Arama

Asla Bitmeyen Konu - Sayfa 6

Güncelleme: 22 Kasım 2018 Gösterim: 456.019 Cevap: 3.537
melish - avatarı
melish
Ziyaretçi
14 Aralık 2005       Mesaj #51
melish - avatarı
Ziyaretçi
Kadının Günlüğü
Bugün üç yıl bitti. Onun karşısına gelinlikle çıktığım günkü kadar mutluyum. Tanrım, onu ne kadar seviyorum. Mükemmel bir erkek, cazibeli, yakışıklı, anlayışlı,sevecen, her şey var.
Sponsorlu Bağlantılar
Bugün Cumartesi, bıraktım arkadaşlarıyla eğlensin. En sevdiği yemek olan pastırmalı kurufasulye ile pilav yapıyorum. Pişti, demleniyor. Banyo yaptım, en sevdiği kıyafeti giydim. Yemekten sonra, şöminenin karşısına
bir şişe kırmızı şarapla uzanacağız... Eve geldi sonunda. Beni öpüşü biraz soğuktu, aklı başka yerde sanki. Aman Tanrım, yoksa? Tüm cilvelerime rağmen, bana saldırmadı. Arkadaşlarıyla ne yaptığını sordum, ağzında bir şeyler geveledi.Yemekte biraz keyfi yerine gelir gibi oldu, ama hala dalgın, hala uzak,hala kabuğuna çekilmiş. Herhalde ÖTEKİNİ düşünüyor.
Benden genç mi acaba? İşyerindeki sarışın pazarlama temsilcisi olmasın?
Şöminenin karşısında şarabımızı yudumlarken, artık dayanamadım "neyin var?" diye sordum. Gülümsedi, zoraki bir gülümseme, acı dolu, uzaklık dolu.. "Yok birşeyim" diye geçiştirdi. O gürül gürül yanan aşkın bu kadar
çabuk biteceğine inanamıyorum, daha dün bana ebediyete kadar benimle
olmak istediğini söylüyordu. Bugün aramızda iletişim kopukluğu başladı bile. Belki de kilo alıyorum. Çok mu vır vır yapıyorum? Elini tuttum.
Elimi okşadı, ama eller hissiz, parmak uçları soğuk... Stepe başlasam?
Çocuk istesem? Yalan, yalan, yalan. Kendimi kandırmaktan başka bir şey değil bunlar.
Bitti...Bittti...Bitti.
Tanrım, ölmek istiyorum. Kendimi son kez onun kollarına attım.
Ağlaya ağlaya uykuya dalmışım.



Erkeğin Günlüğü:
Öf be, Beşiktaş yine yenildi.. Ama, kurufasülye güzeldi
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
15 Aralık 2005       Mesaj #52
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
YAŞAMAK, SEVMEK ve ÖĞRENMEK
Öğretmenin adı bayan Thompson'du ve 5.sınıf öğrencilerinin önünde ayakta durduğu ilk gün onlara bir yalan söyledi. Çoğu öğretmen gibi, onlara baktı ve hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi. Bu mümkün değildi, çünkü orada en önde,
Sponsorlu Bağlantılar
sırasına adeta çökmüş gibi oturan küçük bir öğrenci vardı.
Adı Teddy Stoddard. Bir önceki yıl, bayan Thompson, Teddy'i gözlemiş, onun diğer çocuklarla oynayamadığını; giysilerinin kirli ve kendinin de hep banyo yapması gereken bir halde olduğunu görmüştü ve Teddy mutsuz da olabilirdi.
Çalıştığı okulda bayan Thompson, her öğrencinin geçmişteki kayıtlarını incelemekle de görevlendirilmişti ve Teddy'nin bilgilerini en sona bırakmıştı. Onun dosyasını incelediğinde şaşırdı. Çünkü; birinci sınıf öğretmeni: "Teddy zeki bir çocuk ve her an gülmeye hazır. Ödevlerini düzenli olarak yapıyor ve çok iyi huylu... Ve arkadaşları onunla olmaktan mutlu..." diye yazmıştı.

İkinci sınıf öğretmeni:
"Mükemmel bir öğrenci, arkadaşları tarafından sevilen, fakat evde annesinin amansız hastalığı onu üzüyor ve sanırım evdeki yaşamı çok zor.." diyordu.

