Dikkat Çocuklarda da Yüksek Tansiyon olabilir...
Yüksek tansiyon toplumumuzun tüm kesimleri tarafından çok iyi bilinen, dikkatle izlenen, üzerinde en çok konuşulan sağlık sorunlarından biri olmasına rağmen nedense çocuklar söz konusu olduğunda hiçbir şekilde dikkati çekmeyen, akla gelmeyen bir konudur. Bütün yetişkinler muayene olurken mutlaka tansiyonları ölçülür ama çocukların tansiyonun ölçülmesi neredeyse hiç rastlanmayan bir durumdur.
Oysa gelişen tıp bilgilerimizle artık çocuklarda yeni doğduğu andan başlayarak her yaşta yüksek tansiyon olabileceğini biliyoruz. Özellikle çocuklarda yüksek tansiyon teşhisinin gecikmeden ve doğru olarak konması ve tedaviye hemen başlanması çocuk için yaşamsal önem taşımaktadır.
Yüksek tansiyonun gecikmeden belirlenebilmesi ve hemen gerekli önlemlerin alınabilmesi, tedavilerin başlatılabilmesi yönünden, çocukların rutin muayenelerinde de tansiyon ölçümü yapılması artık bir gerekliliktir. Bu çocukların rutin muayenesinin bir parçası olmaldır.
Bebek ve çocuklarda tansiyon ölçümü ve değerlendirmesi, çocuklarda kan basıncının yaşa, kilosuna ve boyuna göre değişkenlik göstereceği için doktor açısından zor olabilir ve özel yöntemler gerektirebilir.
Çocuklukdöneimde görülen hipertansiyon vakalarında %75-80’ inde neden saptanabilmektedir. Bunların %80’i böbrekle ilişkin patolojilere bağlıdır. Böbreklerle ilişkili nedenler dışında kalp ve damar sistemi, hormonal sistem ve merkezi sinir sistemi hastalıkları hipertansiyona yol açar. Nedeni belirlenemeyen hipertansiyon vakalarının %80-90’ı esansiyel (değişken) hipertansiyondur.
Çocuklarda hipertansiyonun belirti ve bulguları çok değişkendir. Bazen kan basıncının yüksek olmasına rağmen belirti olmayabilir ya da çok hafif olabilir. Yüksek tansiyon rutin bir muayenede rastlantı sonucu saptanabilir.
Bazı çocuklar ise şuur kaybı, görme bulanıklığı, havaleler ve felç durumlarında hastaneye getirilirler. Bunun dışında baş ağrısı, baş dönmesi, karın ağrısı, burun kanaması, fazla idrar yapma, çok fazla su içme, nörolojik bozukluklar, yüz felci, körlük, koma, akciğer ödemi, büyüme ve gelişme geriliği gibi nedenlerle hastanelere getirilen çocuklarda vardır.
Klinik bulgular hastanın yaşına ve yüksek tansiyonu yaratan hastalığa bağlı olarak değişiklikler gösterir. Süt çocuklarında kalp yetersizliği, solunum sıkıntısı, büyüme gelişme geriliği, kusma, huzursuzluk ve havaleler önde gelen belirtilerdendir.
Büyük çocuklarda ise baş ağrısı, bulantı, kusma, fazla idrar yapma, fazla su içme, görme bozuklukları, yorgunluk, huzursuzluk, kalp yetersizliği, burun kanaması ve yüz felci gibi belirtiler ön plandadır.
Çocuklardaki yüksek tansiyonun tedavisi bu durumu yaratan nedene yönelik olmaktadır. Nedene bağlı olarak ciddi ve uzun tedavi süreçleri söz konu olabilmektedir.
Son söz olarak çocuklarımızı yüksek tansiyon tehlikesinden bir nebze olsun uzak tutabilmek için, bütün çocuklarda tuz alımı en düşük düzeyde tutulmalı, çocukların aşırı kilo almaları engellenmelidir.
Dr. Ruhi Çakır
Rota Virüs Enfeksiyonları
Rotavirüs enfeksiyonları iki yaş altındaki çocuklarda akut ishalin en önde gelen nedenidir. Rotavirüs enfeksyonları tüm dünyada yaygındır. Yaşamın ilk yıllarında ve düşük sosyoekonomik bölgelerde daha sıktır. Enfeksiyon genellikle ılıman iklimlerde ve kış aylarında görülür.
Rotavirüsler ishalin ortaya çıkmasından önceki günlerde de dışkıda bol miktarda bulunur ve belirtilerin ortaya çıkmasından 10-12 gün sonrasına dek saptanabilir. Çocukta enfeksiyonun gelişmesi için az sayıda organizma yeterlidir. Özellikle çocuk hastanelerinde, kreş ve bakımevlerinde salgınlar görülebilir.
Çocukların hemen tümü ilk 4-5 yaşlarda rotavirüs ile tanışırlar. Tekrarlama sık görülür ve genellikle ilk enfeksiyondan daha hafif seyreder. Anne sütü ile beslenme hastalığı önlemez, ancak daha hafif geçirilmesini sağlar. 3 ay – 24 ay arası çocuklarda hastalık ağır seyretmektedir. Yenidoğan bebekler ve 3 ayın altındaki çocuklar anneden geçen antikorlar aracılığıyla korunurlar. Enfekte çocuklarla yakın temas eden yenidoğan ve yetişkinlerde hastalık çoğu kez belirtisiz seyreder.
Belirtileri :
Rotavirüs enfeksiyonları gebelikle 48 saatten az süren kuluçka dönemini izleyerek hafif-orta derecede ateş ve kusma ile başlar. Sık, sulu ishal bunu izler. Kusma ve ateş hastalığın ikinci günü azalır, ancak ishal 5-7 gün devam eder. Süt çocuklarında vücudun su kaybetmesine ve sıvısız kalmasına yol açabilir ve hızla ilerler. Bağışıklık yetersizliği ve bağırsak hastalığı olan çocuklarda ağır ve uzayan hastalık görülebilir.
Hastalarda en sık rastlanan labratuvar bulgusu sıvı kaybı ve kan bulgularında asit değerlerin yükselmesidir. Dışkıda lökosit ve kan yoktur.
Tedavi :
Tedavinin başlıca amacı sıvı kaybını önlemek ve kaybedilen sıvıyı yeniden çocuğa kazandırmaktır. Diğer bir amaç ise çocuğun beslenme dengesinin sağlanmasıdır. Genel olarak tedavide ilacın yeri yoktur. Bulantı, kusma ve ishal önleyici ilaçlar yararlı değildir, aksine çok ciddi yan etkilere yol açabilirler.
Korunma :
Genel hijyen bulaşmayı azaltır. Ancak en gelişmiş toplumlarda bile çocuklar kolayca enfekte olabilmektedir. El yıkama en önemli korunma yoludur. Hastalık sırasında standart korunma önlemlerinin yanı sıra temas önlemleri de alınmalı ve iyileşme döneminde de dışkıda virüs olabileceği unutulmamalıdır.
Günümüzde rotavirüs için kullanılan bir aşı yoktur.
Dr. Ruhi Çakır
Son düzenleyen JuNe; 14 Şubat 2008 20:43
Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Ne MUTLU TÜRKÜM Diyen !