Ebru Sanatı Ebru, su uzerinde sekil cizerek resim yapma sanatidir. Kagit susleme sanatlarinin en onemlilerinden biridir. Kaynaginin 15. yuzyilda Orta Asya'daki turklere ait oldugu sanilmaktadir. Daha sonralari Iran'a gecmis;fakat orada ragbet gormeyip ipek yolu ile Anadolu'ya kadar gelmis ve en guzel orneklerini burada vermistir. Ebru ayni zamanda Japonya'da ilgi gormus;imparator ve aristokrat kesim tarafindan kagit malzemesi olarak kullanilmistir.
Ebru farsca 'ebr', cagatayca 'ebre';yani bulutumsu,hare gibi dalgali anlaminda kullanilir.Zamanla ebru kelimesine donusup yayginlasmistir.
Osmanli'da yuzyillar boyunca hat sanatinin yardimci bir ogesi olarak ve ciltcilikte kullanilmistir.Batida daha cok resim amacli,modern tarzda surdurulmustur.Kagida mermer goruntusu verdigi icin 'mermer kagidi(marbled paper)' olarak isimlendirilmistir.Italya,Ispanya,Almanya ve Amerika gibi ulkelerde ilgi gormustur.
Ebru yapan sanatcinin kullandigi ozel malzemeler vardir.Ebruzen bu malzemeleri kendisi hazirlar.Ilkonce ahsap ya da aluminyum bir tekne hazirlanarak icine boza kivamina getirilmis kitre doldurulur.Kitre Anadolu ve Iran'da yetisen 'geven' adli bir diken cesidinin govdesinden sizan bir zamktir.Tekstil sanayiinde kullanilan sifali bir bitkidir.
Dogadan toplanan renkli oksit toprak boyalar ezilerek icine camur,arap zamki,ustubec vb. malzemeler karistirilir.Belli bir kivama geldikten sonra kavanozlara konularak bekletilir.Gul dallari ve at kilindan yapilan fircalar bu kavanozlara daldirilarak ebru teknesindeki suyun uzerine serpilir.Boyalara katilmis olan sigir odunun yardimiyla kitre uzerinde farkli buyukluk ve degisik renklerde boya halkalari olusur.Sanatci bu halkalari 'biz' denilen cubuklarla sekillendirir.Uygun ebatta bir kagit su yuzeyine yavasca birakilarak sekiller kagida aktarilir.Bir kez yapilan ebrunun tekrar aynen yapilmasi mumkun degildir.
Geleneksel ebru yapilis sekillerine gore battal,tarakli,sal,hatip,bulbul yuvasi,somaki,gelgit,necmettin ebrusu gibi adlarla isimlendirilir.Sanatcilar ebruyu bir yandan yasatmaya calisirken bir yandan da cagimizin soyut resmine yaklasan bir gorus acisindan yaptiklarini degerlendirmektedir.En sade gorunusleri devamli ilke edinen klasik ebru cesidi yuzyillarca nakil yoluyla gunumuze kadar gelerek ebru sanatinin ana kolunu olusturmaya devam etmektedir.
Ebru teknesi sanatcinin aynasi gibidir.Kisi ic dunyasini adeta suyun uzerinde gorerek resimler.Ebru sanati zaman zaman terkedilmeye yuz tutmussa da gunumuzde genc nesillerce tekrar ilgi gorup devam ettirilmektedir.
Ebru Sanatcılar Hatip Mehmet Efendi (.....-1773)
Ayasofya Camii din görevlisi. Hatip adı buradan geliyor. Önemli ilk ebrucularımızdan. Doğum tarihi bilinmiyor. Zühdi İsmail Ağa'dan sülüs-nesih yazı dersleri almış. Figüratif ebruyu o bulmuş. Hocapaşa'daki evinde çıkan yangında eserleriyle yanarak ölmüş.
Edhem Efendi (1829-1904)
1829'da Üsküdar'daki Özbekler Tekkesi'nde doğdu. Arapça ve Farsça bilirdi. Önemli ilk ebrucumuz. Kami mahlası kullandı. Dülgerlik, demircilik, oymacılık, dokumacılık, matbaacılık ve makinecilik ustasıydı. İlk kurşun boruyu dökmüş, üç beygirlik motor yapmıştır. Hezarfen olarak anılırdı.
