Arama


KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
2 Mart 2008       Mesaj #10
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Ad:  Afganistan ve Afganistan Tarihi9.jpg
Gösterim: 1409
Boyut:  51.7 KB

Belh

Belh, Afganistan'ın kuzeyinde yer alan bir vilâyettir.
Belh vilâyetinin merkezi Mezar-ı Şerif şehridir. 17,249 km² yüzölçümündeki vilayetin nüfusu 870.000'dir.
Belh, Bactra olarak da bilinir ve bir zamanlar dünyanın önemli bir şehriyken Moğollar tarafından tamamen yok edilmiştir. Bugün Afganistan’ın kuzeyinde merkeze bağlı küçük bir şehirdir ve başkent Mezarı Şerif’in 20 km kuzeybatısında, Amu Derya’nın yaklaşık 74 km güneyindedir.
Belh, bir zamanlar Horasan’ın önemli şehirlerinden birisiydi. İran’ın doğusunda Farsça konuşulan bir bölgede bulunuyordu.
Eski Belh şehri (bugünün Afganistan’ının en eski şehridir) Veda’lı ismi Bhakri’yle ilişkilidir ki sonradan Yunanlılar Bactra demiştir ve ismini Bactra’ya vermiştir. Takharistan veya Bactria’nın merkezi ve başkenti olarak bilinirdi. 365 metre rakıma sahip, mevsimlik akan Belkh Nehri’nin sağ kıyısından 12 km ileride olan eski Belh, bugün çoğunlukla bir enkaz yığınıdır.

Belh’in Tarihi


Belh, bölgenin en eski şehirlerinden birisidir ve Kuzey Amu Derya’dan yaklaşık olarak MÖ. 2000–1500 yılları arasında göç eden Hindu-Avrupa dilini konuşan Aryan kabilesinin ilk şehri olarak düşünülür. Araplar onu, eskiliği sebebiyle Ummul-Belaad veya “Şehirlerin Anası” olarak adlandırırdı.
Mevsim değişikliği, onun topraklarının çok verimli olduğu zamanlarda şehrin terkine yol açmıştı. Bölgeyi Şehirlerin Anası olarak adlandıran ve Zerdüşt’ün Belh’te doğduğuna inanan yerel halk, bölgenin mükemmelliğinin ve antikliğinin farkındadır. Ve ayrıca Zerdüştler tarafından Zerdüşt’ün orada gömülü olduğuna inanılır. Şehrin kuruluşu efsanevi olarak Kaiomurs’a dayandırılır (ki o Pers Romulus’udur.) ve en azından çok erken tarihlerde Kaiomurs’un Ectabana, Nineveh ve Babylon’un rakibi olduğu kesindir. Uzun süreden beri gelen Anahita’nın kutsal kutusunun orada bulunduğu ve oranın zenginliğinin yağmalayıcıları çektiği inanışı vardır.
Zerdüşt’ün kurduğu Zerdüştlük dininin uzun süre merkezi olduğu ve Zerdüşt’ün buranın duvarları arasında öldüğü Firdevsi’nin şiirlerinde geçmektedir. Ermeni kaynakları Part’lı Arsac’ın, başkentini burada kurduğunu göstermektedir. Bazı uzmanlar Kavi İmparatorluğunun birçok mitolojik krallarının Belh civarlarındaki bölgelerin yerel yöneticileri olduğuna inanmaktadır. Xuanzang’ın Anıları’ndan öğrendiğimize göre, onun 7. yy’daki gezisinde şehirde veya yakınlarında bine yakın budist tapınağı, üç bin cemaat, bir dizi budist anıtı ve diğer dinlerin mabedleri varmış. En kayda değer olanı çok değerli (para açısından) bir buda heykeline sahip olan Nava Vihara’ydı. Bu tapınak Pramukh adı verilen Kashmiri Brahmin’leri tarafından yönetiliyordu. Arap fethinden kısa süre önce, tapınak Zerdüştlerin ateş tapınağı olmuştu. Bu binanın meraklı ilgisi, Belh’in kilden yapılmış bir şehir olduğunu, kum yığınları, altı kapı ve üç km’ye varan genişliğiyle tasvir eden 10. yy’ın bir Arap gezgininin yazılarında bulunur. Gezgin, ayrıca bir kaleden ve bir camiden de bahseder.
Ancak, Perslerin 7. yy’daki İslami fethi sırasında Belh, Umar ordularından Belh’e kaçan Pers İmparatoru için gözcü karakolu ve güvenli bir sığınak sağlamıştı. Daha sonra, 9. yy’da Yakup bin Laith as-Saffar’in hükümdarlığı zamanında, İslam bölgenin halkı arasında sağlam bir şekilde kök salmıştı.
12. yy’da İdrisi, Belh’te birçok çeşit eğitim kuruluşlarının varlığından ve Belh’in aktif ticareti devam ettirdiğinden bahseder. Hindistan ve Çin’e kadar uzanan önemli ticari rotaları vardı.
1220’de Cengiz Han, Belh’in halkını katletmiş ve savunmaya elverişli tüm binalarını yerlebir etmiştir. Fakat bunlara rağmen Marco Polo, şehri hâlâ “Asil ve Mükemmel Bir Şehir” olarak tasvir edebilmiştir.
16. yy’da, Özbekler Belh’e girmiştir. 1640’larda Moghul Şah Jahan, Özbeklerle nafile bir şekilde savaşmıştır. Aurangzeb gençlik yıllarında Belh’in hükümdarlık tahtına geçmiştir. 1736’da Belh, Nadir Şah tarafından ele geçirilmiştir. Durani Monarşisi altında Afganların eline geçen Belh, 1820’de Kunduz’lu Şah Murat tarafından fethedilmiştir ve bir süre Buhara Emirliği’nin gündeminde kalmıştır. 1850’de Muhammed Akram Han Belh’i ele geçirdi ve o zamandan beri Afgan yönetiminde kaldı.

