Arama

Nasıl görürüz?

Güncelleme: 24 Ekim 2011 Gösterim: 27.453 Cevap: 2
B.L.A.C.K - avatarı
B.L.A.C.K
Ziyaretçi
12 Ekim 2008       Mesaj #1
B.L.A.C.K - avatarı
Ziyaretçi
Bir fotoğraf makinesi renkli bir fotoğraf çektiği zaman, bu fiziksel bir işlemdir. Fakat "renkleri görmemiz", gözün fotoğraf makinesinin yapısıyla benzerliğine rağmen psikolojik bir nitelik taşır. Göz bir izlenim alır ama görmez. Gören beyindir. Görüntü beyine ulaştığında (daha doğrusu görüntünün izlenimi buraya iletildiğinde), beyin hücreleri gerekli karşılığı verir.
Dolayısıyla, gerçekte "beynimizde görürüz". Renkleri görme işi de beyinde olur.Gözlerimiz, kırmızıdan mora kadar sıralanan renk dizisinin yedi rengini fark edecek bir yapıdadır. Ağtabakanın kenarlarındaki çubuk hücreler ise sadece parlaklığı (ışığın fazlalığını) ve karanbğı ayırt edecek düzendedir. Merkezdeki konik hücreler, renklerin özel dalgalarını alır.
Sponsorlu Bağlantılar

Renklerin göz tarafından nasıl alındığına gelince, bilim henüz herkesi tatmin edecek bir açıklama yapamamıştır. Yine de bunu izah için yeterli sayılabilecek bir kuram (teori) vaizdir. Buna "Young-Helmholtz renk görümü kuramı "adı verilir.
Bu kurama göre, gözün yapısında üç gurup sinir bulunmaktadır. Söz konusu sinir gurupları, ışığın temel renklerini (kırmızı, yeşil ve mavi-mor) cevaplandırırlar.


Böyle olduğuna göre, sinirler eşit miktarlarla uyarıldığı zaman "beyaz izlenimi"ni alırız. Gözümüze yeşil ışın fazla miktarda ulaşırsa, "yeşil" sinirler ötekilerden fazla uyarılmış olur. "Yeşil izlenimi" ediniriz. Sarı ışınlar alındığı zaman, gözün "yeşil" ve "kırmızı" sinir gurupları eşit miktarlarda uyarılır (çünkü sarı renk, yeşil-kırmızı bileşimidir) ve "sarı" rengi görürüz.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Mayıs 2009       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Göz ve Görme duyusu
Gözler ışığa duyarlıdır. İnsanlarda göz,ışık alan ve bundan dolayı görme olayını gerçekleştiren çok özelleşmiş bir organdır. Gözler kafatasının göz çukuruna yerleşmişlerdir. Göz görme işinde doğrudan görev alan kısımlar ve bunları koruyan yapılardan meydana gelmiştir.

Sponsorlu Bağlantılar

- Bu koruyucu yapılar; kaşlar ,göz kapakları, kirpikler, gözyaşı bezleri ile göz yuvarlığını göz çukuruna bağlayan ve hareketini sağlayan kaslardır. Göz kapakları göz yaşı bezlerinin çıkardığı sıvıyı kırpma hareketi ile gözün saydam tabakasına yayarak bu tabakanın kurumasını engeller. Ayrıca kapanarak gözü korur.

- Gözün görmeyi sağlayan kısımları ise; reseptörler, mercek ve ışık etkisiyle oluşan uyartıları (impulslar) beyne ileten sinirlerden ibarettir.

Göz yuvarlığı dıştan içe doğru 3 tabakadan oluşur. Sert tabaka, damarlı tabaka ve ağ tabaka dır.

Sert Tabaka
Göz yuvarlığını en dıştan saran, parlak beyaz, sık telli bağ dokudan yapılmış sert bir tabakadır. Bu tabaka gözün iç kısmında bulunan daha nazik dokuları korur ve göz yuvarlağına dayanıklılık kazandırarak gözün şeklinin bozulmasını önler.

Sert tabaka, gözün ön tarafında ve ortasında incelerek saydamlaşır ve “saydam tabaka”yı oluşturur. Işığı geçiren saydam tabakaya "KORNEA" denir. Saydam tabaka (kornea) göze gelen ışığı kırarak gözün iç bölgesindeki göz bebeğine geçirir.

Damar Tabaka
Sert tabakanın altında yer alır. Gözü besleyen kan damarları bu tabakada bulunur. Damar tabakanın iç yüzeyinde, siyah renk maddesi taşıyan hücrelerin (melanin) meydana getirdiği bir tabaka bulunur. Bu tabaka fazla ışığı emerek göz yuvarlağının içini karanlık bir oda haline çevirir.
Damar tabaka gözün ön kısmında kalınlaşarak merceği tutan askılarla, İRİS adı verilen renkli kısmı meydana getirir. İRİS,düz kaslarla donatılmış ve renk maddesi (pigment) yönünden zengin hücrelerle, dokulardan yapılmıştır. İris taşıdığı renk maddesine göre kahve rengi, yeşil ve mavi renklerde olur. İrisin ortasında, göz bebeği denilen ve göze ışığın girmesini sağlayan küçük bir delik vardır. Göz bebeği iristeki kaslarla büyütülüp küçültülebilir. Böylece göze giren ışık miktarı ayarlanır. Kuvvetli ışıkta göz bebeği küçülür, az ışıkta büyür.

