Arama

Bilinçli bir çevreci olarak yapmamız gerekenler nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 23 Ocak 2012 Gösterim: 7.303 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Kasım 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
lütfen yazarmısınız
EN İYİ CEVABI buz perisi verdi
Çevre bilincinin gelişmesi için yapılması gereken şeyler nelerdir

Sponsorlu Bağlantılar
Toplumumuzda çevre kirliliği ve çevrenin korunması bir görev olarak algılandığı halde, buna pek dikkat edilmediği görülmektedir. Kıyıların kirletilmemesi ve yağmalanmaması her türlü platformda dile getirilip savunulduğu halde, savunanlar pekala dile getirdiklerinin aksini yapabilmektedirler. Sanayi atıklarının çevreye zarar vermeden imha edilmesini isteyen bir sanayici, kendi fabrikası söz konusu olduğunda bunu görmezlikten gelebiliyor. En basit şekliyle herkes kendi evinin önünü temiz tutsa temizlik görevlilerine gerek kalmaz, diyebilen kimse, pekâla kendi çöplerini sokağa atabiliyor.

Böylece, sorunun göründüğü kadar basit olmadığı anlaşılmaktadır. Çünkü sorun artık çevre sorunu olmaktan çıkmış, bir ahlâk sorununa dönüşmüştür. Bu durum sadece ülkemizde değil, dünyanın başka ülkelerinde de böyledir.

Öyleyse bizler fert olarak neler yapabiliriz; kendimizde çevre bilincini nasıl oluşturabiliriz? Şimdi bunlara bir göz atalım.

Evvela, yapılan alışverişin çevreyi korumada ilk adım olması gibi, satın alınan malların ev içinde bilinçli kullanılması da önemlidir. Kullanılıp atacağımız naylon poşet yerine, sürekli kullanabileceğimiz bez torba, sepetler veya fileleri tercih etmeliyiz. Poşet kullanmak zorunda kaldığınız zaman 3-5 küçük poşet yerine, büyük poşet kullanırsak bu bile çevre için bir faydadır. Çevreyi kirleten plastik ambalajlı ürünler yerine cam ambalajlı ürünleri tercih edersek, hem uzun süre ondan yararlanmış oluruz, hem de cam geri dönüşümlü bir madde olduğu için onu tekrar ekonomiye kazandırabiliriz.

Sebze, meyve alırken hormonlu olanlar tercih edilmemelidir. Her zaman, hormonlu olmadığı halde normal boyutlarından daha büyük sebze ve meyveler de yetiştirilmektedir. Bu bilinç üreticilerin hormonlu sebze-meyve yetiştirmesini etkileyecektir.

Muhakkak ki, günlük hayatta çok sık ve yaygın olarak kullanılan piller yerine, şarj edilerek kullanılanını tercih edersek, içinde ihtiva ettiği ağır metallerden de kurtulmuş oluruz. Bu piller bünyelerinde cıva, kadmiyum ihtiva ederler. 1 gr Cıva 1 milyon litre su zehirlemekte, l gr. Kadmiyum ise 1 ton pislikten daha zararlıdır.

İnsanların alışkanlıklarını değiştirmek elbette ki zordur. Ancak bu alışkanlıklarımızı değiştirmek hem kendi gezegenimiz, hem de kendi ekonomik durumumuz için gerekli olduğunu vurgulamak gerekir. Dini ve kültürel boyuttan dolayı insanımız temizlik konusunda çok hassastır.

En çok kullandığımız tüketim maddesi de temizlik ürünleridir. Gıda maddelerinde yaptığımız tasarruf kadar maalesef temizlik maddelerinde aynı gayreti göstermiyoruz. Deterjanın içinde bulunan fosfat, suya karıştığı zaman su kalitesini bozarak kullanılmaz hale gelmesine neden olur. Ayrıca fosfatlar deniz ve göllerde yosunların hız1a çoğalmasına neden olduklarından bunlar öldüğünde, çürümelerini sağlayacak bakteriler daha fazla oksijene ihtiyaç duyacakları için diğer canlıların kullanması gereken oksijeni de tüketirler. Bu şekilde diğer canlılar oksijensiz kalır ve yaşayamazlar. Bunun sonucu olarak da göl ve ırmaklar kuruyup yok olabiliyor.

