Arama

Ağız ve Diş Sağlığı - Sayfa 2

Güncelleme: 15 Eylül 2017 Gösterim: 91.950 Cevap: 15
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
2 Kasım 2011       Mesaj #11
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Dişleri Yok Eden 9 Hata

Sponsorlu Bağlantılar
1- Sürekli kahve molası gün boyu kahve, çay içme ve atıştırma alışkanlığı, ağızda asit salgılayan bakterileri aktive ederek bu bakterilerin diş yüzeyinde yaşamasına ve dişleri çürütmesine neden olur. Çay ve kahve şekersiz tüketilmeli ya da bu içeceklerin yerine süt ve süt ürünleri tercih edilmeli.

2- Sigara kullanımı Sigara içmek ağız kuruluğundan ağız kokusuna, dişlerin sararmasına hatta ağız kanserine kadar birçok hastalığa sebep olabilir.

3- Diş ipinin önemi Sadece diş fırçalamak ağız temizliğinde tek başına yeterli değildir. Diş fırçasının ulaşamadığı diş araları diş ipi kullanılarak temizlenebilir.

4- Diş fırçalama Ağız sağlığının en önemli bakımı dişleri fırçalamaktır. Dişler her yaşta, günde en az iki kez fırçalanmalıdır. Diş fırçası üç aylık periyotlarla yenilenmeli, dişler fırçalanırken fırça kuru olmalıdır.

5- Yemek dışında tüketilen tatlı tatlıların yemek öğünleri içerisinde tüketilmesi diş sağlığı için önemlidir.

6- Su ihtiyacı Yemek yedikten sonra diş için yapılacak en iyi şey su veya süt içmektir. Yemek sonrası içilen bir bardak su, yemek parçalarını ağızdan uzaklaştırır ve ağızdaki asidik ortamı nötrler. Ayrıca süt içmek dişte kalsiyum oluşumunu artırır.

7- Çiğnenemeyen tatlılar: Sakız, yapışkanlı tatlılar ve kuruyemişten mümkün olduğunca uzak durulmalı. Yenildiği takdirde ise dişlerden arınıdırma işlemi titizlikle yapılmalıdır.

8- Meyve ve sebzeden kaçmayın Meyve ve sebzelerin içerdiği vitaminler dişetleri için çok önemlidir. Ayrıca elma gibi sert meyve ve sebzelerin ısırılarak tüketilmesi, ön dişlerde mekanik temizliği sağlar.

9- Şekersiz sakızı tercih edin Sakız çiğnemek gibi bir alışkanlığınız varsa şekersiz sakızları tercih edin. Çünkü tükürük akışını hızlandırıp, ağzın temizlenmesine yardımcı olur.


kaynak:
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
15 Ocak 2012       Mesaj #12
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Diş Sağlığınızı Korumak İçin Pratik İp Uçları

Sponsorlu Bağlantılar
Diş çürüğünün yanı sıra dişeti hastalıklarının da sıklıkla görüldüğü Türkiye’de, araştırmalar nüfusun yüzde 66’sının son iki yıldır herhangi bir diş hekimine kontrole gitmediğini; düzenli olarak diş hekimine gidenlerin oranının ise sadece %11 olduğu ortaya koyuyor.

Ağız ve diş sağlığının genel sağlığın önemli bir parçası olduğunu ve onu korumanın tedavi ettirmekten çok daha kolay ve ekonomik olduğunu belirterek, sağlıklı ağız ve dişlere sahip olmanın yolları:

Ağız içi bakım ürünleri nasıl seçilmeli?
Piyasada cazip görünen pek çok ürün var. Bu ürünlerin arasından seçim yapmadan önce diş hekiminize danışın. Çünkü, size uygun en iyi diş macunu ve fırçanın hangisi olduğu, ağzınızın durumuna göre değişiklik gösterir.

Diş fırçası ne kadar kullanılmalı?
Bir diş fırçasının kullanım süresi en fazla 2-3 ay olmalıdır. Ancak bu süre, kullanım sıklığına ve fırçalama şekline göre değişiklik gösterebilir. Bir diş fırçasının bozulduğu, kıl demetlerinin birbirinden ayrılmasından, dağılmasından ve eğilmesinden anlaşılır.

En doğru diş fırçalama tekniği hangisidir?

