Arama

Haldun Taner

Güncelleme: 18 Temmuz 2015 Gösterim: 81.622 Cevap: 4
Kral_Aslan - avatarı
Kral_Aslan
VIP MsXTeam
14 Kasım 2006       Mesaj #1
Kral_Aslan - avatarı
VIP MsXTeam
16 Mayıs 1915'te İstanbul’da doğdu. 7 Mayıs 1986’da İstanbul’da yaşamını yitirdi. Son Osmanlı meclisinde İstanbul miletvekili olan İstanbul Darülfünun'u (İstanbul Üniversitesi) Hukuk Fakültesi profesörü Ahmed Selahattin’in oğlu. Ortaöğrenimini 1935'te Galatasaray Lisesi’nde tamamladı. Devlet tarafından Almanya'ya Heidelberg Üniversitesi’ne gönderildi. Siyasal Bilimler Fakültesi'ne devam etti. Zatürree olunca eğitimini yarıda bırakıp 1938'de İstanbul'a döndü. Tedavisi 1942'ye kadar sürdü. 1950'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Filolojisi Bölümü’nü bitirdi. Sanat Tarihi Kürsüsü’nde asistan oldu. 1950’den sonra İstanbul Edebiyat Fakültesi’nde, Gazetecilik Enstitüsü’nde, LCC Tiyatro Okulu’nda binlerce öğrenci yetiştirdi. İki yıl Viyana’daki Max Reinhardt Tiyatro Akademisi’nde öğrenim gördü. Viyana’daki bazı tiyatrolarda reji asistanı olarak çalıştı. 1957'de tekrar Türkiye’ye döndü. Gazetecilik Enstitüsü’ndeki derslerine devam etti. Tercüman ve Milliyet gazetelerinde köşe yazıları yazdı. Edebiyat yaşamına gençlik yıllarında yazdığı skeçlerle başladı. "Töhmet" adlı ilk öyküsü Yedigün dergisinde "Haldun Yağcıoğlu" takma ismiyle 1946'da yayınlandı. New York Herald Tribune Gazetesi'nin 1953'te İstabul'da düzenlediği öykü yarışmasında "Şişhaneye Yağmur Yağıyordu" öyküsüyle birinci oldu. 1956'da Varlık dergisinin araştırmasında yılın en beğenilen öykücüsü seçildi. Öykülerinde bireyin toplumdaki yaşam biçimleri üzerinde durdu. Bunların aksayan yanlarını mizah unsurları kullanarak anlattı. Eski ve yeni yaşam biçimi arasında kalmış insanların, sonradan görme zenginlerin yaşamlarını ele aldı. Toplumun değişik kesimlerden seçtiği kişilerin tutarsızlıklarını, çelişkilerini ikiyüzlülüklerini sergiledi. Öykülerinin arka planında da çoğunlukla İstanbul manzaraları oldu. Tiyatrodaki ilk eserlerinde dramatik türün başarılı örneklerini verdi. Ardından epik tiyatro denemelerine girişti. "Keşanlı Ali" adlı oyunu Türk Tiyatrosu’ndaki ilk epik tiyatro örneğidir. Bu oyun Türkiye'nin yanısıra Almanya, İngiltere, Çekoslovakya, Yugoslavya'nın çeşitli kentlerinde oynandı. Daha sonraki dönemlerde konularını güncel olaylardan alan siyasal-sosyal taşlamaların ağır bastığı oyunlar yazdı. Zeki Alasya ve Metin Akpınar ile Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nu, Ahmet Gülhan ile Tef Tiyatro Grubu’nu kurdu. Türk ortaoyunu ve tuluat tiyatrosu ögelerinden de yararlanarak toplumsal olayları alaylı bir dille eleştirdiği oyunlarıyla büyük başarı kazandı.

Sponsorlu Bağlantılar
ESERLERİ:

ÖYKÜ:

  • Yaşasın Demokrasi (1949)
  • Tuş (1951)
  • Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu (1953)
  • Ayışığında Çalışkur (1954)
  • Onikiye Bir Var (1954)
  • Konçinalar (1967)
  • Sancho’nun Sabah Yürüyüşü (1969)
  • Kızıl Saçlı Amazon (1970)
  • Yalıda Sabah (1983)

