Arama

Çevreyi temiz tutmak neden önemlidir?

Güncelleme: 11 Şubat 2016 Gösterim: 59.059 Cevap: 9
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Aralık 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
çevremizi temiz tutmak neden önemlidir
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
17 Aralık 2009       Mesaj #2
ener - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

çevreyi temizlemenin yanısıra güzelleştirmek için neler yapılabilir?


yerlere çöp atmayabiliriz,fidanlar dikebiliriz,arabaya binmeyelim onun yerine bisiklet yada yürüyerek gidelim,ormanlık alanları kesmeyelım, ağaçlara zarar vermeyip çimlerin üzerinde dolaşmamamlıyız....
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Ocak 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
eğer çevremizi temiz tutmassak ülkemizin de temiz olmasını engelleriz
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
19 Nisan 2010       Mesaj #4
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Çevre Temizliğinin önemi


Temiz bir toplumda yaşamak hepimizin hakkı olmalı.Temiz bir toplumu oluşturmak için önce herkes kendi dükkanının ve evinin önünü süpürmelidir.

Belediyelerimiz çevre temizliklerinde en etkin rol alan kuruluşların başında gelmektedir. Bu hizmetlerin halka sunumunda hem maddi yönden hem de yeterli personel olmadığından belediyelerimiz bir hayli güçlüklerle karşılaşmaktadırlar. Hepimiz temiz bir beldede yaşamak isteriz. En büyük temizliğin kirletmemek olduğunu bildiğimiz halde her nedense temizlik kuralarına özen göstermeyiz. Sabahın erken saatlerinde sıcak yuvalarından çıkan belediyelerimizin cefakar temizlik çalışanları özenle temizledikleri cadde ve sokaklarımızı kirletmemek için hiç de bir gayret sarf etmeyiz. Özellikle sigara tiryakilerimiz içtikleri sigara izmaritlerini sokağa atmaya özen gösterdikleri sokaklara baktığımızda ilk gözümüze çarpan çevre kirliliğinin başında gelmektedir. Öyle bir toplumda yaşıyoruz ki, belediye başkanına, belediye zabıtasına, belediye personeliyle sorunu olan hırsını çıkarmak için çevreyi kirlettiğine çok defalar şahit oldum. Amaaaan ne yapıyor belediyeciler? İşleri ne ? habire yatıyorlar orada. Bu ve buna benzer davranışlarda bulunarak temiz bir çevrede yaşamamak için özel uğraş verdiklerine çok gez şahit olduk. Temiz bir toplumda yaşamak için herkes elinden gelen gayreti sarf etmelidir. Çevremizi temiz tutmak hepimizin görevi olmalıdır.
Temiz ve sağlıklı bir çevre, bütün canlıların yaşayabilmesi için temel koşuldur. Her canlı gibi insanda çevresiyle uyum içinde yaşamak zorundadır. İnsan hayatının devamını sağlayan sağlığı korumak ise, ancak sağlıklı ve temiz bir çevre ile mümkündür. Bu nedenle vücudumuzu ve elbisemizi temiz tuttuğumuz gibi, yaşadığımız; uzak ve yakın çevremiz olan, evimizi, sokağımızı, okulumuzu, sınıfımızı, kısaca içinde yaşadığımız dünyamızı da temiz tutmalıyız.
Çevre temizliği dinimizin bir emri olmasının yanında ''hak'' kavramı ile de yakından ilgilidir. Çünkü içinde yaşadığımız çevreyi başkaları ile paylaşırız. Buraların temiz tutulması ve korunması hepimizi ilgilendirir. Ortaklaşa kullandığımız çevreyi kirletmek onlara haksızlık olur. Bu nedenle bir kimsenin başkalarının kullandığı çevreyi kirletmeye hakkı yoktur. Bu ''kendisine yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkalarına yapmamak'' ilkesine ters düşer. Bu önemli bir ahlak ilkesidir.
Evimizi, okulumuzu temiz tutmalıyız. Çünkü zamanımızın büyük bir kısmı buralarda geçmektedir. Evimiz barındığımız ve dinlendiğimiz yerdir. Evimizi temiz tutmalı ve bu konuda büyüklerimize yardımcı olmalıyız. Evimizin temiz ve düzenli olması için üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz. Özellikle banyo, tuvalet ve lavaboların temiz olmasına dikkat etmeliyiz.
Okul yakın çevremizin yakın bir parçasıdır. Günümüzün büyük bir kısmı okulda geçer. Okulumuzun temiz olması, bize sağlıklı bir öğretim ortamı sağlar. Bu nedenle okulumuzu ve çevresini temiz tutmaya özen göstermeliyiz. Yiyecek ve içeceklerimizi sağa sola atmak, duvarlara masaların üzerine yazı yazmak; çevremizi kirletmek çirkin ve sorumsuzca bir davranıştır.
Ev ve okul dışında yaşadığımız çevrenin temizliğine de dikkat etmeliyiz. Cadde, sokakları, park ve bahçeleri, ormanları piknik yerlerini temiz tutmak, kirletenleri uyarmak hepimizin görevidir. Bilmeliyiz ki, ''temiz bir dünya temiz bir çevre'' hem kendimiz için, hem de bizden sonra gelecek nesiller için çok önemlidir.
Çevreyi kirletenleri uyarmalı ve bu kötü alışkanlıklarından vazgeçirmek için gayret göstermeliyiz. Bunu yaparken nezaket kurallarına dikkat etmeli, karşıdaki kimseyi üzmemeye özen göstermeliyiz. Aynı zamanda kendimiz de çevre konusunda duyarlı olmalı ve bu konuda insanlara örnek olmalıyız.
Kısaca sağlıklı, mutlu, huzurlu, barış içinde yaşamak için çevremizi temiz tutmalıyız. Bunun için çevre temizliğine hem kendimiz uymalı hem de başkalarını bu konuda uyarmalıyız.