Üçüncü sınıf öğretmeni:
"Annesinin ölümü onun için çok zor oldu. Babası ona yeterince ilgi gösteremiyor ve eğer bir şeyler yapılmazsa evdeki olumsuz yaşam onu etkileyecek.“ diye yazmıştı.

Dördüncü sınıf öğretmenine gelince:
"Teddy içine kapanık ve okula hiç ilgi göstermiyor, hiç arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor." demişti. Şimdi bayan Thompson sorunu çözmüştü ve kendinden utanıyordu. Öğrenciler ona güzel kağıtlara sarılmış süslü kurdelelerle paketlenmiş yeni yıl hediyeleri getirdiğinde kendini daha da kötü hissetti. Çünkü Teddy'nin armağanı
kaba kahverengi bir kese kağıdına beceriksizce sarılmıştı. Bunu diğer öğrencilerin önünde açmak ona çok acı verdi.
Bazıları, paketten çıkan sahte taşlardan yapılmış, birkaç taşı düşmüş bileziği ve üçte biri dolu parfüm şişesini görünce gülmeye başladılar, fakat öğretmen, bileziğin ne kadar zarif olduğunu söyleyerek ve parfümden de birkaç damlayı bileğine damlatarak onların bu gülmelerini bastırdı.

O gün okuldan sonra Teddy öğretmenin yanına gelerek; "Bayan Thompson, bugün hep annem gibi koktunuz" dedi.
Çocuklar gittikten sonra öğretmen yaklaşık bir saat kadar ağladı. O günden sonra da çocuklara okuma, yazma, matematik öğretmekten vaz geçerek onları eğitmeye başladı. Teddy'ye özel bir ilgi gösterdi. Onunla çalışırken zekasının tekrar canlandığını hissetti. Ona cesaret verdikçe çocuk gelişiyordu. Yılın sonuna dek, Teddy sınıfın en çalışkan öğrencilerinden biri olmuştu.

Öğretmenin, hepinizi aynı derecede seviyorum yalanına karşın Teddy, onun en sevdiği öğrenci olmuştu.
Bir yıl sonra, kapısının altında bir not buldu. Teddy'dendi. Tüm yaşantısındaki en iyi öğretmenin kendisi olduğunu yazıyordu. Ondan yeni bir not alana kadar 6 yıl geçti. Notunda liseyi bitirdiğini ve sınıfındaki üçüncü en iyi öğrenci olduğunu ve bayan Thompson'un halâ hayatında gördüğü en iyi öğretmen olduğunu yazıyordu. Dört yıl sonra, bir mektup daha aldı Teddy'den. O arada zamanın onun için zor olduğunu çünkü üniversitede okuduğunu ve çok iyi dereceyle mezun olmak için çok çaba sarfetmesi gerektiğini yazıyordu. Ve bayan Thompson halâ onun hayatında tanıdığı en iyi öğretmendi. Daha sonra dört yıl daha geçti ve bir mektup daha geldi. Çok iyi bir dereceyle üniversiteden mezun olduğunu ama daha ileriye gitmek istediğini yazıyordu. Ve halâ bayan Thompson onun tanıdığı ve en çok sevdiği öğretmendi.
Bu kez mektubun altındaki imza biraz daha uzundu.
Theodore F.Stoddard Tıp Doktoru.

İlkbaharda bir mektup daha aldı bayan Thompson. Teddy hayatının kızıyla tanıştığını ve evleneceğini yazmıştı. Babasının birkaç yıl önce öldüğünü, bayan Thompson'un düğünde damadın anne ve babası için ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu. Tabii ki oturabilirdi.
Bayan Thompson törene giderken özenle sakladığı birkaç taşı düşmüş olan o bileziği taktı, Teddy'nin ona verdiği ve annesi gibi koktuğunu söylediği parfümden sürmeyi de ihmal etmedi.
Birbirlerini sevgiyle kucaklarlarken, Teddy, onun kulağına "Bana inandığınız için çok teşekkürler bayan Thompson, kendimi önemli hissetmemi sağladığınız için ve beni böyle değiştirdiğiniz için de..." diye fısıldadı.
Bayan Thompson gözünde yaşlarla ona karşılık verdi: "Yanılıyorsun Teddy... Ben değil, sen bana öğrettin.
Seninle karşılaşıncaya kadar ben öğretmenliği bilmiyormuşum..!!

