Arama

Çevremizdeki enerji kaynaklarının yarar ve zararları nelerdir? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 31 Aralık 2012 Gösterim: 67.551 Cevap: 22
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Aralık 2009       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
çevremizdeki sorunlar nelrdir örnek verirmisiniz?
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Ocak 2010       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
cevremizdeki sorunlar
neler ltfn çok acil
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Mart 2010       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ENERJİ KYNAKLARININ ZARAR LARI
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Nisan 2010       Mesaj #14
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Arkadaşlar yardım edin çok zor bi ödev cevremizdeki sorunlar soruluyor. lütfen yardım
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
16 Nisan 2010       Mesaj #15
ener - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Arkadaşlar yardım edin çok zor bi ödev cevremizdeki sorunlar soruluyor. lütfen yardım

ÜLKEMİZİN ÇEVRE SORUNLARI ve ÇÖZÜM ÖNERİLERi
“Ülkemizde Yaşanan Çevre Sorunlarının Araştırılarak Sürdürülebilir Çevre Politikası İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla” kurulan TBMM Meclis Araştırma Komisyonu, Çeküd’den “Çevre sorunlarına ilişkin kurumunuzun tespitleri ve bu sorunlara ilişkin alınması gereken önlemler hakkında” brifing istemiştir.

Bu amaçla yapılan bir dizi ziyaret, görüşme ve istişareler neticesinde, değerli hocaların ve uzman bürokratların da katkılarıyla oluşturulan “Çevre sorunları ve Çözüm Önerileri” hakkındaki sunum dosyası 17.07.2008 günü Çeküd Yön.Kur.Bşk. Süleyman Yorulmaz, Yön.Kur.Üyesi Musab Şenol Yılmaz, Çeküd Genel Sekreteri Ali İhsan Güneşer, Çeküd Bilim Kurulu üyeleri Yrd.Doç.Dr.Eyyüp Debik ve Doç.Dr.İsmail Koyuncu’dan oluşan bir heyet tarafından TBMM Araştırma komisyonuna sunulmuştur.

Brifing dosyası aşağıda bilgilerinize takdim edilmiş olup, daha bilinçli bir toplum oluşturma ve çocuklarımıza daha yaşanabilir bir çevre bırakma adına bütün üyelerimizin Çeküd’e katkı ve önerilerinin devamını bekler; saygı, sevgi ve teşekkürlerimizi arz ederiz.


A- ÇEVRE SORUNLARINA YAKLAŞIMIMIZ

Çevre deyince; küresel ısınmadan, iklim değişikliğine, atık suların arıtılmasından katı atıkların bertarafına, hava kirliliğinden görüntü kirliliğine, geri kazanımdan tasarrufa, enerjinin verimli kullanılmasından suyun verimli kullanılmasına, tarım koruma ilaçlarından toprak erozyonuna varıncaya kadar geniş bir saha akla gelmektedir.

Çevre sorunları ise; bırakın mahalledeki komşunun komşuya zarar vermesini, dünyanın bir ucundaki devletin yaptığı tahribatın bedelini, diğer ucundaki devlete ve hatta gelecek kuşaklara ödetecek kadar etkin bir alandır.

Dolayısıyla çevre konusundaki bilinçlenme o kadar arttırılmalı ki; olaylara ve sorunlara kayıtsız kalmakla eş anlamlı hale gelen “herkes kendi işiyle meşgul olsun” kavramı yerine “iyiler gidişatı kendi istikballeri açısından yönlendirsin” kavramı sosyal hayatta işlerlik kazanmalı; kişiler arasında, halk ile devlet arasında ve devletlerarası sosyal baskı ve otokontrol sistemi yaygınlaşmalıdır.

Çünkü toplumda haklı ama güçsüz kitleler ne derece çaresiz ise, kontrol edilebilir caydırıcı bir güce sahip olmayan ülkeler de haksızlıklar karşısında o derece aciz durumda olacaklardır.

Çevreye zarar veren de koruyacak olan da insandır. Dolayısıyla insan-çevre ilişkisi yumurta-tavuk ilişkisine benzer. Bu kısır döngüyü azaltmak yine insan eliyle olacaktır.

