Arama

Ağız ve Diş Sağlığı

Güncelleme: 15 Eylül 2017 Gösterim: 91.929 Cevap: 15
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Ağustos 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ağız ve Diş Sağlığı

Sponsorlu Bağlantılar
Diş ve diş eti hastalıkları ülkemizde ve dünyada en önemli sağlık sorunları arasındadır. Ancak hayatı doğrudan tehdit etmediği için gereken önem verilmemektedir. Ağız sindirim kanalının girişidir. Ağızdaki olumsuzluklar diş sağlığının bozulmasına, sindirimin olumsuz etkilenmesine yol açar. Ağızla aldığımız yiyecekler çiğnenip, tükürükle karıştırılarak yutulmaya ve sindirime hazır hale getirilirler. Ağız aynı zamanda konuşmaya yardım eder. Tat alma organı olan dilin; çiğneme, yutma, konuşma gibi çok önemli yan görevleri de bulunmaktadır.
Dişlerin besinlerin parçalanması, öğütülmesi görevlerinin yanı sıra konuşmada ve görünümümüzde önemli etkileri vardır. Dişleri eksilmiş kişilerin bazı sesleri çıkarabilmeleri zorlaşır, çiğnemede ve/veya ısırmada da zorluk olur. Dişlerin gelişim süreci içerisinde ilk çıkan süt dişleri, daha sonra yerlerini kalıcı dişlere bırakır.
Ağız ve diş sağlığında en önemli iki hastalık diş çürükleri ve diş eti iltihaplanmalarıdır. Diş eti hastalıkları kimi zaman diş yuvasının bulunduğu çene kemiğinin erimesine kadar ilerleyen bir etki yapabilir. Diş sağlığının bozulması vücuttaki diğer organları da etkileyebilir. Dişler neredeyse bütün sistemleri olumsuz etkileyen sürekli enfeksiyon odağı haline gelebilir ve kalp, böbrek, eklemler vb. yapılarda önemli sağlık sorunlarına yol açabilen enfeksiyonlara kaynaklık edebilir.
Ağızda ve dişlerde yapısal ve işlevsel herhangi bir bozukluğun olmaması, ağız ve dişlerin görevlerini tam olarak yapabilmeleri durumu “ağız ve diş sağlığı”nın varlığını gösterir.
1. Diş Çürümesi
Diş çürüklerinin oluşmasında üç temel etmen bulunmaktadır: Duyarlı bir diş yüzeyi, mikroorganizmalar için elverişli yiyecek artıkları, bunların parçalanmasına ve asit oluşumuna yol açacak mikroorganizmaların varlığı. Besinler içinde diş çürümesine en çok neden olanlar karbonhidratlar, yani kabaca, şekerli gıdalardır.
Dişler düzenli olarak fırçalanır ve bakımlarına özen gösterilirse, mikroplar onlara zarar veremezler. Diş çürüğü, dişte oyuklar yaparak dişin yapısını bozan ve kendi kendine iyileşmeyen bir hastalıktır.
Dişler iyi temizlenmeyecek olursa, üzerinde besin artıkları ve mikroplar birikir. Ağız içerisindeki bakteriler yiyecek artıklarındaki şekerli maddeleri kullanarak onu saydam, yapışkan bir madde haline getirir ve dişler üzerine yapışmasını sağlar. Bu birikintilere plak denir. Bu plaklar bakterilerin diş üzerinde tutunmalarını da kolaylaştırırlar. Besinlerin tatlandırılması için kullanılan şekerli maddelerin içinde bulunan asit, dişlere zarar verebilir, ancak bakterilerin kendileri de asit oluşturabilmektedir. Asit diş minesinin erimesine neden olur. Böylece oluşan erime bölgelerinden giren mikroplar kolayca alttaki yumuşak dokuya ulaşabilirler.
Asitler dişin koruyucu tabakası olan diş minesi üzerinde küçük delikçikler oluşturur. Bu delikler giderek genişler ve küçük oyuklar haline gelir. Diş minesinin erimesinden sonra çürük hızla ilerler, alttaki tabakada geniş ve derin bir oyuk meydana getirir. Diş çürüğü diş özüne doğru ilerledikçe dişler ağrımaya başlar. Çürük daha da ilerlerse diş özü bölgesinde ve çene kemiği içerisinde cerahat oluşmaya ve birikmeye başlar. Buna diş apsesi denir. Eğer diş hekimi tarafından daha başlangıcında tedavi edilmeyecek olursa çürük diş için daha zor, karmaşık ve pahalı tedaviler gerekebilir. Diş plağı, diş etlerinin önemli hastalık nedenlerinden biridir. Yemeklerden sonra dişlerin fırçalanması ve diş ipi kullanarak yemek artıklarının çıkarılması dişlerin çürümesini, diş eti hastalıklarının oluşumunu ve ilerlemesini önler.
Dişlerin ağrımaması sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Diş ağrısının olması için diş çürüğünün çok ilerlemiş olması gerekir. Diş çürüklerinin tedavi edilebilir dönemde belirlenmesi için ağrı oluşmasını beklemeden senede en az iki kez diş hekimine giderek dişlerin muayene ettirilmesi gerekir. Diş hekimleri gerektiğinde dişlerin filmini çekerek gözle görünmeyen diş oyuklarını da belirleyebilirler.
Diş çürüklerinin erken dönemde tanınması dişlerin kaybedilmesini engelleyebilir veya en azından geciktirebilir. Bu hem sağlık açısından, hem de sosyal ve ekonomik açıdan önemli katkılar sağlar. Ağza takma diş takılmasına olan ihtiyacı azaltır. Hiçbir şey kendi doğal dişlerimizin yerini tutamaz. Kalıcı dişlerin erken dökülmesi beslenme sorunlarına neden olur. Doğal dişlerin uzun süre dayanmasında ağız ve diş bakımının önemi çok büyüktür.
Diş sağlığı açısından sularla aldığımız flor da çok önemlidir. Sularında flor eksikliği olan yerleşim yerlerinde diş çürüklerinin oranı çok artar. Bu nedenle florla ilgili olarak sağlık kuruluşlarının önerilerine uyulmalıdır.
2. Diş Eti Hastalıkları
Dişin diş eti dışında görünen bölümü diş minesi denilen sert bir tabaka ile kaplanmıştır. Bunun altında daha yumuşak bir yapı vardır. En içte ise diş özü vardır. Burada bol miktarda damar ve sinir bulunur. Diş gövdesi diş etine ve onun altındaki kemiğe girdiği bölümde daralır. Bu bölüme dişin boyun bölümü denir. Çene kemiği içinde kalan bölümüne ise dişin kök bölümü adı verilir. Diş kökü diş yuvasında çene kemiğine özel doku uzantıları ile sıkıca bağlanmıştır. Diş eti hastalıkları, diş çürükleri ağız kokusuna neden olabilir. Ağız kokusu olduğunda nedeni araştırılmalıdır.
