktörlerle değerlendirilir. İkincisi, bir tankın operasyon bölgesine kolayca ve çabucak taşınabilmesi yeteneğidir. Üçüncüsü de ağırlığın ve havayolu ile taşınabilme özelliklerinin değerlendirildiği, bir operasyon bölgesinden diğerine taşınabilme yeteneğidir.

Bir ana muharebe tankı birçok arazide kullanılabilecek şekilde çok hareketli olmak için tasarlanır. Geniş paletleri aracın yüksek ağırlığını daha geniş alana yayarak yere uygulanan basıncı çok azaltmaya yaramaktadır. Sorun yaratan arazi tipleri daha çok, ya bataklık gibi yumuşak zemine sahip araziler ya da büyük kayalı taşlıklı arazilerdir. Normal sayılan arazi tiplerinde bir tankın 30 ila 50 km/saat hızla hareket etmesi beklenir. Yol üzerindeki hızı 70 km/saat'e kadar çıkabilir.

A noktasından B noktasına gitmek için gerekli lojistik göründüğü kadar basit değildir. Teorik olarak ya da birkaç saatlik bir test sürüşü esnasında tanklar herhangi bir tekerlekli savaş aracından daha iyi arazi performansı gösterir. Yol üzerinde, en hızlı tanklar ortalama zırhlı tekerlekli araçlardan daha yavaş değildirler. Ancak pratikte, tankın çok büyük ağırlığına nazaran zayıf sayılabilecek palet donanımı, onun maksimum hızda herhangi bir arızaya sebep olmadan yol almasını sadece çok kısa bir zaman dilimi için olası kılar. Her ne kadar, tankın maksimum arazi hızı yoldaki maksimum hızına nazaran daha az olsa da düzlükler ve çölller dışında arazinin çeşitliliği gözönüne alındığında tüm gün boyunca maksimum hızda kullanılmaları olası değildir.

Hareketsiz kalan bir tank düşmanın havan ve topçu ateşiyle özel tank avcı birliklerine kolay hedef olduğundan, genelde hız minimumda tutulur ve tankları kendi güçleriyle hareket ettirmek yerine demiryolu ya da tekerlekli taşıyıcılarla karayolu üzerinden taşımak için her olanak değerlendirilir. Tanklar demiryolu altyapısı olan ülkelerde eninde sonunda demiryoluyla taşınır çünkü dünyanın hiçbir ordusunda tüm tankları taşıyabilecek sayıda tekerlekli taşıyıcı yoktur. Demiryolu aracının yükleme ve boşaltma planlaması çok önemli kurmay görevleridir. Demiryolu köprüleri ve istasyonları tankların ilerleyişini yavaşlatmak isteyen düşman kuvvetlerinin başlıca hedefleridir.

Demiryolu altyapısı olmayan, çok az iyi karayolu olan ya da yolları mayın döşeli ve sürekli pusu tehditi olan yerlerde tankın ortalama günlük hızı bir atlı ya da bisikletlinin hızına eşdeğerdir. Çarpışma esnasında arızaları önlemek için yapılması gerekli önleyici bakım ve kontroller için sık sık mola verilmelidir. Bunun yanı sıra piyade veya hava birlikleri tarafından düşman antitank mevcudiyetini kontrol etmek için yapılan izcilik faaliyetleri esnasında taktiksel duraklamalar da olur.

Başka bir hareketlilik konusu da tankı operasyon bölgesine intikal ettirmektir. Tanklar, özellikle ana muharebe tankları çok ağır olduklarından havayolu ile taşınabilmeleri çok zor olmaktadır. Deniz ve kara taşımacılığı da yavaş olduğundan tankların hızlı müdahale kuvvetlerinde kullanılması problem haline gelmektedir.

Tanka benzer bazı araçlar hem yol hızını artırmak hem de bakım gereksinimini azaltmak için palet yerine tekerlek kullanmaktadır. Bu araçlar paletli araçların arazi hareketliliğine sahip olmamakla birlikte ABD'li analistler tarafından hızlı müdahale kuvvetleri için daha uygun olarak görülmektedir.