Sosyal refah, çevre ve iktisat döngüsü içerisinde, en iyi çevre kalitesinin yakalanması, çevre ekonomisi ile israf arasındaki dengesinin oluşturulması, sosyal gruplar arasındaki hayat standardı farklılıklarının çevreye olan olumsuz etkilerinin azaltılması, eğitimli ve bilinçli insanlar eliyle olacaktır.

Çevre sorunlarının doğada kendi kendine işleyen arıtma, yenileme ve tamir dengesinin bozulmasıyla artış gösterdiği bir gerçektir. Bu denge çoğunlukla insan tarafından bozulduğuna göre, tamire doğadan önce insandan başlamak gerekecektir. Yoksa istem dışı meydana gelen doğal afetlere karşı, hazırlıklı olup uyum sağlamaktan öte yapacak bir şey yoktur.

O halde yaşam kalitemizi bozmadan, alacağımız önlemlerle çevremizi nasıl koruyabilir, insanları yaşadıkları mekanlarda nasıl daha mutlu edebilir, çocuklarımıza nasıl daha iyi bir dünya bırakabiliriz?

Yukarıdaki girişten sonra bu soruya iki temel yaklaşım sergilemek gerekecektir.

Bunlardan öncelikli olanı doğa ile insanı barıştıracak olan eğitimin yaygınlaştırılmasıdır. Bu aynı zamanda koruyucu hekimlik görevi yapacak, hastalıktan önce tedavi imkanı sunacak olan en ekonomik modeldir.

İkincisi ise mevcut hastalıkların tedavisinde uygulanacak olan teknik yöntemlerdir.

Gerek teknik konular, gerekse eğitim konuları biraz da ihtisas işi olduğundan çok detaylara girilmeden, sosyal bir bakış açısıyla yüzeysel çözüm önerileri sunulmalı, detay konular işin uzmanlarına havale edilmelidir.

B - ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ

Problem
Hava Kirliliği

Kaynak
Kentleşme, arazi kullanımı, ormansızlaştırma, ulaşım, endüstri

Çözüm
Kamuoyu bilinçlendirme, toplu taşım, emisyon kontrolü

Problem
Su kirliliği ve kontrolü

Kaynak
Kentleşme, iklim değişimi, arazi kullanımı, ormansızlaştırma, ulaşım, endüstri

Çözüm
Kamuoyu bilinçlendirme, tasarruf, havza
ların temizlenmesi, havza yönetimi,yeşil dokunun artması

Problem
Toprak Kirliliği

Kaynak
Endüstri, asit yağmurları, atıklar

Çözüm
Atık kontrolü

Problem
İklim değişikliği ve doğal afetler

Kaynak
Olağanüstü iklim koşullarındaki değişimler: Isı dalgaları, fırtınalar

Çözüm
Uyum, kamuoyu bilinçlendirme

Problem
Gürültü kirliliği

Kaynak
Araç kullanımı, kentleşme, duyarsızlık

Çözüm
Kontrollü kentleşme, kamuoyu bilinçlendirme

Sorun
Görüntü kirliliği

Kaynak
Çarpık kentleşme, reklam panoları, duyarsızlık

Çözüm
Yeşil dokunun artması, kontrollü kentleşme, kamuoyu bilinçlendirme

Problem
Katı atık kirliliği

Kaynak
Evsel, endüstriyel ve tıbbi atıklar

Çözüm
Atık kontrolü, kamuoyu bilinçlendirme

Problem
Ruhsal ve kültürel kirlilik

Kaynak
Doyumsuzluk, duyarsızlık, bencillik, gösteriş, saygısızlık, görgüsüzlük, vurdum duymazlık, tembellik

Çözüm
Kişisel gelişim, duygu eğitimi, doğru örneklendirme





Çevre sorunlarının kaynakları incelendiğinde öncelikle çarpık kentleşmenin ve plansızlığın getirdiği sorunlar ön plana çıkmaktadır. Ormansızlaştırma, araç kullanımı, endüstriyel faaliyetler, yanlış arazi kullanımı ve bunlardan kaynaklanan diğer çevre sorunlarının temelinde, plansızlık ve yaşadığı mekanda mutlu edemediğimiz mutsuz insanların köyden şehre göçü yatmaktadır.

