Arama

Afyonkarahisar

Güncelleme: 15 Mayıs 2018 Gösterim: 20.767 Cevap: 6
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Afyonkarahisar

Ad:  Afyonkarahisar1.jpg
Gösterim: 1371
Boyut:  58.5 KB

AFYON olarak da bilinir, büyük bölümü Ege Bölgesi’nde kalan il ve il merkezi kent.
Sponsorlu Bağlantılar

Topraklarının bazı bölümleri Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerine taşar. Yüzölçümü 14.230 km2 olan Afyonkarahisar ili kuzeyde Eskişehir, doğuda Konya, güneyde İsparta, güneybatıda Burdur ve Denizli, batıda da Uşak ve Kütahya illeriyle çevrilidir.

Doğal yapı.


İl toprakları İçbatı Anadolu Eşiğinin en doğu kesiminde yer alır. Doğu kesimi Uludağ’dan başlayarak güneydoğuya doğru uzanan bir dağ dizisinin ucundaki Emir Dağı (Emiroğlu Tepesinde 2.307 m) engebelendirir. Güney kesimi engebelendiren Karakuş ve Sultan dağlarının yüksek kesimleri il sınırları dışındadır. Sandıklı ile Şuhut arasında kuzey-güney doğrultusunda uzanan Kumalar Dağının Kilimatan Tepesi 2.247 m’ye erişir. Batı kesimini Ahır Dağı (1.915 m), Çatma Dağı (1.876 m) ve Akdağ’ın doğu uzantıları engebelendirir. Akdağ’ın Kızılören kasabası yakınında 2.343 m’ye ulaşan bir tepesi ilin en yüksek noktasıdır.

Dağlar arasındaki ovalar tarıma ve yerleşmeye elverişlidir. Sandıklı ve Dinar ovalarının suyunu, Büyük Menderes Irmağı ile kollarından Kûfi Çayı akaçlar. Akarçay ise Afyon kapalı havzasından beslenerek Eber Gölüne dökülür. Akarçay’ın kollarından Kali Çayı üzerindeki Selevir Barajı ile Seyitler Çayı üzerindeki Seyitler Barajı da il topraklarının sulanmasına katkıda bulunur. Akşehir Gölü ile Acıgöl’ünü) bazı bölümleri il sınırları içinde kalır. Afyonkarahisar yeraltı suları açısından zengindir.

Ekonomi


İlde ekonomik yaşam büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Yetiştirilen başlıca ürünler tahıl, şeker pancarı, ayçiçeği ve patatestir; tıbbi açıdan dünyadaki en kaliteli afyonun elde edildiği haşhaş da burada yetiştirilir. İl, adını merkezindeki yalçın kayalıkların üstünde yükselen kaleden ve ürettiği afyondan alır. Haşhaş ekiminin 1971’de yasaklanması il ekonomisine bir darbe olmuş, ancak yasağın 1974’te kaldırılmasıyla tarım yeniden canlanmıştır. İstanbul gibi büyük merkezlerin kurbanlık koyun talebini karşılayan illerden biri olan Afyonkarahisar’da önemli miktarda hayvan yetiştirilir. Başlıca hayvansal ürünleri deri, et ve yumurta olan ilin kaymağı ve sucuğu yurt çapında ünlüdür.

Ege Bölgesi’yle İç ve Doğu Anadolu’yu birbirine,bağlayan kara ve demir yollarının kesişme noktasında yer alan Afyonkarahisar’da ticaret gelişmiş durumdadır. Sanayide 1970’lere değin kamu kesimi egemenliğini sürdürmüş, büyük sayılabilecek ölçekte ve çeşitlenmiş üretim yapan özel kesim işyerleri açılmaya ancak bu yıllardan sonra başlamıştır. İldeki işletmeler daha çok gıda, dokumacılık, halıcılık, mermer, kauçuk eşya, taş ve toprağa bağlı sanayi kollarında etkinlik göstermektedir. En büyük sanayi kuruluşları kamuya ait şeker ve çimento fabrikalarıdır. Bolvadin’de ham afyonu işleyen bir alkaloit fabrikası vardır. Afyonkarahisar ilinin en önemli yeraltı zenginlikleri mermer yatakları ile madensuyu kaynaklandır. İÖ 4. yüzyıldan beri işletildiği bilinen bu yataklardan Türkiye mermer üretiminin yüzde 5’i elde edilir. İlkçağdan beri yararlanılan Afyonkarahisar madensulan Cumhuriyetin ilk yıllarından beri Kızılay adıyla şişelenerek ülke çapında dağıtılmaktadır. Tarihsel zenginlikler açısından önem taşıyan bir bölgede yer alan il sınırları içinde 198l’de kurulan Başkomutan Tarihi Milli Parkı’nm bazı bölümleri vardır.

Tarih.


Afyonkarahisar’ın bilinen tarihi İÖ 4 binlerde başlar Sandıklinın Kusura köyündeki höyükte yapılan kazılardan, burada IÖ 2500’e değin Kalkolitik kültürün var olduğu anlaşılmıştır. İÖ 1800’de başlayan Hitit egemenliğinden sonra yöre, dönemin Önde gelen krallıkları arasında el değiştirdi; 1068’de Selçukluların, 1329’da ise OsmanlIların egemenliğine girdi. 1402’deki Ankara Savaşı’ndan sonra Germiyanoğullarına bağlanan yöre 1429’da kesin olarak Osmanlı Devleti’ne bağlandı. Uzun bir süre Karahisar-ı Sahib adıyla Anadolu Eyaletine bağlı bir sancak olarak yönetildi. 19. yüzyılın ikinci yarısında Hüdavendigâr vilayetine bağlanan Karahisar-ı Sahib 1917’de bağımsız sancak yapıldı; Kurtuluş Savaşı sırasında iki yıldan fazla süre işgal altında kaldı ve Cumhuriyetken sonra il haline getirildi.
Ad:  Afyonkarahisar5.jpg
Gösterim: 1193
Boyut:  46.0 KB

Kentin yapısı ve tarihsel yapılar.


Kentteki ilk yerleşim merkezi olan kalenin İÖ 14. yüzyılda Hitit kralı II. Murşili tarafından yaptırıldığı sanılır. Hitit kaynaklarında adı Hapanova olarak geçen kent daha sonra Akronion, Akroniom, Nikopolis ve Opıon biçiminde anıldı. İS 11. yüzyılda buraya gelen Türkmenler yanardağ kökenli koyu renkli bir kayalığın üstündeki kaleye Karahisar adını verdi. Anadolu Selçuklularının devlet hâzinesini saklamak amacıyla kullandıkları dönemde Karahisar-ı Devle, Sahibataoğulları döneminde d,e (1275-1341) Karahisar-ı Sahib adıyla anıldı. Daha sonra yörenin ekonomik ve sosyal yaşamına damgasını basan bitkisel ürünün adıyla Afyon ya da Afyonkarahisar adıyla anılmaya başlayan kent 1897’de demiryoluyla ulaşım olanağına kavuştu. Önemli bir ticaret ve konaklama merkezi olan kent Kurtuluş Savaşı sırasında yıkıma uğradı. Karayollarının yapımına bağlı olarak 1960’tan sonra gelişmeye başlayan kentten E-23 Karayolu geçer. Kent karayoluyla Ankara’ya 257 km uzaklıktadır. Kentteki başlıca sağlık kuruluşları Devlet, Doğum, Göğüs Hastalıkları ve SSK hastaneleridir. Önemli kültür kurumlan ise Afyonkarahisar Arkeoloji ve Afyonkarahisar Etnografya müzeleridir. Yükseköğretim kurumlan Anadolu Üniversitesi’ne bağlı Afyon İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Afyon Meslek Yüksekokulu’dur.

İlin simgesi olan kale bugün bir yıkıntı halindedir. Ulucami (1273), Kâbe Mescidi (1397), Gedik Ahmed Paşa Külliyesi (İmaret Camisi, 1477) öteki önemli tarihsel yapılardır. Kentte bundan başka, 1922 Başkomutanlık Meydan Savaşı anısına yaptırılan Kocatepe Anıtı (1953) ile AvusturyalI heykelci Heinrich Krippel’in Afyonkarahisar’ın kurtuluşu anısına yaptığı Zafer Anıtı da (1935) vardır.

Afyonkarahisar Belediyesi Cumhuriyet’ ten önce kurulmuştur. Nüfus (1990) il 739.223; kent, 95.643.

kaynak: Ana Britannica

Son düzenleyen Safi; 15 Mayıs 2018 15:55
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
20 Eylül 2006       Mesaj #2
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Afyonkarahisar
Ege Bölgesinin İç Batı Anadolu bölümünde yer alan Afyonka­rahisar ili, doğal yapı ve ulaşım açısından İç Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgeleri arasında bir geçit oluşturur. İç Anadolu'nun Ege'ye açılan kapısı olan Afyonkarahisar tarih boyunca çeşitli kültürlerin buluşma ve geçiş yeri olmuştur. Büyük Taarruz bu cephede başlamış, Kurtuluş Savaşı'nın son ve kesin çarpışmaları bu ilde geçmiştir. Afyonkarahi­sar'ın afyon çıkarılan haşhaşı, şifalı kaplıcala­rı, madensuları, mermeri, kaymaklı şekeri ve lokumu çok ünlüdür.
Sponsorlu Bağlantılar

Afyonkarahisar İline İlişkin Bilgiler
  • YÜZÖLÇÜMÜ: 14.230 km2. NÜFUS: 666.978 (1985). İL TRAFİK NO: 03.
  • İLÇELER: Afyonkarahisar (merkez), Başmakçı, Bayat, Bolvadin, Çay, Dazkırı, Dinar, Emirdağ, ihsaniye, İscehisar, Sandıklı, Sincanlı, Sultandağı, Şuhut.
  • İLGİ ÇEKİCİ YERLER: Frig kaya anıt mezarları; Afyonka­rahisar Kalesi; Gazlıgö! ve Sandıklı kaplıcaları; Ulu-cami; Gedik Ahmed Paşa Külliyesi; Arkeoloji Müze­si; Kocatepe ve Zafer anıtları.
Doğal Yapı
Afyonkarahisar ilinin topraklan, Ege Bölgesi' nin denize dik uzanan dağlan arasında sıkışıp kalmış bir yayla görünümündedir. Bu toprakla­rın yarıya yakını dağlıktır. Güneyde Toroslar' m uzantısı olan Sultan Dağlan'nın Afyonkara-hisar sınırlarına giren ucu, İsparta ile doğal sı­nır oluşturan Karakuş Dağları'yla 90°'lik bir açı yaparak kesişir. Emir Dağları ile Sultan Dağla­rı arasında, Akşehir ve Eber göllerinin yer aldı­ğı kapalı bir havza vardır. Sandıklı Dağlan gü­neyde Afyon Ovası'na kadar uzanır. Sultan Dağlan üzerindeki Topraktepe doruğu 2.581 metreyle ilin en yüksek noktasıdır.

Deniz düzeyinden 1.000 metre kadar yük­seklikteki ovalar il topraklarının yaklaşık beşte birini kaplar. Akarsu vadileriyle yarıl­mış, tarıma elverişli olan bu ovaların başlıca-ları Dinar, Dombayova, Sandıklı, Küçük ve Büyük Sincanlı, Şuhut ve Afyon ovalarıdır.