Belh’in Antik Enkazları


Helenistik kalıntıların başlıcaları Belh’te bulunurdu. Yunanlılar ve Achaemenid’ler zamanında oluşmuş eski toprak tabakalarının kazı araştırılması 2003’te başlayana kadar hiçbir profesyonel arkeolojist Belh’te çalışma fırsatı bulamamıştı. Helenistik kalıntılar bulundu ve Bactra şehrinin Yunan-Bactra’lı ve Selecuid’li kalıntılar aydınlatıldı.
Daha önce inşa edilen Budist yapıları, İslam dönemindekilerden daha dayanıklı olduğunu kanıtladı. Top-Rustam, yerden 46 m çapında, tepeden 20m ça-pında ve 15m yüksekliğindedir. Dört dairesel kubbenin çökmesi, muhtemelen dört koridorun delinmesine yol açmıştır. Binanın temeli 60cm’lik güneşte kurutulmuş kare tuğlalardan yapılmıştır, ki bu tuğlalar 10-13cm kalınlığındadır. Takhte Rustam eşit olmayan kenarlarla V-şeklinde planlanmıştır. Açıkça görülür ki, ker***ten yapılmıştır. Çinli gezgin Xuanzang’ın bahsettiği Nan Vihara’yı bu enkazlarda tanıyabiliriz. Bu çevrede başka birçok bu yapılara benzer binaların enkazı vardır. Mezarı Şerif yolundaki enkazların yığınları, modern Belh’in üzerinde bulunduğu topraklardaki eski şehir alanının muhtmelen daha eski olduğunu temsil eder.