Son düzenleyen Safi; 11 Şubat 2016 00:40
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
I3looDI - avatarı
I3looDI
Ziyaretçi
31 Aralık 2010       Mesaj #5
I3looDI - avatarı
Ziyaretçi
Belediyelerimiz çevre temizliklerinde en etkin rol alan kuruluşların başında gelmektedir. Bu hizmetlerin halka sunumunda hem maddi yönden hem de yeterli personel olmadığından belediyelerimiz bir hayli güçlüklerle karşılaşmaktadırlar. Hepimiz temiz bir beldede yaşamak isteriz. En büyük temizliğin kirletmemek olduğunu bildiğimiz halde her nedense temizlik kuralarına özen göstermeyiz. Sabahın erken saatlerinde sıcak yuvalarından çıkan belediyelerimizin cefakar temizlik çalışanları özenle temizledikleri cadde ve sokaklarımızı kirletmemek için hiç de bir gayret sarf etmeyiz. Özellikle sigara tiryakilerimiz içtikleri sigara izmaritlerini sokağa atmaya özen gösterdikleri sokaklara baktığımızda ilk gözümüze çarpan çevre kirliliğinin başında gelmektedir. Öyle bir toplumda yaşıyoruz ki, belediye başkanına, belediye zabıtasına, belediye personeliyle sorunu olan hırsını çıkarmak için çevreyi kirlettiğine çok defalar şahit oldum. Amaaaan ne yapıyor belediyeciler? İşleri ne ? habire yatıyorlar orada. Bu ve buna benzer davranışlarda bulunarak temiz bir çevrede yaşamamak için özel uğraş verdiklerine çok gez şahit olduk. Temiz bir toplumda yaşamak için herkes elinden gelen gayreti sarf etmelidir. Çevremizi temiz tutmak hepimizin görevi olmalıdır.
Temiz ve sağlıklı bir çevre, bütün canlıların yaşayabilmesi için temel koşuldur. Her canlı gibi insanda çevresiyle uyum içinde yaşamak zorundadır. İnsan hayatının devamını sağlayan sağlığı korumak ise, ancak sağlıklı ve temiz bir çevre ile mümkündür. Bu nedenle vücudumuzu ve elbisemizi temiz tuttuğumuz gibi, yaşadığımız; uzak ve yakın çevremiz olan, evimizi, sokağımızı, okulumuzu, sınıfımızı, kısaca içinde yaşadığımız dünyamızı da temiz tutmalıyız.
Çevre temizliği dinimizin bir emri olmasının yanında ''hak'' kavramı ile de yakından ilgilidir. Çünkü içinde yaşadığımız çevreyi başkaları ile paylaşırız. Buraların temiz tutulması ve korunması hepimizi ilgilendirir. Ortaklaşa kullandığımız çevreyi kirletmek onlara haksızlık olur. Bu nedenle bir kimsenin başkalarının kullandığı çevreyi kirletmeye hakkı yoktur. Bu ''kendisine yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkalarına yapmamak'' ilkesine ters düşer. Bu önemli bir ahlak ilkesidir.
Evimizi, okulumuzu temiz tutmalıyız. Çünkü zamanımızın büyük bir kısmı buralarda geçmektedir. Evimiz barındığımız ve dinlendiğimiz yerdir. Evimizi temiz tutmalı ve bu konuda büyüklerimize yardımcı olmalıyız. Evimizin temiz ve düzenli olması için üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz. Özellikle banyo, tuvalet ve lavaboların temiz olmasına dikkat etmeliyiz.
