Arama

Barış Manço

Güncelleme: 14 Ağustos 2016 Gösterim: 163.765 Cevap: 20
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Şubat 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Barış Manço

Ad:  Barış Manço8.jpg
Gösterim: 6511
Boyut:  54.2 KB

türk besteci ve şarkıcı.
Sponsorlu Bağlantılar
(1943 - 1999)

Galatasaray lisesi'nde okudu. Belçika’da desen ve grafik sanatlar öğrenimi gördü. 1958 yılında lise orkestrasına katılmasıyla başlayan müzik yaşamı boyunca meydana getirdiği, sözleri de kendisine ait 200’den fazla bestenin büyük kısmı, türk popunun en sevilen şarkıları arasında yer aldı. 70'li ve 80'li yıllarda “Kurtalan Ekspresi" grubuyla yurtiçi ve yurtdışında konserler verdi. Besteci ve şarkıcı olarak birçok ödül aldı; 1991 yılında devlet sanatçısı ilan edildi. “7'den 77'ye" adlı TV programı başarılı ve uzun ömürlü oldu. Diğer TV programı “4x21 Doludizqin"dir (1992).
  • Doğum adı: Tosun Yusuf Mehmet Barış Manço
  • Unvanı: Barış Abi, Uzun Saçlı Dev Adam, Barış Çelebi
  • Doğum: 2 Ocak 1943,İstanbul, Türkiye
  • Ölüm: 1 Şubat 1999, İstanbul, Türkiye
  • Evlilik(ler)i: Lale Çağlar (1978-1999)
  • Çocukları: Doğukan Hazar Manço (d. 1981), Batıkan Zorbey Manço (d. 1984)
  • Meslekler: Şarkıcı, Besteci, Aranjör, Söz yazarı, Oyuncu, TV program yapımcısı
  • Etkin yılları: 1958-1999
  • Çalgılar: Perküsyon, Piyano, Klavye, Gitar
  • Tarzlar: Anadolu rock, Progresif rock, Psychedelic rock, Senfonik rock, Folk rock, Pop rock
  • Plak şirketi: Sayan Plak, Harika Plak, Coşkun Plak, Yavuz & Burç Plakçılık, Emre Plak, Sony Music, Columbia, Türküola
  • İlişkili hareketler: Moğollar, Kurtalan Ekspres
Barış Manço
(2 Ocak 1943; Üsküdar, İstanbul - 1 Şubat 1999; Kadıköy, İstanbul), T
ürk şarkıcı, besteci, söz yazarı ve TV programı yapımcısı.
Türkiye'de rock müziğin öncülerinden, Anadolu Rock türünün kurucuları arasında sayılır. Müziğe başlangıcı Galatasaray Lisesi'nde oldu. Yüksek öğrenimini Belçika Kraliyet Akademisi'nde tamamladı. Bestelediği 200’ün üzerindeki şarkısı, kendisine 12 altın ve bir platin albüm ve kaset ödülü kazandırdı. Bu şarkıların bir bölümü daha sonra Arapça, Bulgarca, Flemenkçe, Almanca , Fransızca, İbranice, İngilizce, Japonca ve Yunanca olarak yorumlandı ve Barış Manço, kimi şarkılarını günlük hayatından aldı. “Domates, Biber, Patlıcan”, buna bir örnektir. Hazırladığı televizyon programıyla dünyanın pek çok ülkesine gitmiş, bu nedenle "Barış Çelebi" olarak adlandırılmıştır.

Gençliği


Devlet konservatuarı klasik Türk sanat müziği hocası, sanatçısı ve yazar Rikkat Uyanık ve Hakkı Manço çiftinin ikinci çocuğu olan Mehmet Barış Manço 2 Ocak 1943 tarihinde Üsküdar Zeynep Kamil Hastanesinde doğdu. II. Dünya Savaşı yıllarında doğduğu için ailesi Mehmet Barış adını verdi. Dört çocuklu ailede Savaş, İnci ve Oktay adlarında üç kardeşi vardı. Konservatuardaki çalışması sırasında Zeki Müren'in de hocalığını yapan Rikkat Uyanık daha sonraları Barış Manço'yla beraber televizyon programlarına da katıldı, şarkı söyledi. Aile kökenleri İstanbul'un fethinden sonra Konya'dan Selanik'e göç etmiş ve savaş yıllarındaki zorluklar nedeniyle I. Dünya Savaşı sırasında İstanbul'a göç etmişti. Üç yaşındayken anne babasının ayrılığından sonra Barış Manço, babası ile yaşamaya başladı. Babasıyla birlikte sık ev değiştirdi ve Cihangir'de, Üsküdar'da, Kadıköy'de ve kısa bir süre için Ankara'da yaşadı. İlkokula abisi Savaş ve ailenin en küçük ferdi olan kız kardeşi İnci'nin de okuduğu Kadıköy Gazi Mustafa Kemal İlkokulu'nda başladı. 4. sınıfı Ankara Maarif Koleji'nde okudu ve ilkokulu Kadıköy'deki başladığı okulda tamamladı. Yatılı olarak Galatasaray Lisesi'nin orta bölümüne devam etti. 1957'de amatör olarak müzikle ilgilenmeye başladı. 4 Mayıs 1959'da babasının ölümü üzerine Galatasaray Lisesi'nden ayrılarak, eğitimini Şişli Terakki Lisesi'nde tamamladı.

Müzik kariyerinin başlangıcı


Twist dönemi


1957'de amatör olarak müzikle ilgilenmeye başlayan Manço, 1958 yılında ilk grubu Kafadarlar grubunu kurdu. Ortaokul yıllarında kurulan bu grubun kadrosu kontrabas ve akordiyonda Benar Akbaş, gitarda Ender Enön, armonikada Savaş Özgenç, vokalde Oğuz Ardeniz ve saksofonda Asaf Savaş Akat yer almaktaydı. Rıza Omayer ve Emre Gönenç, bateride Fikret Zolan, tenor saksofonda Oğuz Kayıhan. Bu kadroyla grup rock'n roll coverları yaparken, Barış Manço'da ilk bestesi Dream Girl'ü bu dönemlerde yaptı ve Ankara'da küçük bir müzik ödülünün de sahibi oldu.

İkinci grubu Harmoniler'de yine Galatasaray Lisesi'ndeki arkadaşları vardı. Gitarda Mehmet Şahinbaş ve Şanal Pınar, davulda Batur Pere, piyano ve bas Osman Önder, saksofonda da Asaf Savaş Akat yer almaktaydı. 1959'da Galatasaray Lisesi konferans salonunda ilk konserini verdi. Bu kadro ile Grafson şirketinden 3 tane 45'lik çıkaran Manço, liseyi bitirdikten sonra Türkiye'den ayrılıp Belçika'da öğrenim hayatını sürdürmek isteyince Harmoniler dağıldı. Bu kadronun kaydettiği iki türkü Urfa'nın Etrafı Dumanlı Dağlar ve Kızılcıklar Oldu mu? yıllar sonra yayımlandı.

Rock'n roll


1963 yılının Eylül ayında Belçika Kraliyet Akademisi'nde yüksek öğrenim görmek için Türkiye'den ayrıldı ve Belçika'ya gitmeden önce karayoluyla bir kamyonla Fransa'nın başkenti Paris'e giderek daha önce konuştuğu ünlü Fransız şarkıcı Henri Salvador'la buluştu. Henri Salvador Barış Manço'nun Fransızcasını ve fazla kilosu nedeniyle dış görünüşünü yetersiz buldu ve anlaşma yapamayan Manço, Belçika'daki abisi Savaş Manço'nun yanına gitti. Belçika Kraliyet Akademisi'nde resim, grafik ve iç mimarlık eğitimi görürken bir yandan da garsonluk, otomobil bakıcılığı işlerinde çalıştı. Bu sırada Balçikalı şair Andre Soulac ile tanıştı. Soulac sayesinde Fransızcasını ilerletti ve yaptığı besteleri değerlendirme imkânı buldu. Soulac, Manço'nun bestelerine söz yazdı. 1964'te müzik hayatına devam etmek isteyen Barış Manço Rigolo plak şirketiyle anlaşarak "Jacques Danjean Orkestrası" ile beraber çalışmaya başladı. Twist'ten Rock and Roll'a dönen Barış Manço'nun kayıt şartları da iyileşmiş oldu. 1964'ün Eylül ayında 4 şarkılık Fransızca iki EP çıkardı. ilk EP'de Baby Sitter ve Quelle Peste, diğer EP'de Jenny Jenny ve Un auire amour que toi şarkıları yer aldı. Plakların başarısı sonucu Fransız radyosunda yayınlanan "Salut les copins" adlı pop müzik içerikli bir programa konuk oldu. Bu EP Türkiye'ye geldiğinde radyocular Manço'yu Fransız bir sanatçı olarak düşünüp sundular. Manço bu dönemler ilk LP'sini çıkarmak istese de başaramadı. 12 Ocak 1965'te Fransa'da, Paris'in dünyaca ünlü en eski konser salonu Olympia'da Salvatore Adamo ve France Gall'den önce sahne alarak kendi bestesi olan Babysitter'ı daha sonra Jenny Jenny, Quelle Peste, Un autre Amour que toi ve Je veux savior adlı Fransızca ve ingilizce şarkılarını söyledi. Manço'nun sahne performansı Henri Salvador tarafından tebrik edildi. Aynı yıl Liège'de "Golden Rollers" adlı bir grupla konser verdi.
1966'da ise bir festivalde "The Folk 4" grubu ile Türk müziğinden örnekler sergileyerek dikkat çekti. Ancak Fransız bir müzisyenin Barış Manço'nun aksanını beğenmediği için onun plağının çalınmasını yasaklaması Barış Manço'yu derinden etkiledi ve Avrupa kariyerini sona erdiren nedenlerden biri oldu. Aynı yıl "L'Alba" adlı bir grup Barış Manço ve Andre Soulac tarafından yazılan ilk parçayı seslendirdi.

Folk ve psychedelic rock dönemi


Olympia'daki konser sırasında vahşi kedi anlamına gelen "Les Mistigris" adlı Belçikalı grupla tanıştı ve onlarla çalmaya başladı. Grubun söz yazarı ve şair Andre Soulac ile MANLAC adlı bir prodüksiyon şirketi de kuruldu. Grupla beraber Fransa, Belçika, Çekoslovakya, Belçika, Almanya ve İsveç'te konser verdi. Davulda Francis Lonneux, gitarda Christian Lacombes, basta Paul Vanderbossche'dan oluşan grupla "Sahibinin Sesi" şirketiyle anlaşan Barış Manço, birinde kendi besteleri, ötekinde ise iki türkü yorumu bulunan iki 45'lik çıkardı. Aynı yıl bir konseri sırasında daha sonra evleneceği iyi derecede Türkçe bilen Belçikalı Marie Claude ile tanıştı ve İstanbul'da nişanlandılar. 1967'de Hollanda'da geçirdiği bir kaza yüzünden dudağında bir yarık oldu ve bıyık bırakmaya başladı. Grupla bir EP çıkardı, ancak vize problemleri, yasal sorunlar ile uğraştıkları için yolları ayrıldı. Türkiye'deki ilk psychedelic rock şarkıları Manço ve Les Mistigris grubuna aittir. 1969 Haziran'ında Belçika Kraliyet Akademisi'ni birincilikle bitirdi ve İstanbul'a nişanlısı ile döndü.

Barış Manço Les Mistigris ile ayrıldıktan sonra Kaygısızlar grubu ile çalışmaya başladı. Genç gitaristler Mazhar Alanson, Fuat Güner, baterist Ali Serdar ve bas gitarist Mithat Danışan'dan oluşan grup daha önceden kendi konserlerini veren genç bir gruptu. Barış Manço en büyük hitlerinden biri olan Kol Düğmeleri'ni bu grupla kaydetti. Aralıklarla plak çıkaran grup hem Anadolu temalarına, hem de doğu motiflerine yakınlığı ile bilinen yavaş yavaş yükselmekte olan psychedelic müzik akımından etkilendi. Grup bir yandan Bebek, Kağızman gibi türküleri yorumlarken Trip (To a Fair), Runaway, Flower of Love gibi İngilizce bestelerini yapıyorlardı. Bu 45'liklerden Ağlama Değmez Hayat 50.000'in üstünde satış yaparak Manço'ya ilk altın plağını kazadırdı. Altın plak ödülünü 25 Nisan 1970 Cumartesi günü İstanbul'da Fitaş Sineması'ndaki konseri sırasında oyuncu Nebahat Çehre'nin elinden aldı. Manço ve Kaygısızlar'ın yaptıkları besteler Fransız plak şirketleri Philips ve Barclay'in dikkatini çekti ve anlaşma teklif ettiler. Aynı yıl Fransa'ya giden Barış Manço, plak şirketinin teklifi üzerine "Barıshango" adıyla tanıtıldı. Kaygısızlar'ın adı ise "Possibility" olarak değiştirildi ve grup Fransa'da Fairground ve Susanna parçalarını Philips etiketiyle iyi imkânlarla kaydetti ancak bu kayıtlar uzun süre piyasaya sürülmedi. Grup, ismini değiştirdiği için yapılan eleştirilere "Parçaları İngilizce olarak doldurmamızın nedeni ise dünya yüzünde en yaygın lisan olduğu içindir..., ...Avrupalı görünmek sevdasında değiştirmedik adımızı." şeklinde yanıtlamıştır.

Manço, 1969 yılı sonunda Kaygısızlar ile yollarını ayırarak Fransa'da yeni bir grup kurdu. Bu yeni grubunun bir adı olmasa da Manço grubu "Barış Manço'nun ilk dünyası" olarak tanıtmıştır. Mounire Gatthas bateride, Okan Tunca basgitarda, Johnattan Glemser gitarda üçlü grubu oluşturmuş, bu grupla Türkiye'de Akdeniz ve Karadeniz bölgesini kapsayan bir turneye çıkmıştır. Mersin, Malatya, Şanlıurfa, Kayseri, Trabzon ve daha birçok şehirde sahne alarak 52 konser verdi.
31 Ocak 1970 tarihinde daha önce İstanbul'da nişanlandığı Claude ile Belçika'nın Liège şehrinde evlendi. Kısa süren bu ilk evliliği 22 haziran 1970'de sona erdi.

1970 yılının Kasım ayında Antalya'da verdikleri konser sonrası Manço, "yabancı uyruklu müzisyen çalıştırmak" nedeniyle tutuklandı. Manço o geceyi ertesi günkü mahkemeye kadar polis gözetiminde otelde geçirdi, ertesi gün mahkemeye çıkarıldı, mahkemede "grup üyelerinin öğrenci ve devamlı olarak bir yerde çalışmadıkları" savunmasını yaparak ilk celsede suçsuz bulunarak serbest bırakıldı.[26] Bu olay sonrası Manço ve grup üyeleri Belçika'ya döndü.

Manço, 1971 yılında 1969 Türkiye Güzellik Kraliçesi Azra Balkan ile nişanlandı. Nişan 1972'nin Mayıs ayında ayrılmalarıyla sonuçlandı. Azra Balkan, bu ayrılıktan sonra plak çalışmaları yapmış ve Yılmaz Güney'in yönettiği Arkadaş filminde rol almıştır. Azra Balkan'ın kardeşi Feride Balkan ise Cem Karaca'nın üçüncü eşidir.

45'likler dönemi


Bu başarı ile Türk müziği piyasasına giren Barış Manço, 1970'te Türkiye'de ender görülen bir işe imza atıp zaten ünlü olan Moğollar ile güçlerini birleştirme kararı aldı çünkü iki grubunda hedefi Türk müziği ile Avrupa'da ün kazanmaktı. Manço o zamana kadar Batı etkisinde, Moğollar ise Anadolu pop tarzında müzik yapıyordu. Manço, bu konuyla ilgili bir röportajında şunları söylemiştir:
"Artık biz bir bütünüz. Ne ben Moğollar'ın şarkıcısıyım, ne de onlar benim grubum. Yepyeni bir grup olduk. Adımız MançoMongol. Kafaca anlaşan, aynı fikir seviyesine gelmiş olan bizler, yaptıklarımızın daha iyi olması için, sesimizi bütün dünyaya kuvvetlice duyurabilmek için, başbaşa vermenin zamanı geldiğini anladık."
1971'de grupla beraber, hem kendi hem de Moğollar'ın şarkılarına sahip ilk konserini verdi. Çıktıkları Anadolu turnesinin Kütahya ayağında, Manço'ya göre uzun saçları yüzünden tehdit edildikten sonra tur otobüslerine dinamitle saldırı düzenlendi. Konserin hemen sonrasında meydana gelen patlamada kimse yara almadı. 1971'de kabakulak olan Barış Manço'nun hastalığının da etkisiyle Fransa'da çalışan bu grup dört ay değişik yerlerde konserler verdikten sonra orada ayrıldı.

