Arama

Yeryüzü Şekillerinin Oluşması

Güncelleme: 16 Aralık 2016 Gösterim: 93.519 Cevap: 3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Mart 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yeryüzü Şekillerinin Oluşması

Sponsorlu Bağlantılar
Yeryüzü şekillerinin oluşması ve değişmesi hem iç, hem de dış güçlere bağlıdır. Yüzeydeki yükselmelere dünyanın içindeki güçler, yani iç güçler yol açar. Buna karşılık dış güçler, yani su, rüzgar ve buz bu yükseltileri yeniden düzleştirmeye çalışır. Tektonik ve magmatik olaylar, arazi yapılarının farklılığı ve dış güçlerin farklı etkileri çok çeşitli yeryüzü şekillerinin oluşmasına yol açar. Bunlar:
  1. Güçlerin Etkisi
  2. Aşınma
  3. Sürüklenme ve Taşıma
  4. Tortullaşma ve Yeniden Oluşum
Güçlerin Etkisi
Dünya’nın kabuğunun soğumasından bu yana sürekli yinelenen bir süreç söz konusudur. İç güçler yüzeyde yükseklik farklılıklarına neden olurken, yani dağlar, kayalar, çukurlar, yanardağlar ya da başka yükseltiler oluştururken, dış güçler de bunları sürekli biçimde aşındırır, yontar ve doldurur. Güneş enerjisinin ve iklim etmenlerinin (sıcaklık farkı, yağış, rüzgar vb.) etkisi altındaki jeolojik süreçler dış güçleri oluşturur.
Aşınma
Çevre koşulları bir yüzeyin çeşitli biçimlerde aşınmasına neden olabilir. Bunlar ortaya çıkış biçimlerine göre fiziksel-mekanik, kimyasal, biyolojik ve biyokimyasal aşındırmalar olarak sınıflandırılabilir. Aşınmanın derecesi o çevrenin iklim ve hidroloji koşullarına bağlı olarak değişir.
Fiziksel-mekanik aşınmaya buharlaşmanın çok, yağışın az olduğu kurak bölgelerle yağışların genellikle kar biçiminde düştüğü yerlerde rastlanır. Deniz kıyılarında da bu tür aşınmalar görülebilir. Yağışın bol ve sıcaklığın yüksek olduğu yerlerde ise kimyasal aşınma söz konusudur. Bu tür aşınmalar özellikle tropik bölgelerde çok etkilidir.
Günlük ya da yıllık sıcaklık farklılıkları kayaların yüzeyinde gerilimlere neden olarak onların kırılarak ufalanmasına yol açar. Ayrıca gene bu nedenle ortaya çıkan küçük çatlakların arasına giren sular buz, tuzlar da kristal oluşturarak kayayı parçalar. Rüzgar, su ve buzun da aşındırıcı etkisi vardır. Bunların taşıdığı katı cisimler kayalara vurarak ufalanıp parçalanmasına neden olur.
Kimyasal aşınma daha çok suyun ve ona karışmış olan asitlerin etkisiyle ortaya çıkar. Örneğin, tuz içeren kayaçlar yalnızca suyun etkisiyle çözülebilir. Buna karşılık kireçtaşlarının eriyebilmesi için daha güçlü asitler gereklidir.
Ötekilerle karşılaştırıldığında hayvanlarla bitkilerin yol açtığı biyolojik ve biyokimyasal aşınmanın önemsiz olduğu görülür. Aşınma genel olarak toprak oluşumunda da önemli rol oynar.
Sürüklenme ve Taşıma
Kopan parçaların bulundukları yerden uzaklaştırılmasına sürüklenme denir. Sürüklenme çoğu kez ışınmayla birlikte ortaya çıkar ve bunun sonucunda aşınan yüzey yeniden aşındırıcı güçlerin etkisi altına girer. Sürüklenme kütleçekiminin, suyun akım gücünün, buzun itici gücünün ve rüzgar hareketinin artık hiçbir şeyi hareket ettiremeyeceği noktada son bulur. Bu nedenle bazen dağların yakınındaki çukurlarda ya da dağların eteklerinde sürüklenmiş parçalara rastlanır.
Doğa güçlerinin bu parçacıkları daha uzaklara götürdükleri de olur, buna taşıma denir. Özellikle ırmaklar kopardıkları parçaları çok uzaklara götürebilir. Suyun aşındırıcı gücünün etkisiyle oluşmuş “V” biçiminde vadilere rastlanabilir. Su gibi buz da kayalardan parçalar koparıp uzaklara taşıyabilir ve “U” biçiminde vadiler oluşturabilir. Denizin taşıyıcı etkisi dalgalar, gelgit ve akıntılarla ortaya çıkar. Rüzgar ise özellikle koruyucu bitkilerin olmadığı kurak bölgelerde büyük zararlar verebilir ve küçük parçaları binlerce kilometre uzağa taşıyabilir.
Tortullaşma ve Yeniden Oluşum
Taşınan parçaların bir yerde çökelmesine tortullaşma denir. Büyük parçalar dağlarla düzlükler arasındaki sınır bölgesinde çökelerek teraslar oluşturur. Daha küçük parçacıklar ise eğer kara parçası üstünde bir yerde çökelmemişlerse, denize ulaşır. Irmakların taşıdığı parçalar kıyılarda deltalar oluşturur. Kıyıya yakın bir yere çökelmeyen parçalar ise daha uzaklara giderek denizin dibinde birikir. Milyonlarca yıl süren bu taşıma ve biriktirme bir süre sonra yerkabuğuna baskı yaparak iç güçleri harekete geçirir, bunlar da yeniden yükseltilerin ortaya çıkmasına neden olur.
Dünya’mız son 570 milyon yıldan beri üç büyük orojenez, yani dağoluşumu yaşamıştır. Bunların hepsi de yukarda anlatılan aşınma ve biriktirme sonucu iç güçlerin hareketiyle ortaya çıkmıştır. Günümüzden yaklaşık 500-408 milyon yıl önceki Kaledoniyen dağoluşumu sırasında İskoçya, Norveç’teki dağlar, 387-248 milyon yıl önceki dağoluşum sürecinde Apalaşlar, Urallar ve Orta Ren Dağları, 213 milyon yıl önce başlayan son dağoluşumunda ise Alpler, Andlar, Kayalık Dağlar ve Himalayalar ortaya çıkmıştır.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Mart 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yeryuvarlağının Yapısı ve Yer Şekillerinin Oluşumu

