Arama

Güneşin Dünya için önemi nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 26 Eylül 2018 Gösterim: 56.659 Cevap: 4
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Ekim 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Güneşin Dünya için önemi nedir?
EN İYİ CEVABI -Eylül- verdi
Güneşin canlılar ve dünyamız için önemi çok büyüktür. Öncelikle güneşin, dünyamızın tek enerji kaynağı olduğunu bilmemiz gerekmektedir.

Sponsorlu Bağlantılar
Dünyamızın ısı ve ışık kaynağı olarak önem taşıyan güneş, dünya üzerindeki tüm canlıların yaşamlarının da en önemli kaynağıdır.. Çünkü güneşin yokluğunda, dünyanın ısısı felaketlere varabilecek boyutlarda azalabilme tehlikesi doğacak ve ışıksız bir ortam meydana gelecektir.. Bu durum da dünya üzerindeki tüm yaşamın biteceği anlamını taşımaktadır..

GÜNEŞİN YARARLARI NELERDİR ?
Dünyadaki tüm varlıklar için güneş bir hayat kaynağı. Güneşin insanlar üzerinde yarattığı en temel faydalar arasında, birçok hastalığın tedavisinde kullanılan antibakteriyel etkisi yer alıyor. Aynı zamanda vücudun D vitamini sentezlemesini gerçekleştirdiği için özellikle çocukların kemik gelişiminde temel bir rol üstleniyor. Sağladığı bronzluk etkisi ile estetik bir öneme sahip olan güneş, akne ve sivilce tedavisinde de çok işe yarayabiliyor. Ancak, tüm bu faydaları içeren temel hayat kaynağımız güneş, ozon tabakasının incelmesiyle birlikte artık insanlar için bir tehlike unsuru haline gelmeye başladı. Ozon tabakasının incelmesiyle birlikte, yer yüzüne ulaşan ultraviyole radyasyonu miktarında büyük bir artış oldu. Eskiden, yeryüzüne sadece A ve B ultraviyole radyasyonu ulaşırken artık C ultraviyole radyasyonu da ulaşmaya başladı. A ultraviyole radyasyonu cildin erken yaşlanması ve kırışmasına neden olurken, B ve C ultraviyole radyasyonları ise deri kanserleri riskini artırıyor. Bu yüzden de sadece deniz ya da havuz kenarında güneşlenirken değil, günün her saatinde güneşten korunmamız büyük bir önem taşıyor.

GÜNEŞİN ZARARLARI NELERDİR ?
Normal şartlarda metabolizma denilen, vucuttaki kimyasal olaylar sonucu gelişen enerji ile vucut ısısı oluşur. Metabolizma ise vucudun beden hareketleri ile orantılı olarak artar. Vucut, solunum ve terleme gibi faaliyetlerle bu ısıyı 36 santigrad derece dolaylarında tutmaya çalışır. Sıcak havada artan terleme ile vucut ısısı normale düşürülmeye çalışılır. Havaların çok ısındığı dönemlerde artan terlemeye rağmen vucudun ısı kaybı yeterli olamamaktadır. Hava sıcaklığı yanında rutubetin artması, terin buharlaşmasını engellediğinden ısı kaybını daha da azaltır. Yani sıcaklığın artması ile birlikte havanın nem oranının artması vucutta ısı birikimine, bu da ısı artışına bağlı hastalıkların gelişmesine neden olur. Bu arada terle su ve tuz gibi bazı maddelerin kaybı ve bunların yerine koyulamaması hastalık tablosunu ağırlaştırır.

Cilt yanıkları, cilt kanserleri, katarakt, sıcak bunalımı (sıcak yorgunluğu, sıcak bitkinliği) ve sıcak çarpması güneşin ultraviyole ışınları, sıcak ve artmış nem oranı nedeniyle gelişen en önemli hastalıklardır.

Güneşe ve ultraviyole ışınlarına bağlı cilt yanıkları sık olarak görülmektedir. Beyaz tenli ve cildi ince kişilerde, esmer ve kalın ciltli kişilere göre güneşin zararları daha fazla olur. Ciddi yanıklar için mutlaka bir sağlık yardımı alınmalıdır. Bunun dışında ultraviyole ışınlarına bağlı olararak cilt kanseri, ve katarakt gibi ciddi hastalıklar da gelişebilir.