Sabun tozları ve içinde fosfat bulunmayan deterjanları kullanırsak, bilinçli bir tüketici olabiliriz. Ayrıca sıvı deterjanlar fosfat içermezler. Bunların kullanılması tercih edilmelidir.

Yemekler pişirilirken çelik ve teflon tencerelerden yararlanmalı, kapakları kapatılarak enerji tasarrufu sağlanmalıdır.

Ekmek israfına son verilmeli, ihtiyacımız kadar kullanmalıyız. Atalarımızın aziz ekmek dedikleri, yere düşünce öpüp kaldırdıkları ve daha uygun bir yere koyduklarını hatırımızdan çıkarmayalım. Bayatlayan ekmeği hemen atmamak, onu başka gıdalarla tekrar kullanmak bu ekmek savurganlığını asgariye indirecektir.

Bütün bunların çevre bilinciyle ne alâkası var diyebilirsiniz. Şöyle ki; insanın mutluluğu için ortaya çıkarılan her teknolojik gelişme mutlaka beraberinde çevre sorunlarını da getirmektedir. Her gün kullandığımız hava, su, enerji ve gıda maddelerini daha dikkatli olarak harcamalıyız. Dünyanın kaynaklarının sınırlı olduğunu, yaptığımız her yanlış hareketin faturasını diğer insanların ve torunlarımızın da çekeceğini unutmamalıyız. Çevreyi yok etme ve kirletme adına yapacağımız her yanlış hareket nedeniyle gerek gelecek nesillerin vicdanında ve gerekse ahirette mesul ve mahkum olacağımız unutulmamalıdır.

Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
31 Temmuz 2011       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

lütfen yazarmısınız

Evimizdeki Tehlikeler...

Sponsorlu Bağlantılar
Çevre sorunları insanlardan kaynaklanan sorunlardır. İnsanın çevre konusunda doğru davranışlar kazanabilmesi, bu doğrultuda eğitilmesi büyük önem taşımaktadır. Biz çevre korumacılığını kendi yaşantımızdan başlatırsak bu yönde yapılacak çalışmalara katkıda bulunmuş oluruz.

Şimdi günlük yaşantımızda devamlı kullandığımız fakat farkında olmadığımız bazı zararlı ürünleri tanıyalım.

KADMİYUM: Bu madde insanlarda yüksek tansiyona, kalp hastalıklarına, akciğer kanserlerine ve kansızlığa neden olur. Bulunduğu ortamlar sanayi kuruluşlarının atıkları, çay, kahve, sigara ve otomobil egzos dumanları.

KURŞUN: Bu maddenin meydana getirdiği olumsuzluklar, vücudun hassaslaşması, kuvvetten düşme, uykusuzluk, kabızlık, zihin bulanıklığı, böbrek hastalıkları ve felç. Bulunduğu ortamlar: Başta egzos gazları olmak üzere, çeşitli mutfak kapları, cilalı kap yüzeyleri, plastik ve benzeri eşyalar.

CİVA: Bazı sanayi kuruluşlarının atık sularında bol miktarda bulunan civa metali, bu suların döküldükleri nehir, göl ve denizlerde bulunan canlılara bu canlılardan da insanlara geçmektedir.

NİTRAT:
Bu madde birçok ülkede et ve süt ürünlerinde koruyucu madde olarak kullanılmaktadır. Ayrıca çeşitli bitkilere verilen nitrat gübreler, bitki-toprak-su üçlüsü yoluyla insanlara geçmektedir. Nitrat bir takım reaksiyonlar sonucu insanlarda kansere neden olmaktadır.

ALÜMİNYUM:
Ülkemizde çok sık kullanılan bu maddenin insan sağlığına olumsuz yönde etkisi öteden beri bilinmektedir. Alüminyum genellikle mutfak araç ve gereçlerinde bulunmaktadır. İnsanlarda erken bunamaya neden olmaktadır. Korunmanın yolu; bu kaplara ekşili ve asitli yiyecekler konmamalı şayet konulursa uzun süre bekletilmemelidir.

RADON:
Evlerimizde çeşitli radon kaynakları vardır. Bunlar radonlu topraklardan yapılmış tuğlalar, su ve gaz borularıdır. Bu gaz, temellerden ve oda tabanlarından sızarak tehlike arzeder. Meydana getirdiği olumsuzluklar bilhassa kanser riskin arttırmasıdır. Bu gazdan korunmanın yolu, evleri ve odaların sık sık havalandırılmasıdır.