Sponsorlu Bağlantılar
1) Yeryuvarlağının yapısı: Yer yuvarlağının yapısı; güneş sisteminin ve evrenin oluşumu ile açıklanabilir. 15 milyar yıl önce evren çok yüksek sıcaklık ve yoğunluktaki bir yapıdan, patlama sonucunda oluşmuştur.
2) Yerkabuğunun yapısı:
Yer, zamanla soğumaya başlamıştır. Ancak yerin iç kısmı ise hala sıcaktır. Yer soğumaya başladıkça yeryüzü yavaş yavaş şekillenmiştir.
Yeryüzünden yerin içine doğru inildikçe her 33 metrede 1 C sıcaklık artmaktadır.
Yer kabuğu dünyayı dıştan kuşatan bir tabakadır. Taş kürenin en üst katını oluşturur.
Yer kabuğunun alt katmanı ise bazalt birleşimindeki taşlardan oluşmuştur. Bu yapıya sima denir.
Yerkabuğunun Malzemeleri (Kayaçlar)
1) Püskürük Taşlar
a) İç püskürük taşlar: Yer kabuğu altındaki mantonun yer kabuğunun çatlak ve kırık kısımlarından tıkanarak soğumasıyla oluşan taşlardır. (Granit)
b) Dış püskürük taşlar: Yer kabuğu altındaki mantonun yer kabuğunun çatlak ve kırık kısmından yeryüzüne çıkması ve soğuması ile oluşur. (Bazalt ve andezit)
2) Tortul taşlar : Diğer yüzüne dış güçler tarafından getirilen maddelerin tortulanmasıyla (Üst üste birikmesiyle) oluşur. İçerisinde yer yer fosiller bulunur.
a) Mekanik tortullar: Dış güçlerin etkisiyle getirilen çakıl, kum, kil gibi malzemelerin yeryüzünün çukur yerlerine birikmesiyle oluşur. (Kum taşı, kıl taşı)
b) Kimyasal tortullar: Suda erimiş halde bulunan minerallerin suyun geçtiği yere çökelmesi veya tortulanması ile oluşurlar. (Kireç taşı, alçı taşı)
c) Organik tortular: Hayvan, bitki gibi canlı kalıntılarının üst üste birikip katılaşması ile oluşan taşlardır. (Tebeşir)
3) Başkalaşmış taşlar :Tortul ve püskürük taşları yüksek sıcaklık ve basınç altında kalarak değişikliğe uğraması ile oluşur. (Mermer oluşumu)

Yeryuvarlağının İç Yapısı
Yer yuvarlağının dış kısmını oluşturan katı tabakanın altında manto denilen bölüm yer alır. Manto, yer çekirdeğinin örtüsü durumundadır.
Yer küre hacminin %80’nini manto oluşturur.
Mantodan sonra yer yuvarlağının iç kısmını çekirdek oluşturur. -Çekirdekte sıcaklık 4500 C bulur.
Mantonun katı olan üst bölümü yer kabuğu ile birlikte taş küre olarak adlandırılır.
Taş küre levha denilen büyük parçalar halindedir.