Fırça 45 derecelik bir açıyla dişe yaklaştırılmalı ve dişler yatay olarak ileri-geri hareketlerle fırçalanmalıdır. Arkasından, dişetinden aşağıya doğru bir süpürme hareketiyle işlem tamamlanır. Dişlerin iç yüzeyleri, özellikle ön bölgeler dar olduğundan dik olarak fırçalanmalıdır. Bakteri plağı ve yiyecek artıklarının yoğun olduğu dişlerin arka yüzleri, arka dişler ve dil de temizlenmelidir. Dişleri aşındıracak kadar büyük bir kuvvetle diş fırçalamaktan kaçınılmalı ve dişler yumuşak hareketlerle fırçalanmalıdır.

Dişetlerinin fırçalanması neden gereklidir?
Diş fırçalama sırasında yapılması gereken diğer bir işlem de dişetlerinin fırçalanmasıdır. Fırçalama sırasında dişetlerinde kanama olsa da fırçalamaya ara verilmemeli ve doğru bir teknikle fırçalamaya devam edilmelidir. Bu sayede dişetinde, yanlış fırçalamaya bağlı olarak gelişen ödem birkaç gün içerisinde iyileşir ve kanama da kendiliğinden geçer.

Diş ipi kullanılırken nelere dikkat etmek gerekir?

Diş ipi kullanımına başlarken, kolay kullanım amacıyla mumlu diş ipleri tercih edilir. Ayrıca çürük gelişiminin önlenmesine yardımcı olacak fluoridli diş ipleri de tercih edilebilir.
Diş ipi her iki elin işaret parmağına dolanarak ve başparmak yardımıyla kullanılır.
Diş ipini yavaş hareketlerle ve kontrollü bir şekilde dişler arasından geçirmek gerekir. Dişetini yaralayacak sert ve ani hareketlerden kaçınılmalıdır.
Dişlerin ara yüz bölgelerini en ideal şekilde temizleyebilmek için diş ipini, dişin üzerinde, “C” harfi çizecek şekilde ileri-geri ve yukarı-aşağı doğru hareket ettirmek gerekir.

kaynak:
Avatarı yok
insomnia42
Yasaklı
7 Eylül 2016       Mesaj #13
Avatarı yok
Yasaklı

Diş Nasıl Fırçalanmalıdır



Diş Hekimi Zafer Kazak,
“Diş fırçası, diş ve diş eti birleşimine 45 derece açı ile yerleştirilmeli ve 10 kere dairesel olarak hareket ettirilmelidir. Fırça daha sonra bir fırça boyu ilerletilmeli ve tüm diş yüzeyleri yanak ve dil tarafında aynı şekilde fırçalanmalıdır. Çiğneme yüzeyleri ise ileri geri hareketlerle fırçalanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Ad:  Toothpaste-65859_500x330.jpg
Gösterim: 176
Boyut:  24.1 KB


Diş eti hastalıklarından ve diş çürüklerinden korumak için dişlerin günde en az 2 defa 2 dakika fırçalanması gerektiğini belirten Diş Hekimi Zafer Kazak, diş fırçası ile ilgili yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:

“Diş fırçalamaya başlamadan önce asla fırça ıslatılmamalıdır. Fırça başı küçük ve orta sertlikte fırçalar tercih edilmelidir. Kullanılan macun miktarı fındık büyüklüğünü geçmemelidir. Ağız temizliği, fırçalama ve diş arası temizliği aşamalarından oluşur. Sadece fırçalama yapmak hiçbir zaman tam bir temizlik sağlamaz. Fırçalama sonrası dişlerin ara yüzeylerinin temizlenmesi amacıyla diş ipi ya da arayüz fırçası kullanılmalıdır. Bu ürünlerin günde bir defa kullanımı uygundur.”

Ağız bakımını desteklemek için gargaraların kullanılabileceğini kaydeden Kazak, “Ağız gargaralarının kullanımı hiçbir zaman diş fırçalamanın ve/veya diş arası temizliğinin yerine geçmez. Sadece destekleyici etkiye sahiptir. Her marka fırçanın boyutu, şekli, fırça kıllarının dizilişi ve kılların sertliğine göre farklılık göstermektedir. Sert kıllara sahip diş fırçaları diş minesine zarar verebileceği ve diş eti çekilmesi yapabileceği için tercih edilmemelidir” şeklinde bilgi verdi
(kaynak)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
6 Mart 2017       Mesaj #14
Avatarı yok
Yasaklı

Ağızda Zaman Zaman Oluşan Kötü Kokunun Nedeni Nedir?