Necmettin Okyay (1883-1976)
Mürekkepçilik, aharcılık, okçuluk, gülcülük, mücellitlik, hattatlık ustası. Bu nedenle Hezarfen adıyla anılır. Ebruculuğu Edhem Efendi'den öğrendi. Medresetül Hattatin'de ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğretmenlik yaptı. Figüratif ebrunun ilk örnekleri olan çiçekli ebru türünü geliştirmiştir.
Mustafa Düzgünman (1920-1990)
Ebruculuğu kuzeni Necmettin Okyay'dan öğrendi. İyi bir cilt, ud ve fotoğraf ustasıydı. Hatip Mehmet Efendi ile başlayıp Necmettin Okyay'la ilerleyen figüratif ebru sanatını geliştirmiş, bu mirasa papatya ebrusunu eklemiştir. Aktar olan Düzgünman'ı 1990 yılında yitirdik. Mezarı, Karacaahmet'tedir.
Niyazi Sayın (1927-İstanbul)
Üsküdar'daki attar dükkanında Necmeddin Okyay, Mustafa Düzgünman ve dönemin önemli müzik insanlarıyla buluştu. Burada ney'e ilgi duydu. Ney sanatçısı olarak radyoya geçti. Futbol ve tenis oynadı. Fotograf çekti. Necmettin Okyay ve Mustafa Düzgünman’dan klasik ebru öğrendi.
Nusret Hepgül (1920-İstanbul)
Emekli Dz. Albayı. Ebru tarihi arastırmacısı. Yapı Kredi’nin açtığı ebru kursunda Taşkın Savaş’tan ders aldı. Eski ebruları 30 albümde topladı. Süleymaniye Kütüphanesi'nde Günümüz Ebrucuları 1990 adlı albümü bulunuyor. Kültür Bakanlığı Kütüphanesi'nde çok sayıda albümü var.
Hikmet Barutçugil (1952 Malatya)
DGSA tekstil eğitimli. Emin Barın öğrencisi. ‘Barut Ebrusu‘ türünü geliştirdi. Açtığı sergilerin 46'sı yurt dışında 32'si yurt içinde. Uluslararası ödüller aldı. MSÜ Geleneksel El Sanatları Bölümü öğretim görevlisi. British Museum gibi dünyanın birçok müzesinde ve özel koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır.
Alpaslan Babaoğlu
İngiltere’de Elektronik Mühendisliği okudu. 1989'da Mustafa Düzgünman'dan ebru icazeti aldı. İlk kişisel sergisini 1990'da Topkapı Sarayı’nda açtı. Toprak boya kullanarak ebru yapıyor. 1999 yılında pigment boya da kullandı. MÜ Güzel Sanatlar Fakültesi’nde ebru dersleri vermektedir.
Fuat Başar (1953-Erzurum)
Fakülte yıllarında (1976) Hüsn-ü hat ile meşgul oldu. 1977'de Düzgünman'la mektuplaştı. 1980'de İstanbul'a yerleşerek Hattat Hamid Aytaç'tan yazı icazeti, 1989'da Mustafa Düzgünman'dan ebru icazeti aldı. Bu tarihten itibaren hayatını profesyonel hattat ve ebrucu olarak sürdürmektedir.
Timuçin Tanarslan (1943-Adana)
1969-70 döneminde AİTİA'nden mezun. Ankara'da sahaflık yaptı. 1981'de ebruya başladı. M. Düzgünman'dan icazetli. 1984'te Topkapı, 1989'da Yıldız Sarayı'nda ebru sergisi açtı. Mısır'da ebru gösterisi yaptı. K. B. yarışmalarından birincilikleri var. 1989-90'da Sidney de segi açtı.
Köksal Çiftçi (1952-Ardahan)
TGSYO Resim Bölümü mezunu. Ebruyu H. Barutçugil'den öğrendi. Çağdaş ebru yapıyor. Sarı basın kartı taşıyarak gazete ve dergilerde 25 yıl karikatür çizdi. Mesleki makaleler yazdı. İstanbul Valiliği için Nutuk özetledi. Yurt içi ve dışında sergiler açtı. Maltepe Üniversitesi'nde öğretim görevlisi.
- Şebek Mehmet Efendi
- Hatip Mehmet Efendi
- Şeyh Sadık Efendi
- Mehmet Salih Efendi
- Hazerfen şeyh İbrahim Edhem Efendi
- Hattat Sami Efendi
- Mehmet Necmeddin Okyay
- Bekir Efendi
- Sami Okyay
- Sacid Okyay
- Mustafa E. Düzgünman