Arama

Ay-Yıldız / Bayrağım - Sayfa 4

Güncelleme: 29 Haziran 2016 Gösterim: 618.386 Cevap: 65
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
26 Ağustos 2006       Mesaj #31
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
ATATÜRK ve BAYRAK

Sponsorlu Bağlantılar
Orhan Seyfi ORHON

19 Mayıs'ın en güzel sembolü, Samsun'dan, elden ele Ankara'ya koşturulan bayrağımızda görüyorum. Bana öyle geliyor ki, Atatürk'ün o enerji dolu ruhu bir alev gibi kıvrıla kıvrıla yaşıyor. Bunda ona uyan her şey var: Hareket, enerji, ideal, şeref, şan... Şimdi maddî varlığı gözümüzden silinen Atatürk, zaten bu bayraktan başka bir şey değildi. Toplayıcı kudretiyle o bir bayraktı. Nerede ayağa kalksa, etrafını, cazibesine katılanların gitgide genişleyen daireleri sarardı; mihveri onun ayağının bastığı noktada olan daireler... Hareket ve faaliyetiyle de bir bayraktı. Fırtınalarla dövüşmeyi de ümit dolu rüzgarlarla dalgalanmayı da bilirdi. Bilmediği şey sadece hareketsizlikti. Bazen orduların, bazen de en yeni, en ileri fikirlerin başında onu gördük. Ölümünü bile yarıya indirilmiş bayraktan anladık.
Samsun'dan Ankara'ya koşturan gençler, Atatürk'ün ruhunu taşıyor. Elimizde bu bayrak dalgalandıkça, onun yolunda koşmaktan hiç umutsuz olmayacağız. Ondan yeni bir kuvvet ve cesaret almak, istediğimiz zaman gözlerimizi bu bayrağa çevirmek yeter. Başımızın üstünde onun dalgalandığını göreceğiz. Hissedeceğiz ki, o yine bizimle beraberdir. Bize yine ufukları gösteriyor. Engeller, tehlikeler, fırtınalar gözümüzü yıldırmayacak. Çünkü biz bu bayrağın nerelerden geçtiğini ve nasıl hedefine ulaştığını biliyoruz.
19 Mayıs Gençlik bayramı, Türkiye'nin millî hedefe doğru nasıl koştuğunu gösteren bir işarettir. Atatürk'ün bir bayrak biçimine giren ruhu başımızda dalgalana dalgalana bir koşuş. Bu gün hepimizin gönlünde bu bayrak var ve onun bizi nasıl şerefli bir yarına doğru götürdüğü en yakın örnekleriyle hatırımızdadır.

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
27 Ağustos 2006       Mesaj #32
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Gökkubbeyi doldurur alıyla, beyazıyla,
Göğsümüzü kabartır Türk olmanın hazzıyla,
Kara bahtın üstüne ak tâlih niyâzıyla
Bayrak, millî mîsâktır; zaferlerin tülüdür;
Bayrak; bağımsızlığın en büyük sembolüdür…
Rûhumdaki limana demir attı derinden,
Gönlümdeki sevgisi hiç sökülmez yerinden;
Bayrak aşkını dinle bayrak öksüzlerinden
Bayrak, sınır ötesi hayâllerin sesidir;
Bayrak, mefkûremizin ölmez nişânesidir…
Âsûde düşlerimiz siler yürekten pası,
Coşturur sîneleri, bertaraf eder yası,
Semâda bayrağımız bir tebessüm goncası,
Bayrak; duygu selinin kalpteki mihveridir;
Bayrak; gönlüme ışık, gözlerimin feridir…
Biz onun gölgesinde dağıttık hüznümüzü,
Asırlardır yaşadık gurûb etmez gündüzü,
Buz tutmaz âsumânın “Hilâl”e bakan yüzü,
Bayrak, şehit kanına gökten nur yağmasıdır;
Bayrak; “Ay”ın, “Yıldız”ın toprakta doğmasıdır…
Göklerde dalgalanır şühedâ nefesiyle,
Rûhumuz dile gelir Al-bayrağın sesiyle,
Tevhîd’e lîsan olan remz-i mukaddesiyle,
Bayrak; îman aşkıdır, istiklâl fermânıdır;
Bayrak; fetih rûhudur, yiğitlik destânıdır…
Çağlayan nur selidir bayrağımın gül rengi,
Mânâsında saklıdır Ay-Yıldız’ın ahengi,
Yok benzeri dünyada, bulunmaz onun dengi,
Bayrak, şehit kanıyla imzâlanmış senettir;
Bayrak, Türk Milleti’ne mukaddes emânettir…