Su operasyonları

Tankların çoğunluğu için su operasyonları su geçişi ile kısıtlıdır. Su geçiş derinliği genellikle motorun hava alma yolu yüksekliği ve az olsa da sürücünün konumuna bağlıdır. Ana muharebe tankları için tipik su geçiş derinliği 90 ila 120 cm. arasındadır.

Sovyet T-90 ana muharebe tankı.
800px105890underwateram2

Derin su geçişi

Yine de, önceden hazırlık yapıldığı takdirde bazı tanklar daha derin suları aşabilirler. Alman Leopard I ve Leopard II tankları uygun hazırlandıklarında ve bir şnorkel ile donatıldıklarında birkaç metrelik derinlikleri aşabilirler. Leopard şnorkeli aslında uzun bir tüp yaratacak şekilde birbirine geçirilen halkalardan ibarettir. Bu tüp daha sonra komutan bölmesi kapağına takılarak hem hava sağlar hem de personel için kaçış yolu olur. Bu tüpün yüksekliği yaklaşık 3 metre ile sınırlıdır.

Bazı Rus/Sovyet tankları da derin su geçişi yapabilirler ancak Rus şnorkeli birkaç inç genişliğinde olduğundan Leopard tankları gibi personele kaçış yolu sağlamaz. Rus şnorkelleri de uzunluk olarak sınırlıdır ve taret yüksekliğinin üzerinden birkaç metre daha yükseklik sağlarlar.

Bu tarz su geçişleri hem tankın hem de su engelinin iki yakasında giriş ve çıkış bölgelerinin çok iyi hazırlanmasını gerektirir. Tank personeli genellikle derin su geçişlerine olumsuz tepki verir. Bu durum, personelin psikolojik sağlığı ve isyana yakınlığının dikkate alındığı ülkelerdeki taktikleri etkilemiştir. Yine de, eğer uygun şekilde planlanır ve uygulanırsa bu tarz operasyonlar su geçişlerinde önemli derecede sürpriz etkisi ve esneklik sağlar.

Sovyet PT-76 nın hidrojet çıkışları arkadadır.
800pxpt76bateyhaosef2ti0

Amfibi tanklar

PT-76 gibi bazı hafif tanklar, su içinde ya paletleriyle ya da hidrojetlerle ilerleyen amfibi araçlardır.

Tankın başından su sıçramasını durdurmak için aşağıya katlanan düzenleme kanadı genellikle sürücünün penceresinden su girişini engellemek için kullanılır.

II. Dünya Savaşında ek yüzme özeliği sağlayan kauçuklaştırılmış kanvas eklemesiyle Amerikan M4 Medium (Sherman) tankı amfibi hale getirilmiştir. Ana motor tarafından tahrik edilen pervanelerle hareket etmekteydi. Bu tanklara Sherman DD (Duplex Drive/Çift Tahrik) adı verilmekteydi ve Normandiya Çıkartması'nda ilk karaya çıkışlarda sahillerde yakın destek ateşi sağlamak için kullanılmışlardı. Sherman DD tankı yüzerken atış yapamıyordu çünkü yüzme perdesi, ana silahtan daha yüksekti. Manş Kanalı'ndaki kötü hava ve kıyıdan çok uzakta denize indirilmeleri nedeniyle bu DD tankların birkaçı batmıştır. Yine de karaya çıkmayı başarabilenler, ilk kritik saatlerde sahilde tutunabilmek için kaçınılmaz destek ateşini sağlamıştır.

Amerikan Sherman DD tankı yüzme perdeleri inik pozisyonda.
ddtankgz7

Enerji santralleri

Tankın enerji santralı tankı harekete ettirmek ve taretin döndürülmesi ya da telsiz için elektrik enerjisi gibi diğer tank sistemlerini beslemek için gerekli enerjiyi sağlar. I. Dünya Savaşı 'nda hizmet veren tankların çoğunluğu enerji santralı olarak benzinli motorları kullanmışlardır, ancak Amerikan Holt Benzinli-Elektrikli tankı hem benzin hem de elektrik motoru kullanmıştır. II. Dünya Savaşı 'nda ise kullanılan enerji santralleri çeşitlilik arzediyordu ve birçok tank motoru uçak motorlarından uyarlanmıştı. Soğuk Savaş başladığında hemen hemen tüm tanklar dizel yakıtı kullanmaya başlamışlardı. Hâlâ kullanılan geliştirilmiş çok yakıtlı versiyonları dahi vardır. 1970'lerin sonundan başlayarak türbinli motorlar ortaya çıkmıştır.