Sıcak bunalımı (yorgunluğu, bitkinliği) sıcak ve nem oranı yüksek ortamda uzun süre kalan veya egzersiz yapan kişilerde görülür. Belirtileri halsizlik, bitkinlik, baş dönmesi, bulantı, bazen kusma, cildin nemli, soğuk ve soluk olması, alın ve yüzde terleme, solunum sayısı.
Son düzenleyen Safi; 26 Eylül 2018 13:13
-Eylül- - avatarı
-Eylül-
Ziyaretçi
15 Ekim 2009       Mesaj #2
-Eylül- - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Güneşin canlılar ve dünyamız için önemi çok büyüktür. Öncelikle güneşin, dünyamızın tek enerji kaynağı olduğunu bilmemiz gerekmektedir.

Sponsorlu Bağlantılar
Dünyamızın ısı ve ışık kaynağı olarak önem taşıyan güneş, dünya üzerindeki tüm canlıların yaşamlarının da en önemli kaynağıdır.. Çünkü güneşin yokluğunda, dünyanın ısısı felaketlere varabilecek boyutlarda azalabilme tehlikesi doğacak ve ışıksız bir ortam meydana gelecektir.. Bu durum da dünya üzerindeki tüm yaşamın biteceği anlamını taşımaktadır..

GÜNEŞİN YARARLARI NELERDİR ?
Dünyadaki tüm varlıklar için güneş bir hayat kaynağı. Güneşin insanlar üzerinde yarattığı en temel faydalar arasında, birçok hastalığın tedavisinde kullanılan antibakteriyel etkisi yer alıyor. Aynı zamanda vücudun D vitamini sentezlemesini gerçekleştirdiği için özellikle çocukların kemik gelişiminde temel bir rol üstleniyor. Sağladığı bronzluk etkisi ile estetik bir öneme sahip olan güneş, akne ve sivilce tedavisinde de çok işe yarayabiliyor. Ancak, tüm bu faydaları içeren temel hayat kaynağımız güneş, ozon tabakasının incelmesiyle birlikte artık insanlar için bir tehlike unsuru haline gelmeye başladı. Ozon tabakasının incelmesiyle birlikte, yer yüzüne ulaşan ultraviyole radyasyonu miktarında büyük bir artış oldu. Eskiden, yeryüzüne sadece A ve B ultraviyole radyasyonu ulaşırken artık C ultraviyole radyasyonu da ulaşmaya başladı. A ultraviyole radyasyonu cildin erken yaşlanması ve kırışmasına neden olurken, B ve C ultraviyole radyasyonları ise deri kanserleri riskini artırıyor. Bu yüzden de sadece deniz ya da havuz kenarında güneşlenirken değil, günün her saatinde güneşten korunmamız büyük bir önem taşıyor.

GÜNEŞİN ZARARLARI NELERDİR ?
Normal şartlarda metabolizma denilen, vucuttaki kimyasal olaylar sonucu gelişen enerji ile vucut ısısı oluşur. Metabolizma ise vucudun beden hareketleri ile orantılı olarak artar. Vucut, solunum ve terleme gibi faaliyetlerle bu ısıyı 36 santigrad derece dolaylarında tutmaya çalışır. Sıcak havada artan terleme ile vucut ısısı normale düşürülmeye çalışılır. Havaların çok ısındığı dönemlerde artan terlemeye rağmen vucudun ısı kaybı yeterli olamamaktadır. Hava sıcaklığı yanında rutubetin artması, terin buharlaşmasını engellediğinden ısı kaybını daha da azaltır. Yani sıcaklığın artması ile birlikte havanın nem oranının artması vucutta ısı birikimine, bu da ısı artışına bağlı hastalıkların gelişmesine neden olur. Bu arada terle su ve tuz gibi bazı maddelerin kaybı ve bunların yerine koyulamaması hastalık tablosunu ağırlaştırır.

Cilt yanıkları, cilt kanserleri, katarakt, sıcak bunalımı (sıcak yorgunluğu, sıcak bitkinliği) ve sıcak çarpması güneşin ultraviyole ışınları, sıcak ve artmış nem oranı nedeniyle gelişen en önemli hastalıklardır.

Güneşe ve ultraviyole ışınlarına bağlı cilt yanıkları sık olarak görülmektedir. Beyaz tenli ve cildi ince kişilerde, esmer ve kalın ciltli kişilere göre güneşin zararları daha fazla olur. Ciddi yanıklar için mutlaka bir sağlık yardımı alınmalıdır. Bunun dışında ultraviyole ışınlarına bağlı olararak cilt kanseri, ve katarakt gibi ciddi hastalıklar da gelişebilir.