Diş eti hastalıkları en önemli diş sağlığı sorunları arasındadır. Ağız hijyeninin bozukluğu ile yakından ilişkilidir. Başlangıç döneminden itibaren diş etleri kolay kanar. Diş eti kanamalarında diş hekimi muayenesi zorunludur. Diş etleri, diş yuvaları ve ağız tabanındaki iltihaplanmalar genel olarak diş eti hastalığı olarak bilinmektedir. Diş üzerindeki plaklar bunun en önemli nedenidir. Tedavi edilmeyen diş eti iltihapları çene kemiğinin de iltihaplanmasına ve zarar görmesine yol açabilir.
Diş çürüğü, diş eti hastalıkları, sinüzit, bademcik iltihabı, solunum sistemi hastalıkları, sindirim sorunları, ağız bakım yetersizliği ağız kokusuna neden olabilir. Bu hal, sosyal ilişkileri de etkiler. Bazı metabolizma hastalıkları da ağızda kendine özgü kokular yapabilir.
3. Dişlerin Gelişim Bozuklukları
Ağızda kapanma bozukluklarına neden olan diş düzensizlikleri dişlerin çürümesini kolaylaştırır ve daha erken dönemde dökülmesine yol açar. Düzensiz dişler, alt ve üst çene arasındaki ilişkinin bozulmasına neden olabilir. Çiğneme ve temizleme güçlüğü yaratırlar, kötü ağız kokusuna yol açarlar.
Düzensiz dişlerin en önemli nedeni süt dişlerinin zamanından önce yitirilmesi olabilir. Bunun sonucunda çıkan kalıcı dişler birbiri üzerine gelecek biçimde yerleşebilirler. Düzensiz dişler konuşma bozukluklarına ve görünüm bozukluklarına neden olabilir.
Sigara dişlerde renk değişikliği yapar. Sigara içenlerin dişleri kahverengimsi bir renk alır. Canlılığını kaybetmiş olan dişler gri renkte görünür. Çocuklarda hatalı olarak kullanılan bazı ilaçlar da dişlerde renk değişikliğine neden olabilir. Aşırı derecede flor dişlerin sararmasına neden olabilir.
Hamilelikte ve süt çocukluğu döneminde kullanılan antibiyotik vb. bazı ilaçlar dişlerde kalıcı renk değişikliklerine neden olabilir. Bu nedenle hekim önerisi olmaksızın ilaç kullanılmamalıdır.
4. Ağız ve Diş Sağlığı Nasıl Korunur?
Diş hastalıkları ve diş sağlığının korunması açısından erken tanı çok önemlidir. Bu nedenle yılda en az iki kez diş hekimine muayene olunması önerilir.
Diş çürümelerinin önlenmesinde sularda yeterli flor olması, düzenli olarak dişlerin fırçalanması, diş ipi kullanılması, aşırı tatlı ve şekerli yiyeceklerden olabildiğince kaçınma bunlar yendiğinde mutlaka dişlerin fırçalanması, diş hekimi kontrollerine gidilmesi temel uygulamalardır. Diş eti hastalıklarının önlenmesinde de diş fırçalama ve düzenli diş hekimi kontrolleri önemlidir.
Dişlerde gelişim bozuklukları varsa erken dönemde özel diş hekimliği dallarında uzmanlaşmış birimlere başvurularak gerekli tedavi sağlanmalıdır.
Aşırı asitli ve şekerli yiyecekler mikroorganizmaların etkisini artırır. Dişler sert cisimlerle karıştırılmamalı, fındık, ceviz vb. kabuklu yiyecekler dişlerle kırılmamalıdır. Bunlar diş minesinin çatlamasına ve bakterilerin etkisinin artmasına neden olur. Diş minesinin koruyucu etkisi ortadan kalkar.
5. Diş Fırçalama Tekniği
Dişlerimizi korumanın en etkili yolu düzenli olarak fırçalamaktır. Diş fırçalamanın ilk adımı doğru fırça seçimidir. En uygun fırça naylon ve orta sertlikteki fırçalardır. Ağız içinde kolay hareket ettirilmesi ve arka dişlere rahat ulaşabilme açısından fırçanın kafasının fazla büyük olmaması tercih edilir. Uygun fırça seçildikten sonra dişler en az günde iki kere düzenli olarak fırçalanır. Diş macunu ağza verdiği hoşa giden koku ve his nedeniyle diş fırçalanmasını kolaylaştırır. Diş parlatma tozları diş hekimi önerisi olmadıkça kullanılmamalıdır. Aşırı kullanımlar diş sağlığı açısından zararlıdır.
Diş fırçalanmasında fırçanın duruşu dışındaki temel hareket aynıdır: Fırça diş eti çizgisine eğimli olarak yerleştirilir. Bu durum bozulmadan küçük dairesel hareketlerle dişler fırçalanır. Daha sonra fırça, bir fırça boyu kadar kaydırılarak fırçalama sürdürülür.
1. Diş fırçası 45 derecelik açı yapacak biçimde tutulur ve diş eti hizasından başlanarak ağız boşluğuna doğru fırçalamaya başlanır. Dış yüzeylerden başlayan fırçalama sert darbeler halinde değil, yumuşak ve daireler çizecek biçimde, ön dişlerden arka dişlere doğru yapılmalıdır.
2. Daha sonra dişlerin iç yüzeyleri aynı şekilde fırçalanır. Bu işlemde fırça eğik tutularak,diş etinden ağız boşluğuna doğru hareket ettirilir.
3. Daha sonra dişlerin çiğneme yüzeyleri fırça düz olarak ileri geri hareket ettirilerek fırçalanır.
Fırçalama işleminin en az iki-üç dakika sürmesi gerekir. Sağlıklı diş etleri fırçalama sırasında kanamaz.
Diş fırçası kişiye ait bir araçtır, başkalarıyla paylaşılmaz. Diş fırçaları birkaç ayda bir, en geç altı ayda değiştirilmelidir. Gerektiğinde ara yüzlerin etkin olarak fırçalanmasını sağlamak üzere ara yüz fırçaları kullanılır. Bunlarla ilgili önerilerini almak üzere diş hekimine başvurmak gereklidir.
6. Diş İpi Kullanımı
Diş ipi, diş aralarında kalan yiyecek artıklarının uzaklaştırılması açısından çok yararlı bir araçtır. Çok küçük yaşlardan başlanarak uygun diş fırçalama ve diş ipi kullanma tekniklerinin öğrenilmesi gerekmektedir.
Dişler fırçalandıktan sonra diş ve diş eti çizgisi ile dişler arasında kalan yemek artıklarının temizlenmesi için diş ipi kullanılır. Bu artıklar en önemli çürük nedenlerindendir.
1. Otuz santimetre kadar diş ipi alınır. Diş ipinin bir bölümü bir elin orta parmağına diğer ucu da diğer elin orta parmağına dolanır. İpin bir bölümü ortada kalmalıdır.
2. Ortada kalan ip bölümü işaret parmağı ile geriye doğru itilir.İp, dişler arasından geçirilir. Bu hareket sırasında sert olunmamalıdır. İp diş etine kadarindirildikten sonra ağız boşluğuna doğru diş aralarını sıyıracak biçimde indirilir. Busırada diş etinin kesilmemesine özen gösterilmelidir.
3. Aynı uygulama diğer bir parça ip alınarak alt dişler için de tekrarlanır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 17 Haziran 2010 05:30
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Eylül 2006       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Diş Sağlığı ve Sosyal Yaşantımız

