Arama

Felsefe Nedir? - Tek Mesaj #15

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
8 Nisan 2006       Mesaj #15
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
[ AHLAK FELSEFESi ]


Felsefenin temel sorularindan olan “ Insan nedir? Ne olmalidir?”; felsefeyi zorunlu olarak insan davranislarinin bir amaci var midir, veya olmali midir, hangi davranislar
daha insanca ve erdemlidir, gibi sorulara cevap aramaya zorlar. Iste insan edimlerini konu alan felsefe dalina ethik ( etik – ahlak felsefesi ) denir. Felsefe ahlaka iki
yönden yaklasir. Ilki ahlaki kavramlar nelerdir ve içerikleri nelerdir sorularina yanitlar aramak yani ahlaka teorik olarak yaklasmak ki buna Ahlak teorisi (kuramsal ethik)
denir. Ikinci yaklasim ise hangi davranislarimizin iyi ve dogru oldugunu arastirip nasil davranmamiz gerektigini bize dayatan Normatif ahlak ( Uygulamali – pratik ethik )
tir. Ahlak felsefe disinda dinlerin, hukukun ve toplumun önemli degerlerinden biridir. Insan eylemlerinin iyi ve kötü olarak degerlendirilip, yönlendirilmesidir diyebiliriz ahlak
için. Ancak toplumsal ahlak anlayisi genellikle cinsel davranislarla sinirlandirilmaktadir. Oysa genel anlamda ahlak her türlü insan edimini içerir. Felsefe açisindan bakildiginda
ahlak diger alanlardan biraz farkli bir içerik tasimaktadir. Her ne kadar felsefe de insan edimlerine kurallar koymaya çalissa da onlardan farkli olarak temek kavramlari da
arastirir. Bu açidan bakildiginda felsefe iyi-kötü davranis, özgürlük, istenç (irade), vicdan, sorumluluk, haz, ödev, erdem, genel ahlak yasasi,ahlaki eylem, ahlaki karar gibi
kavramlarin içerigi doldurulmaya çalisilir. Ahlak öncelikle davranislari iyi ve kötü ayirmaya çalismaktir. Her ne kadar toplumun çogunlugunca olumlu olarak karsilanan
davranislara iyi digerlerine de kötü dense de iyi-kötü yer zaman ve bakis açisina göre degisebilmektedir. Kaldi ki insan davranislarinin iyi-kötü degerlendirmesinin yapilmasi
da tek basina yeterli olmamaktadir. Bir davranisin ahlakin konusu içine girebilmesi için bireyin farkli davranislardan birini seçme özgürlügünün olmasi gerekmektedir.
Bu seçme özgürlügüdür ki bir davranisi ahlakin konusu içine almaktadir. Seçme özgürlügünün ve istencinin olmadigi bir davranis için bireyi iyi-kötü diye nitelemek dogru
olmayacaktir. Tipki hayvanlarin davranislarinin iyi-kötü diye nitelendirilemeyecegi gibi. Ahlaki kavramlar insan edimleri üzerine degerlendirilecegi içindir ki; insan
davranislarinin psikoloji bilimi açisindan ele alinmasinda yarar vardir.


INSAN DAVRANISLARI

Davranislarimizi kaba bir siniflamaya tabi tutarsak özde iki tür davranis biçimi ile karsilasiriz. Bunlardan ilki UT (uyarim-tepki/ SR) davranislaridir
ve özgür seçim içermez. Yani ahlakin konusunu olusturmazlar. Açarsak; dengeleme (homeostatik) , refleks , içgüdü (instinct) ve bir yere kadar da güdüler (drive/motiv) bu tür
davranislardir. Daha çok otonom sinir sistemi tarafindan yönlendirilen ve herhangi bir istencin etkin olamadigi bu tür davranislar ahlaksal degerlendirmelerin disinda olmalidir.
Çünkü bunlar otomatik tepkilerden olusan ve bireysellik tasimayan davranis biçimleridir. Ikinci tür davranislarimiz ise UOT (uyarim-organizma-tepki / SOR ) türü davranisladir ki
bunlar, alinan uyariciya organizmanin yorumunu katarak tepki vermektir. Bu davranislarda az çok iradi bir tercih vardir. Bu da bu davranislari ahlakin konusuna dahil etmektedir.
Insan davranislarina bu açidan bakildiginda; iyi-kötü daha da belirgin hale gelmektedir. Iyi onu seçme olanagi bulunan bireyden beklenilen davranistir. Kötü ise kaçinilmasi
gereken eylemlerdir. Ne var ki iyi-kötü toplumdan topluma, çagdan çaga ve hatta bireyden bireye degisen bir kavramdir. Filozoflarin da bu konudaki düsünceleri farkliliklar
göstermektedir. Örnegin: Hazci (Hedonist) Epikuros’a* göre iyi mutluluk verendir. “ Bedenimiz acisiz ve ruhumuz dinginse mutluyuzdur.” Iyi en yüksek hazdadir. Kötü ise aci ve
korkudur. “ Aç kalmamak, susamamak, üsümemek ! Vücudun istedikleri ve özledikleri bunlardir. Bu durumda olan ve ileride de bu durumda olan ve ileride de bu durumda
olacagini umabilen kimse, mutlulukta Zeus ile, tanrilarin bu en yüce ise bile yarisabilir.” Insan eylemleri haza yönelen ama acidan kaçan seyler olmalidir. Böyle bir yasam ise
ancak ölçülü olmakla mümkündür. *: Epikuros, düsünce tarihinde yanlis anlasilan düsünürlerin basinda gelir. Onun haz teorisi en fazla maddesel keyifler olarak yorumlanir, hatta
adi bu zevkler pesinde kosanlara sifat olusturur: Epikuriye ! Oysa “ Yasaminda , komsun farkina vardiginda utanacagin bir sey yapma” diyen Epikuros, Samos’ta (Sisam adasi)
dogmustur. Ailesi Samos’tan sürülünce sirasi ile Kolophon (Degirmendere) ve Teos (Sigacik) ta bulunmus ve Demokritos’çu okulda yetismistir. Midilli ve Lapseki’de ün kazanan
okulunu sonunda Atina’ya tasimistir.(IÖ 306) Okulunu sehir içinde bir binada degil bahçede kurdugu için adi kisaca Kepos (Bahçe) diye bilinir. Faydaci (yararci-utilitarist)
yaklasim iyiyi yararda görür. Bentham ve Mill’e göre davranislar bireye fayda sagladigi ölçüde iyidir. Ancak burada iyi tek insanin faydasindan daha çok daha fazla insanin
faydasinda giderek de toplumun çikarinda aranmalidir. “Kendi sezgine uy ki, hem kendin hem de baskasi için iyi olani yapmis olasin” diyen Bergson , iyinin ancak sezgi ile elde
edilebilecegini savunmaktadir.




Son düzenleyen GusinapsE; 11 Nisan 2006 22:06