Sponsorlu Bağlantılar
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
31 Ağustos 2006       Mesaj #33
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
ATATÜRK VE BAYRAK
Enver Behnan Şapolyo
MsXLabs.org


O Öleli otuz iki yıl geçti. Ata'yı anmadan edemiyoruz. Ben Atatürk'ü yirmi yaşımda iken tanımıştım. O da henüz kırk yaşına girmişti. O zamanlar Anakara'da çıkmakta olan Hâkimiyet-i Millîye gazetesinin parlamento muhabirliğini yapıyordum. Meclis müzakerelerim takip eder gazeteme havadis verirdim. Ankara mebusu olan "Mustafa Kemâl Paşa" meclise sık sık gelirdi.

Bir gün meclise girmek üzere idim. Atatürk'ün otomobili meclisin önünde durdu. Otomobili Birinci Cihan Harbinden kalmış havalı bir Benz otomobildi. Şoförü de Mehmet adında birisi idi. Ankara'da tek otomobil bu idi. Ona da Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemâl biniyordu. Mebuslar bağ evlerine Biriğ denilen iki tekerlekli arabalarla yahut da yaylı arabalarla giderlerdi. O günler ne rahattık, ne klakson sesi, ne mazot zehri havayı bozuyordu. Caddeler yayalarla dolu idi.

Mustafa Kemâl Paşa otomobilinden indi. Arkasında yaveri Muzaffer Kılıç geliyordu. O zamanlar Muzaffer pek genç ve yakışıklı idi. Kendisi ile İstanbul dan tanışıyordum. Beni Ankara da görünce sevindi, gözlerinin içi gülerek bana baktı. Sonra Atatürk'e dönerek:

— Paşam arkadaşım Behnan!

dedi. Atatürk şehlalaşan gözlerini bana dikti, baktı, sonra elini uzattı. Ben öpmedim, sıkdım. İşte ilk defa Atatürk'ü ben bu anda tanıdım ve derhal onu sevmiş, gönül bağlamıştım. O sevgim ve saygım hiç sönmeden devam etmektedir. Atatürk'ün başında boz renkte bir kalpak, üzerinde gri bir avcı ceketi, kilot bir pantolon, yün çorab ve üzerine getir çekilmişti. Avucunun içinde bir de iri taneli bir tesşbih vardı. Atatürk getir taktığı ve teşbih kullandığı için ikisi de moda olmuştu. Ben de heveslenerek Saman pazarındaki bir satıcıdan iri taneli bir teşbih almıştım. Bizi o zamanlar sık sık Rus sefarethanesine davet ederlerdi, gazeteci olarak Sadri Etem, Münir Müeyyet, Ahmet Hidayet, Yunus Bilâl, Soysal Suphi, Yusuf Mazhar iştirak ederdik, yer içer dans ederdik. O zamanlar sefarethanede gayet güzel bir sekreter vardı. Kendisi Kazanlı bir Türk kızı idi. Güzel olduğu kadar sevimli idi. Onunla dansa kalkmıştım. Benim yeşil teşbihim hoşuna gitmiş olacak ki elimden aldı, o pembe dolgun koluna sardı, dans ettik, fakat teşbihi bana iade etmedi, onun oldu, yadigârı olsun dedim geçtim. İşte benim teşbih hikâyem budur. Atatürk de o gün ziyafette idi. Onun teşbihi sarı kehribardı.

O gün Atatürk meclise girdi. Yaver Muzaffer benimle matbuat locasına çıktı. Muzaffer Bakırköylüdür, bunlar üç kardeştir. Salih Kılıç, Münir Kılıç, Kılıç Ali de akrabalarıdır. Münir Kılıç Sultan Reşad'ın Esvabcıbaşısı idi. Muzaffer Harbiye’den topçu Mülâzım evveli çıkınca Münir bey bir Şehzade ile onu, Filistin cephesine, Atatürk'ün tümenine göndertmişti. Atatürk Ankara'ya geldiği zaman Mehmet Vahdeddin padişah olmuştu. Fakat Münir bey sarayda kalmıştı. Saraya ait hadiseleri Ankara'ya bu zat bildirmekte idi.

Muzaffer Kılıç dolayısıyla Çankaya'ya giderdim, bu vesile ile Atatürk'ü yakından tamdım ve Annesi Zübeyde hanımla da tanışmak mutluluğuna kavuştum. Arkadaşım foto muhabiri Esat da köşkte idi. Esat, Atatürk'e ait pek çok fotoğraflar çekmiştir.