"Manço Mongol" olarak da tanınan bu grup sadece 3 şarkıya ve bir 45liğe imza attı. Moğollar klavyecisi Murat Ses daha sonra Kurtalan Ekspres'te de yer aldı. Bu arada Barış Manço'nun Fikret Kızılok'lu Kaygısızlar'la kaydettiği Ay Osman ve Moğollar'la kaydettiği Binboğanın Kızı izinsiz olarak yayınlandı. Aynı yıl Barış Manço, düzenleme, söz, müziği kendisine ait ve genç sanatçı Çiğdem'in seslendirdiği Sandığımı Açamadım plağının prodüktörlüğünü yaptı.

1970'te o güne kadar Batı enstrümanlarını kullanan Manço, notalarını Kemençe sanatçısı Cüneyd Orhon'un yazdığı Dağlar Dağlar türküsünü seslendirdi. Barış Manço'nun gitarı ve Cüneyd Orhon'un kemençesi ile kaydedilen türkü, Barış Manço'nun sadece rock ile sınırlı kalmayan kendi müzik tarzının başlangıcıdır. 100 binden fazla satan Dağlar Dağlar plağı Manço'ya kariyerindeki tek Platin Plak Ödülü'nü kazandırdı. Sayan Plak tarafından verilen ödülü sinema oyuncusu Öztürk Serengil İstanbul Fitaş sinemasında Manço'nun bir konseri sırasında takdim etti.

1971 ve 1972 yılları Barış Manço'nun birçok sanatçı ile çalışarak Kurtalan Ekspres'i kurma çalışmalarıyla geçti. 1972'de Kıbrıs'a giderken asker kaçağı olarak yakalandı ve Belçika Kraliyet Akademisi diploması sayesinde yedek subaylık hakkı kazandı. Askerlik öncesi Kurtalan Ekspres grubunu kuran Manço, Engin Yörükoğlu, Celal Güven, Özkan Uğur, Nur Moray ve Ohannes Kemer'in oluşturduğu orkestra ile Anadoluda konserler verdi.Bu grupla kaydettiği Ölüm Allah'ın Emri ve Gamzedeyim Deva Bulmam şarkılarının yer aldığı ilk plağı yayımladıktan sonra Barış Manço askere gitti. Kurtalan Ekspres ise dağılmayacağını ve Manço'nun askerden dönmesini bekleyeceğini açıkladı.
Ad:  Baris_Manco_12.jpg
Gösterim: 4797
Boyut:  40.8 KB
1972 yılının Nisan ayında altı ay süren Polatlı Topçu ve Füze Okul Komutanlığı’nda yedek subay öğrenciliğine başladı. Daha sonra asteğmen topçu alayı batarya takım komutanı olarak bir yıl Edremit'te askerliğini yaptı. Bıyıklarını ve saçlarını kesen Manço, bundan sonra hep bıyıklı ve uzun saçlı olacaktı. Askerliği sırasında rahatsızlanması üzerine getirildiği Ankara Gülhane Askerî Tıp Akademisi Hastanesi'nde fistül ameliyatı oldu.Polatlı'da ve Edremit'te orduevlerinde konserler verdi.Terhisine az bir süre kala Harbiye Orduevi'ne atandı. 19 ay 26 gün askerlik yapan Manço, bu sürede orduevi dışında sahne almadı ve askerliği devam ederken daha önce hazırladığı iki plağı yayımlandı.

Askerlik sonrası ilk konserini Ankara Dedeman Sineması'nda verdi.Askerlik sonrasında ilk defa bir gazinoda sahne almaya başladı. Ancak Ankara'daki Lunapark Gazinosu'nda sadece dört gün sahne aldı ve işi bıraktı. İşi bırakmasıyla ilgili "Programlarımızı çeşitli şekillerde kısıtlamak istediler, kabul etmeyip çıktık" açıklamasını yaptı. İlk klibini yine aynı yıl Hey Koca Topçu'ya çekti. Bu dönemdeki Kalk Gidelim Küheylan, Hey Koca Topçu, Vur Ha Vur gibi Anadolu gelenekleri kokulu şarkılar şarkıcının sonraki yıllar boyunca ülkücü olarak eleştirilmesine sebep olacaktı. Manço, 1974 yılında Hey Dergisi tarafından yılın erkek şarkıcısı seçildi. Aynı yıl 27 Haziran'da İnönü Stadı'nda düzenlenen "Hey Müzik Festivali-74" kapsamında sahne aldı.

1975'te ilk uzunçaları 2023 yayımlandı. Bu albüm Manço'nun daha önceki psyhedelic rock ya da yakın dönemdeki Anadolu kökenli şarkılarından çok farklı olarak elektronik ve progressive rock denecek bir tarza sahip Baykoca Destanı ve 2023 gibi epik eserlere sahip sıra dışı bir albüm olarak diskografide yer aldı. Bu dönemde Barış Manço ilk ve tek filmi Baba Bizi Eversene'de oynadı.

Barış Manço son yurt dışı denemesini 1976'da çıkardığı Baris Mancho albümüyle yaptı. Belçika'da George Hayes orkestrasıyla kaydedilen, dünya çapında bir firma olan C.B.S'den çıkan bu albüm, Avrupa'nın bir çok yerinde satışa sunuldu. Doğu ülkelerinde liste başı olsa bile promosyon sırasında Barış Manço'nun geçirdiği hastalıklar ve telaffuz problemlerinden dolayı beklediği başarıyı yakalayamadı. 1977'de Kurtalan Ekspres ile birlikte 45 günlük bir Anadolu turnesine çıktı. Turnenin Balıkesir ayağında konser ekibi saldırıya uğradı ve grup üyelerinden Oktay Aldoğan ve Caner Bora yaralanarak hastaneye kaldırıldı.Bu olaya rağmen turne devam etti ve tamamlandı. Aynı yıl CBS firmasının desteğiyle Londra'da Rainbow Tiyatrosu'nda Kurtalan Ekspres ile birlikte konser verdi ve İngilizce ve Türkçe şarkılarını seslendirdi. Konserden sonra karaciğer enfeksiyonu geçirdi ve karın boşluğunda bağırsağına yapışık bir tümör nedeniyle Belçika'da ameliyat oldu. Bu dönemde Barış Manço, 1975'te tanıştığı Lale Çağlar ile 18 Temmuz 1978 tarihinde evlendi.

1979'da Anadolu turnesine çıktı ve turnenin tüm gelirini sağır ve dilsiz çocukların eğitimi ve tedavisi için bağışladı.
1970'lerin sonunda Manço, o dönem popüler olan fotoromanda oynamaya başladı. 2023, Küheylan ve Hal Hal adlı fotoromanlarda başrol oynadı. 2023 adlı fotoromanda Kurtalan Ekspres üyeleri de rol aldı.

Kurtalan Ekspres'in son dönemi


1979'da Yeni Bir Gün uzun çalarıyla müziğe geri dönen Barış Manço bu albümle progresif rock'ın Türkiye'deki en iyi örneklerinden birini verdi. Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Aynalı Kemer gibi parçalar Barış Manço'nun halk deyişlerini kullanıp Türk müziğini, Progressive müzikle başarıyla harmanlayarak bestelediği şarkılardandır. Bu albümle beraber Barış Manço'nun yurtdışı macerasının artık sona erdiğini ve Türk müziğini rock ve caz formatlarında karıştırıp, epik şarkılar yaratacağını söyleyebiliriz. 1979'da Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Aynalı Kemer, 1980'de Halhal, 1981'de Arkadaşım Eşek, 1982'de Ali Yazar Veli Bozar, 1983'te Halil İbrahim Sofrası bu dönemde hit olmuş parçalardır.

1979 yılında Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya'da ve Kıbrıs'ta Kıbrıs Türk Federe Devletinin 5. Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri kapsamında Lefkoşa ve Magosa'da konserler verdi. Belçika'daki konserden dönerken Edirne'de aracının lastiği patladı ve bir otomobille çarpıştı. Kazada bel kemiği çatlayan Manço, iki ay sahnelerden uzak kaldı. 1980 yılında Almanya'da Disco Manço albümü ile Türk müziğindeki ilk remix örneklerini gösteren Barış Manço aynı yıl Bulgaristan Altın Orfe Müzik Festivali'ne katıldı ve Nick The Chopper ve Ben Bir Şarkıyım şarkılarıyla festivalde Bulgar şarkılarını en iyi yorumlayan şarkıcı dalında birinci seçildi. Aynı yıl Kurtalan Ekspres'le beraber 8 Ekim'de Emek Sineması'nda ve 9 Ekim'da Suadiye Atlantik Sineması'nda olmak üzere "Özlenen Randevu" adıyla İstanbul'da iki konser verdi.

1981'de çıkardığı Sözüm Meclisten Dışarı adlı albümündeki Dönence isimli şarkısı, en başarılı Türk psychedelic rock olarak kabul görür. 2025'teki elektronik denemelerinin yanında Gülpembe gibi hit şarkılara da imza attı. Bu dönemde Yurtdışında birçok TV programına konuk olarak katıldı, birçok ülkede konserler verdi. Bu dönem "1002. Gece Masalları" adlı projesine başlayan Manço bunun sonunu getiremez.

19 Mayıs 1981'de Barış ve Lale Manço çiftinin ilk çocukları Doğukan Hazar Manço Belçika'nın Liège şehrinde doğdu.
1982 sonunda, Almanya'da düzenlenecek 1983 Eurovision Şarkı Yarışması'nın TRT tarafından yapılan Türkiye elemelerine Kazma adlı şarkısıyla katıldı. Barış Manço favori olarak gösterilse de jüri tarafından ön elemede elendi ve "Aslında benim jürim elli milyondur. Esas kararı onlar verecektir. Döneceğim ve parçayı plak yapacağım. O zaman her şey ortaya çıkacak" açıklamasını yaptı. Yarışma sonrası 1983 başında Almanya'da Kurtalan Ekspres ile verdiği iki konserin ardından Berlin'deki bir gazino olan "Türkische Bazar" ile iki yıllık anlaşma imzaladı.

1984 yılının Temmuz ayında ikinci oğlu Batıkan Zorbey Manço, Belçika'da doğdu.
Gitarın yer almadığı 1985 tarihli 24 Ayar albümüyle Barış Manço artık albümlerinde Kurtalan Ekspres adını kullanmadan solo olarak albümleri yayımlamaya başladı. Bu albümdeki Bugün Bayram şarkısı, Barış Manço'nun çocuklara yönelik besteler yapmaya başladığının bir örneği olur. Garo Mafyan etkili, bilgisayar yapımı melodilerin başı çektiği bu dönemde Barış Manço, 1980'lerin darbe sonrası apolitik düzeninde önemli bir yer tutar. Aynı yıl bir ameliyat geçirir. Karın boşluğunda bulunan üç tane tümör başarılı bir ameliyat ile alınır.

Japonya turnesi ve Doksanlar


1990 yılında Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya'ya gelişinin 100. yılı nedeniyle düzenlenen "Türk-Japon dostluğu" etkinlikleri kapsamında Japonya'ya gitti ve Japonya'daki ilk konserini verdi. Bu konseri Japon Veliaht Prensi de izler. 1991'de Japonya'ya tekrar gitti ve Tokyo Soka Üniversitesi İkeda Salonunda konser verdi. Konser sırasında Manço'yla birlikte Soka Üniversitesi rektörü ve Soka Vakfı başkanı Daisaku İkeda'nın ellerinde bayraklarla Kara Sevda şarkısını söylemesi ve salonun coşkulu görüntüsü Türkiye'de de konserin ilgi görmesini sağladı. 5 Şubat 1992 tarihinde annesi Rikkat Uyanık (Manço, Kocataş) hayatını kaybetti ve Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.

O dönemde patlayan pop müzik furyasından nasibini alan Manço 1992'de Mega Manço albümünü çıkardı. Ayı, Süleyman gibi parçalarıyla dikkat çekse de kendisi de albümü çok başarılı bulmadı. 1994 yerel seçimlerinde Tansu Çiller başkanlığındaki Doğru Yol Partisi'nden Kadıköy Belediye Başkanı adayı oldu ancak rahatsızlığı üzerine seçimden önce adaylıktan çekildi. 1992 yılında Japonya'dan konser teklifi gelmesi üzerine, 1995'te Japonya'da çok başarılı bir turneye çıktı. 1995'te Kurtalan Ekspres'in tekrar yardım ettiği Müsaadenizle Çocuklar çıktı. Pop yıldızlarını yanına alarak onları eleştiren Müsaadenizle Çocuklar şarkısıyla dikkat çeken albüm, Manço'nun tekrardan grup müziğine göz kırptığının ispatıdır. Zira 1996'da konser albümü Live in Japan de Barış Manço ve Kurtalan Ekspres'in başarılı performansının bir kanıtıdır.

Bu dönemden sonra müziğin kalitesinin nispeten azaldığı, özel televizyonların arttığı, reyting kavramının ortaya çıktığı günlerde Barış Manço kendini hem televizyon hem müzik ekranından çekti. 90'ların sonlarına doğru "Kaplumbağanın Öyküsü" projesini yaratmak istedi ve demolar da kaydedildi ancak plak şirketinin isteğiyle Mançoloji adlı bir toplama albüm yapma kararı aldı. Hayranlardan gelen istekler üzerine seçilen şarkılar Kurtalan Ekspres'te de çalan Eser Taşkıran düzenlemeleriyle kaydedildi.

Diskografi


45'likler
Barış Manço & Harmoniler
  • 1962 - Twistin Usa / The Jet
  • 1962 - Do The The Twist / Let's Twist Again
  • 1963 - Çıt Çıt Twist / Dream Girl
Barış Manço & Jacques Denjean Orchestra
  • 1964 - Baby Sitter / Quelle Peste! / Jenny Jenny / Un Autre Amour Que Toi
  • 1964 - Baby Sitter / Quelle Peste!
  • 1964 - Jenny Jenny / Un Autre Amour Que Toi
Barış Manço & Les Mistigris
  • 1966 - II Arrivera / Une Fille
  • 1966 - Aman Avcı Vurma Beni / Bien Fait Pour Toi
  • 1967 - Bizim Gibi / Big Boss Man / Seher Vakti / Good Golly Miss Molly
Barış Manço & Kaygısızlar
  • 1967 - Kol Düğmeleri / Big Boss Man / Seher Vakti / Good Golly Miss Molly
  • 1968 - Kızılcıklar Oldu mu? / I'll Go Crazy
  • 1968 - Bebek / Keep Lookin'
  • 1968 - Karanlıkların İçinde / Trip(To A Fair)
  • 1968 - Boğaziçi / Flower of Love
  • 1969 - Unutamıyorum / Runaway (Barış Manço)
  • 1969 - Ağlama Değmez Hayat / Kirpiklerin Ok Ok Eyle
  • 1969 - Kağızman / Anadolu
Barış Manço & Ve
  • 1970 - Derule / Küçük Bir Gece Müziği
  • 1970 - Dağlar Dağlar 1 / Dağlar Dağlar 2
Barış Manço & Moğollar
  • 1971 - İşte Hendek İşte Deve / Katip Arzuhalim
Karışık
  • 1971 - Binboğa'nın Kızı (Moğollar) / Ay Osman (Kaygısızlar)
  • 1972 - Fil ile Kurbağa (Kaygısızlar) / Je Te Retrouverais (Les Mistigris)
Barış Manço & Kurtalan Ekspres
  • 1972 - Ölüm Allah'ın Emri / Gamzedeyim Deva Bulamam
  • 1973 - Lambaya Püf De! / Kalk Gidelim Küheylan
  • 1973 - Gönül Dağı / Hey Koca Topçu (Genç Osman)
  • 1974 - Nazar Eyle Nazar Eyle (Gel Yanıma Pazar Eyle) / Baykoca Destanı: Gülme Ha Gülme
  • 1974 - Bir Bahar Akşamı / Estergon Kalesi
  • 1975 - Ben Bilirim / 2023
  • 1976 - Çay Elinden Öteye (Rezil Dede) / Baykoca Destanı: Vur Ha Vur
  • 1977 - Nick The Chopper(George Hayes Orchestra ile) / Lonely Man
  • 1981 - Hal Hal / Eğri Eğri Doğru Doğru Eğri Büğrü Ama Yine De Doğru

