"Bildiriyoruz ki, dünyanın görkemi yeni bir güzellikle artmıştır. Bu hızın güzelliğidir." Ona göre, yılanlar gibi patlayan soluklar çıkaran büyük bacalarla donanmış bir yarış arabası, top mermisinin fırlaması gibi gürleyen otomobil, Samotras Zafer Anıtından daha güzeldi. Fütürizm, salt sanat alanında değil, toplumun ideolojik olarak dönüştürülme evresinde siyasal amaçlar da taşımıştır. Bu nedenle pek çok Fütürist "tumturaklı aşırı devrimcilikten, nihilizmin en uç noktasına ilerlemiştir."
"Savaşımdan başka hiçbir güzellik yoktur. Bir eser saldırgan niteliğe sahip değilse şaheser olamaz. Şiir bilinmeyen güçler için şiddetli bir atak olarak düşünülmelidir..."
"Biz savaşı yüceltiyoruz. Dünyanın arınması için... Onlar için sanat gerçekte şiddet, zulüm ve adaletsizlikten başka bir şey değildir."
"Diğer ülkelerin gözünde İtalya ölü bir ülkedir. Küller altındaki Pompei'dir. Ama İtalya bugün yeniden doğmuştur ve onun kültürel canlanması politik iyileşmesini izleyecektir."
"Eğer resimlerimiz Fütüristse tamamıyla etik, estetik, politik ve sosyal olarak Fütürist inançlarımız sonucundandır."
"Biz müzeleri, kitaplıkları, akademileri yıkmak istiyoruz. Ve biz moralizm, feminizm, her tür oportünist ve çıkarcı alçaklıkla savaşmak istiyoruz. Biz modern kentlerde devrimin çok sesli ve çok renkli akımlarıyla kargaşalar, eğlenceler ve çalışmalarla coşarak kalabalıklarla şarkılar söyleyeceğiz. Biz geceye ait, korlaşmış titreyişlerle tersane ve cephanelerin, şiddetli elektrik ışığıyla tutuşmuş dumanlı yılanlarım yutan doymak bilmez istasyonların, çelik borularla koşum edilmiş dev bir at gibi raylarını eşeleyen geniş göğüslü lokomotiflerin ve süzülen uçakların rüzgarda dalgalanan bayraklar ya da coşkulu kalabalığın uyumlu el çırpmalarım andıran pervanelerin sarkışım söyleyeceğiz. Biz dünyaya İtalya'dan fırladık. Kundakçı ve ezici şiddet bildirisiyle bugün Fürürizmi yarattık. Çünkü biz bu ülkeyi profesörlerin, arkeologların, rehberlerin, antikacıların, lafebelerinin çürümüş kanserinden kurtarmak istiyoruz. Bir sürü mezarlık gibi İtalya'yı kaplamış olan sayısız müzeden onu kurtarmak istiyoruz."
"Eskimiş estetik yasaların gardiyanlarına, geçerli dinsel kültün bu papazlarına sorun, Giovanni Segantini'nin işlerini bugün nerede görebiliriz? Sorun onlara, Gaetano Previari'nin varlığından resmi komisyonlar neden hiçbir zaman haberdar olmadılar? Onlara sorun, Medardo Rosso'nun heykelleri nerede görülebilir?"
"Uzmanlara ne demeli? Hepsini yok edin, yırtıp atın. Yeter artık portre ressamları, tarz ressamları, göl ressamları, dağ ressamları... Geçmişin kültürü, eskiyle bağlılık ve akademik biçimcilik alaşağı. Bizim için bütün taklit çabaları tümüyle geçersizdir."
"Her şey hareket ediyor. Her şey koşuyor. Her şey hızla dönüyor. Önümüzdeki hiçbir şey asla durmuyor, aralıksız bir görünüp bir kayboluyor. Retinada görüntülerin sürekliliği yoluyla hareket halindeki nesneler çoğalıyorlar ve biçimleri bozuluyor. İçinden geçtikleri boşlukta titreyişler halinde birbirlerini izliyorlar, böylece dörtnala koşan bir atın dört ayağı yerine hareketleri üçgen biçiminde yirmi ayağı olduğunu izliyoruz. Sokakta konuştuğumuz birinin yanaklarında aralıktan geçen bir at görünüyor. Bedenimiz odaya girdiğinde oda da bize karışıyor, tıpkı bir otobüsün evlerin arasından geçerken evlere karışması gibi. Nesneler kendilerini boşluğun içine attıklarında boşlukla birleşiyorlar."