GÖZ MERCEGİ irisin arkasında yer alır. İki taraflı dış bükey olan saydam bir yapıdır. Üzeri esnek saydam bir zarla örtülüdür. Mercek göz bebeğinden giren ısınları kırılarak ağ tabaka üzerine düşmesini sağlar. Mercek, halka seklindeki mercek bağları ile gözün kirpiksi cismine tutunur. Kirpiksi cisim, sert tabaka ile saydam tabakanın bırlesme bölgesine yakın bir yere tutunan dairesel ve uzunlamasına kas liflerinden meydana gelmiştir. Bunlara kirpiksi kaslar denir. Saydam tabaka ile mercek arasında kalan boşluğa ön oda adı verilir. Göz merceği ile iris arasında kalan küçük boşluğa ise arka oda verilir. Mercek ile ağ tabaka arasında kalan kısmı,camsı cisim denilen berrak ve jelatinimsi bir madde ile doludur.

Ağ Tabaka (Retina)
En içteki tabakadır. Işığa duyarlı reseptör hücreler ile sinir hücreleri ile döşenmiş karmaşık bir yapıya sahiptir. Reseptör hücrelerde sinirler bu tabakaya ağ gibi yayıldığı için Ağ tabaka denmiştir.

Ağ tabakadaki duyu sinirlerinin aksonları göz yuvarlağının arka tarafında bir noktada birleşerek göz sınırını meydana getirirler. Optik sinirin göz yuvarlağından çıktığı bölgede reseptörler olmadığı ve görüntü meydana gelmediği için kör nokta adını alır.
Saydam tabaka ile göz merceğinden geçen eksenin, gözün arka kutbunda retinayı kestiği yerde çukurca bir bölge vardır. "SARI LEKE" denilen bu kısımda ağ tabaka oldukça incedir.

Görme olayı nasıl olur? Nasıl görürüz?
Cisimlerden gözümüze gelen ışıklar ilk olarak gözün en dış kısmındaki saydam tabaka (kornea) ve gözün iç kısmındaki mercek (lens) tarafından kırılarak, gözün arka kısmında yer alan ve sinir liflerinden oluşan retina tabakası üzerine odaklanır.
Burada oluşan cismin görüntüsü optik sinir vasıtasıyla beyindeki görme merkezine taşınır ve burada düz bir görüntü oluşur.

A- Normal Göz
Kornea ve göz merceğinden geçen ışınlar, tam olarak retina üzerinde görme merkezine düşüyorsa hiçbir kırma kusuru yoktur. Net bir görüş elde edilir.

B- Miyop Göz
Kornea ve mercekte kırılan ışınların retina önünde odaklanmasıyla, uzaktaki cisimler net görülemez. Bu durum miyopi olarak değerlendirilir.

C- Hipermetrop Göz
Kornea ve mercekte kırılan ışınların retina arkasında odaklanmasıyla yakındaki cisimler net görülemez. Bu durum hipermetropi olarak değerlendirilir.

D- Astigmatlı Göz
Net bir görüş için korneanın pürüzsüz ve her eksende aynı kaviste olması gerekir. Korneanın belli bir eksende daha fazla ya da daha az kavisli olması astigmat kusurunu ortaya çıkarır. Görüntü uzakta da, yakında da net değildir ve kişi cisimleri gölgeli görür.

E- Presbiyopi
Genellikle 40 yaşından sonra başlayan ve göz merceğinin doğal şartlarda elastikiyetini yitirmesiyle ortaya çıkan yakını net görememe sorunudur. Miyop, hipermetrop ve astigmatın aksine lazer ile tedavisi mümkün değildir...

Görmenin Fizyolojisi
Cisimleri görmemizi sağlayan duyu organımız gözlerimizdir. Ancak, görmenin gerçekleşebilmesi için ışığa ihtiyacımız vardır. Cisimlerden yansıyan ışık saydam tabaka ve göz bebeğinden geçerek merceğe gelir.
Mercekte kırılan ışık, ağ tabaka üzerindeki sarı benekte ters bir görüntü oluşturur. Bu ters görüntü, duyu sinirleriyle beyne iletilir. Beynimiz aldığı uyarıyı değerlendirir ve cismi düz olarak görmemizi sağlar.

Göz Uyumu
Uzağa veya yakına baktığımızda göz merceği yassılaşıp şişkinleşerek odak uzaklığını ayarlar. Böylece görüntü net olarak retinaya(ağ tabaka) düşer. Buna göz uyumu denir.Cismin görüntüsü sarı lekeye ters ve cisimden küçük olarak düşer. Görme sinirleri uyartıyı beyine gönderir. Beyinde görüntü düz ve cisme eşit olarak algılanır.
Mercek gözü iki bölüme ayırır. Saydam tabaka ile mercek arasına "ön oda", mercek ile ağ tabaka arasındaki geniş boşluğa"arka oda" denir. Göz yuvarlağının içi ışığı kırma özelliği olan "göz sıvısı" ile doludur. Arka odayı dolduran sıvıya "camsı cisim" denir.
Sarı lekedeki hücrelerin iyi görev yapabilmesi için "A" vitamini gereklidir. A vitamini eksikliğinde "gece körlüğü" hastalığı ortaya çıkar.


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Ekim 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bakılan cisimlerden göze ışık gelmesi cisimlerin görülmesini sağlar.Cisimlerin görülmesi ışığın göze gelmesiyle başlar - ve ışık uyartılarının beyinde değerlendirilmesiyle sona erer.

Benzer Konular

19 Ocak 2013 / sven Soru-Cevap
8 Nisan 2010 / ThinkerBeLL Taslak Konular
13 Nisan 2009 / ThinkerBeLL Taslak Konular
13 Mayıs 2013 / Ziyaretçi Taslak Konular