Bilinçli Çevrecilik, Alışverişi Bilinçli Yapmakla Başlar

Çevrenin korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi konusunda gösterilen çabaların amacı, insanların daha sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamalarının sağlanmasıdır. Çevreye zarar veren de çevreyi koruyan ve geliştiren de insandır.

O halde yaşam kalitemizi bozmadan alacağımız basit önlemlerle çevremizi koruyabilir, çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakabiliriz.

Alabildiğine tüketen bir toplum, aslında gelecek nesillerin hakkını da yemektedir.

Çevre kirlenmesinin büyük boyutlara ulaşması, çöp dağlarının artık bizleri ve gelecek kuşakları yutmaya hazırlanması, doğal kaynaklarımızın hızla tükenmesi bizleri, alışverişten başlayarak tüketimin her aşamasında ve tüketim sonrası oluşan atıkların bertarafı ve yeniden kullanılmasında bilinçli hareket etmeye zorlamaktadır.

Bu tüketim alışkanlığımıza Doğanın daha ne kadar dayanacağını hiç birimiz tahmin dahi edemiyoruz.

Çevre Bilinci İle Alışveriş Yapalım;

Bir kere kullanıp atacağımız naylon poşetler yerine, sürekli kullanabileceğimiz bez torba, sepet veya fileleri tercih edelim. Unutmayalım ki, plastik ambalajlar ve naylon poşetler doğada parçalanmadan yüzyıllarca kalabilmektedir.
Plastik ya da pet ambalajlı yiyecekler yerine cam ambalajlı yiyecekleri seçelim.
Herhangi bir ürünü alırken geri dönüşümlü olmasına dikkat edelim.
“ Kullan-at ” piller yerine yeniden doldurulabilen pilleri kullanalım.
Sprey deodorantlar yerine “ Ozon dostu ” deodorantlar kullanmaya özen gösterelim.
Alışveriş yaparken, harcamanın ne kadarını ürünün kendisine, ne kadarını ambalajına verdiğimizi hiç düşündünüz mü? Bir yandan çevreyi kirlettiğiniz bu ambalaj maddeleri öbür yandan sizi aldatan bir “ yalancı ” değil midir?
Fosfat içeren deterjanlar içme suyu kaynaklarına karışarak suyu kullanılmaz hale getirmektedir. Fosfatlı deterjanlar yerine doğal temizleyicileri tercih edelim.
Bulaşık makinalarında kullanılan kimyasal parlatıcılar yerine doğal madde olan sirkeyi hiç denediniz mi?


Kaynak
Sen sadece aynasin...
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
23 Ocak 2012       Mesaj #3
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Çevre bilincinin gelişmesi için yapılması gereken şeyler nelerdir

Toplumumuzda çevre kirliliği ve çevrenin korunması bir görev olarak algılandığı halde, buna pek dikkat edilmediği görülmektedir. Kıyıların kirletilmemesi ve yağmalanmaması her türlü platformda dile getirilip savunulduğu halde, savunanlar pekala dile getirdiklerinin aksini yapabilmektedirler. Sanayi atıklarının çevreye zarar vermeden imha edilmesini isteyen bir sanayici, kendi fabrikası söz konusu olduğunda bunu görmezlikten gelebiliyor. En basit şekliyle herkes kendi evinin önünü temiz tutsa temizlik görevlilerine gerek kalmaz, diyebilen kimse, pekâla kendi çöplerini sokağa atabiliyor.

Böylece, sorunun göründüğü kadar basit olmadığı anlaşılmaktadır. Çünkü sorun artık çevre sorunu olmaktan çıkmış, bir ahlâk sorununa dönüşmüştür. Bu durum sadece ülkemizde değil, dünyanın başka ülkelerinde de böyledir.

Öyleyse bizler fert olarak neler yapabiliriz; kendimizde çevre bilincini nasıl oluşturabiliriz? Şimdi bunlara bir göz atalım.