Sıcak bunalımı (yorgunluğu, bitkinliği) sıcak ve nem oranı yüksek ortamda uzun süre kalan veya egzersiz yapan kişilerde görülür. Belirtileri halsizlik, bitkinlik, baş dönmesi, bulantı, bazen kusma, cildin nemli, soğuk ve soluk olması, alın ve yüzde terleme, solunum sayısı.
Son düzenleyen Safi; 26 Eylül 2018 23:40
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Ekim 2012       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GÜNEŞİN YARARLARI NELERDİR (MADDE MADDE)
İŞTAHI AYARLIYOR
Güneş ışınları mükemmel bir diyet ilacı yerine geçebilir. Psikolojik açlığı kontrol eden güneş ışınları, sizin açlık duymanızı önler. Kış aylarında güneşsizlik yüzünden serotonin üretimi azalır ve kişiler daha fazla yemek yemeye başlarlar. Güneşsizlik, kış aylarında kilo alınmasında önemli rol oynar. Günde yarım saat güneşlenmek, iştahınızı kontrol altında tutmak için yeterlidir.
KEMİKLERİ GÜÇLENDİRİYOR
Vücudun D vitamini gereksinmesi büyük ölçüde güneş tarafından sağlanıyor. Kemiklerin ve özellikle dişlerin güçlenmesi için D vitamini gerekli. Tıp uzmanları, güneş ışınlarının vücutta D vitamini üretilmesini sağladığına işaret ediyorylar. D vitamini, vücudun kendisi için gerekli olan kalsiyumu özümlemesinde çok önemli rol oynuyor. Uzmanlar günde 10-15 dakika güneş altında kalmanın kemikler için yararlı olduğunu söylüyorlar.
Deriye ne kadarı yararlı?
Uzun süre güneş altında kalmak deri kanseri riskini artırıyor. Bu bir gerçek. Ama belli dozlarda güneş banyosu, derinin birçok sorununu gideriyor. Egzama, akne ve hatta kepeklenmeye karşı güneş ışınları öneriliyor. Ancak deriye yararı olacak diye saatlerce güneş altında yatıp, deriyi kızartmak doğru değil. Güneş banyosunun süresi, asla yarım saati geçmemeli. Genellikle 10-15 dakikalık güneş banyoları, vücudun pek çok sorununa karşı tedavi edici nitelik taşıyor.
Güneşten yararlanmak için sabah ve akşam saatlerini seçmelisiniz. Öğle güneşi altında güneş banyosu yapmak sakıncalıdır. Sabahları ve ikindi vakti, güneş ışınlarından en iyi şekilde yararlanabilirsiniz.
Güneş batınca dertler azıyor
Akşam güneşi batınca, insan fizyolojisi baştan aşağı değişiyor. Fizik tedavi uzmanları güneşin batmasıyla birlikte vücut sistemlerinin yüzde ellisinin dinlenme konumuna geçtiğini açıkladı. Gün ışığının yaydığı enerji ile hareketlenen insan vücudunun, kalp, mide, beyin ya da sinir sistemi fonksiyonlarıyla, normal temposuna kavuştuğunu belirten uzmanlar, vücut sisteminin yüzde ellisinin, elektronik cihazlarda bulunan stand-by denilen sistemde olduğu gibi, tüm organların da “Stand-by” şeklinde yarı yarıya çalışarak ağrıları daha fazla hisseder duruma getirdiğini belirtiyor. Bu sebeple kronik hale gelen bel, baş, romatizma rahatsızlığının arttığı vurgulanıyor. Bu nedenle gündüz enerjisinin ekonomik harcanması gerektiği tavsiyesinde bulunuluyor.
Sanat dünyasında “Batan Güneş’in Kralı” olarak bilinen şarkıcı Ferdi Tayfur’a uzmanların bu tespitini sorduğumuzda, “Bu tamamen doğru, Yıllar önce yaptığım ‘Akşam Güneşi, Batan Güneş’ gibi şarkılarda insanların ruh halini anlatmaya çalıştım. İnsanlar akşam güneşi sonrasında, gün ışıyana kadar en zayıf ve nazik anlarını yaşıyorlar” diye konuştu.
Kendinizi yakmayın GÜNEŞLENİN
Yaz deyince akla hemen deniz ve güneş geliyor. Ancak unutmayın ki, çok uzun süre güneşte kalmak, ileride geri dönüşü olmayan üzücü sonuçlara sebep olabilir. Çünkü derimiz, vücudu koruyan bir kalkan değil, yaşayan bir organizmadır.
Uzmanlar, derideki kanser ve benzeri rahatsızlıkların yüzde 70’inin güneşin zararlı ışınlarına maruz kalmaktan kaynaklandığını belirtiyorlar.
Ozon tabakasının incelmesiyle yeryüzüne ulaşan ultraviyole ışınların yoğunlaşması, güneşin zararlı etkilerini daha da artırıyor. Işınların deride oluşturduğu etkilerin akut ve kronik olarak ortaya çıktığını belirten uzmanlar bu ışınlarla oluşan en önemli akut etkinin güneş yanıkları, kronik etkinin ise deri yaşlanması ve deri kanserinin gelişmesi olduğunu belirtiyorlar.
Şiddetli ışınlara maruz kalan kişilerdeki akut güneş yanıklarının deride genişlemesi ile kızarıklık, ödem, daha şiddetli durumlarda su dolu kabartılar görülür.
Bu sırada yanma, kaşıntı, sıcaklık artışı gibi belirtilerin yanı sıra üşüme, titreme, halsizlik, baş ağrısı, tansiyon düşüklüğü gibi sistemik belirtiler ortaya çıkabilir.
Çocukluktan itibaren maruz kalınan ultraviyole ışınlarının etkisiyle şiddetli güneş yanıklarının deri kanserine yol açabileceğini söyleyen uzmanlar özellikle açık renk gözlü ve beyaz tenli orta yaş üzeri kişilerin daha dikkatli olması gerektiğini söylüyorlar.
Bu olumsuz etkileri gözönünde bulundurarak, hem vücudumuzu hem de cildimizi güneşten korumalıyız. Uzmanlar tarafından hazırlanan “güneşten zarar görmeden güneşlenebilme saatleri” ile ilgili çizelge bu konuda hepimiz için çok faydalı bir rehber olacaktır.