İl topraklarını sulayan küçük akarsuların en önemlileri Kufi Çayı ile Akarçay'dır. Bu çayların ve kollarının taşıdığı alüvyonlarla zenginleşen ovalar verimli tarım alanlarıdır. Kufi Çayı Sandıklı-Dinar ovalarının sularını toplayarak Büyük Menderes'e boşaltır. Taşı­dığı su miktarı mevsimlere göre değişen bu çay yazın iyice yatağına çekilir, yağışlı mev­simlerde ise taşkınlara yol açar. Afyonkarahi-sar kapalı havzasından çıkarak Eber Gölü'ne dökülen Akarçay ise, Şuhut Ovası'ndan do­ğan Kali Çayı ile Sincanlı Ovası'ndan doğan Bacak Deresi'ni alır. Yaz aylarında kuruya­cak duruma gelen Akarçay ve kolları da ilkbaharda taşkın tehlikesi yaratır. Kali Çayı üzerinde Selevir Barajı, çok küçük bir akarsu olduğu halde baharda iyice kabaran Seyitler Çayı üzerinde de Seyitler Barajı kurularak sel sularının zararları önlenmiştir.

Afyonkarahisar ilinin sınırları içinde üç göl vardır. İlin doğusundaki Eber Gölü, kıyıları sazlık ve kamışlık olan sığ bir göldür. Deniz­den 995 metre yükseltideki bu göl sularını küçük bir akarla Akşehir Gölü'ne boşaltır. Yarısı Konya, yarısı Afyonkarahisar sınırları içinde kalan Akşehir Gölü'nün suları ise tuz­ludur. Burdur çöküntü havzasında oluşan Acı Göl, Denizli ile Afyonkarahisar arasında sınır çizer.

Afyonkarahisar'ın iklimi, kışlarının soğuk ve kar yağışlı, yazlarının sıcak ve kurak olmasıyla Ege Bölgesi'nden çok İç Anado­lu'nun bozkır iklimine yaklaşır. İlkbahar ve sonbaharda yağışlar yağmur biçiminde ger­çekleşir. İlin ortalama yıllık yağış miktarı 455 milimetredir. En çok yağış mayıs ayında, en az yağış ağustos ayında düşer.

İklim koşullarının etkisiyle ilin bitki örtüsü de daha çok bozkır özellikleri gösterir. Dağla­rın batıya bakan yamaçlarında ormanlıklar yer alırken, yaylalar bozkır görünümündedir. Ormanlar il topraklarının yüzde 10'unu oluş­turur.

Afyonkarahisar Tarih

Ad:  afyonkarahisar.jpg
Gösterim: 1200
Boyut:  35.0 KB
Ege Bölgesi'ndeki Afyonkarahisar ilinin yüzey biçimleri ve iklimi, bu bölge ile iç Anadolu ve Akdeniz bölgeleri arasında bir geçiş özelliği taşır.
Afyonkarahisar Tarih, Sandıklı'nın güneyindeki Kusura kalıntılarında yapılan kazılarda, bölgede ilk yerleşmenin İÖ 3000 yıllarına uzandığı saptanmıştır. Yöre o zamandan bugüne kadar sürekli yerleşim yeri olmuş, çeşitli uygarlıkların etkisine gir­miştir. İÖ 1800 yıllarında ilin toprakları Hitit Krallığı'nın sınırları içindeydi. Daha sonra bu topraklarda, İÖ 1000 yıllarında Trakya'dan gelen Frigler ve İÖ 700 yıllarında Lidyahlar egemen oldu. Sonraki dönemlerde Persler, Romalılar ve Bizanslılar Afyonkaralîisar böl­gesini kendilerine bağladılar.

Selçuklular Malazgirt Savaşı'yla Anado­lu'ya girdikten sonra, 1115'te Afyonkarahi-sar'ı topraklarına kattılar. 14. yüzyılın ortaların­da il topraklan Germiyanoğullan'nın egemenli­ğine girdi. 1428'de de Osmanlı topraklanna ka­tıldı.
Kurtuluş Savaşı sırasında iki kez Yunan işgaline uğrayan Afyonkarahisar 27 Ağustos 1922'de işgalden kurtuldu (bak. Kurtuluş savaşı).
Ad:  afyon kalesi.jpg
Gösterim: 1255
Boyut:  42.1 KB
Afyonkarahisar kentinin ortasında, 226 metre yükseklikteki sarp kayalar üzerinde kurulmuş olan Afyon Kalesi Hititler'den kalmadır. Kaleye, kayaların üzerinde oyulmuş basamaklardan tırmanarak çıkılabilir.

Ekonomi
Tarım ve hayvancılık ilin başlıca geçim kayna­ğıdır. Ekilebilir toprakların en az üçte ikisin­de başta buğday ve arpa olmak üzere tahıl yetiştirilir. Daha çok yöre halkınca tüketilen bu tahılların dışında ilin gelir getiren en önemli tarımsal ürünü haşhaştır. Türkiye haşhaş üretiminin yansını Afyonkarahisar sağlar. Haşhaş kapsüllerinden tıpta yararlanı­lan afyon, tohumlarından ise yağ çıkarılır. Küspesi de hayvan yemi olarak kullanılır. Şe­kerpancarı, ayçiçeği ve patates de ilin başlıca tarımsal ürünleridir.
İldeki hayvan varlığının yarıya yakınını koyun oluşturur. Yünü değerli olan tiftik keçisi yetiştiriciliği de gelişme yolundadır.

Yurdun her yanına bağlanan kara ve demiryollan üzerinde olmasına karşın Afyon-karahisar'da sanayi gelişmemiştir. En büyük kuruluşlar devlet yatmmlan olan çimento ve şeker fabrikalandır. Demiryolu yapımında kullanılan beton travers, ilaç sanayisi için afyon sütünü işleyen alkaloit, et ve süt hay­vanı yetiştiriciliğini geliştirmek için kurulan yem, göllerin saz ve kamışlannı değer­lendiren selüloz, malt, halı ipliği, Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu'nun tereyağı ve peynir fabrikalan ile et kombinası ilde yer alan öteki sanayi işletmeleridir. 2.000 yıllık tarihi olan mermercilik bugün de il ekonomisi için önem taşır.

Afyonkarahisar'ın şifalı yeraltı suları efsa­nelere konu olmuştur. Örneğin bir söylenceye göre Kral Midas'ın güzelliğiyle ünlü kızı vücudunda çıkan yaralarla çıldırmış, ama Afyonkarahisar'ın şifalı sularıyla yıkandıktan sonra iyileşmiştir. İlin hemen her yerinden fışkıran bu yeraltı suları günümüzde de içme ve kaplıca olarak değerlendirilir. Özellikle Gazlıgöl ve Sandıklı kaplıcalannda sağlık turizmi gelişmektedir. Mineraller yönünden zengin olan Afyonkarahisar maden suyu Kızılay işletmelerinde şişelenerek tüm yurtta satılır.

Haydarpaşa'dan güneye inen demiryolu (eski adıyla Bağdat Demiryolu) ili bir uçtan öbür uca keser. İl merkezi tam anlamıyla bir kavşak yeridir. Ankara ve İstanbul'dan gelen trenler burada batıya ve güneye yönelir. Karayolları açısından da hemen hemen bölge­deki bütün yolların birleştiği yerdir.

İl Merkezi: Afyonkarahisar


Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Karahi-sar-ı Sahib adıyla anılan Afyonkarahisar kenti bugünkü adını ürettiği afyondan ve kara taşlardan yapılmış görkemli kalesinden (hisar) almıştır. Kent, üzerinde Afyonkarahi­sar Kalesi'nin bulunduğu tepe ile Cerit ve Ortasivri Kayası adı verilen kayalık tepelerin ortasında, Taşpınar Deresi boyunca kurul­muştur. Güneyinde ise Hıdırlık Tepesi bulu­nur. Kentin neresinde olursanız olun, başınızı kaldırıp baktığınızda bu tepelerden birini görürsünüz.
Ad:  afyon.JPG
Gösterim: 970
Boyut:  15.4 KB

Avusturyalı heykelci Heinrich Krippel'in 1936'da yaptığı Zafer Anıtı, Afyonkarahisar'ın Yunan işgalinden kurtuluşunu simgeler.

İlin simgesi olan kale İÖ 1350'de Hitit Kralı II. Murşil tarafından yaptırılmıştır. Bu­gün yıkık durumda olan kale kentin tarihinde önemli bir yer tutar. Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad devlet hazinesini bu kalede saklamıştır. Kalenin Kız Kulesi deni­len iç bölümünde cami ve saray, üç erzak ambarı, cephanelikler ve sekiz su sarnıcı bulunur. Öbür önemli tarihi yapılar Ulucami, Kabe Mescidi ve Gedik Ahmed Paşa Külliyesi'dir.

Kente ün kazandıran bir başka yapıt da Kurtuluş Savaşı'nı simgeleyen Zafer Anıtı' dır. Anıta, Atatürk'ün "Bütün ezilmiş ulus­lar, ezenleri bir gün mahv ve perişan edecek­tir" sözü yazılmıştır.

Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesi'nde Ku­sura, Yazılıkaya ve Hacılar'dan çıkarılmış tarihöncesi buluntular ile Hitit, Frig, Lidya, Roma ve Bizans dönemlerinin yapıtları yer alır. Gedik Ahmed Paşa Medresesi'nde ve Afyonkarahisar Etnografya Müzesi'nde de Türk-İslam sanatından örnekler ve Afyonka­rahisar çevresinden derlenen etnografya ya­pıtları sergilenir.
Kentin nüfusu 87.033'tür (1985).
Kaynak: MsXLabs.org &Temel Britannica

Son düzenleyen Safi; 16 Mart 2017 22:59
Gerçekçi ol imkansızı iste...
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #3
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

AFYONKARAHİSAR (03)

Ad:  Afyonkarahisar2.jpg
Gösterim: 770
Boyut:  36.3 KB

Içbatı Anadolu’da il, güneyde Akdeniz bölgesinin göller yöresine, doğuda İç Anadolu'ya taşar. 14 435 knr, 433 014 nüf. (1990); merkezi Afyonkarahisar ya da kısaca Afyon. 95 643 nüf. (1990). 18 ilçe, 5 bucak, 482 köy. Eskişehir bölge idare mahkemesine bağlıdır.

Afyonkarahisar ili, Ege bölgesi ile iç Anadolu arasındaki eşik ve bu iki bölgeyi bağlayan yollar üzerindedir, ilin yaygın topoğrafya biçimi olan 1100-1200 m yükseklikteki platolarda, yer yer, 2 000 m'yi aşan dağlar yükselir. Başlıcaları kuzeyde Emirdağı (2 281 m),G.-D.'da Sultandağı (2 519 m), G.-B. 'da Sandıklı dağları (en yüksek tepesi Kurtkaya 2117 m) ve Akdağ'dır (2 446 m). PIatolar arasında Eber, Akşehir, Afyon, Sandıklı, Dinar, Dazkırı gibi tektonik kökenli ovalar yer alır. Bunlardan bazılannın en çukur yerinde sığ göller yerleşmiştir (Eber, Akşehir, Acıgöl) ilin suları üç havzaya yönelir. Batıda büyük bir bölümün suları, Sandıklı dağlarından inen kolların, Dinar'ın ünlü Marsyas kaynağından çıkan sularla birleşmesinden oluşan Büyük Menderes ırmağıyla Ege denizi ne boşalır.Kuzey bölümün suları Porsuk ve Sakarya ile Karadeniz'e gider. Doğusu ise iç Anadolu kapalı havzasının bir parçasıdır.

Afyonkarahisar, Türkiye ortalamasının altında nüfuslanmıştır. Km2'ye ortalama 47 kişi düşer. Kentli nüfus oranı da düşüktür. Nüfusun yaklaşık % 65'i kırsal yerleşmelerde yaşar, tarım ve hayvancılıkla uğraşır.