Albümler


Stüdyo albümleri
  • 1975 - 2023 (Yavuz Plak)
  • 1976 - Baris Mancho (C.B.S. Disques)
  • 1979 - Yeni Bir Gün (Yavuz ve Burç Plakçılık)
  • 1980 - Disco Manço (Türküola)
  • 1981 - Sözüm Meclisten Dışarı (Türküola)
  • 1983 - Estağfurullah... Ne Haddimize! (Türkola)
  • 1985 - 24 Ayar (Emre Plak)
  • 1986 - Değmesin Yağlı Boya (Emre Plak)
  • 1988 - 30 Sanat Yılı Ful Aksesuar Manço - Sahibinden İhtiyaçtan (Emre Plak)
  • 1989 - Darısı Başınıza (Yavuz ve Burç Plakçılık)
  • 1992 - Mega Manço (Emre Plak)
  • 1993 - Ben Bilirim
  • 1995 - Müsaadenizle Çocuklar (Emre Plak)
Konser albümleri
  • 1996 - Live in Japan (Emre Plak)
Toplama albümleri
  • 1972 - Dünden Bugüne (Sayan Plak)
  • 1976 - Sakla Samanı Gelir Zamanı (Yavuz Plak)
  • 1977 - Nick the Chopper (Yavuz Plak)
  • 1996 - Barış Manço Klasikleri: Dağlar Dağlar (Coşkun Plak)
  • 1999 - Mançoloji (Emre Plak)
  • 2009 - Kızılcıklar Oldu mu - 1966 Plak Kayıtları (Coşkun Plak)
Saygı
  • 2002 - Yüreğimdeki Barış Şarkıları (Columbia Kaset)
  • 2007 - Barış Manço Çocuk Şarkıları Volume 1 (Emre Plak)
  • 2010 - Barış Manço Çocuk Şarkıları Volume 2 (Emre Plak)

Müzik videoları


İlk video klibini 1973'te Hey Koca Topçu parçası için çekti. Bu klipte Kurtalan Ekspres üyeleri Yeniçeri ve Mehter kıyafetleriyle, Barış Manço ise Mülazim-ı Evvel Barış Efendi olarak asker kıyafetiyle göründü.
1995'te Müsaadenizle Çocuklar albümü için dönemin genç pop şarkıcıları "Adam Olmuş Çocuklar Korosu" adıyla bir araya gelerek aynı adlı şarkıyı seslendirdiler ve Ajlan & Mine, Soner Arıca, İzel, Jale, Burak Kut, Nalan, Hakan Peker, Tayfun, Grup Vitamin, Ufuk Yıldırım ve Barış Manço Taksim Meydanı'nda bu şarkı için beraber klip çektiler.

Müzikal mirası


Türkiye'de 1950'li yıllarda Erkin Koray ile başlayan, Cem Karaca, Moğollar gibi isimlerle devam eden rock müziğin kurucu isimleri arasındadır. Özellikle 1960'lı yıllar Türkiye'de yeni arayışların olduğu bir dönemdir. Farklı müzik türlerinin sentezi ile oluşan bu yeni müzik türü, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği gibi geleneksel müziklerden beslenerek Anadolu Rock veya Anadolu Pop'u oluşturur. Manço de bu dönemde bazı halk türkülerini ve klasik Türk müziği parçalarını rock müziğe kazandırarak farklı müzik türleri arasında iletişim kurmaya çalışır.

Manço'nun şöhret kazanmasını sağlayan Kol Düğmeleri parçasını da yapan Kaygısızlar grubu, Anadolu türküleri, doğu ezgileri ve çağdaş Batı müziği'ni sentezleyerek özgün bir tarz oluşturur. Türkiye şartlarında giyimi kuşamı, sakalı, yüzükleri ile farklı bir görünüme sahip olduğu için yadırgansa da, zamanla bu giyim tarzı herkes tarafından kabul görür. 1970'te sözlerini yazdığı, 100 binden fazla satan Dağlar Dağlar türküsü ile Türkiye'nin beğenisini kazanır. Anadolu Pop müziğinde önemli bir yere sahip olacak olan Moğollar ve 1970'li yılların başında kurulan Kurtalan Ekspres'te de özgün müzik tarzına devam eder. Elektronik altyapısı ve müzikal kalitesiyle 2023 albümü, bas gitar'ın kullanımı bakımından Dönence ve Gül Pembe parçaları Kurtalan Eskpres'in öne çıkan çalışmalarıdır.

Barış Manço, Cem Karaca veya Moğollar gibi muhalif rock müzik yapmamış olsa da 1980 Askeri Darbesi, getirdiği kısıtlamalar nedeniyle müziğe de olumsuz etki yapar. Türkiye'de rock müziğin düşüşte olduğu 1980'li yıllarda Manço, rock ve pop ağırlıklı 24 Ayar, Sahibinden İhtiyaçtan, Darısı Başınıza albümlerini çıkarır. 1990'a kadar televizyon, 1992'ye kadar radyo yayıncılığında Türkiye'deki tek kurum olan TRT, Manço'nun Rezil Dede, Acıh da Bağa Vir gibi bazı şarkılarını uygun bulmayarak yayınlamaz. Aynı dönem de Bugün Bayram gibi çocuklara hitap eden şarkılar da yapar.

Türkiye'de pop müziğin zirvede olduğu ve piyasaya yönelik müziğin yapıldığı 1990'lı yıllarda Manço, daha sonra müzikal kalite açısından kötü olarak değerlendirilen Mega Manço adlı albümü çıkarır. 1998'de 40. sanat yılı nedeniyle Mançoloji adını verediği albümü yapmaya başlar.

Diğer çalışmaları


1988 yılının Ekim ayında TRT 1’de çocuk ve aileye yönelik bir eğitim kültür ve eğlence programı olarak başlayan "7'den 77'ye" adlı televizyon programı, 1998 yılının Haziran ayında 378. kez ekrana gelerek Türk televizyonculuğunda ulaşılması zor bir rekoru kırdı. “Ekvatordan Kutuplara” isimli programında ekibiyle birlikte beş kıtada 100’den fazla değişik yöreye giderek 600.000 km.’ye yakın yol kat etti. Ayrıca “4 × 21 Doludizgin” adında bir talk-show programının yapımcılığını yaptı.
2 Ocak 1975 tarihli Baba Bizi Eversene, sanatçının tek sinema filmidir. Barış Manço bu filmde başrol oynamış ve filmin müziklerini Kurtalan Ekspres ile beraber yapmışlardır. Sinan Çetin'in yönettiği 1985 yılı yapımı 14 Numara adlı filmin müziklerini yine Kurtalan Ekspres'le, 1982 yılı yapımı Çiçek Abbas filminin müziklerini de Cahit Berkay'la beraber yaptı.
1963 yılında Yeni Sabah Gazetesi'nde Sami Sibemol takma adıyla müzik içerikli yazılar yazdı.1993 yılında Milliyet Gazetesi'nde Oku Bakiim başlığıyla konularını günlük hayattan alan köşe yazısı yazmaya başladı ve 1995 yılına kadar yazmaya devam etti. Ölümünden önce müzik hayatının 40 yılını kitap haline getirmeyi planlıyordu.

1998 yılında turizm sektörüne girerek Muğla'nın Bodrum ilçesi Akyarlar köyünde Club Manço adında devre tatil ve otelden oluşan 600 kişi kapasiteli bir tatil köyü açtı.[69] Tesisin açılışını Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yapmıştır.

Vefatı


31 Ocak 1999 akşamı saat 23:30 civarında İstanbul'un Moda semtindeki evinde kalp krizi geçirdi ve kaldırıldığı Siyami Ersek Göğüs-Kalp-Damar Cerrahisi Hastanesi'nde aynı gece saat 01:30'da hayatını kaybetti. Daha önce 1983 yılında bir kalp spazmı geçirmişti. 1991 yılında Devlet sanatçısı unvanı alan Manço'nun cenazesi için devlet töreni düzenlendi. 3 Şubat 1999 tarihinde üzerinde Galatasaray bayrağı da bulunan Türk bayrağına sarılı naaşı Atatürk Kültür Merkezi'ne getirilerek tören düzenlendi, akabinde Levent Camisi'nde cenaze namazı kılındı ve Kanlıca'daki Mihrimah Sultan Mezarlığı'nda toprağa verildi. Mezarına "Gesi Bağları" yorumundan ötürü Kayseri'nin Gesi beldesinden getirilen toprak da kondu. Ölümünün duyulmasının ardından Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve bazı siyasetçiler başsağlığı mesajı yayınladılar.
«Ayrıca sanatçı olduğumu da iddia etmiyorum. Ben öldükten sonra torunlarım ansiklopedilerde Barış Manço'yu "sanatçı" diye okurlarsa, galiba sanatçı olduğum da tescil edilmiş olacak. Geleceğe ne bıraktığınız önemli. Yoksa insan yaşarken kendi kendine "Ben sanatçıyım" dememeli.» (Bir röportajı sırasındaki sözü)
Barış Manço ölmeden önce müzik hayatının 40 yılını anlatan 40. yıl şarkısını bestelemişti. Ancak sözlerini yazamadan hayatını kaybetti. Bu şarkının da bulunduğu Mançoloji 1999 yılında yayımlandı ve 2 milyon 600 bin satarak o yılın en çok satan albümü oldu. Daha sonra 2002 yılında Yüreğimdeki Barış Şarkıları adında bir anma albümü yayınlandı. 2006 yılında Barış Manço'nun anısını sürdürmek için "Barış Manço Rock Derneği" kuruldu.

Manço'nun ölümüyle Kurtalan Ekspres yeni albüm çalışması yapmayarak, yaklaşık iki yıl boyunca Barış Manço için düzenlenen birçok anma konserine katıldı. Önemli bir solisti kaybeden grup 2003'ün Ekim ayında ilk solo albümü olan 3552'yi çıkardı.
Ölümünden sonra 4 Temmuz 2002 tarihinde ortağı olduğu şirketin o günün parasıyla 2,5 TL trilyon borcu nedeniyle Kadıköy'ün Moda semtinde bulunan köşkü icra yoluyla satışa çıkarıldı ve Türkiye Halk Bankası tarafından 362TL milyar karşılığında haczedildi. Yine borç nedeniyle Rolls-Royce, MG ve Jaguar marka üç antika otomobili, birçok antika eşyası ve piyanosu satıldı.

Barış Manço Müzesi


Kadıköy'ün Moda semtinde bulunan köşkü müze haline getirildi. Köşk, 19. yy'da yapılan ve Whittall ailesinin evi olarak bilinen tuğladan yapılmış bir konaktı.Konak 1970'li yıllarda Manço tarafından satın alındı ve ölümüne kadar bu konakta ailesiyle birlikte yaşadı. Günümüzde apartmanlar ile çevrili bu tarihi konak müze olarak kullanılmakta ve Barış Manço'nun kişisel eşyaları sergilenmektedir.

Notlar

  • Türkiye'de temel eğitimin beş yıldan 8 yıla çıkarılmasına destek olmak amacıyla eşi Lale Manço ile birlikte İstanbul'un Tuzla ilçesinde bir okul yaptırdı. 1997 yılında inşasına başlanan 30 derslikli Tuzla Barış Manço İlköğretim Okulu 2000 yılında eğitime başladı.
  • En çok bilinen şarkılarından Gül Pembe, Manço 13 yaşındayken ölen babaannesinin ismidir.
  • Gittiği ülkelerden topladığı 310 adetlik fotoğraf makinesi koleksiyonu bulunmaktaydı. Bu koleksiyonunu ölmeden önce Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Cağaloğlu'nda bulunan Basın Müzesi'ne bağışlamıştır.
  • 1962 yılından itibaren gazete ve dergi arşivi tutmaya başladı. Biriktirdiği sayfaların oluşturduğu cilt sayısı 60'tır.
  • Yol Verin Ağalar Beyler şarkısı 1999 Türkiye genel seçimleri öncesinde DYP tarafından propaganda parçası olarak kullanıldı. Bu nedenle parçanın radyo ve televizyonda yayınlanması seçim yasakları kapsamında TRT tarafından seçime kadar yasaklandı.

Ödülleri


Müzik ve televizyon hayatında sayısız ödül aldı. Bunlardan bazıları şunlardır:
  • 1987 yılında Belçika tarafından "Türk Kültür Elçisi" unvanı.
  • 1991'de "Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı" unvanı
  • 1991 yılında Japonya Soka Üniversitesi "Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü".
  • 1991 yılında Hacettepe Üniversitesi "Sanatta Onursal Doktora" unvanı.
  • 1992 yılında "Fransız Edebiyat ve Sanat Şövalyesi" unvanı. Ekim ayında İstanbul Fransız Sarayı'nda düzenlenen törenle aldı.
  • Belçika'nın Liège şehri "Onursal Hemşeri" unvanı.
  • 1994 yılı Kocaeli Üniversitesi tarafından Türk insanını ve Türkiye'yi çalışmalarıyla dünyaya tanıttığı sebebiyle verilen "Barış Diploması"
  • 1995 yılında Denizli Pamukkale Üniversitesi "Çocuk Eğitimi Alanında Onursal Doktora" unvanı
  • 1995 yılında Japonya Min-On Vakfı "Yüksek Şeref Madalyası".
  • Uluslararası Teknoloji Ödülü
  • Belçika Krallığı Leopold II Şövalyesi Nişanı
  • 1995 yılında Türkmenistan Cumhurbaşkanı Saparmurat Türkmenbaşı tarafından verilen "Türkmen Vatandaşlığı" unvanı.
  • 200'ün üzerinde şarkısı olduğu için 12 altın ve bir platin albüm ve kaset ödülü kazandı.
  • Onursal Evlad Ünvanı
  • 3000'in üzerinde plaket ve ödül.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen NeutralizeR; 14 Ağustos 2016 00:08
Biyografi Konusu: Barış Manço nereli hayatı kimdir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Şubat 2006       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BARIŞ MANÇO'NUN CANLI YAYINDA KÜSTAH FRANSIZ SPİKERİNE VERDİĞİ DERS
Barış Manço Fransa'da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuktur.Küstah bir spiker vardır ve Barış Manço ile dalga geçmektedir.Sürekli, "İşte Türk, yani barbar, vahşi vs..." demektedir.
Sponsorlu Bağlantılar

Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere "yanınızda kâğıt para var mı?" diye sorar. Bu soruya spiker şaşırır ve "evet var ama n'olacak" der.Barış Manço ısrar edince spiker cebindeki kâğıt paraları çıkartır.Bu olaydan az önce Barış Manço canlı yayında "Anahtar" adlı şarkısını söylemiştir.

Bu şarkının bir bölümü şöyledir:
"Beş Akif- bir Saat Kulesi, iki Kule-bir Fatih, beş Fatih-bir Mevlana, İki Mevlana-bir Sinan"
(Barış Manço / Anahtar şarkısı / Darısı Başınıza Albümü / 1992)
Bu şarkı bir matematik sorusudur ve şarkıda adı geçen kişiler o dönemdeki Türk parası olan banknotların arkasında fotoğrafı olan kişilerdir.
Barış Manço spikere sorar: "Bu paranızda fotoğrafı olan kişi kim?"
Spiker: "General ......."
Barış Manço diğer paralardaki fotoğrafları olan kişileri de sorar, spikerin verdiği cevaplar hep aynıdır: "General .......", "Amiral .......", "Komutan ......."
Spikerin bu "falanca General, falanca Amiral, falanca Komutan" cevabından sonra, bu sefer de Barış Manço cebinden Türk paralarını çıkarır ve spikere der ki:
"Bu parada fotoğrafı olan kişi Mehmet Akif Ersoy'dur. Şairdir.Bu fotoğraftaki kişi Mevlana'dır. Düşünürdür.Bu paradaki fotoğrafı olan kişi Fatih Sultan Mehmet'tir. Adaletin sembolüdür.Bu paradaki kişi ise Atatürk'tür. "Yurtta barış, dünyada barış" diyen kişidir.

