Ziyaretçi
Ekonomik Önemi, Anavatanı ve Yayılma Alanları
Börülce insan beslenmesi yanında hayvan yemi olarak da değerlendirilen bir baklagil sebzesidir. Börülcenin taze baklaları ve kuru daneleri yemeklik olarak kullanılır. Taze börülcede % 80-85 su, % 15-20 kuru madde bulunur. Yağ miktarı düşüktür. Kuru maddenin, % 20-30'nu proteinler meydana getirir. Ege bölgesinde börülcenin taze baklası yemeklik olarak çok kullanılır. Özellikle taze baklası ve kuru daneleri haşlanarak zeytinyağlı ve limonlu olarak yapılan salatası beğenilen tüketim şeklidir. Ülkemizde insan beslenmesi bakımından börülcenin önemi tam olarak bilinmemektedir. Börülce, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde tanınmakta olup tarımı da bu bölgelerde yapılmaktadır. Yıllık börülce üretimi yıllara göre değişmekte olup 9-10 bin ton civarındadır (Anonymous, 1998).
Börülce ile ilgili fazla çalışma olmamakla beraber kültür formuna yakın yabani bir börülce türü Afrika kıtasında yetiştirilmektedir. Yabani börülcenin tohumu ufak, olgunlaşmamış meyveleri orak şeklindedir. Yabani formlar kültür çeşitleri ile melezlenebilmektedir. Bu bilgiler ışığında börülcenin kültür formunun Afrika'dan çıktığı ileri sürülmektedir. Börülce sıcak iklim sebzesi olduğu için Afrika, Güney Amerika, Güney Asya ve Akdeniz bölgelerinde yayılmıştır. Amerika'ya İspanyollar tarafından götürülmüştür (Akçın, 1973).
Sınıflandırılması
Börülce; Phaseolus L. Cinsine çok benzediği için uzun yıllar Phaseolus cinsine bağlı olduğu düşünülmüştür. Ancak Vigna cinsi çiçek kayıkçığının kıvrımsız olmasıyla Phaseolus cinsinden ayrıcalık gösterir.
Vigna cinsi ilk kez 1824 yılında Savi tarafından açıklanmıştır. (Pos, 1932). Dünya üzerinde yaygın olan Vigna türleri 4 grup altında toplanmaktadır. Her bir grup, birbirine çok yakın olan formları kapsamaktadır. Bu formlar bazı sistematikçiler tarafından tür olarak kabul edilmektedir. Fakat bazı sistematikçiler bunların benzer olduklarını belirtmektedir. (Paris, 1965). Bu gruplar;
a) Vigna sinensis (L.) Savi
b) Vigna luteola (Laca.) Benth
c) Vigna vexillata (L.) Benth
d) Vigna lutea A. Gray (Vigna marin (Burn.)merr.)dir.
Vigna sinensis 3 alt bölüme ayrılmaktadır.
a) Var. sinensis: Yarı böbrekten yarı yuvarlağa kadar değişen şekillerdeki taneleri 6-9mm uzunluğunda olan bu alt bölümün yabani ve kültür formları bulunur.
b) Var. sesquipedalis (L.) Fruw: Uzun böbrek şeklindeki taneleri 8-12mm uzunluğundadır. Asparagus fasulyesi olarak ta bilinen bu alt bölümün baklaları 30-l00cm uzunluğundadır.
c) Var. cylindrica (Vigna cylindrica Skeels) yada catjang (Burm.) Walp: Daneleri 5-6cm uzunluğunda uzun yada silindirik şekillidir. Baklaları 8-13 cm uzunluğundadır. Dik büyüyen yan çalmışı bir bitkidir. (Şehirali, S.; Akdağ, C.)
Börülcenin Morfolojisi
Kök
Börülcenin kuvvetli kazık kökü vardır, yan kökler de gelişmiştir ve toprağın üst tabakalarında lateral olarak yayılmıştır. Köklerinde nodul oluşturan Rhizobium türü cowpea ssp'dir (Börülce grubu) ve küresel nodul oluşturur.
Gövde
Gövde otsu, tüysüz, İçi boş, hafif köşeli, gövdenin üzeri bazen oluk gibi yarık olabilir. Dallanma tüm ana gövde boyunca görülür, yere yatık, yarı dik ve dik habitus gösteren formları bulunmaktadır. Gövdede boğumlar belirgindir ve boğumlarda karşılıklı iki kulakçık bulunur. Boğumlar ya çıplak olur veya yaprak saplarını taşırlar. Yaprak koltuklarından çiçek salkımı veya yeni dallar çıkar. Altınbaş ve Sepetoğlu (1993) börülcede dal sayısının 1 ile 12 arasında değiştiğini bildirmektedir.
Yaprak
Börülcenin yaprağı çoğu kez fasulyenin yaprağı ile karıştırılır. Şekil olarak fasulyeye çok benzeyen formlar vardır. Yalnız börülcenin yaprağı fasulyenin ki gibi tüylü değildir, bu nedenle yaprak yüzü daha düzgün, parlak ve damarlar daha az belirgindir. Kotiledon yaprakların üstündeki birinci yaprak karşılıklı olarak iki tanedir, bunların üstündeki asıl yapraklar üç yaprakçıktan oluşan bileşik yapraktır.