Saat 11.00’den önce
Bu saatler arasında her zaman gölgede kalması gereken 3 yaşından küçük çocukların dışında herkes güneşten faydalanabilir. İlk günlerden sonra aşırıya kaçmamak şartıyla artan sürelerde güneşte kalabilirsiniz. Güneşteyken bol bol su içmeye özen gösterin.

Saat 11.00-16.00 arası
Güneşin et etkili olduğu bu saatler arasında mutlaka gölgede kalın.

Saat 16.00-18.00 arası
Güneşli bir gün olmasa da koruma tedbirinizi alın. Çünkü ultraviyole ışınların % 80’i bulutlardan geçer.

Bunları biliyor muydunuz?
* Güneş ışınları saat 11:00-15:00 arası her zaman kuvvetlidir. Açık renk ciltliler ve çocuklar bu saatlerde güneş altında durmaktan kaçınmalıdır.
* Deniz, kum ve beyaz binalar cildin aldığı UV ışınlarını artırır. Eğer teknedeyseniz aşırı yanabileceğinizi unutmayın.
* Bulutlu bir havada bile UV ışınlarının etkisini gösterdiğini ve gölgede bile yanabileceğinizi hatırlayın.
* 1-2 günde yanmak yerine yavaş yavaş bronzlaşmaya özen gösterin.
* Güneş gözlüğüne ihtiyaç duyuyorsanız, cildiniz de korumaya ihtiyaç duyuyor demektir.
* Gün içinde güneş ürünlerini vücudunuza birkaç kez uygulayın.
* Dudaklarda melanin oranı düşük olduğundan güneşe çıkarken etkili bir koruyucu ürün veya koyu renk ruj sürün.
* Melanin cilt hücrelerinde bulunan, cildin renk değiştirmesini sağlayan ve güneşin zararlı ışınlarının etkisini alan bir pigmenttir.
* Cilt yaşlandıkça hassaslaşır, daha kolay yanar ve daha yavaş bronzlaşır.
* Bronzlaştırıcı kremler güneşten koruma sağlamazlar.

Güneş çarpmasına dikkat
Kusma, baygınlık ve aşırı terleme ile başlayan güneş çarpmasında yapılacak ilk iş, hastanın elbiselerini çıkarıp vücudunu soğuk suyla ıslatmaktır
Uzun süre güneşte veya sıcakta kalmak sonucu; aşırı terleme, ağrılı kramplar, kusma ve baygınlık görülürse güneş çarpmasından şüphe etmek gerekir.
Yapılacak ilk iş; hasta giyinikse, hemen elbiseleri gevşetilip, gölgeye taşınır. Yüzü, göğsü ve kolları soğuk su ile ıslatılır. Durumu ciddî ise, ıslak bir çarşafa sarılarak hastaneye götürülür. Bu arada aşağıdaki reçeteler uygulanır:
* 2 bardak suya, 1 tatlı kaşığı sofra tuzu konur. Karıştırılıp, içirilir.
* Büyükçe bir kabın yarısına kadar soğuk su konur. Üstü de sirke ile doldurulur. Sonra buna batırılan büyükçe bir bez, vücudun her yerine sarılır. Yine bu suda ıslatılan küçük bir bez de enseye konur. Bezler, kurudukça değiştirilir.
* 1 kilogram yoğurt, ince bir tülbentten sıkılarak süzülür. Suyuna; 1 tatlı kaşığı sofra tuzu ve 4 diş dövülmüş sarmısak konur. İyice karıştırılıp vücudun her yerine sürülür.