Bizim paralarımız bunlar. Biz Türkler ince ruhlu, kibar, medeni insanlar olduğumuz için paralarımızın arkasına "şairlerimizin", "düşünürlerimizin", "bilim adamalarımızın" fotoğraflarını bastık.Siz Fransızlar kendiniz barbar, vahşi olduğunuz için paralarınızın arkasına hep savaş adamlarının fotoğraflarını basmışsınız!" der.

Barış Manço'nun bu müthiş cevabından sonra televizyon yöneticileri canlı yayını keserler ve spikeri oradan kovarlar, başka bir spiker yerine gelir ve canlı yayın yeniden başlar, yeni spiker Barış Manço'dan ve Türklerden özür diler, programa böylece devam edilir.

Son düzenleyen Safi; 13 Ağustos 2016 22:31
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Şubat 2006       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Barış Manço1.jpg
Gösterim: 3188
Boyut:  77.7 KB

Çağdaş Türk Ozanı Barış Manço

Halk müziğimizin hor görüldüğü sıralarda, batının ve doğunun enstürmanlarını birbirine kaynaştırarak özümüz olan türküleri geniş kitlelere sevdiren, farklı söyleyişi ile benimsedik büyük üstad Barış Manço'yu. Geniş yelpazesi, karizmatik kimliği, sıcak yaklaşımıyla 7'den 77'ye herkesin gönlünde taht kurmayı başaran Barış Manço, insanlık adına yaptıklarıyla, pek çok güzel sıfatlarıyla kendisini ifade etti.

Barış Manço, modern bir Evliya Çelebi, aynı zamanda ozan-baksı geleneğimizi devam ettiren çağdaş bir 'Türk ozanı' idi. Kıyafetleriyle, ilginç takılarıyla, uzun saçlarıyla bizim bilidğimiz aşıklardan çok farklıydı. Bir diğer farkı da, elinde kopuz ve saz yerine gitar olmasıydı.. Buna rağmen insanlara türkülerimizi ve türkü formatındaki şarkılarını sevdiriyor; dilimizi, sözümüzü, ezgimizi benimsetiyordu. "Barış der ki..." diye başlayan dörtlüklerinde bir Karacaoğlan, bir Dadaloğlu oluveriyor; sevgiyi, dünyanın faniliğini, ilahi aşkı anlatırken de bir Yunus, bir Mevlana oluveriyordu.

Bu kitap, müzik dünyasında kendisini kanıtlamış olan Barış Manço'nun aşık edebiyatı içindeki yerini belirtmek amacıyla hazırlanmıştır. Bu eseri okuduğunuzda onun çağdaş bir Türk ozanı olarak edebiyat dünyası içindeki yerini almayı hak ettiğini göreceksiniz.

Müzik hayatı


  • 1970’li yıllarda başlayan folk müziği rüzgarı, müzik dünyasına çok önemli isimler kazandırmıştı. Hümeyra, Esin Avşar, Barış Manço, Cem Karaca, Modern Folk Üçlüsü, Fikret Kızılok, Bora Ayanoğlu gibi. Bu yıl Barış Manço bu akımı doğrular bir biçimde Dağlar Dağlar şarkısı büyük bir çıkış yapmıştır.
  • 1970 Dağlar Dağlar/ yılın bestesi.
  • 1970 Derule / yılın düzenlemesi.
  • 1971 Yılın erkek sanatçısı Aynı yıl Cem Karaca’nın söylediği Dadaloğlu, yılın düzenlemesi ödülünü kazanmıştı.
  • 1971 İşte Hendek İşte Deve, yılın bestesi.
  • 1972 Yılın erkek sanatçısı.
  • 1973 Yılın erkek sanatçısı Aynı yıl, Nilüfer, yılın kadın sanatçısı.
  • 1973 Hey Koca Topçu/yılın düzenlemesi.
  • 1973-1974 yıllarında, Kurtalan Ekspres/ yılın topluluğu.
  • 1973yılında SES Dergisi’nin Mayıs ayındaki araştırmalarına göre ayın altın sesleri: Barış Manço, Kalk Gidelim Küheylan ile Cem Karaca, Erol Büyükburç, Fikret Kızılok, Ersen, Kadın Sanatçılarda; Füsun Önal, Senden Başka ile,Ajda Pekkan,Şenay ve Selda. Bu yıl sinemadan birçok ismin sahnelere geçmesi ile de çok önemlidir. Bu isimler arasında, Sevdağ Ferdağ, Fikret Hakan, Murat Soydan, Fatma Girik, Selma Güneri, Sadri Alışık, Ekrem Bora sayılabilir.
  • 1973 yılı birçok Türk sanatçısının Avrupa'da şanslarını denedikleri yıldır. Esin Avşar; Türk folkundan iki Fransızca parça yaptı, Hümeyra; Karacaoğlandan aldığı 2 bestesini plak yaptı. Diğerleri, Timur Selçuk, Ayla Algan, Tülay German'dır. Ajda Pekkan 4 yıl boyunca Parisde yaşadı. İlk yaptığı plak yirmibin civarında satmıştır. Barış Manço, tek başına ve uzun soluklu yaptığı çalışmaların kalıcı ve ve çok önemli olduğu yıllar sonra daha iyi anlaşılacaktı.
  • 1974 Cem Karaca’nın söylediği Namus Belası, yılın bestesi.
  • 1974 Kurtalan Ekspres/ Yılın Topluluğu.
  • 1975 En çok dinlenen şarkılar listesinde, Barış Manço 2023 ile birinci sırada, Tanju Okan, Benim Halkım ile ikinci sırada, Şenay, Açıl Susam Susam ile üçüncü sırada yer almaktadır.
  • 1979 Yılın erkek sanatçısı.
  • 1979 Yeni Bir Gün/ Yılın şarkısı.
  • 1980 Hey Dergisinin anketine göre, Barış Manço 3695 oy ile yılın şarkıcısı İkinci, Edip Akbayram, üçünçü, Erol Evgin seçilmişlerdir. Kadın sanatçılarda, Ajda Pekkan 4100 oy ile birinci, Nüket Duru ikinci, Sezen Aksu üçüncü sırada yer almaktadır. 1981 Barış Manço/ Yılın erkek sanatçısı, Arkadaşım Eşşek/ Yılın şarkısı, Kurtalan Ekspres/ Yılın topluluğu Hey Dergisinin düzenlediği ve Barış Mançonun birinci olduğu geleneksel ödül töreni konseri Şan Tiyatrosunda yapıldı. Bu törene, Nur Yoldaş, Saki ve Sultaniyegah şarkıları ile, Sezen Aksu, Kaybolan Yıllar ve Firuze şarkıları ile katıldılar.
  • 1982 Barış Manço yine en iyi erkek sanatçı seçilir onu, Erol Evgin ve Neco izlemektedir. Kadın sanatçılardaki sıralama ise, Zerrin Özer, Nüket Duru ve Sezen Aksu dur.
  • 1982 yılında ayrıca 45’liklerde Ali Yazar Veli Bozar İle Barış Manço liste başı, 33’lüklerde Ajda Pekkan Sen Mutlu Ol ile birinci, Sözüm Meclisten Dışarı ile Barış Manço ve Kurtalan Ekspres ikinci sırada yer almaktadır.

Ünvanları

  • Türkiye Cumhuriyeti: Devlet Sanatçısı Ankara (1991)
  • Hacettepe Üniversitesi: Onursal Doktora Ankara (1991)
  • Soka Üniversitesi: Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü Tokyo, Japonya (1991)
  • Belçika Krallığı: Leopold II Şövalyesi nişanı Brüksel, Belçika (1992)
  • Fransa Devleti: Edebiyat ve Sanat Şövalyesi nişanı Paris, Fransa (1992)
  • Pamukkale Üniversitesi: Onursal Doktora Denizli (1995)
  • Min-On Sanat Vakfı: Yüksek Şeref Madalyası Tokyo, Japonya (1995)
  • Liege Prensliği: Onursal Hemşehrilik Beratı Liege, Belçika (1997)
Son düzenleyen Safi; 14 Ağustos 2016 00:01
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Şubat 2006       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Son Osmanlı'nın vedası


Bir kaç ay önce eşi Lale Manço ile Hürriyet'e gelmişti. Yazı işlerinden arkadaşlarla oturup sohbet ediyorduk. Birden gülerek gözlerimin içine baktı ve ‘‘Fikret, hep merak ederim, sen beni o gün nasıl buldun’’ dedi. Herkes onun birkaç gün öncesinden söz ettiğini sanıp bu sözlere fazla ilgi göstermedi. Oysa sözünü ettiği gün tam 30 yıl önceydi.

Gazetenin birinde kısa bir haber çarpmıştı gözüme:
‘‘Bir Türk gencinin başarısı... Belçika'da okuyan Barış Manço adlı bir Türk genci Fransızca söylediği şarkılarla büyük ilgi çekiyor.’’
İsmi o zaman kazınmıştı aklıma. Bundan bir iki ay sonra onu tanıyan bir Kadıköylüden, Türkiye'ye tatile geldiğini, bir plak şirketiyle anlaşma yapmak için uğraştığını söyledi.
Sonra ben kendisine ulaştım ve Eminönü'nde plak şirketinde buluşmaya karar verdik. Ben gazetecilikte ilk röportajlarımdan birini yapmanın heyecanı içindeydim. Buluştuğumuzda onun da aynı heyecan içinde olduğunu gördüm.

DEVLERİN ARASINDAN SIYRILDI


Kısacık kesilmiş öğrenci saçları ile zayıf, ufak tefek bir gençti karşımda oturan. O zamanlar dünyada Beatles, Rolling Stones fırtınası esiyor, Türkiye'de ise Alpay, Erol Büyükburç, Haramiler, Mavi Işıklar büyük ilgi çekiyordu... Bunların arasından bu genç nasıl sıyrılacaktı?..

Bir süre sonra öyle bir girdi ki müzik dünyasına, herkes şaşkınlık içindeydi. Zaman tünelinden geçip gelmiş bir Osmanlı kahramanı esiyordu sahnelerde. Çizmeleri, gümüş kemeri, simli kaftanı ve uzun saçları ile ilk dinleyişte ezberlenen şarkılar söylüyordu:
‘‘Gümüş kemer ince bele dar gele... İşte hendek işte deve...’’

LİSTELERLE DALGASINI GEÇTİ


Televizyonsuz dönemin reyting şampiyonu olmuştu... Plak listeleriyle dalga geçiyordu... Bir gün bir derginin listesinde bir numarayı gösterip ‘‘15 gün sonra yeni kırkbeşliğimle beni burada göreceksin demişti’’ ve dediği de oluyordu.
Türkiye'nin sanatçılarıyla bile sağ-sol olarak ikiye bölündüğü dönemde onu kimse bir yere oturtamadı. Kim ne derse desin, o bildiğini söylüyordu. ‘‘Ben annemin uduyla büyüdüm, onunla beslendim... Geçmişimle de gurur duyuyorum’’ diyerek ısrarla çizgisini sürdürdü. Küçük büyük herkesin dilinden düşmedi şarkıları...

Türkiye gerçek bir starını kaybetti.
Biz de bir gün gideceğiz ama Barış, şarkıları ile hep yaşayacak...

Güle güle son Osmanlı...

2 Şubat 1999 Hürriyet Gazetesi
Son düzenleyen Safi; 13 Ağustos 2016 22:38
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Mart 2006       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

"Barış Amca sütümü içiyorum."

Ad:  Barış Manço2.jpg
Gösterim: 2009
Boyut:  42.6 KB
Ani ölümüyle tüm Türkiye'yi yasa boğan Barış Manço'nun Moda'daki evi hayranlarının akınına uğruyor. Sabahın erken saatlerinden gece geç saatlere kadar Yusuf Kamil Paşa Sokak'taki evin önüne gelen Manço hayranları, duygularını, gözyaşları arasında bahçe içinde açılan anı defterine döküyorlar. Evin çevresini saran demir parmaklıklar ile kapısına karanfil bırakan her yaşta müziksever, park ettikleri otomobillerinde unutulmaz Barış Manço parçalarını dinliyorlar. Manço'nun hayranları, dondurucu soğuğa ve yağmura aldırmadan saatlerce evin önünden ayrılmadılar. Caferağalılar ve gençleri imzalı ‘‘Cennet mekanın olsun, seni unutan kahrolsun’’ yazılı bir bez pankart da evin önündeki 2 ağaç arasına asıldı. 7'den 77'ye herkesin beğenisini kazanan Manço'nun ‘‘Adam olacak çocuk’’ programında verdiği mesajlarla kalbini kazandığı küçük hayranları da evin demir parmaklıklarına notlar bıraktı. Bunlardan biri de Barış Manço'nun eğitici ve öğretici programalarının ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.
‘‘Barış Amca, sütümü içiyorum/Ispanak yiyorum/Arabanın arkasına oturuyorum/Sözünü dinliyorum/Seni hiç unutmuyorum/İnanç. 1 Şubat 1999’’
Barış Manço, bugün devlet töreni ile uğurlanıyor. İstanbul Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre Manço için ilk tören saat 09:15'te Moda'daki evinin önünde yapılacak. Daha sonra AKM'de saat 10:00'da düzenlenecek törenin ardından Levent Camii'ne geçilecek. Manço, saat 13:30'da Kanlıca Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Kadıköy Belediyesi cenaze töreni sırasında trafiğin aksamaması için çalışmalar başlattı. Bu arada televizyonlar cenaze törenini canlı yayınlayacak. Gece de bir çok eğlence merkezinde anma töreni yapılacak.

Manço'ya Gesi Bağları toprağı


Barış Manço'nun mezarına, Kayseri'nin Gesi Beldesi'nden toprak gönderilecek. Gesi Belediye Başkanı Ömer Sağıroğlu, Manço'nun, ünlü ‘‘Gesi Bağlarında Dolanıyorum’’ türküsünü en iyi yorumlayan sanatçı olduğunu hatırlattı ve ölümünün Gesi Beldesi'nde büyük üzüntü yarattığını söyledi. Sağıroğlu,
‘‘Barış Manço, Gesi Bağları türküsünü çok duygusal yorumlayarak okumuştu. Türkiye'nin yurtdışında tanıtımında önemli hizmetleri de olan Barış Manço'nun mezarına, ona olan sevgimizin bir sembolü olarak Gesi Bağları toprağı göndereceğiz. Onu daima kalbimizde yaşatacağız ve Gesi Bağları türküsüyle anacağız.’’
dedi.

Yıl 1955. Sınıfın kapısından, kısa boylu, tombik, gülerken öndeki 2 dişi ortaya çıkan bir çocuk girdi. Ağabeyi Savaş'ın elini tutarak sınıfa giren bu çocuğun adı Barış'tı. Yıllar sonra tüm Türkiye'nin tanıyacağı Barış Manço.
Yatakhanede yataklarımız yanyanaydı, sınıfta aynı sırayı paylaştık tam 6 yıl boyunca. Okul numarası benim numaramdan bir evvelki numaraydı; 1018.
Ortaokul sıralarında işbilgisi dersinde hocamız Balaban, Barış'a tahtadan bir gitar yaptırdı. Gitar, şekli ile, telleri ile görünüşte gitardı, ama bir eksiği vardı, çalmıyordu.

Galatasaray'da her cuma Şamata Gecesi yapılırdı. Talebeler, daha sonral Barış'ın ‘‘7 den 77'ye’’ programını yaptığı, Tevfik Fikret Salonu'nda toplanır, kurtlarını dökerlerdi. Yine böyle bir gecede Barış, elinde çalmayan tahta gitarı ile sahneye çıktı. Banttan yayınlanan Elvis Presley'in bir şarkısını söyleyip çalar gibi nefis bir gösteri sundu. Oysa aynı Barış, tüm okulun koşa koşa gittiği Elvis filmlerine, okuldan ‘‘Bu nasıl müzik’’ diyerek gitmeyen tek talebeydi.

Sahnenin tozu bulaşınca Barış kendini müziğe vermeye başladı. Saksofonda sınıf arkadaşımız Atkafa Savaş Akad, bas gitarda Şapşal Ender ve solo gitarda Barış, lisenin pek çok gecesine renk kattı. Barış bir süre sonra, bir kamyona atlayıp, ağabeyinin yerleştiği Belçika'nın yolunu tuttu. Güzel Sanatlar Akademisi'ni bitirdi orada, ama müziği asla bırakmadı.