Bu kontrolsüz insan hareketleri, geldikleri bölgeye ciddi uyum sorunları çıkarmakta; meydana gelen konut, alışveriş, eğitim, hastane, eğlence ihtiyacı ve bu ihtiyaçların zamanında, doğru ve yeterli oranda karşılanamaması; göçün meydana getirdiği kültürel boşluğun medya tarafından doldurulması, o bölgede çeşitli ruhsal, fiziksel, görsel, sosyal ve ekonomik alt ölçekli diğer sorunlara yol açmaktadır.

A - ŞEHİRCİLİK VE ALTYAPI
• İmar planlarının doğru yapılması ve korunması
• Kişi başına düşen yeşil alan miktarının AB standartlarına getirilmesi
• Toplu ulaşımın yaygınlaştırılması
• Demiryolu ve denizyolu taşımacılığının arttırılması
• Geri dönüşümün altyapısının hazırlanması
• Katı atık depolama sistemlerinin iyileştirilmesi
• İçme suyu, evsel, endüstriyel ve tıbbi atık bedelinin
doğru tespiti

B - ÇEVRE VE ENERJİ
• Enerji, ülkelerin sosyal ve ekonomik kalkınması için temel girdiyi oluşturduğundan, Türkiye gibi kalkınmasını sürdürülebilir hale getirmek için sürekli yatırım yapması gereken bir ülke için kritik ve stratejik bir öneme sahiptir.

• Enerjide %70’ler seviyesinde olan dışa bağımlılığı en aza indirmek için, ülkemiz kaynaklarından (su, kömür, rüzgar, jeotermal...) en verimli şekilde yararlanmak durumunda olduğumuz bir gerçek olduğu kadar; çevre problemlerinin bazılarının doğrudan enerji üretimi ve kullanımına bağlı olduğu da ayrı bir gerçektir.
• Kısa vadede fosil yakıtların (petrol, doğalgaz, kömür) kullanımında ve özellikle kömür madenlerimizde kaynak bazında iyileştirme yoluna gidilmesi, uygun baca gazı arıtma sistemlerinin kurularak çevresel zararlı etkilerin önlenmesi, enerjinin sürdürülebilirliği açısından önem arz etmektedir.

• Türkiye bir birim mal üretmek için OECD ülkelerinin 2 katı, Japonya’nın 4 katı enerji kullanmaktadır. Dolayısıyla Türkiye ekonomik büyümesi için gerekli ilave enerjiyi, GSMH’sı iki katına çıkana kadar hiçbir ilave kaynak kullanmadan, sadece kaçak ve kayıpları azaltacak tasarruf tedbirleriyle bile karşılayabilecek durumdadır.

• Enerjide kaynak çeşitlemesine gidilerek; rüzgar, güneş enerjisi, hidrojen enerjisi ve biyoenerji gibi yenilenilebilir temiz enerji kaynaklarının çevre dostu teknolojiler ile birlikte kullanımı teşvik edilmeli, enerjide özel sektör yatırımları arttırılmalı, başta kamu binalarında olmak üzere örnek uygulamalara geçilmelidir.

C – NÜKLEER ENERJİ VE TÜRKİYE
• Hükümet tarafından başlatılan Nükleer Santral girişimi, çevre alanında yakın geleceğin en geniş ve hararetli tartışma konusu olacaktır.
• Konuyu, Nükleer taraftarları veya karşıtlarının toplumu şartlandırmaya yönelik propaganda ve bilgi kirliliği arenasından çıkarıp; bilimsel veriler, dünyadaki uygulamalar, tehditler, fırsatlar ve ülke ihtiyaçları, özellikle de halkımızı ileride büyük sıkıntılarla karşı karşıya getirebilecek, enerjide dışa bağımlılık zincirinin kırılmasının gerekliliği gibi önemli hususları hep birlikte dikkate alan bir yaklaşım içerisinde müzakere zemini hazırlanmalıdır

ÇEKÜD TEKLİF EDİYOR!
• Nükleer enerji konusu; kritik analitik bir yaklaşımla, çatışmayı değil doğruda ve faydalıda uzlaşmayı hedefleyen bir müzakere zemininde; Çevre ve Orman Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı başta olmak üzere, yerel idareler, akademisyenler, sağduyu sahibi medya mensupları, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ve aklı eren, iyi niyet sahibi halkımızın katılımının sağlandığı, ortak Sosyal Sorumluluk Projesi halinde ele alınmalıdır.
• ÇEKÜD bu konuda üzerine düşen her türlü görev ve sorumluluğu yerine getirmeye hazırdır.