Muzaffer Kılıç'ın kardeşi Salih Kılıç, Osmanlı Harbiye Nazırlığı ve Erkânı Harbiye reisliğini yapmış olan Fevzi Paşa (Çakmak)ı Beykoz'dan Ankara’ya kaçırmıştı.

Ben Muzaffer Kılıç vasıtasıyla Atatürk'e ait notlar almıştım. Bir gün Muzaffer Kılıç'a Büyük Mîllet Meclisinin damı üzerinde dalgalanan hür bayrağımızın bana verdiği heyecanı anlatmıştım. Sonra ona dedim ki:

— Atatürk bayrağımızı değiştirmeyi düşünüyor mu? sen bir şey duydun mu?

Muzaffer gülümseyerek:

— Gök bayrağı kabul etmeği düşünüyor!

— Gök bayrak mı?

— Evet! Atalarımızın kullandığı gök renkli bayrağı yeni devletin bayrağı olmasını düşünüyor, fakat daha bir şey yok! dedi.

Gök bayrak, Orta Asya da altıncı yüz yılda devlet kurmuş olan "Gök Türk" devletinin bayrağı idi. Bugünkü Kırmızı içinde Ay ve Yıldızı olan Türk bayrağını önce III. Selim, sonra bugünkü seklini resmî bayrak olarak Sultan II. Mahmut kabul etmişti. Atatürk yeni kuracağı devlete yeni bir bayrak kabul etmeği düşünmüş olacaktır.

1921 de Ankara'da Vahid bey adında bir ressam vardı. Bu zattan işittiğime göre Türk bayrağındaki yıldızın bir ucu aşağıya doğrudur. Bu inhitat işareti olarak görünmektedir. Bu uç yukarıya doğru yapılırsa, îtilâ, yükselme işareti olarak kabul edilecektir demişti. Böyle de yapıldı. Ressam Vahid bey ilk cumhuriyet pullarının da resimlerini yapmıştı.

Atatürk'ün Türk bayrağı olarak, gök bayrağı kabul edeceğini, üçüncü Cumhurbaşkanı Celâl Bayar'a sormuştum. Dedi ki:

— Atatürk, Cumhuriyetin resmî bayrağını gök bayrak olarak kabul etmeği düşünmüştü, fakat bu hususta biç bir neşriyat yapılmadığından, bu bayrağı kabul etmediler dedi. Bu husus kendisinden sorulabilir.

Atatürk mavi rengi, yani Turkuvaz rengini severdi. Çünkü bu renk eski Türk bayrağının rengi idi. Bu renk Selçuk çinilerinde ve Mevlâna türbesinde (Kubbe-i Hadra) da görülmektedir. Sünnet çocuklarının entarisi mavidir. Köylü gençleri bayramlarda mavi gömlek giymektedirler. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul’u fethi sıralarında giydiği çizme mavi, yani gök renginde idi.

Atatürk, bir de Türk arması müsabakası yaptırmıştı. Kabul edilen bir Bozkurt’tu. Bu resim Millî Eğitim Bakanlığının yayınlamış olduğu Hayat mecmuasında yayınlanmıştır. İşte Atatürk, Atalarına bu şekilde bağlı bir milliyetçi idi. O Batı medeniyetine hayran, fakat onun kültürüne hiç bir zaman hayran olmamıştır.

Atatürk harsta milliyetçi, medeniyette batılı idi. Demek oluyor ki, gök bayrak onun mefkuresinde yaşıyordu. Gök renkli bayrağı kabul etmeyi düşündü, fakat çok güzel olan Albayrağımızdan da vaz geçemedi. Atatürk her yönü ile orijinal adamdır. Onu teferruatıyla incelemek gerekir. O zaman Atatürk meydana çıkar.

Otuz ikinci ölüm yıl dönümü dolayısıyla bu hatırayı da belirtmek arzusuyla bu yazıyı yazdım.

Şimdi O'nun kabrini kaplayan semada gök bayrağı hayal ediyorum!. Koca Türk, kabrinde rahat yat! Eserini yaşatanların sayısı çoktur!..