Jeolojik Devirler
Dünyamız şimdiki biçimini alıncaya değin değişik evrelerden geçmiştir. Birbirinden farklı bu evrelerden her birine jeolojik zaman denir.
Jeolojik zamanlar dört tanedir ve yaklaşık 570 milyon yıl sürmüştür. Bu dönemde oluşan tortul taşlar, o dönemde yaşayan canlıların fosillerini içerir.

İç ve Dış Kuvvetler
Enerjisini yerin içinden alan kuvvetlere iç kuvvetler denir. (Dağ oluşumu, kıta oluşumu ve volkanizmadır.)
Enerjisini güneşten alan kuvvetlere ise dış kuvvetler denir. (Akarsular, rüzgarlar, dalgalar, vb.)
İç ve dış kuvvetler birbiriyle sürekli mücadele halindedir.
İç kuvvetler yeryüzünün kabartılarını meydana getirirken; dış kuvvetler ise bunları aşındırarak ortadan kaldırmaya ve seviyesine yakın az engebeli düzlüklere (peneplen) dönüştürürler.
Dış kuvvetlerin yer yüzünün yüksek kesimlerinin aşındırmasıyla elde ettiği malzemeler yer yüzünün çukur yerlerinde (okyanus, deniz) biriktirmesi ile jeoseklinaller oluşur. Bunların kalınlığı binlerce metreyi bulur.

Yerkabuğunun hareketleri

Yer kabuğu bir bütün değildir. Çatlaklardan ve kırık boşluklardan oluşur. Yer kabuğu bir birinden ayrı parçalardan oluşur. Bu her bir parçaya levha denir. Bu levhalar manto üzerinde yüzer haldedirler. Yaklaşık yılda 1-2 cm hareket ederler.

Dağ Oluşumu
1) Dağ Oluşumu: Okyanus ve deniz diplerinde biriken kalın tortul tabakalar (jeosenklinal) kıtalarının levha birbirine yaklaşması sonucu yan basınçlara maruz kalırlar. Bu yan basınçlar sonucunda jeosenklinal eğer esnek yapıdaysa kıvrılarak yükselir ve yer yüzünün kıvrım dağlarını oluşturur. (Toros dağı)
Jeosenklinal eğer sert yapıdaysa veya önceden yükselmiş kıvrım dağları tekrar yan basınçlara maruz kalırsa kırılma olur. Yükselen bölümlere horst, alçakta kalan kısımlara ise grabent denir. Yüksekte kalan horstlar dağı oluştururken, alçakta kalan kısımlar, daha sonra akarsuların gelişmesiyle ovaları oluşturur. (Ege bölgesi kıyı kesimleri. Burada yer alan boz dağlar kırılma sonucu oluşan horstlardır. Bu dağlar arasında bulun ve üzerinde aynı isimli akarsıların geçtiği Bakırçay, B. Menderes , ovalarında birer çöküntü (grabent) alanlarıdır.)
2) Kıta Oluşumu:
Yer kabuğunun geniş tabanlı alçalma ve yükselme hareketleridir. Bu alçalma ve yükselme hareketleri çeşitli biçimlerde olabilir.
Kıtaların yükselmesi sonucunda su seviyesi geri çekilir. Bu olaya denizlerin çekilmesi yani reogresyon denir. Tam tersi durumuna da transregsiyon denir.
3) Volkanizma: Yer kabuğu altındaki kızgın mağmanın yer kabuğunun çatlak ve kırık yerlerinden yeryüzüne çıkmasına denir. Bu sırada yeryüzüne katı gaz ve akıcı maddeler çıkarır. (karbondioksit, taş, kaya)
Lavların üst üste birikmesiyle zamanlar volkanik dağlar meydana gelir. (K. Ağrı, Tendirek, Nemrut vb.)
Volkan küllerinin yıllık birikmesiyle tüf tabakaları oluşur.
4) Deprem:
Yerkabuğunu oluşturan katmanların yerlerinden oynamalarıyla hissedilen sarsıntılardır. Oluşumlarına göre yerel depremler ve tektonik depremler olarak ikiye ayrılır. Yerel depremler kısa sürede ve dar alanda etkili olan yıkıcı etkileri az olan sarsıntılardır. Tektonik depremler daha şiddetli etkili alanı daha fazla dolayısıyla tahrip gücü daha fazla olandır.