Yaprakçık şekilleri ince mızraktan ovale kadar değişir. Uçta bulunan yaprakçık, diğer iki yaprakçıktan daha uzun ve geniştir.
Yan yaprakçıkların yaprak sapına birleştiği yerde her birinin bir, ortada bulunan yaprakçığın ise iki kulakçığı vardır.
Hızlı büyüyen tiplerde toprak üstü organların büyüme hızı, kök büyüme hızından daha hızlı olduğu durumlarda, noduller tam oluşmadığından yeterli azot sağlanamaz ve bitkide sararma görülür. Geçici olan bu durum nodullerin oluşumu tamamlanıp yeterli azot bağlanınca kaybolur.
Çiçek
Çiçek salkım formunda yaprak koltuklarından çıkan çiçek sapının üzerinde bulunur. Salkım saplan çoğu zaman çiçek saplarından daha uzundur. Her salkım sapından 4-6 küçük çiçek salkımı, salkım sap üzerinde alternatif dizilerek çıkar. Her küçük salkımda 6-12 kadar tomurcuk bulunur. Çiçek salkımı çok sayıda çiçek içermesine rağmen, genellikle ilk iki çift gelişir ve çiçek meydana getirir. Açan çiçeklerin de hepsi meyve bağlamaz, bir çoğu tozlanmadan önce dökülür.
Kaliks tüpü uzundur ve uçları parçalıdır. Çiçekleri fasulyen i n ki ne benzer fakat, fasulyede kayıkçık kıvrıktır, börülcede ise düzdür ve yandaki kanatlar kayıkçığın üzerine kapanmış durumdadır. Korolla beyazdan mora kadar çok değişik renklerde olabilir. 10 erkek organ diadelphus formundadır. Dişicik borusunun (style) iç kısmı tüylüdür ve ucunda eğri bir sitigma bulunur. Çiçekler genel olarak sabah erken saatlerde açarlar ve gün ortalarında kapanırlar, ve kapandıktan sonra solmaya başlarlar. Çiçekler kendine döllenir, fakat açan çiçeklerin ancak % 6-16'sı olgun bakla meydana getirebilir.
Bakla
Baklalar düz, silindirik, ince, dolgun ve uzundur. Taze iken koyu yeşil olan baklalar olgunlaşınca sararırlar, bazı çeşitlerde kahverengi veya mor olurlar.Normal olarak baklaların boyu 10-20cm'dir fakat, daha uzun baklalar da vardır (100 cm). Bir baklada 3-15 tohum bulunur. Bakla şekilleri düz, hafif kıvrık, helezon gibi kıvrık olabilir. 75 farklı çeşidi inceleyen Altınbaş ve Sepetoğlu (1993) bitkide baka sayısının 4 ile 72 arasında değiştiğini bildirmektedir.
Tohum
Tohumlar büyüklük, renk ve şekil bakımından oldukça farklılık gösterir. Şekilleri baklasının şekli ile ilişkilidir. Gelişme sırasında bakla içindeki karpeller birbirinden ayrılmışsa böbrek şeklinde olurlar. Bakla içindeki sıkışık durumları arttıkça küre şekline yaklaşırlar. Tohum kabuğu testa, düz veya kırışık olabilir, tohum ve hilurn rengi beyaz, bej, kahverengi, kırmızı veya siyah renkli olabilir.
Yetiştirilme istekleri
İklim isteği
Börülce yan nemli koşullara çok iyi uyum sağlamış bir sıcak iklim sebzesidir. Gelişme döneminde yüksek sıcaklık ister. İlkbahar ve sonbahar donlarına karşı hassastır. Aşın kuraklık tozlanma ve döllenmeyi olumsuz yönde etkileyerek meyve ve tohum bağlamasını önler. Tohumların çimlenmesi için toprak sıcaklığı 8-10°C, hava sıcaklığı ise 10-12°C olmalıdır. En iyi gelişme sıcaklığı 20-30°C arasıdır. Gündüz ile gece sıcaklığı arasındaki fark 5-10°C olmalıdır.
Gün uzunluğu bakımından nötr gün bitkisi olarak kabul edilir. Düşük sıcaklık ve uzun gün ilk çiçeklenmeyi uyarıcı etkiye sahiptir.
Toprak isteği
Börülce kumlu topraklardan killi topraklara kadar değişik topraklarda yetiştirilebilir. Erkenci taze börülce yetiştiriciliğinde hafif topraklar tercih edilir. Kuru dane üretimi için ağır topraklar tercih edilmelidir. Optimum toprak pH'sının 5.5-6.5 civarında olması istenir.
Beslenme ve insan sağlığı açısından önemi
Börülcenin daha çok taze baklası yemeklik olarak kullanılır. Bilhassa Ege bölgesinde haşlanmış zeytin yağlı ve limonlu salatası en beğenilen tüketim şeklidir.
Börülce, taze sebze ve kuru tane olarak genellikle Afrika ülkelerinde insan beslenmesinde önemli bir mevkiye sahiptir. Yine bu ülkelerde kahve, çorba yapımında ve un sanayiinde geniş ölçüde kullanılmaktadır.
Taze börülcede %80-85 su ve % 15-20 kuru madde bulunur. Kuru maddenin çoğunluğunu karbonhidratlar ve proteinler oluşturur. Yağ miktarı ise düşüktür.