II topraklarının yaklaşık 1/3'ünü kaplayan tarım alanlarının % 80'den çoğu tahıla ayrıldığından Afyonkarahisar, Türkiye'nin önemli buğday ve arpa üretim alanlarındandır. Ayrıca şekerpancarı, haşhaş ve ayçiçeği gibi endüstri bitkileri de yetiştirilir. Çok sayıda koyun ve tiftik keçisi beslenen ilde, hayvancılık ve hayvan ürünleri, başlıca gelir kaynakları arasındadır. Afyonkarahisar, renkli mermer ve linyit gibi bazı yeraltı kaynakları bakımından zengindir. Faylarla parçalanmış ve volkanik etkinliklere sahne olmuş bir bölgede bulunan il, maden suları ve kaplıcaları (Gazlıgöl, Kızılkilise, Geçek, Ömer ve Hüdai) ile ünlüdür. Demir ve karayolu ağı kavşaklarından çoğu il sınırları içinde bulunduğundan, Afyon ulaşım açısından da önemlidir.

AFYONKARAHİSAR
Afyonkarahisar ilinin merkezi kent. Halk arasında ve bazı resmi yayınlarda kısaca Afyon da denir. Geçen yüzyıllardaki adıysa Karahisarısahip'tir. İzmir'in 327 km D.'sunda, İstanbul'un 447 km G.-D.'sunda, Ankara’nın 259 km G.-B.'sında. Üç büyük merkeze demiryoluyla da bağlı. 95 643 nüf. (1990).

COĞRAFYA
Sarp yamaçlarla çevrili volkanik Sivritepe'nin (1220 m) eteklerinde kurulmuş olan Afyonkarahisar, adını tepedeki hisardan ve geçmişte yörenin başlıca gelir kaynağı olan haşhaştan alır, Kara ve demiryolları üzerinde çok önemli bir kavşak olan Afyonkarahisar’a iç Anadolu'nun kapısı da denir. 1950’lerde karayolları şebekesinin gelişmesinden sonra bu rolü daha da belirginleşti. O yıllarda 30 000’e bile ulaşmayan kent nüfusu, 1985'te 3 katına ulaştı. Bu dönemde kent, tepenin eteklerinden ovadaki istasyona doğru genişledi. Eski yerleşmelerden farklı olarak kentin yeni mahalleleri düzenli caddeler, parklar ve çağdaş yapılarla donandı.

TARİH
ilk yerleşim dönemi belirsiz olan Afyonkarahisar'ın bizans döneminde ovaya hâkim kayalık tepesinde Akroenos ya da Akronium kalesi bulunuyordu. Birçok kez arap ordularının saldırısına uğradı. Efsanevi İslam kahramanı Battal gazi, kentin yakınlarında yenilgiye uğratılınca "zafer kenti" anlamına gelen Nikopotis adıyla anılmaya başlandı. Daha sonraları geniş ölçüdeki afyon üretimi nedeniyle kente Afiun (Afyon) da denildi. Kent, Malazgirt savaşı'nı izleyen yıllarda türk egemenliğine girdi. Selçuklu hükümdarı Alaettin Keykubat I hâzinesini bu kalede sakladığından Karahisarıdevle adıyla anıldı. Selçuklu veziri Sahip Ata Fahrettin Ali Karamanlıların ve Moğollar'ın saldırısına karşı bu kaleye sığındı ve ardılları Afyonkarahisar'da Sahipataoğulları beyliği’ni kurdu (1275). Kentin Cumhuriyet dönemine kadar kullanılan Karahisarısahip adı Sahip Ata ile ilgilidir. Kent XIV. yy.'ın ilk yarısında Germiyanoğulları'nın yönetimine girdi. 1390'da Yıldırım Bayezit tarafından ele geçirildiyse de Timur istilasından sonra yeniden Germiyanoğulları'nın eline geçti. 1428’de Murat II Afyonkarahisar'ı kesin olarak osmanlı topraklarına kattı Kurtuluş savaşı sırasında 27 mart-7 nisan 1921 arasında yunan işgalinde kaldı, sonra boşatıldı. Yunanlılar 13 temmuz 1921'de kenti yeniden işgal ettiler. Büyük taarruz Afyonkarahisar cephesinde başladı ve 27 ağustos 1922'de kent kurtarıldı. Cumhuriyet döneminde, Afyonkarahisar adıyla il merkezi oldu.

ARKEOLOJİ ve MİMARLIK
Afyonkarahisar ve çevresinde yeterli kazı yapılmadığından, yörenin ilkçağına ilişkin bulgular azdır. Kentin 16 km D.'sunda Çavdarlı köyündeki Çavdarlıhöyük'ûn alt katmanları bakırtaş döneme tarihlenir. Kentin 30 km K.-D.'sunda Yanarlar mevkiindeyse Hititler'den kalma mezarlar vardır. Phrygialılar döneminden Tatarlı tümülüsünde, pişmiş topraktan, boyalı, asker betimli panolar bulunmuştur.

Kentin ortasında sarp bir kaya üzerinde yükselen Afyon Kalesi'ni hitit kralı Mursilis ll’nin Arzava seferi sırasında yaptırdığı sanılmaktadır (yaklş. İ.Û. XIV. yy. ortaları). Bu dönemde Hapanova olarak bilinen kale Phrygia, Roma, Bizans dönemlerinde de önemini korumuştur. Selçuklular zamanında, iç kalede Alaettin Keykubat'ın yaptırdığı çinili cami, ambarlar, cephane, barut depoları, sarnıçlar; orta kaledeyse (palanga) dizdar sarayı, dideban evleri, divanhane ve cami vardı. Kale, OsmanlIlar döneminde onarıldı (1573).

Kentin en önemli yapısı, selçuklu veziri Sahip Ata Fahrettin Alünin oğlu, Afyon sancakbeyi Nasrettin Hasan'ın yaptırdığı Ulu cami'dir (1272). Anadolu Selçuklularının ağaç direkli ahşap camilerinin önemli örneklerinden olan yapı 40 direkle, mihrap duvarına dikey dokuz şahına ayrılmıştır. Kiriş kaplamaları, ahşap tavan, mukarnas başlıklar renkli kalem işleriyle bezelidir. Mimarı Emir Hac el-Neccar, nakkaşı Mahmut oğlu Hac Murat'tır. Yapı, Karamanoğulları döneminde önemli bir onarımdan geçmiştir (1341).

Sırlı tuğla minaresiyle dikkati çeken Kuyulu mescit yazıtsızdır; ancak selçuklu yapısı olduğu sanılmaktadır, iki eyvanfçaçık medreseler planındaki Hisarardı medresesi (XIII. yy. ikinci yarısı), Alaettin Keykubat lll'ün kızı Naime Hatun için yaptırılan Kadınana türbesi (XIII. yy.), akkoyunfu oymağı beylerinden ilyas bin Oğuz'un yaptırdığı (1214), Akarçay üzerindeki Altıgöz köprüsü de yöredeki ilk türk mimarlık örnekleridir. Karamanoğlu Yusuf beyin yaptırdığı Yukarıpazar mescidi (1264), daha sonra Turgut bin İsmail tarafından onarılmıştır (1465).

Beylikler dönemi yapıları arasında Germiyanoğulları zamanında Hacı Ali bin İdris tarafından yaptırılan Kubbeli mescit (1330), Hacı Mehmet bin Yusuf'un yaptırdığı Kâbe mescidi (1397), Ketencioğlu Hacı Hamza'nın yaptırdığı Ak mescit (1397), Hacı İsmail bin Mehmet'in yaptırdığı. dükkânlarla çevrili Arasta mescidi (XIV. yy. ortaları) sayılabilir.

Osmanlı yapılarının en önemlisi İMARET CAMİsi’dir (Gedik Ahmet Paşa camisi). Şakkancıoğlu Evliya Kasım Paşa'nın yaptırdığı, özellikle mavi çinili mihrabıyla dikkati çeken Mısri camisi (1483), caminin güney duvarına bitişik Abdürrahimkarahisari türbesi (XV. yy,). Hacı iiyas oğlu Hacı Mustafa'nın yaptırdığı Bağçeşme camisi (1496), Mustafa bin Umar'ın yaptırdığı Çavuşbaşı camisi (1575), Felekzade Süleyman Çavuş'un yaptırdığı Otpazarı camisi (XV. yy. sonları), Yeni cami (1711, onarım 1809), Abdülmecit zamanında yaptırılan Türbe (Mevlevi) camisi (1844) dönemin öbür yapılarıdır. Kentin yunan işgalinden kurtarılışını simgeleyen ZAFER'ANITI (1936), avusturyalı heykeltraş Krippel'in yapıtıdır (kuruluş çalışmaları 1931'de başladı; 1933’te ziyarete açıldı) Daha sonra Kusura salonu (1937), etnografya salonu (1948) tamamlandı. 1970'te türk-islam yapıdan eski yapıda bırakılarak, arkeolojiye ilişkin buluntular yeni müze yapısına taşındı. 1971 'de halka açıldı. Afyonkarahisar ve çevresindeki illerden (Uşak, Kütahya, İsparta, Burdur) getirilen yapıtların yanı sıra Kusura, Yazılıkaya (Afyonkarahisar) ve Hacılar (Burdur) kazı buluntuları 9 salonda sergilenmektedir. Yapıtlar yenitaş, bakırtaş, tunç çağları, Hitit, Phrygia, Lydia, Roma ve Bizans dönemlerini kapsar. Müzede ayrıca konferans salonu, laboratuvar ve kitaplık vardır.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 17 Mart 2017 00:23
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
21 Eylül 2006       Mesaj #4
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Afyonkarahisar3.jpg
Gösterim: 582
Boyut:  52.5 KB
GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 14.230 km²
Nüfus: 739.223 (1990)
İl Trafik No: 03
Afyon, Anadolu'da kuzeyi güneye, batıyı da doğuya bağlayan doğal bir düğüm noktası konumundadır. Zengin tarihi geçmişi olan kent bir turizm merkezi olma potansiyeli taşımaktadır.

İLÇELER
Afyon ilinin ilçeleri; Başmakçı, Bayat, Bolvadin, Çay, Çobanlar, Dazkırı, Dinar, Emirdağ, Evciler, Hocalar, İhsaniye, İscehisar,
Kızılören, Sandıklı, Sincanlı, Sultandağı ve Şuhut'tur.

Başmakçı:
İlin en güney ucunda yer alan ilçe il merkezine 129 km. uzaklıkta Söğüt Dağlarına yaslanmıştır. Isparta, Kula, Ladik, Hereke tipi halı dokumacılığı, gül yetiştiriciliği, Kuş Cenneti, Acı Gölü ile ünlüdür.

Bayat: Afyon-Ankara karayolu üzerinde il merkezine 46 km. uzaklıktadır. Bayat ilçesinde Kurtini, İnpazarcık, Asarkale, Elicek ve Yanıkin Bizans dönemi yerleşim alanları bulunmaktadır. Kök boyalı Bayat kilimleri, Amerika, Japonya ve birçok Avrupa ülkesinden sipariş alacak kadar ün kazanmıştır.

Bolvadin: İlçe Afyon-Konya karayolu üzerinden 13 km. içeride il merkezine 61 km. uzaklıkta, antik Kral Yolu üzerinde, Eber gölü kenarında kurulmuştur. Eber Gölü; sazlığıyla, yüzen adacıkları ve balık avcılığı ile adını dış ülkelere duyurmuştur. İlçenin diğer turizm değerleri Heybeli kaplıcası, Horan parkı, Kırkgöz köprüsü, Yanık Kışla, Lala Sinan Paşa Cami, Alaca Cami ve Çeşmesi, Çarşı Cami, Hacı Ahmet Cami, Kırklar Cami, Kara Çeşme, Ak Çeşme, Hacı Ahmet Çeşmesi, Kemerkaya'da yeraltı şehri, Minarelik Deresinde peribacaları, merkezdeki eski Afyon evleri ve İnsuyu Mağarasıdır.

