ÇİN MAFYASI;ÇİN ÜÇLÜSÜ /TRAİDLAR)
Triad’lar, gasp, uyusturucu kaçakçiligi, fuhus, kumar ve yan suç gruplari olarak adlandirilan Çin video sektörü, kitaplar, gazeteler ve eglence hizmetlerinin de dahil oldugu genis bir suç yelpazesine sahiptir. Örgütün çok genis denizler ötesi bir aginin bulunmasi, kolaylikla uluslararasi suç faaliyetlerine de karismasina imkan saglamaktadir.
Çinli Triad’lar, Amsterdam, Londra, Manchester, New York ve San Francisco sehirlerinin de dahil oldugu Çinli topluluklarin bulundugu dünyanin her yerinde iyi bir sekilde örgütlenmislerdir.
Silah kaçakçiligi ile baglantili olarak ABD ve Avrupa’ya özellikle eroin kaçakçiligi ve hirsizlik, lüks otomobil, zengin piyasalara yat ve Çin Halk Cumhuriyeti’ne tüketim mallari kaçakçiligi ve uluslararasi kredi karti sahtekarligi gibi diger tip suçlar, Triad’larin uluslararasi boyutta yogun olarak yürüttügü faaliyetlerdendir.
1994 yilinda Ispanyol polisinin kayitlarina göre, Ispanya’nin Galicia bölgesinde Çinli yasadisi göçmenlerin sayisindaki hizli artisa binaen yapilan arastirmalarda, Triad’larin yasa disi insan kaçakçiligi ve eroin ticareti basta olmak üzere birçok suçla istigal olduklari ve hizla Avrupa Birligi ülkelerinde örgütlendikleri tespit edilmistir. İTALYAN MAFYASI COSA NOSTRA 
Belirtilen örgütlerden en önemlisi açikça Cosa Nostra’dir. Italya’da diger suç örgütleri ile karsilastirildiginda, Cosa Nostra, ülke içinde ve disinda, güç ve zenginlik olarak çok iyi durumdadir. Kendi yönetim modelini dikte edip, önemli operasyonlarin arkasinda bir motor gibi hareket etme stratejisi olan bir örgüttür.
Cosa Nostra’nin birçok faaliyetlerinin halen bölgesel olmasi ve Güney Italya’da konuslanmasina ragmen, Cosa Nostra her geçen gün uluslararasi bir yapi arz etmeye baslayarak, Avrupa ve Amerika’yi tehdit etmektedir. Avrupa ve Amerika’ya göç dalgasinda etkin bir rol oynayan örgüt, Almanya örneginde oldugu gibi ABD’de de bu sayede eroin piyasasinin önemli bir bölümüne sahiptir.
Örgütün halihazirda 180’den fazla mafya ailesi bünyesinde, yaklasik 5.000 örgüt üyesi vardir. “Pismanlik Yasasi” çerçevesinde güvenlik kuvvetleri ile isbirligine gidenlerin itiraflari neticesinde diger örgütler gibi Cosa Nostra da son 5 yilda büyük darbeler yemistir. Su anda, örgüt Sicilya mafyasi ve KADEK agirlikli Türk mafyasi basta olmak üzere, Napoli, Kolombiya, Çin ve Rus mafyalarinin destegi ile ayakta durmaya çalismaktadir.
Sicilya mafyasinin, bununla birlikte bazi problemleri bulunmaktadir. Ilk olarak, Italya’da uyusturucu pazarinda bir tekel kuramadigi gibi Avrupa’daki uyusturucu faaliyetleri de iyice zayiflamistir. Mafyanin 1983-1992 tarihleri arasinda Italyan Adli Makamlarina yönelik saldirilari da mezkur zayiflamanin belirgin göstergesidir. Siyasi irade ile baglarin kurulmasi ve devletle gizli iliskilerin tesisi, bu zayiflamanin güçlendirilmesi çalismalarinda birer asama olarak degerlendirilmekte idi. Son zamanlarda hassas bir kamuoyunun olusmasi ve degisen siyasal ortamdan ciddi rahatsizliklar duyan Sicilya mafyasi halen suç örgütü olma ve güvenlik kuvvetlerinin ana sorununu teskil etme özelliklerini muhafaza etmektedir.
