Arama

Ermeni Mitolojisi

Güncelleme: 7 Ocak 2011 Gösterim: 8.042 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Haziran 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ermeniler de, Iranlilar gibi ilk zamanlarda günese, aya, atese, suya, topraga, rüzgara taparlardi. Üstleri daimi karla örtülü Masis (Ararat), Nemrud, Süphan (Sipan), Arakaz gibi alev saçan daglara, yildizlara, gezegenlere, burçlara, yalçin kayalara, büyük sulara, güvercin, sahin, kartal, bogaya, Sos (gümüslü kavak) gibi agaçlara hayali tanrilara, iyi ve kötü ruhlara taparlardi.
Sponsorlu Bağlantılar

Horenli Movses, Samram'm, yaninda öldürülmüs oldugu söylenilen Kaya'nin, kutsallasmis ve Ermeniler tarafindan tapilmis oldugunu yazmaktadir. Dr. Dagavaryan, dünyanin bir boganin boynuzlari üzerinde bulundugu ve depremin bundan ileri geldigi hakkinda efsanenin Ermeniler, Iranlilar, Türkler arasinda ayni oldugunu söylüyor.

Ermeniler ibadetlerini açikta yaparlardi. Ilk zamanlarda belirli tapinaklari yoktu. Günese, dag tepelerinde, aya, genellikle Sebuh dagi üstünde, tapinilirdi. Ermenilerin kiliselerinin hala doguya dönük bulunmasi, ayinlerde o yana dönerek yakarmalari, günese ait ilahiler okunmasi, günese Arekak yani, Ar-ek-akn (Allah'in bir gözü) denilmesi bu zamandan kalmadir.
Avesta'da (Mah) olarak anilan Ay, Ermenilere Hilal (Mahik) seklinde geçmistir. Kamer, tabiatin anasi; agaçlarin, bitkilerin besleyicisi idi.

Ermenilerin Samramakert (Samram sehri) denilen ve asli Sah - Mihra - Kert (Sah günes sehri) yani Van günese, Vostan (Vastan kasabasi) aya, Artamet kasabasi Diana'ya adanmis ve ayrilmisti. Günese at, öküz, keçi, disi koyun kurban edilirdi.

Ermeni mitolojisine girmis olan tanrilarin büyük bir kisminin Hindistan'dan, Iran'dan geline oldugu görülür. Sonralari Romalilarin, Yunanlilarin, Asurilerifi mitolojisinden de birçoklari, Ermenilere geçmistir. Ermeni mitolojisindeki tanrilar sunlardir:
Iranlilarin Ahuramazda'si, Ermenilere bütün diger tanrilarin babasi, gögün, yeri yaraticisi, mutluluk, verim, bereket tanrisi Ara-mazt olarak geçmistir. Eski Ani , (simdiki Kemah)'de tapinagi vardi. Aramazt'in simgesi ates idi.

Anahit, Aramazt'in kizi, en büyük tanriça, Altin ana, kutlu, temiz, saf, bakire idi. Iranlilarin (Nahit)'i Ermenilere bu sekilde geçmistir. Kendisine Homa, kutsal içki sunulur, beyaz at, boga, teke kurban edilirdi. Ermeniler bunun gününü, hiristiyanliktan evvel sene sonu olan Agustos'ta kutlarlardi. Hiristiyanliktan sonra da Ermeni kilisesi, bu bayrami, (Tecelli-i-Isa) yortusu olarak devam ettirmislerdir. Bu yortunun ismi Ermenilerde hala (Gül. Bayrami Vartevar)'dir. Anahid'in bayrami, güllerin çogaldigi zamanda olur ve Anahit'in heykeli güllerle örtülürdü.