Sonra ‘‘Çıt çıt çetene’’yi duyduk Barış'ın sesinden. Ardından herkesin dilinden düşmeyen şarkıları geldi peşpeşe. Son olarak Bodrum, Akyarlar'da yaptığı Manço Club'ün açılışında bir araya geldik. Sabahın 04.00'üne kadar eski günlerimizi yeniden yaşadık. Bana ‘‘Aybars’’ dedi, ‘‘İnan ki çok yoruldum. Bundan sonra tek emelim yoksul çocukların eğitimine katkıda bulunmak olacak. Tuzla'da 2000 kişiyi okutabileceğim bir okul yaptırıyorum. Gencecik fidanların büyümesini seyredip keyifleneceğim, o keyifle de dinleneceğim. Tek isteğim bu...’’
Bu keyfi yaşayamadı Barış. Şimdi dinlenebiliyor mu bilemiyorum, ama Barış müziği ile hep dinlenecek. Güzel, iyi, temiz bir insanı kaybettik.

Güle güle 1018 Barış.
Son düzenleyen Safi; 14 Ağustos 2016 00:02
venüsün_kızı - avatarı
venüsün_kızı
Ziyaretçi
12 Mart 2006       Mesaj #6
venüsün_kızı - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Barış Manço3.jpg
Gösterim: 2580
Boyut:  60.6 KB

Barış Manço


2 Ocak 1943'te Istanbul'da doğdu.
İlk kez 1958'de sahneye çıktı. O günden bu yana, Türk Rock Muziği'nin öncüsü olarak grubu "KURTALAN EKSPRES" ile birlikte Türkiye'de olduğu gibi birçok yabancı ülkede sayısız konserler verdi. (Japonya'daki konserlerinin ardından bu ülkede iki CD'si yayınlandı. )

Günümüze kadar bestelediği 200'un üzerindeki şarkı, kendisine 12 altın ve 1 platin albüm/kaset ödülü kazandırken, bu şarkıların birçoğu, daha sonra Yunanca'ya, Bulgarca'ya, Arapça'ya, İbranice'ye, Japonca'ya, Farsca'ya ve Kürtçe'ye çevrilerek, kendisi veya yerel sanatçılar tarafından tekrar seslendirildi.

Ekim 1988'de, TRT 1 Televizyonu'na o güne kadar benzeri yapılmamış bir program önerdi. "Çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli" olan ve yayına girdiği günden beri milyonlarca izleyiciyi ekran başına toplayan "BARIS MANCO ILE 7 DEN 77 YE" böylelikle doğmuş oldu. Sekizinci yayın yılını tamamlayan bu program, her pazar uydu aracılığıyla TRT INT'te de yayınlanmakta ve yalnız Avrupa ve Akdeniz ülkelerinde değil, tüm Orta Asya ve Yakın Doğu'da da izlenebilmekteydi.
"7 den 77 ye" programı çekimleri için oluşturulan TV ekibi, bugüne kadar "Ekvator'dan Kutuplar'a" yerküre üzerinde 150 değisik ülkeye giderek 500.000 km.'den fazla yol katetti. Bir baska deyişle, dünyanın çevresi 12 kez dolaşılmış oldu. Devlet Başkanları, şair, düşünür ve yazarlar, astronotlar, sporcular ve süperstarların da konuk edildiği bu program, 1996 Haziran ayında 300. kez ekrana gelerek Türk Televizyonculugu'nda şimdiye kadar ulaşılamamış bir rekora ulaştı.
Evli ve iki çocuk babası olan ve çok iyi derecede Ingilizce ve Fransızca konuşan Barış Manço, 31.01.1999 günü akşam 23:00 sularında evinde geçirdiği bir kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi; artık O tüm sevenlerinin gönlünde yaşayacak.

Unvanları


Barış Manço, 41 yılı aşkın sanat yaşamında kendisine layik görülen 300'un üzerindeki ödülün dışında, aşağıdaki ünvanlara da sahipti:
  • Türkiye Cumhuriyeti: Devlet Sanatcısı Ankara (1991) (1991)
  • Hacettepe Üniversitesi: Onursal Doktora Ankara (1991)
  • Soka Üniversitesi: Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü Tokyo, Japonya (1991)
  • Belçika Krallığı: Leopold II şövalyesi nişanı Brüksel, Belçika (1992)
  • Fransız Kültür Bakanlığı: Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı Paris, Fransa (1992)
  • Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı: Türkmen Vatandaşlığı Aşkabat, Türkmenistan (1995)
  • Pamukkale Üniversitesi: Onursal Doktora Denizli (1995)
  • Min-On Vakfı : Yüksek Şeref Madalyası Tokyo, Japonya (1995)

Sinema Hayatı

Barış Manço'nun sinema hayatı, kısa sürelidir. Barış Manço, 1975'de ilk ve tek filmi olan "Baba Bizi Eversene"yi çevirmiş, sinema hayatına başlamış, aynı zamanda bu filmle de sinema hayatına son noktayı koymuştur. Barış Manço, bu filmle, oyunculuğunun da, en az şarkıcılığı kadar iyi olduğunu göstermiş, ancak, nedendir bilinmez, başka film çevirmemiştir... Bu filmde gerçekten çok iyi oynamıştır Barış Manço. Keşke başka filmler de çevirseydi diyerek, sizleri, Baba Bizi Eversene filminin ayrıntılarına davet ediyoruz...

Profesyonel Müzik Yaşantısı


1970 yılında “Dağlar Dağlar” ile büyük bir çıkış yaptı, albüm beş ayda 700 bin adet satışa ulaştı. Bu çalışma, sanatçıya Altın Plak Ödülü’nü de kazandırdı. 1971 yılında Moğollar ile çalıştı.1973'de Kurtalan Ekspres’i kurdu. İlk klibini yine aynı yıl “Hey Koca Topçu”ya çekti. 1975’te ilk albümü “2023”ü yaptı.
1980 yılında Altın Orfe’de “Nick The Chopper” ve “Ben Bir Şarkıyım” adlı Bulgar şarkısı ile de altın madalyalar aldı. Yurtdışında birçok TV programına konuk olarak katıldı, birçok ülkede konserler verdi. 1983 yılında Eurovision Şarkı Yarışması’na “Kazma” adlı şarkısıyla katıldı, ancak elendi.
Bestelediği 200’ün üzerindeki şarkısı, kendisine 12 altın ve 1 platin albüm ve kaset ödülü kazandırdı. Bu şarkıların bir bölümü daha sonra Yunanca, Bulgarca, Arapça, Farsça, Kürtçe, Japonca, İbranice, Fransızca, İngilizce ve Flemenkçe olarak yorumlandı.

Ödülleri


Müzik ve televizyon hayatında sayısız ödül aldı.Bunlardan bazıları 1991'de Türkiye Cumhuriyeti devlet sanatçısı unvanı, aynı yıl Hacettepe Üniversitesi Onursal Doktora unvanı, Uluslararası Teknoloji Ödülü, Japonya Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü aldı. Ayrıca, Belçika Krallığı Leopold II Şövalyesi Nişanı, Fransız Kültür Bakanlığı Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı, Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen Türkmen Vatandaşlığı ödülleri vardır.

Televizyon yapımcısı ve sunucu
1988 yılının Ekim ayında TRT 1 de çocuk ve aileye yönelik bir eğitim kültür ve eğlence programı olarak başlayan 7den 77ye , 1998 Haziran ayında 370. kez ekrana gelerek Türk Televizyonculuğu nda şimdiye kadar ulaşılamamış bir rekora imza attı.
Ekvatordan Kutuplar a 5 kıtada 100 den fazla değişik yöreye giderek 600.000 km. ye yakın yol kateden Barış Manço ile dinamik ekibi, aynı programı onuncu yayın yılında yine her Pazar bu kez Türkiye nin önde gelen özel kanalı ATV de izleyicisi ile buluşturmaya devam ediyor.
Yüksek öğrenimine Belçika da Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi nde tamamlayan, evli, iki çocuk babası ve çok iyi derecede İngilizce ve Fransızca konuşan Barış Manço, 40. yılında ulaşan sanat yaşamında kendisine layık görülen 300 ün üzerindeki ödülün dışında, aşağıdaki ünvanlara da sahiptir:

TV Programcılığı


1988 yılının Ekim ayında TRT 1’de çocuk ve aileye yönelik bir eğitim kültür ve eğlence programı olarak başlayan “7’den 77’ye” , 1998 Haziran ayında 370. kez ekrana gelerek Türk televizyonculuğunda ulaşılması zor bir rekora imza attı. “Ekvatordan Kutuplar’a” isimli programında ekibiyle birlikte beş kıtada 100’den fazla değişik yöreye giderek 600.000 km.’ye yakın yol kat etti.
Ayrıca 4 × 21 Doludizgin adında bir talk-show programının yapımcılığını üstlendi. Ekim 1992'den 1993'ün sonlarına kadar 52 bölüm yayınlandı.
Son düzenleyen Safi; 14 Ağustos 2016 00:02
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
20 Mart 2006       Mesaj #7
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

BARIŞ MANÇO


Konya Ovası'nda yaşayan Mançozade adlı büyük bir aile, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u alması ile birlikte Rumeli’ye göç etmiş ve Selanik'e yerleşmiştir. Birinci Dünya Savaşı'na kadar Selanik'te yaşayan Mançozade ailesi, savaşın hayat koşullarını güçleştirmesi nedeniyle tekrar İstanbul'a göç etmiştir. Mançozadelerden Mehmet Abdi Bey İstanbul'da bir konağa yerleşmiş ve arkadaşının kız kardeşi olan Nimet Hanım'la evlenmiştir. Yıllar sonra Nimet Hanım, Barış Manço'nun "Gülpembe" şarkısının ilham kaynağı olacaktır.
Ad:  Barış Manço4.jpg
Gösterim: 2500
Boyut:  52.4 KB

Cumhuriyet devrimlerini yaşayan aile soyadı kanunu ile birlikte Mançozade olan aile adlarını değiştirerek Manço soyadını alırlar. Abdi Bey ile Nimet Hanım'ın oğlu Hakkı Bey, Rikkat Uyanık ile evlenir. Hakkı Bey ile Rikkat Hanım'ın ikinci çocuğu 2 Ocak 1943 yılında doğan Mehmet Barış Manço'dur. Barış Manço, Oktay Manço, Savaş Manço ve İnci Manço ile birlikte 4 kardeştiler. 2. Dünya Savaşı'nın sonlarında doğan Barış Manço, ailesinin savaşın bitmesine duyduğu özlem nedeniyle "Barış " ismini seçtiklerini söylemektedir.

Döneminin Türk Sanat Müziği sanatçısı olan Rikkat Hanım'la Hakkı Bey, Barış 3 yaşındayken ayrılırlar. Babasının yanında büyüyen Barış Manço'nun çocukluğu Kadıköy'de geçmiştir. İlkokulu, Gazi Mustafa Kemal İlkokulu'nda tamamlamış, daha sonra Galatasaray Lisesi'ne devam etmiştir. 10. sınıftayken babasını kaybeden Barış Manço, Galatasaray Lisesi'nden ayrılarak Şişli Terakki Lisesi'ne gitmiş ve oradan mezun olmuştur.

Aileden gelen yetenekle 2 yaşından itibaren şarkı söylemeye ve ortaokul 2. sınıf öğrencisiyken de amatör olarak müzikle uğraşmaya başlamıştır. Liseyi bitirince 20 Eylül 1963 yılında önce Paris'e, oradan da Belçika’ya ağabeyi Savaş Manço'nun yanına gider. Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisinde resim, grafik ve iç mimari okur. Lisede çok başarılı olmayan hatta müzik ve coğrafyadan ikmale kalan Barış Manço, bu okuldan çok iyi derece ile okul birincisi olarak mezun olmuştur.
Galatasaray Lisesi'nde başlayan müzik hayatı, Belçika'da da devam etti. 1969 yıllarında yurda döndüğünde "Dağlar, Dağlar" şarkısını yaptı. Bu şarkı onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Aynı yıllarda görüntüsü değişmekte, müziği ve kıyafetleri ile bir ekol oluşturmaktadır.

Barış Manço insan ilişkileri konusunda çok iyidir. Bağlantı kuramayacağı hiçbir canlı yok denebilir. Zaten daha sonraki yıllarda da yaptığı bir röportajında " Kendimi, toplumla diyalog kuran bir iletişim aracı olarak görüyorum." diyecektir.
1971 yılında askerlik yılları başlayacaktır. Askerdeki ilk ayları, hem ani olarak askere alınması, hem de diplomasına rağmen üniversite mezun olmasının tartışılması ve de saçlarının kesilmesi gerektiği nedeniyle çok keyifli başlamadı. Askerliğini Polatlı'da Topçu asteğmen olarak yaptı. Askerliğin son ayları ise güzel dostluklar ve askeriyede bir dizi konserlerle üretken bir hale dönüştü.

Askerlikten sonra yine bir dönem Belçika günleri araya girmektedir. Barış Manço, sıra dışı kıyafetleri, takıları, enteresan el hareketleri ve şarkılarına çektiği klipler ile bizleri şaşırtmayı sürdürmeye devam eder. Sanatçının görevinin biraz da şaşırtıcı şeyler yapmak olduğuna inanmıştı. Yıllar geçtikçe bu davranış ve biçimlerin onun özgün kişiliği olduğunu daha iyi anlayacaktık.
18 Temmuz 1978 yılında Kadıköy evlendirme dairesinde Lale Manço ile evlendi. Bu konuda da topluma örnek olmayı başaran Barış Manço, evliliğinde de İstanbul geleneğini sürdürdü. Bu evliliği, Lale Manço da 1998 yılında yaptığı bir röportajda "Barış içinde 23 yıl" diye tanımlıyor. Evdeki birliktelikleri, iş hayatında da devam eder. Lale Manço, televizyon programlarına yönetmen ve yapımcı olarak imzasını atar. Bu beraberliğe oğulları 19 Mayıs 1981 yılında Doğukan Hazar, 24 Temmuz 1984 yılında Batıkan Zorbey katılır. Dünya çocuklarının Barış abisi, kendi çocuklarıyla da iyi arkadaş olduğunu söylemektedir. Yoğun iş programı çocuklarını ihmal etmesine asla neden olmamıştır. Çocukları için en büyük öğüdü, yaptıkları işin en iyisini severek yapmaları gerektiğidir. Çocukları için tek kaygısının adam gibi adam olsunlar diye dile getiriyor ve hangi meslek olursa, tornacı bile olabilirler ama kendi deyimiyle onlar için "Doğukan usta, öyle bir vida sıkar ki başka türlü sıkar" denmesini arzu ettiğini söylemektedir. Doğu ile batının sentezini yapmıştı. Ona göre, doğunun her şeyi kötü, batının her şeyi iyi doğru bir kavram değildir. Oğullarına da Doğukan ve Batıkan isimlerini koyması doğu ve batının barış içinde olması dileğinden kaynaklanmaktadır.