Ağızda oluşan kötü kokunun nedeni kolayca buharlaşabilen bazı sülfür bileşikleridir. Ağız boşluğundaki mikroorganizmalar protein temelli bileşikleri parçalayarak bu bileşikleri oluşturur. Yapılan araştırmalar insanların nefesinde 150’den fazla farklı kimyasal maddenin olduğunu gösteriyor. Bu bileşikler arasında özellikle hidrojen sülfürün ve metil merkaptanın ağızda oluşan kötü kokunun nedeni olduğu düşünülüyor.

Hidrojen sülfür kokusu çürük yumurtaya, metil merkaptan kokusu ise çürümüş lahanaya benzetilen kimyasal bileşiklerdir. Ağızda kalan yemek parçacıklarındaki protein temelli bileşikler ile ağızdaki ölü epitel ve kan hücreleri, bakteriler tarafından parçalanarak amino asitlere ardından sülfür bileşiklerine dönüşür.

Bu zamana kadar ağızda tespit edilen yaklaşık 1000 farklı bakteri türü var. Bir insanın ağzında ise en az 100-200 bakteri türü bulunuyor. Ancak bu bakterilerin hepsi kötü kokuya sebep olan moleküllerin oluşumunda doğrudan rol almıyor. Dünya genelinde insanların yaklaşık dörtte biri ağız kokusu problemi yaşıyor. Ağız temizliğine dikkat etmek (örneğin diş ipi kullanmak, dişleri fırçalamak) ağızda kötü koku oluşumunun engellenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca araştırmalar yeşil çay, nane gibi bazı besinlerin ağız kokusuna neden olan sülfür bileşiklerinin oluşumunu engellediğini gösteriyor.

Kaynak: Bilimgenç / TÜBİTAK (30 Ocak 2017)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
15 Eylül 2017       Mesaj #15
Avatarı yok
Yasaklı

Aspirinin Çürüyen Diş Üzerindeki Etkisi!


Araştırmacılar, aspirinin diş çürümesini tersine çevirip dişte oluşan kaviteleri tedavi edebileceğini tespit etti. İrlanda'nın Belfast şehrindeki Queen's Üniversitesi'nde yürütülen araştırmada, aspirinin diş kökündeki hücrelere uyarı göndererek diş yenilenmesini sağladığı belirlendi. En yaygın diş hastalığı olan çürük, diş sinirinin iltihaplanmasının ve diş ağrısının en büyük nedeni olarak kabul ediliyor. Aspirin ise uzun yıllar ağrı kesici olarak kullanılan bir ilaç. Özellikle baş ve kas ağrılarında oldukça etkili olduğu biliniyor.
Ad:  _97695359_hi007180158.jpg
Gösterim: 300
Boyut:  57.0 KB
Diş çürüğü genel olarak diş plağının üzerinde biriken bakterilerin dişi zayıflatan asitler üretmesi ile oluşuyor!
Hücrelerini yenileyebilme kabiliyetleri sınırlı olan dişlerin çürümesi halinde dolgu teknolojisi kullanılarak tedavi yoluna gidiliyor. Ancak bu dolguların insan yaşamı boyunca birkaç kez değiştirilmesi gerekiyor. Queen's Üniversitesi Diş Hekimliği ve Biyomedikal Bilimler Fakültesi öğretim görevlisi Profesör Ikhlas El Karim, aspirinin diş kökü hücrelerini onarmasıyla dolgulara olan ihtiyacın ortadan kaldırılacağına dair çalışmalar yürütüyor

İngiltere Diş Araştırmaları Derneği yıllık konferansında sunulan araştırma bulguları da, aspirinin diş kök hücrelerinin işlevini artırabileceğini ve hasarlı dişin kendini tedavi etmeye yardımcı olabileceğini gösteriyor. Aspirinin dişin kendi hücrelerini üretmek için gerekli olan gen imalatına yardımcı olacağının daha önceki araştırmalarda da açığa çıktığı belirtildi. Araştırmacılar çalışmaların bir sonraki aşamasında aspirinin diş dentinini nasıl yenileyebileceğini ve dolgulara olan ihtiyacı nasıl değiştireceğini anlamaya çalışacaklar.

Çalışmayı yürüten gruba başkanlık eden Prof. El Karim bununla birlikte aspirinin dişlere enjekte edilmesini de pek olanaklı görmüyor ve şu an için bilimsel bir tartışma niteliğinde olup kesinliği olmadığı belirtilen söz konusu araştırmaya dair kimseyi aspirini kullanma konusunda cesaretlendirmediklerini belirtiyor. Uzmanlar, sağlık örgütleri tarafından kabul edilen aspirinin ileride diş tedavisinde kullanılması durumunda dünya sağlık sistemi için büyük tasarruf sağlanabileceğini düşünüyor.