Çay: Afyon-Konya karayolu üzerinde, il merkezine 48 km. uzaklıktadır. İlçenin geçmişi oldukça eskiye dayanmakla birlikte bugüne kalan tarihi eser sayısı azdır. Tabi güzellikleri arasında Eber ve Karamık gölleri bulunmakta olup, bu göllerde balık avcılığı,ve çeşitli kuş avcılığı yapılmaktadır. Çağlayan Parkı ve Şelalesi, Kanlı Yer Kavaklığı çevrede tercih edilen piknik yerleridir. Selçuklulardan kalma Taş Camii ve Kervansaray önemli tarihi eserleridir.

Çobanlar: Yöre tarihinin Akarçay kenarındaki höyüklerle yaşıt olduğu ve eski Tunç Çağına kadar uzandığı bilinmektedir. Bugünkü Kocaöz (Feleli) köyünde antik Anabura kenti kurulmuştur. Afyon Arkeoloji Müesinde bulunan Artemis heykeli buradan çıkarılmıştır.

Dazkırı: Afyon-Denizli karayolu üzerinde il merkezine 140 km mesafededir. İlçemiz 1959 yılında ilçe olmuştur. İlçemiz kök boyalı halı dokuma ve satış reyonlarıyla dünya çapında üne kavuşmuştur.

Dinar: Afyon-Antalya karayolu üzerinde, il merkezine 106 km. uzaklıkta olup Akdeniz ile Ege bölgeleri arasında bulunmaktadır. Tarihin ilk müzik yarışması, Marsyas ile Tanrı Apollon arasında Dinar'da yapılmıştır. İlçenin önemli turistik değerleri Danteon (Tanrılar kulu tapınağı), Artemis-Anaitis tapınağı, antik tiyatrosu, agorası (Pazar yeri), antik stadyumu, Suçıkan Parkı, Pınarbaşı, Karakuyu Kuş Cenneti, Norgaz piknik alanı, Cerit ve Zenderi yaylalarıdır.

Emirdağ: Afyon'un 70 km. kuzey doğusunda kurulmuş en eski ilçelerinden olan Emirdağ yöresinde yerleşim M.Ö.1437 yılına kadar gitmektedir. Emirbaba, Gölcük, Çiçekli yaylaları, Balcam Mağarası, Amorium ören yeri ve Sakarya nehrini besleyen Pınarbaşı gezip görülebilecek yerlerdir.

Evciler: Çevre höyüklerde bulunan parçalardan tarihinin Lidyalılara kadar uzandığı anlaşılmaktadır. İlçede Koca höyük ve Küçük höyük diye bilinen iki höyük ile Öküzviran ve Kocaviran isminde iki örenyatağı vardır.

Hocalar: Anadolu eski çağlardan bu tarafa pek çok medeniyetlerin beşiği olmuştur. Ahır dağlarında bulunan bronz Hitit heykeli yörenin çok eski dönemlerden beri önemli bir yerleşim merkezi olduğu izlenimini vermektedir.

İhsaniye: Afyon'un 35 km. kuzeyindedir. Gazlıgöl kaplıcası ve içmeleri, Frig kaya anıtları, Roma, Bizans kaya yerleşimleri, mezar odaları, peri bacaları ve yaylaları ilgi odakarından bazılarıdır. Ayazin, Kayıhan yerleşim birimleri, Kapıkayalar, Aslantaş, Maltaş ve Yılantaş tarihi kalıntıları Frig dönemine aittir. Ayrıca doğa harikası kütleler ve peri bacalarının süslediği bu alan, Frig bölgesi diye anılır.Gazlı göl kaplıcalarında çıkarılan maden suyu dünyaca ünlüdür.

İscehisar: Afyon-Ankara karayolu üzerinde olup il merkezine 23 km uzaklıktadır. 1987 yılında ilçe olmuştur.Zengin mermer yatakları üzerinde kurulmuş olan ilçe, tarım, hayvancılık ve mermer sanayi üzerinde gelişmiştir.

Kızılören: Afyon-Antalya karayoluna 3 km. il merkezine 87 km. uzaklıktaki ilçede bulunan Ulu Cami ve korumaya alınan Çınar ağacı ve şehir merkezindeki tarihi evler görülmeye değer yerleridir.

Sandıklı: İl merkezine 60 km. uzaklıkta, Antalya-Denizli karayolu, İzmir-Ankara-İstanbul demiryolu hattı üzerinde kurulmuş önemli yerleşim merkezlerinden biridir. İlçe kaplıcası ve leblebisi ile ünlüdür. İlçede bulunan Hüdai kaplıcaları iç ve dış turizme hizmet vermektedir.

Sincanlı: Afyon-Uşak-İzmir karayolu üzerinde, il merkezine 33 km uzaklıktaki ilçe, kendi adını taşıyan, günümüzde de izleri görülen antik yolların kavşağında kurulmuştur. İlçede Tazlar köyü orman içi piknik alanı, Başkomutan Milli Parkı, Büyük Taarruz Şehitliği, Çiğiltepe Albay Reşat Anıtı, Yıldırım Kemal Şehitliği, Sinanpaşa ve Kureşbaba (Boyalı) Külliyeleri, Otuziki inler, Kırka göleti, Serban göleti gezilip görülecek yerleridir.

Sultandağı: Afyon-Konya karayolunun 68.km.'sinde Sultan dağlarının eteğinde kurulmuştur. Bizanslılar ve Selçuklular zamanına kadar batı ve doğunun yol uğrağıdır. Ayrıca; Anadolu-Bağdat İpek Yolunun geçmesi ile de ticari bir önem kazanmıştır.Akşehir gölleri, Taşköprü, Çiğdem düzü, Asmalı gibi mesire yerleri, Sahipata kervansarayı ve hamamı, Laleli çeşmesi, Buzluk Mağarası, Dort deresi ve manastır başlıca gezip görülecek yerlerdir. Fındık ormanlarıyla kaplı Balaban, Dumra, Küçük ve Büyük Kirazlı yaylaları ise yayla turizmine elverişlidir.

Şuhut: İç Ege Bölgesinin en doğusunda yer alan Şuhut'un il merkezine uzaklığı 29 km.dir. İlçenin tarihinin Neolitik Çağa kadar uzandığı, Şuhut Hisar, Karaadilli, Kepirtepe Höyüğünün bu çağa ait eserler olduğu tahmin edilmektedir. Hisar tepesi (Synnada Höyüğü), Bininler Kaya Mezarları ve Asmakaya Kalesi eski yerleşim yerleri olup, Kayabelen göleti ve Selevir baraj gölü mesirelik ve dinlenme yerleridir.
Son düzenleyen Safi; 17 Mart 2017 00:23
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
7 Temmuz 2010       Mesaj #5
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Ad:  Afyonkarahisar6.jpg
Gösterim: 654
Boyut:  52.7 KB
TARİH

Afyonkarahisar ilinin bulunduğu toprakları ilkin Hitit İmparatorluğu'nun sınırları içinde görüyoruz. Sonra Frig ve Lidya'lılara geçen bölge, M.Ö.6. Yüzyılda tüm Anadolu ile birlikte Pers egemenliğine geçiyor. Büyük İskender ile Makedonya İmparatorluğuna katılan topraklar, onun ölümünden sonra parçalanıyor. İskender'in generalleri Anadolu'ya paylaşmak için savaşa girişiyorlar.

Bundan sonra Afyonkarahisar topraklarında Selevkos ve Bergama Krallığı hüküm sürmekte. Roma İmparatoru I.Kanstantin zamanında, yöre Roma'ya bağlanıp halkı Hıristiyanlaştırılmaya çalışılıyor. Roma'nın ikiye ayrılmasından sonraki dönemde bölgeyi Bizans'ın egemenliğinde buluyoruz. M.S. 5. Yüzyılda Bizans İmparatoru Zenon, Afyonkarahisar yöresinde, Sasani'lerle savaşa tutuşuyor. 7. Yüzyılda Müslümanlığın birleştirdiği Arapların gözü Bizans'ın başkenti İstanbul'da. Bizans başkenti almak için yola çıkan Araplar, 739 yılında Afyonkarahisar kapılarına kadar geliyorlar. İslam inanışına göre; Battal Gazi, Bizans'la yapılan bu savaşlar sırasında şehit düşmüştür.

1071 zaferinden sonra Anadolu Türklere açılmış, Kutalmış oğlu Süleyman Şah emrindeki Türkler, tüm Batı Anadolu'yla birlikte Afyonkarahisar yöresini de fethetmişlerdir. Bizansı korumak ve kutsal toprakları geri almak isteyen Batı devletlerinin orduları, I. Haçlı seferiyle kısa bir süre yeniden Türklere katılması Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat dönemine rastlar. Keykubat, Afyonkarahisar'a ayrı bir değer vermiş, kenti onarttırıp, kalesini yeniden düzenletmiştir.

13. yüzyılın sonlarına doğru Afyonkarahisar, Türk beylikleri arasında güçlü bir durumda bulunan Germiyanoğulları'nın buyruğuna girmiştir. Yıldırım Beyazıt'ın 1390 yılında Osmanlı topraklarına kattığı Afyonkarahisar, O'nun 1402'de Timur'a yenilmesinden sonra yeniden Germiyanoğullarına verildi. Osmanlıların kısa sürede kendilerini toparlayıp, güçlenmeleri Germiyanoğulları'nın barışçıl yollar aramasına neden oldu. Devrim Sultan, Osmanlı sarayına gelin verildi. Germiyanoğlu 2. Yakup'un ölümünden sonra da, bu beyliğin tüm topraklarıyla birlikte Afyonkarahisar da Osmanlılara katıldı. O yıllarda adı Karahisar-ı Sahip olan Afyonkarahisar ve yöresi, İmparatorluğun 14 sancağından biri durumuna girdi. Anadolu beylerbeyliğine bağlı olan sancağın merkezi Kütahya idi. Tanzimattan sonra Hüdavendigar Valiliği kurulunca beş sancakla birlikte Afyonkarahisar'da bu merkeze bağlandı. 1971'edeğin Bursa'ya bağlı mutasarrıflık olan Afyonkarahisar, bu tarihte, bağımsız mutasarrıflığa dönüştürüldü.

XVII. yüzyılda Celali isyanları, 1833 yılında Kavalalı Mehmet Ali Paşa istilasıyla kara günler yaşayan Afyonkarahisar, en karanlık günleri 1921'deki I. Dünya Savaşı sonuyla, Kurtuluş Savaşı sonu arasında yaşadı. I. Dünya Savaşı sonrasında bütün Batı Anadolu kentleri gibi Afyonkarahisar da Yunanistan tarafından istila edildi. 28 Mart 1921'de kente giren Yunan birlikleri bilinemeyen bir nedenle 10 gün sonra çıkıp gittiler. 13 Temmuz 1921'de yeniden girdikleri kentte 1 yıl 1 ay 25 gün kaldılar. Afyonkarahisar, Büyük taarruzun ikinci günü 27 Agustos 1922'de düşman işgalinden kurtuldu. İşgal sırasında harabeye çevrilen kent, bozguna uğramış düşman ordular tarafından iyice yakılıp, yıkıldı. Büyük Taarruzun en büyük savaşları Afyonkarahisar ve Kütahya illerinin sınırlarında yapılmıştır. Mustafa Kemal'in yönettiği, Kocatepe Savaşı olarak bilinen ve Türk ordularına zaferi müjdeleyen, ünlü savaş da Afyonkarahisar ili sınırları içinde gerçekleştirildi. Türklerin 1. ordusuyla 2. ordusu arasında sıkıştırılan düşman birlikleri burada yok edildiler. Bu nedenle Afyonkarahisar, Kurtuluş Savaşımızın simgesi olmuş kentlerimizden biridir.