Bir enerji santralinin tipi ve ağırlığı güç aktarım organlarının etkisini de hesaba katarak, çoğunlukla tankın ne kadar hızlı ve çevik olduğunu belirler. Ama asıl olarak arazi süspansiyon sistemine ve personele ilettiği gerilim ile tüm tankların maksimum hızını sınırlar.

Çok yakıtlı dizel motorlar


Türbin kullanmayan tüm modern tanklar bir dizel motoru kullanır çünkü dizel yakıtı benzine göre hem daha az alev alıcı hem de daha ekonomiktir. Bazı Sovyet tankları yanan dizel yakıtının koyu dumanını kendi yararlarına kullanmışlar ve hatta egzoz gazında bilerek yakıt yakmış ve saklanmak için duman oluşturmuşlardır. Yakıt tankları genellikle tankın arkasına yerleştirilir, ancak İsrail Merkava tankları gibi bazı tasarımlarda, dizel yakıt tankları fazladan bir zırh tabakası oluşturmak için personelin etrafındaki alana yerleştirilmiştir. Yakıt sıklıkla dışarıdaki yedek depolarda ya da çarpışırken kolaylıkla ayrılabilmesi için tankın arkasından çekilen küçük römorklarda depolanmaktadır.

Modern tank motorları bazen dizel, benzin ya da benzeri yakıtlarla çalışabilen çok yakıtlı motorlardır.

Gaz türbinleri

Gaz türbinleri bazı tanklarda yedek güç birimi, Sovyet/Rus T-80 ve ABD'nin M1 Abrams gibi tanklarındaysa ana enerji santralı olarak kulanılmıştır. Sağladıkları motor gücüne göre, dizel motorlardan görece daha küçük ve hafiftirler. T-80 yüksek hızından ötürü Uçan tank diye anılmıştır.

Halbuki özellikle düşük motor devrinde daha az yakıt verimliliğine sahiptirler ve aynı çarpışma menziline sahip olmak için daha büyük yakıt depolarına ihtiyaç duyarlar. M1'lerin yeni modelleri tank dururken ana türbini rölantide tutmayıp yakıt tüketimini azaltmak için tankın diğer sistemlerini besleyen yedek güç birimi olarak küçük bir türbin motoru daha bulunmaktadır. T-80 tankları genellikle menzillerini uzatmak için büyük haricî yakıt depolarıyla görülürler. Rusya, T-80 üretiminin yerine daha az güçlü ve T-72'lerin baz alındığı T-90 üretimine geçmiştir. Ukrayna ise türbin motorlu versiyonu ile hemen hemen aynı güce sahip olan dizel motorlu T-80UD ve T-84 leri geliştirmiştir.

Düşük verimliliklerinden ötürü, aynı güç çıktısında bir gaz türbini motorunun termik izi dizel motorunun termik izinden daha önemlidir. Öte yandan susturuculu bir gaz türbini, pistonlu bir motordan daha sessiz olabilir. M1A2 tankı sessiz çalışmasından ötürü Fısıltılı Ölüm olarak adlandırılmıştır.

Basit bir yapıya ve daha az çalışan parçaya sahip olmasından ötürü bir gaz türbini pistonlu bir motordan daha güvenilirdir ve daha kolay bakım yapılabilir. Halbuki pratik yaşamda bu parçalar, çalışma hızlarının yüksekliğinden ötürü daha çok ve çabuk aşınmaktadır. Türbinin pervaneleri toza ve ince kuma karşı çok hassas olduğundan, çöl operasyonlarında özel filtreler dikkatle kullanılmalı ve günde birkaç kere değiştirilmelidir. Uygun takılmamış bir filtre, ya da bir tek mermi veya şarapnelle zarar gören bir filtre, motoru bozabilir. Pistonlu motorlarda iyi bakım gerektiren filtreler kullanılır ancak filtrenin bozulmasına daha çok tolerans gösterirler.