OYUN:
  • Günün adamı-Dışardakiler (1957)
  • Ve Değirmen Dönerdi (1958)
  • Fazilet Eczanesi (1960)
  • Lütfen Dokunmayın (1961)
  • Huzur Çıkmazı (1962)
  • Keşanlı Ali Destanı (1964)
  • Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım (1964)
  • Zilli Zarife (1966)
  • Vatan Kurtaran Şaban (1967)
  • Bu Şehr-i Stanbul Ki (1968)
  • Sersem Kocanın Kurnaz Karısı (1971)
  • Astronot Niyazi (1970)
  • Ha Bu Diyar (1971)
  • Dün Bugün (1971)
  • Aşk-u Sevda (1973)
  • Dev Aynası (1973)
  • Yâr Bana Bir Eğlence (1974)
  • Ayışığında Şamata (1977)
  • Hayırdır İnşallah (1980)
  • Eşeğin Gölgesi
  • Haldun Taner Kabare

FIKRA-GEZİ-SÖYLEŞİ:
  • Devekuşuna Mektuplar (1960)
  • Hak dostum Diye başlayalım Söze (1978)
  • Düşsem Yollara Yollara (1979)
  • Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil (1979)
  • Yaz Boz Tahtası (1982)
  • Çok Güzelsin Gitme Dur (1983)
  • Berlin Mektupları (1984)
  • Koyma Akıl Oyma Akıl (1985)
  • Önce İnsan Olmak (1987)

ÖDÜLLERİ
  • 1953 New York Herald Tribune’nin düzenlediği Uluslararası Hikaye Yarışması Türkiye Birinciliği Şişhaneye Yağmur Yağıyordu ile
  • 1955 Sait Faik Hikaye Armağanı Onikiye Bir Var ile
  • 1956 Varlık Dergisi’nce Türkiye’nin En Beğenilen Öykü Yazarı secildi
  • 1972 Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü Sersem Kocanın Kurnaz Karısı ile
  • 1983 Sidat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü (Pervev Naili Boratav ile paylaştı)
  • Bordighera Müzik Festivali Hikaye Ödülü Sancho’nun Sabah Yürüyüşü ile