Ekonomik değeri
Börülce yeşil ve kuru dane olarak insan gıdası, hayvan yemi, toprağı geliştiren ve azotça kuvvetlendiren bir baklagil cinsidir. Kuru ot, yeşil yem, dane yemi, silaj yemi olarak kullanılır. Mera tesisinde ve toprağı muhafaza maksadıyla yetiştirilmektedir.
Tane börülcelerin dönüme verimi 600-l000kg. arasındadır. Dane verimi ise 80-120kg. arasındadır.
Dünya yemeklik tane baklagil ekim alanının %8,9'u, üretiminin %2,86'sı börülceden sağlanır. Börülcenin son yıllara ilişkin dünya istatistikleri sağlanamamıştır. 1975 yılı FAO verilerine göre dünyada börülcenin ekim alanı 5.170.000 ha,. Üretimi 1.097.000 ton ve verimi 212kg/ha.'dır. dünya börülce ekim alanının %97'sinden ve üretiminin ise %91’inden fazlası Afrika kıtasında bulunur. Dünyanın en önemli börülce üretici ülkesi Nijerya'dır. Bu ülke 4.500.000 ha. Ekim alanı ile dünya börülce ekim alanının %87'sini, Afrika kıtasının ise %89'unu oluşturur. Üretim yönünden ise toplam üretimi 850.000 ton olan Nijerya dünya börülce üretiminin %77'sini, Afrika kıtası üretiminin %85'ini karşılar.
1975 Yılı Dünya Börülce Ekim Alanı, Üretim Miktarı, Verimi
Dünya
Afrika
Amerika
Asya
Avrupa
Okyanusya
Nijerya
Yukarı Volta
Senegal
Türkiye
Türkiye'de 1940-93yılları Arasındaki Börülce Tarımının Durumu:
Türkiye'de Yıllara Göre Börülce Ekim Alanı, Üretim Miktarı, Verimi
Buna göre börülce ekim alanı 1940-44 ve 1950-54 dönemlerinde 5.400ha. olarak en yüksek düzeydedir. Daha sonra azalarak 1993 yılında 1950ha olmuştur.üretim en fazla 1950-54 yıllarında, en düşük ise l .630 ton ile 1990 yılında gerçekleşmiştir.
Ülkemizde börülce tarımı en fazla Ege bölgesinde yapılmaktadır. Bu bölge 1420ha ekim alanına ve 1.512 ton üretime sahiptir.2.Sıradaki Orta Kuzey Geçit bölgesinde ekim alanı 520 ha. ve üretimi 478 tondur. Akdeniz bölgesinde 5ha. Ekim alanı 10 ton üretimi sağlanmıştır.
İllere Göre 1993 Yılı Börülce Ekim Alanı, Üretim Miktarı, VerimiManisa
Uşak
Isparta
Muğla
İzmir
Denizli
Çanakkale
Aydın
Ülkemizde börülce ekim alanının azalmasına neden olarak; bu bitkinin insan gıdası olarak memleketimizde pek fazla tanınmaması, birim alandan kaldırılan ürünün düşük oluşu yurt içi börülce talebinin azlığı nedeniyle birim fiyatının düşmesi ve yetiştiricinin bu bitkinin kültüründen vazgeçerek daha karlı bitkilere yönelmiş bulunmaları gösterilebilir. (AKÇİN, A.; AKDAĞ, C.)
Gübreleme
Börülce bitkisinin fosfor isteği çok yüksektir. Toprak azot bakterileri ile iyi bir şekilde aşılandığında azot bakımından kendi kendine yeterlidir. Toprağa verilen fosforlu gübreler nodozite gelişimini önemli miktarda arttırır. Dekara 10-15 kg azot, 10-12 kg fosfor, 8-10 kg potasyumlu gübre verilmelidir. Toprakta bulunan besin maddelerine bağlı olarak kalsiyum, magnezyum ve kükürt de verilebilir.
Yetiştirme Tekniği
Toprak hazırlığı
Börülcede tohum yatağı sıkı, keseksiz ve kaba çöplerden temizlenmeli ve yeterli miktarda nemli olması gerekir. Tohum yatağının keseksiz ve iyi hazırlanması çimlenme ve çıkışın düzenli olmasını sağlar. Ancak toprakların agregat yapısını bozacak şekilde aşırı işleme yapılmamalıdır. Aksi takdirde toprağın havalanması ve su geçirgenliği kötüleşir. Börülce topraklan sonbaharda derin işlenir. Kışın yağışı toprağa alır. Ön bitki anızı sonbaharda toprağa karıştırılarak tohum yatağı hazırlığı ilkbaharda ekim öncesi yapılır. Ekimden önce keseklerin parçalanması ve yabancı otların yok edilmesi için yüzlek bir toprak işlemesi yapılır. İlkbaharda 10-15cm lik bir sürüm yapılır. Tarlada diskaro ve tırmık çekilerek toprak parçalanır ufalanır ve düzeltilir. Toprak işlemelerinde nem kaybının en aza indirilmesine özen gösterilmelidir. (ŞEHİRALİ; S., GÜN A Y, A.)