Napoli Camorra
Örgütün, faaliyetleri 5.731.426 nüfuslu, 549 belediyeye sahip olan Compania bölgesinde, Napoli sehrinde ortaya çikmis olup, faaliyetleri buradan yürütülmektedir.
Camorra’nin teskilat yapisi, üst derecede yöneticinin bulunmadigi, tepesiz bir piramit ve basibos çetelerin olusturdugu bir örgüt seklindedir. Mafya tipi organizasyonlar içinde Camorra’nin en belirgin amaci stratejik suç ittifaklarina katilarak, faaliyetlerini bölgesel sinirlar boyunca genisleterek yaymaktir. Önemli denecek ölçüde sansasyonel cinayetleri bulunmamaktadir. Halihazirda 100’den fazla mafya ailesi bünyesinde 6 ila 7 bin örgüt üyesi bulunmaktadir.
Camorra ile ilgili en önemli tespitlerden biri de, bu örgütün uyusturucudan elde ettigi kara parayi aklama operasyonlarini rahatlikla Hollanda, Ingiltere ve Almanya’da gerçeklestirmekte olmasidir.
Cosa Nostra ve Ndrangheta gibi yedigi darbeler sonucunda hizli bir düsüse geçen Napoli’nin Camorra örgütü, gasp, haraç ve sigara kaçakçiligi yollariyla pes etmemeyi hedeflemekte, 21 milyar dolarlik cirosu ile elemanlarini beslemeye devam etmektedir.
Calabrion Ndrangheta
Bu örgüt 2.146.724 milyon nüfus ve 409 belediyeli Colobrio’nun güneyinde yer alan bir bölgede ortaya çikmis ve buradan da yönetilmektedir. Örgütün faaliyetleri genellikle Italya’nin merkez ve kuzey bölgelerinde yogunlasmaktadir. Cosa Nostra örgütüyle yakin baglantilari vardir. Yatay teskilatlanma biçimine sahip olup, bölgesel veya yerel düzeyde sorumlulari bulunmamaktadir.
En çok rastlanilan faaliyeti, perakendecilerden, rakiplerden, mütesebbislerden ve is adamlarindan para toplamaktir. Fidye için adam kaçirmak da Ndrangheta’nin geleneksel finansal dayanagi haline gelmistir. Geçmiste özellikle 1985’ten sonra Calabria klanlari uyusturucu kaçakçiligina el atmislardir. Örgüt mensuplarinin en fazla, Fransa, Almanya, Ispanya, Hollanda’da yerlestigi bilinmektedir.
Sacra Corona Unita
Bu örgüt, Puglia bölgesinin güneyinde yapilanmistir ve yukarida arz edilen Cosa Nostra, Camorra ve Ndrangheta örgütleriyle özellikle uyusturucu kaçakçiligi konusunda yakin baglanti ve iliskileri vardir. Örgütün bilinen faaliyetleri 1980 yili itibariyla tanimlandigindan, yeni mafya tipi organizasyonlar içerisinde yerini almaktadir. Faaliyetlerinin az olusu ve çok küçük bir örgüt olmasi gerçegine ragmen, gerçeklestirmis oldugu faaliyetlerinin niteligi itibariyla, en az büyük örgütler kadar acimasiz ve zalimdir. Örgütün degisik 50 topluluktan olusan yaklasik 1000 üyesi bulunmaktadir JAPON MAFYASI YAKUZA Piramit seklindeki örgütlenisi, alt üst iliskisi, insanlara yaklasimi, kati kurallari, devleti ve ülkeyi her seyden üstün tutusu ve görüntüsü ile Yakuza, ender bir yapiya sahiptir. Siyah takim elbiseli, beyaz kravatli, günes gözlüklü, çogu ustura trasli, vücudu dövmeli, serçe parmagi kesik Japon mafyasi, isleyis tarziyla, Rus ve Italyan mafyalarini geride birakir.