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Kral_Aslan; 31 Ocak 2008 13:57
Biyografi Konusu: Haldun Taner nereli hayatı kimdir.
Hayatın ne anlamı var.. Yanımda sen olmayınca....
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
11 Ocak 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Türk hikâye ve oyun yazarıdır. Son Osmanlı Meclis-i Mebûsânında İstanbul milletvekili olarak bulunan ve İstanbul Darülfünûn (Üniversitesi) Hukuk Fakültesi profesörlerinden Ahmed Selâhaddin Beyin oğludur. 1915 senesinde İstanbulda doğdu. Galatasaray Lisesini bitirdikten sonra yüksek tahsil için Almanyanın Heidelberg Üniversitesine bağlı Siyasal Bilgiler Fakültesine girdi. Bir müddet sonra tüberküloza (vereme) yakalandığı için öğrenimini tamamlayamadan 1938de Türkiyeye döndü. 1950de İstanbul Üniversitesi Edebiyât Fakültesi Alman Filolojisi ve Sanat Tarihi bölümünü bitirdi ve aynı fakültenin Sanat Târihi kürsüsünde asistan oldu. Sonra Viyanaya giderek Mox Reinhardt Tiyatro Akademisinde okudu. Viyana tiyatrolarında reji asistanı olarak çalıştı. 1957de tekrar Türkiyeye döndü. Çeşitli fakülte ve yüksek okullarda tiyatro târihi dersleri verdi. Ayrıca Tercüman ve Milliyet gazetelerinde köşe yazıları yazdı.
Edebiyat dünyâsıyla talebelik yıllarından îtibâren tanışan Haldun Taner ilk hikâyelerini 1944te yazmaya başladı. 1954ten sonra çalışmalarını tiyatroya verdi. Skeçler yazdı. Eserlerinde daha çok büyük şehirlerdeki bozulmuş, gösterişçi, züppe, iki yüzlü çevreleri anlattı. Köy hikâyeleri yazmadığı gibi, belli bir sınıfın savunma veya kınanmasını da açıktan açığa yapmadı. Ancak daha sonraki oyunlarında moda olan sosyalist görüşlere ve düzen değiştirme çabalarına katıldı. Yahûdî asıllıAlman oyun yazarı Bertholt Brecthin etkisinde kaldı. O da Brecth gibi siyâsî ve Marksist fikirleri epik tiyatroyla ortaya koymaya çalıştı.
Sponsorlu Bağlantılar
Epik tiyatroda oyuncu belli bir bildiriyle ortaya çıkar; dekor seyirciyi uyarıcı biçimdedir; oyuncu-seyirci arasında bir tartışma ortamı bulunur. Seyirci mizah yoluyla düşünceye sevk edilir. Epik tiyatronun Türkiyedeki ilk temsilcisi olan Haldun Taner 1960lı yıllardan itibâren Keşanlı Ali Destanı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım ve Vatan Kurtaran Şaban gibi oyunlarıyla dikkatleri üzerine çekti. 1967de Ahmed Gülhan, Zeki Alasya ve Metin Akpınarla birlikte kurdukları ve ortaoyunu ile tulûattan faydalanarak yazdığı kabare türü tiyatronun da öncüsü oldu. (Kabare; Fransızca “meyhâne” mânâsına da gelen, çeşitli gösterilerin yapıldığı eğlence yeridir.)
Birçok hikâyelerinde, insanlara, topluma, şüpheyle ve biraz da tiksinmiş olarak bakan Haldun Taner yerici ve alaylı ifâdelerle insanları dönek, ikiyüzlü, ahlâksız olarak niteledi. Ona göre: İnsanların bir kısmı silik, ezik, bir kenarda kalmış veya dengesiz yaratıklardır. Hele kadınlar iyice hafif, yalnız para, konfor ve erkek düşkünüdürler. İnsanların büyük bir kısmı ise; kompleksler, dolapçılıklar, çıkarcılıklar içindedir.
Haldun Tanerin hikâye ve oyunlarında başı sonu belli entrikalı, sürprizli, güldürücü olaylar vardır. Sosyete çevrelerinin, yeni zenginlerin, şımarık kadınlarla kızların, yabancı hayranlığında baygınlaşmış bütün değerlerden kopmuş tiplerin başlarından geçenler anlatılır. Mizah, hiciv ve alay tarzında işlenen eserlerde ahlâk dışı söz ve davranışlar, genel ahlâka olumsuz yönde tesir etmiş; genç ve kültürsüz kesimlerde tahribâta sebep olmuş; Türk sinema ve tiyatrosunun eğitici ve öğreticilikten ziyade ahlâksızlığa özendirici bir şekilde gelişmesine öncülük etmiştir.
Haldun Taner, hikâye ve tiyatro tarzında yazdığı eserleriyle Türkiye çapında ve milletlerarası seviyede tertiplenen yarışmalarda çeşitli dereceler aldı. Hikâyeleri Almancaya, Gürcüceye çevrildi ve çeşitli antolojilere girdi. Tuş adlı hikâyesi ve Keşanlı Ali Destanı adlı oyunu filme alındı. Haldun Taner, 7 Mayıs 1986da İstanbulda öldü.

Eserleri:
Tiyatro eserleri: Keşanlı Ali Destanı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Eşeğin Gölgesi, Fazilet Eczânesi, Günün Adamı, Dışarıdakiler, Ve Değirmen Dönerdi, Zilli Zarife, Vatan Kurtaran Şaban, Bu Şehr-i Stanbul ki, Lütfen Dokunmayın, Huzur Çıkmazı, Ay Işığında Şamata, Astronot Niyâzi, Dev Aynası, Yar Bana Bir Eğlence, Hayırdır İnşallah vb.
Hikayeleri: Yaşasın Demokrasi, Şişhaneye Yağmur Yağıyordu, Tuş, Ayışığında Çalışkur, Konçinalar, Sanchonun Sabah Yürüyüşü.
Fıkra, gezi türü eserleri: Hak Dostum Diye Başlayım Söze, Devekuşuna Mektuplar, Düşsem Yollara Yollara, Ölür İse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil, Yaz Boz Tahtası, Berlin Mektupları, Koyma Akıl Oyma Akıl, Önce İnsan Olmak.


_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
23 Aralık 2011       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Haldun Taner (1915 İstanbul-1986 İstanbul),

Öykü ve oyun yazarı.

Ortaöğrenimini Galatasaray Lisesi'nde (1935), yükseköğrenimini Almanya'da Heidelberg Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde (1938), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde tamamladı. Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü'nde asistanlık (1950-1954), Max Reinhard Akademisi'nde tiyatro ihtisası yaptı.