Sponsorlu Bağlantılar
Yaşları 18-50 arasında değişen yetişkin bireylerde yapılan bilimsel bir araştırma ile ağız diş sağlığının sosyal yaşantımıza etkisi incelenmiş ve şu çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir.

Sağlıklı dişler ve sosyal ilişkiler:
·Araştırmaya katılanların %94’ü, yeni tanıştıkları kişide ilk dikkatlerini çeken şeyin kişinin gülümsemesi olduğunu belirtmişlerdir. İnsanlar yeni tanıştıkları kişinin göz rengine, saç modeline veya boyuna daha az dikkat etmektedirler.
·Katılımcıların yarısından fazlası (%71) sağlıklı ve güzel gülümsemeye sahip olan bireylerin olmayanlara göre çok daha kolay arkadaş edinebildiklerini belirtmişlerdir.
·Katılımcıların üçte birine göre güzel ve sağlıklı olmayan gülümseme kişinin dış görünüşünün kalanını gölgeyebilir.
·Katılımcıların önemli bir bölümü (%85) bir kişinin güzel bir gülümsemeye sahip olmasının iyi bir ilk izlenim için en önemli faktör olduğunu belirtmişlerdir.

Sağlıklı dişler ve özgüven:
·Katılımcıların nerede ise üçte ikisi (%64) güzel bir gülümsemeye sahip bireylerin çok daha girişken olabildiklerini düşünmektedir.
·%77 katılımcıya göre bir yetişkinin ortodontik tedavi amacı ile tel takıyor olması, o kişinin toplum tarafından sağlığı konusunda bilinçli hareket ettiğinin düşünülmesine neden oluyor.
·Katılımcıların üçte biri güzel ve sağlıklı bir gülümsemeyi bir dünya seyahati biletine veya bir gardrop dolusu giysiye tercih edebileceklerini belirtmişlerdir.
·%87 katılımcı bir kişinin özgüven sahibi olabilmesi için sağlıklı ve estetik bir gülümsemenin çok önemli olduğunu belirtmişlerdir.
·Katılımcıların %25 yüz görüntülerinde eğer mümkün olsaydı dişlerinde değişiklik yapmak istediklerini belirtmişlerdir. Bu oran burunlarını değiştirmek isteyenlerde %17, ciltlerini güzelleştirmek isteyenlerde %13’dür.

Sağlıklı dişler ve karşı cins ile ilişkiler:
  • Katılımcıların %84’ü yaşamlarındaki doğru kişiyi ararken çekici bir gülümsemenin çok önemli olduğunu belirtmişlerdir.
  • Katılımcılarının üçte biri en sevdiği arkadaşı ile yakınlaştırmak istedikleri karşı cinsden bireyin sağlıksız dişlere sahip olmasını ciddi çekince olarak görmektedir.
  • Katılımcıların üçte biri dişleri sağlıksız olan bir bireyle asla öpüşmek istemeyeceğini düşünmektedir.
  • Neredeyse on katılımcıdan dokuzu (%86) güzel ve sağlıklı bir gülümsemeye sahip bireylerin karşı cinse çok daha çekici göründüğü konusunda hemfikirdir.
Sağlıklı dişler ve iş hayatı:
  • %74 katılımcı istediği bir işe girebilmek için sağlıklı ve güzel bir gülümsemenin çok önemli olduğunu düşünmektedir.
  • Katılımcıların üçte biri sağlıksız ve estetik olmayan bir gülümsemeye sahip çalışanların daha az terfi aldıklarına inanmaktadır.
  • Katılıcıların %75’i sağlıklı ve güzel bir gülümsemenin iş hayatındaki başarı için çok önemli olabileceğini belirtmişlerdir.
Gülümseme ve hijyen ilişkisi:
  • Katılımcıların sadece %19’u dişlerinin sağlıklı olmadığını bildikleri bir arkadaşlarının sandiviçlerinden ısırık almalarına izn verebileceklerini veya meşrubatlarını aynı bardaktan içmeye razı olabileceklerini belirtmişlerdir.
  • Katılımcıların neredeyse yarısı (%45)dişleri sağlıksız olan bireylerin aynı zamanda kişsel hijyenlerininde kötü olabileceğini düşünmektedir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Eylül 2006       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ağız ve Diş Sağlığında Vitaminler

Beslenme diş sağlığı ve güzelliği ile doğrudan ilişkilidir. Bunun nedeni hem beslenmenin ağız ve diş yoluyla yapılması, hem de beslenme sayesinde hücre dokularının sağlıklı olmasına neden olan besinlerin alınmasıdır.
İnsanların sağlıklı yaşamaları büyümeleri ve çoğalmaları için gerekli sentezleri organizmada yapılmayan, dışarıdan eser miktarda alınması gereken organik bileşiklere vitamin adı verilir. İnsanda vitamin eksiklikleri yetersiz alış, barsak absorbsiyonundaki bozukluk ya da alışa oranla ihtiyacın artması sonucu meydana gelmektedir.
Vitaminler yağda ve suda eriyenler olarak ikiye ayrılır;
  • Yağda çözülen Vitaminler
A VİTAMİNİ: Yağda erir. Şalgam, ıspanak ve karnabahar gibi bitkilerin yeşil pigmentlerinde bulunur. A Vitaminin eksikliği osteoblast ve odontoblast aktivitesini azaltarak kemik ve diş büyümesini yavaşladır. Ağız kavitesi ve mukozasında keratinizasyon görülür. Tükrük sekresyonu azalır veya tamamen ortadan kalkar. Ağız kuruluğusonucunda diş etleri ve ağız mukozasında çatlamalar meydana gelir. Ağız sağlığına özen gösterilmediğinde mikroorganizmalar bu çatlaklara yerleşerek enfeksiyonlara neden olur. Bu nedenle ağız dokusunda meydana gelen iyileşmelerde gecikir.
A Vitaminin eksikliğinde: Kollejen liflerde dejenerasyon meydana gelir ve periodontal aralık genişler. Yine bu vitaminin eksikliğinde hipersementoz ve diş sürmesinde gecikme meydana gelebilir.
A Vitamininin fazlalığında: Hipervitaminozunda epitelde dejenerasyon, iyileşmede gecikme, osteoporosiz, alveol kemiğinde belirgin kemik rezorbsiyonları, deride pigmentasyon, soyulmalar ve kaşıntılar, menstürasyon bozuklukları meydana gelir.

D VİTAMİNİ: Kemiğin normal mineralizasyonunu sağlar. Büyüme çağındaki çocuklarda, gebelerde ve emzikli kadınlarda vitamin D'nin günlük dozu 400 UI'dır. Bu dozun büyük bir kısmı güneş ışınından sağlanmaktadır. Vitaminin kalsuyumdan ve bağırsaktan emilimi ile hizmet verir. Vitaminde kemik oluşumunda gereklidir.
Vitamin D'nin eksikliğinde: Çocuklarda reşitizme, erişkinlerde osteomalezi hastalığına neden olur.

E VİTAMİNİ: Soya fasulyesi, mısır, pamuk yağı, taze yeşillikler ve sebzelerde bulunur. Günlük gereksinme duyulan miktar 12-12 IU'dır. Yumurta ve ette de bulunur. Vitamin E bir antioksidantdır. Vitamin E hücre elemanları için esas olan oksidasyonu oksidasyonunun toksik ürünlerini önler. E vitaminin bulunduğu durumlarda eritrositlerin hidrojen peroksid içinde hemolize olmalarına karşı dirençleri artmıştır. Plasentadan vitamin E'nin geçişi sınırlıdır. Bebekler süt ile yeterli düzeyde E vitamini alabilirler.
E Vitaminin eksiliği: Hücre epitalinde dejerasyon meydana getirebilmektedir. E vitaminin eksikliğinde çocuklarda kas gelişiminde düzensizlik meydana getirir. Diş eti hastalığı olan kişilerde E vitamini uygulamasının iltihap olayını etkilemediği gözlenmiştir.

VİTAMİN K: Karaciğerde protrombin yapılmasında kullanılır. Yokluğunda kan ile ilgili belirtiler ortaya çıkar. Normal olarak barsaklarda bulunan bakteriler tarafından sentezlenir.
Vitaminin K eksikliğinde: Kanama pırtılaşma ile ilgili sorunlar ortaya çıktığından bu vitamin vücut için çok gereklidir.
  • Suda çözülen Vitaminler
PRİDOSİN (Vitamin B6): Bira mayası, karaciğer, pirinç, kepek ve buğdayda, çeşitli sebzelerde bulunur. Erişkinlerde günlük gereksinme duyulan B6 vitamini 2 miligramdır. PLP amino asit, karbonhidrat ve yağ asitleri metobolizmasındaki çok sayıda enzimin ko-enzimidir.
Vitamin B6 eksikliğinde: Yetişkin bir kimsede çeşitli belirtiler ortaya çıkar. İlk gözlenen adele güçsüzlüğü, yorgunluk ve uykuya eğilimdir. Dudak, burun kıvrımlarında, göz etrafında, yanakların çevresinde alında, kulak arkasında ve ensenin aşağı kısımlarında seboreik dermatit görülür. Dilde ve ağızda iltihaplar çıkar. Dudak kenarında çatlaklar olur.