Yakuza'nin, Japonya'da saklanma ya da yer altina çekilme gibi bir sorunu yoktur. Çünkü her zaman gözler önündedir, alkislarla siyasal zemindedir, devletin içindedir, polisle kol koladir. Devlet görevlileriyle olan bu danislikli hareket tarzi, Japon mafyasina toplum düzenini koruma misyonu yüklemistir. Suç unsurlarini asgariye indirip çözümü polise havale etmek de, en önemli islevlerindendir. Tamamen geleneksel Japon anlayisi üzerine kurulmus olan Yakuza, yaklasik 20 bin kisilik ordusuyla, ülke genelini en ücra sokaklarina kadar kontrolü altinda tutmasiyla meshurdur. Üyelerini asiri sagci sokak gençlerinden de seçen Japon mafyasi, büyük holdinglerden, köse baslarindaki küçük is yerlerine, partilerden karakollara kadar genis bir yelpazede görülür.
En sert kati kurallarla donatilmis Japon mafyasinin kendi arasinda çeliski ya da çikar hesaplasmasina girdigi pek nadirdir; aksine son derece uyumlu bir çalisma tarzi vardir. Hangi üyenin hangi gruba bagli oldugu, vücutlarina islenmis dövmelerle belirginlesmistir, hangi mafya grubunun hangi alani kontrolünde tutacagi da çok önceden beri netlestirilmis, bölgeler paylastirilmistir.
Kendi içinde hata yapan üyesinin küçük serçe parmagini keserek cezalandiran Yakuza, hatalarin çogalmasi ile diger parmaklari da sirasiyla keser. Eger hata affedilecek ölçüyü zorluyorsa direk polise teslim edilir, birkaç yil cezaevine gönderilir, kendisini düzelterek gelmisse ayni grup içine terfi edilerek yeniden alinir.
Çünkü Japon mafyasi Yakuza üye olarak arasina aldigi kisilerin akilli, uyumlu, kurallari bilen, Japonya'nin birligine, aileye sadik ve yeri geldiginde acimasiz bir kisilige sahip olmasini ister. Genellikle devlete ait olmayan özel isyerlerini haraca baglayan Yakuza, para toplama isini aksatmadan, periyodik olarak mükemmel bir sekilde organize eder. Japon mafyasinin elde ettigi gelir, büyük holdinglerin ülke payina düsen kazancindan daha da fazladir. Ekonomik isleyis diger bazi ülkelerin tersinedir. Mafya babasinin elemanlarina para vermesi söz konusu degildir. Aksine üyeler dostlarini beslerler.
Daha önceleri topladigi "vergi"lerle ayakta duran ve insanlarda derin korkulara yol açan Japon mafyasi Yakuza, son yillarda uyusturucu ve fuhus sektörüne yönelince, eski popülaritesini kaybetmeye basladi.
Tayland, Filipinler, Kore gibi bazi Güney Asya ve Kolombiya, Arjantin, Brezilya gibi Güney Amerika ülkelerinden getirilen kadinlar, Yakuza araciligiyla, fuhus merkezlerinde Japon erkeklerine bahisle sunularak, herkesin gözü önünde, izleyenlerin alkis temposuyla fuhus gösterileri yapilir. Böylesi yerlere, Japon olmayan erkekleri almazlar. Japon kadinlarinin girmesine izin verilmez. Bu sektörden korkunç gelir elde eden Yakuza'ya, polis hiç bir sekilde müdahale etmez.
Kirli islerde yabancilari kullanmada uzman olan Japon mafyasinin, özellikle buraya para kazanmak amaciyla gelen basta üçüncü dünya ülkeleri insani olmak üzere, "gözü kara" kisileri seçmesi de diger bir noktadir. Uyusturucu trafiginde Çin, Iran, Pakistan gibi ülkelerin insanlarini taseron olarak kullanan Yakuza, "vizesiz gençlerden seçtikleri kisileri", görevleri bitince paçavra gibi polise teslim eder ve yurtdisi edilmesini saglar. Bu anlamda, Japonya'ya yillar önce gelmis olan basta Iran'lilar ve Çinliler, bu ülkeyi ve insanlarini, yakindan tanimak avantajini yakaladilar. Yakuza-polis iliskisini çok iyi bir sekilde çözdüler. Çinliler, halen Yakuza ile iç içe olmayi sürdürürken, Japonlara göre sert yapiya sahip Iranlilarla Yakuza üyeleri arasinda daha önceleri yasanan yeralti hesaplasmalari ise zaman zaman kanli oldu.
Japon mafyasinin, toplum düzenini saglayip bir anlamda ön kontrolör görevini yapmasi ve bunu yürütürken polisle olan paralelligi ve danisikligini söz konusudur.