Gazetecilik Enstitüsü'nde ve Edebiyat Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı (1954-1972). Haldun Taner, yeni edebiyat akımına yaşıtlarından çok daha sonra katıldığı hâlde özellikle Küçük Dergi'de (1953) ortaya koyduğu ürünlerle deney evrelerini geçirmiş, kişiliğini bulmuş bir sanatçı olarak ilgiyle karşılandı. Birkaç yıl fıkra yazarlığı da yapan (Tercüman, 1957) Taner, daha sonra yöneldiği tiyatro çalışmalarında, giderek değişik, ama geniş kalabalık seyirci arama kaygısının getirdiği ödünleri bilerek ön plâna alan yapıtlarıyla 1960-1967 yıllarının verimli kalemlerinden biri oldu.

En tanınmış oyunlarından "Keşanlı Ali Destanı" yurtiçinde ve yurt dışında (Almanya, İngiltere, Çekoslovakya, Yugoslavya) birçok kez oynanmış 1984'te tekrar yurtiçinde sahneye konmuştur. 1967'de Ahmet Gülhan, Z. Alasya ve M. Akpınar'la birlikte Devekuşu, daha sonra A. Gülhan'la birlikte Tef adlı kabare tiyatrolarını kurmuştur. "Dışardakiler, Ve Değirmen Dönerdi, Fazilet Eczanesi, Lütfen Dokunmayın, Huzur Çıkmazı, Eşeğin Gölgesi, Zilli Zarife, Ay ışığında Şamata" Haldun Taner'in çeşitli topluluklarca sahnelenmiş, ama kitap olarak yayımlanmamış oyunlarıdır.