Evvela, yapılan alışverişin çevreyi korumada ilk adım olması gibi, satın alınan malların ev içinde bilinçli kullanılması da önemlidir. Kullanılıp atacağımız naylon poşet yerine, sürekli kullanabileceğimiz bez torba, sepetler veya fileleri tercih etmeliyiz. Poşet kullanmak zorunda kaldığınız zaman 3-5 küçük poşet yerine, büyük poşet kullanırsak bu bile çevre için bir faydadır. Çevreyi kirleten plastik ambalajlı ürünler yerine cam ambalajlı ürünleri tercih edersek, hem uzun süre ondan yararlanmış oluruz, hem de cam geri dönüşümlü bir madde olduğu için onu tekrar ekonomiye kazandırabiliriz.

Sebze, meyve alırken hormonlu olanlar tercih edilmemelidir. Her zaman, hormonlu olmadığı halde normal boyutlarından daha büyük sebze ve meyveler de yetiştirilmektedir. Bu bilinç üreticilerin hormonlu sebze-meyve yetiştirmesini etkileyecektir.

Muhakkak ki, günlük hayatta çok sık ve yaygın olarak kullanılan piller yerine, şarj edilerek kullanılanını tercih edersek, içinde ihtiva ettiği ağır metallerden de kurtulmuş oluruz. Bu piller bünyelerinde cıva, kadmiyum ihtiva ederler. 1 gr Cıva 1 milyon litre su zehirlemekte, l gr. Kadmiyum ise 1 ton pislikten daha zararlıdır.

İnsanların alışkanlıklarını değiştirmek elbette ki zordur. Ancak bu alışkanlıklarımızı değiştirmek hem kendi gezegenimiz, hem de kendi ekonomik durumumuz için gerekli olduğunu vurgulamak gerekir. Dini ve kültürel boyuttan dolayı insanımız temizlik konusunda çok hassastır.

En çok kullandığımız tüketim maddesi de temizlik ürünleridir. Gıda maddelerinde yaptığımız tasarruf kadar maalesef temizlik maddelerinde aynı gayreti göstermiyoruz. Deterjanın içinde bulunan fosfat, suya karıştığı zaman su kalitesini bozarak kullanılmaz hale gelmesine neden olur. Ayrıca fosfatlar deniz ve göllerde yosunların hız1a çoğalmasına neden olduklarından bunlar öldüğünde, çürümelerini sağlayacak bakteriler daha fazla oksijene ihtiyaç duyacakları için diğer canlıların kullanması gereken oksijeni de tüketirler. Bu şekilde diğer canlılar oksijensiz kalır ve yaşayamazlar. Bunun sonucu olarak da göl ve ırmaklar kuruyup yok olabiliyor.

Sabun tozları ve içinde fosfat bulunmayan deterjanları kullanırsak, bilinçli bir tüketici olabiliriz. Ayrıca sıvı deterjanlar fosfat içermezler. Bunların kullanılması tercih edilmelidir.

Yemekler pişirilirken çelik ve teflon tencerelerden yararlanmalı, kapakları kapatılarak enerji tasarrufu sağlanmalıdır.

Ekmek israfına son verilmeli, ihtiyacımız kadar kullanmalıyız. Atalarımızın aziz ekmek dedikleri, yere düşünce öpüp kaldırdıkları ve daha uygun bir yere koyduklarını hatırımızdan çıkarmayalım. Bayatlayan ekmeği hemen atmamak, onu başka gıdalarla tekrar kullanmak bu ekmek savurganlığını asgariye indirecektir.

Bütün bunların çevre bilinciyle ne alâkası var diyebilirsiniz. Şöyle ki; insanın mutluluğu için ortaya çıkarılan her teknolojik gelişme mutlaka beraberinde çevre sorunlarını da getirmektedir. Her gün kullandığımız hava, su, enerji ve gıda maddelerini daha dikkatli olarak harcamalıyız. Dünyanın kaynaklarının sınırlı olduğunu, yaptığımız her yanlış hareketin faturasını diğer insanların ve torunlarımızın da çekeceğini unutmamalıyız. Çevreyi yok etme ve kirletme adına yapacağımız her yanlış hareket nedeniyle gerek gelecek nesillerin vicdanında ve gerekse ahirette mesul ve mahkum olacağımız unutulmamalıdır.
In science we trust.

Benzer Konular

2 Mart 2011 / agah Soru-Cevap
8 Eylül 2014 / Misafir Soru-Cevap
26 Eylül 2014 / semraA Soru-Cevap
13 Ocak 2012 / Misafir Psikoloji ve Psikiyatri