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ
I3uz_KaLpLi - avatarı
I3uz_KaLpLi
Ziyaretçi
16 Aralık 2005       Mesaj #53
I3uz_KaLpLi - avatarı
Ziyaretçi
"Her insanın duygu ve düşünce dünyasının temel taşlarını, yaşadığı olaylara verdiği anlamlar, çıkardığı sonuçlar oluşturur. Anlam veremediği olayların oluşturduğu bir dünyaya ise tamamen yabancıdır. Bu anlamsızlığın gideriliş biçimlerine göre insan tipleri ortaya çıkar: Şüpheci, vurdumduymaz, tutucu, akılcı vb. İşte insanlar hayatla böylece bütünleşip ruhlarında duydukları anlamsızlık kaygısını yenerler. Fakat bu kaygı bazen gitgide büyür, içinden çıkılamayacak bir duruma gelir. O zaman yapılacak tek şey, yabancı olduğunuz bu dünyayı kendi kurallarınıza göre yönetmektir." (Uyanın ve Hayal Kurun)
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Aralık 2005       Mesaj #54
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Görmeyi bilen 1 göz için, lütuf da kahır da aynıdır..;
İnsan zulmeder, kader adalet eyler..
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
melish - avatarı
melish
Ziyaretçi
16 Aralık 2005       Mesaj #55
melish - avatarı
Ziyaretçi
we yine elinde hiç birşey kalmadı yaşanan tüm tecrübe sana bir ders olmadı
gittin onun için elinde patladı kaybettin hırs yaptın dudakların çatladı

we yine dilinde yok etme lafları doymadınmı zalim insan bırak artık safları
çok ilginç çok sahte we geçersiz kozları baymadınmı hain insan bırak artık pozları Msn Party {dejawu}
Son düzenleyen Blue Blood; 29 Mart 2007 21:38
pazuzu - avatarı
pazuzu
Ziyaretçi
21 Aralık 2005       Mesaj #56
pazuzu - avatarı
Ziyaretçi
ANNE DUASI..

Musa Aleyhisselam bir gün: Ya Rabbi, Cennet'te benim komsum kim olacak,bana bildir de gidip onunla görüseyim, dedi. Musa Aleyhisselama söyle vahiy geldi. Falan beldeye git! Orada·çarsinin basinda bir kasap dükkani var. O dükkanin sahibi olan kasabi gör! O veli bir kulumdur. Yalniz bilesin ki, onun çok önemli bir isi vardir. Çagirirsan gelmez. Iste o senin cennetteki komsundur. Musa Aleyhisselam hemen bildirilen yere gitti. Kasabi buldu ve ona : Ben sana misafir geldim, dedi. Kasap Musa Aleyhisselami tanimiyordu. Ona Hos geldin deyip bir kenara oturttu. Dükkanda ki isi bitince de alip evine tötürdü. Evinin bas kösesine oturtup çok ikramda bulundu. Musa Aleyhisselam, ev sahibini dikkatle takip ediyordu. Ev sahibi kasabin ocakta çömlek içinde, et pisirdigini gördü. Et pisince çömlekteki eti küçük küçük parçalara ayirdi. Bunlari bir tabaga koyup, bir kenara birakti. Sonra bir et parçasi daha çikartip, onu da misafiri Musa Aleyhisselam'a ikram ederek dedi ki: "Benim önemli bir isim var. Sen beni bekleme yemegini ye"! Sonra da yanindan ayrildi. Önemli bir isim var deyince, Musa Aleyhisselam, önemli isi nedir diye merak etti ve gizlice kasabi takip etti. Kasap Musa Aleyhisselam'in yanindan ayrildiktan sonra, yandaki odaya geçti. Duvarda asili duran büyük bir zembili indirdi. Zembilde çok ihtiyar, mecalsiz bir kadin vardi. Kadina küçük küçük parçaladigi etleri yedirdi. Karnini güzelce doyurduktan sonra, altindaki kirlenmis bezleri aldi yerine temizlerini koydu. Sonra kirli bezleri yikayip astiktan sonra ellerini yikayip Musa Aleyhisselam'in yanina geldi, Daha yemege baslamadigini gören kasap sordu. "Niçin yemege baslamadiniz"? "Musa Aleyhisselam Sen bana zembildeki sirri söylemedikçe bir lokma bile yemem". Dedi. "Mademki merak ettin anlatayim": Ey misafir, bu zembildeki benim yasli annemdir. Çok yasli oldugu için takatten düstü. Evde bakacak baska kimsem de yok. Evlenecegim, fakat hanimim annemi incitir, onu üzer diye evlenemiyorum. Ise gittigimde herhangi bir hayvanin kendisine zarar vermemesi için onu gördügün gibi bir zembile koydum. Her gün gelip iki ögün yemek yediriyorum. Diger hizmetlerini de görüp gönül rahatligiyla isime gidiyorum. Bunun üzerine Musa Aleyhisselam dedi ki: "Ancak anlamadigim bir sey daha var". Sen annene yemek yedirip su içirdikten sonra, dudaklarini kipirdatip birseyler söyledi, sen de AMIN dedin. Annen ne söyledi ki amin dedin ? Annem, her hizmet edisimde Allah seni Cennette Musa Aleyhisselam'a komsu eylesin diye dua eder. Ben , hiç ihtimal vermedigim halde, bu güzel duaya amin derim. Ben kimim ki, O büyük Peygamberle komsuluk edebileyim. Onunla komsuluk edebilecek ne amelim var ki. O zamana kadar kim oldugunu saklayan Musa Aleyhisselam, buyurdu ki : "Ey Allahin sevgili kulu, ben Musa'yim. Beni sana Allah-u Tealâ gönderdi. Annenin rizasini kazandigin için Cennet-i Â'lâyi ve orada bana komsu olmayi kazandin". Kasap hemen kalkip Musa Aleyhisselamin elini öptü ve sevinç içinde yemegini yedi...
Allah-u Tealâ bizleri anne sefkatinden mahrum etmesin ve anne bedduasindan uzak kilsin.... AMİN....
melish - avatarı
melish
Ziyaretçi
25 Aralık 2005       Mesaj #57
melish - avatarı
Ziyaretçi
Bitkisel Hayata Girdim ama Hiç Önemli Değil. Maksat Yeşillik Olsun Msn Party
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
25 Aralık 2005       Mesaj #58
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
ÇATLAK KOVA