Tohum ve Ekim
Börülce ön bitki bakımından seçici değildir, ekimi ya tahıllar hasat edilince ikinci ürün olarak veya ilkbaharda topraklar çimlenme için gerekli sıcaklığa erişince birinci ürün olarak ekilir. Serpme ekim başarılı sonuç vermez, sıraya ekim yapılması gereklidir. Ekimde uygulanacak sıra arası ve sıra üzeri mesafeler bitkinin oluşturacağı habitusa ve ürünün kullanım amacına göre değişir. Fazla büyüyen ve yatık gelişen çeşitlerin seyrek ekilmesi, dik büyüyen ve yem amacıyla üretilecek çeşitlerin daha sık ekilmesi gereklidir. Bahçeci ve Engin (1989)'in Çukurova koşullarında yayılıcı, yatık formda iki börülce çeşidi ile yaptığı bir çalışmada, verim bakımından 50cm sıra arası ve 25cm sıra üzeri ekim mesafesinden en iyi sonuç alınmıştır. Yine verimi etkileyen önemli karakterlerden bitkide bakla sayısı en fazla 50x25cm ekim mesafesinde gerçekleşmiştir. Ege bölgesinde Sepetoğlu ve Ceylan (1979), bodur tiplerde en uygun ekim sıklığının 60x10cm olduğunu bildirmektedir. Birim alana atılacak tohumluk miktarı çeşidin bitki habitusuna, ekim yöntemine ve tohum büyüklüğüne göre değişmektedir. Dik gelişen formlarda dekara atılacak tohumluk miktarı 3-6 kg, serpme ekimde 9-15 kg, sarılıcı gelişen formlarda 2-3 kg arasında olmaktadır (Şehirali, 1988). Ekim derinliği 3-6cm tutulmalıdır. Tomer ve Verma (1989), iri tohumların, küçük tohumlara nazaran daha güçlü fideler meydana getirdiğini ve sonuçta bu bitkilerin verimlerinin daha fazla olduğunu bildirmektedir.
Bakteri Aşılama ve Azot Fiksasyonu
Börülcenin anavatanı Anadolu değildir ve bu nedenle normal koşullarında topraklarımızda börülcede etkili doğal Rhizobium bakterisi yoktur. Bu nedenle, börülce yetiştiriciliğinde tohumlar uygun bakteri türünün taze kültürleriyle ekimden önce aşılanmalıdır. Börülcede etkili bakteri türü, özel grup olan Cowpea Rhizobium bakterileridir. Tüm baklagil bitkilerinde olduğu gibi börülcede de nodullerin azot bağlama kapasitesini artırmak için uygun bitki gelişme ortamının hazırlanması ve devam ettirilmesi gereklidir. Nodulasyon yeterli olduğu takdirde börülce azot gereksinimini simbiyotik yolla karşılayabilir ve bakteri aşılaması verimi artırır.
Börülce yüksek sıcaklıklarda yetişebilen bir bitkidir, fakat sıcaklığın 40°C'ye doğru yükselmesiyle nodul sayısı ve bağlanan azot miktarı azalır. Yüksek sıcaklıklarda bitki azot bağlama işlemini gündüz değil de gece sürdürür. Börülcenin simbiyotik yolla bağladığı azot miktarı 7.3-35.4 kg/da/yıl'dır (Anonymous, 1984). Azotlu bileşikler generatif döneme kadar yapraklarda depolanır, daha sonra tohumlara taşınır. Bir dekarlık alandan her ton börülce tohumu ürünü ile yaklaşık 4 kg azot kaldırılmaktadır. Tohum ürünü dışında kalan kök, sap-yaprak artıkları toprağa karıştırılırsa toprağın azot kapsamı artırılır ve bir sonraki ürüne azotça zengin toprak bırakılmış olur.
Sulama
Çimlenme döneminde toprakta yeterli nemin olması halinde börülce çiçeklerime ve tane doldurma öncesinde olmak üzere iki defa ile sulamadan yüksek verim Bağlanılabilir. Bir dönemde 7-10 gün aralıklarla 3-4 kez sulama yapılır. Hafif salma sulama en uygun sulama şeklidir. Çıkış ile çiçeklerime arasındaki dönemde suyun fazlalığı bitkide solgunluk meydana getirir ve verim düşer. Börülce için iyi bir drenaj çok önemlidir. Drenaj kök bölgesinin iyi havalanmasını sağlar ve yumru bakterilerim daha fazla azot tespit etmelerini teşvik eder. Sulama mevcut şartlarına göre salma, karık veya yağmurlama şeklinde yapılır. Karık sulama yapılacağı zaman sıra arası çapalama esnasında karık haline getirilir ve karıklara sızdırma suretiyle su verilir. Sırık tipi börülcelerde bitkiler 30-40cm boy aldığından sulanan bir gün sonra her bitki başına bir adet sırık dikilir. Daha sonra bitkiler bu sırığa sardırılır (AKDAĞ, C.; GÜNAY, A.).
Verim
Yetiştirme koşullarına ve çeşit özelliğine bağlı olarak dekardan yaklaşık 750-1000 kg taze börülce hasat edilir. Taze börülce verimine ekolojik koşullar da önemli ölçüde etki eder.
