Arama

Türkiye'deki Antik Kentler - Aigia

Güncelleme: 15 Eylül 2008 Gösterim: 5.522 Cevap: 0
Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
15 Eylül 2008       Mesaj #1
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Türkiye'deki Antik Kentler - Aigia

Sponsorlu Bağlantılar
Aigia veya Aiolis, Manisa ili, Merkez ilçeye bağlı Köseler Köyü’nün 2 km güneyindeki Gün Dağı’nın üzerinde kısmen ayaktaki harabeleri ile dikkati çeken, M.Ö. 1100 yıllarından sonra Yunanistan’dan gelip kuzeybatı Anadolu kıyılarına yerleşen Aioller tarafından kurulan 12 kent arasında sayılmaktadır.


aiolis7373869pc3


Günümüzde İzmir Körfezi ile Çandarlı Körfezi arasında yer alan ve antik dönemde Aiolis olarak adlandırılan bölgeye yerleşen ve kentler kuran Aioller, İzmir Körfezi’nin güneyine yerleşen İonlar’ın aksine iç kısımlarda da (Aigai ve Temnos gibi) kentler kurarak ticaretten çok tarım ve hayvancılığa önem vermişlerdir.


Aigai ile ilgili ilk bilgileri tarihçi Herodotos’tan almaktayız. Herodotos (M.Ö. 5. yüzyıl) Aigai Kenti'ni Aiollerin kurduğu 12 kent arasında sayar. Gerçekten de, özellikle akropolisi çeviren teras duvarlarında kullanılan teknik kentin daha İ.Ö. 6. yüzyıldan itibaren güçlü surlarla çevrili olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, kentin gerçek kuruluş tarihi tam olarak bilinmemektedir. Ancak önümüzdeki yıllardaki kazılarda karşılaşılacak en erken tabakaların ve buluntuların 'Aigai'nin kuruluş tarihi hakkındaki bilgileri genişletmesi beklenmelidir.
Kentin adı Herodotos’ta Aigaiai, Plinius’da Aegaeae, kentin bastığı sikkelerde ise Aigai ve Aigaion olarak geçmektedir. Kentin adını anan diğer antik yazarlardan Strabon (XIII. 3,5 ), Pseudo Skylax (98) ve Plinius (Naturalis Historia, V.121), bu yerleşimin deniz kıyısında değil, iç kısımda ve dağlık bölgede olduğunu vurgulamaktadır. Ünlü sözlük yazarı Suidas ise (M.S. 10. yüzyıl) Aigai’da üretilen keçi derilerinin Smyrna ve Magnesia agoralarında satıldığını aktarmaktadır.


Aigai'nin diğer bir Aiol Kenti olan Temnos ile birlikte M.Ö. 547 yılından sonra ortaya çıkan PersXenophon, HellenikaKyme ve Myrina gibi kıyı kentlerinin aksine, M.Ö. 5. Yüzyılda Attika-Delos Deniz Birliği’ne vergi vermeyen Aigai'in şansı M.Ö. 3. yüzyılın başlarında Pergamon Krallığı’nın kurulması ile açılmıştır. Bu krallığın temellerini atan Philetairos’un büyük yardımlarda bulunarak Aigai kentini yeniden kurmuş olmalıdır. Zaten bu Hellenistik kent; plan, teraslamalar ve diğer birçok ayrıntı göz önüne alındığında Pergamon’u anımsatmaktadır. Ayrıca Philateiros’un kentin hemen yakınındaki Apollon Khresterios Tapınağı’nın yapımına yardım ettiği de bilinmektedir. egemenliğine karşı direndiği ve bağımsızlığını koruduğu anlaşılmaktadır ( IV.8,5 ).
Anadolu’da Pergamon Krallığı’nın güçlü rakibi olan Seleukos Krallığı’nın Akhaios adlı bir generalin komutasında başlattığı saldırılar (M.Ö. 220-218) sonucunda Aigai ve Aiolis kıyılarıPergamon Kralı Attalos I’in elinden çıkmış, daha sonra krala isyan eden Akhaios’un öldürülmesi ile Aigai ve çevresi yeniden Pergamon Krallığı’na katılmıştı.


smyrnaarkaikparkeyol744sy6


Aigai'de Roma yönetimi ile ilgili en erken bilgi M.Ö. 1. yüzyıla aittir. Sezar’ın güvenilir bir adamı olan Publius Servilius Isauricus, Asya Valisi olarak görev yaptığı sırada (M.Ö. 48-46) kente ve buradaki Apollon Khresterios Tapınağı’na önemli yardımlar yapmıştı. Nitekim kentte ele geçen bir heykel kaidesinin üzerindeki yazıttan bu valinin Aigai'da onurlandırıldığı anlaşılmaktadır.
M.S. 17 yılında bölgede meydana gelen şiddetli depremin yerle bir ettiği kentler arasında Aigai da vardır. Tacitus (Annales, 47) tarafından da sözü edilen bu depremin yaraları İmparator Tiberius’un cömert yardımlarıyla sarılmış ve depremden zarar gören kentler şükran ifadesi olarak İtalya’da imparatorun bir heykelini dikmişlerdi.


Kentin adına son kez İ.S. 5. yüzyıla ait Piskoposluk listelerinde ve Hierokles’in Gezi Rehberi’nde rastlanmaktadır. Tahminlere göre, Aigai diğer bir dağ kenti olan Temnos gibi M.S. 7.yüzyıldaki Arap akınları nedeniyle terkedilmiştir. Kentteki en son iskan ise sadece Demir Kapı ve ardındaki sınırlı bir alanda yer alan; 12. ve 13. yüzyıla tarihli küçük bir geç Bizanskilise temsil etmektedir. Söz konusu Geç Bizans iskanı da 14. yüzyılın sonlarında Manisa ve çevresini ele geçiren Saruhanoğulları tarafından terke zorlanmıştır. kale-iskanıdır. Bu dönemi ise kentte küçük bir


M.Ö. 3. yüzyılın başlarına kadar küçük bir kale-kent hüviyetinde olan Aigai Hellenistik Dönem’de gelişmiş ve bir Hellen kenti için vazgeçilmez olan kamu yapılarına kavuşmuştur. Kentin görülmeye değer yapılarından en önemlisi Hellenistik Dönem duvar işçiliğinin en güzel örneklerinin sergilendiği 3 katlı çarşı binası (Agora) ve Halk Meclisi Binası’dır (Bouleuterion).
Kent yaşamı boyunca yağmur suyuna ihtiyaç duymuş, tüm cadde ve sokaklar taş döşenmiş, taş döşemelerin alt kesimleri yağmur sularını irili ufaklı yüzlerce sarnıca yönlendiren kanalizasyon sistemi ile donatılmıştır. Kentin batıya ve güneye bakan yamaçlarında yüksek teras duvarlar ile düz alanlar oluşturulmuş ve buralarda Tiyatro, Gymnasium, Stadium ve Hamamlar gibi kamu yapıları inşa edilmişti.


Alıntı: Vikipedi



Benzer Konular

2 Temmuz 2012 / Daisy-BT Turizm
21 Şubat 2013 / _EKSELANS_ Turizm
4 Aralık 2013 / _EKSELANS_ Turizm
2 Temmuz 2016 / _EKSELANS_ Turizm
22 Şubat 2013 / _EKSELANS_ Turizm