Ayrica bu yapidaki elemanlarin, son derece islek olan tren istasyonlari yakininda, elini agzina götürüp sesler çikararak isaretle uyusturucu satmalari, her gün göz önünde yasanan bir gerçektir.
Japon organize suç örgütü olarak tarif edilse de aslinda diger suç örgütlerinden bir kaç açidan çok farkli özelliklere sahip olan topluluktur.
Ilk olarak yer altinda degil sokaklardadir. Ikincisi de siyaset ve polis ile açik iliski içerisindedir.
Küçük mahalle derecesinde yasamlarini sürdüren Japonlar, güvenlik teskilatinin da kurumsallasmamasi sebebiyle suça karsi toplumsal boyutta bir korumaya sahip degillerdir. Gündüzleri islettikleri meyhane, bakkal, seyyar arabali yemek dükkanlarini aksam olunca hirsizlik gibi suçlara karsi koruma, ertesi güne saglam bir sekilde mallarini çikarmak sorunu içindedir Japonlar. Çözüm olarak issiz suça egilimli gençlerden, mahalleyi bekleme, gireni çikani kollama, mallari, dükkanlari geceleri korumalari istenir ve bunun karsiliginda belirli bir bedel ödenmesi teklif edilir. Mahallenin biçkin delikanlilari bunu kabul ederler.
Verilen bu göre fazlasiyla yerine getirilir ve bu olusum gittikçe teskilatlasmaya baslar ve mahalleyi de asarak bulunduklari bölgelerin koruma ve güvenligini zorla ve bedel karsiliginda ellerine geçirmeye baslarlar. Bu sekilde Yakuza denilen kurum olusmaya baslar. Bu gelismeler özellikle Meiji dönemine (1800”lerin ikinci yarisi) kadar bu sekilde sürer. Daha sonrasinda ise batililasma hareketleri, gelisme, ikinci dünya savasi sonrasinda baslayan hizli sanayilesme suresi ile birlikte bu olusum kendini daha da farkli boyutlara (holdingler-siyasilerle ile iliskiler boyutuna) tasir.
Iste bu sebepledir ki, halen günümüzde organize Japon suç örgütü bu kadar bariz bir sekilde ortada gezebilmektedir. Çünkü bu örgütü temelde kuranlar yine bildigimiz tarlada çalisan Japonlardir ve kendileri için kurmuslardir.
Japon gece yasantisi içerisinde olmazsa olmazlardan birisidir Japon organize suç örgütü. Bunun bir sebebi de, Japon polisinin - özellikle de karakol polislerinin- adres sorma ve yaslilara yardim etmekten baska bir ise yaramamalarindan kaynaklanmaktadir. tüm gece hayatini ayakta tutan da , göreceli olarak güvenligini saglayan da söz konusu Japon organize suç örgütüdür. Elbette ki bu yaptiklari görev karsiliginda mekan sahiplerinden belirli bir bedel almaktadirlar bu isleri yani gece hayatini bizzat idare edenler söz konusu Japon organize suç örgütünün alt tayfasidir. Bunlara Chinpira denilir. büyük babalar ortalarda gözükmez onlar genelde, diger büyük grup (Kumi) babalariyla vakit geçirirler.
Bu Japon organize suç örgütünün en kuvvetli oldugu yerler Japonya’nin güney batisi diyebilecegimiz(Hiroshima-Yamaguchi) Çin bölgesi’dir.
20.000 küsur üyesi 600.000 yandasi oldugu tahmin edilmektedir. Devlet bu kadar kalabalik, güçlü, onurlu bir örgütle basa çikamadigi için is birligine girismistir. Çogu faaliyetine göz yumulur. Tabii ki Yakuza’nin sadece Japonya’da is yaptigini düsünmek komiktir. Bütün uzak dogu'da faaliyet gösterir. ABD’deki mafyalarla yakin iliski içindedir. Bir Yakuza, içinden kesinlikle çikilamayacak bir duruma düstügünde, iskence görecegini ve agzindan zorla laf alinacagini gördügünde disleriyle dilinin altindaki damari sertçe isirarak intihar eder.