Okul yakın çevremizin yakın bir parçasıdır. Günümüzün büyük bir kısmı okulda geçer. Okulumuzun temiz olması, bize sağlıklı bir öğretim ortamı sağlar. Bu nedenle okulumuzu ve çevresini temiz tutmaya özen göstermeliyiz. Yiyecek ve içeceklerimizi sağa sola atmak, duvarlara masaların üzerine yazı yazmak; çevremizi kirletmek çirkin ve sorumsuzca bir davranıştır.
Ev ve okul dışında yaşadığımız çevrenin temizliğine de dikkat etmeliyiz. Cadde, sokakları, park ve bahçeleri, ormanları piknik yerlerini temiz tutmak, kirletenleri uyarmak hepimizin görevidir. Bilmeliyiz ki, ''temiz bir dünya temiz bir çevre'' hem kendimiz için, hem de bizden sonra gelecek nesiller için çok önemlidir.
Çevreyi kirletenleri uyarmalı ve bu kötü alışkanlıklarından vazgeçirmek için gayret göstermeliyiz. Bunu yaparken nezaket kurallarına dikkat etmeli, karşıdaki kimseyi üzmemeye özen göstermeliyiz. Aynı zamanda kendimiz de çevre konusunda duyarlı olmalı ve bu konuda insanlara örnek olmalıyız.
Kısaca sağlıklı, mutlu, huzurlu, barış içinde yaşamak için çevremizi temiz tutmalıyız. Bunun için çevre temizliğine hem kendimiz uymalı hem de başkalarını bu konuda uyarmalıyız.
önemliii! - avatarı
önemliii!
Ziyaretçi
16 Mart 2011       Mesaj #6
önemliii! - avatarı
Ziyaretçi
çevremizi nasıl temiz tutarız....
• Kimyasal gübre ve kimyasal temizlik malzemeleri kullanmamalıyız. Alternatif: arap sabunu, soda vs.
• Çöpleri, çöp poşetinin ağzını sıkıca bağladıktan sonra çöp kutusuna atmalıyız.
• Evimizin önünü ve bahçemizi her gün en az bir kere temizlemeliyiz.
• Yere tükürmemeliyiz.
• Ormanları korumalıyız.
• Ağaçlara zarar vermemeliyiz.
• Çimlerin üzerinde ateş yakmamalıyız.
• Hayvanlara zarar vermekten kaçınmalıyız.
• Denizleri kirletmemeliyiz.
• Evcil hayvanlarımızın atıklarını temizlemeliyiz.
• Çevremizi sahiplenmeli, değerini ve önemini çocuklarımıza öğretmeli, büyüklerimize de anlatmalıyız.
• Enerji tasarrufu kullanmalıyız.
• Pis suları sokağa dökmemeliyiz.
• Tuvaletimizi(büyük-küçük)dışarıya yapmamalıyız.
• Biten Pilleri pil kutusuna atmalıyız.
• Piknikten sonra ateşimizi söndürmeliyiz ve asla yerde çop bırakmamalıyız.
• Kağıt,teneke,cam,pil gibi geri dönüşümü olan maddeleri geri dönüşüm kutularına atmalıyız.
Böylece çevremizi temiz tutmuş oluruz.
tolga9854 - avatarı
tolga9854
Ziyaretçi
5 Kasım 2013       Mesaj #7
tolga9854 - avatarı
Ziyaretçi
eğer çecremizi temiz tutmazsak o zehirli atıklar yüzünden zehirleniriz ve bunun sonucunda olürüz bu yüzden çevremizi temiz tutmalıyız
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
11 Şubat 2016       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Çevre Temizliği