TİAMİN (Vitamin B1): Yeşil sebzeler, balık, et, meyve ve sütte, baklagillerde ve özellikle bezelyede bulunur. Yemek pişirme durumunda ısı 100 derecenin üzerine çıkarsa vitamin özelliğini yitirir. Soğukta ve dondurularak saklanan yiyecekler B1 vitamini yönünden kayba uğramazlar. Yetişkin bir insan günde bir miligram Tiamin'e ihtiyaç duyar. Tiamin vücutta karbonhidrat metobolizması için gereklidir.
Tiamin B1 eksikliğinde: Beriberi hastalığı görülür. Ağızda görülen sorunlar arasında dilde yanma, tat kaybı, ağız mukozasında aşırı duyarlılık. Tiamin ve öteki B1 vitaminleri insan tükrüğünde bulunan bakterilerin büyümesini inhibe eder.

RİBOFLAVİN (B2 Vitamini): Süt ve et ürünleri bu vitaminin asıl kaynağıdır. Isıya oldukça dayanıklıdır. Yemeklerin pişirilmesi sırasında etkisini kaybetmez. Güneş ışığı tarafından bozulur. Erişkinler günde 1 .2 miligram almalıdır. Vücuttaki çeşitli metobolizmaları enzim mekanizmalarında etkili olur
Riboflovin eksikliği: Semptomları genellikle dudaklar, dil, gözler ve deride görülür. Dudak kenarında iltihap meydana gelir. Dil üzerinde pırtıklı ve gıranürlü bir görünüm vardır. Çoğrafik dil adı ile anılır. Dil üzerine yiyecek ve içeceklerin değmesi ağrı ve yanma hissi meydana getirir. Bazı olgularda dil morumsu, kırmızı ya da erguvani bir renk alır.

NİKOTİNİK ASİT VE MİKOTİNAMİD: Niasinin rolü riboflavinde olduğu gibi oksidasyon ve redüksiyon olaylarında anahtarlıktır. NAD ve NADP bileşikleri olarak, niasin karbonhidrat ve lipid metabolizmasında mitokondrilerdeki elektron transportunun sağlayarak katılırlar.
Nikotinik asit ve mikotinamid eksikliğinde: Pellegra adı verilen bir hastalık meydana geliyor. Pellegra hastalığında başlıca semtomlar ağız kavitesinde rastlanır. Ağız mukozasında yanma hissi, dudak ve dilin yan kısmı kırmızı ve şiştir. Daha sonraki dönemlerde dilin üstü kırmızı ve şiş olarak devam eder. Diş eti epitelinde de dejarasyonlar görülür. Diş eti iltihabı dişetleri arasındaki papillalarda ülserler tükrük bezlerinin büyümesi tükrük salgısında artış gelir. Bu vitamin et, karaciğer, bira mayası ve yer fıstığı bulunur.

Biotin: Bira mayası ve yumurta sarısında bulunur. Vücuttaki çeşitli enzim mekanizmalarında rol alır.

Vitamin B12 (Siyanokobalamin): Hayvansal orjinli gıdalar Vitamin B12 deposudur. Bunlar, karaciğer ve böbrek, süt peynirdir. Vitamin B12 gastrointestinal kanalda mide mukozası tarafından salgılanan protein bağlayan bir faktör (intrinsik faktör) bulunmadan uygun bir biçimde emilmezler. İntrinsik faktör bir glikoprotein yapısındandır ve midenin parietel hücreleri tarafından salgılanır. Pernisiyoz anemi mide mukozasındaki intrinsik faktörün eksikliği sonucunda gelişen vitamin B12 eksikliği hastalığıdır. İntramüsküler vitamin B12 enjeksiyonu ile düzeltilebilir. Günlük gereksinme duyulan miktar 2-5 mikrogramdır. B12 vitamini yağ ve karbonhidrat metobolizmasında önemli rol oynar.

Vitamin B12 eksikliğinin: Semptomları içerisine yetersiz hemotopoiesis, gastroentestinal kanal bozuklukları, uygun olmayan miyelin sentezi ve genel güçsüzlük girer. Vitaminin eksikliği kemik iliği ve gastroentestinal kanaldaki hücreleri etkiler. Eritroblastlar uygun şekilde bölünemezler ve megaloblastlara dönüşürler. Bu da alyuvarların normal düzeylerini bozar ve anemi meydana gelir. Sindirim kanalında atrofik değişiklikler görülür. Spianemi meydana gelir. Sindirim kanalında atrofik değişiklikler görülür. Spinal korda miyelin dejenerasyonu meydana gelir. Hasta takadsızlıktan, yürümedeki güçlükten şikayet eder. Deride limon sarısı bir renk görülür. Pernisiyöz anemide pek çok ağziçi semptomları bulunur. Bunlar dilde yanma ve acımayla birlikte bulunan ve tekrarlanarak çıkan kırmızı lekelerdir. Dildeki papillalar atrofiye uğramıştır. Yanak, boğaz mukozasında ve dilin arka tarafında kırmızı lezyonlar vardır.

Folik asit (Pterolglutamitik asit) : Folik asit karaciğer, yapraklı yeşil sebzelerde ve bira mayasında bulunur. İnce barsak floryasında hazırlanır. Dünya sağlık örgütü erişkin için 200 gama gram, çocuk için 50-100 gama gram, gebelik ve süt verme sırasında ise 400 gama gram dozunda alınmasını önermektedir. Folik asit hücre çoğalmasında etkili rol oynar.
Folik asit eksikliğinde: megaloblastik anemi tablosu meydana çıkar. Ağızdaki belirtileri ise glossitis, angular şelozis ve gingivitistir. Glossitis, dilde şişme, kırmızılık ile başlar bunu takiben papillalarda deskuamasyon görülür ve kırmızı bir halka ile bırırlanmış ülserler bulunur. Anguler şeloziz ve gingivitis riboflavin eksikliğini anımsatır. Folik asit eksikliği, yetersiz beslenme, gebelik, malabsorbsiyon sendromu ve kronik alkolizmde ortaya çıkar. Ayrıca antikonvülsan ilaç alan hastalarda da bulunduğu bildirilmiştir.

Askorbik Asit (Vitamin C) : Askorbik asit, turunçgiller, yeşil biber, domates, meyveler ve genellikle sebzelerde büyük miktarlarda bulunur. Pişirme işlemi sırasında gıdalarda bulunan askorbik asitin yüzde 50 sinden fazlası parçalanır. Günlük alınması önerilen miktar 45-80 miligramdır. İnce barsaktan glikoza benzer biçimde hızlı ve kolay emilir. C Vitaminin küçük bir bölümü diketoglon ve oksalik asitler gibi kıkılarak atılır . Vitamin C pek çok reaksiyona katılmaktadır.
Vitamin C eksikliğinde: Ortaya çıkan başlıca hastalık skorbüttür. Bunun ağız içi belirtileri işlenmiş inek sütü ile beslenen ve öteki besinleri çok az alan çocuklarda, yemeği kendi hazırlayan ve ekseriya işlenmiş süt, hububat, ekmek ve çok az öteki besinleri alan bekarlarda (bekarlık hastalığı) Acayip diyetlerle midelerini dolduran psikonörtik kişilerde görülür skorbüttür hastalığı.
İnsanlarda C vitamininden yoksun gıdalarla beslenildiğinde takatsızlık, iştahsızlık, büyümede durma, anemi, ateş ve infeksiyona karşı direncin düşmesi, dişetlerinde şişme ve iltihaplanma, diş kaybı, el bilek ve ayak mafsallarında şişme peteşi şeklinde kanama, kaburgalar ve kostalarda kırılmalar, mafsal içine, kas içine ve barsak içerisine kapiler fijilite nedeniyle kanamalar ortaya çıkar. Soğuk algınlığına karşı C vitamininin önerilmesi uygundur. Vitamin C 1 gram miktarlarında kullanıldığında diyare meydana getirebilir. Aynı şekilde vitamin C idrarı asitleştirdiği için idrar yollarında oksalat taşlarının çökmesine neden olabilir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 12 Haziran 2010 00:06
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
17 Eylül 2006       Mesaj #4
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Peygamber Efendimiz (SAV), ağız temizliğine ve diş bakımına da çok önem vermişlerdir. Bunun için misvakla dişlerini fırçalamışlar, ümmetine bu konuda tavsiyelerde bulunmuşlardır.
Misvak sıcak bölgelerde yetişen "erak" ağacının kökleridir. Lifli bir yapışı vardır. Biraz ıslatılıp ezilince fırçamsı bir hal alır. Hem mekanik hem de kimyevî olarak pek çok faydaları vardır.