Ovalar ve Platolar
Ova: Ova akarsuların derince yer etmediği eğik olmaya, varsa da az olan çevresine göre alçakta olan düz yerlere ova denir.
1) Oluşumlarına Göre Ovalar
a) Aşıntı Ovalar: Dış güçler tarafından aşırı dereceden aşındırıp, düzleştirilmesi sonucu oluşur. Bu ovalara Türkiye’de rastlanmaz. Doğu Avrupa bu konuya en belirgin örnek olarak bilinmektedir.
b) Çöküntü Ovalar: Yeryüzündeki çöküntü hendeklerin, dış güçlerin taşıyıp getirdiği taklarla dolması sonucu oluşur. (Iğdır ovası)
c) Birikinti Ovası: İç kesimlerdeki ya da kıyılarda ki çukur alanların, dış güçlerin taşıyıp getirdiği tortulların dolması sonucu oluşur. (Konya ve Malatya ovaları)
d) Karstik Ovalar: Çökebilir taşların uzandığı alanlarda, suyun taşları çözümlemesi sonucunda oluşan ovalardır. Bu çanakların tabanının tortullarla dolup düzleşmesi ile karstik ovalar oluşur. (Teke ve Taşeli platoları)
2) Bulunduklarına göre ovalar: Ovalar kıyıya yakın ya da uzak olma durumlarına göre kıyı ovalar ve iç ovalar diye ikiye ayrılır.
3) Yükseltilerine göre ovalar: Bazı ovalar deniz seviyesine yakın iken, bazı ovalarda denizden 1000-2000 metre yüksektir. Bunlar grubuna göre ikiye ayrılır.
  1. Alçak ova
  2. Yüksek ova
Plato
a) Aşıntı Platoları: Dış güçler tarafından yüzeyi aşındırılmış, akarsuların derin vadiler kazdığı düzlüklerdir.
b) Kırılma (Tektonik) Platolar: Dikey yönlü basınçların etkili olduğu alanlarda, eski kütlelerin kırılması ile oluşur. (İç Batı Anadolu platoları)
c) Volkanik Platolar: Geniş alanlara yayılan tüf ve akışkan lavların düzleştirdiği alanların, akarsularla yarılması sonucu oluşur.
d) Karstik Ovalar: Kireç taşı gibi çözünebilen taşların bulunduğu alanlarda oluşmuş platolardır. (Obruk, Taşeli platoları)
Yeryüzünün Biçimlenmesi (Dış Kuvvetler)
1) Mekanik (Fiziksel) Çözünme
Günlük sıcaklık farkının fazla olduğu yerlerde görülür. -Günlük sıcaklığa bağlı olarak taşların ısınıp sonra soğuması sonucu oluşur. (Çöllerde görülebilir)
2) Kimyasal Çözünme

Suyun taşları eritmesi, aşındırması, ve çürütmesi sonucu oluşur. Sıcaklığın etkisiyle bu çözünme daha da artar. -Nemli bölgelerde daha da yaygındır.
3) Biyolojik Çözünme
Bitki köklerinin, kayalarının çatlaklarına girerek zamanla büyümesi ve bunun sonucu genişleyerek kayaların çatlamasına denir.