D - SU KAYNAKLARININ KORUNMASI
• Evde, bahçede, endüstride su tasarrufu özendirilmeli,
• Tarımda ekonomik sulama yöntemlerine geçiş sağlanmalı,
• Su yoğun sanayiden su az yoğun sanayiye geçiş yapılmalı,
• Havzaların ve yer altı su kaynaklarının korunması, akar suların ve yağmur sularının depolanması, suyun geri dönüşümlü olarak kullanılması sağlanmalıdır.

E - EĞİTİM VE BİLİNÇLENDİRME
• Eğitim müfredatında kültürel alış-verişin, öz kültürümüzü yansıtan doğru kaynaklardan yapılması sağlanmalıdır.
• Yemek sofrasında bir bulgur ya da pirinç tanesini veya ekmek kırıntısını zayi etmeyen; akar suyun başında bile suyu iktisatlı kullanmayı alışkanlık haline getiren bir kültürel yapıdan; A4 kağıdına elini silip atan, bardağındaki çayı, tabağındaki yemeği bitirmeyi, iki gün üst üste aynı elbiseyi giymeyi ayıp sayan bir kültür yapısına doğru kaymanın önlenmesi gerekmektedir.
• Çevre sorunları konusunda farkındalık kazanmış ve çözüm yollarını içselleştirmiş, tasarrufu ve sade yaşantıyı hayat tarzı haline getirmiş, kariyer sahibi ve yüksek bilinç düzeyinde örnek insanların toplumda öne çıkarılması ve yüceltilmesi;
• Cumhurbaşkanından okul müdürüne, iş adamından akademisyenine, öğretmeninden din adamına kadar toplumun önünde duran kişilerin, çevre dostu ve uygulayarak öğreten örnek insanlar olması sağlanmalıdır.
• Tüketim ekonomisini körüklemek için kullanılan reklam, çizgi film, tiyatro gibi materyallerin, örgün ve yaygın eğitimler yoluyla, çevre sorunları hakkında doğru bilgi, tasarruf, sade yaşantı ve geri dönüşüm konusunda bilinçli bir kamuoyu oluşturmak için de kullanılması teşvik edilmelidir.
• Basın ve yayın organlarına, çevre sorunları ve çözüm önerileri konusunda belli oranlarda program yapma mecburiyeti getirilmeli; nükleer enerjiden siyanürle altın çıkarılmasına, evde su tasarrufundan tarımdaki sulama yöntemlerine, barajlardaki doluluk oranından havadaki emisyon oranına kadar halkımızın doğru biçimde bilgilendirilmesi sağlanmalıdır.
• STK’ların bu yöndeki girişimlerinin, gerek sosyal projelerinin uygulanması ve gerekse görsel ve eğitsel materyaller açısından Kamu idarelerince desteklenmesi de önem arz etmektedir.
• Bu eğitim ve bilinçlendirmeler yoluyla, örneğin: Bağdat Caddesi ya da Vatan caddesinde bebeğini gezdirmeye, hava almaya çıkarmış bir aile, bir saat içinde çocuğunun ne kadar egzoz gazı çekeceğini, bunun da ileride astım ve kanser gibi nice hastalıklara yol açacağını öğrenmelidir.
• Bir sürücü trafikte normal seyir içinde gitmesi gerekirken;10 saniye içinde 5 şerit değiştirdiğinde, harcadığı benzin oranının 5 kat artacağını, ona bağlı gaz emisyonunun da tavan yapacağını ve 2 dk. sonra diğer araç ile yine aynı hizaya geleceğini bilmelidir.
• Çernobil’in nükleer santral mı yoksa nükleer silah fabrikası mı olduğu; 5 milyon nüfuslu bir Avrupa ülkesi olan Finlandiya’da nehirleri, gölleri, su kaynakları bol olduğu; rüzgar enerjisi kullanabilme, hidroelektrik santral kurabilme imkanları fazla olduğu halde niye 6 adet; Kore’de neden 26 adet nükleer santral kurulduğu; Fransa’nın enerjisinin %70’ini, ABD ve Japonya’nın yaklaşık %20’sini neden nükleer enerjiden karşıladığı, … Kamuoyunun bilgisine arz edilmelidir.