Hindistan’da bir sucu, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Kovalardan biri çatlakmış. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronun evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş. Bu durum iki yıl boyunca her gün böyle devam etmiş. Sucu her seferinde patronunun evine sadece 1,5 kova su götürebilirmiş. Sağlam kova başarısından gurur duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyormuş. İki yılın sonunda bir gün çatlak kova ırmağın kıyısında sucuya seslenmiş.
“Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum.”
“Neden?.” Diye sormuş sucu. “Niye utanç duyuyorsun?” Kova cevap vermiş.
“Çünkü iki yıldır çatlağımdan su sızdığı için taşıma görevimin sadece yarısını yerine getirebiliyorum. Benim kusurumdan dolayı sen bu kadar çalışmana rağmen emeklerinin tam karşılığını alamıyorsun.” Sucu şöyle demiş:
“Patronun evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri fark etmeni istiyorum.” Gerçekten de tepeyi tırmanırken çatlak kova patikanın bir yanındaki yabani çiçekleri ısıtan güneşi görmüş. Fakat yolun sonunda yine suyunun yarısını kaybettiği için kendini kötü hissetmiş ve yine sucudan özür dilemiş. Sucu kovaya sormuş:
“Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını fark ettin mi?... Bunun sebebi benim senin kusurunu bilmem ve ondan yararlanmamdır. Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın. İki yıldır ben bu güzel çiçekleri toplayıp onlarla patronumun sofrasını süsleyebildim. Sen böyle olmasaydın, o evinde bu güzellikleri yaşayamayacaktı.”
Hepimizin kendimize özgü kusurları vardır. Hepimiz aslında çatlak kovalarız. Tanrı’nın büyük planında hiçbir şey ziyan edilmez. Kusurlarınızdan korkmayın. Onları sahiplenin. Kusurlarınızda gerçek gücünüzü bulduğunuzu bilirseniz eğer, siz de güzelliklere sebep olabilirsiniz.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen ahmetseydi; 25 Aralık 2005 08:39
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ
melish - avatarı
melish
Ziyaretçi
25 Aralık 2005       Mesaj #59
melish - avatarı
Ziyaretçi
1. Ne zaman istersen mutlaka bir cikolata bulursun.
2. Cikolata yumusamisken bile seni tatmin eder.
3.Araba kullanirken ayni anda cikolatani yiyebilirsin.
4.Cikolatayi aylarca ayni halinde muhafaza edebilirsin.
5.Annenle babanin gozlerinin icine baka baka cikolata yiyebilirsin.
6.Cikolatayi biraz sert isirirsan sana NAPIYOSUN BEE diye bagirmaz"Msn Wink"
7. Ayni cikolatayi paylasan iki insana, ister biri kadin biri erkek olsun, kimse "ayy sapik" demez.
8. Cikolata ona bagimli olmandan korkmaz.
9.Cikolatani masanin ustune koyup yersen is arkadaslarin sana"aramizda bi manyak var"der gibi bakmaz.
10. Tanimadigin birine cikolata ikram edersen PAAAT diye tokadi yemezsin.
11. Cikolata yemek daima zevklidir, dolayisiyla yerken zevk aliyormus gibi yapmana gerek kalmaz.
12. Cikolata seni hamile birakmaz.
13. Cikolatayi ayin her gunu yiyebilirsin.
14. Iyi cikolata bulmak kolaydir.
15. Ardarda diledigin ce$itte cikolata yiyebilirsin.
16. Kimse cikolata yemek icin fazla genc/fazla yasli degildir.
17. Gecenin korunde kom$ularini uyandirmaktan korkmadan rahatca cikolata yiyebilirsin.
18. Cikolatanın buyuklugu ve uzunlugu onemli degildir..
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
26 Aralık 2005       Mesaj #60
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
Alıntı
melish adlı kullanıcıdan alıntı