Genel Bilgi
Batı Anadolu ile İç Anadolu Bölgelerini birleştiren yüksek alanın güney parçasını oluşturan Afyon, doğuda Konya, batıda Uşak, kuzeybatıda Kütahya, güneybatıda Denizli, güneyde Burdur, güneydoğuda Isparta ve kuzeyde Eskişehir illeri ile komşudur. Afyon, Türkiye’nin coğrafi bölgelerinden üçü üzerinde (Ege, Akdeniz, İç Anadolu) yayılan bir ildir. Büyük kısmı Ege bölgesinin İçbatı Anadolu bölümünde bulunur. Güneyde bulunan Başmakçı, Dazkırı, Dinar ve Evciler ilçelerinin bazı toprakları Akdeniz Bölgesi sınırları içine girer. İlin doğu ve kuzeydoğu kısımlarındaki bazı topraklar da İç Anadolu Bölgesine taşar. Önemli merkezleri birbirine bağlayan kara ve demiryolları Afyon’dan geçer. Bu özellikleri sebebiyle Afyon, yolların kesiştiği, bölgelerin birbirine bağlandığı bir merkez konumundadır. Yüzölçümü 14.295 km2 olan Afyon ilinin büyük bir bölümü Ege Bölgesinin iç batı olarak adlandırılan kesiminde bulunur. İlin doğusunda kalan topraklar İç Anadolu Bölgesinin özelliklerini gösterir. Güneybatıda kalan çok küçük bir parçada Akdeniz karekteristiğini görmek mümkündür. Afyonkarahisar ismini dünyanın oluşumunun dördüncü zaman diliminde bir yanardağ ağzında meydana gelen sarp kayalar üzerine kurulan kaleden (Karahisar) ve ilk defa "Synnada" antik kenti sikkelerin de karşımıza çıkan haşhaş (Opıum-Afyonkarahisar)'dan almıştır.

Afyon çevresinde ilk yerleşimin MÖ.7.000 yılında başladığı, Kalkolitik ve Eski Tunç çağı kültürlerinin burada yaşandığı ele geçen buluntulardan anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra Afyon'un, Hititlerin Arzava Prensliği tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Bilinen en eski adı Akroenos idi. MÖ.X.yüzyıla kadar Hititlerin, MÖ.660 yılına kadar Phrygia'nın, sonra Kimmerlerin, Lydialıların, Helenlerin ve Bergama Krallığının yönetiminde kalmıştır. Son Bergama Kralı Attalos III'ün vasiyeti üzerine Romalıların egemenliğine geçmiştir. XIII.yüzyılda Anadolu Selçuklularının yönetimine giren Afyon'daki kalede Selçuklular devlet hazinelerini saklamış, bu yüzden de şehre Hisar-ı Devre ismi verilmişti. Yöre 1265-1333 yıllarında Saip Ata Oğullarının başkenti olmuş 1329'da Osmanlıların egemenliğine girmiş, 1402'deki Ankara Savaşı'ndan sonra Germiyanoğulları'na bağlanmıştır. XIV.yüzyılda Germiyanlıların egemenliğinde iken, son Germiyan beyi II.Yakup'un ölümü üzerine, vasiyeti uyarınca 1428'de Osmanlı topraklarına katılmıştır. Bundan sonra da Karahisar-ı Sahip olmuştur.

Osmanlı yönetiminde 1451'de Kütahya Sancağına bağlanmış, 1802'de eyalet merkezi, Tanzimattan sonra Kütahya'ya bağlı ilçe, 1865'te Bursa iline bağlı sancak merkezi olmuştur. 1914 yılında da bağımsız sancak haline gelmiştir. I.Dünya savaşı'nda 2 yıl boyunca Yunan işgali altında kalmış, Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan düzenlemede Afyon İl Merkezi olmuştur. Başkomutanlık Meydan Savaşı, Afyonkarahisar'da yapılmıştır. Büyük Taarruzdan bir gün sonra 27 Ağustos 1922 günü, saat:17.00'de Türk orduları Afyonkarahisar'a girmiş bundan sonra Başkomutanlık ve Garp Cephesi Karargâhı Afyonkarahisar'a taşınmış ve karargâh olarak kullanılmıştır. Atatürk, 28 Ağustos 1922 günü Afyonkarahisar'daki karargâhına gelmiş, büyük zafere kadar çalışmalarını buradan idare etmiştir. Kentin simgesi olan Kale MÖ.1350'de Hitit İmparatoru II.Murşil tarafından yaptırılmıştır. Frig Kaya Mezarları, Gazlı Göl ve Sandıklı Kaplıcaları,Ulu Cami (1273), Kâbe Mescidi (1397), Gedik Ahmet paşa Külliyesi (1477), Ak Mescit (1397), Çavuşbaşı Camisi (1575), Kubbeli Mescit (1330), Kuyulu Mescit, Mısrî Camisi (1483), Ot Pazarı Camisi (1582), Türbe (Mevlevi) Camisi (1844), Yeni Cami (1711) kentin belli başlı tarihi yapıları arasındadır. Bunun dışında cami, mescit, hamam ve köprüler diğer önemli yapılarıdır. Kentte bunlardan başka 1922 Başkumandanlık Savaşı anısına Avusturyalı Heykeltraş Heinrich Krippel'in kurtuluşu simgeleyen zafer anıtı (1935) kentin simgesi konumundadır.

Gezgin Gözüyle Afyonkarahisar
Karahisar Kalesi:
Afyon şehri ile özdeşleşen Karahisar Kalesi’nin günümüzden yaklaşık 3 bin 340 yıl önce, İsa’dan Önce 1340’lı yıllarda Arzava ülkesine sefer düzenleyen Hitit Kralı II.Murşil tarafından, askerlerinin kışı geçirmeleri amacıyla yapıldığı sanılmaktadır.Kale’nin o zaman ki adı Hapanuva, yani “ Yüksek Tepe Şehri “ dir. Daha sonra Mira Kuvalya Krallığı’nın egemenliğine bırakılan Hapanuva eteklerine Frigler zamanında köy kurulur ve “Akronio” ya da “Akroniom” adını alır.Sırasıyla Lidyalılar, Persler ,Helenler, Bergama Krallığı,Pont krallığı, Romalılar ve Bizanslılar’ın egemenliğinde kalan Kale, Hicret’ten sonra İstanbul’u fethetmek amcında olan Emevi Halifelerinin ,Anadolu’ya yaptıkları seferler sırasında birkaç kez el değiştirdikten sonra , Alparslan’ın oğlu Melikşah zamanında Selçuklu topraklarına katılmıştır. Daha sonra Devlet Hazineleri2nin Kale ‘de saklanmasından dolayı “Karahisar-ı Devle” yani “Devletin Karahisarı” adını alır. Anadolu Beylikleri döneminde Sahipoğulları ve Germiyanoğulları’^nın hüküm sürdükleri Karahisar-ı Devle ,1392 yılında Yıldırm Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılır. Ankara Savaşı’ndan sonra Timur ordularının hakimiyetine giren Karahisar-ı Devle, Timur’un beylere, topraklarını geri vermeleri üzerine Germiyanoğulları’na, daha sonra vasiyet yoluyla 1428 yılında Osmanlı Türk Birliği’ne katılır. Anadolu’daki diğer karahisarlarla karışmaması için “ Karahisar-ı Sahib” yani “ Sahibinin Karahisarı” adını alır. Mevcut Şeriye Sicillerine göre Karahisar’ın başına Afyon kelimesi ilk kez 1651 yılında gelmiş ve o günden bu yana Afyonkarahisar adı ile anılır olmuştur.

Afyon Müzesi:

Müzede, Afyon ve çevresinde yer alan höyük ve antik şehirde bulunan Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Roma ve Bizans devirlerine ait eserler sergilenmektedir. Ayrıca müzenin bahçesinde Herakles ve İmparator Hadrianus’un kolosal (büyük) heykelleri, Ion, Korinth tipi sütun başlıkları, üzerleri yazıtlı veya kabartmalı ve bölgenin tipik eserleri arasında olan “Kapı Tipi Mezar Stelleri”, pişmiş toprak lahitler ve çeşitli mimari parçalar sergilenmektedir.

İhsaniye Ayazini Kasabası (Metropolis): Afyon-Eskişehir karayolunun 27.km.den sağa doğru 4.7 km. gidilerek ulaşılan Ayazini kasabasının Frigler Dönemi’nden beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir. Roma ve Bizans Dönemleri’ne ait aile ve tek kişilik kaya mezar odaları, Bizans Dönemi’ne ait kiliseler ve kaya yerleşimleri arazinin elverişli olması nedeniyle oyularak yapılmış eserleridir. Aslanlı mezar odaları, sütunlu mezar odaları ile kayaya oyulmuş kilise ve şapeller bulunmaktadır. İhsaniye'nin vaktiyle Hitit İmparatorluğu sınırları içerisinde bulunduğuna dair elde bazı belgeler mevcuttur. Hitit İmparatorluğu'nu ortadan kaldıran Frigyalıların eski yapıların da İhsaniye sınırları içerisinde rastlanmaktadır. Ayazin, Kayıhan yerleşim birimleri Kapıkayalar, Aslantaş, Maltaş ve Yılantaş gibi Göynüş Vadisi'ndeki yerler, mezar oldukları sanılan tarihî kalıntılar Frigler dönemine aittir. Ayrıca tabiat harikası kütleler ve peribacalarının süslediği Frig bölgesi diye anılan saha bu yörenin Frigler zamanının önemli bir yerleşim bölgesi olduğunu gösterir. Bölge Pers, Helen, Roma ve Bizanslıların, daha sonra Selçukluların ve Osmanlıların hakimiyetine girmiştir. Bu medeniyetlerden günümüze kadar yaşayabilen eserlere rastlanmaktadır.

İhsaniye Döğer Yerleşim Yeri: İhsaniye ilçesine 12 km. uzaklıktaki Döğer kasabası Frigler Döneminden beri yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Aslankaya, Kapıkaya I ve II, Tanrıça Kybele adına yapılmış açık hava tapınağı özelliğinde M.Ö.7.yüzyılda yapılmış kaya anıtları ile Asar ve Eski Döğer’de Frig yerleşim yerleri vardır. Roma ve Bizans Dönemi’ne ait kaya yerleşim ve mezar odaları ile kiliseler çevrede oldukça çok görülmektedir.

Synnada: Şuhut ilçe merkezinde bulunan kent, Roma ve Bizans dönemlerinde Frigya’nın başkenti olmuş büyük bir kenttir. Roma döneminde yarı özerk bir konuma ulaşmış olan kentte, imparator adına ve Hieropolis’le ortaklaşa, gümüş Cistophorus ve bronz sikkeler bastırılmıştır.

Apameia Kibotos Antik Kenti: Bugünkü Dinar ilçesinde bulunan kentin daha önceki adı Kelainai’dir. Roma döneminde Apameia Kibotos adını almıştır. Şehir M.Ö. 6. yüzyıldan itibaren önemli bir merkez olmuştur. Efes’ten sonra ikinci büyük kent olduğu bilinmektedir. Anıtsal yapıtlardan olan stadyum ve tiyatro kısmen özelliğini koruyarak kalmıştır. Efes’le birlikte bastırdığı bronz sikkeler de vardır. Yarı özerk olarak imparator adına sikkeler bastırmıştır.

Dokimaia Antik Kenti (İscehisar): İscehisar ilçe merkezinde, Makedonyalılar tarafından kurulmuş bir kenttir. Roma döneminde yarı özerk konumuyla, imparator adına bronz kent sikkeleri bastırılmıştır.
Yedi Kapı Kaya Yerleşim Yeri: Bolvadin-Emirdağ karayolu üzerinde, Bolvadin Kemerkaya kasabasının 3 km. kuzeyinde karayolunun 1 km. doğusunda yer almaktadır. Çalışmalar sırasında askeri garnizon veya idari binalar olabileceği tahmin edilen kayaya oyma kompleks yapı grubu ile halkın sığınak olarak kullandıkları yeraltı kentinin bir bölümü ortaya çıkarılmıştır. Geç Roma ve Erken Bizans Dönemi’ne tarihlenen yerleşimdeki çalışmalar devam etmektedir.