F -DENETLEME, İZLEME, KONTROL, YAPTIRIM, RAPORLAMA MEKANİZMASININ İŞLETİLMESİ
• Çevresel önlemlerini alan firmalar ile çevresel önlemlerini almayan firmaların ayırt edilebilmesi için, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından etiketlenmesi;
• Çevresel önlemlerini almadan üretim yapan bir sanayicinin malının kullanılmaması için bilinçli kamuoyu baskısı oluşturulması; yerel yönetimlerde, çevre sorunlarına duyarlı vatandaşların şikayetlerine çözüm, önerilerine ilgi, müracaatlarına karşılık verecek bir yapıya işlerlik kazandırılması gerekmektedir.
• Ormanlarımız, araç kullanımı, endüstriyel faaliyetler, arazi kullanımı, tabii kaynaklar ve kirlenme oranları ile ilgili Ulusal bazda yıllık analiz, istatistik ve raporlama çalışmaları yapılıp, ilgililerin ve kamuoyunun istifadesine sunulmalıdır.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Kasım 2010       Mesaj #16
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yararları ne
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
13 Kasım 2010       Mesaj #17
ener - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

yararları ne

DİĞER ENERJİ KAYNAKLARI TANIMI VE KAYNAKLARIN ÜLKEMİZDEKİ MEVCUT DURUMU
a44
HİDROELEKTRİK ENERJİ

JEOTERMAL ENERJİ

GÜNEŞ ENERJİSİ

RÜZGAR ENERJİSİ

BİYOKÜTLE ENERJİSİ

DENİZ KÖKENLİ YENİLENEBİLİR ENERJİ

HİDROJEN ENERJİSİ

TÜRKİYE KURULU GÜCÜNÜN YAKIT CİNSLERİNE GÖRE DAĞILIMI (1996 YILINA GÖRE)

ÇEŞİTLİ ÜLKELERİN 1980-1995 YILLARI ARASINDAKİ ELEKTRİK TÜKETİM DEĞERLERİ (MW – SAAT)

SONUÇ

KAYNAKLAR

ÇEVRESEL ETKİLERİ:
İnsanoğlu tarafından yapılan her faaliyetin doğa ve çevre üzerinde olumsuz etki yaptığı çok uzun yıllardır bilinmektedir. Bu bölümde hem günümüzde enerji elde etmek için yararlanılan diğer kaynaklar hem de bu kaynaklar ve önceki bölümde tanımlanan nükleer teknolojinin çevre üzerinde yaratacağı etkilerin karşılıklı olarak kıyaslamasını yapmanızı kolaylaştıracak bilgiler yer alacaktır.

1-HİDROELEKTRİK ENERJİ: Enerji amacı dahil su kaynaklarının geliştirilmesi ve kullanımı olarak tanımlanabilir. Diğer bir ifade ile Suyun potansiyel enerjisinin kinetik enerjiye dönüştürülmesi ile sağlanan bir enerjidir. Ülkemizdeki mevcut yağış miktarları ve akarsularımızın durumu göz önüne alındığında bu enerji kaynağından güvenilir olarak tam kapasite ile yararlanma oranımız ancak % 65 olabilecektir (Kaynak :1998 - TUBİTAK-TTGV)
Ülkemizin akarsularında 1997 yılı verilerine göre:
Bürüt Potansiyel : 430 Milyar KWh
Teknik Potansiyel : 215 Milyar KWh
Teknik-Ekonomik Potansiyel : 124.5 Milyar KWh
mssxxww3

a55 Ülkemiz jeotermal kaynak bakımından dünyada yedinci sırada yer almaktadır. Yüzey sıcaklığı 40 derecenin üzerinde olan 140 civarında kaynak mevcuttur. Bu kaynakların 136 tanesi merkezi ısıtma ,sera ve konut ısıtılmasına ve endüstriyel kullanıma uygun iken sadece 4 tanesinden teknik ve ekonomik açıdan elektrik enerjisinin elde edilebilmesinin mümkün olduğu belirlenmiştir. Tüm kaynaklarımızın değerlendirilmesinin petrol eşdeğerinin 9 milyar dolar/yıl olduğu (Kaynak :1998 -TUBİTAK-TTGV) hesaplanmıştır.
3-GÜNEŞ ENERJİSİ: Güneşten gelen ve dünya atmosferi dışında şiddeti sabit ve 1370 W/m2 olan ve yer yüzeyinde 0-1100 W/m2 değerleri arasında değişen yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Isıtmadan soğutmaya ve elektrik üretiminde kontrollü olarak kullanılabilmektedir. Ülkemizin yıllık güneşlenme süresi ortalama olarak 2640 saattir. Maksimum güneşlenme 362 saat ile temmuz ayında, minimum güneşlenme süresi ise aralık 98 saat ile ayında görülmüştür.