Temizlik; tek yönlü tedbirlerle elde edilen bir iyilik hali değildir. Bilim otoriteleri temizliği şu başlıklarla ele almıştır.

1) Ferdî (beden-elbise-yiyecek) temizlik.
2) Ev (mutfak-banyo- tuvalet) temizliği.
3) Çevre (atıkların uygun şekilde uzaklaştırılması) temizliği,
4) Yeterli temiz su sağlanması.

Ferdî temizlik dendiği zaman, beden temizliği akla gelir. Bunlardan cilt, el, ağız, burun, göz temizliği; saç, tırnak, koltukaltı, yüz, diş ve ayak bakımı akla gelir. Dünya Sağlık Örgütü'nün, beden temizliği, el temizliği, ağız ve diş bakımının, önemi ve bunların korunma yollarına ait bilgileri mevcuttur. Fakat, Dünya Sağlık Örgütü'nün tırnakların bulaşıcı hastalıklardaki tesirine, kılların temizliğine ve bulaşıcı hastalıklardaki rolüne ait ciddi yayınları yoktur. Efendimiz (sas); tırnak, saç, sakal, bıyık bakımına, koltukaltı kılları ve avret yerlerinin temizliğine önem vermiştir.

Ferdî temizliğe rağmen, insan çevreden hastalık kapabilir. Kişi ne kadar temiz olursa olsun, çevresi temiz olmadığı zaman, hiçbir şeye dokunmasa bile; hava, rüzgâr, böcekler ve diğer taşıyıcılar yüzünden hastalanabilir.

21283d1316092867 6

Çevre Temizliğini şu başlıklar altında toplayabiliriz:
1) Elbiselerin temizliği.
2) Yiyeceklerin temizliği (Yakın çevre).
3) Ev temizliği.
4) Sokak, cadde, mahalle, şehrin temizliği (Uzak çevre).
5) Yeterli temiz su sağlanması.

1. Elbise Temizliği

Giyim eşyalarının seçim ve bakımı, enfeksiyon yönünden önem taşır. Orta Çağ'da, Avrupa'da yaşayanlar sıcak tutan ama temizlenmesi güç, yünlü giysiler giyerlerdi. O çağlarda insanlar pek yıkanmaz, giysileri kirlenir, kokar, bitlenir ya da pirelenirdi. Kokuyu gidermek için de otlardan yapılan esans kullanırlardı. Ancak 18. yüzyılda pamuk ticaretinin başlamasıyla Avrupalılar, ilk kez ucuz, hafif, kolayca yıkanabilen iç çamaşırlarına kavuştular. Üst sınıflarda ferdî temizlik yeniden önem kazandı. 19. yüzyılda ferdî temizlik iyi yaşamanın bir şartı sayılmaya başlandı. Vücut temizliği ve giyim eşyalarının daha sık değiştirilip yıkanması sonucunda, bit ve pirelerle birlikte veba ve tifüs gibi hastalıklar da kayboldu.

Müslümanlarda ise, namaz kılabilmenin olmazsa olmaz şartlarından birisi de elbise temizliğidir. Dışkı ve idrar bulaşmış bir elbise ile namaz kılınamaz. Yani Müslümanlar günde beş kez elbiselerinin temizliğini kontrol etmek mecburiyetindedirler. Temiz giyinme konusunda Peygamber Efendimiz (sas)'in şu sözü, O'nun temizliğe verdiği ehemmiyeti açıkça göstermektedir: "Beyaz elbise giyiniz. Zira beyaz elbise daha güzel ve temizlik açısından daha elverişlidir. Ölülerinizi de bununla kefenleyiniz." Beyaz ve açık renkliler, üzerlerindeki kiri gösterdiğinden onların temizliğine ihtimam göstermek gerekir. Avrupa'da 19. yüzyılda temiz giyimin değeri yeni yeni anlaşılırken, Müslümanlığı gerçek manada yaşayan insanlar, 7. yüzyıldan beri elbise temizliğine dikkat ediyorlardı.

2. Yiyecek Temizliği
Çoğu mikrop ve parazit, içtiğimiz su ve yediğimiz yiyeceklerle bulaşır. Bunun için annelerin ve özellikle gıda sektöründe çalışanların, yiyecekleri koruma hususunda özel bir itina göstermeleri gerekir. Besin zehirlenmesine sebep olan bakterilerin başlıca kaynağı insandır.

İnsanların boğaz, burun, el, deri, bağırsak ve dışkısı bakteri yüklüdür. Tüketilen diğer bir besin kaynağı da hayvanî ürünlerdir. Tüketilen hayvanî besinler, bazen bakteri yatağı olabilmektedir. Kedi, köpek vb evcil hayvanlar da bakteri yaymada oldukça tesirli olabilir. Evcil hayvanlar, dolaştıkları yerlerden bakterileri eve taşır. Sinek, böcek, haşere ve fareler de mikropları taşır ve bulaştırır. Mutfak ortamındaki çöpler, mikropların oluştuğu bir yerdir. Zamanında kaldırılmayan çöpler, böcek, sinek ve fareler aracılığı ile besinlere bakteri bulaştırabilir.

Besinlere bakteri bulaşmasını önlemek için şunlara dikkat etmek gerekir:
- El yıkama.
- Burun temizliği.
- Tırnakların kesilmesi.
- Tuvaletten sonra ellerin iyice yıkanması.
- Yemek ve su kaplarının üzerlerini kapatmak.