Deride yara oluşursa...
Vücudun Güneş’te kalan kısımlarında; bir süre sonra yanma, kızarma ve kaşıntı başlar. Kısa bir süre sonra da su toplar.
Güneş yanığını tedavi etmek için aşağıdaki reçeteler uygulanır:
* Önce, vücuda soğuk su dökülerek serinletilir. Sonra, çiğ yumurtanın sarısı sürülür. 15 dakika beklendikten sonra, sabunlu suyla ovmadan yıkanır.
* Vücudun yanan yerlerine; ovmadan vazelin sürülür. Yarım sat sonra sabunlu su ile ovmadan yıkanır.
Kemik gelişimi için güneş ve yumurta sarısı
Yaz aylarının sona ermek üzere olduğu şu günlerde çocukların, kemik gelişimine önemli katkısı olan güneşten faydalandırılması gerektiği bildirildi.

Kemik gelişiminde, D vitamininin önemine dikkat çekilerek çocukların belirli yaşlarda bu vitaminden de almasının lüzumu vurgulandı. Aksi halde kemiklerin gelişemeyeceği ve raşitizm hastalığının olabileceği ifade edildi.
Özellikle 6 ay ile 2 yaş arasındaki çocukların güneş ışığından faydalandırılması gerektiğine işaret eden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Mütehassısı Dr. Faruk Sungur, bu uygulamanın kemik gelişimi için olumlu katkısı olduğunu söyledi. Çocukların günde 10-15 dakika, başında şapka olması şartıyla, kolları ve bacakları çıplak bir şekilde güneş ışığına çıkarılmalarının faydalı olduğunu ifade eden Dr. Sungur, ışığın, çocuğun cildine direkt temas etmesi gerektiğine dikkat çekti. Dr. Sungur, "Bazı anneler pencere camından geçen güneş ışığı ile bu uygulamayı yapıyorlar. Ama bu çok yanlış bir davranıştır. Bu uygulamanın kemik gelişimine etkisi olmaz. Güneş ışığının cilde direkt temas etmesi gerekir" dedi.
YUMURTA SARISI
DİLSİZ YAPMAZ