Güneşlenme süresi yönünden en zengin bölge Güneydoğu Anadolu bölgesi olup bunu sırası ile Akdeniz, Ege , İç Anadolu, Doğu Anadolu, Marmara ve Karadeniz bölgesi izlemektedir.

Güneş enerjisi günümüzde: konutlarda ve iş yerlerinde,tarımsal teknolojide, sanayide,ulaşım araçlarında,iletişim araçlarında,sinyalizasyon ve otomasyonda, elektrik enerjisi üretiminde kullanılmaktadır.

ciciqw6

4-RÜZGAR ENERJİSİ: indirekt yani çevrime uğramış bir güneş enerjisi olarak tanımlanabilir ( TUBİTAK-TTGV,1998 ) Rüzgardan elde edilecek enerji tamamen rüzgarın hızına ve esme süresine bağlıdır.
bicids4

Ülkemizin geneli olmasa da rüzgar enerjisi yönünden zengin sayılan yerleri mevcuttur. Dünyada ise 1990 yılında kurulu rüzgar santralları gücü 2160 MW iken bu rakam 1994 de 3738 MW, 1995 de 4843 MW, 1996 yılında ise 6097 MW ( 1997, Wind Power Raporu) olmuştur. Burada dikkat edilirse özellikle son yıllarda rüzgar enerji santrallarında gözle görülür bir artış trendi olmasıdır.
Rüzgar enerjisi her ne kadar kaynağı doğa olsa bile bedava bir enerji değildir. Bu enerjinin temel hammaddesi olan rüzgar her ne kadar parayla alınmasa bile rüzgarın taşıdığı enerjinin tutularak enerjiye dönüştürülmesi için bir maliyet gerekir. ABD ‘de 750 Dolar/kW olan maliyet Avrupa'da 1400 Dolar /kW olabilmektedir. Ekonomik olması için 1000 Dolar/ kW olması gerekmektedir. Denizlere kurulan rüzgar türbünleri ise karadakilere oranla iki kat pahalıya mal olmaktadır. Gelişen teknoloji ile bu rakamların yakın bir gelecekte çok daha aşağılara çekilmesi beklenmektedir.

5-BİYOKÜTLE ENERJİSİ: Klasik ve modern anlamda olmak üzere iki grupta ele almak mümkündür. Birincisi; konvansiyonel ormanlardan elde edilen yakacak odun ve yine yakacak olarak kullanılan bitki ve hayvan atıkları(tezek gibi) oluşur.
İkincisi yani modern biyokütle enerjisi ise; enerji ormancılığı ve orman-ağaç endüstrisi atıkları, tarım kesimindeki bitkisel atıklar, kentsel atıklar, tarıma dayalı endüstri atıkları olarak sıralanır.
Günümüzde enerji tarımı adını verdiğimiz bir tarım türü oluşmuştur. Bu tarım türünde C4 adı verilen bitkiler ( seker kamışı, mısır, tatlı darı,…..vb.) yetiştirilmektedir. Bu bitkiler suyu ve karbondioksiti verimli kullanan, kuraklığa dayalı verimi yüksek bitkilerdir.
Dünya genelinde biyokütle enerji teknolojileri son derece hızlı gelişmektedir. Ülkemizde ise 1996 yılı verilerine göre 5512 BTEP odun , 1533 BTEP bitki ve hayvan atıkları olmak üzere toplam 7045 BTEP enerji elde edilmiştir ve bu rakam yıllık enerji tüketimimizin yaklaşık olarak % 10 ‘una tekabül etmektedir.
( BTEP: Bin Ton Eşdeğer Petrol, MTEP: Milyon Ton Eşdeğer Petrol, GTEP: Milyar Ton Eşdeğer Petrol )