Pentapolis Kentleri
Bruzus: Sandıklı ilçesi Karasandıklı köyünde bulunan kent Pentapolis olarak adlandırılan beş kentten birisidir ve kentlerin kuzeyinde yer almaktadır.

Eucarpeia: Sandıklı ilçesi Emirhisar köyünde bulunan Pentapolis kentlerinden biridir.

Hierapolis: Sandıklı ilçesi, Koçhisar köyünde bulunan Pentapolis kentlerinden biridir. Aynı zamanda Phrygia Salutaris (Şifalı Frigya)’nın merkezidir. "Kutsal Kent" olarak adlandırılmıştır.

Otrus: Hocalar ilçesi Yanıkören köyünde kurulmuş Pentapolis kentlerinden biridir.

Stectorıum: Sandıklı ilçesi Menteş kasabasında kurulan Pentapolis kentlerinden biridir.

Ococleia: Şuhut ilçesi Karacaören köyünde bir kenttir. Roma Dönemi’nde yarı özerk konumuyla, imparator adına ve Bruzus kentiyle ortaklaşa bronz kent sikkeleri bastırmıştır.

Lysias: Şuhut ilçesi Arızlı köyünde bir kenttir.

Metropolis: Dinar ilçesi Tatarlı kasabasında kurulmuş, bir kenttir; Campus Metropolitanus veya Frig Metropolisi adıyla bilinir.

Cidyessus: Sincanlı ilçesi Küçükhöyük kasabasında Höyük mevkiindedir. Prymnessus: Merkez ilçe Sülün köyünde Frigler tarafından kurulmuş büyük kentlerdendir. Afyon Arkeoloji Müzesinde bulunan devasa boyutlu Herkül heykelinin bulunduğu antik kenttir.

Sanaus: Dazkırı ilçesi Sarıkavak köyünde kurulmuş bulunan bir kenttir.

Kaleler
Afyon Kalesi: Kalenin tarihi M.Ö.1350 yıllarına kadar inmektedir. Kale zirvesinde Ana Tanrıça Kybele'ye adanmış bir çok tapınma yerleri ile 4 adet büyük sarnıç (su çukurları) bulunmaktadır. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad zamanında kale komutanı Ulumar Bedrettin Gevhertaş tarafından onarılmış, ayrıca kaleye küçük bir mescid ile yanına saray yaptırılmıştır.

Sandıklı Kalesi: Germiyanoğulları Sultanı Yakup Bey tarafından yaptırılmış olan kale, Eski Tunç Çağı'ndan beri yerleşim yeri olmuş bir höyük üzerine inşa edilerek üç kat sur ile çevrilmiştir. Günümüze ulaşmış tek parçası, 8-10 metrelik sur duvarıdır.

İscehisar - Kırkinler ve Seydiler Kalesi: İscehisar ilçesi, Seydiler köyü içinde bulunan kale ile Afyon-Ankara karayolunun 32.km. de bulunan Kırkinler kayalığı; Bizans Çağı'nda yapılmış yerleşim yeri, kilise, şapel ve mezar olarak kullanılmış kaya kütleleri vardır.

Avdalas Kalesi: Afyon Gazlıgöl Kaplıcası'ndan 10 km. uzaklıktaki Ayazini köyündedir. Tüf kayaya oyulmuş çok katlı ve çok odalı sarnıçlı bir kaya kütlesi olup, yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.

Bayramaliler Kalesi: İhsaniye ilçesinin Döğer beldesi ile Bayramaliler köyü arasındadır. Bizans döneminde yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.
Ad:  Afyonkarahisar4.jpg
Gösterim: 593
Boyut:  45.0 KB
Camiler
Ulu Cami: Camiikebir Caddesi'ndedir. Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahrettin Ali'nin oğlu Afyon Sancak Beyi Nasredüddin Hasan tarafından 1273 yılında yaptırılmıştır. Minberi, Emirhaç Bey, süslemeleri ise Nakkaş Mahmut Oğlu Hacı Murat tarafından yapılmıştır. Doğu, kuzey ve batı yönlerinde üç kapısı vardır, minaresi tuğladandır ve 40 ahşap sütun ve başlık üzerine oturtulmuş, düz toprak damlıdır. 1341'de onarılmıştır.

İmaret Camii: 1472 yıllarında Fatih Sultan Mehmet'in vezirlerinden Gedik Ahmet Paşa tarafından Mimar Ayas Ağa'ya yaptırıldığı bilinmektedir ve Osmanlı döneminin en güzel eserlerinden biridir. Üzeri altı sütun üzerine sivri kemerli sekizgen kasnaklı bir kubbeyle örtülüdür. 1795'te onarımı yapılmıştır.

Mısri Camii: Akşemseddin'in halifelerinden Abdurrahim Karahisari adına Şahkancioğlu Evliya Kasım Paşa tarafından 1466 yılında yaptırılmıştır. Tek kubbeli mescit biçimindeyken, sonradan etrafı açık dört kubbeli cemaat bölgesi eklenerek camiye dönüştürülmüştür.

Ot Pazarı Camii: Tuzpazarı Caddesi'nde, sebze hali (bugünkü Belediye Çarşısı) bitişiğindedir. 1590'da Tellalzade Süleyman Çavuş yaptırmış, yıkılan minaresi 1958'de yenilenmiştir. Kesme taş ve kare planlı tek kubbelidir. Kuzeyde camla kaplı olan son cemaat yeri sonradan eklenmiş olup, üç sivri kemer üzerine üç kubbeyle örtülmüştür. Minaresi tek şerefelidir. Mihrabı sonradan yapılmış ve beyaz mermerle kaplıdır.

Yeni Cami: Çarşı içindedir. 1711 yılında Abdi Çavuş tarafından yaptırılmıştır. 1839 yılında onarılmış ve Yeni Cami adını almıştır. Medresesi günümüzde ilköğretim okulu olarak kullanılmaktadır.

Türbe Camii: 1710 yılında mevlevihane olarak kurulmuştur. 1844 yılında Abdülmecit'in ve 1905 yılında II. Abdülhamit'in emriyle onarılmıştır. Konya dergâhından sonra ikinci dergâh olarak kabul edilmektedir. Günümüzde cami olarak hizmet vermektedir.

Sandıklı Ulu Camii: Sandıklı ilçe merkezinde, çarşı içinde önce mescit iken sonradan camiye dönüştürülmüştür. Cami, Bahaddin Ömer Bin Alaaddin tarafından Mimar Aydemir'e 1379 yılında yaptırılmıştır. Kare planlı tek kubbeli minareli bir yapıdır. Daha sonra da son cemaat yeri eklenmiştir.

Sinan Paşa Camii: Sincanlı ilçesindedir. 1525 yılında Lala Sinan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bahçesinde Lala Sinan Paşa türbesi vardır.

Rüstem Paşa Camii: Bolvadin ilçesindedir. Sadrazam Rüstem Paşa 1500-1560 yıllarında Mimar Sinan'a yaptırmıştır.

Kervansaraylar
İshaklı (Sahipata) Kervansarayı: Sultandağı ilçesinin İshaklı bölgesindedir. 1249 yılında II. İzzettin Keykavus'un vezirlerinden Sahipata Fahrettin Ali tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılan kervansarayın avlusunun etrafında odalar ve ortasında köşk mescidi bulunmaktadır.

Döğer Kervansarayı: İhsaniye ilçesinin Döğer beldesindedir. 1434 yılında II. Murat tarafından yaptırılmıştır. Alt katında ahır, üst katında ise yolcu konaklama odaları bulunmaktadır.

Çay Kervansarayı: Çay ilçesinde bulunan yapı Selçuklu dönemi taş mimarisi örneklerindendir. Avlulu ve kapalı kervansaray tiplerindendir. Avlusu tahrip olmuş, yalnızca kışlık kapalı kısmı ayakta kalmıştır. Merkezde dört fil ayağı ve çevresinde on iki ayak üzerinde tonoz örtülü ışıklıklı, kale görünümlü, kâgir bir yapıdır.

Eğret Kervansarayı: Anıtkaya kasabasındadır. Selçuklu ve Osmanlı kervansaraylarına benzememektedir. Germiyanoğulları dönemi yapıtı olduğu tahmin edilmektedir.

Mezarlar ve Tapınaklar
Göynüş Vadisi Açık Hava Tapınağı: İhsaniye İlçesi Kayıhan Mahallesinde, Afyon-Eskişehir karayolunun 32.km.de 1,5 km. sola dönülerek ulaşılan bir vadi içinde olan Göynüş Kalesi, Aslantaş ve Yılantaş üzerinde aslan kabartmaları bulunan mezar odaları olup, Maltaş Kybele Açık Hava Tapınağıdır.

Sarıçayır(İscehisar) Kaya Mezarları: İscehisar ilçesine bağlı Sarıçayır köyünün çevresinde bulunan kayalıklarda Bizans Dönemi'nde kayaya oyma aile ve tek mezar odaları, mezarlar ve barınaklar yapılmıştır. Yüzeyi kabartma ve bezemelerle süslenmiş, kimlere ait olduklarını belirten kırmızı boyayla yazılar yazılmıştır.

Şuhut - Bininler Kayalığı: Şuhut'un 6 km. batısında bulunan Senir köyü yakınlarında bir kayalık olup, hayvan üniteleri ve insanların barınma yerleri olan bir yerleşim yeridir. Bizans yerleşimi olan bu kayalığın alt eteğinde yine Bizans kilisesi ve manastır yapı kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca Geç Roma Dönemi kapaklı kayaya oyulmuş mezarlar vardır.
Köprüler
Bolvadin - Kırkgöz Köprüsü: Bolvadin ilçesinde, Eber Gölü'ne akan Akarçay üzerindedir. Köprü kuzey ve güney olmak üzere iki bölümden oluşur. Güney bölümü Bizans İmparatoru I. Manuel Kommen tarafından mermer ve yontulmuş bazalt taştan yaptırılmıştır. Kuzey bölümü ise, Mimar Sinan tarafından 64 göze kadar uzatılmış ve buraya bir namazgah ve kitabe ilave edilmiştir.
Altıgöz Köprüsü: Afyon'da Akarçay üzerinde iki istasyon arasında Cirit kayası eteğinde bulunan altı kemerli köprüdür. 1214 yılında Akkoyunlular tarafından yapılmış, Osmanlı devrinde tamir edilmiştir. Köprünün güneydoğu yüzünde beyaz mermer üzerine yazılmış kitabeler vardır.
İscehisar Köprüsü: Geniş açıklıklı yüksekçe hafif sivri kemerlidir. Bazalt ve devşirme mermer parçalardan yapılmıştır. Bizans dönemine ait olduğu sanılmaktadır.

Mağaralar
Kurtini Mağarası: Sandıklı ilçesinden 34 km. uzaklıkta, Bökenin yurdu denilen bölgededir. 1700 m. yükseklikte orman içerisinde bulunan mağara tahminen 300 m. uzunluğundadır. Daha uzun olduğu tahmin edilen mağaranın tavanının göçmesiyle ikinci bölüme girilememiştir. Aynı bölgede Menteş kasabasına yakın bir mevkide Oktur Mağarası da bulunmaktadır.