Toprak Oluşmu ve Toprak Türleri
Toprağın oluşması için önce kayaların çözünmesi gerekir. Canlı kalıntılarıyla oluşabilir. Toprağın oluşumuna etki eden faktörler; iklim, bitki örtüsü, yer şekilleri, taşların özelliğidir.
a) Taşınmış Topraklar:
Dış kuvvetlerin taşıyıp getirdiği malzemelerin birikmesiyle oluşur.
Üç çeşittir:
  1. Alüvyonlar : Kum ve çakıl gibi maddelerin oluşumuyla oluşan topraklardır.
  2. Morenler (Buzul Taşlar) : Buzulların taşıyıp biriktirdikleri, üzerleri çoğu kez parıltılı yada çizikli taşlardan oluşur.
  3. Lösler : Rüzgarların, kurak bölgelerden az çok yağışlı bölgelere taşıyıp yığdıkları, katmanlaşmış ince ögelerden oluşan toprak.
b) Yerli Topraklar: Bu topraklar, kayaların çözüldüğü yerde oluşan topraklardır.
İki gruba ayrılır:
  1. Nemli Bölge Toprakları : Bu topraklar nemin gür olduğu yerlerde, gür bitki örtüsüyle kaplıdır.
  2. Kurak ve yarı kurak bölge toprakları : Kestane ve kahverengi bozkır topraklarıdır yani çöl toprakları.
Yer Göçmeleri ve Kaymalar
Yer göçmesi: Kayaların, taş parçalarının, toprağın, büyük kütleli tabakaların birbirine kayarak yer değiştirme olayıdır.
Yer Kayması:
Üstteki geçirimli tabakaların, alttaki geçirimsiz ve kaygan tabakalar üzerinde, eğim doğrultusunda kaynamasıdır. Yer kaymasının yaygın adı heyelandır. Yer göçmeleri eğimin çokluğu, şiddetli yağış, sebeplerinden olur. Heyelan oluşumunu etkileyen unsurlardan biride; toprakların yapısal özelliğidir. Heyelan olaylarının en çok görüldüğü mevsim; ilkbahar sonrası kar erime zamanıdır.
Toprak Erozyonu: Toprak erozyonunu oluşturan etmenler;
  • Toprağın sular tarafından aşındırılması
  • Rüzgarlar
  • Bitki örtüsü
  • Buzullar
  • Sel
  • Eğim
  • Yangın
Korunma yolları
  • Ağaçlandırma,
  • Bitki örtüsü,
  • Baraj gölleri yapma,
  • Tarlalar eğime yatay sürülmeli
  • Ağaç kesimlerine karşı tedbirler

KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
17 Şubat 2008       Mesaj #3
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!
Birikinti Ovası
Birikinti ovaları, nispeten düz ve hafif eğimli tepelerin altlarında bulunan yeryüzü şekilleridir. Tepeler hava ve su etkisiyle aşınmaya uğradıkça, tepeden akan çökeltiler altlarda bulunan düzlüklere taşınır. Çeşitli çaylar suyu daha uzaklara bir nehre, göle, koya veya okyanusa taşır. Çökeltiler çayın taşıması ile taşkın yatağında biriktikçe, taşkın yatağının yükseltisi yükselmeye devam eder. Bu da kanalın su taşıma kapasitesini azaltır ve çay zamanla yeni, alçak yollar aramaya başlar ve menderesler oluşturur. Kalan yüksek bölgeler, genellikle su yatağının kenarındaki doğal su setleri, daha sonra olan erozyon, yağmurlar ve şayet iklim kuraksa ve ısı tutucu çimenleri desteklemiyorsa, muhtemel rüzgâr taşımalarıyla aşınmaya uğrar. Bu işlemler sonucunda da düzlükler oluşur.
Gerçekçi ol imkansızı iste...
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
16 Aralık 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Dünya’nın Oluşumu


Dünya, Güneş Sistemi oluştuğunda kızgın bir gaz kütlesi halindeydi. Zamanla ekseni çevresindeki dönüşünün etkisiyle, dıştan içe doğru soğumuş, böylece iç içe geçmiş farklı sıcaklıktaki katmanlar oluşmuştur. Günümüzde iç kısımlarda yüksek sıcaklık korunmaktadır. Dünya’nın oluşumundan bugüne kadar geçen zaman ve Dünya’nın yapısı jeolojik zamanlar yardımıyla belirlenir.

Jeolojik Zamanlar


Yaklaşık 4,5 milyar yaşında olan Dünya, günümüze kadar çeşitli evrelerden geçmiştir. Jeolojik zamanlar adı verilen bu evrelerin her birinde , değişik canlı türleri ve iklim koşulları görülmüştür.
Dünya’nın yapısını inceleyen jeoloji bilimi, jeolojik zamanlar belirlenirken fosillerden ve tortul tabakaların özelliklerinden yararlanılır.
Jeolojik zamanlar günümüze en yakın zaman en üstte olacak şekilde sıralanır.
  • Dördüncü Zaman
  • Üçüncü Zaman
  • İkinci Zaman
  • Birinci Zaman
  • İlkel Zaman

İlkel Zaman


Günümüzden yaklaşık 600 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır.
İlkel zamanın yaklaşık 4 milyar yıl sürdüğü tahmin edilmektedir.
Zamanın önemli olayları :
  • Sularda tek hücreli canlıların ortaya çıkışı
  • En eski kıta çekirdeklerinin oluşumu
  • İlkel zamanı karakterize eden canlılar alg ve radiolariadır.
DEVAMI Dünya (Uzay)
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

25 Şubat 2016 / Misafir Cevaplanmış
19 Ocak 2013 / Misafir Soru-Cevap
25 Aralık 2011 / Misafir Cevaplanmış
12 Aralık 2018 / Misafir Cevaplanmış
15 Ekim 2015 / Misafir Cevaplanmış