Vahakn: Güzellik ilahesi Astgik (Venüs/ün kocasi, Yunanlilari yenen, Yigitlik Tanrisidir. Ermeni mitolojisine göre bu tanri, halk söylentilerine göre, günesi yutmak isteyen Dragonlari yenen, Yigitlik Tanrisidir. Ermeni mitolojisine göre bu tanri, Asur kirali Arsam'dan bir kis günü saman çalmis ve kaçarken saman parçalan gökyüzüne dökülerek Saman yolunu meydana getirmistir. Her ayin yirmi yedinci günü, bu Tanri'nin korumasinda idi. Ermenilerce Vahakn, (Kuvvet, kudret Tanrisi), tarihte ejderlerle dögüsen Dikran'in ogludur. Vahakn, Hind'de ve Iran'da ates tanrisi olan Agni'den baska bir sey degildir. Esasen Vah = getiren, Akni = ates'dir. Su halde Vahakn da ates getiren demektir.

Horenli Movses, Vahakn için, aktardigi destanda: «Gök, yer, dogum sancisi çekiyordu. Kizil gölgeli deniz de, çalisiyordu. Sularin içinden al renkte bir kamis dogdu. Bu kamistan duman çikiyor, alevler fiskiriyordu. Bu alevden genç bir çocuk atiliyordu. Bunun saçlari atesten idi. Alevden de sakali vardi. Ufacik gözleri birer günes gibiydi,» diyor.

Hindlilerin Veda'sinda ise: «Agni, sen ki gökten, yerden, dalgalardan dogdun. Ateslerini yak, seni doguran, yer, gök, deniz... Agni, alev saçan atesini bagislar. Altin renkli sakalli Agni, kendisine konulan kuru yemekleri yer,» deniliyor. Vanatur, birçok tanrilarin üstünde, mevsimler, zaman Tanrisi, yeni yil Tanrisi idi. Bu Tanri da, Zeus karsiligidir.

Astgik ya da Astig: (Küçük yildiz) Güzellik Tanriçasi, Fenike ve Sidonlularin, Astarte'sinden, ya da Asurilerin Temmuz'un karisi olan Isitar'indan alinmistir.

Mithra: Iranlilarin nur veren Tanrisi, Ermeni din inancina girmistir ve Mihr seklindedir. Bütün Ermenistan'da Mihr'e tapilir ve alti ayda bir bayrami yapilirdi. Bu bayramda Ermeniler, birbirlerine çiçek, yemis armagan ederler, ates yakarak etrafinda oynarlar, üstünden atlarlardi. Mus, özellikle Van, Yüksek Ermenistan bölgesinde tapmaklari vardi. Ates olan Mihr'in yilda bir kez 14 Subat'ta büyük bir ates yakilarak günü kutlanir ve atesin etrafinda yeni gelinler ile güveyler el ele tutarak oynarlardi. Simdi de birçok yerlerde ayni tören yapilmaktadir. Avesta'ya göre Mihr (Ates), Anahit (Su ve Kadin) olarak nitelendirilmistir.

Tir, Tiur, Dir, Dur: Hatiflerin Tanrisi, akil ve zeka Tanrisi idi. Bu da, Iranlilardan gelmedir. Sümerlilerin (Sin) Ay Tanrisi, Er-nienilerde bugün Lusin = Ay sözcügü altinda hala yasamaktadir.

Bunlardan baska Yunanlilar ve Romalilardan da birçok Tanrilar Ermenilere geçmistir. Movses Horen, tarihinde, Ardases'den söz ederken: «Asya'da Artemis, Hercule, Apollon'un altin yaldizli bronz heykellerini bularak bunlari Armavir'e dikmek üzere yurdumuza getirmisti... ilah,» diyor.

Ermeni mitolojisindeki Tanrilar, Roma ve Yunan Tanrilari ile söyle karsilastirilabilir:
Ahuramazda -Zeus, Jüpiter,
Mihr-Hephaistos, Vulkan.
Anahit-Diana, Artemis.
Nane- Athena, Minerva.
Astgik-Aphrodite, Venüs.
Vahakn-Hercule.
Tiur, Dir-Mercure, Kermes. Ermeniler, batidan gelen hiristiyanligi kabulden sonra da uzun yillar Iran'in baskisi altinda kalmislar ve din degistirmeye zorlanmislardi. Bugünkü Ermenilik, yüzyillarca süren zerdüstlük, puta tapicilik izlerinden hala bazilarini tasimaktadir.
Ermeniler, diger hiristiyanlara karşın, hala adak seklinde veya genç yasinda ölmüslerin cani için kurban keserler.