1. Ne zaman istersen mutlaka bir cikolata bulursun.
2. Cikolata yumusamisken bile seni tatmin eder.
3.Araba kullanirken ayni anda cikolatani yiyebilirsin.
4.Cikolatayi aylarca ayni halinde muhafaza edebilirsin.
5.Annenle babanin gozlerinin icine baka baka cikolata yiyebilirsin.
6.Cikolatayi biraz sert isirirsan sana NAPIYOSUN BEE diye bagirmaz"Msn Wink"
7. Ayni cikolatayi paylasan iki insana, ister biri kadin biri erkek olsun, kimse "ayy sapik" demez.
8. Cikolata ona bagimli olmandan korkmaz.
9.Cikolatani masanin ustune koyup yersen is arkadaslarin sana"aramizda bi manyak var"der gibi bakmaz.
10. Tanimadigin birine cikolata ikram edersen PAAAT diye tokadi yemezsin.
11. Cikolata yemek daima zevklidir, dolayisiyla yerken zevk aliyormus gibi yapmana gerek kalmaz.
12. Cikolata seni hamile birakmaz.
13. Cikolatayi ayin her gunu yiyebilirsin.
14. Iyi cikolata bulmak kolaydir.
15. Ardarda diledigin ce$itte cikolata yiyebilirsin.
16. Kimse cikolata yemek icin fazla genc/fazla yasli degildir.
17. Gecenin korunde kom$ularini uyandirmaktan korkmadan rahatca cikolata yiyebilirsin.
18. Cikolatanın buyuklugu ve uzunlugu onemli degildir..


1- Sigaradan sararmis biyiklarimiz yok... (Valla ben de biyiksizim. Cevremdeki erkeklerin cogu biyiksiz. Biyikli olanlarinda cogu sigara icmiyor...)

2- Arabamizin yolda patlayan lastigini degistirmeyi bilmesek de olur. (Arabalar hakkinda bilmediginiz yegane sey lastik degistirmek mi ???)

3 - Pantolon giymek bizim icin fizyolojik olarak en az etek kadar rahattir. (Bizim zorlandigimizi kim soyledi ki?..)

4 - Kisiligimiz kullandigimiz arabanin beygir gucu ile dogru orantili olarak degismiyor. (Haklisiniz...Sizin kisiliginiz beraber oldugunuz erkegin cuzdan gucu ile degisiyor...)

5 - "Damsiz Girilmez" sozcugu bize bir sey ifade etmiyor... (Sizin giremediginiz yerlerin yaninda bizim damsiz giremedigimiz yerler devede kulak kalir, yavrummmm).