Sponsorlu Bağlantılar
Börülce ile ilgili fazla çalışma olmamakla beraber kültür formuna yakın yabani bir börülce türü Afrika kıtasında yetiştirilmektedir. Yabani börülcenin tohumu ufak, olgunlaşmamış meyveleri orak şeklindedir. Yabani formlar kültür çeşitleri ile melezlenebilmektedir. Bu bilgiler ışığında börülcenin kültür formunun Afrika'dan çıktığı ileri sürülmektedir. Börülce sıcak iklim sebzesi olduğu için Afrika, Güney Amerika, Güney Asya ve Akdeniz bölgelerinde yayılmıştır. Amerika'ya İspanyollar tarafından götürülmüştür (Akçın, 1973).
Sınıflandırılması
Börülce; Phaseolus L. Cinsine çok benzediği için uzun yıllar Phaseolus cinsine bağlı olduğu düşünülmüştür. Ancak Vigna cinsi çiçek kayıkçığının kıvrımsız olmasıyla Phaseolus cinsinden ayrıcalık gösterir.
Vigna cinsi ilk kez 1824 yılında Savi tarafından açıklanmıştır. (Pos, 1932). Dünya üzerinde yaygın olan Vigna türleri 4 grup altında toplanmaktadır. Her bir grup, birbirine çok yakın olan formları kapsamaktadır. Bu formlar bazı sistematikçiler tarafından tür olarak kabul edilmektedir. Fakat bazı sistematikçiler bunların benzer olduklarını belirtmektedir. (Paris, 1965). Bu gruplar;
a) Vigna sinensis (L.) Savi
b) Vigna luteola (Laca.) Benth
c) Vigna vexillata (L.) Benth
d) Vigna lutea A. Gray (Vigna marin (Burn.)merr.)dir.
Vigna sinensis 3 alt bölüme ayrılmaktadır.
a) Var. sinensis: Yarı böbrekten yarı yuvarlağa kadar değişen şekillerdeki taneleri 6-9mm uzunluğunda olan bu alt bölümün yabani ve kültür formları bulunur.
b) Var. sesquipedalis (L.) Fruw: Uzun böbrek şeklindeki taneleri 8-12mm uzunluğundadır. Asparagus fasulyesi olarak ta bilinen bu alt bölümün baklaları 30-l00cm uzunluğundadır.
c) Var. cylindrica (Vigna cylindrica Skeels) yada catjang (Burm.) Walp: Daneleri 5-6cm uzunluğunda uzun yada silindirik şekillidir. Baklaları 8-13 cm uzunluğundadır. Dik büyüyen yan çalmışı bir bitkidir. (Şehirali, S.; Akdağ, C.)
Börülcenin Morfolojisi
Kök
Börülcenin kuvvetli kazık kökü vardır, yan kökler de gelişmiştir ve toprağın üst tabakalarında lateral olarak yayılmıştır. Köklerinde nodul oluşturan Rhizobium türü cowpea ssp'dir (Börülce grubu) ve küresel nodul oluşturur.
Gövde
Gövde otsu, tüysüz, İçi boş, hafif köşeli, gövdenin üzeri bazen oluk gibi yarık olabilir. Dallanma tüm ana gövde boyunca görülür, yere yatık, yarı dik ve dik habitus gösteren formları bulunmaktadır. Gövdede boğumlar belirgindir ve boğumlarda karşılıklı iki kulakçık bulunur. Boğumlar ya çıplak olur veya yaprak saplarını taşırlar. Yaprak koltuklarından çiçek salkımı veya yeni dallar çıkar. Altınbaş ve Sepetoğlu (1993) börülcede dal sayısının 1 ile 12 arasında değiştiğini bildirmektedir.
Yaprak
Börülcenin yaprağı çoğu kez fasulyenin yaprağı ile karıştırılır. Şekil olarak fasulyeye çok benzeyen formlar vardır. Yalnız börülcenin yaprağı fasulyenin ki gibi tüylü değildir, bu nedenle yaprak yüzü daha düzgün, parlak ve damarlar daha az belirgindir. Kotiledon yaprakların üstündeki birinci yaprak karşılıklı olarak iki tanedir, bunların üstündeki asıl yapraklar üç yaprakçıktan oluşan bileşik yapraktır.
Yaprakçık şekilleri ince mızraktan ovale kadar değişir. Uçta bulunan yaprakçık, diğer iki yaprakçıktan daha uzun ve geniştir.
Yan yaprakçıkların yaprak sapına birleştiği yerde her birinin bir, ortada bulunan yaprakçığın ise iki kulakçığı vardır.
Hızlı büyüyen tiplerde toprak üstü organların büyüme hızı, kök büyüme hızından daha hızlı olduğu durumlarda, noduller tam oluşmadığından yeterli azot sağlanamaz ve bitkide sararma görülür. Geçici olan bu durum nodullerin oluşumu tamamlanıp yeterli azot bağlanınca kaybolur.
Çiçek
Çiçek salkım formunda yaprak koltuklarından çıkan çiçek sapının üzerinde bulunur. Salkım saplan çoğu zaman çiçek saplarından daha uzundur. Her salkım sapından 4-6 küçük çiçek salkımı, salkım sap üzerinde alternatif dizilerek çıkar. Her küçük salkımda 6-12 kadar tomurcuk bulunur. Çiçek salkımı çok sayıda çiçek içermesine rağmen, genellikle ilk iki çift gelişir ve çiçek meydana getirir. Açan çiçeklerin de hepsi meyve bağlamaz, bir çoğu tozlanmadan önce dökülür.