Son düzenleyen _Yağmur_; 18 Kasım 2013 14:50 Sebep: sayfa düzeni
AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
15 Kasım 2006       Mesaj #34
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
Bilinen efsaneye göre, 1. Kosova Savaşı sonrasında Türk askerlerin kanının bir çukurda toplanması sonucunda, Ay ve Yıldız'ın yan yana gelmesi ile oluştuğu söylenmektedir. Yapılan tüm varsayımlar arasında, 1. Kosova Savaşı'nın sebep olması en büyük imkanlardan biridir, lakin bu savaş tarihinin akşamında gökyüzünde Jüpiter ve Ay yan yana nadir anlarından birini yaşamıştır. Bu savaş sonunda ele geçirilen bir Sırp askeri, dönemin padişahı Murat Hüdavendigar'a Sırp savaş planlarını vereceği taahhütü ile yaklaşmış; hançeri ile Osmanlı İmparatorluğu galibiyeti ile sonuçlanan savaş sonrasında şehit edilmiştir. Yerine büyük oğlu Yıldırım Beyazıt geçmiştir.

1. Kosova Savaşı sırasındaki, Kosova'da gökyüzündeki görüntüye ulaşmak için örnek resimlerde Stellarium isimli ücretsiz planetarium programı kullanılmıştır. Planetarium programımızı 1. Kosova Savaşı tarihine (28 Temmuz 1389), ve Kosova koordinatlarına (Lat: 43.41 , Long: 25.65) alırsak ; gökyüzündeki Ay ve Yıldız'ın aslında Ay ve Jüpiter olduğu ortaya çıkar.

1. Kosova Savaşı sırasında Kosova'dan gökyüzü görünümü - Gece saatleri
14. yüzyılda, Astronomi konusunda dünyaca ilerleyememiş olmamız; halen dünyanın yuvarlak olamaması gibi vahim sorunlar yüzünden, kan çukurunda gözüken yıldıza benzeyen parıltı da doğal olarak yıldıza benzetilmiştir. Jüpiter her ne kadar eski zamanlardan beri bilinmesine rağmen, ilk olarak 1610 yılında Galilei tarafından Jüpiter'e ait 4 Ay keşfedilmiştir. Jüpiter'in gözükebilen 4 ay'ının da etrafında kısmen parlaması (basit bir teleskopla gözükebilir, ancak çıplak gözle en iyi ihtimal Jüpiter'e yakın bir parıltı gözükür); büyük bir ihtimal Jupiter'i köşeli bir yıldıza benzetilmesini sağlamıştır. Lakin, Güneş'in herhangi bir gezegen üzerindeki yansımasının Dünya'daki insanlar tarafından parlak bir yıldıza benzetilerek de izlenebilir. Uranüs gezegeni de, bu süre içerisinde Jüpiter'e olan yakınlığı (her ne kadar çıplak gözle gözükmesi çok zor olsa da, küçük bir parıltı olarak gözükebilir); Jupiter etrafında farkedilebilir 5 köşe gözükmesine sebebiyet verir.

1. Kosova Savaşı sırasında Kosova'dan gökyüzü görünümü - Geceyarısı saatleri
Eğer ki bu yansımayı, olası bir kan çukuru üzerinde düşünürsek de; bize Türk Bayrağı'nın şu anki hali gözükür. Bunun için gece yarısı saatlerindeki gökyüzü görüntüsünü, dikey ve yatay olarak tersine çevirirsek (Ayı arkanıza alarak kan çukuru üzerindeki yansımayı izlemek isterseniz) karşımıza aşağıdaki resimdeki gibi bir görüntü çıkar, ve Türk Bayrağı ile arasında müthiş bir benzerlik vardır

28 Temmuz 1398 Akşamüstü-KOSOVA

28 Temmuz 1398 Gece - KOSOVA

28 Temmuz 1398 Geceyarısı - KOSOVA

KAN ÇUKURUNA YANSIMASI!!!
recruit87 - avatarı
recruit87
Ziyaretçi
26 Kasım 2006       Mesaj #35
recruit87 - avatarı
Ziyaretçi
tr flag 1 md
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Aralık 2006       Mesaj #36
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
gelphplv7
AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
14 Aralık 2006       Mesaj #37
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
Ay YıLdızLı Bayrağım...

[flash=http://www.youtube.com/v/TyhPwcVEPFc]width=400 height=315[/flash]
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Ocak 2007       Mesaj #38
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
av 20753
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
11 Ocak 2007       Mesaj #39
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
ayyildiz
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Ocak 2007       Mesaj #40
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
wwwyeniresimcom   Trk Bayra Resimleri

Benzer Konular

4 Nisan 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
25 Kasım 2010 / Misafir Soru-Cevap
10 Ocak 2009 / TiglonBoYs Spor tr