Buzluk Mağarası: 2500 m'yi bulan Sultandağları'nın zirvesindeki mağara, yüzyıllardan beri sadece yaz sıcağında buz eritebilmektedir. Buzluk Mağarası, Sultandağı ilçesine bağlı Dereçine kasabasının güneyinde Sultandağları'nın 2519 m. ile en yüksek yeri olan kuzeybatı zirvelerinde yer alan bir doğa harikasıdır. Sadece yazın çıkılabilmektedir.
İnsuyu Mağarası: Bolvadin'e 7 km. uzaklıkta, Dipes köyü, Karakaya yöresindedir. İki kat ortalama onar metrekarelik odalar halindedir. Sarkıt ve dikitlerle dolu olan mağaradaki berrak ve tatlı suyun bazı akciğer hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir.
Kaplıcalar
Önemli Kaplıcaları Hüdai Termal Turizm Merkezi, Gazlıgöl Termal Turizm Merkezi ve Ömer ve Gecek Termal Turizm Merkezi'dir.
Korunan Alanlar
  • Başkomutanlık Milli Parkı
  • Dandinidere Tabiatı Koruma Alanı
  • Kuş Gözlem Alanı
  • Akdağ
  • Acıgöl
  • Akşehir ve Eber Gölü
Son düzenleyen Safi; 17 Mart 2017 00:25
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
9 Nisan 2011       Mesaj #6
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Afyonkarahisar
Geniş bölümü Ege bölgesinin İçbatı Anadolu bölümünde yer alan il ve bu ilin merkezi olan kent.

Emirdağ'ın doğusunda İç Anadolu'ya, güneybatıda Dinar ve Dazkırı çevresinde de Akdeniz bölgesinin Göller Yöresi'ne taşar. Böylece üç coğrafî bölge arasında bir geçiş alanıdır. Bu özelliği ise fiziksel ve beşerî coğrafyası üzerinde etkili sonuçlar yaratır. Kuzeyde Eskişehir, Kütahya, batıda Uşak ve Denizli, güneyde Burdur ve Isparta ve doğuda da Konya illeri arasında kalır. Yer yer dağlık kitlelere ve kimi kapalı havzalara rastlanmakla beraber (Sultan dağlarının kuzey ucu, Emir ve Sandıklı dağları, Eber ve Acıgöller...), il topraklarının en geniş bölümü 1.100-1.200 m. yükseklikteki düzlükler ve bunlar arasına sokulmuş daha alçak Afyon ve Dinar ovalarından oluşur. Debileri önemsiz çay ve derelerin çoğu Sakarya havzasına bağlıdır, Sakarya ya da Porsuk'a karışır. Güneybatı Dinar yöresindeki bölümüyse Büyük Menderes'e bağlanır.

İklim koşullarıyla daha çok İç Anadolu'ya yaklaşır. Afyonkarahisar'da en soğuk ay ortalaması 0.3, en sıcak ayınki ise 22 derece, yıllık yağış tutarı 465 mm.'dir. Küçük dağınık orman kalıntıları dışında egemen doğal bitki örtüsü steptir. Afyonkarahisar ili Türkiye'nin başlıca tarım ve hayvancılık alanlarındandır. Tahıl, baklagiller, şekerpancarı, ayçiçeği ve patates başlıca ürünlerdir. Koyun sayısı 1 milyonu, tiftik 130 bini, inek 100 bini geçer. Madencilik ve sanayi yönünden dikkati çekecek düzeyde değildir. Lastik ayakkabı, tuğla, kiremit yapımevleri, çimento fabrikası, Devlet Demir Yolları'na ait beton travers fabrikası, SEKA'ya ait selüloz malt fabrikası, mermer ocakları ve işleme atölyeleri, maden suyu tesisleri başlıca kuruluşlardır.

Üç coğrafî bölge arasındaki geçiş alanı olması nedeniyle ulaşım olanakları bakımından dikkati çeker. Demir ve karayolları üzerinde önemli bir kavşaktır. Ege, Marmara, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerine ulaşan yollar birbirine burada bağlanır. Akarçay'ın geçtiği ovanın güneybatı kenarında kurulmuş olan Afyonkarahisar, kentin çeşitli semtlerinde yükselen hisarları ve aşınmayla yüze çıkmış volkanik dağlarıyla dikkati çeker. Afyonkarahisar 1922'de Millî Mücadele'nin son ve kesin savaşlarının kazanıldığı, Yunan ordusunun bozguna uğratıldığı yer olması bakımından Türkiye tarihi için önemlidir.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLbs
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 16 Mart 2017 23:24
DERUNİ - avatarı
DERUNİ
Ziyaretçi
26 Ağustos 2011       Mesaj #7
DERUNİ - avatarı
Ziyaretçi
1. Afyonkarahisar Hava Şehitliği
Ad:  3.jpg
Gösterim: 658
Boyut:  48.4 KB

Afyonkarahisar Asrî Mezarlık içerisinde olan şehitlik, mezarlıkla birlikte 1933-1936 yıllarında yapılmıştır. Buraya Millî Mücâdele'de ve daha sonra şehit olanlar gömülmüşlerdir. Millî Mücâdele sırasında,24 Temmuz 1922 sabahı Akşehir karargahından havalanarak Afyonkarahisar'ın güneyinde keşif uçuşu yapan, Hava Üsteğmen Pilot Cemaleddin ve Hava Astsubayı Reşit Bahaeddin iki Yunan uçağının saldırısına uğramış, hava çarpışmasında Yunan uçakları düşürülmüştür. Ancak bu arada Türk uçağının cephanesi kalmamıştır. Takviye gelen iki Yunan uçağının saldırısı sonucunda Gazlıgöl civarında düşerek şehit olmuşlardır. Kalabalık bir cemaatin katılımıyla, Mevlevî Camii'nde şehitlerin cenaze namazları kılınmıştır. Cenazeler, önce Kadınana Mezarlığı'na, Kesikbaş Sultan Türbesi yanına gömülmüştür. Kesikbaş Türbesi'nin yakınında ön cephesi demir parmaklıklarla çevrili olan şehitliğin parmaklıklarında iki tane kırık teyyare pervanesi takılı idi. Buradaki şehitlik 1936 yıllarında Asri Mezarlığa nakil olmuştur.

Asrî Mezarlık'taki anıt mezar, ilk olarak Bahaeddin ve Cemaleddin Beyler adına yapılmıştır. Dikdörtgen gövde üzerine piramidal biçimde sarp kayalık üzerinde, kanatları açık uçan bir kartal ve kanadı kırık uçak pervane maketi ile kanatlı ay yıldız şeklinde yapılmıştır. Eski Anıt XX. yüz yıl sonları nda yıkılarak, betonarme olarak yeniden yapılmıştır. Şehitliğin yeşil saha kısmı, ihtiyaç üzerine düzenlenmiş, buraya da yeni şehitler gömülmüştür. Şehitlik kaidesi üzerinde şunlar yazılıdır: "Afyonkarahisar Muharebesindeşehit olan Türk Teyyarecileri cenaze merasimi 25 Temmuz 1338. Kahraman Bahaeddin ve Cemalettin Beyler Gazlıgöl civarında Yunanlılar tarafından teyyaresi sükut ettirilmek suretiyle şehit edilmişlerdir." Buraya gömülen şehitlerin bazıları şunlardır.
  • Hv. Assb. Bahaeddin (öl. 1922).
  • Hv. Üstğ. Pilot Cemaleddin (öl. 1922).
  • Mk. Assb. Muammer Toros (öl. 939).
  • Hv. TG. Osman Dranaz (öl. 939).
  • Hv. Sv. Öğ. Muhittin Gökdere (öl. 939).
  • Hv. Kd. Çvş. Hüseyin Çölgeçen (öl. 11.11.1950).
  • Hv. Kd. Üstçvş. İhsan Tamer (öl. 11.11.1950).
  • Hv. Pl. Üstçvş. Kemal Bilginer (öl. 11.11.1950).
  • Hv. Kd. Yzb. Bedri Uğurlu (öl. 11.11.1950).
  • Hv.. Telsizci Hidayet Ceran (öl. 14.01.1965).
  • Hv. Asb. Başçvş. Abdülkâdir Tükenmez (öl. 06.06.1969).
  • Hv. Pl. Üstm. Nevzat Ural (öl. 19.08.1969).
  • Sh. Başçvş. Yaşar Sivri (1940-1977).
  • Hv. Pl. Üstm. Erdal Hamamcı (1956-1982).
Ve diğerleri.

2. Giresunlular Alay Şehitliği
Şehitlik, İscehisar-Doğanlar Köyü'nde, Dede Sivrisi Tepesi'nin 1,5 km. kuzey-batısında olup içerisinde 14 şehit mezarı bulunmaktadır. Bu şehitlik, şehitlerin silah arkadaşlarından Giresunlu Hacı Ahmet Halis Asal (R.1318- M.1977) tarafından 1967 yılında yaptırılmıştır15. Daha sonraki yıllarda da şehitlikte bir takım düzenlemeler yapılmıştır. Burada Kurtuluş Savaşı'nda Sivri Tepeyi düşmandan almak için hücum eden 47. Giresunlular Gönüllü Alayı'ndan şehit olanlar yatmaktadır. Şehitliği yaptıran Asal da vefatından sonra vasiyeti üzerine buraya gömülmüştür. A. Halis Asal'ın verdiği listeye göre bu şehitlikte şu kimseler bulunmaktadır16:
1. Sayca köyü Hasip Hasan oğullarından 1314 doğumlu Ahmet oğlu Dursun.
2. Görele/Daylı Köyü Veli oğullarından 1311 doğumlu Mustafa oğlu Yusuf.
3. Keşap/Küçükgeriş Köyü Yusuf oğullarından 1303 doğumlu Emin oğlu Yusuf.
4. Keşap/Karabulduk Köyü Çiran Hacı oğullarından 1315 doğumlu Şükrü oğlu İbrahim.
5. Dereli/Yavuz Kemal Hapan Köyü Türkmen oğullarından 1314 doğumlu Yusuf oğlu Osman.
6. Bulancak/Ucallı Mahallesi'nden Derviş oğullarından 1314 doğumlu Hüseyin oğlu Niyazi.
7. Keşap/Halkalı Köyü Alaşalvar oğullarından 1317 doğumlu Salih oğlu Abdullah.
8. Hamurlu Köyü Tumbat oğullarından 1309 doğumlu Ahmet oğlu Osman.
9. Tatlılı Köyü'nden Durmuş oğullarından 1316 doğumlu Hüseyin oğlu Nazım.
10. Boz Tekke Köyü Karslı oğullarından 1315 doğumlu Ali oğlu Hasan.
11. Çukur Köyü Sipahi oğullarından 1317 doğumlu Mehmet oğlu Necip.
12. Alınyoma/Balâ Köyü Hallaç oğullarından 1317 doğumlu Osmanoğlu Hüseyin.
13. Kemaliye Köyü Eski oğullarından1315 doğumlu Ahmet oğlu Mustafa.
14. Çiçekli Köyü Topçu oğullarından 1316 doğumlu İlyas oğlu Rasim.

3. Anıtkaya Şehitliği
Afyonkarahisar Anıtkaya Kasabası'nda olan şehitlik, 13. Alay şehitleri adına yapılmıştır. Burada 12 subay ve 6 er gömülüdür. 1972 yılında bu günkü haliyle yapılmıştır. Eski harşi anıt kitabesinde "Anıtkaya (Eğret) Kurtuluş Savaşımızı eşsiz bir zaferle düğümleyen Kocatepe'den gürleyerek ve coşarak bir sel gibi bu topraklardan Akdenize akıp giden Büyük Taarruzda yoğun düşman kuvvetlerinin içine baskınla dalan ve boğaz boğaza amansız savaşlarla büyük zafer yaratıcıları ve bu uğurda vatanları, onurları ve yurttaşları için canlarını feda eden, sayısız kahramanların şehitliğidir" 28 Ağustos 1972 B. ALPAKAN yazılıdır.Şehitlik kaidesi üzerine de şunlar yazılmıştır: "28 Ağustos 1922 Muharebesinde düşman hattı ricatini keserek arkalarından taarruz eden Türk süvari kolordusunun bu civarda verdiği şehitler adına dikilmiştir. Kendilerine Cenab-ı Hakk'ın rahmeti niyaz olunur." Bu şehitlikte bulunan subay ve erler şu kimselerdir
13. Alaydan Şemdinlili Binbaşı Galip Bey.
13. Alaydan Rizeli Yüzbaşı Hasan Hüseyin.
20. Alaydan Batumlu Üsteğmen Ahmet Nidai.
13. Alaydan Mersinli Teğmen İshak.
13. Alaydan Mersinli Asteğmen Atıf.
20. Alaydan Silifkeli Asteğmen Hüseyin.
20. Alaydan Antalyalı Er Mehmet Köse.
20. Alaydan Aksaraylı Er Mehmet Durmuş.
13. Alaydan Ilgınlı Er Halil Ömer.
13. Alaydan Konyalı Er Mehmet Sait.
13. Alaydan Karacasulu Er Galip Mustafa.