1. Misvak, ağız için temizlik, Allahu Tealanın rızasına sebep ve gözlere de ciladır, (l)

2. Misvak ağız için temizliktir ve Aziz ve Celil olan Allahın rızasına sebeptir. (2)

3. Misvakta on hassa vardır: Ağzı tatyib eder, diş etlerim güçlendirir, göze cila verir, balgamı giderir, dişin çürümesini önler, sünnete uygun olur, melaikeyi sevindirir, Rabbi razı eder, hasenatı artırır, mideye sıhhat verir. (3)

4. Misvak kullanın. Zira misvak ağzı temizleyen ve Rabbin rızasını kazandıran bir alettir. (4) Bu hadis-i şeriflerde misvakın faydaları zikrediliyor. Misvak kullanmak, ağa için temizlik ve hoşluk sebebidir. Fırçalanmayan dişler sararır. aralarında ve diplerinde gıda artıkları birikir. Bunlar ağız kokusuna ve diş cürüm îlerine sebep olurlar. Diş etlerinde iltihaplanmalar olur. Misvak kullanmakla dişlerin çürümesi ve-diş etlerinin iltihaplanması önlenir. Misvakın gözlere canlılık vermesi ve balgam söktürücü etkisi kimyasal özellikleriyle ilgilidir.
Allah-u Teala güze! olan şeyleri, temiz olan şeyleri sevdiği için; peygamberinin tavsiyelerine uyulmasını sevdiği için, misvak kullanılmasından hoşnut olur. Melekler de temiz olan şeyleri severler ve kötü kokulardan rahatsız olurlar. Onun için on!ar da sevinirler.

5. Misvak, erkeğin fesahatini artırır. (5) Fesahat, güzel konuşmak demektir. Sesin oluşumunda dişlerin de fonksiyonu olduğu için, temiz ve bakımlı dişlerin sesin güzelleşmesine katkıda bulunacağına işaret ediliyor.

6. Niçin sararmış dişleriniz i!e huzuruma giriyorsunuz? Misvak kullanınız! Msn Demon
Bu hadis-i şerifte ağız ve diş bakımı yapmayanlara bir azarlama var. Kendilerine zarar verdikleri gibi, çevredeki kimseleri de kötü görünüşleri ve ağız kokularıyla rahatsız edeceklerine işaret ediliyor.

7.Şu dört şeypeygamberlerin sünnetlerindendir: Sünnet olmak, koku sürünmek, misvak kullanmak, evlenmek. (7)
Peygamberler insanlığın rehberleridir. Peygamber (SAV)Efendimizdenönceki peygamberlerin de ağız ve diş bakımına önem
verdikleri, misvak kullandıkları ifade ediliyor.

8. Misvak ve cuma guslü her Müslüman için gereklidir. Msn Note Buraya kadar misvakın lüzumu ifade edildikten sonra, bundan sonraki hadis-i şeriflerde SAV Efendimizin uygulaması anlatılıyor:

9. Misvak kullanmadan uyumazlardı. (9)

10. Uyudukları zaman misvak başuçlarında bulunurdu. Uyandıkları zaman da ilkönce misvak kullanırlardı. (10)

11. Misvakı enlemesine kullanır, suyu emerek içerlerdi. Üç defa nefes alır ve derlerdi ki: Bu türlü içmek daha iyi, hazmı daha kolay ve sıhhate daha uygundur. (11)

12. Aişe (RA) şöyle demiştir: "Peygamber SAV evine girdiği zaman ilk yaptığı iş, misvak ile dişlerini temizlemek olurdu" (12)

13. Ebu Musa şöyle dedi "Ben Peygamberin huzuruna girdim, misvağın bir ucu dilinin üzerinde bulunuyordu." (13)

14. Rasulullah SAV hiçbir namaza misvak

kullanmadan çıkmazdı. (14)

15. Rasulullah SAV geceleyin teheccüd namazı kılmak için kalktığı zaman ağzım misvak ile ovalardı.

(15)

16. Rasulullah SAV geceleri iki rekatta bir selam vererek teheccüd namazı kılar ve her selam verişinde misvak kullanırdı. (16)

17. Abdullah ibni Abbas RA, şöyle anlatmıştır:

Bir gece Peygamber SAVin yanında kaldım. Peygamber gecenin sonuna doğru kalkıp dışarı çıktı, semaya baktı, sonra Al-i imran süresinin şu ayetlerini okudu:

"Hakikat, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbirleri ardınca gelişinde temiz akıl sahipleri için ibret verici deliller vardır. Onlar ayakta iken, oturur iken, yanları üstünde yatar iken hep Allahı hatırlayıp anarlar ve göklerin, yerin yaratılışı hakkında inceden inceye düşünürler. Şöyle derler: Ey Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın. Sen pak ve münezzehsin. Bizi ateşin azabından koru."

Sonra eve döndü, misvaklandı ve abdest aldı. Sonra kalkıp namaz kıldı, sonra yattı. Sonra kalkıp tekrar dışarı çıktı ve semaya nazar etti. Yine bu ayetleri okudu. Sonra döndü, tekrar misvaklandı ve abdest aldı. Sonra kalkıp namaz kıldı. (17)

Resulullah (S.A.V.) Efendimizin misvakla ilgili emir ve tavsiyeleri şöyle:

18. Ümmetimi meşakkate düşürmüyor olsaydım, onlara her namazın önünde misvakı emrederdim. (18)
19. Ümmetime zorluk vermemiş olsaydım, her abdestte misvak kullanmalarım emrederdim. (19)

20. Oruç tuttuğunuzda sabahleyin misvak kullanın, lakin okşama doğru kullanmayın. Akşam üzeri iki dudağı kurumuş oruçlu bir kimse için misvak uygun olmaz. Zira o kurumuş dudaklar kıyamet gününde gözü önünde bir nur olacaktır. (20)

21. Sizden biri gece namaz kılmak için kalktığında misvak kullansın. Zira bir kimse namazında Kuran okurken bir melek ağzım onun ağzına dayar ve o kimsenin ağzından bir şey çıkmaz ki, o meleğin ağzına girmiş olmasın. (21)

22. Sizin ağızlarınız Kuran için yollardır. Onları misvakla temizleyin. (22)

23. Misvak kullanınız. Zira misvak ağzı temizleyen ve rabbi razı eden bir alettir. Cebrail her gelişinde bana misvak kullanmayı tavsiye etti. Öyle ki, bana ve ümrnetime farz kılacağından korktum. Ümmetime zorluk vereceğinden korkmamış olsaydım misvak kullanmalarım farz kılardım. Ben o kadar çok misvak kullanırdım ki, dudaklarıma iz yapmasından ve dişlerimin aşınacağından korkardım. (23)