1911’de Belh


Sabz Mescidi’nin kalıntıları, Yeşil Cami adını seramikle kaplı kubbesinden almıştır.
Belh’te sel zamanında sıtmanın patlak vermesi sonucu bölgenin başkenti 1870’te Mezarı Şerif’e kaydırılmıştır.
1911’de Britannica Ansiklopedisi; 4000metre karelik enkazın ortasında 500 Afgan yerleşeni, bir Yahudi kolonisi ve küçük bir pazar tasvir etmiştir.
Batı kapısından girerken ansiklopedi yazarlarının Cuma Mescidi’nin enkazlarını farkettiği üç tane kemerin altından geçersiniz. Dışarıdaki duvarların, genellikle tamamen bakımsız, 10.5 ila 11.3km ile şehri çevrelediği tahmin edilir. Güneydoğuda bu duvarlar yüksek kum tepelerindedir.
Kale ve sığınak kuzeydoğudadır. Ve şehirden oldukça yüksek çıplak bir kum yığınının üzerindedir, duvarla çevrilidir ve ikisinin de hendekleri vardır. Ancak birkaç sütunun enkazından başka bir şey kalmamıştır Yeşil Cami’nin Abu Nasr Parsa’nın türbesi olduğu söylenir. Önceki medresenin kemerli girişinden başka bir şey kalmamıştır.
Şehirde 1911’de birkaç yüz gerilla tarafından bir karakol kuruldu. Bu gerillalar, Mezarı Şerif’in kenarında Takhtapul’da askeri destek alan Afgan-Türkistan’ın düzenli ordularındandı. Kuzeydoğu tarafındaki bahçeler bir kervansaray içerirdi. Ki bu kervansaraylar Platanus Orientalis adı verilen bir grup görkemli “chenar” ağacının gölgelendirdiği bahçenin bir kenarını oluşturuyordu.

Bugünlerde Belh


Bir modernleştirme projesi 1934’te uygulamaya konmuştur. Bu kapsamda sekiz cadde yapılmış, barınaklar ve çarşı-pazarlar inşa edilmiştir. Modern Belh, genellikle İran koyunu diye bilinen koyunun yününden elde edilen pamuğun endüstrisinin ve badem ve karpuz yetiştiriciliği gibi tarımsal faaliyetlerin bir merkezidir. Eski harabelerden ve yerleşkelerden kalma bir dizi, ilgi kaynağı olan görülecek yerler vardır:

—Sayed Subhan Quli Han’ın medresesi —Khwaja Nasr Parsa’nın türbesi ve camisi olan Bala-Hesar —Bayan şair Rabia Balkhi’nin kabri — Dokuz Kubbeli Cami (bu güzelce süslenmiş cami, Afganistan’da bilinen en eski islami anıttır. Ve ayrıca Hacı Piyade ile de ilgilidir.) —Tap-e Rustam ve Takht-e Rustam

Kültürel Rolü


Belh, oradan Aryanların İran ve Hindistan’ın değişik yerlere göç ettiği ana şehirdi. Birkaç yüzyıl Aryan medeniyetinin yayılmasında kilit şehir olarak rolünü korumuştur.
Belh, Fars dilinin ve edebiyatının gelişmesinde çok önemli bir role sahipti. Fars edebiyatının eski eserleri, aslen Belh’ten gelen yazarlar ve şairler tarafından yazılmıştır. Birçok ünlü Pers şairi Belh’ten gelmiştir:
—10. yy’da yaşayan ve Fars şiir tarihinin ilk bayan şairi olan Rabia Balkhi —Dakiki Balkhi, 10. yy —9. ve 10. yy’ın şailerinden olan Şahid Balkhi, Abul Muayed Balkhi, Abu Şükür Balkhi, Marufi Balkhi —Unsuri Balkhi, 10. ve 11. yy şairi —Anvari, Belh’te doğup Belh’te vefat etmiştir, 12. yy şairi —İbni Sina, 10. yy’ın ünlü filozofu ve bilimadamı, babası Belh’in yerlilerindendir —Mevlana Rumi, Belh’te doğup Belh’te eğitim görmüştür, 13. yy

Vilayetin şehirleri
  • Belh
  • Chahar Bolak
  • Chahar Kint
  • Chimtal
  • Dawlatabad
  • Dihdadi
  • Kaldar
  • Khulm
  • Kishindih
  • Marmul
  • Mezar-ı Şerif
  • Nahri Shahi
  • Sholgara
  • Shortepa
  • Zari
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 5 Kasım 2016 03:29
Gerçekçi ol imkansızı iste...