4. Şuhut Şehitliği
Afyonkarahisar'ın Şuhut İlçesi merkezinde olan şehitlikte Millî Mücâdele'de şehit olanlardan bir kısmı bulunmaktadır. 26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan Kurtuluş Savaşı'nda Şuhut bölgesinde cephe gerisi seyyar hastahanesi ilçedeki Büyük Camide kurulmuştur. Bu geçici hastahanede ve cephede ölenler önce Demirciler Çarşısı civarındaki mezarlığa gömülmüşler, daha sonra şimdiki şehitliğe topluca nakil edilmişlerdir. Şehitlikteki anıtta "Kurtuluş Savaşının Aziz Şehitleri 1922" yazılıdır.

5. Yıldırım Kemal Şehitliği
Yıldırım Kemal Şehitliği, Afyonkarahisar Sincanlı İlçesi'ne bağlı, eski adı Küçükköy iken Yıldırım ismini alan köyde Tren İstasyonu bitişiğine yapılmıştır. Yıldırım Kemal (Konya'da hastahaneden kaçarak Fahrettin Altay Paşa'nın bulunduğu cepheye gelmiş, paşa onu İkinci Tümen'e göndermiş, bu arada Küçükköy'de muharebe etmekte olan İkinci Alaya katılmıştır.Yıldırım, 27 Ağustos 1922 tarihinde Küçükköy Tren İstasyonu'ndaki Yunan birliklerini ortadan kaldırmak için görevlendirilmiş,
yapılan çarpışmalar sonucunda Küçükköy düşmandan temizlenmiş, ancak Üsteğmen Yıldırım Kemal20 ile dört subay ve 30 er bu arada şehit olmuşlardır. Topluca gömülen şehitlerin mezar ve anıtları 1966 yılında bugünkü biçimde inşa edilmiştir. Şehitlikte 1996 yılında da yeni düzenlemeler yapılmıştır.Anıt mezar taşı kitabesinde, "Bu taş 26-27 Ağustos 1922 muharebesinde Yunan ordusunun hatt-ı ric'atini kesen Türk süvari kolordusunun bu civarda verdiği şehitler namına dikilmiştir. Kendilerine Cenâb-ıHakk'ın rahmeti niyaz olunur. Birinci ve İkinci ve On dördüncü Süvari Fırkalarından
Şehit Zabitler:
Alay 11'den Ayaşlı Rauf Efendi, Alay 2'den Mülazım İzmirli Yıldırım Kemal
Efendi, Alay 3'den Mülazım İstanbullu Selahattin Efendi, Kolordu
5'ten Muhafız Mülazım Bayramiçli Lütfi Efendi, Alay 5'ten Zabit vekili
Kırklarelili Azmi Efendi.
Şehit Erler:
5 nci Kolordu Muhafızından Amasyalı Kamil, Kasım Çavuş, Keskinli Nur Ali,Kayserili Osman Avcı, Alay 3'ten Vanlı Şaban Mustafa, Mehmet, Beyşehirli Sadıkİbrahim, Alay 5'ten Dinarlı Ahmet Ali, Keçiborunlu Rıza Mehmet, Alay 11'denSungurlulu Mehmet Osman, Taşköprülü Şükrü Süleyman, Bolvadinli İbrahim Ahmet,Aziziyeli Mustafa Ali, Ayancıklı Mehmet Şaban, Çankırılı Ahmet Bayram, Ahmet Ömer, Geyveli Ali Mustafa, Sungurlulu Abidin Beşir, Niğdeli Şükrü Ömer,Alay 14'ten Taşköprülü Hüseyin İbrahim, Koçhisarlı Niyazi Murat, Kemahlı Hasan Mevlüt, Mihalçıklı Kamil Ahmet, Çankırılı Mehmet Ahmet, Alay 21'den ÇerkeşliÖmer Mustafa, Yozgatlı Kadir Abdurrahman, Kayserili Ahmet Sadık, Alay54'ten Konyalı Rıfat Hasan, Muğlalı İsmail Milli, Osmanoğlu Hüsnü, BeyşehirliMehmet, Küttap Kamil" yazılıdır. Diğer kitabede de Türkçe olarak "Kurtuluş Savaşı şehidi Sv. Tgm. Yıldırım Kemal 1898-1922"... yazmaktadır.

6. Çiğiltepe Şehitliği
Ad:  1.jpg
Gösterim: 422
Boyut:  16.5 KB

Albay resat cigiltepe

Sinanpaşa İlçesinin Çiğiltepe Mevkiinde bulunan bu Şehitlik, Yunanlıların elinde bulunan ve alınması Başkomutan Mustafa Kemal tarafından emredilen Çiğiltepe'yi bildirdiği zaman dilimi içinde alamadığı için görev sorumluluğu ile canına kıyan Albay Reşat Çiğiltepe'nin aziz hatırasını yaşatmak için yapılmıştır.
2004 yılında yolu Afyonkarahisar Valiliğince asfaltlanmış ve Jandarma Komutanlığında müştereken ağaçlandırılmıştır. 2005 yılında da anıt restore edilmiştir. Albay Reşat Çiğiltepe ünlü devlet adamlarından Ziya Paşa'nın oğludur.

7. Yüzbaşı Agâh Efendi (Kurtkaya) Şehitliği
Şehitlik, Afyonkarahisar-Büyük Kalecik Kasabası'nda Kocatepe'ye tek geçit olan Kurtkaya mevkiindedir. 26 Ağustos 1972 yılında Yüzbaşı Agâh ve diğer şehitlerin anısına sembolik olarak yapılmıştır. Şehitlik, en son olarak 2004 yılında yeniden restore edilmiş ve ziyarete açılmıştır. Şehitlik, bir anıt, bir tören alanı, bir çeşme, bir kitabe ve bir kubbeden ibarettir.

Yüzbaşı Agâh'ın anıt kitabesinde: "Büyük Taarruz 26 Ağustos1922 günü sabah 04.30'da başlamış ve iki saat içinde düşmanın bütün tel örgüleri parçalanarak gün doğmadan zaferin ilk ışıkları Anadaolu'da parlamaya başlamıştır.Başkomutanlık Karargahı'nın bulunduğu Kocatepe'ye tek geçit yeri olan Kalecik ve Kurtkaya bölgeleri Türk ordusu için çok önemli idi ve düşmandan bir an önce alınması ve düşmanın yok edilmesi görevi 12. Tümen 36. Alay 6. Bölük Komutanı 24 yaşındaki Bayburtlu Yüzbaşı Agâh'a verildi.Yzb. Agâh, emrindeki 150 Mehmetçik ve Sinoplu Üsteğmen Feyzullah ile beraber 2500 kişilik düşman tümenine saldırarak büyük bir savaşa başladı. 26 Ağustos öğleden sonra başlayan çarpışmalar 27 Ağustos öğlene kadar sürdü. Düşmanın içine kadar dalan Yzb. Agâhonlara ağır kayıplar verdirerek batı istikametine kaçmalarını sağladı.Büyük bir takviye alan düşman birliği ile çarpışırken Yzb.Agâh100 Mehmetçik ve Üsteğmen Feyzullah ile birlikte şehit düştü. Geriye kalan 50 Mehmetçik ve gelen takviye kuvvetlerimizle düşman bu vadi içinde tamamen yok edildi. Kahraman Yüzbaşı Bayburtlu Agâh Efendi ve arkadaşlarını minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun." Yazılıdır

8. Büyük Taarruz Şehitliği
Şehitlik, Afyonkarahisar'a 16 km. uzaklıkta, Milli Park karşısındaki Işık Tepe (Sarıkız) üzerindedir. 26-29 Ağustos 1922 tarihlerinde şehit düşen 275 subay ve 2150 Mehmetçik anısına sembolik olarak 1993 yılında yapılmıştır. Şehitliğin giriş bölümünün solunda namazgah, sağda bir şadırvanı, arka bölümünde Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün anıtı, anıt kaidesinde taarruza katılan komutanların isimleri, anıtın iki tarafında savaş günlerini anlatan rölyeşer, giriş bölümünde sembolik mermer mezar taşları yer almaktadır. Mezar taşı kitabelerinde şehitlerin memleketi, adı, doğumu ve kaç yaşında şehit oldukları yazılıdı

9. Bolvadin Kurtuluş Savaşı Şehitliği
Bolvadin ve çevresinde İstiklâl Savaşı'nda şehit olanlar genelde, buradaki Şehitler Mezarlığı'na gömülmüşlerdir. Bu şehitlerin anısına, makam olarak XX. yüzyıl sonlarında ilçede yeni bir şehitlik yapılmıştır. Şehitlikte İstiklâl Şehitleri abidesi ile sembolik şehit mezarları yer almaktadır.

10. Emirdağ Suvermez Şehitliği
Şehitlik, Emirdağ ile Suvermez Köyü arasındaki Yarım Hatıl mevkiindedir. Kitabesinde "İstiklâl savaşı Şehitleri, Niğde Aksaray'dan Er Ali oğlu Hasan,Meçhul Er. 21 Ekim 1922" yazılıdır. Emirdağ'da ayrıca Çatallı Köyü ve Tezköy'de birer şehitlik bulunmaktadır.

11. Cumhuriyet Şehitliği
Ad:  2.jpg
Gösterim: 453
Boyut:  35.7 KB
Cumhuriyet dönemi şehitlerinin bir kısmı Hava Şehitliği'nde, diğer bir kısmı da, şehit ailelerinin yaşadığı yerlerdeki mezarlıklardadır. 1999 yılında, Afyonkarahisar-İzmir yolu üzerinde, şehre 10 km uzaklıkta, hakim bir tepeye şehitlerin anısına sembolik bir şehitlik yapılmıştır. Sonuç olarak, Afyonkarahisar'ın Türkler tarafından fethinden, Osmanlı döneminin sonuna kadar, müstakil şehitlikler görülmemektedir. Ancak şehrin fethi sırasında şehit olduğu düşünülen bazı şahsiyetlerin müstakil mezarları bulunmaktadır. İlk müstakil şehitliklere ise Osmanlı'nın son döneminde rastlanılmaktadır. Millî Mücâdele'de, çeşitli savaşların merkezini teşkil eden Afyonkarahisar'da, Anadolu'nun her yöresinden binlerce insan şehit olmuştur. Şehitlerin anısına, il bazında çeşitli şehitlikler yapılmıştır. Bunların bir kısmı asıl, diğer bir kısmı ise makamdır. Zira, şehitlerin gömüldükleri yerler, geniş alanları kaplamakta, aynı zamanda, kimin nerede gömülü olduğu tam olarak bilinmemektedir. Bu sebeple onların anısına, savaşın yapıldığı yerlere sembolik şehitlikler yapılmıştır. Bununla birlikte anıtı yapılmayan ferdî ve toplu şehit mezarlar da bulunmaktadır.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 16 Mart 2017 23:33