Başlıca yapıtları:
  • "Yaşasın Demokrasi" (öyküler, 1949),
  • "Tuş" (öyküler, 1951),
  • "Şişhaneye Yağmur Yağıyordu" (1953).
  • "Günün Adamı" (oyun, 1953),
  • "Ayışığında Çalışkur" (öyküler, 1954),
  • "On İkiye Bir Var" (öyküler, 1955 Sait Faik Öykü Armağanı'nı kazandı, basımı 1954),
  • "Devekuşuna Mektuplar" (fıkralar, 1960).
  • "Keşanlı Ali Destanı" (oyun, 1964),
  • "Sancho'nun Sabah Yürüyüşü" (1969),
  • "Sersem Kocanın Kurnaz Karısı" (TDK 1971 Tiyatro Ödülü kazandı),
  • "Hak Dostum Diye Başlayalım Söze" (söyleyişler, 1978),
  • "Ölür ise Ten Ölür, Canlar Ölesi Değil" (portreler, 1978),
  • "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım" (oyun, 1979).
MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Şubat 2012       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1915 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Ahmet Selahaddin, Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı üyesi ve mütareke yıllarında yazıları, dersleri ve nutuklarıyla ülkenin bağımsızlığını savunmuş bir aydındır. Beş yaşında iken babasını kaybetti. Annesiyle birlikte büyükbabasının konağında yaşadı.
Vatana hizmeti geçenlerin ve şehit olanların çocuklarına tanınan haktan yararlanarak parasız yatılı olarak girdiği Galatasaray Sultanisi'ndeki orta öğrenimini 1935 yılında tamamladı. Mezuniyetinden sonra devlet tarafından Heidelberg Üniversitesi'nde öğrenim görmek üzere Almanya’ya gönderildi. Siyasal Bilgiler alanındaki öğrenimini geçirdiği ağır tüberküloz nedeniyle 1938’de yarıda bıraktı ve yurda döndü. 1938-1942 yılları arasında Erenköy Sanatoryumunda tedavi gördü.
Yüksek öğrenimini 1950’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Filolojisi Bölümü’nde tamamladı. 1950-54 yıllarında üniversitenin sanat tarihi kürsüsünde asistanlık yaptı.
Edebiyat yaşamına gençlik yıllarında yazdığı skeçlerle başladı. "Töhmet" adlı ilk öyküsü Yedigün dergisinde "Haldun Yağcıoğlu" takma ismiyle 1946'da yayınlandı. New York Herald Tribune Gazetesi'nin 1953'te İstanbul'da düzenlediği öykü yarışmasında "Şişhaneye Yağmur Yağıyordu" öyküsüyle birinci oldu. 1956'da Varlık Dergisi’nin araştırmasında yılın en beğenilen öykücüsü seçildi.
Asistanlığı sırasında yazdığı “Günün Adamı” oyunu, İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahnelenmeden yasaklandı. Asistanlığı bırakıp Viyana’ya tiyatro bilimi eğitimi için gitti. 1955-1957’de Max Reinhardt Tiyatro Akademisi’nde öğrenim gördü. Viyana’daki bazı tiyatrolarda reji asistanı olarak çalıştı. 1957'de tekrar Türkiye’ye döndü. İstanbul Üniversitesi Gazeteci¬lik Enstitüsü'nde edebiyat ve sanat tarihi, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ile İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde tiyat¬ro tarihi okuttu Bir yandan da Tercüman Gazetesi’nde (1952-1960) köşe yazıları yazmayı ve oyun yazarlığını sürdürdü.
1950’lerde oyun yazmaya başlayan ve tiyatrodaki ilk eserlerinde dramatik türün başarılı örneklerini veren Haldun Taner, ardından epik tiyatro denemelerine girişmişti. Türk Tiyatrosu’ndaki ilk epik tiyatro örneği olan "Keşanlı Ali Destanı" adlı oyunu ile dünya çapında tanındı. Bu oyun yurtdışında Almanya, İngiltere, Çekoslovakya, eski Yugoslavya'nın çeşitli kentlerinde oynandı. Atıf Yılmaz tarafından sinemaya aktarıldı (1964). Daha sonraki dönemlerde konularını güncel olaylardan alan siyasal-sosyal taşlamaların ağır bastığı oyunlar yazdı. Epik tiyatro ve kabarenin alanında verdiği yapıtlar çağdaş Türk tiyatrosunun klasikleri oldu. Eşsiz bir arı Türkçe kullanan Haldun Taner, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının ve tiyatrosunun önde gelen yazarları arasına girdi.
Devekuşu Kabare'yi (1967), Bizim Tiyatro'yu, Tef Kabare Tiyatrosu'nu kurdu. Küçük Dergi'yi çıkardı. Fıkra yazarlığını 1973’ten itibaren Milliyet’te sürdürdü. Öyküleri ve yazıları Yedigün, Ülkü, Yücel, Varlık, Küçük Dergi, Yeni İnsan dergilerinde de yayınlandı.
Filme de alınan "Kaçak" (1955) ile "Dağlar Delisi Ferhat" (Lütfi Akad ve Orhan Kemal'le birlikte, 1957) adlı senaryoları sırasıyla Türk Film Dostları Derneği'nin senaryo ödülünü ve Basın-Yayın Senaryo Armağanı'nı kazandı. “Sancho'nun Sabah Yürüyüşü” (1969) ile Bordighera Uluslararası Mizah Festivali Öykü Ödülü'nü, tiyatro dalında da “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı” (1971) oyunuyla 1972 Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü'nü kazandı. Sedat Simavi Vakfı 1983 Edebiyat Ödülü'nü Pertev Naili Boratav'la paylaştı.
Milliyet Gazetesinde "Deve Kuşuna Mektuplar" başlığı altında haftalık köşe yazıları yazan Taner, güncel olayları değerlendirdiği bu yazılarda yaşadığı dönemin bir çeşit edebi belgeselini sundu.
Yazarlığının yanı sıra İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsünde ve Edebiyat Fakültesinde, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde edebiyat, sanat tarihi ve tiyatro dersleri veren Haldun Taner, Milliyet Gazetesi yazarlığı yaparken 7 Mayıs 1986’da İstanbul’da hayatını yitirdi.
Adı, İstanbul Şehir Tiyatroları’nın Kadıköy’deki sahnesine verilmiştir. Bilgi Yayınevi, bütün eserlerini dizi halinde basmıştır. Milliyet gazetesi Haldun Taner anısına 1987’den beri her yıl Haldun Taner Öykü ödüllerini düzenlemektedir.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
18 Temmuz 2015       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  700x250979_haldun-taner_1.jpg
Gösterim: 748
Boyut:  48.1 KB