"Yakuza" deyimi Hanafunda (çiçek kagitlari) adli bir tür kart oyunundaki en kötü sonuç olan 20 sayisindan türetilmistir.toplami 20 sayisini veren üçlü kagit kombinasyonunun (8,9,3) Japoncasidir Yakuza.
"Yubitsume" denilen serçe parmagini kesme ise bir hata yada suçu affettirmek için yapilir ve bagliligin simgesidir. Vücuda delicesine yapilmis dövmeler ise bir çesit mertlik ve cesurluk gösterisidir. Tamami asiri sagci olan Yakuza aileleri çok kati bir seflik sistemine göre örgütlenir. KOLOMBIYALI KARTELLER 
Kolombiyali karteller, birçok yönüyle birbirlerine benzemektedir. Birçok uluslararasi suç örgütünden farkli olarak degisik her türlü suçla ilgilenen Kolombiyali karteller, uyusturucu isinde bir numaradir. Gerçekte, karteller -ki su an kokain endüstrisinde hakim olan Cali karteli için özellikle durum böyledir- diger gruplardan daha fazla olarak aralarinda bir suç kültürü olusturmak suretiyle isbirligine gitmisler ve her geçen gün de bunu arttirmislardir. Hatta kartel kendi içinde isbölümü ve uzmanlasmaya gitmek suretiyle bir sanayi gelistirmistir.
Gerek Kolombiya gerekse ABD ve Avrupa’daki faaliyetlerinde, Kolombiyali karteller, lojistik ve pazarlama gibi konularda uzmanlasmis hücre tipi yapilanmaya sahiptir. Bu yapilanma sayesinde, örgüt üyeleri arasindaki iliski ortadan kaldirilmakta ve örgüte ihanet en alt düzeye indirilmektedir. Cali karteli tipki diger uluslararasi sirketler gibi faaliyetlerini yürütmektedir.
Örnegin, özellikle son yillarda Bati ve Dogu Avrupa ve Eski Sovyetler Birligi topraklarinda piyasasini genisletmek amacina yönelik olarak, kokaine nazaran daha ucuz, daha rahat tasinabilen ve yüksek kar marjini saglayan Kolombiya eroinin üretimi ile ortaya çikan diger yan ürünlerini artirma çabasi içerisine girmistir. ABD’den sonra, Avrupa’da da bu kartellerin yayginlasmasi, bölgedeki yüksek eroin tüketimi ile bagdastirilmaktadir.
800 klani ve 25 bin dolayinda örgüt elemani ve yaklasik 100 bin yandasi ile Kolombiya mafyasi, Avrupa mafyasi ile isbirligine giderek Avrupa piyasalarina son 10 yilda Kolombiya’dan eroin sevkiyati yapmaktadir. Hatta, bu konuda en fazla isbirligini Türk mafyasi ile gerçeklestirmekte, eroin sevki tehlikeye girdiginde, Kolombiya mafyasinin kullandigi gemiler Türk mafyasinin emrine verilmektedir. En son Lucky-S ve Kismetim 1 gemilerinde ele geçirilen tonlarca uyusturucu maddenin orijini ve gemilerin bandiralari göz önüne alindiginda olayin ciddiyeti çok daha iyi anlasilacaktir.
MEDELLIN KARTELI
Pablo Escobar 1949'da dogmus bir köylü ve ögretmenin çocugu. Lisedeyken de antik mezar taslarini çalip tüccarlara satarmis. Hapisten kaçtiktan sonra 1993'de polis tarafindan vurularak öldürülmüstür.
Pablo Escobar, yasadigi Kolombiya’nin Medellin kasabasindaki karargahindan, uluslar arasi bir kokain dagitim sebekesi örgütlemeyi basarmis bir efsaneydi.Dahasi dünya çapinda faaliyet gösteren yeni gangsterlerin bir prototipiydi.
Escobar’in 1990’da 3 Milyar Dolara varan bir servetin sahibi oldugu tahmin ediliyordu.Bu servet, gayrimenkuller ve Escobar’in faks ve bilgisayar agiyla denetledigi deniz asiri yatirimlar sayesinde aklaniyordu.
Söylentilere göre Escobar, 1000 silahli adamdan olusan özel bir ordu besliyordu. Sorusturmacilara, politikacilara ve polislere karsi düzenlenen genis çapli suikastlarda kullandigi bu ordu, ona “Narkoterörist” unvanini kazandirmisti.