İnsanın, tükürük, hapşırık ve aksırıktan besinleri koruması gerekir. 1 gram tükürükte 100 milyon, 1 gram burun ifrazatında 10 milyon bakteri bulunmaktadır. İnsanların % 30-50'sinin burnunda besin zehirlenmesi yapan stafilococcus aureus bakterisini taşıdıkları bilinmektedir. Bu oran hastahanede çalışan personelde % 65-80'e çıkmaktadır. Normalde ağız, burun ve solunum yollarında bulunan bakteriler, solunum sırasında havaya dağılır. Normal konuşmada bu dağılım azdır. Öksürme, aksırma ve yüksek sesle konuşma esnasında havaya verilen bakteri sayısı artar. Kuvvetli bir öksürmede ağızdan 5.000 damlacık çıktığı tahmin edilmektedir. Hapşırmada ise bu damlacıkların sayısı 1 milyondan fazladır. Bu damlacıklar, havada birkaç saat asılı kalabilir. Besin taşıyan birisi konuşur, öksürür veya hapşırırsa, ağzındaki bakterileri, taşıdığı besine bulaştırır.

Evde öksüren birisi varsa, açık kaplara mikrop bulaştırır. Ayrıca evcil hayvanlarla, sinek, böcek ve kemirgenlerle bakteri bulaşımını önlemek için, yiyecek ve içecek kapları kapalı tutulmalıdır. İnsanoğlu sadece apartmanlarda ve korumalı evlerde oturmamaktadır. İnsanların büyük çoğunluğu yüzyıllardır tek katlı evlerde veya çadırlarda yaşamıştır ve halen yaşamaktadır. Dolayısı ile evcil hayvanlar sürekli, sinek ve kemirgenlerle iç içe yaşamaktadır. Besin kaplarının üzerlerinin örtülmesi bu zararlılardan hastalık bulaştırmasını önler. Zamanımızdaki ev ve apartmanlarda yaygın halde bulunan kalorifer böcekleri de açık kalmış yiyeceklerimize yeterince ortak olmaktadır. Ve bazı hastalıkları bulaştırmakta tesirli olmaktadır. Bunu önlemek için; çöpleri zamanında mutfaklardan uzaklaştırmalı ve gıdaları evcil hayvanlardan korumalıdır.

El yıkama, burun temizliği, tırnakların kesilmesi ve tuvaletten sonra ellerin suyla yıkanması ile ilgili Peygamber Efendimiz (sas)'in emir ve tavsiyeleri beden temizliğinde koruyucu hekimliktir. Burada gıdaların bakterilerden korunmasıyla ilgili diğer hadislerini de hatırlayalım: "Kapların üzerini örtünüz. Tulumbaların ağzını da bağlayınız. Çünkü senede bir gece vardır ki, o gecede veba iner. Kapağı olmayan her bir kabın yahut üzerinde bağı bulunmayan hiçbir tulumun yanından geçmez ki, içine bu vebadan bir şey inmesin." Vebanın pirelerle bulaşmasına karşılık, veba zatüreye sebep olmuşsa, o insan vebayı öksürük ve solunum havası ile de bulaştırır. Zaten vebanın hızlı yayılması bu şekilde olur. Eskiden veba zatüreye sebep olmuşsa, o kişi mutlaka ölmekteydi. Avrupalı bir tabip yazdığı Lâtince bir mektupta, veba salgınında bir gecede dört bin kişinin öldüğünden bahseder. Yani veba bir yere girdiği zaman, çok kısa bir zamanda yayılıyor ve hemen çoğu insanın ölümüne neden olabiliyordu. Hadiste belirtilen, kapların ağızlarının örtülmesidir. Yalnız veba mikrobu değil, diğer mikroplar da hava yoluyla gelip açık kaba yerleşebilir. Peygamberimiz, kendisine açık bir kapta süt getirilmesi üzerine, "Üzerini kapatsanız olmaz mıydı? Bir tahta parçası ile de olsa üzerini kapatmalıydınız." buyurmuştur. Yolda üzeri açık bir kapla yiyecek taşındığında, taşıyan kişinin öksürüğüyle veya hava yoluyla mikroplar bulaşabilir.