TANER
(Haldun), türk öykü ve oyun yazarı (İstanbul 1915 - ay. y. 1986). Galatasaray lisesi'ni bitirdikten (1935) sonra bir süre (1935-1938) Heidelberg Üniversitesinde iktisat ve siyaset öğrenimi gördü. İstanbul Üniversitesi edebiyat fakültesi alman filolojisi ve sanat tarihi bölümü'nü bitirerek (1950) bu fakültede sanat tarihi asistanı oldu (1952). Viyana'da (1954) Max Reinhardt tiyatro enstitüsü’nde öğrenim gördü; İstanbul Üniversitesi edebiyat fakültesi'nde (1957), Dil ve tarih-coğrafya fakültesi tiyatro enstitüsü'nde (1960), Güzel sanatlar akademisi'nde (1970), Berlin'de (1980) kısa sürelerle tiyatro tarihi, dramaturgi dersleri verdi. Gazetelerde köşe yazıları, söyleşileri yayımlandı (Tercüman [1952-1960], Milliyet [1974-1986]). Bu tür yazıları şu yapıtlarında derlenmiştir: Devekuşuna mektuplar (1960), Hak dostum diye başlayım söze (1978),Û/ür ise ten ölür canlar ölesi değil (1979), Düşsem yollara yollara (1979), Çok güzelsin gitme dur (1983), Berlin mektupları (1984), Koyma akıl oyma akıl (1985). Öykü ve oyunları, yaşadığı çevreye ilişkin gözlemlerini yergili bir anlatımla sergiler, ilk öyküleri (Yaşasın demokrasi, 1949; Şişhaneye yağmur yağıyordu, 1953, New York Herald Tri- bune'ün düzenlediği öykü yarışmasında Türkiye birinciliği), büyük kentin varlıklı çevrelerinden kişilerin ve onlar gibi olmayan özenenlerin çıkarlarına düşkünlüklerini, kadın-erkek ilişkilerindeki sakatlıkları konu ediniyordu; bu çevrelere yakın, ama hakkı yenmiş, kenara itilmiş insanların, idealist aydınların, dürüst halk adamlarının karşı karşıya olduğu güçlükleri serbest ve eğlenceli bir söyleşi havasında ortaya koyuyordu. Zamanla öncü öykücülerin anlatım tekniklerinden daha çok beslenerek, serbest çağrışımlardan yararlanarak aydınların, sanatçıların dünyasındaki tutarsızlıklara yergiler yöneltti; haksızlıklara uğrayan küçük insanların dertlerine duyarlıklı bir gülmeceyle yaklaştı (Ayışığında çalışkur, 1954; On ikiye bir var, 1954, Atlantis yayınevi'nin düzenlediği yarışmada "Zaman üstüne hikâyeler" ödülü, Sait Faik armağanı; Konçinalar, 1967; Sancho' nun sabah yürüyüşü, 1969, Bordighera Avrupa mizah festivali öykü ödülü; Yalıda sabah, 1983, Sedat Simavi edebiyat ödülü). 1949'da yazdığı ve çok partili yönetime geçiş döneminin siyasal yaşamını ele alan, siyasette kişisel çıkarların ne kadar etkin olduğunu gösteren Günün adamı oyunu, İstanbul Şehir tiyatroları'nda provaları başladıktan sonra belediye başkanının emriyle yasaklanmıştı. Uzunca bir süre sonra, bazıları öykülerindeki kişileri ve olayları sahneye aktaran oyunlar kaleme almaya koyuldu: Dışardakiler (1957), Ve değirmen dönerdi (1958), Fazilet eczanesi (1960), Lütfen dokunmayın (1961), Huzur çıkmazı (1962). Bu ilk oyunlar sahnede gerçek dünyanın tam benzerini canlandıran alışılmış tiyatro anlayışını sürdürüyordu. Bir yandan Brecht'in epik tiyatro anlayışı, öte yandan yanılsamacı tiyatronun birtakım özelliklerini taşıyan geleneksel türk temaşası, ikinci dönemdeki oyunlarını (Atıf Yılmaz'ın filme de aldığı Keşanlı Ali destanı, 1964; Eşeğin gölgesi, 1965; Zilli Zarife, 1966) büyük ölçüde besledi. Bu yoldaki yapıtlarından Sersem kocanın kurnaz karısı (1971, TDK ödülü) Tanzimat’tan beri batının bir kopyası olarak gelişen türk tiyatrosunun meddah, karagöz, ortaoyunu geleneğinden beslenen yerli temele oturtulabilmesinin koşullarını tartışıyordu. 1962'de Bu şehri Stanbul ki adlı yapıtıyla Türkiye’de kabare tiyatrosunun ilk örneğini veren yazar 1967’de Devekuşu kabare tiyatrosu’nun kurucuları arasında yer aldı. Bu türdeki Vatan kurtaran Şaban (1967), Astronot Niyazi (1970, Sanatsevenler derneği en iyi yerli oyun yazarı ödülü), Aşk u sevda (1972) gibi yapıtları güncel olayları, yerel tipleri kabare sahnesine aktardı.

Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

5 Temmuz 2017 / KafKasKarTaLi Felsefe ww
5 Temmuz 2017 / Ziyaretçi Cevaplanmış
29 Haziran 2009 / ıp-HaCkeR-ıp Spor tr
26 Haziran 2011 / virtuecat Tiyatro tr
14 Nisan 2016 / Misafir Cevaplanmış