6-DENİZ KÖKENLİ YENİLENEBİLİR ENERJİ: Deniz dalga enerjisi, deniz sıcaklık gradyent enerjisi, deniz akıntıları enerjisi( boğazlarda) ve med-cezir enerjisi olarak tanımlanabilmektedir. Ülkemiz için üzerinde durulabilecek enerji grubu ise özellikle deniz dalga enerjisidir.
Deniz dalga enerjisinin temelinde yine rüzgar enerjisi yatmaktadır. Ülkemizin Marmara hariç olmak üzere açık deniz kıyı uzunluğu 8210 km civarındadır. Bunun turizm , balıkçılık kıyı tesisleri gibi nedenle en fazla beşte birlik kısmı kullanılabilir ver bu yıllık olarak 18.5 TWh/yıl düzeyinde bir enerji elde edilebilir.
a33 7-HİDROJEN ENERJİSİ:Doğada bileşikler halinde bol miktarda bulunan hidrojen serbest olarak bulunmadığından doğal bir enerji kaynağı değildir. Bununla birlikte hidrojen birincil enerji kaynakları ile değişik hammaddelerden üretilebilmekte ve üretiminde dönüştürme işlemleri kullanılmaktadır. Bu nedenle elektrikten neredeyse bir asır sonra teknolojinin geliştirdiği ve geleceğin alternatif kaynağı olarak yorumlanan bir enerji taşıyıcısıdır.
Hidrojen karbon içermediği için fosil yakıtların neden olduğu çevresel sorunlar yaratmaz. Isınmadan elektrik üretimine kadar çeşitli alanların ihtiyacına cevap verebilecektir. Gaz ve sıvı halde olacağı için uzun mesafelere taşınabilecek ve iletimde kayıplar olmayacaktır.
2010 yılından itibaren hidrojenin ticari amaçlar için kullanılması düşünülmektedir. Her türlü maliyet göz önüne alındıktan sonra ilk yıllarda benzinden 1.5 –5.5 arası daha pahalı olması beklenmektedir. Fakat gelecek yıllarla birlikte çevresel katkıları da göz önüne alındığı zaman bu maliyetin çok daha aşağılara çekilmesi hesaplanmaktadır.

2020 YILINDA YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI TAHMİNİ
2020 Yılında Minimum
2020 Yılında Maksimum
MTEP
Toplamın % si
MTEP
Toplamın % si
Modern Biokütle
243
45
561
42
Güneş
109
20
355
26
Rüzgar
85
15
215
16
Jeotermal
40
7
91
7
Küçük Hidrolik
48
9
69
5
Deniz Enerjileri
14
4
54
4
TOPLAM
539
100
1345
100
Genel Enerji Talebinin % si
3 - 4
8 – 12
a66
Yukarıda kısaca açıklanmaya çalışılan bilgiler ışığında şunu söylemek mümkündür: Yenilenebilir enerji kaynakları da dahil olmak üzere hemen hemen tüm enerji kaynaklarında teknolojik olarak gelişmeler mevcuttur. Enerji bu güne kadar olduğu gibi gelecekte de insanlık için temel bir sorun olma özelliğini sürdürecektir. Bununla birlikte ; Gelecek yıllarda bugün olduğundan daha fazla enerji sağlayan yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip olunması da insanlık için uzak bir ihtimal değildir.
Bununla birlikte 2020 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji tüketimine getireceği katkılar ne yazıkki insanlığın ihtiyacı olan enerji rakamlarını karşılamaktan uzak görünmektedir. İnsanoğlunun bugün sahip olduğu teknik seviyeler 2020 yılında toplam enerji ihtiyacımızın maksimum % 12 sinin alternatif enerji kaynaklarından karşılanabileceğini göstermektedir.

TÜRKİYE KURULU GÜCÜNÜN YAKIT CİNSLERİNE GÖRE DAĞILIMI (1996 YILINA GÖRE)
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Aralık 2010       Mesaj #18
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yakıtların çevremize etkileri
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Aralık 2010       Mesaj #19
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
alternatif enerji kaynaklarından yararlanma yolları..?
Unregistered - avatarı
Unregistered
Ziyaretçi
13 Ocak 2011       Mesaj #20
Unregistered - avatarı
Ziyaretçi
of ya dğaya zarar veren enrji kaynakları yok ne yapçam şimdi bulan arsa site werirmisiniz?

Benzer Konular

13 Mayıs 2012 / senanur Soru-Cevap
9 Ocak 2011 / Misafir Cevaplanmış
20 Nisan 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
3 Nisan 2011 / HİLMİ Soru-Cevap