Son düzenleyen asla_asla_deme; 7 Ocak 2011 22:42 Sebep: Sayfa Düzeni
Edd-iTöR - avatarı
Edd-iTöR
Ziyaretçi
6 Ekim 2008       Mesaj #2
Edd-iTöR - avatarı
Ziyaretçi
Ermeni dini ve mitolojisi, Ermenilerin Hristiyanlığı kabulünden önceki ve Hristiyanlığı kabul ettikleri erken dönemlerdeki, Hristiyanlık dışı inanış, gelenek ve mitoloji bütününü ifade etmektedir. İlk dönemlerde kendine özgü karakterlerini korumakla birlikte Asyalı diğer kavimlerin ve çeşitli AnadoluPerslerinZerdüştlüğü kendi farklı inanç, gelenek ve mitolojik yapısına adapte ederek benimsemiştir.

Sponsorlu Bağlantılar
uygarlıklarının inanç ve mitolojilerinden etkilenen Ermeni dini ve mitolojisi zamanla özellikle etkisinde kalmış ve özellikle
  • 1 İlk dönemler
  • 2 Sonraları
  • 3 Ayrıca bakınız
  • 4 Kaynakça

İlk dönemler

Ermenilerin ataları Anadolu’ya yaklaşık olarak MÖ ikinci binyılın ortalarında gelmiştir. Hint-Avrupa dil ailesinin, Trako-Frigya dillerini konuşanlarla akraba olan bu toplulukların diğer ilgili topluluklara benzer bir inanç yapısına sahip olduğu tahmin edilmektedir. Zamanla çoğunluğu Asyalı kökenli çevre kavimlerin kültürünün etkisinde kalan Ermeni kültürü, özellikle Hitit kültüründen etkilenmiştir. Örneğin Ermeni dini ve mitolojisinin önemli figürlerinden efsanevi kahraman Tork ile Hitit mitolojisindeki Tarhundas gibi.
Ermenilerin yoğunlukta oldukları Van ve Muş dolaylarında eski Ermeni inanışlarına dair çeşitli ipuçlarına rastlanmıştır. Bulgular Ermenilerin Urartu kültürü etkisini de barındırdığını ortaya koymaktadır. Örneğin, Muş dolaylarında kült merkezi bulunan tanrı Vahagn’ın Urartu mitolojisindeki tanrı Teişeba’nın çoğu özelliğini asimile etmiştir.

Sonraları

Ermeniler ilk önce Medler tarafından yaklaşık olarak MÖ 583 yılında daha sonra ise Persler tarafından fethedilmişlerdir. Her iki kültürden de etkilenen Ermenilerin daha sonraki dönemlerde dini anlamda odakları Zerdüştlük olmuştur. Strabo (Geography 11.13.9, 11.14.6) Ermenilerin ve Medlerin aynı dinî ritüelleri ve gelenekleri takip ettiğini ki bunun Perslerinkiyle aynı olduğu ve aslında Perslerin yaşam tarzının kaynağının da Medler olduğunu yazmaktadır.
Her ne kadar Ermeni dini ve mitolojisi büyük oranda Zerdüştlüğün etkisi altına girse ve dinî terminoloji, motifler ve figürler büyük oranda değişse de Ermeni dini ve mitoloji kendi farklılık ve bağımsızlığını da korumuştur. Öyle ki Hristiyanlığın gelişiyle birlikte eski tapınaklar ve eski dine ait her şey yıkılmaya başlandığında, dönemin Sasani İmparatorluğu’na kaçan bazı Zerdüşt inancı bazlı inanca bağlı Ermeniler İran’daki inancın kendi inançlarına olan farklılığı sebebiyle pek iyi uyum sağlayamamışlar ve zamanla Ermeni halkının ezici bir çoğunluğu Hristiyan olmuştur.
Ermeniler Zerdüştlükteki yaratıcı ve tek tanrı Ahura Mazda’yı “Aramazd” olarak anarak tapınmaktaydılar. Aramazd’ın ana kült merkezi Ani’deki bir tapınakken, Semitik Ba'al Şamin kökenli Barşamin’in de Ani yakınlarındaki bir köyde küçük bir tapınağı bulunmaktaydı. Din tarihçileri genellikle Ermenilerde ikisinin birbirine çağrışım yapmasının bunun sebebi olabileceği yorumunu getirmişlerdir. Nitekim Kapadokya yakınlarında bulunan bir kitabede Bel (Baal) ile Mazda dininin evlenişi tanımlanmıştır.
Aramazd’ın yanı sıra tapınılan daha küçük tanrılar da vardı. Bu tanrı ve tanrıçaların belki de en göze çarpanı Pers mitolojisindeki Anahita’nın Ermeni mitolojisindeki dengi olan Anahit idi. Artaxata gibi çoğu antik Ermeni sitelerinde rastlanan kızıl balçıktan yapılmış heykelciklerde betimlenenin de olduğu düşünülmektedir. Zerdüştlüğün barındırdığı dualistik yön Ermeni inancında da mevcuttu. Ahura Mazda karşısındaki daha güçsüz ama bağımsız olan düşman ve şeytanî ruh, Zerdüştlükteki Angra Mainyu ve daha sonraları Ehrimen Ermenice’de iki farklı şekilde anılırdı: Arhmn ve Haramani.