Tanklarda kullanılan dizel motorlar gibi gaz türbinleri de çok yakıtlı sistemlerdir.

Ses, sismik ve ısı izleri

Sabit duran tanklar, hava saldırısını ve keşfini zorlaştıracak şekilde, ağaçlıklı ve ormanlık bölgelerde iyi kamufle edilebilirler. Buna karşın, açık alanda bir tankı gizlemek çok zordur. Her iki durumda da, bir tank motorlarını çalıştırıp hareket ettiğinde, ses ve ısı nedeniyle kolayca farkedilir. Arazi üzerindeki palet izleri havadan tespit edilebilir, çölde tankın birkaç katı büyüklükte toz bulutları oluşabilir.

Kısa süre önce durmuş bir tankın önemli bir ısı izi vardır. Gerçekten de, tank bir tepeciğin arkasında saklanmış dahi olsa, becerikli bir operatör, tankın üstündeki sıcak hava sütunundan tankın yerini tespit edebilir. Bu risk, motor ve paletler soğurken ısı saçımını azaltan termik koruyucularla bir ölçüde azaltılabilir. Bazı kamuflaj ağları, değişik ısıl özeliklere sahip malzemelerin değişken bir şekilde karıştırılmasıyla üretilerek tankın ısı izinin düzenliliğini azaltmaya ve gelişigüzel hale getirmeye çalışmaktadır.

Tank motorları, lokomotif motorları ile kıyaslanabilecek büyüklükte dizel ya da türbinli motorlardır. Dizel motorlu bir tank bir lokomotif gibi kokar, ses çıkarır ve hissedilir. Sessiz bir günde, bir tek tankın bile çıkardığı derin gürleme sesi çok uzaktan duyulabilir. Aynı şekilde, keskin dizel yakıt kokusu rüzgârla ötelere taşınabilir. Tank dururken motoru çalıştığında çevresindeki yeri titretir. Hareket halindeyken salınımlar daha da büyüktür. Çok yakıtlı motorların akustik ve sismik izleri birbiriyle kıyaslanabilecek ölçüdedir. Bir türbin motorunun akustik izi sismik izinden daha büyüktür. Yüksek perdeden zırıltı sesi yakın veya uzaktaki tüm sesler arasından çok rahat bir şekilde tanımlanabilmektedir.

Modern tank motorlarının genellikle 750 kW veya 1.000 hp'yi aşan çok büyük güçleri tankların belirgin bir ısıl ize sahip olmalarını sağlar. Tank gövdesinin aşırı yoğun metal kütlesinin yaydığı ısı, tankın arazideki diğer nesnelerden rahatça ayırt edilmesini sağlar. Dolayısıyla hareket eden bir tank, iyi bir kara ya da havadan kızılötesi tarayıcıyla rahatlıkla tespit edilebilir. Körfez Savaşı esnasındaki tek taraflı çarpışmanın sebeplerinden birisi de, M1 Abrams gibi tankların Irak Ordusu tarafından kullanılan T-72'lerin gece kızılötesi tarama menzilinin yaklaşık dört katı bir menzile sahip olmasıydı. Körfez Savaşı'ndaki diğer bir faktör de, kamuflajlı ve hareketsiz bile olsalar, geceleri etraflarından farklı hızda soğudukları için Irak tanklarının ısı ile tespitini kolaylaştırıyordu.

Bir tankı harekete geçirmenin çok önemli olduğu, 1999'daki Kosova Savaşı'nda kanıtlandı. İlk birkaç hafta yapılan NATO hava sortileri Sırp tanklarını yok etmekte çok etkisiz kalmıştı. Bu savaşın son haftasında Kosova Kurtuluş Ordusu'nun tanklara saldırmaya başlamasıyla değişti. Her ne kadar KKO'nun tankları yok etmek için çok küçük bir şansları olsa da, amaçları daha çok tankların NATO havagücü tarafından kolaylıkla tespit edilebilecek ve yok edilebilecek yerlere hareket etmesini sağlamaktı.