Kaliks tüpü uzundur ve uçları parçalıdır. Çiçekleri fasulyen i n ki ne benzer fakat, fasulyede kayıkçık kıvrıktır, börülcede ise düzdür ve yandaki kanatlar kayıkçığın üzerine kapanmış durumdadır. Korolla beyazdan mora kadar çok değişik renklerde olabilir. 10 erkek organ diadelphus formundadır. Dişicik borusunun (style) iç kısmı tüylüdür ve ucunda eğri bir sitigma bulunur. Çiçekler genel olarak sabah erken saatlerde açarlar ve gün ortalarında kapanırlar, ve kapandıktan sonra solmaya başlarlar. Çiçekler kendine döllenir, fakat açan çiçeklerin ancak % 6-16'sı olgun bakla meydana getirebilir.
Bakla
Baklalar düz, silindirik, ince, dolgun ve uzundur. Taze iken koyu yeşil olan baklalar olgunlaşınca sararırlar, bazı çeşitlerde kahverengi veya mor olurlar.Normal olarak baklaların boyu 10-20cm'dir fakat, daha uzun baklalar da vardır (100 cm). Bir baklada 3-15 tohum bulunur. Bakla şekilleri düz, hafif kıvrık, helezon gibi kıvrık olabilir. 75 farklı çeşidi inceleyen Altınbaş ve Sepetoğlu (1993) bitkide baka sayısının 4 ile 72 arasında değiştiğini bildirmektedir.
Tohum
Tohumlar büyüklük, renk ve şekil bakımından oldukça farklılık gösterir. Şekilleri baklasının şekli ile ilişkilidir. Gelişme sırasında bakla içindeki karpeller birbirinden ayrılmışsa böbrek şeklinde olurlar. Bakla içindeki sıkışık durumları arttıkça küre şekline yaklaşırlar. Tohum kabuğu testa, düz veya kırışık olabilir, tohum ve hilurn rengi beyaz, bej, kahverengi, kırmızı veya siyah renkli olabilir.
Yetiştirilme istekleri
İklim isteği
Börülce yan nemli koşullara çok iyi uyum sağlamış bir sıcak iklim sebzesidir. Gelişme döneminde yüksek sıcaklık ister. İlkbahar ve sonbahar donlarına karşı hassastır. Aşın kuraklık tozlanma ve döllenmeyi olumsuz yönde etkileyerek meyve ve tohum bağlamasını önler. Tohumların çimlenmesi için toprak sıcaklığı 8-10°C, hava sıcaklığı ise 10-12°C olmalıdır. En iyi gelişme sıcaklığı 20-30°C arasıdır. Gündüz ile gece sıcaklığı arasındaki fark 5-10°C olmalıdır.
Gün uzunluğu bakımından nötr gün bitkisi olarak kabul edilir. Düşük sıcaklık ve uzun gün ilk çiçeklenmeyi uyarıcı etkiye sahiptir.
Toprak isteği
Börülce kumlu topraklardan killi topraklara kadar değişik topraklarda yetiştirilebilir. Erkenci taze börülce yetiştiriciliğinde hafif topraklar tercih edilir. Kuru dane üretimi için ağır topraklar tercih edilmelidir. Optimum toprak pH'sının 5.5-6.5 civarında olması istenir.
Beslenme ve insan sağlığı açısından önemi
Börülcenin daha çok taze baklası yemeklik olarak kullanılır. Bilhassa Ege bölgesinde haşlanmış zeytin yağlı ve limonlu salatası en beğenilen tüketim şeklidir.
Börülce, taze sebze ve kuru tane olarak genellikle Afrika ülkelerinde insan beslenmesinde önemli bir mevkiye sahiptir. Yine bu ülkelerde kahve, çorba yapımında ve un sanayiinde geniş ölçüde kullanılmaktadır.
Taze börülcede %80-85 su ve % 15-20 kuru madde bulunur. Kuru maddenin çoğunluğunu karbonhidratlar ve proteinler oluşturur. Yağ miktarı ise düşüktür.
Ekonomik değeri
Börülce yeşil ve kuru dane olarak insan gıdası, hayvan yemi, toprağı geliştiren ve azotça kuvvetlendiren bir baklagil cinsidir. Kuru ot, yeşil yem, dane yemi, silaj yemi olarak kullanılır. Mera tesisinde ve toprağı muhafaza maksadıyla yetiştirilmektedir.
Tane börülcelerin dönüme verimi 600-l000kg. arasındadır. Dane verimi ise 80-120kg. arasındadır.
Dünya yemeklik tane baklagil ekim alanının %8,9'u, üretiminin %2,86'sı börülceden sağlanır. Börülcenin son yıllara ilişkin dünya istatistikleri sağlanamamıştır. 1975 yılı FAO verilerine göre dünyada börülcenin ekim alanı 5.170.000 ha,. Üretimi 1.097.000 ton ve verimi 212kg/ha.'dır. dünya börülce ekim alanının %97'sinden ve üretiminin ise %91’inden fazlası Afrika kıtasında bulunur. Dünyanın en önemli börülce üretici ülkesi Nijerya'dır. Bu ülke 4.500.000 ha. Ekim alanı ile dünya börülce ekim alanının %87'sini, Afrika kıtasının ise %89'unu oluşturur. Üretim yönünden ise toplam üretimi 850.000 ton olan Nijerya dünya börülce üretiminin %77'sini, Afrika kıtası üretiminin %85'ini karşılar.