24. Bana misvak kullanmak o derece emredildi ki, bu konuda bana bir vahiy gönderileceğini sandım.(24)

25. Ben, misvak kullanmakla o derece emredildim ki, üzerime farz kılınacağından korktum. (25)

26. Cebrail misvak kullanmayı bana o kadar tavsiye etti ki, azı dişlerimden endişe ettim. (26)

27. Misvak kullanarak kılınan namazın fazileti, misvak kullanmadan kılınan namazdan yetmiş kat fazladır. (27)

28. Misvak kullanarak kıldığım iki rekat namazı, misvak kullanmadan kıldığım yetmiş rekat namaza tercih ederim. (28)

29. Misvak olmadığında, parmak misvak yerine geçer. (29)

Hadis-i şeriflerde ağzın her zaman temiz tutulması gerektiğim anlıyoruz. Misvak olmadığı zaman başka bir şeyle de bu temizliğin yapılabileceği ifade ediliyor. İmkanların ve araçların çok fazlalaştığı günümüzde bile toplumlar ağız ve diş sağlığına gereken önemi vermiyorlar. Resulullah (S.A.V.) Efendimizin uygulamalarının ve tavsiyelerinin ne kadar ne kadar güzel ve her zaman geçerli olduğunu görüyoruz
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Eylül 2006       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dişlerimizi Tanıyalım

Düzenli olarak fazla miktarda alınan "flor" yarar yerine, dişlerde leke yaparak zarar verir.

- Bebeğiniz diş hekimi ile oturmaya başlar başlamaz tanışmalı.

- En önemli antiseptik olan tükürük, kalsiyum da içerir. Ayrıca dişleri, çürümelere karşı koruyan tükürük salgısı, sakız çiğneyerek daha da artar. Özellikle tükürük salgısının yavaşladığı yaşlıların sakız çiğnemesi faydalıdır.

- Dişlerin, tükürük salgısının en az olduğu gece vaktinden önce mutlaka fırçalanması gerekir.

- Ağrıyan dişin üzerine "Aspirin" uygulamak, asidik yapısı nedeniyle, dişeti üzerine son derece zararlıdır.

- Düşen sabit protezlerin, kuron veya köprülerin yapıştırılmasında asla Japon yapıştırıcı kullanmayın.

- Düzenli olarak fazla miktarda alınan "flor" yarar yerine, dişlerde leke yaparak zarar verir.

- Geceleri diş sıkmak ağırlıklı olarak psikolojik kökenli bir alışkanlıktır. Ayrıca uzun zaman diliminde geri dönüşü zor hasarlara yol açar.

- Dişleri az fırçalamak kadar, gereğinden fazla ve bastırarak fırçalamak, dişleri aşındırarak soğuk hassasiyetine yol açar.

- Portakal gibi asitli yiyecek ve içeceklerden hemen sonra dişleri fırçalamamak gerekir. Fırçalama işleminin en az 30 dakika sonra gerçekleşmesi gerekir.

- Sigaranın yanısıra çay, kahve, kırmızı şarap ve çikolata da dişleri boyar.

- Dişeti kanaması bir hastalık belirtisidir ve fırçalama sırasında dişetini kanatmak zararlıdır.

- Çikolatalı süt, çocuklar için protein, kalsiyum ve vitamin açısından iyi bir besin kaynağı olup, dişler için de hiçbir zararı yoktur.

- İyi temizlenmeyen dişlerde oluşan plak tabakası, diş çürüğüne yol açar.

- Yalnız ve hemen yemeklerden sonra yenilen peynir, çürük riskini azaltır. Ayrıca çedar, mozarella gibi peynirler, tükürük salgısını artırıp, ağızda tamponlama etkisi yapar.

- Ne yenildiği değil, ne kadar sıklıkla yendiği önemlidir. Çünkü günde 2 kereden fazla atıştırma, diş çürüklerine neden olur.

- Kola gibi şekerli içecekleri günde bir bardaktan fazla tüketen çocukların diş çürüğü riski diğerlerinden daha fazladır.

- 10 yaşına kadar her çocuğun kalsiyum açısından günde 3 bardak süt içmesi gerekir.

- Şekerli ve nişastalı gıdalar, yemek aralarında değil, yemeklerle birlikte yenirse diş çürüğüne yol açmaz.

- Sakız, bonbon, çikolata ve şekerler; süt, havuç şekeri, şeker kamışı gibi hammaddelerden elde edilen tamamen doğal tatlandırıcılarla yapılabiliyor.

- "Diş Dostu" ambleminin bulunduğu ürünler, bilimsel testlerden geçerek, ağız ve diş sağlığına zararlı olmadığı kanıtlanıyor.

- "Diş Dostu" ürünleri, şekerli olan benzer ürünleri gibi tatlı ama diş çürüğünü önleyici etkiye sahip.

- Özellikle yemek aralarında yenilen "Diş Dostu" şekerlemeleri, günlük şeker alımını kontrol ediyor.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Ekim 2006       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ağız Bakım Ürünleri

Ağız bakım ürünlerini nasıl seçmeliyim?
Piyasada çok çeşitli ve cazip kılınan pek çok ürün olması sizi şaşırtabilir. Seçim yaparken onaylanmış ve dişhekiminizin tavsiye ettiği ürünleri satın almaya dikkat etmelisiniz.

Bir diş fırçasını ne kadar kullanabilirim?
Genelde 3-4 ay kullanılabilir. Diş fırçasının bozulduğunu kıl demetlerinin birbirinden ayrılmasından, dağılmasından ve eğilmesinden anlayabilirsiniz. Sert kıllı fırçalar dişlerinize zarar verebilir. Çocuklar ise henüz doğru fırçalamayı tam olarak uygulayamadıklarından daha çabuk fırça eskitirler.

Doğru diş fırçalama tekniği nasıldır?
Öncelikle fırça 45 derecelik bir açıyla dişe yaklaştırılmalı ve dişin eni doğrultusunda ileri-geri hareketlerle fırçalanmalıdır. En son dişetinden aşağıya doğru bir süpürme hareketiyle işlem tamamlanır. Dişlerin iç yüzeyleri , özellikle ön bölgeler dar olduğundan fırça dik olarak sokularak fırçalanmalıdır. Unutulmamalıdır ki, bakteri plağı ve yiyecek artıklarının yoğun olduğu dişlerin arka yüzleri, arka dişler ve dil de temizlenmelidir. Genellikle sadece ön dişlerin ön yüzeyleri fırçalandığından çürükler daha çok arka bölgelerde oluşmakta , diş taşları ise çok az fırçalanan alt ön bölgede olmaktadır.
Uygun bir teknik kullanılmazsa dişler zarar görür mü?
Evet. Dişler çok sert bir tabaka olan mine ile kaplı olmasına rağmen sadece yanlış bir teknikle uygulayacağınız bir fırçadan bile büyük zarar görebilir. Hem dişin üst kısmında, hem de kökü kaplayan tabakada aşınmalara, dişetlerinde de çekilmelere yol açabilir. Bu durumda dişler çürüğe daha yatkın hale gelir. dişleri aşındıracak kadar büyük bir kuvvetle diş fırçalamaktan kaçınılmalı ve yumuşak hareketlerle fırça oynatılmalıdır.

Diş etlerinin fırçalanması neden gereklidir?
Yapılması gereken başka bir işlem de diş etlerini fırçalamaktır. “Ama doktor, diş etlerim kanıyor...” Fırçalamaya devam edilmelidir, çünkü diş etlerini besleyen damarlar dolaşım bozukluğu sonucunda dolgunlaşmıştır. Buna tıp dilinde “konjestiyon” denir. Tedavi etmek için kılcal damarları açmak yani fırça yapmak gerekecektir. Böylece diş etinin damarları iyileşir ve kanama da kendiliğinden durur. Diş etinin fırçalanması, diş eti hastalıklarından korunmanın en etkin çarelerindendir.