Komuta, kontrol ve haberleşme

Sahadaki tank harekâtını komuta etmek her zaman bazı özel problemler içerir. Küçük birimlerin, her bir aracın ve tank personelinin yalnız kalmasından ötürü bazı özel düzenlemeler yapılmak zorunda kalınmıştır. Zırhlı bölmeler, motor sesi, arazi koşulları, toz ve duman ve tüm kapaklar kapalı hareket etme zorunluluğu haberleşmeye zarar veren unsurlardır.

Bir tank personelinin hareket ve atış dahil tüm eylemleri tank komutanı tarafından emredilir. Bazı erken dönem tanklarında, ana silahı doldurmak ve ateşlemek zorunluluğu nedeniyle tank komutanının görevi büyük oranda zorlaşırdı. Birçok küçük zırhlı savaş aracında komutan hareket emirlerini şoförün omuzlarını ve sırtını tekmeleyerek iletmekteydi, bu durum 20. yüzyılın son dönemlerine kadar böyle sürmüştür. Birçok modern zırhlı savaş aracı, personelin kendi aralarında konuşmasına ve telsizi kullanmasına olanak veren dahili telefon tertibatıyla donatılmıştır. Hatta bazı tanklarda, birlikte çalışılan piyade ile haberleşebilmek için haricî telefon hatları da bulunmaktadır.

Erken dönemdeki tank manevralarında, zırhlı birliğin üyeleri arasındaki haberleşme el işaretleri ya da semafor ile sağlanmakta ve bazı durumlarda tank personeli tanktan inerek diğer tanka yürümekteydi. I. Dünya Savaşı'nda durum raporları, gözlem deliklerinden çıkarılarak karargâha gönderilen posta güvercinleri ile sağlanmaktaydı. İşaret fişekleri, duman, hareket ve silah atışı tecrübeli personel tarafından taktiklerini koordine etmek için kullanılıyordu.

1930'lardan 1950'lere kadar tüm ülkelerin orduları telsizle donatıldı, ancak telsiz trafiğini azaltmak için görünür işaretler hâlâ kullanılmaktadır. Modern bir tank genellikle bölük ya da tabur telsiz ağına bağlı çalışan telsizlerle donatılmıştır. Aynı zamanda daha üst seviye ağları da dinleyip diğer hizmet sınıfları ile hareketler koordine edilmektedir. Bölük ve tabur komutanlarının tanklarında genellikle ek bir telsiz vardır. Kalabalık bir telsiz ağında haberleşme yapmak telsizle konuşma prosedürü adı verilen bir dizi biçimsel kurala tabidir.

Çoğu zırhlı kuvvetlerde, olabilecek en iyi durumsal farkındalığa sahip olmak için tank komutanı ve bazen diğer tank personeli de tank kapakları açık olarak dışarıda görev yapar. Tank personeli, ateş altında iken ya da potansiyel NBC (nükleer, biyolojik ve kimyasal) tehdit karşısındayken tank kapakları kapalı pozisyona geçer ve tehlikeleri farkedip hedefleri bulmayı önemli derecede azaltacak şekilde, savaş alanını sadece periskop ve gözleme deliklerinden izlerler. 1960'lardan beri tank komutanı hedefleri bulmak için gittikçe daha karmaşıklaşan sistemlere sahip olmuştur. Bir ana muharebe tankında, komutanın kendi panoramik nişangâhları vardır. Gecegörüş cihazlarını da içeren bu nişangîâhlar sayesinde, topçu hedefe saldırırken komutan başka hedefler saptayabilir. Daha da ilerlemiş sistemler, acil durumlarda komutanın hem taretin hem de ana silahın idaresini almasına izin vermektedir.

Zırhlı savaş araçlarında bulunan cihazlardaki en son gelişme, atış kontrolü, lazer mesafeölçer, GPS datası ve dijital haberleşme arasındaki artırılmış bütünleşmedir. Amerikan tankları savaşalanı ağlarına bağlı dijital bilgisayarlarla donatılmıştır. Düşman hedefleri ve dost birlikler hakkında bilinen bilgilerin iletildiği bu sistemler tank komutanının durumsal farkındalığını oldukça artırmıştır. Raporlamada yarattıkları kolaylığın yanısıra bu sistemler ağ kanalıyla, verilen emirlerin grafikler ve yardımcı bilgilerle verilmesini sağlamaktadır.

kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.