BARIŞ MANÇO ve TÜRKİYE


Barış Manço'ya göre Türkiye’nin de bulunduğu konumun kesin bir sınırlaması yoktur. Türkiye, doğudan bakıldığı zaman batıda, batıdan bakıldığı zaman da doğudadır. Bu konudaki duygularını ise, Japonya konserinde 20.000 Japon'un Türk bayrağı çıkartıp sallamasından televizyon başındaki 60 milyon insanın gözyaşları içinde izlemesi gibi heyecanlandığını ve gurur duyması ile ifade ediyor.
Barış Manço yabancı ülkelerdeki çalışmaları için yaptığı değerlendirmede;
"Japonlar beni sahiplendiler, milyonlarca Japon konserlerime geliyor, CD'lerimi alıyor, Japonlar bende doğru bir şeyler buluyor. Şarkılarımı didik didik inceliyorlar, onlardan konferanslar hazırlayıp televizyon programları yapıyorlar. Türkiye’de bunun onda biri yapılmadı. Belçikada ise, onların ülkelerini tanıttığım için Liege Prensliği onur ödülü verdiler. Törene limuzin ve dört eskort ile gittik. Belçika’nın en büyük gazetesi birinci sayfada yarım sayfa ayırdılar. Türkiyede 40 yıllık sanat hayatımda baş sayfaya çıkamadım."
gibi serzenişte bulundu.
Ne yazık ki yıllar sonra baş sayfada bulunma nedenin "ölüm" olması çok hüzünlü idi. Önemli olmaktan çok değerli olmayı tercih ettiğini söyleyen Barış Manço, duygusallığını seçtiği bir yaşam biçimi olduğunu vurgularken, kendi deyimiyle kuzey kutbunu da asla kaybetmediğini de sözlerine ekliyor. Rus romantiklerinden, Korsakof, Musolski ve Çaykoski den etkilenerek, evinin dekorasyonunda da romantik çağı, 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyılın başını yansıtan tarzı tercih etmişti. Türkiye'deki en uzun ve başarılı televizyon programlarını yaptı. 200' ün üstünde şarkısı ona 12 altın, platin albüm/kaset ödülü kazandırdı. Şarkılarının bir bölümü Yunanca, Bulgarca, Arapça, Farsça, Japonca, İbranice, Fransızca, İngilizce ve Flemenkçeye çevrildi. Her ülkede şarkıları çok sevildi. Kongo'daki 12-13 bin kişinin katıldığı konserde "Domates Biber Patlıcan"ı söylerken, Kongoluların koro halinde şarkıya eşlik etmeleri şarkının evrenselliği hakkında bilgi vermektedir. Bu konuya başka bir örnek de Mısır'da yaşanmıştı. Barış Manço, Mısır Televizyonu'nda canlı yayında "Dağlar Dağlar"ı Arapça söylemişti, bu programın sonunda Mısırlılar sokağa döküldüğü gibi, program da defalarca tekrarlanmıştı.

En büyük arzusunun ansiklopedilerde yer almak olduğunu söyleyen ve Barış Manço müzesi kurmak isteyen Manço,
"20. yüzyılda yaşamış, o yüzyıla damgasını vurmaya çalışan bir Türküm, 20. yüzyılın Türk Müziğini yapıyorum."
demektedir. Müzik ve televizyon hayatında sayısız ödüller alan Barış Manço 1991 yılında devlet sanatçısı unvanı, yine aynı yıl Hacettepe Üniversitesi onursal doktora unvanı, Uluslararası Teknoloji Ödülü, Japonya; Uluslararası Kültür ve Barış ödülü, Belçika Krallığı; Leopold II şövalyesi nişanı, Fransız Kültür Bakanlığı Edebiyat ve Sanat Şövalyesi nişanı, Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı; Türkmen Vatandaşlığı ödülleri kazanmıştır.

Müzik Hayatı

  • 1958 15 yaşındayken, "Kafadarlar" adlı ilk müzik grubunu kurdu.
  • 1960 İkinci müzik grubu olan "Harmoniler"i kurdu.
  • 1962 İlk 45'liğini çıkardı.
  • 1963 Desen ve grafik sanatları eğitimi almak için Belçika'ya gitti.
  • 1964 Fransa'da üç şarkılık sansasyonel bir 45'lik plak çıkardı.
  • 1966 Paris'te iki yeni 45'lik plak daha çıkardı.
  • 1969 Türkiye'ye döndü ve Mazhar Alanson - Fuat Güner ile birlikte "Kaygısızlar" grubunu kurdu.
  • 1970 "Dağlar Dağlar" adlı şarkının sözlerini yazdı.
  • 1971 Amasya'da askerlik yılları başladı.
  • 1972 "Kurtalan Ekspres"grubunu kurdu.
  • 1975 "Baba Bizi Eversene" adlı ilk ve tek sinema filmini çekti.
  • 1976 Belçika'da Kurtalan Ekspres ile birlikte "Nick The Chopper" adlı albümünü çıkardı. Bu albüm tüm Avrupa'da büyük yankı uyandırdı.
  • 1979 Yılın Erkek Sanatçısı, Yılın Bestecisi, Yılın Grubu ödüllerini aldı.
  • 1981 "Sözüm Meclisten Dışarı" adlı albümün çıkması ile birlikte Barış Manço bir tutku haline geldi.
  • 1983 Yılın en iyi pop müziği sanatçısı seçildi. Aynı yıl, "Kazma" adlı şarkısıyla Eurovision'a katıldı ve elendi.
  • 1984 Türkiye'de, Belçika'nın reklamını yaptığı için müzik elçisi seçildi.
  • 1988 30.Sanat Yılını, "Ful Aksesuar '88 Manço Sahibinden İhtiyaçtan" adlı albümüyle kutladı. Ayrıca, 7'den 77'ye adlı efsane tv programı yayın hayatına başladı.
  • 1989 TRT tarafından yılın en başarılı pop müzik sanatçısı seçildi.
  • 1990 "Darısı Başınıza" adlı albümü ile birlikte, başarılarının doruk noktasına ulaştı.
  • 1991 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı Ünvanı'na layık görüldü.
  • 1996 Japonya'da büyük bir konser vererek, "Live In Japan" adlı albümünü çıkardı.
  • 1998 Aralık 1998'de 7'den 77'ye programının 378. bölümünü çekerek, Türk Televizyon tarihinde bir rekora imza attı. Bu, efsane tv programının son bölümüydü.
  • 1999 "Mançoloji" albümünün çalışmalarına başladı. Ancak, "Ömrümün Sonbaharında" şarkısında dediği gibi, son şarkısını tamamlayamadan hayata veda etti.
Barış Manço Interactive'den alınmıştır.
Son düzenleyen Safi; 14 Ağustos 2016 00:03
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Mart 2006       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Barış Manço abimizin, 1967 yılında geçirdiği bi kaza sonucu bıyık bıraktığını biliyor muydunuz?
Peki giyim ve kıyafeti nasıl ve ne şekilde imajı olmuştu?
Alttaki röportaja kulak verelim o zaman.
Ad:  Barış Manço5.jpg
Gösterim: 1961
Boyut:  59.9 KB

Fiziksel değişim

"Fiziksel değişim biraz tesadüfler yardımıyla oldu. 1967’de büyük bir araba kazası geçirdim Hollanda’da. Şimdi bıyığımı kessem, bütün izler altından olduğu gibi çıkar. Bütün suratım boydan boya kesilmişti, kaşımdan çenemin altına kadar, sonra onu kapatmak için bıyık bıraktım. Bıyığımın altı olduğu gibi ke*****r benim. Bu bıyık böyle kendi kendine oluştu. Tabii aşağı doğru sarkan bir bıyık olunca, saçı da aynı oranda uzattım. Derken bu saç ve bıyıklar, kravat ve takım elbise üzerinde garip durmaya başladı. Otomatikman elbiseler de başladı aşağı doğru sarkmaya, saçaklar, püsküller falan derken ben kıyafetimi buldum. Ancak, 1967’ye kadar benim çok konvansiyonel bir görüntüm yoktu zaten. Lisedeyken de saçlarım uzundu sadece geriye tarardım o zamanlar, o zaman öyleydi, kulaklar açıkta kalırdı, birayla veya limonla ıslatıp arkaya doğru tarardık. Bugün Travolta’nın saçı, 25 sene evvel ülkemizde başka bir şekilde vardı zaten. 67’de gerçek değişime uğradım. Ondan beri de hiç değişmedim. O yıllarda uzun saç modaydı, onun da yardımı oldu. Sonra o modalıktan çıktı. Mevsimler geçti ben kaldım."

DELİDİR NE YAPSA YERİDİR

"Ben baştan kuraldışıyım. Beni gören adam bu bilerek hazırlıklı geliyor zaten. Dış görünüş önemli bir ayna. Bizim kuraldışı bir insan olduğumuzu zaten 18-20 yıldır biliyor benim izleyicim. Otomatikman yaklaşırken zaten gardını alarak, “bu adam bildiğimizin dışında bir şeyler söyleyecek” düşüncesiyle yaklaşıyorlar. Bu durumda, kentsoylu da olsa, kırsal kesimden de gelse, hiçbir şey değişmiyor. Biz de hakikaten onun beklediğinin haricinde ya da beklediğinin fevkinde bazı şeyler söylüyoruz. Gene söylüyorum: Bu benim kişisel başarım değil. Absürdün kralı bizim toplumumuzda var. Dede Korkut okumuş bir insanın başka absürd bir şey okumasına fırsat kalmadan, aKsürdün zaten bizim kültürümüzde olduğunu bilmesi gerekir. Veyahut bir Bektaşi okuyan, bir Nasrettin Hoca okuyan biri absürd olayının dibine kadar inildiğini bizim toplumumuzda bilir. Ben de bunu varsayarak konuya giriyorum. Bundan o kadar emin olarak giriyorum ki, karşımdaki de beni emin bir şekilde dinliyor. Bu diyalog kurulduktan sonra, gerisi kendi kendine geliyor. Zaten mesele, zincirin birinci halkasını bağlamak bence. Ondan sonra, geriye kalan halkalar birbirine bağlanarak gidiyor zaten. Dolayısıyla, ben 17-18 yıldır üzerine çalıştığım, hele son yedi-sekiz senedir iyiden iyiye yerleşmiş bir olayı artık izah etmekte zorluk çekiyorum, çünkü çoktan unuttum o diyaloğun nasıl kurulduğunu. Kuruldu gidiyor. Benim olağanlaştı. O bekleniyor, biz de onu yapıyoruz. “Delidir ne yapsa yeridir”diye bir laf var. Bunu biraz yumuşatarak yinelersek, halk bizim her yaptığımız yeni plağı biraz böyle bekliyor.

“Kendimi hıyar gibi hissediyorum” parçasını yaptığım dönemde kendimi aşırı bir yalnızlığın içinde hissediyordum. Türkiye’de bir müzik dünyası var, benim bu olayda belli bir yerim var. Benim gibi A, B, C, X, Y, Z gibi şahısların da belli görevleri, yerleri var. Bu şahısların çok büyük bölümünün benim anladığım gibi veyahut yıllar önce hepimizin anladığı gibi görevlerini yerine getirmedikleri düşüncesi bende uyanmıştı. Ve bu düşünce içinde yalnız kalmışlığımı anlatmak istedim. Müzikle sınırladım ama, ülkemizdeki kitlelerarası iletişim yapan kişilerin görevlerini yapmamalarına karşı hafif bir protesto olarak çıktı o parça. Bir takım çabaları elinin tersiyle iten insanları, bu kraldan çok kralcı insanları yermek için yaptım. Kader, felek, ah vurulmuşum, yanmışım edebiyatı yaptıktan sonra, milyonlarca liralık Mercedes arabalarda gezen insanların dramını göstermek için yaptım. O şarkının sözleri çok daha uzundu baştan, bir şarkı boyutlarını aştığı için durdurmuştuk. O zaman kendimi niye hıyar gibi hissettiğime, yalnız hissettiğime daha bir açıklık getiriyordu. Sonra baktım, aşırı bir protesto olayına dönecekti, oradan kurtarmak için bu şekilde bıraktım."

ARKADAŞIM EŞEK

"Çocuklar zannediyorum, beni daha çok Tarzan, Red Kit falan gibi bir resimli roman, bir masal kahramanı gibi görüyorlar. Dış görünüşüm, kıyafetlerim, takılarım ve de onların çok anlayacağı bir dille şarkı söylemem onlara cazip geliyor. Büyük bir kısmının gözünde Tarzan’dan farkım yok. Karşı karşıya geldiğimizde çok şaşkınlık içinde bakıyorlar bana, “aaa bu da babamız gibi birisiymiş!” diye. Ama ben özellikle çocuklar için şarkı yazmıyorum. “Arkadaşım Eşek”i ben çocuklar için yazmadım. Fakat çocukların çok iyi aldığını görünce, olayın biraz daha üzerine gidip, bir çocuk programında bu şarkıyı söylemeyi yeğ tuttum. Ondan önce “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa”yı seçmişlerdi çocuklar. Ve benim gündemdeki son parçam “Halil İbrahim Sofrası”, ki müzik zamanlaması, söz, içerik bakımından en ağır parçamdır, altı dakika süren bir şarkı o. Muazzam uzun sözleri var ve çoluk çocuğun dilinde o parça. Normalde çocukların küçük bir kısmını bile ezberlemesinin çok zor olduğu bir şarkıdır, ama öyle... Oralarda kendilerini bulabildikleri bir şeyler mutlaka oluyor. Aslında, Halil İbrahim sofrası diye bir deyim de yoktur. “Halil İbrahim bereketi” vardır. Bir de “Zekeriya sofrası” diye bir deyiş vardır. Yıllardır, kendi absürd anlayışım içinde, çatırmadan sürdürdüğüm başka bir taktik bu. Hiçbir şeyi folklordan olduğu gibi almıyorum, kendi kafama göre yeni baştan yazıyorum. Keza Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’nın da “gel senin borcunu ödiyim” dediği de vaki değildir. Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, kim olduğu bilinmeyen bir insandır. Benim şarkımda onun bunun borcunu ödeyen, aslında ödemeyen, dümenden birisi gibi geçiyor. Keza yıllar öncesinden benim “İşte Hendek İşte Deve” diye bir şarkım vardır, öyle bir deyim de yok. “Deveye hendek atlatmak” diye bir tabir vardır. Ben bir takım benzetmeler, çağrışımlar yaparak başka şekillerde söylüyorum. “Halhal” unuttuğumuz bir kadın takısıydı, onu hatırlattım ben. Maşallah, şimdi herkes yeni baştan takmaya başladı.

Bu gurubun özelliği burada diğer çalıştığım guruplar. Hazır gruplardı.
Kurtalan'ı biz kendimiz kurduk. Gerçekten çok kıymetli müzisyenler geldi, müziği bırakan olmadı pek. Kayda değer müzisyen olarak Ohannes Kemer vardı, çok yıllar önce Kadıköy Ticaret Lisesi'nde bir grupta çalışıyordu. Milliyet Gazetesi yarışmasında her sene arka arkaya birinci olurdu, bu grubu o grup gibi aldık Kurtalan Ekspres'e. Kaygısızlar o sırada dağılmıştır. Fuat gene geldi, o zamanlar Özkan yeni yeni çıkıyordu. Türkiye'de o zaman kim gündemdeyse aşağı yukarı bu gruptaydı. Dokuz kişiydi Kurtalan Ekspres, çok iyi günlerimiz oldu.
Çok iyi şeyler yaptık derken benim askerliğim araya girince Kurtalan Ekspres de geçici olarak dağıldı. Askerliğimden sonra kurulan Kurtalan Ekspres tam 10 yıl devam etti.

Gazinolar yeni yeni bizimle ilgilenmeye başlamıştı. Biz Türkiye'de süper flaş bir duruma gelmiştik. Geline bilecek en yüksek noktaya gelmiştik ki ben askere gittim. Yaşım gereği tahsilimi bitirmemden ötürü artık gitmem gerekiyordu, 28 yaş barajını aşmıştım, 29 yaşında askere gittim.

Askere gitmemin sahne ve plak çalışmalarıma büyük çapta sekte vurduğunu söyleyebilirim. Yedek subaydım ben, ancak bir takım pürüzler nedeniyle fazla askerlik yaptım, 19 ay 26 gün süren bir askerlik. Bu sürede hiç sahneye çıkmadım, televizyona ve sahneye çıkmadığım için unutulmama düşüncesiyle evvelden hazırladığımız iki bandı plak haline getirerek askerliğin ortalarına doğru çıkardık . Kelimenin tam anlamıyla idare ettik.

Askerliğin bitmesine yakın HEY KOCA TOPÇU ve GENÇ OSMANI hazırlamıştım. Topçu astegmen günlerimin etkisiyle bir anı olarak yapmıştım.

20 aylık müzikten kopuk süreyi noktalama amacını güdüyorduk. Bir noktaya kadar muvaffak olduk fakat çok muvaffak oldugumuzu söyliyemem. Çünki 2 senelik ayrılık bir dahaki 2 seneye gösterdi 74- 75 seneleri bizim için çukur senelerdi."
ROLL DERGİSİ /28 SUBAT 1999
Son düzenleyen Safi; 14 Ağustos 2016 00:03
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
17 Nisan 2006       Mesaj #9
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Barış Manço9.jpg
Gösterim: 2207
Boyut:  58.3 KB

Barış Manço'nun TV Hayatı


Barış Manço, hayatında yapabileceği her türlü işe el atmış, ve bunlarda da başarılı olmuştur. İşte bunlardan birisi de, onun televizyonculuğudur...
Barış Manço, yıllardır kafasında tasarladığı tv projesini hayata geçirmek için, Ekim 1988'de, TRT 1 televizyonuna, o güne kadar, benzeri yapılmamış bir program önerdi.
"Çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli" olan ve yayına girdiği günden beri, milyonlarca izleyicinin ilgisini çeken ve ekran başına toplayan, "BARIŞ MANÇO ile 7'DEN 77'YE" 1988 yılında doğdu. Program, "Adam Olacak Çocuk", "İkinci Kahvaltı", "Dönence" ve "Dere Tepe Türkiye" bölümlerinden oluşuyordu. Programın çekimleri için oluşturulan TV ekibi, "Ekvator'dan Kutuplar'a" kadar, tam 150 değişik ülkeye giderek, 500.000 km'den fazla yol kat etti...
Ayrıca, Barış Manço'nun bir de talk show programı vardı. Bu program, 4 X 21 Doludizgin'di.