3. Ev Temizliği

Geniş ve temiz evler salgın hastalıkların bulaşmasını azaltır. Evlerde mutfakların temiz tutulması, çöplerin biriktirilmemesi önemlidir. Çünkü çöpler bakterilerin üremesi için ideal bir ortam oluşturur. Ayrıca böcekleri de davet eder. Meskenlerin gerek alan, gerekse oda sayısı itibariyle yeterli olması gerekir. Peygamber (sas)'in ev plânını örnek alan Müslüman mimarlar, evin avlusunu binanın tamamlayıcısı olarak görmüş, avluyu evin dışa açılmış unsuru olarak kabul etmişler.

Konuyla ilgili hadisler:

"Geniş ev, dürüst komşu ve rahat bir binek Müslüman kişinin saadetindendir."

"Meskenlerin en iyisi geniş olanıdır."

"Evin kötü olması, darlığı sebebiyle oturanlara kâfi gelmemesi ve kötü komşularının olmasıdır."

"Çevrenizi ve evlerinizi temiz tutunuz. Yahudilere benzemeyiniz. Çünkü onlar süprüntüleri evlerinde biriktirirler.

"Evde çer çöp, süprüntü bulunduğu zaman o evden bereket kaldırılır."

"Kirli bezleri evlerinizden dışarı çıkartınız. Süprüntüleri evlerinizde biriktirmeyiniz. Zira süprüntüler zararlı şeylerin barınağıdır."

Hz. Ömer (ra) de: "Peygamber (sas), çöplüklerde, mezbahalarda, hamamlarda, ağıllarda ve insanların gelip geçtiği yerlerde namaz kılınmasını yasakladı." demiştir.

Dar ve kalabalık evlerde üst solunum yolu enfeksiyonları ve bulaşıcı hastalıklar çok yaygındır. İnsanlar çok yakın mesafelerde (70 cm'den aşağıda) günlük hayatlarını sürdürürken damlacık yoluyla hastalık aile bireyleri arasında sık yayılır. O halde ev; geniş, temiz, çöplerin bekletilmediği bir yer olmalı.

Kur'ân-ı Kerim'de Kâbe'nin temizliğine dikkat çekilmesi çok önemlidir. Kâbe özellikle Hac döneminde çok kalabalık olmaktadır. Salgın hastalıklar, kalabalık ortamlarda çok kolay yayılır. Kur'ân'ın mesajı evrensel olduğundan insanın yaşadığı her mekânın temiz tutulmasını emreder. O halde insanların ortak kullandıkları mekânların temiz olmasına Kur'ân'ın bir emri olarak dikkat etmemiz gerekir. Bu aynı zamanda hijyenin de bir gereğidir. Tarihten bugüne mescitlerimizin oldukça temiz tutulduğu malumumuzdur.

4. Çevre Temizliği

Peygamberimiz çevre temizliğine gereken önemi vermiş, Müslümanlar da her zaman bu emir ve tavsiyelere uymaya özen göstermişlerdir. Çevreyi ve su kaynaklarını kirletmeme hakkındaki hadis-i şerifleri bir kez daha hatırlayalım:

"Sizden biriniz sakın su içine idrar yapmasın. Belki o sudan sonra abdest alması veya gusletmesi icap eder. Yine sizden biriniz cünup olduğu zaman durgun suyun içine girerek yıkanmasın. O sudan bir kap ile alarak dışarıda yıkansın."

"İşlek yol üzerinde konaklamayınız (oturmayınız, yatıp kalkmayınız). Yol üzerinde abdest bozmayınız."

Efendimiz (sas); "Sakın lânete uğrayanlardan olmayınız," buyurunca, sahabeler, 'Bunlar kimlerdir?' diye sordular. Peygamberimiz de, "Herkesin gelip geçtiği yollara, gölgeliklere, su kenarlarına ve ağaçların altına abdest bozup kirletenlerdir." diye cevap verdi.

5. Yeterli Miktarda Temiz Su Sağlanması

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) temiz ve yeterli suya ulaşma hakkını temel insan hakkı kabul etmiştir: "Bütün insanların, sosyal ve ekonomik durumu ne olursa olsun, temel ihtiyaçlarını karşılayacak temiz ve yeterli miktarda içme suyu elde etmeye hakkı vardır."(Birleşmiş Milletler Konferansı, 1977)

Peygamber Efendimiz (sas)'in bu konferanstan 1340 yıl önce, temiz içme suyu temin edilmesini teşvik eden sözlerine bakalım: "Yedi şeyin ecir ve sevabı kişiye ölümünden sonra da ulaşır, defteri kapanmaz, sevap yazılmaya devam eder: İlim öğretmek, su getirmek, kuyu kazdırmak, kitap vakfetmek, ölümünden sonra kendisine arkasından dua edecek hayırlı çocuk yetiştirmek..." Peygamberimiz insanlara temiz su sağlamanın sadece dünyada değil, ahirette de büyük faydalar sağlayacağını, açık bir şekilde dile getirmiştir. Nitekim bu buyruklarla yetişen Müslümanlar, gittikleri her yerde su kanalları yapmışlardır. Mimar Sinan'ın yaptığı su yolları ve çeşmeler buna güzel bir örnek oluşturur.

