Arama

Peri Masalları

Güncelleme: 17 Temmuz 2009 Gösterim: 7.613 Cevap: 0
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
17 Temmuz 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Peri Masalları
MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Dünyanın neresinde olursa, olsun çok eski zamanlardan beri bazı insanlar perilerin ve cinlerin varlığı­na inanır. Bu inanışa göre periler, çeşitli büyülerle insanların işine karışan, genellikle dişi, doğaüstü varlıklardır. İnsanlara uğur ya da uğursuzluk getirirler. Farsça kökenli bu sözcük halk dilinde görünme yen. gizli güç anlamına gelir, (inlerin ise gözle görülme­yen, insan biçiminde küçük yaratıklar olduğu­na inananlar vardır. Ağaç kovuklarında, terk edilmiş değirmenlerde, ıssız yerlerde yaşadık­larına inanılır.
Birçok peri masalı ve perilerle ilgili inanç Hint, İran, Eski Yunan ve Roma efsanelerin­den kaynaklanır (bak. Efsane ve Mitler; Hint Edebiyatı). Büyücülerin, cadıların, uçan halı­ların, sihirli lambaların akıl almaz işler yaptığı peri masalları bizi bir düşler evrenine götürür.
Eski Yunanlılar ile Romalılar her nesnenin kendine özgü bir ruhu olduğuna inanırdı. Varlığından kuşku duymadıkları, yarı keçi, yarı insan biçimindeki tanrıların, su perileri­nin, dağ ve orman cinlerinin yaşamlarında önemli bir yeri vardı. Bu inançlardan kaynak­lanan düşsel öyküler Romalı istilacılarca Ku­zey Avrupa'ya taşındı ve yüzyıllar boyunca ağızdan ağıza dolaştı.
"Gemici Sinbad", "Ali Baba ve Kırk Hara­miler" gibi öyküleri içeren Binbir Gece Ma­salları örneğinde olduğu gibi, masallar bir ülkeden öbürüne geçti; zamanla çağdaş ya­şam biçimlerinden etkilenerek değişime uğra­dıkları oldu (bak. Binbir Gece Masalları).
William Shakespeare gibi ünlü sanatçıların yapıtları perilerle ilgili yaygın inançları etki­ledi. Shakespeare "Bir Yaz Gecesi Rüyası" (A Midsummer Night's Dream; 1595-96) adlı oyununda, periler kralı Oberon'la periler kra­liçesi Titania'yı konu alınıştı. Shakespeare'in perileri, kendileri istemedikçe kimse tarafın­dan görülemezdi.
Peri ve cinlerle ilgili bazı inançlar çok eski zamanlara dayanır. Kanıtlanmamış bir görüşe göre, bir zamanlar Avrupa'da ufak tefek, esmer insanlar yaşarmış. Daha uzun boylu ve güçlü bir ırk topraklarını ele geçirince bu küçük insanlar bataklıklara, ormanlara ve dağlara kaçmak zorunda kalmışlar. "Cin" olarak nitelenen bu yaratıkların sığır besle­dikleri, hastalanan hayvanları kendilerine öz­gü yöntemlerle iyileştirdikleri ve doğaüstü güçlere sahip oldukları söylentisi yayılmış. Cinlerin bazı insanları etkileri altına alarak kötü işler yaptırdıklarına inananlar olmuş. Sonradan cinlerle ilgili bu söylentilerden "ca­dı" kavramı doğmuş.
Eski uygarlıklarda, dinlerde ve törelerde ipuçlarını bulduğumuz peri masalları, halktan kişilerin kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktar­dığı düş ürünü öykülerdir. Bu masallarda cinler, periler, devler, ejderhalar yer alır. Bunlar sık sık biçim değiştirme yeteneğine sahiptir. Ahlaksal açıdan ya çok iyi ya da çok kötüdürler.
17. yüzyılda Charles Perrault adlı bir Fran­sız. "Külkedisi", "Parmak Çocuk", "Uyuyan Güzel" ve "Mavi Sakal" gibi çok tanınan peri masallarını ilk kez derleyip yayımladı. 19. yüzyıl Alman yazarlarından Grimm Kardeşler (bak. Grimm Kardeşler) de yüzlerce halk öyküsünü derleyip kitap haline getirdi. Gene 19. yüzyılda Danimarkalı yazar Hans Christi­an Andersen, bazıları Kibritçi Kız" gibi acıklı, bazıları "Bremen Çalgıcıları" gibi ke­yifli birçok güzel peri masalı yazdı (bak. Hans Christian Andersen).
1889-1910 arasında, Andrew Lang adlı bir İskoçyalı dünyanın dört bir yanından peri masallarını derleyerek 12 eiitlik bir "Peri Masalları" dizisi yayımladı. En çok tanınan masal perilerinden biri tie Sir James Matthew Barrie'nin çocuklar için yazdığı Peter Pan (1904) adlı oyunda ver alan Tinkerbell'di (bak. Tinker Bell).
Ünlü film yapımcısı ve yönetmeni Walt Disney, başta "Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler" olmak üzere birçok peri masalını sinemaya uyarlayarak çocuklar için bir düşler evreni yarattı.
Türk masallarında perilere ve cinlere çok sık rastlanmaz. Peri masalları genellikle ger­çekdışı bir görünüm altında somut bir gerçeğe parmak basar. Cin, peri ve dev gibi sihirli güçler iyiyi ve kötüyü simgeler. İyi ile kötü, yoksul ile zengin, güçlü ile zayıf arasındaki çatışmalar çoğunlukla iyiden ve doğrudan yana güçlerin başarısıyla sonuçlanır. Örneğin, yoksul genç devin hakkından gelerek padişa­hın kızıyla evlenmeye hak kazanır ya da kimsenin ilgi göstermediği huysuz ihtiyara yardım eden iyi yürekli köy delikanlısı tarla­sında bir küp dolusu altın bulur.

Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!

Benzer Konular

20 Eylül 2008 / Misafir Taslak Konular
4 Aralık 2011 / asi güzel Soru-Cevap
9 Şubat 2007 / Misafir Edebiyat
4 Haziran 2016 / Jumong Sinema-TV
27 Ocak 2017 / Kılıç Bey Edebiyat