Barış Manço ile 7'den 77'ye, "Adam Olacak Çocuk", "İkinci Kahvaltı", "Dönence" ve "Dere Tepe Türkiye" bölümlerini içeren, programın genel adıydı. Program, tam 11 sene boyunca, TRT 1 ve atv kanallarında yayınlandı.
Adam Olacak Çocuk, çocuklara yönelik, söyleşi programıydı. Barış Manço, programlarda, programa katılan çocuklarla söyleşi yapar, öğütler verir, oyuncaklar dağıtır, şarkılar söylerdi. Ayrıca programa, ünlü şarkıcı veya sanatçıları da davet eder, eğlenceyi artırırdı. En sonunda da, o meşhur 10 PUAN'ını verirdi...
İkinci Kahvaltı, Adam Olcak Çocuk ile aynı özellikleri taşıyan, ancak, çocuklar yerine, yaşlılara yönelikti. Yine onlarla söyleşilerde bulunup, şarkılar söylerdi. Ünlüleri, programlarına çağırırdı. Programın sonunda da, yaşlılara kahve servisi yapılır, büyük kahve paketleri hediye edilirdi...

Dönence Dünya Turu programında, Barış Manço ve ekibi, her hafta başka bir ülkeye gider, buraları tanıtırdı. Bu bir bilim ve gezi belgeseliydi. Barış Manço ve ekibi, yukarıda da anlattığımız gibi, bu programla birlikte, 150 değişik ülkeye giderek, 500.000'den fazla yol kat etti... Her yerde "Barış Elçiliği" yaptı.

Dere Tepe Türkiye'de, Dönence ile aynı özellikleri taşıyan, ancak, Türkiye sınırları içerisinde yapılan gezilerin, araştırmaların, yer aldığı bir, Türkiye Belgeseliydi... Program çekimlerinde gittiği her şehirde ve yörede halkın büyük sevgisiyle karşılanır, o da bu sevgiye sempatik ve espritüel yapısıyla karşılık 4 X 21 Doludizgin, 7'den 77'ye programından ayrı olarak yapılan, Hafta içi bir günde, TRT 1'de, saat 21:00'de ekrana gelen, Barış Manço'nun şov programıydı. Her programda bir ünlüyü davet eder ve sıcak söyleşiler yapardı..
Son düzenleyen Safi; 14 Ağustos 2016 00:07
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Barış Manço


Biyografi

Ad:  Barış Manço6.jpg
Gösterim: 2526
Boyut:  53.9 KB

Barış Manço 2 ocak 1943 tarihinde saatler 02.00 civarını göstermekte iken Bağlarbaşı-Üsküdar semtindeki Zeynep-Kamil hastenesinde dünyaya gözlerini açar.

İsmail Hakkı Bey ile Rikkat Uyanık Hanım'ın ikinci oğululları olarak, ekmeğin karneyle dağıtıldığı ve ikinci dünya savaşının en kızgın oldugu zamanda dünyaya gelen Manço, 2 yıl önce dünyaya gelen abisinin "Savaş" ismini almasından sonra, ailesinin "artık dünyaya Barış gelsin" diye düşünmesinden dolayı barış adını almıştı.
Türkiye'de Barış adını ilk alan kişinin kendisi olduğunu yıllar sonra TRT için hazırladığı '7 den 77 ye' adlı programı aracılığıyla, öğrenecekti.

Bit salgınının ortalığı kırıp geçirdiği bir dönemde ilkokula başlayan Manço, gezginliğe bu dönemlerde başlar. Gezginliğinin ilk durakları okullardır. Zira bu dönemlerde birsürü okul değiştirmek zorunda kalıyordu.
İlkokula Kadıköy Yeldeğirmeni Mustafa Kemal Paşa İlkokulunda başlayan Barış, 4. Sınıfı Ankara Maarif Koleji İlkokulu nda, 5.Sınıfıda yine Kadıköy Yeldeğirmeni Mustafa Kemal Paşa İlkokulunda okuyordu. İlkokul'u bitirdikten sonra Galatasaray Lisesi yılları başlıyordu.

Galatasaray Lisesi'nde okuyan abisi Savaş Manço'nun okuldaki lakabı 'Ayı' idi. Barış'ında Galatasaray Lisesi'ne gelmesinden sonra lakapları 'Büyük Ayı ve 'Küçük Ayı' olarak değişiyordu. 1957 yılı Şeker Bayramında çok sevdiği Babaannesi Nimet Hanım'ı yitirir. Manço, yıllar sonra bir şarkı yazacaktır onun adına (Gülpembe) çok beğeni kazanacak olan bu şarkı aynı zamanda dinleyenleri üzerinde büyük merak uyandıracaktır kim bu Gül Pembe?

Müzikle daha küçük yaşlarında tanışmıştı. Annesinin bir ses sanatçısı olması, O'nun müziğe pek yabancılık çekmemesini sağladı. İlk olarak 14 yaşında sınıf arkadaşlarıyla birlikte Galatasaray Lisesinde Kafadarlar adlı grubu kurdu. Bugünün ünlü ekonomistlerinden "Asaf Savaş Akad" bu grubun saksofoncusuydu. İkinci grubu olan Haramiler'de yine Galatasaray Lisesindeki arkadaşlarıyla birlikte çalıştı. Haramiler'le birlikte dönemin popüler müziklerini yorumladı.
1958 yılında ilk defa sahneye çıkıyordu. 1958 in Mart ayında yeğeni Aysel'in evlendiği akşam, Moda Düğün Salonunda Elvis Presley' den iki şarkı söyleyen (bunlardan biri 'Jailhouse Rock'dı) Manço, o gün abisi Savaş Manço'ya belkide hayatındaki yapacağı en önemli şeyi söylüyordu: "Ben çocuklara şarkı söyleyeceğim".
1959 yılının Nisan başında Galatasaray Lisesi konferans salonunda ilk resmi konserini veren manço, 4 Mayıs 1959 da babası İsmail Hakkı Bey'in ani ölümüyle ruhen yıkılıyordu.

1960'lı yıllarda Türkiye'de Hafif Batı Müziğinde Erol Büyükburç, Metin Ersoy fırtınası esiyordu. Barış'da aklına koymuştu bu müzik dünyasının içinde yer alacaktı. Henüz 14 yaşında iken Galatasaray Lise'sindeki arkadaşlarıyla kurduğu grubu Kafadarlar'la "Barış Manço ve Kafadarları" ismiyle sahne alıyordu. Bu dönemlerde daha çok o sıralarda tutulan parçaları seslendiren Barış ve Arkadaşları, Okul bitince dağılıyorlardı.

1962 yılına gelindiğinde Galatasaray Lisesinde 11. sınıfı geçemeyen Barış, bir an evvel Paris'e gidip, Güzel Sanatlar Akademisinde okuma istediğinden Özel Şişli Kolejine gider ve 1963 yılında bu okuldan lise diplomasını alır. Yine 1962 yılında Barış Manço ilk 45'liği Twistin Usa / The Jet'i Harmoniler 'le kaydediyor ve Grafson plak'tan satışa sunuyordu. "Neden Türkçe değil" mantığıylada o yıllarda Çıt Çıt Çedene, Urfa nın Etrafı Dumanlı Dağlar ve Kızılcıklar Oldu mu? (Barış'ın annesi Rikkat Uyanık Hanım'ın derlediği bir türkü) isimli türkülerini kaydediyordu.
1963 yılında Salyangoz yüklü bir kamyonun tercüman-şöför yardımcısı olarak İstanbul'dan Lion'a oradan da otostopla Paris'e giden Manço, burada Güzel Sanatlar Akademisinde okumak istiyordu. Daha sonraları maddi sıkıntılar ve Belçika da yaşamakta olan abisi Savaş'ın yanında kalmak için Liege şehrine gider.

Burada bazen Türk işçilerine tercümanlık yaparak, bazen garsonluk yaparak veya Türkiye den getirttikleri filmleri orada yaşamakta olan Türk işçilerine göstererek geçimlerini sağlarlar. Tüm aksiliklere rağmen müzikten uzaklaşmaz. Arada bir Paris'e giderek plak şirketleriyle görüşen Barış, ünlü fransız komedyen Henri Salvador'un şirketinden 1964 yılının sonbaharında 4 parçadan (Baby Sitter, Jenny Jenny, Quelle Peste ve Un Amour Que Toi) oluşan bir EP çıkarır.
1964 yılında Fransa'da 4 parçadan oluşan EP'yi çıkardığında, o zamanlar radyoda program yapan Engin Arman Paris'den gelen Plağın üstünde koskoca "Barısh Mancho" yazısına rağmen, plağı, "Fransa'da müzik yapan genç şarkıcı Bari Manso" olarak sunar.

Programı dinlemekde olan Barış Manço nun annesi 'Rikkat Hanım' ayağında terliklerle evinden fırlar ve İstanbul radyosuna giderek, 'yaa, benim oğlumdan bahsediyorsunuz, onun adı Barış Manço'dur' der.
Fransa'daki bu maceradan sonra, Belçika da bulunduğu yıllarda Les Mistigris (Mistigris Siyam'da bir vahşi kedi türü anlamına geliyor) isimli, Belçika'lı ve Martinik'li müzisyenlerden oluşan gruba katılır. Bu grupla 1967 nin başına kadar beraber çalışır. ve Aman Avcı Vurma Beni ve Bizim Gibi (Kol Düğmeleri isimli parçanın bir önceki hali) adlı parçaları kaydeder. Bu grupla Almanya, Belçika, Fransa gibi ülkelerin dışında Türkiye'de de konserler verdi. Fakat grup üyelerinin ülkeye girip çıkmasında ve kalmasındaki problemlerden dolayı "yerli" bir grupla çalışmayı tercih eder.

1965 yılının Ocak ayında, Adamo ve France Gall'inde katıldıkları bir programda, Paris'in meşhur "Olympia" müzikholünde arkasında Franck Pourcel orkestrası ve Swingle Singers ile beraber plağından iki şarkı seslendirir: "Babysitter ve Jenny Jenny".
Fakat bu konser sonrasında, kendi olağanüstü yeteneği ve annesi Rikkat Uyanık Hanımın dışında müzisyenlik hayatını etkileyen biri çıkar karşısına: O gün Barış'ı izleyen Europe-1 radyosunun sahibi 'Daniel Filipacchi', Barış'ın aksanını beğenmediğini ifade ederek plağın radyosunda yayınlanmasını yasaklar. Barış bu işe çok kızar ve "bundan böyle sadece Türk şarkıcısı olacağım" kararını alır.

1967 yılında Hollanda da büyük bir trafik kazası geçirir. Bu kazanın kendisine hatırası ise, bıyığının altındaki kesik izidir. Bu kesiği kapatmak için bıyık bırakmaya başlar. sadece bıyığını uzatacak değildir ya saçlarınıda uzatır Manço.
1967 yılından itibaren 1969 yılına kadar sürecek Kaygısızlar dönemi başlar. Bu grubun üyeleri arasında, günümüzde MFÖ olarak tanınan gruptan "Mazhar Alanson ve Fuat Güner" de vardır. Bu grupla kendi müzikal çizgisini bulma yolunda ilerleyen Barış, "Kol Dügmeleri, Unutamıyorum" gibi kendi bestelerinin dışında, 'Bebek, Derule, Kağızman' gibi türküleride kaydetti, Karanlıklar İçinde ve Keep Lookin parcaların da da yabancı bestecilerin şarkılarından yararlandı. Yine bu grupla yurt dışına açılma konusunda faaliyetler gösterdi ve Fransa da 1968 yılında ilk defa kaydettikleri "Trip" ve "Susanna" isimli parçayı single olarak çıkartmaya çalıştı.

Özellikle Trip adlı parçayı mükemmel bir şekilde yeniden kaydeden grup elemanlarının "biz yurt dışında yapamayacağız" demeleri üzerine Barış ve Kaygısızların yolları bir süre sonra ayrıldı. Kaygısızlar grup olarak dağıldı ama Barış Manço'nun plaklarında Onu yanlız bırakmamak için stüdyoda biraraya geldiler. Kaygısızların Avrupa'da kariyer yapmaya yanaşmayışları Barış'ı yeni baştan Avrupa'da yabancı bir grupla çalışmaya iter.

Londra Hyde park'ta tanıştığı İngiliz "Jonathan Glemser" (Yardbirds' İn ilk gitaristi), Amerikalı müzikolog "Jonathan", Tunuslu davulcu "Mounir" ve Kafkasyalı basgitarist "Onkan" dan oluşan Barış Manço Ve adını verdiği grup böylece kurulmuş oldu.
4 ayrı ülkenin kültüründen gelen müzisyenler, 4 ayrı müzik anlayışı ve icrası içinde bir çok yeni seyler ögrendi Barış. Bunun bir ürünü olarak bugün 7 den 77 ye herkesin ezbere bildiği Dağlar Dağlar isimli parçasını bu grup döneminde kaydetti. Bir çok yayın organında belirtildiği gibi bu parça Keban'dan gelirken bestelenmemiştir. Barış'ın Keban'a gitmesi daha sonraki yıllarda olacaktır. Barış bu parçayı kısa bir süre evli kaldığı Marie Cloud için ve annesine "senin oğlun alaturka söyleyemez" diyen Müzeyyen Senar gibi müzisyen dostlarına cevap olsun diye besteler. Kol Dügmeleri, Bebek, Kağızman gibi parçalarla ismini duyuran Barış Dağlar Dağlar'ın çıkış tarihinden dört ay sonra bu 45'liğin 700 bin satması üzerine müzik dünyasındaki o dönemin büyükleri olan, Cem Karaca, Erkin Koray ve Moğollar 'ın arasında yer alır. Altın Plak aldığı "Dağlar Dağlar" 45'liği Barış'ın hayatının dönüm noktası olmuştur.

Eğitimini tamamlayan Barış'ın amacı grubuyla birlikte Türkiye'ye dönüş yapmaktır. Fakat Türkiye'ye yalnız olarak döner.
Barış'ın Türkiye'ye döndüğü yıllarda , 1970'lerin başında , Türkiye'de aranjman modasına karşı tepkiler başlamıştır. Aranjman modasına olan bu tepki başka bir akımın doğmasına sebep olmuştur. Bu yeni oluşan müzik türü Anadolu pop'tur. bunun üzerine Barış; Fuat Güner ve Mazhar Alanson'la (bugünkü MFÖ'nün elemanları) birlikte Kaygısızlar kurar.
Barış Manço artık yavaş yavaş müzik piyasasında yükseliyordu. İşte tam bu dönemlerde beklenen bombayı patlatır. Barış Manço Ve.. grubu ile 70'lerin başında çıkarttığı "Dağlar Dağlar" 45'liği , çıkışından 4-5 ay sonra 700 bin satar.
Yabancı gruplarla yaşadığı sorunlar sebebiyle bir çok gruptan ayrılmak zorunda kalır. Fakat 1971 yılında bu sorunu çözer. Avrupa da da kariyer yapmaya meraklı olan, Anadolu Pop müziğinin öncüsü olarak kabul edilen Moğollar la beraber Fransa da çalışmaya başladı.

Bu grupla İşte Hendek İşte Deve, Katip Arzuhalim ve Binboğanın Kızı isimli parçaları kaydeden Barış, Moğollar'ın tek başlarına kaydettikleri "Danses et Rythmes de la Turquie D'hier A'Aujourd'hui" (Bu LP Türkiye'de piyasaya Anadolu Pop adı altında çıktı) isimli albümle başarılı olmaları ve hatta bir önceki yıl Jimi Hendrix in, bir sonraki yıl Pink Floyd un kazandığı "Academie Charles Cross Grand Prix Du Disque" isimli ödülü kazanmaları ve tamamen yurt dışında çalışmak istemeleri sonucunda, ayrılma kararı alırlar.