Peygamber Efendimiz'in getirdiği kurallar uygulansaydı, tarihteki salgın hastalıklardan hiçbiri olmayacaktı. Nitekim WHO (Dünya Sağlık Örgütü)'da, temizlik kurallarının uygulanması ile aynı sonuca varılacağını iddia etmektedir. Halbuki İslâmiyet'in getirdiği kurallar, temiz bir hayatı mümkün kılıyordu. İslâmiyet, insanların hayat biçimini şekillendiren bir din olarak inmiştir. Medeniyetin giremediği, girse bile etkili olamadığı ücra köşelerde yaşayan kişilerin, ferdî temizlik ve çevre temizliği konularında yeterli bilgi birikimi yoktur. Bütün insanların tertemiz bir ortamda yaşama hakkı vardır. İslâmiyet öncesi devirlerde de insanlara bu güzellikleri diğer peygamberler hediye etmişti.

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
11 Şubat 2016       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Çevre ne demektir?
İnsanların doğup büyüdüğü, barındığı, eğitim gördüğü, alışveriş yaptığı, işini, mesleğini sürdürdüğü, dinlenip eğlendiği yerlerin tamamına çevre denir. Diğer bir ifadeyle hayatımızı kuşatan, insanları ve diğer canlıları kucaklayan yerlerin tamamı çevre olarak tanımlanır.

Çevremizi niçin temiz tutmalıyız?
Temiz ve sağlıklı bir çevre, bütün canlıların yaşayabilmesi için temel koşuldur. Her canlı gibi insanda çevresiyle uyum içinde yaşamak zorundadır. İnsan hayatının devamını sağlayan sağlığı korumak ise, ancak sağlıklı ve temiz bir çevre ile mümkündür. Bu nedenle vücudumuzu ve elbisemizi temiz tuttuğumuz gibi, yaşadığımız; uzak ve yakın çevremiz olan, evimizi, sokağımızı, okulumuzu, sınıfımızı, kısaca içinde yaşadığımız dünyamızı da temiz tutmalıyız.

Dinimizde çevre temizliğinin önemi nedir?
İslam ahlakının temel ilkelerinden biri de çevreyi korumaktır. Yüce Rabb’imiz, evreni en güzel şekilde yaratmış, gökyüzünde ve yeryüzünde bulunan her şeyi insanın emrine vermiştir.(Câsiye suresi, ayet 13) İnsanın huzurlu ve mutlu bir hayat sürmesi için, Allah, ona güzel bir çevre teslim etmiştir. İnsan kendisine emanet edilen çevreyi korumakla görevlidir. Yüce Allah Kur’an’da “Göğü yükseltti ve dengeyi o koydu. Sakın dengeyi bozmayın.” (Rahman 7-8) buyurarak dengeyi bozacak davranışlardan kaçınılmasını istemektedir. Peygamberimiz de “Çevrenizi temizleyiniz” (Tirmizi, Edep, 41) buyurmuştur. Bu nedenle çevreyi korumak dini bir görevdir.
Çevre temizliği dinimizin bir emri olmasının yanında “hak” kavramı ile de yakından ilgilidir. Çünkü içinde yaşadığımız çevreyi başkaları ile paylaşırız. Buraların temiz tutulması ve korunması hepimizi ilgilendirir. Ortaklaşa kullandığımız çevreyi kirletmek onlara haksızlık olur. Bu nedenle bir kimsenin başkalarının kullandığı çevreyi kirletmeye hakkı yoktur. Bu “kendisine yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkalarına yapmamak” ilkesine ters düşer. Bu önemli bir ahlak ilkesidir.