D vitamininin, inek sütünde bulunmadığına dikkat çeken Dr. Faruk Sungur, bebeklere 15 günlükten 1 yaşına kadar 400 ünite D vitamini verilmesi gerektiğini söyledi. Dr. Sungur, "D vitamini doktorun belirttiği miktarda her gün 400 ünite olmak üzere bebeklere verilmelidir. 5'inci aydan sonra bebeğe günde bir yumurta sarısı yedirilirse bahsettiğimiz D vitamini verilmiş olur. Bunun kemik gelişimine faydası vardır. Ancak bazı yörelerde yumurta sarısı yedirmenin bebeği dilsiz yapacağına dair batıl inançlar var. Bu inanış çok yanlıştır. Bebeğin yumurta sarısı yemesinde hiç bir mahzur yoktur. Bu inanıştan vazgeçilmesi gerekir" şeklinde konuştu.
Ölçülü güneşlenin; KANSER OLMAYIN
Güneşin kendini tüm güzelliği ile gösterdiği şu yaz günlerinde insanları bekleyen en büyük tehlike çoğunlukla güneş ışınlarının sebep olduğu deri kanseri. Uzmanlar çözüm olarak güneşte çok fazla kalmamayı öneriyorlar.
Yazın tüm güzelliğini gösterdiği şu sıralar güneş ve sıcak tüm cömertliği ile kendini insanlara sergiliyor. Atmosfer tıpkı bir süzgeç gibi, dünyaya hayat veren güneşin zararlı ışınlarına maruz kalmamızı engelliyor; ancak güneşin zararlı ışınlarından biri ve en çok tanınanı olan Ultraviyole B radyasyonunu engelleyen ozon tabakasının ucuz; ama gelecekte dünyaya pahalıya mal olacak zararları olan parfümler sebebiyle hızla delinmesi sonucu güneşin zararlı ışınlarından direkt olarak etkileniyoruz.
Yaşlılarda daha çok görülüyor
Çoğunlukla yaşlı insanlarda görülen deri kanseri, basit gibi görünen bir deri hücresinin güneş ışınlarına maruz kalarak, gen anahtarının mutasyona uğramasıyla bölünme düzeninin bozulması ve yanlış maddeler üretmeye başlaması hücrenin kanserleşmesi ile başlar ve hızla deriye yayılır.
Kanserin yaşlılarda çoğunlukla görülme sebebi ise çok uzun yıllar güneşin zararlı ışınlarına maruz kalmalarıdır.
Dünyada hızla yayılıyor
Deri kanserinin oranı diğer bütün kanser çeşitlerinin toplamına eşit miktarda ilerlediği ve sadece Amerika'da her yıl bir milyona yakın yeni deri kanseri vakasının ortaya çıktığı belirtiliyor. Bu dünya geneli için düşünülürse korkunç boyutlara ulaştığını gösteriyor. Gen şifrelerinin çözülmesiyle deri kanserinin tedavisinin kolaylaşacağı bir gerçek; ama ozon tabakasındaki deliğin her geçen gün daha da artması insanların yine de güneşle çok haşir neşir olmalarını engelliyor.
Güneş ışıklarının deride oluşturduğu en önemli tehlike hücre içindeki özel gen mutasyonları; yani genlerde meydana getirdiği değişiklerdir. Normalde hücrelerde yaratılıştan gelen bir özelliği olarak vücudun mükemmel nizamını bozan hücre apoptosis ile ölür; yani intihar eder. Kendini feda etmesinin tek sebebi vücudun sağlığını bozmamaktır. Araştırmacıların henüz keşfedemedikleri güneşin zararları da var. Hele de ozon tabakasındaki delik bu zararların sayısını ve tehlikesini daha da artırıyor.
Güneşte çok kalmayın
İnanılması güç olan genetik gelişmelerden sonra gelecekte, güneşin zararlarından deriyi koruyacak ilaçlar bulunmasında yararlar sağlayacak. Ama sırf daha ucuza daha çok satmak amacıyla üretilen, ozon tabakasını delen parfümlerin üretiminin durdurulması gerekiyor. Uzmanlar halkın bu hem doğaya, hem de kendilerine zarar verecek olan bu parfümleri kullanmamaları gerektiğini belirtiyorlar. Uzmanların bir diğer önerisi ise, yaz aylarında güneşten korunmak ve mümkün olduğunca güneş ışınlarının direkt etkisinde kalmamak şeklinde.
Çocuğunuzu güneşe çıkarın
Bebekler evlerin şenliği, aile bağlarının perçinleştiricileri.