Kaynak: BBC Bilim / İngiltere Diş Araştırmaları Derneği (13 Eylül 2017)
IrResistibLe - avatarı
IrResistibLe
Kayıtlı Üye
15 Eylül 2017       Mesaj #16
IrResistibLe - avatarı
Kayıtlı Üye

DOLGU ÇEŞİTLERİ



AMALGAM


Materyal: Gümüş, çinko, bakır ve civa karışımıdır. Karışımın yaklaşık %50’si civadır.
Kullanım: Arka dişlerdeki dolgular
Dayanıklılık: En az beş yıl, genelde daha uzun
Maliyet: Restorasyon maddelerinin en ucuzudur


KOMPOZİT DOLGU


Materyal: Plastik ve ince cam partikülleri karışımıdır.
Türleri: Direkt ve endirekt. Direkt dolgular yumuşak materyali sertleştiren mavi (halojen ya da led) ışık kullanılarak sertleştirilir. Endirekt dolgularda diş hekimi dişi hazırlayarak ölçüsünü alır. Bu teknikle yapılan restorasyonlara inley veya onley dolgular denilir, porselen veya kompozitten yapılabilirler. Günümüzde optik bir kamera aracılığıyla veya geleneksel yöntemle ölçü alınıp dışarda hazırlanan dolgu diş kavitesine yerleştirilir.

Kullanım: Özellikle ön dişlerde ve dişlerin görünen taraflarında küçük ve büyük dolgularda.
Dayanıklılık: En az beş yıl
Maliyet: Amalgamdan daha fazla, altından daha az

ALTIN DOLGU


Materyal: Altın karışımı (Diğer metallerle karışmış altın)
Türleri: İnley, onley ve kuronlar
Dayanıklılık: En az yedi yıl, genelde daha uzun
Maliyet: Diğer çoğu maddeden daha pahalı, amalgam dolgunun 6 ile 10 katı

CAM İYONOMER


Materyal: Akrilik ve fluoroaluminosilicate diye adlandırılan bir cam bileşeni
Türleri: Geleneksel dolguda materyal parlak ışık kullanılmadan sertleşir. Modifiye kompozit veya karma kompozit cam iyonomer dolgular geleneksel dolgulardan daha sağlamdır. Materyali sertleştirmek için halojen veya led mavi bir ışık kullanılabilir.
Kullanım Amacı: Genelde ön dişlerdeki dolgularda veya köklerde kullanılır. Dolgu malzemesi olarak cam iyonomer diş eti altına inen çürüklerde kullanılır. Süt dişlerinde ve diğer dolgularda alt yapı malzemesi olarak da kullanılır.
Dayanıklılık: 5 yıl veya daha fazla.
Maliyet: Kompozit dolguya yakın


CAM KARBOMERLER


Nano partiküller içeren cam iyonomer türü bir dolgu malzemesi olmasına rağmen içerğindeki florapatit ve hidroksiapatit kristalleri bu dolgu malzemesini diğerlerinden farklı bir sınıfa koymaktadır.
Özellikle doğada köpek balığı dişlerinde bildiğimiz “zarar görmeme” ve kendini tamir etme mekanizmasından yola çıkılarak diş dokusunun kendisini tekrar tamir edip oluşturması için gerekli içeriğe sahip bir materyaldir. İçeriğinde hiç bir metal ve başka bir toksik monomer bulundurmaması ile biyolojik uyumu çok yüksektir.
Genelde çok büyük olmayan dolgularda veya kök yüzeylerinde kullanılır. Süt dişlerinde dolgu ve fissür örtücü olarak, ayrıca diğer dolgularda alt yapı malzemesi olarak da kullanılır.
Renk açısından kompozitler kadar avantajlı değildir ve çiğneme kuvvetlerine dayanıklılığı sınırlıdır bu sebeplerden dolayı kullanımında kısıtlamalar mevcuttur, teknolojik ilerlemelerle beraber bu engeller aşıldığında geleceğin restoratif materyali olacağını öngörmek doğru olacaktır.

Benzer Konular

19 Şubat 2013 / Demir YumruK Taslak Konular
22 Kasım 2006 / Mystic@L Taslak Konular