6 - Kirmizi isikta yanimizdaki arabanin bizden once cikmasi yada bir aracin bizi sollamasi hicbir sey demek degildir. (Bizim icin de cevremizdeki diger hemcinsimizin sahip oldugu mucevherat veya uzerindeki pahali giysi hicbir sey demek degildir...)

7 - Bedensel hareketlerimiz vucudumuzdaki olasi kaslari belirginlestirecek diye bir zorunlulugumuz yok... Kas olacak diye de bir zorunlulugumuz yok hatta. (Selulitler olmayacak gibi bir zorunlulugunuz var ama. Yaaaa...)

8- Kozmetik urunleri ve estetik cerrahinin olanaklarindan sonuna kadar yararlanabiliriz... (Buna hic bir itirazimiz yok. Lutfen aynen boyle devam edin...)

9 - Asik oluyoruz... Korkmadan. (Biz robot muyuz len? Bizde oluyoz. Azicik odumuz patliyor ama neden olanlar utansin...)

10 - Duygusal sacmaliklar adina kredi sahibiyiz...cicek ve cikolata istiyoruz.... (Istediginizin hepsi buysa sorun degil. Aliriz...Madlen mi olsun bitter mi?..)

11 - Evde, banyoda, kil- tuy dokmeyiz... (Hayiiiirrrrr...Yalaaaannnnnn.....Kuvetteki, lavabodaki, yataktaki ve yemekteki saclarin cogu size ait...)


12 - Her sabah tras olmak zorunda degiliz. (Valla ben tras olmayi agda yaptirmaya tercih ederim sahsen...)

13 - Bebeklik albumlerimiz sirtustu ve cirilciplak resimlerimizle dolu degil... (Yigidin mali meydandadir...)

14 - Ucan tekmelerle birbirimizin agzini yuzunu kirdigimiz sporlar yapmiyoruz... (Vahsi bakislarla birbirinizin gozunu oydugunuz kiskanclik, haset, cekememe sporlariyla yeterince ugrasiyorsunuz...)

15 - Para cuzdanimiz bir sure sonra kavisli ve yuvarlak bir sekil almiyor. (Bizim de cantamiz zamanla bavula donusmuyor..)

16 - Horlamiyoruz.... (Halt etmissiniz. Hatta hickirmiyor, gegirmiyor, sayiklamiyor ve hapsurmuyorsunuz da. Yoksa siz insan degil misiniz?..Size Afrodit diyebilir miyim? )

17 - Az bildigimiz bir sey uzerinde cok fazla konusabiliriz. ( Yani cok konusup, hicbir sey soylemezsiniz... Marifetmis gibi ovunmezler mi birde...)

18 - Birbirimize, beklenmedik yikici sonuclar dogurabilecek essek sakalari yapma adetimiz yoktur. ( Cevrenizdeki diger hatunlar hakkinda senaryo dedikodular uretmek gibi bir adetiniz var ama...)

19 - Sanat eserlerinin %90'i kadinlardan esinlenmistir. (Sanat eserlerinin %90'i erkekler tarafindan gerceklestirilmistir.)

20 - Ciglik atabiliyoruz... Sevinince, uzulunce, korkunca... (Nara atabiliyoruz... Her zaman...)

21 - Askere gitmiyoruz.. (Hamile kalmiyoruz...)

22 - Kol saatimizin ayni zamanda hesap makinesi, takometre, barometre, termometre ve radyo olmasi gerekmiyor. (Cantamizda ruj, allik, pudra, yedek corap, ped, islak mendil, vs. tasimamiz gerekmiyor..)

23 - Dogumgunu, evlilik yildonumu gibi ozel gunleri parmagimiza kirmizi iplik baglamadan da hatyrlayabiliyoruz... (Utuyu fiste, yemegi ocakta, arabanin anahtarini kontakta unutmuyoruz. Bunlar daha faydali...)


24 - Bulasik makinesini calistirmak icin muhendislik egitimi almamiz gerekmiyor. (Diger elektronik cihazlari kullanabilmeniz icin gerekiyor ama...)
ѕнσω мυѕт gσ ση ツ

Benzer Konular

7 Ocak 2018 / ahmetseydi Forum Oyunları
29 Kasım 2016 / Kral_Aslan X-Sözlük