Ama Escobar’in eylemleri bir süre sonra çizmeyi asmaya basladi. Bunun üzerine Escobar Kolombiya yetkililerine teslim oldu ve onlara, kokain imparatorlugunu dagitmayi da içeren, barisçil bir çözüm önerisinde bulundu. Ne var ki kokain islerini, Bogota’da kendisi için özel olarak insa edilmis hapishaneden yönetmeyi sürdürdü.
1992’de hapisten kaçtigi zaman, onu ortadan kaldirmak isteyenlerce tam bir sürek avi baslatildi. CIA, taktik danismanlari destegindeki, özel görevler için hazirlanmis bir polis timi
Escobar’in pesine düstü. Bu sürek avinda, casus uydular ve Amerika’nin bölgeye gönderdigi bir C 130 tipi kesif uçagi da vardi. Ama Escobar’in ölmesini isteyen baskalari da vardi. RUS MAFYASI(ORGANIZTSYA) 
Onlarca yil Avrupa’yi, hatta dünyayi dehsete götüren Italyan mafyasi’nin zayiflamasi en çok Rus organize suç gruplarinin isine yaramistir. Berlin duvarinin yikilmasindan sonra is hacmini yüzlere, binlere katlayan Rus mafyasi “Organiztsya”, tüm Avrupa, hatta Afrika ve denizasiri ülkelerde bile yasa disi egemenligini kanitlamistir.
Rus mafyasi, yillik 200 milyar dolarlik cirosu ile organize edilmis örgütler arasinda birinci siraya oturmustur. 114 bin aktif elemana ve sayilari 3 milyona ulasan yandaslara sahip olan Rus örgütlü suç gruplarinin en önemli faaliyet alanlarini; antik esyalarin çalinmasi ve bunlarin batiya kaçakçiligi, fuhus, oto kaçakçiligi, silah ticareti ve uyusturucu kaçakçiligi olarak tanimlayabiliriz. Diger birçok faaliyetleri de bu listeye ekleyebiliriz. Ancak en çok karsilasilan suç tipleri bunlardir.
Rus organize suç gruplari; iç ve uluslararasi piyasalarda faaliyet gösteren, prototip firsatçi örgütlü suç gruplari içerisinde degerlendirilmektedir. Tipki Sicilya mafyasinda oldugu gibi, diger rakip örgütlü suç gruplarini tasfiye etmek suretiyle kendi bölgelerinde kontrolü elinde tutmak amacina yönelik yerel düzeyde faaliyetlerini yogunlastirmaktadir. Uluslararasi düzeyde de; kaçakçilik veya otodan silaha, tibbi malzemeden ham maddeye kadar kar imkani saglayan her türlü yasa disi faaliyetlerdeki hünerlerini de sergiledikleri yakinen bilinmektedir.
Rus mafyasinin en etkili klani “Solntsevo” yani Günes Tugayi’dir. Adini Moskova’daki bir semtten alan bu klan, Rus mafyasinin Avrupa’daki en etkili koludur. Berlin, Viyana ve Roma’yi kendilerine üs olarak seçmislerdir. Zaten, en azili babalarindan biri olan Yuri Essin’de halen Roma’da tutuklu bulunmaktadir.
Eski Sovyetler Birligi’nin kalintisi bazi Polit Büro üyelerinin intikamlarindan çekinen Rus mafyasinin babalarinin, simdilik Avrupa baskentlerinde yasayarak irtibat müesseseleri araciligiyla ülkedeki örgütlerini rahatça yönettikleri ve burada konuk olduklari ülkelerin mafyalari ile de isbirligine girdikleri bilinen bir gerçektir. Hatta buralarda, “royalties” yani telif hakki olarak kazançlarindan yüzde vermektedirler. Özetle, mafya örgütleri arasinda da know-how veya joint venture seklinde ekonomik anlasmalar olabilmektedir. Örnegin, bugün Almanya’da gayrimenkul piyasasini özellikle, Wiesbaden’de, elinde bulunduran Italyan Camorra örgütü, Rus mafyasi adina toplu konutlari satin almaktadir. Son düzenleyen Blue Blood; 19 Nisan 2006 10:15