Çevre temizliği ile ilgili olarak neler yapmalıyız?
Evimizi, okulumuzu temiz tutmalıyız. Çünkü zamanımızın büyük bir kısmı buralarda geçmektedir.
Evimiz barındığımız ve dinlendiğimiz yerdir. Evimizi temiz tutmalı ve bu konuda büyüklerimize yardımcı olmalıyız. Evimizin temiz ve düzenli olması için üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz. Özellikle banyo, tuvalet ve lavaboların temiz olmasına dikkat etmeliyiz.
Okul yakın çevremizin yakın bir parçasıdır. Günümüzün büyük bir kısmı okulda geçer. Okulumuzun temiz olması, bize sağlıklı bir öğretim ortamı sağlar. Bu nedenle okulumuzu ve çevresini temiz tutmaya özen göstermeliyiz. Yiyecek ve içeceklerimizi sağa sola atmak, duvarlara masaların üzerine yazı yazmak; çevremizi kirletmek çirkin ve sorumsuzca bir davranıştır.
Ev ve okul dışında yaşadığımız çevrenin temizliğine de dikkat etmeliyiz. Cadde, sokakları, park ve bahçeleri, ormanları piknik yerlerini temiz tutmak, kirletenleri uyarmak hepimizin görevidir. Bilmeliyiz ki, “temiz bir dünya temiz bir çevre” hem kendimiz için, hem de bizden sonra gelecek nesiller için çok önemlidir.
Çevreyi kirletenleri uyarmalı ve bu kötü alışkanlıklarından vazgeçirmek için gayret göstermeliyiz. Bunu yaparken nezaket kurallarına dikkat etmeli, karşıdaki kimseyi üzmemeye özen göstermeliyiz. Aynı zamanda kendimiz de çevre konusunda duyarlı olmalı ve bu konuda insanlara örnek olmalıyız.
Kısaca sağlıklı, mutlu, huzurlu, barış içinde yaşamak için çevremizi temiz tutmalıyız. Bunun için çevre temizliğine hem kendimiz uymalı hem de başkalarını bu konuda uyarmalıyız.

Çevremi temiz tutarım, çünkü
  • Günlük hayatımızda sürekli olarak çevreyle iç içe yaşarız. Temiz bir çevre insana huzur ve mutluluk verir.
  • Sağlıklı olmak için çevremi temiz tutarım. Çünkü kirli bir çevre birçok hastalığın kaynağıdır.
  • Çevremiz Allah’ın bize bir emanetidir. Çevreme zarar verdiğimde emanete ihanet eden bir insan durumuna düşerim.
  • Çünkü içinde yaşadığımız çevreyi başkaları ile paylaştığımı bilirim. Bu nedenle ortaklaşa kullandığımız çevreyi kirletmenin, onlara haksızlık olduğu bilinciyle hareket ederim. Çevremizi bulmak istediğim şekilde tertemiz bırakmalıyım. “Her zaman kendime yapılmasını istemediğim bir şeyi başkalarına yapmamayı” kendime ilke kabul ederim.

Bütün bu ve benzeri nedenlerden dolayı çevremi temiz tutmalıyız.

0 StarDusT 0 - avatarı
0 StarDusT 0
Ziyaretçi
11 Şubat 2016       Mesaj #10
0 StarDusT 0 - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

çevremizi temiz tutmak neden önemlidir

Çevremiz, yaşadığımız ortamdır. Bulunduğumuz ortam bizim psikolojimizi etkiler. Temiz ve düzenli bir çevre, düzenli tepkileri ve ilgileri getirir. Ayrıca kullandığımız çevre bizi temsil eder. Atalarımız, “Aslan yattığı yerden belli olur” demişlerdir.
Hastalıkların kaynağı olan mikroplar, çevreye rast gele atılmış pislikler ve çöplerde üreme imkanı bulurlar. Hem kendimizin, hem de toplumun sağlığını, mutluluğunu düşünerek çevremizi mutlaka temiz tutmalıyız. Yaptığımız piknikte oluşan çöpleri, merkezi çöp kutularına, arabamızdaki çöpleri, çöplüklere boşaltmalıyız. Rast gele yerlere atmamalıyız. Unutmamalıyız ki biz, nasıl başkasının kirlettiği çevreden rahatsız oluyorsak onlar da bizim kirlettiğimiz ortamdan rahatsız olacaklardır.
Çevre derken sadece şehrimizi ve kırlarımızı anlamamalıyız. Deniz de, hava da, toprak da, bizim ihtiyaç duyduğumuz çevredir. Onları korumalıyız.
İnsanları rahatsız edecek çeşitli gürültülerin de bir çevre kirliliği oluşturduğunu bilip bu kirliliğe sebep olmamalıyız.

Öğrencilerin gurup halinde bir arada bulunmaları bulaşıcı hastalıkların artmasını ve hızla yayılmasını kolaylaştırmaktadır. Bu yüzden okullarımız da koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir.
İyi derslMsn Happy

Benzer Konular

4 Kasım 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
14 Nisan 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
21 Kasım 2013 / Misafir Soru-Cevap
11 Mayıs 2014 / Misafir Soru-Cevap
19 Nisan 2010 / Misafir Taslak Konular