1975 Yılı Dünya Börülce Ekim Alanı, Üretim Miktarı, Verimi
Alan (ha)
üretim(ton)
verim(kg/ha)
5.170.000
1.097.000
212
5.035.000
1.003.000
199
80.000
57.000
715
43.000
27.000
629
8000
6000
803
5000
3000
633
4.500.000
850.000
189
350.000
75.000
214
59.000
23.000
390
1.950
2000
1.026
Türkiye'de 1940-93yılları Arasındaki Börülce Tarımının Durumu:
Türkiye'de Yıllara Göre Börülce Ekim Alanı, Üretim Miktarı, Verimi
Yıllar
Ekim Alanı (ha)
Üretim (ton)
Verim (kg/ha)
1940-44
5400
4100
757
1950-54
5400
4.600
862
1960-94
2.300
2.200
969
1970-74
2.200
2000
923
1980-84
2.200
2300
1.050
1985
4100
4000
976
1986
3.485
4000
1.040
1987
4000
4000
1.000
1988
3.500
4000
1.143
1989
2280
1900
833
1990
1.630
1630
1000
1991
2050
2200
1073
1992
2200
2100
955
1993
1950
2000
1.026
Buna göre börülce ekim alanı 1940-44 ve 1950-54 dönemlerinde 5.400ha. olarak en yüksek düzeydedir. Daha sonra azalarak 1993 yılında 1950ha olmuştur.üretim en fazla 1950-54 yıllarında, en düşük ise l .630 ton ile 1990 yılında gerçekleşmiştir.
Ülkemizde börülce tarımı en fazla Ege bölgesinde yapılmaktadır. Bu bölge 1420ha ekim alanına ve 1.512 ton üretime sahiptir.2.Sıradaki Orta Kuzey Geçit bölgesinde ekim alanı 520 ha. ve üretimi 478 tondur. Akdeniz bölgesinde 5ha. Ekim alanı 10 ton üretimi sağlanmıştır.
Türkiye Tarım Bölgelerinde 1993 Yılı Börülce Ekim Alanı, Üretimi Ve Verimi
Bölgeler
Ekim Alanı (ha)
Üretim (ton)
Verim (kg/ha)
Ege
1420
1512
1065
Orta Kuzey
520
478
919
Akdeniz
5
10
2.000
İllere Göre 1993 Yılı Börülce Ekim Alanı, Üretim Miktarı, Verimi
İller
Ekim Alanı (ha)
Üretim (ton)
Verim (kg/ha)
537
548
1.020
520
478
919
400
373
933
272
353
1.298
80
121
1.513
66
39
591
43
58
1.349
22
20
909
Ülkemizde börülce ekim alanının azalmasına neden olarak; bu bitkinin insan gıdası olarak memleketimizde pek fazla tanınmaması, birim alandan kaldırılan ürünün düşük oluşu yurt içi börülce talebinin azlığı nedeniyle birim fiyatının düşmesi ve yetiştiricinin bu bitkinin kültüründen vazgeçerek daha karlı bitkilere yönelmiş bulunmaları gösterilebilir. (AKÇİN, A.; AKDAĞ, C.)
Gübreleme
Börülce bitkisinin fosfor isteği çok yüksektir. Toprak azot bakterileri ile iyi bir şekilde aşılandığında azot bakımından kendi kendine yeterlidir. Toprağa verilen fosforlu gübreler nodozite gelişimini önemli miktarda arttırır. Dekara 10-15 kg azot, 10-12 kg fosfor, 8-10 kg potasyumlu gübre verilmelidir. Toprakta bulunan besin maddelerine bağlı olarak kalsiyum, magnezyum ve kükürt de verilebilir.
Yetiştirme Tekniği
Toprak hazırlığı
Börülcede tohum yatağı sıkı, keseksiz ve kaba çöplerden temizlenmeli ve yeterli miktarda nemli olması gerekir. Tohum yatağının keseksiz ve iyi hazırlanması çimlenme ve çıkışın düzenli olmasını sağlar. Ancak toprakların agregat yapısını bozacak şekilde aşırı işleme yapılmamalıdır. Aksi takdirde toprağın havalanması ve su geçirgenliği kötüleşir. Börülce topraklan sonbaharda derin işlenir. Kışın yağışı toprağa alır. Ön bitki anızı sonbaharda toprağa karıştırılarak tohum yatağı hazırlığı ilkbaharda ekim öncesi yapılır. Ekimden önce keseklerin parçalanması ve yabancı otların yok edilmesi için yüzlek bir toprak işlemesi yapılır. İlkbaharda 10-15cm lik bir sürüm yapılır. Tarlada diskaro ve tırmık çekilerek toprak parçalanır ufalanır ve düzeltilir. Toprak işlemelerinde nem kaybının en aza indirilmesine özen gösterilmelidir. (ŞEHİRALİ; S., GÜN A Y, A.)