Fırçadan başka diş temizlik araçları var mıdır?
Bunlar, elektrikli fırça, diş ipliği, kürdan, ara yüz fırçası, su püskürteci (water - pic), stimulatör... gibi araçlardır. Elektrikli. fırça ve su püskürteci ülkemizdegiderek ayaygınlaşmaktadır.

Diş İpliği:
Diş aralarını temizlemede sık kullanılan yararlı bir araçtır. Yanlış kullanımı diş etine zararlı olmaktadır. Diş hekiminden doğru kullanımını öğrenildikten sonra uygulanmalıdır.

Kürdan:
Yemek yerken diş arasına giren bir et parçasını kürdanla çıkarabilirsiniz; fakat yemek daima aynı yere kaçıyorsa bu, iki diş arasında normal temas olmadığını gösterir. Böyle durumlar kürdan kullanmayı gerektirir. Kürdan uçlarının özel olarak düzlenmiş olması, ayrıca sterilize edilmesi gerekir.Bu nedenle eczanede satılanlar tercih edilmelidir.
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 25 Aralık 2008 00:20
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
17 Kasım 2008       Mesaj #7
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Diş sağlığını ciddiye alın!


fft17 mf129431


Sadece diş fırçalamak ile diş sağlığımızı koruduğumuzu düşünsek de bunun yeterli olmadığı uzmanların her zaman vurguladığı bir konudur. Peki ağız sağlığı ile ilgili asıl hatayı nerede yapıyoruz, hiç düşündünüz mü?


Hepimizin bildiği gibi diş bakımına çok küçük yaşlarda başlamamız gerekiyor. Peki diş bakımına erken yaşlarda başlamak bize ileriki yıllarda nasıl bir katkı sağlıyor?
Öncelikle ağız bakımı alışkanlığı kazandırır. Süt dişi dizisinden sonra yer alacak olan sürekli diş dizisinin muntazam oluşunu ve normal kapanışlı bir diş dizisine sahip olmamızı temin eder.

Geç kalınan bir diş bakımı nasıl sonuçlar doğuruyor?
Tedavi edilmesi gereken hatta çekim ile sonuçlanan sonuçlar doğurur. Daha ileri safhalarda sistematik bir takım rahatsızlıklara neden olabilir.

Örnek verirsek…
Akut enfeksiyon, kronik enfeksiyon, ve devamında kist oluşumuna dönüşerek komşu dokularda aşırı hasar meydana getirebilir.

Çocukların dişlerini düzenli fırçalamak dışında diş sağlığını korumak adına nelere dikkat etmeleri gerekiyor?
Uykuya geçmeden önce asitli, yapışkan şekerli gıdalar almamalıdırlar. Diş hekimini ziyaret konusunda küçük yaşta alışkanlık edindirilmelidirler. Böylece doktor korkusu da yok edilmiş olur.

Okullarda diş sağlığı ile ilgili yeterli bir eğitim verildiğini düşünüyor musunuz? Bu konuda okulların üstüne düşen görevler neler olmalı?
Bilgiler yeterli dahi olsa puan kazandırmıyorsa öğrenci bunu önemsemiyor. Ders ve not ortamında değilde görüntülü iletişim araçlarıyla(TV, İnternet vb.) bilgilendirme yapılırsa tüm topluma çok daha rahat hitap edilir, daha çok fayfa sağlanır kanaatimce.

Tükettiğimiz besinlerin diş sağlığımıza olumlu ve olumsuz bir etkisi var mıdır?
Şöyle ki içerdikleri maddelerin dişin ana yapısında kullanılan maddeleri içermesi yani faydalı oluşu ve zarar vermesi şeklinde.Asit değeri yüksek besinlerin çokça tüketilmesi gibi-Bir de temizlenmemesi devamında ağız ortamındaki mikroorganizmalarca aside dönüştürülen gıdaların tüketim zamanlaması gibi. Kalsiyum, flor gbi elementleri içeren gıdalardan yoksun bir diyette diş sağlığı açısından oldukça tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

Peki hangi besinler diş sağlığımıza olumlu ve hangi besinler olumsuz bir katkı sağlıyor?
Süt ve süt ürünleri, kalsiyum içeren gıdalar olumlu etki sağlamaktadır. Yüksek değerde asitli içecekler; kola ve kola gibi yüksek asit içeren içecek ve yiyecekler dişler için oldukça zararlıdır.

Diş sağlığı konusunda doğru bilinen bir yanlış var mıdır?
Özellikle, “Sağlıklı olan dişlerimi ileride çürümemesi için kaplatmak istiyorum doktor bey”. “Ben çok şeker yedim dişlerim böyle oldu, keşke yemeseydim.” şeklinde doğru bilinen yanlışlar var. Diş ve ağız bakımında öncelik, rahatsızlıkların meydana gelmden önlenmesi sayesinde yapılacak olan işlemlerdir. Bunun ilki diş ve ağız hijyenine riayet etmektir.Yani fırça ve solüsyonlarla mekanik temizlik işlemidir.İkincisi ise belirli aralıklarla hekimin ziyareti çok önemlidir. Böylece başlangıç hakkındaki oluşumlara daha kolay müdahale edilmektedir.

Peki en çok hangi hataları yapıyoruz?
Nasıl olsa bunlar süt dişleri düşecekler ve yerlerine yenileri çıkacak, fikriyle hareket etmemeli. Ağzımda çürükler var ama ağrıyınca doktora giderim, dişimi çektiririm yerine yenisini yaptırırım gibi düşüncelere sahip olmak da çok büyük sorunlara yol açabilmektedir.

Diş fırçası ve diş macunu kullanımında nelere dikkat etmeliyiz?
Diş fırçasının seçiminde ve kullanma süresince ve de fırçalama şeklinde hekimin tavsiyesine uymak çok önemli.Diş macunları temizleme fonksiyonuna haiz olanlar ve bu hususiyetle beraber tedavide yardımcı olanlar şeklinde düşünülmüştür.İhtiyacımız olanı kullanmalıyız.Unutulmasın ki pahalı ama dolabın gözünde duran fırça ve macun kullanılmıyorsa yok demektir.

Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de her 4 kişiden biri hiç diş doktoruna gitmemiş. Bu oranı nasıl buluyorsunuz?
Bu sonucun toplumun ağız, diş sağlığının çok üst düzeylerde olduğundan kaynaklandığını sanmıyorum.oran görüldüğü gibi oldukça yüksek bunun sebebi bilgi eksikliği ve ekonomik şartlarla da ilgilidir. Bilgisizlik, ekonomik şartlardan daha etkili olsa gerek. Her gün bir pakete sigara tüketen bir kimse bu para ile diş ve ağız bakımı masraflarını karşılayabilir

Diş doktoruna gitmekten korkuyor olabilir miyiz? Ya da düzenli olarak diş doktoruna gitmek alışkanlık ve yaşam tarzıyla ilgili olabilir mi?
Tıbbi işlemlerin tamamında şahıslarda bir korku olmaktadır. Bu korkunun çoğu şahsın kendisinin ürettiği bir korkudur. Yapılması gerekenin geçiktirilmesi işi daha karmaşık kılar.Diş hekimine hiç bir ağrısı olmadan ziyaret edenlerde bu korku ortadan kalkar.

Ne kadar sürede bir diş doktoruna gitmeliyiz?
Sorunumuz olsun olmasın 6 ayda 1, en çok senede 1 diş hekimimizi ziyaret etmeliyiz.

