arkadaşalar bu kadar basit bi konuyu neden soruyonuuuuz (bu sitedeiymm)
Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması ve yeni bir Türk devletinin kurulması üzerine Türk milletinin mazisi, medeni hüviyeti ve insanlık değerleriyle istilaya maruz kalmıştı.Türklerin umumi tarihi başkalarına mal edildiği gibi , Türklerle Avrupalılar arasında çok sert siyasi münasebetler yüzünden , bazı tek taraflı görüş sahibi Avrupalı bilginler tarafından, Türkler hakkında kin ve garaz mahsulü görüşler ortaya atılmıştı.Dünya umumi efkarı, bu görüşlerin tesiriyle Türk’ü sarı ırka bağlı, batılılara nispetle geri bir insan tipi olarak tanıyordu.Türklerin yalnız asker oldukları, her türlü medeni kabiliyet ve istidattan mahrum bulundukları, hiçbir medeni eser yaratmadıktan başka medeniyetleri yok ettikleri ilmi hakikat kisvesine büründürülerek ileri sürülmekte idi.
Bundan başka Türklerin yüzyıllardan beri üzerinde yaşadıkları ve orijinal medeniyet eserleriyle süsledikleriyle vatan toprakları üzerinde bile türlü devletler ilmi dayanaklardan mahrum sözde tarihi delilleri ileri sürerek bu toprakların kendilerine ait olduğunu ileri sürüyorlardı.Birinci Cihan Savaşı’nın sonunda böyle deliller dikkat nazarına alınmak suretiyle Türk topraklarının paylaşılmasını sağlamak için Sevr Antlaşması hazırlanmıştı
Atatürk bu haksız, iftiracı ve kinci tarih iddialarının doğru olmadığına inanıyordu.Türk vatanının bizim olduğuna gerçek tarih şahitti.Türk milletinin eski ve beyaz ırktan bir millet olduğu, parlak medeniyet örnekleri meydana getirdiği, üzerinde yaşadığı toprakların hakiki sahibi bulunduğu bazı batılı bilginler tarafından bile kabul edilmişti.O halde, Türk nesillerine bu hakikatleri bildirmek ve dünya umumi efkarında Türkler hakkında yanlış görüşleri ve bilgileri değiştirmek gerekiyordu.
1928’de Atatürk’e, Fransız okullarında okutulmakta olan bir coğrafya kitabı gösterildi.Bunda Türklerin, sarı ırktan ikinci derecede bir topluluk olduğu iddia ediliyordu.Bu kitap, esaslı bir tarih çalışmasına başlanması için vesile oldu.Bir çalışma planı hazırlandı.Bu planın başlıca konuları şöyle tespit edilmişti:
1.Türkiye’nin en eski halkını teşkil edenler kimlerdi?
2.Türkiye’de ilk medeniyet kimler tarafından ve nasıl kurulmuştur;bu medeniyetin özelliği nedir?
3.Türklerin cihan tarihinde ve dünya medeniyetinde hizmetleri ve yeri ne değerdedir?
4.Türklerin Anadolu’da bir aşiretten bir devlet çıkarmaları mümkün olmadığına göre bu olayın gerçek izahı nasıldır?
5.İslam tarihinin gerçek niteliği Türklerin İslam tarihindeki rolleri nedir?
Bu çalışmaların başarılı sonuçlara vardırılması için her şeyden önce teşkilatlı bir çalışmaya ihtiyaç vardı.Türkiye’de tarihle uğraşan ve uğraşabilecek durumda olanlar Türk tarihi ile ilgili kaynakları incelemeye memur edildiler.İnceleme sonuçları Atatürk’e sunuldu ve onun huzurunda uzmanlar tarafından münakaşa edildi.Bu çalışmaların ilk verimi “Türk Tarihinin Ana Hatları” adlı, Türk milletinin cihan tarihindeki yerini ve rolünü kısaca belirten bir eser halinde 1930’da bastırıldı.Bir yıl sonra da devamlı bir şekilde Türk Tarihi üzerinde araştırmalar yapmak üzere “Türk Tarihi Tetkik Heyeti” kuruldu.
Atatürk, bu heyete, çalışma usulünü tespit etmede faydası dokunan şu tavsiyelerde bulundu:
“Büyük devletler kuran atalarımız, büyük ve şumullü medeniyetlere de sahip olmuştur.Bunu aramak, tetkik etmek Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur.Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”
Kaynak:
Atatürk zengin Türk tarihinin araştırılmasına neden önem vermiştir?