Eve bebek gelince evin içini bir mutluluk sarar, kucaktan kucağa dolaşan minik misafir evdekilerin neşe kaynağı olur. Evin neşe kaynağına iyi bakmak lazımdır artık. Bunun için de uzmanların sözlerine bakmak lazım. Doktorlar çocukların güneş ışınlarından mahrum bırakılmamaları yönünde uyarılarda bulunuyorlar.
Uzmanlar iyi havalarda çocukların güneşe çıkarılması gerektiğini söylüyorlar. Temiz hava ve güneş ışınlarının sağlığa yararlı olduğunu söyleyen Çocuk Hastalıkları Uzmanı Salih Yıldız, temiz havanın anne ve çocuğa iyi geleceğini belirterek, "Güneş ve temiz hava bebeğin iştahını açar, vücut ısısının değişikliklerine alışmasını sağlar" dedi.
Yıldız, "Çocuklar güneşe çıkarılmalı ancak, güneşte bırakılma süresi çok iyi ayarlanmalı" şeklinde konuşarak, bebeğin yeterli sürede güneşte kalmasının güneş ışınlarındaki D vitamininden faydalanmasını sağlayacağını dile getirdi. Güneşte kalma süresinin ayarlanamamasının yarardan çok zarar getireceğine değinen Yıldız, "Bebek güneşte az kalırsa onun güneş ışınlarındaki D vitamininden yararlanamaması demek, fazla kalırsa da acı çekmesi ve yanıklara sebep olması demektir" şeklinde konuştu.
BEBEKLERE RAHAT ELBİSELER
Yıldız, her sağlıklı bebeğin serbestçe hareket etme arzusunda olduğunu ifade ederek, bebeğin kollarını rahatça oynatmasının, bacakları ile sağa sola tekmeler atmasının kaslarını güçlendireceğine dikkat çekti. Yıldız, sonra şu tavsiyelerde bulundu: "Kollarını ve bacaklarını kolayca hareket ettirebilmesi için bebeğinizi hafif giydirmeye ve üzerine ağır örtüler örtmemeye dikkat edin."
Güneşte yürüyün
Kemikler için çok önemli olan D vitamininin güneş ışığıyla edinilebildiğine dikkati çeken Prof. Baysal, "Günde 2-3 saat güneşli havada yürümek yeterlidir." dedi. Hipertansiyona katı yağlar, aşırı tuz ve şişmanlığın neden olduğunu bildiren Baysal, insanların hipertansiyonu dengelemek için sebze ve meyveyi, süt ve süt ürünlerini, tahıl ürünlerini sıklıkla tüketmeleri gerektiğini söyledi.
Güneş, Meme Kanserine İyi Geliyor
Güneşte fazla kalamanın cilt kanserine yakalanılmasına neden olduğu bilinirken, meme kanserine iyi geldiği belirtildi.
ABD’nin Maryland eyaletindeki yapılan bir araştırmada, Ulusal Kanser Estititüsü tarafından hazırlanan rapora göre, güneşli bölgelerde yaşayan kişilerde cilt kanseri nedeniyle yaşamını yitiren kişilerin sayısı daha fazla olduğu belirtildi.
Aynı bölgede meme ve kalın bağırsak kanserlerinin neden olduğu ölümlerin daha az görüldüğünü belirten araştırmacılar, güneşli bölgelerde yaaşayan siyah erkekelerde prostat kanserine beyazlardan daha fazla görüldüğü belirlendi. Araştırmacılar, D vitamininin kanserli hücrelerin çoğalma hızını düşürdüğüne ilişkin laboratuvar bulgularının, güneşin koruyucu yönünü açıklayıcı nitelikte olduğuna işaret ettiler.
Kemik Erimesine Karşı Güneş Takviyesi
Kemik erimesinin güneşe çıkmayan kadınlarda daha fazla görüldüğünü belirten uzmanlar güneşten yararlanmak gerektiğini belirtti.
Güneş ışınlarının insan vücuduna zararı olduğunu söyleyen dermotologların aksine, fizik tedavi uzmanları özellikle kadınların her gün 15 dakika güneş banyosu yapmaları gerektiğini belirtiyor. İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Dilşad Sindel özellikle kadınların, en tehlikeli dönemi olan menopoz döneminde yeterince D vitamini almadıklarını belirterek, menopoz öncesi 48 kadında yapılan bir araştırmada; ellerine kadar örtünen kadınlarda D vitamini eksikliği %100 olarak belirlendiğini, elleri ve yüzü açık olanların %60, normal giyinenlerde ise bu oran %44 olarak ortaya çıktığının altını çiziyor.

İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ülkü Akarırmak ise Türkiye Osteoporoz Derneği'nin bin kişi üzerinde yaptığı araştırmada, Türkiye’de osteoporozun görüldüğü yaşın 50 - 70 yaş olarak belirlendiğini dile getirdi. Akarırmak, bu hastalığın görülme nedenlerinden birinin süt içme alışanlığının olmamasından kaynaklandığını belirtti.
Son düzenleyen Safi; 26 Eylül 2018 23:42
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
9 Ocak 2013       Mesaj #4
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Güneşin Özellikleri
Yeryüzündeki canlıların yaşaması bakımından en büyük enerji kaynağı olan Güneş,dünyadan bir milyon defa daha büyüktür. Dünyadaki bütün canlılar, canlılıklarını Güneş’in ısısına ve ışığına borçludurlar.
Güneş dünya’ya en yakın yıldızdır. Güneş sisteminin merkezi olan Güneş, aslında küçük yıldızlardan sayılır. Fakat başka yıldızlara oranla dünya’ya yakın olduğu için bize büyük görünür. Güneş’in dünyadan uzaklığı yaklaşık olarak 149.500.000 kilometredir. Çapı 1. 380. 000 kilometre olup dış görünüş bakımından 3 kısımda incelenebilir :
1- Işıkküre (Fotosfer)
2- Renkküre (Kromosfer)
3- Taç (Korona)
Güneş dünyadan bir milyon defa daha büyüktür ama ağırlığı dünyanın sadece 332. 000 katıdır. Bu durumda,Güneş’in dünyadan daha hafif materyalden yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Başka türlü söylemek gerekirse, Güneş’i meydana getiren maddeler dünyayı meydana getiren maddelerden daha hafiftir. Çünkü dünya Güneş kadar büyük olsaydı,ağırlığı onun ağırlığının dört misli olacaktı.
Dünyayı meydana getiren elemanların büyük bir kısmı Güneş’te de mevcuttur. Hatta bunlardan bazılarının oranı dünyadakinden daha fazladır. Güneşin bileşiminde en yüksek oranla bulunan maddeler hidrojen,kalsiyum, sodyum, magnezyum ve demirdir.
Yukarda, Güneş’i oluşturan materyalin dünyaya oranla daha hafif olmaları gerektiğini belirtmiştik. Bunun nedeni,Güneş’in genellikle gazlardan meydana gelmiş bir küre olmasıdır. Yani, Güneş kızgın bir gaz küresidir. Uzayda kızgın gazlardan oluşmuş bir kürenin varlığını tahayyül etmek belki de güçtür. Çünkü gaz kapalı tutulmadığı süre kaçan, dağılan bir elemandır. Ancak çekim kuvvetinin buradaki etkisini de unutmamak gerekir. Güneşin çekim gücü, dünyanın çekim, gücünden çok büyüktür.
Güneşin en belirgin özelliklerinden biri, belki birincisi de buradaki akıl almayacak yüksek ısıdır. Güneş’in ışık ve sıcaklık veren parlak kesimi ışıkküre’deki ısının 5800° (derece) olduğu hesaplanmıştır. Merkezindeki ısı ise yaklaşık olarak 20.000.000° (derece) yi bulmaktadır.Yüzeye doğru geldikçe bu ısı azalır.Işıkküre’nin üst kesimlerinde ısı 4200° ye kadar düşer.Bilimsel yöntemlerle yapılan incelemeler, bundan sonra ısımn gene yükseldiğini belirtmektedir. Taç kısmının başladığı 15.000 kilometrede 500. 000° ye ulaşmışken, tacın dış kesimlerinde 1.500.000°ye yükselir.
Güneş’in merkezindeki korkunç ve akıl almaz ısıda,madde en ilkel halindedir. Başka türlü söylemek gerekirse,atom çekirdekleri kendilerini kuşatan elektron uydulardan sıyrılmışlardır.
Dünyanın yoğunluğuna oranla Güneş’in yoğunluğunun daha az olacağı tabii bir şeydir. Nitekim Güneş’in yoğunluğu suyun yoğunluğunun 1.14 ü kadar olduğu halde, dünyanın yoğunluğu bunun 5. 5 katıdır.
Yazının başında Güneş’in dünyamıza en yakın yıldız olduğuna değinmiştik. Güneşten sonra bize en yakın yıldız (Alpha Centauri),gerçekte Güneşten yaklaşık olarak 300.000 defa daha uzaktır.
Güneşin enerji kaynağı çok eski tarihlerden beri bilim adamları için bir merak konusu olmuştur. Güneşin aynı büyüklükte bir kömür kitlesi olduğu varsayılsa,bu kitle 1500 yıl içinde yanıp biterdi. Oysa, bilimsel yöntemlerle yapılan incelemeler sonucu, dünya gibi Güneş’in de birkaç milyar yaşında olduğu ortaya çıkmıştır. Son inceleme ve araştırmalara göre, Güneş’teki enerji kaynağı atomlardır. Güneş’in merkezindeki hidrojen atomları sürekli olarak helyum atomuna çevrilmektedir. Bunun nedeni, basit yapılı hidrojen atomunun diğer bütün elemanların “yapı taşı” niteliğinde olmasıdır. Hidrojen’den sonra en basit atom da helyum atomudur. Hidrojen atomu Güneş’in merkezinde helyum atomuna dönüşürken % 3 oranında bir kayıp olur. Bu fark da enerji, sıcaklık ve ışık olarak şekillenir. Yani Güneş’in yüzünden devamlı olarak kaybolan enerji, iç yapısında atom değişmelerinden oluşan enerjiyle karşılanmaktadır. Bu da, Güneş’e akıl almaz boyutlarla dev yapılı ve tükenmez bir atom pili niteliği verir.
Son düzenleyen Safi; 26 Eylül 2018 23:40
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Eylül 2018       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Güneşin dünya için önemi şudur..
çünkü güneş dünyaya çok yararlıdır çünkü güneş dünyaya ışık yayar ısı yayar ve bütün canlılar için yararlıdır ve güneş olmasıydı şimdi bizde yoktuk

Benzer Konular

24 Nisan 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
23 Kasım 2014 / Misafir Soru-Cevap
28 Nisan 2015 / masmavii Cevaplanmış
5 Şubat 2012 / masmavii Cevaplanmış
30 Kasım 2012 / Misafir Cevaplanmış