Moğollar'dan Engin Yörükoğlu ile beraber yurda dönen Barış, Celal Güven, Ohannes Kemer, Özkan Ugur ve Fuat Güner gibi müzisyenlerle beraber ölümüne dek kendisinden ayrılmayan Kurtalan Ekspres isimli grubunu kurdu. Bir kaç değişimden sonra ideal kadrosuna ulaşan Kurtalan Ekspres ve Barış Manço birlikte bir çok başarıya imza atar.

1972'de Kurtalan Ekspres le ilk 45 liği, Ölüm Allah'ın Emri / Gamzedeyim Deva Bulmam piyasaya sunulduktan sonra 20 aya yakın bir süre, askerlik sebebiyle müzik'ten ayrı kaldı. Bu süre zarfında daha önceden hazırlanmış olan Lambaya Püf De / Kalk Gidelim Küheylan 45 liği piyasaya sürüldü. Askerden döner dönmezde Gönül Dağı / Hey koca Topcu Genç Osman yayınlandı.
Vatani görevine 1972'de yedek subay olarak Edremit'te başlayan Barış, bir takım pürüzler nedeniyle 19 ay 26 gün askerlik yapmak mecburiyetinde kalıyordu. Askerden tezkere aldığının ikinci günü 2 Aralık 1973'te ilk video klibini Hey Koca Topcu-Genç Osman adlı şarkıya çeker. Bu şarkıyı Polatlı'da geçen topçu asteğmen günlerinin etkisiyle, bir anı olarak yapmıştır.
1975 yılında Barış Manço ilk Long Play ini hazırlar. Barış Manço bu albüm icin özel olarak stüdyoya girmedi. Ellerindeki birikmis parçaları 45 lik olarak çıkartmanın zor olacağını düşünerek albüm yapmaya karar verilir. Daha önce yayınlanan Dünden Bugüne isimli albüm Barış Manço' nun Sayan Plak döneminde çıkardığı 45' liklerden toplama olan bir albümdü. Böylelikle 1975 yılında Türkiye' nin sayılı senfonik rock albümlerinden "2023" piyasaya çıktı. Albümde yine Türkiye nin sayılı Rock Operalarından "Baykoca Destanı", Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılını konu alan 2023 gibi parçalar yer aldı.
1976 yılında yine Avrupa'da kariyer yapma ümidiyle çalışmalarına başladı. Hemen hemen bütün bir yılı Belçika'da geçiren Barış, bir Amerikan firmasi olan CBS ile anlaşma imzalar. Büyük bir bölümü George Hayes Orchestra'sıyla kaydedilen Barish Mancho (Aynı yıl Türkiye de Nick The Chopper olarak piyasa çıkar) isimli albüm 1976 yılında, ilk önce Belçika ve Hollanda da, daha sonra Fransa, Fas, Fildişi Sahilleri gibi ülkelerde piyasaya cıktı.

Barış bu albümüyle, beklediği başarıyı elde edemez ama beklemediği başarılarda elde etti. Örneğin Fas, Romanya gibi ülkelerde albüm, içerdiği doğu karakterinden dolayı, liste başı oldu. Sonuçta İngiltere deki Rainbow konserine ve diğer promosyon konserleri sırasında Barış'ın hasta olması gibi sebeplerden dolayı, albüm yaklaşık olarak 17-18 ülkede dinlenmesine rağmen, Barış'ın Avrupa da kariyer yapma hayalini sona erdirdi.

Barış Manço, ilk evliliğini Belçika'da bulunduğu yıllarda yaptı. Bir giysi mağazasında tezgahtar olarak çalışan Marie-Claude adlı bir kızla tanıştı ve tam 6 yıl beraber yaşadılar. Arkasından 31 Ocak 1970 günü Liêge'de evlendiler ama 6 ay kadar sonra, 16 Temmuz 1970 günü ayrıldılar. Barış'ın okul hayatında ve geçimini sağlamasında Maria Claude'un rolü büyüktür.
Gerçek hayat arkadaşını, "benim her şeyim" dediği Lale Manço'yu, 1975 yılında tanır. İlginç bir tanışmaları vardır Lale ve Barış'ın. Çiftin tanışması bozuk bir telefon sayesinde olur. Ablasına misafirliğe gelen Lale, telefon bozulunca eniştesinin arkadaşı olan üst kat komşusuna telefon etmeye çıkar. Kapıyı açan Barış Manço'ya "Telefon edebilir miyim?" diye sorar Lale. Aldığı yanıt ise "Benimle evlenirsen edebilirsin" olur. "Neden olmasın" diyen Lale , içeriye girerek telefonunu eder ve parasını ödemeye kalkınca aldığı yanıt karşısında şaşkına döner. "Nasıl olsa evleneceğiz ne parası".

Ve 1978 yılında bir nikah töreniyle resmen yaşamlarını birleştirirler. Şakayı çok seven Barış düğünde Nikah Şekeri niyetine Lale'yle beraber doldurduğu bir plağı dağıtır. Plağın A yüzünde birbirlerini seven bir çiftin aşklarını dile getirdikten sonra kavga ettikleri bir konuşma vardır. İkinci yüzünde ise Barış kendi deyimiyle "kendi mutluluk öykülerini anlatacakları" bir parça hazırlamıştır. 19 Mayıs 1981'de Doğukan Hazar, 24 Temmuz 1984'te de Batıkan Zorbey dünyaya gelir.

Yaşamındaki ikinci evliligini 1978'de Lale Cağlar ile yapan Barış, 1979 yılında müzik dünyasına geri döndü. Cok sevdiği Kurtalan Eskpres'iyle Yeni bir Gün isimli albümünü çıkaran Barış, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Gesi Bağları, Aynalı Kemer İnce Bele gibi parçaları ile büyük dikkat çekti. Bu albümle başlayan hiç dinmeyen başarı süreci, 1980 yılındakı Hal hal / Eğri Eğri Doğru Doğru Eğri Büğru Ama Yine De Doğru 45 liği ile, 1981 yılında Sözum Meclisten Dışarı albümüyle, 1983 yılında Estağfurullah...Ne Haddimize! albümüyle sürüp gitti.

Büyük birikiminden her yaş kuşağının yararlanmasını istediğinden, biraz da seyyah olup, dünyayı gezmek istediğinden dolayı, 1988 yılında TRT 1 televizyonuna bir teklifte bulundu.
"Çocuk ve aileye yönelik eğitici ve eğlendirici bir dünya belgeseli"dir düşündüğü. Yayına girdigi ilk gün milyonlarca izleyiciyi ekran başına toplayan "Barış Manço ile 7'den 77'ye", böylelikle onun bir başka yavrusu oldu, ölümünden birkaç zaman öncesine kadar. Program çekimleri için oluşturulan TV ekibi, Ekvator'dan Kutuplar'a kadar yerküre üzerinde 150 değişik ülkeye giderek 500 bin km.'den fazla yol katetti. Bir başka deyişle, Barış Manço dünyanın çevresini 12 kez dolaşmış oldu. Devlet başkanları, dünyaca ünlü şair, düşünür ve yazarlar, astronotlar, sporcular, süperstarlar da konuk oldular Barış'a. Bu program Türk Televizyonculuğunda ulaşılamamış pek çok rekoru da elde ederek ayrı bir başarıya ulaştı.

Yüreğindeki çocuk sevgisi, kendi çocuklarıyla sınırlı kalmayıp dünyanın tüm çocuklarını sarmaya, sorunlarını, dertlerini dinlemeye itti Barış Manço'yu... Ak saçlarının örttüğü bedenindeki yüreği çocukların gülümseyen yüzlerinde hayat buldu...
Toplumdaki bozulmaya kayıtsız kalmamak, kendince birseyler yapmak için politikaya da soyundu. 30 yıldır yapmak istediği ve uygulamak için fırsatını kolladığı projelerini DYP'den yapılan teklifle birlikte "Hayata geçiririm" umudu başladı. "Neden siyaset, üstelik bu Barış Manço'ysa, mutlaka başkalarının yapamayacağı bir şeyleri yapabileceğine inandığı için olmuştur" düşüncesi ona şu yorumu yaptırmıştı. "DYP'den Kadıköy başkan adayı oldum. Belediyelerin sorunları belli zaten. Farklı bir renk vardır, farklı bir yaklaşım vardır. Çocuğun sağlığı diye bir olay var. Zaman zaman ana çocuk sağlığı gündeme gelir. Hastane olabilir, gençlik merkezleri olabilir. Bunlar benim hep düşündüğüm şeyler" diyerek müziği asla bırakmayacağını ve çalışmalarını durdurmayacağını ısrarla vurguluyordu o günlerde. Hatta siyasete soyunmasıyla ilgili olarak aldığı eleştirilere "Ben bir şarkıcı olarak gelmedim bu dünyaya, düşüncelerimi aktarmak üzere geldim. Gün geldi şarkı söylemekle oldu, gün geldi bir televizyon programında bir çocuğun saçlarını okşamakla oldu. Gün geldi, Güney Kutbu'nda penguenlerle konuşmakla oldu, gün geldi Ekvator'da suyun nasıl döndüğünü aramakla oldu. Şimdi insan en iyi kendini bilir herkesten önce. Ben de bildiğim kadarıyla kendimi anlatmaya çalıştım. Kendimin doğru olduğuna inandığım şeyleri aktarmaya çalışacağım insanlara" sözleriyle mesajını iletiyordu. Fakat kalbi ona siyaset yapması için izin vermiyordu. Aynı dönemlerde geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle doktorların tavsiyesini dinleyerek siyaset hayatına başlayamadan son verdiğini açıkladı.

Türkiye'nin kültür sanat ortamını kötü bulduğunu söyleyen Barış Manço, "Manzara tek kelime ile kötü ama beni bu denli karamsarlığa iten nokta herşeyin daha da kötü olacağını düşünüyor olmamdır. Çanak çömleklerle tüketilen gazetelerin olduğu, bin-iki bin kitabın ancak okunduğu bir memlekette güzel şeylerden bahsetmek oldukça zor" diyor ve ilave ediyordu: "Ben bunu kültüre karşı bir direniş olarak görüyorum.

Direkt olarak da halkı suçlu buluyorum. Benim açımdan bir problem yok aslında. Programlarım seyrediliyor ve bu camiada kırk yılı doldurmuş bir sanatçıyım. Hiçbir şeye ihtiyacım yok." Türkiye'de bazı gerçeklerin bilinmesi gerektiğini ancak bu gerçekleri ortaya koyacak zekaların cesaret edip konuşamadığını söyleyen Barış Manço, her şeyin popüler zihniyetle ve basit bir mantıkla işlendiğini, derinlikli olmayan fikirlerin daha çok rağbet gördüğünü belirterek, "Türkiye'nin önü açık. Kültürümüz bütün çağdaş değerlerin üstünde. Bu değeri işlemek gerekiyor. Benim seyahatlerim, çocuk programlarım, röportajlarım bu güzellikleri ortaya koymak ve evrensel düzeyde tanınmasını sağlamak üzerine kuruludur. Ben kendi adıma önemli şeyler yaptığıma inaniyorum ve herkesin aynı oranda çalışması gerektigini savunuyorum" diyerek sözlerini bitiriyordu.
1991 yılında Devlet sanatçısı olan Barış, 1990 yılında, ölümüne dek sürecek Japonya macerasına başlayacaktı. İçindeki büyük sevgiyi Japon halkıylada paylaşmasını bilen Barış, oradada süperstar sıfatını elde ediyordu.

1990 yılında, Ertuğrul Gemisinin Japonya'yı ziyareti ve Japonya açıklarında batmasının 100. yılı sebebiyle Tokyo Emperial Hotel, Japonya veliaht presinin de izlediği bir konser verir ve Japon halkı tarafından, sebzelerden şarkı yapan adam lakabını alır (Domates, Biber, Patlıcan, Nane Limon Kabuğu). Bunu 1991 deki bir konser, 1995 yılında Japonya' nın 16 şehrini kapsayan bir turne ve 2 tane albüm takip eder.

1982 yılında onu ilk defa yoklayan kalbi, 1999 yılında aramızdan ayrılmasına sebep oldu. 31 ocak 1999 akşamı saat 23.30 da hastaneye getirildiğinde 1 saat öncesinde yaşama gözlerini yummuştur.
200'ün üzerinde şarkısı, bunların kazandırdığı bir o kadar ödül O'nun nasıl bir müzisyen olduğunu anlatmaya yetiyordu. Öyle ki bazı şarkıları Rumca, İbranice, Bulgarca, Arapça, Farsça, Japonca, Flemenkçe, Fransızca ve İngilizce dillerinde söylendi.
Türkiye'nin müzik tarihinin kilometre taşlarından biri olan Barış Manço, el attığı her işte başarılı olmayı bildi. Televizyonuculukta bunlardan birisiydi. 1988 yılının Ekim ayında TRT'de başlayan "7'den 77'ye" programı O'nun başyapıtlarındandı. Barış ve Ekibi bu program için 10 yıl içinde Ekvatordan kutuplara , 5 kıtada 100'den fazla yöreye, ülkeye giderek kırılması güç bir rekora daha imza atmış oldu. Bir nesil O'nun çocuklar için yaptığı "Adam Olacak Çocuk" programını seyrederek büyüdü.

Son olarak büyük bir projeye daha imza atacaktı. Çok kapsamlı bir tarih belgeseli hazırlayacaktı. Fakat buna ömrü yetmedi. 1 Şubat 1999 günü aramızdan ayrıldı.
Türk Müziğine damgasını vurmuş Barış Manço artık aramızda değil. Kısa ama dolu dolu bir hayattan sonra bize birçok şey öğretti. Belki müzik adına yapacağı pek bişey kalmamıştı (özellikle geçen 10-12 yılı göz önüne alırsak) ama başka alanlarda birçok büyük projeye imza atabilirdi.

Adam olacak çocukların artık kendi ayakları üzerinde durabiliyorlar. "Arkadaşım Eşşek" şarkısıyla büyüyen bir nesil şimdilerde "Ölüm Allahın Emri Ayrılık olmasaydı" şarkını söylüyor.

Yüksek öğrenimini Belçika'da "Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi"nde tamamlayan, evli, iki çocuk babası ve çok iyi derecede İngilizce ve Fransızca konuşan Barış Manço, 40. yılına ulaşan sanat yaşamında kendisine layık görülen 300'ün üzerindeki ödülün dışında, aşağıdaki ünvanlara'da sahiptir:
  • Türkiye Cumhuriyeti: Devlet Sanatçısı Ankara (1991)
  • Hacettepe Üniversitesi: Onursal Doktora Ankara (1991)
  • Soka Üniversitesi: Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü Tokyo, Japonya (1991)
  • Belçika Krallığı: Leopold II Şövalyesi nişanı Brüksel, Belçika (1992)
  • Fransa Devleti: Edebiyat ve Sanat Şövalyesi nişanı Paris, Fransa (1992)
  • Pamukkale Üniversitesi: Onursal Doktora Denizli (1995)
  • Min-On Sanat Vakfı: Yüksek Şeref Madalyası Tokyo, Japonya (1995)
  • Liege Prensliği: Onursal Hemşehrilik Beratı Liege, Belçika (1997)
Albümleri
  • Mançoloji (1999)
  • Barış Manco Live In Japan (1996)
  • Musaadenizle Çocuklar (1995)
  • Mega Manço (1992)
  • Darısı Başınıza (1989) (Yavuz ve Burç Plakçılık)
  • 30 Sanat Yılı Fulaksesuar Manço - Sahibinden İhtiyaçtan (1988)
  • Değmesin Yağlı Boya (1986)
  • 24 Ayar Manço (1985)
  • Estağfurullah...Ne Haddimize! (1983)
  • Sözüm Meclisten Dışarı (1981)
  • 20. Sanat Yılı Disco Manço (1980)
  • Yeni Bir Gün (1979)
  • Baris Mancho (1976)
  • Sakla Samanı Gelir Zamanı (1976)
  • 2023 (1975)
  • Dünden Bugüne (1971)
Son düzenleyen Safi; 14 Ağustos 2016 00:05

Benzer Konular

16 Aralık 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
11 Mart 2011 / Misafir Cevaplanmış