170px Stgregoryilluminatormagnify clip

Bizanstan kalma Aydınlatıcı Gregor ikonu.


Ermeni tapınakları sık sık kült heykelleri barındırmaktaydı. Bu tip tapınaklara Ermenice bagin yani “tanrının mekânı” denirdi. Tüm Ermeni tapınaklarının, diğer Zerdüştlük odaklı tapınaklar gibi, ateş sunakları bulunurdu. Zerdüştlükte çok önemli bir yere sahip ateş sunağı ve temel aldığı ateş, ışık gibi kavramlar Ermeni dininde de paralellik arz etmekteydi ve kavramlara inanış ile ortaya konan ritüeller temelde aynıydı. Bunların dışında Ermeniler İran Yeni Yılını ve kış ortasındaki ateş şölenini de kutlarlardı.
4. yüzyılda Aydınlatıcı Gregor'un Kral Tiridates'i Hristiyan yapmasıyla birlikte eski Ermeni dinine ve mitolojisine karşı büyük bir yıkıma başlanmıştır. Tapınakları ve eski din ile ilgili diğer motifleri yıkmak amacıyla silahlı bölükler ülkeye yayılmıştır. Eski dinin çoğu yüksek dereceli rahibi yeni inanca geçmektense Sasani kralı himayesine girmeyi yeğlemiştirler. Bununla birlikte bunların sayıları çok küçüktü ve Sasani İmparatorluğu altında da barınamadılar: İran’daki inanç her ne kadar temelde aynı olsa da Ermeni inancıyla büyük oranda farklılık arz etmekteydi. Bununla birlikte Orta Çağ yazarları Arewordik yani “güneşin çocukları” olarak anılan ve hâlâ eski inanca inanan bir Ermeni topluluğundan söz etmişlerdir. Fakat bu mezhep veya topluluk da bugüne kadar ulaşamamıştır; bugün Ermeni topluluğu içerisinde bu tip bir mezhep yer almamaktadır.
Her ne kadar Hristiyanlık büyük bir yayılma gösterse de Ermeni inanç, gelenek ve mitolojisi Ermenilerce inanılan Hristiyanlığı ve ilgili motifleri büyük oranda etkilemiştir. Bugün Ermeni Kilisesi ve folklorundaki çoğu motif ve inanışın izi antik Ermeni dinine kadar sürülebilmektedir. Örneğin çağdaş Ermeni folklorunda yer alan Grogh yani “yazıcı”nın kökeni , kâtiplik sanatının tanrısı ve semavi kayıtların koruyucusu olduğuna inanılan tanrı Tir’e dayanmaktadır.

Kaynak: Vikipedi



Son düzenleyen asla_asla_deme; 26 Aralık 2008 03:46

Benzer Konular

17 Mayıs 2011 / Misafir Sosyoloji
19 Ekim 2012 / çibiusa Taslak Konular
29 Nisan 2010 / Ziyaretçi Soru-Cevap
5 Ocak 2017 / Misafir Cevaplanmış