Vücudumdaki herhangi bir hastalığın dişlerimize etkisi nelerdir?
Sistematik rahtsızlıkların hemen hemen tümünün diş etleri ve dil üzerinde birtakım değişimlere neden olduğunu söyleyebilirim. En belirgini şeker hastasında dişetlerinde ve dişin kemiğe tutunduğu dokuda yaptığı değişim çoğu kimse tarafından bilnir. Toplumda seyrek olarak behçet hastalığının ağız mukasasındaki tezahürlerleride bir başka örnektir.

Peki dişlerimizdeki herhangi bir sorun vücudumuza nasıl yansıyor?
Ağızdaki kronik enfeksiyon odakları vücudun diğer bölgeleri için birer enfeksiyon kaynağıdırlar. İleri derecede çürük bir dişte meydana gelen iltihap olayı komşu dokuları tahrip eder. Kök ucundaki kist bu bölgedeki enfeksiyon ve meydana getirdiği mikroorganizmalar kan yoluyla taşınıp vücudun farklı yerlerinde iltihaplı rahatsızlıklara neden olurlar. Eklem iltihapları, böbrek iltihapları gibi…

Son olarak, diş sağlığımızda en çok nelere dikkat etmeliyiz?
Ağız sağlığını ciddiye almalıyız. Ağız ortamındaki bir sağlık problemi sadece ağzı ilgilendirmez. Vücudun tüm bölgelerinde olduğu gibi. Düzenli olarak dişlerimizi fırçalamalı, en az 6 ayda bir doktora giderek kontrol ettirmeliyiz..
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
3 Ocak 2010       Mesaj #8
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Diş Bakımı

Genel vücut sağlığınız için ağız sağlığınız çok önemlidir. Ağzınızdaki dokuların ve yapıların durumu genel fiziksel durumunuzu, çiğneme ve konuşma kabiliyetinizi, görünüşünüzü ve insan ilişkilerinizi etkiler v

Diş çürümesi ve diş eti hastalığına karşı, doğru şekilde dişinizi fırçalayın, diş ipinizi kullanın ve düzenli olarak diş hekiminize kontrole gidin. Doktorunuzdan ya da dental hijyenistinizden, size doğru fırçalama tekniklerini göstermesini isteyiniz. Ayrıca diş hekiminize, diş çürümelerine karşı koruyucu madde kullanımı ve florür tedavisi gibi başka yöntemlerle ilgili danışabilirsiniz.

Dişlerinizi her gün doğru şekilde, en az iki defa an az iki dakika fırçalayınız. Yatmadan önce dişlerinizi fırçalamanız çok önemlidir. Yemeklerden sonra fırçalamanız ve ağzınızı çalkamanız da iyi bir fikirdir. Dişlerinizi günde bir kez diş ipiyle temizleyiniz.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
volture - avatarı
volture
VIP "Ipıslak Balık"
3 Ocak 2010       Mesaj #9
volture - avatarı
VIP "Ipıslak Balık"
Diş İpi Nasıl Kullanılır ?

Diş fırçasının ulaşamadığı, yemek ve plakın bulunduğu diş aralarını temizlemenin en iyi yolu diş ipi kullanmaktır. Şu teknikleri uygulayabilirsiniz:

•Yaklaşık 40-45 cm.lik diş ipini kesin v e büyük bir kısmını elinizin orta parmağına dolayın. Kalan kısmını diğer elinizin orta parmağına dolayın ve kullandıkça ipi sarın.
•İleri geri ittirerek ipi iki dişin arasından çekerken dişetlerine zarar vermemeye dikkat edin.
•Diş ipi, diş eti çizgisine ulaştığında , onu C şekli alacak şekilde bükerek, direnç hissedene kadar diş ve diş eti arasında kaydırın.
•İpi dişe temas edecek, gergin bir şekilde tutun, diş etine doğru, aşağı yukarı ve ileri geri hareketle dişin kenarına sürtün.
•İpi orta parmağınıza dolayarak temiz kısmını kullanıma hazır hale getirin ve aynı şeyi her diş için tekrar edin. İpin temiz tarafını kullanmamak bakterinin yayılmasına ve diş eti iltihabına (gingivitis) neden olur.
•Gerideki 4 dişinizin arkalarını diş ipiyle temizlemeyi unutmayın.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
9 Ağustos 2011       Mesaj #10
pesimist - avatarı
Ziyaretçi
SAĞLIK BAKANLIĞI, DİŞ SAĞLIĞI İÇİN ADSMLERİN KATİLE PERFORMANSLARINA EKLEMELER YAPTI

05 08 2011 saglik bakanligi dis sagligi icin adsmlerin katile performanslarina eklemeler yapti

Sağlık Bakanlığı Performans Daire Başkanlığı, Ağız Diş Sağlığı Merkezlerinin (ADSM) kalite performans kuralları arasına devrim niteliğinde ekler yaptı.
Performans Daire Başkanlığınca, Ağız Diş Sağlığı Merkezleri Performans Yönetmeliğine yapılan üç ek maddeye göre, hareket etmeyen merkezlerin performanslarından 20 puan düşürülecek ve kurum, çok sayıda hasta bakmış olsa bile düşük döner sermaye alacak.


TÜRKİYEDE BAYRAM İLAN EDİLSİN

Kırıkkale Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Türksel Dülgergil, yaptığı açıklamada, ek maddelerin eklendiği gün olan 29 Temmuz tarihinin bayram ilan edilmesi gerektiğini söyledi.
Yapılan değişikliği olağanüstü bir mutlulukla karşıladıklarını belirten Dülgergil, şöyle dedi:
Yaklaşık 6-7 yıldan beri kalite performans yönetmeliğinde hastanelerle bilgili birçok parametre göz önüne alınıyordu. Bu yönetmelikte hastanenin metrekaresi, duvar rengi, bekleme salonu, bekleme salonunun konforu gibi birçok alanda değerlendirme yapılıyordu. Aynı zamanda, tüm bu istenilen özellikleri en fazla taşıyan merkezin döner sermayesi de artıyordu. Bu sayılan özellikler için de puanlama yapılıyor. Tüm bunlar hastaların daha rahat ve sağlıklı hizmet almasını amaçlıyor. Son olarak yapılan eklerle deyim yerindeyse bir devrim yapıldı.
Ağız ve diş sağlığının önemine işaret eden Dülgergil, atılan adımların ciddiyeti ve kıymetinin önümüzdeki yıllarda anlaşılacağını kaydetti.
Dülgergil, yapılan eklerin Cumhuriyet tarihinde bir ilk olduğunu söyledi.


AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI MERKEZLERİ ARTIK HER ÖĞRENCİYE ULAŞACAK

Sağlık Bakanlığı Performans Daire Başkanlığı tarafından 29 temmuz 2011 tarihinde yapılan eke göre;
Bir ADSM, kendi hinterlant alanının (toplu taşıma aracı ile 30 dakikalık mesafe) içindeki ilköğretim 1,2,3,4 ve 5. sınıf çocuklarının en az yüzde 90ına, haftada bir defa florlu gargara yaptırtmazsa ya da kendi hinterlant alanını içindeki ilköğretim 1-2-3-4-5. sınıf çocuklarının en az yüzde 90ına, yılda 2 defa florlu vernik uygulaması yaptırtmazsa ya da kendi hinterlant alanının içindeki ilköğretim 1-2-3. sınıf çocuklarının en az yüzde 90ına yılda 4ten az olmayacak şekilde diş fırçası ile flor jel uygulaması yaptırmazsa, kalite performans puanı 20 puan civarında düşürülecek.
Bu durum, o ADSMdeki diş hekimleri ne kadar çok hasta bakmış olursa olsun daha düşük döner sermaye alacakları anlamına geliyor.


Kaynak
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.

Benzer Konular

19 Şubat 2013 / Demir YumruK Taslak Konular
22 Kasım 2006 / Mystic@L Taslak Konular