Tohum ve Ekim
Börülce ön bitki bakımından seçici değildir, ekimi ya tahıllar hasat edilince ikinci ürün olarak veya ilkbaharda topraklar çimlenme için gerekli sıcaklığa erişince birinci ürün olarak ekilir. Serpme ekim başarılı sonuç vermez, sıraya ekim yapılması gereklidir. Ekimde uygulanacak sıra arası ve sıra üzeri mesafeler bitkinin oluşturacağı habitusa ve ürünün kullanım amacına göre değişir. Fazla büyüyen ve yatık gelişen çeşitlerin seyrek ekilmesi, dik büyüyen ve yem amacıyla üretilecek çeşitlerin daha sık ekilmesi gereklidir. Bahçeci ve Engin (1989)'in Çukurova koşullarında yayılıcı, yatık formda iki börülce çeşidi ile yaptığı bir çalışmada, verim bakımından 50cm sıra arası ve 25cm sıra üzeri ekim mesafesinden en iyi sonuç alınmıştır. Yine verimi etkileyen önemli karakterlerden bitkide bakla sayısı en fazla 50x25cm ekim mesafesinde gerçekleşmiştir. Ege bölgesinde Sepetoğlu ve Ceylan (1979), bodur tiplerde en uygun ekim sıklığının 60x10cm olduğunu bildirmektedir. Birim alana atılacak tohumluk miktarı çeşidin bitki habitusuna, ekim yöntemine ve tohum büyüklüğüne göre değişmektedir. Dik gelişen formlarda dekara atılacak tohumluk miktarı 3-6 kg, serpme ekimde 9-15 kg, sarılıcı gelişen formlarda 2-3 kg arasında olmaktadır (Şehirali, 1988). Ekim derinliği 3-6cm tutulmalıdır. Tomer ve Verma (1989), iri tohumların, küçük tohumlara nazaran daha güçlü fideler meydana getirdiğini ve sonuçta bu bitkilerin verimlerinin daha fazla olduğunu bildirmektedir.
Bakteri Aşılama ve Azot Fiksasyonu
Börülcenin anavatanı Anadolu değildir ve bu nedenle normal koşullarında topraklarımızda börülcede etkili doğal Rhizobium bakterisi yoktur. Bu nedenle, börülce yetiştiriciliğinde tohumlar uygun bakteri türünün taze kültürleriyle ekimden önce aşılanmalıdır. Börülcede etkili bakteri türü, özel grup olan Cowpea Rhizobium bakterileridir. Tüm baklagil bitkilerinde olduğu gibi börülcede de nodullerin azot bağlama kapasitesini artırmak için uygun bitki gelişme ortamının hazırlanması ve devam ettirilmesi gereklidir. Nodulasyon yeterli olduğu takdirde börülce azot gereksinimini simbiyotik yolla karşılayabilir ve bakteri aşılaması verimi artırır.
Börülce yüksek sıcaklıklarda yetişebilen bir bitkidir, fakat sıcaklığın 40°C'ye doğru yükselmesiyle nodul sayısı ve bağlanan azot miktarı azalır. Yüksek sıcaklıklarda bitki azot bağlama işlemini gündüz değil de gece sürdürür. Börülcenin simbiyotik yolla bağladığı azot miktarı 7.3-35.4 kg/da/yıl'dır (Anonymous, 1984). Azotlu bileşikler generatif döneme kadar yapraklarda depolanır, daha sonra tohumlara taşınır. Bir dekarlık alandan her ton börülce tohumu ürünü ile yaklaşık 4 kg azot kaldırılmaktadır. Tohum ürünü dışında kalan kök, sap-yaprak artıkları toprağa karıştırılırsa toprağın azot kapsamı artırılır ve bir sonraki ürüne azotça zengin toprak bırakılmış olur.
Sulama
Çimlenme döneminde toprakta yeterli nemin olması halinde börülce çiçeklerime ve tane doldurma öncesinde olmak üzere iki defa ile sulamadan yüksek verim Bağlanılabilir. Bir dönemde 7-10 gün aralıklarla 3-4 kez sulama yapılır. Hafif salma sulama en uygun sulama şeklidir. Çıkış ile çiçeklerime arasındaki dönemde suyun fazlalığı bitkide solgunluk meydana getirir ve verim düşer. Börülce için iyi bir drenaj çok önemlidir. Drenaj kök bölgesinin iyi havalanmasını sağlar ve yumru bakterilerim daha fazla azot tespit etmelerini teşvik eder. Sulama mevcut şartlarına göre salma, karık veya yağmurlama şeklinde yapılır. Karık sulama yapılacağı zaman sıra arası çapalama esnasında karık haline getirilir ve karıklara sızdırma suretiyle su verilir. Sırık tipi börülcelerde bitkiler 30-40cm boy aldığından sulanan bir gün sonra her bitki başına bir adet sırık dikilir. Daha sonra bitkiler bu sırığa sardırılır (AKDAĞ, C.; GÜNAY, A.).
Verim
Yetiştirme koşullarına ve çeşit özelliğine bağlı olarak dekardan yaklaşık 750-1000 kg taze börülce hasat edilir. Taze börülce verimine ekolojik koşullar da önemli ölçüde etki eder.
Kuru dane olarak dekardan ortalama 100-150 kg dane verimi alınır. Bakım şartlarına ve çeşitlere göre bu miktarlar değişebilir