Arama

Kunduz (Castor)

Güncelleme: 24 Ekim 2010 Gösterim: 4.907 Cevap: 2
BrookLyn - avatarı
BrookLyn
Kayıtlı Üye
29 Ekim 2008       Mesaj #1
BrookLyn - avatarı
Kayıtlı Üye
Kunduz

Sponsorlu Bağlantılar
beavercz8
"Yeni Dünya Kunduzu"

Kunduz, kunduzgiller (Castoridae) familyasından Castor cinsini oluşturan ağaçları kemirerek beslenen, su kıyılarında yaşayan kemiricilerin ortak adıdır. Yaptıkları yuvalar çok soğuk havalarda bile içerisini sıcak tutar. Ağaçlarla baraj yapıp suların gidişini engeller ve sesleri biraz bebek sesine benzer

Bilimsel sınıflandırma
  • Alem: Animalia
  • Şube: Chordata
  • Sınıf: Mammalia
  • Takım: Rodentia
  • Familya: Castoridae
  • Cins: Castor Linnaeus, 1758
Türler
  • C. canadensis
  • C. fiber
25 kilogramı aşan ağırlığıyla kapibaradan sonra en iri kemirici memelidir. Sağlam yapılı gövdesinin uzunluğu, 40 santimetreye yaklaşan kuyruğu dışında yaklaşık 80 santimetreyi bulur. Kunduz çok iyi bir yüzücüdür. Postu su geçirmediği gibi, perdeli arka ayakları da hızla yüzmesini sağlar. Suyun altında 15 dakika kadar kalabilir. Bu süre içinde kulak ve burun deliklerini kendiliğinden örten kapakçıklar vardır. Kürek biçiminde gelişmiş geniş kuyruğu suda dümen işlevi görür. Ön ayaklarını el gibi kullanarak yuvasını yaparken, kuyruğuyla gövdesini destekler. Ayrıca tehlike sezdiğinde kuyruğunu suya vurarak öbür kunduzları uyarır.

Bütün kemiricilerde olduğu gibi kunduzun da ön dişleri sürekli uzar. Bu geniş ve kemirmeye elverişli dişlerin ön yüzü sert mineyle kaplı, arka yüzü daha yumuşaktır. Dişlerin keskinliğini korumak ve aşırı uzamasını engellemek için sürekli kullanılması zorunludur. Kunduz çamurlanan postunu temizlerken gaga biçiminde gelişmiş bir tırnak çiftini kullanır. Tarak işlevi gören bu tırnaklar arka ayağın ikinci parmağından çıkar.

İki Kunduz Türü
Kunduzların iki türü vardır. Eskidünya kunduzu {Castor fiber) eskiden Avrupa'nın orta ve kuzey kesimlerinde oldukça yaygındı. Norman işgalinden önce İngiltere'de de boldu. Ama İngiltere'de aşırı avlanarak öylesine bir kırıma uğradılar ki, ne zaman yok oldukları bile tam olarak bilinmemektedir. Doğanın bu sevimli ve hünerli hayvanları, avlanmalarını yasaklayan önlemler sayesinde yaşamlarını sürdürme olanağı buldular. Günümüzde doğal olarak Avrupa'nın yalnız El-be ve Rhöne vadilerinde, Asya'nın ormanlık orta ve kuzey kesimlerinde yaşamaktadırlar. Ayrıca eskiden bolca bulundukları İsveç ve İsviçre'ye de götürülmüşlerdir. Yenidünya kunduzu (Castor canadensis) da aşırı avlanmadan ötürü kırıma uğramıştır. Bir zamanlar Meksika sınırından Alaska ve Labrador'a kadar uzanan bölgede yaşayan kunduzlar, yıllar önce ABD'nin çoğu bölgesinde yok olmuş, Kanada'nın birçok yöresinde de seyrekleşmiştir. Yenidünya kunduzu günümüzde bu iki ülkenin koruması altındadır. Ayrıca ABD'nin doğu kesimlerine de götürülmüştür.

Eti yense bile kunduzlar temel olarak değerli postları için avlanmaktadır. Kunduz postundan kürk yapılırken, parlak kızıl kahverengi, uzun dış örtü kılları ayıklanır ve geriye kalan alttaki sugeçirmez, sık, yumuşak, gümüş parlaklığında ve kahverenginin tonlarıyla alacalı iç örtü tüyleri kullanılır.

Kunduzların Doğal Yaşamı
Kunduzların en tanınmış davranışı ırmaklarda bentler kurmasıdır. Ama Eskidünya kunduzunda bu davranış seyrek olarak görülür. Yenidünya kunduzu ise diplerinden kemirerek devirdiği küçük ağaçları uzun bentler yapmakta kullanır. Bu bentlerin uzunluğu bazen 500 metreyi aşar. Kunduzlar genel olarak besin sağlamak amacıyla ağaçları devirir, yılın çoğunu devirdikleri ağaçların kabukları ve tomurcuklarıyla beslenerek geçirirler. Söğütler en sevdikleri ağaçlardır. Kunduzlar devirdikleri ağaçlardan kopardıkları dalları bent ve yuva yapmak için kullanırlar. Bentlerin gerisinde biriken su, yuvanın kara bağlantısını keser ve kunduzlar güvenli yuvalarına suyun altından girerler. Ağızlarıyla suya sürükledikleri dalları ve çalıları daha sonra istedikleri yere doğru yüzdürürler. Ama kütüklerin taşınması hiç de kolay değildir. Kesilen ağaç gövdeleri yüksek bir yerdeyse itilip yuvarlanarak, daha önceden çalılar arasında açılmış yol boyunca taşınır. Bu yolla bazen uzunluğu 3,5 metreyi bulan gövde parçalarını taşıyabilirler. Yuvalarının yakınındaki bütün ağaçlar kesildiğinde, bazen bir bataklığa ya da başka bir göle ulaşan uzun taşıma kanalları açarlar.

Kunduzlar kışın yemek için, ince dalları suyun altında biriktirir, ayrıca kışın yüzeyi donmuş göletlerin altında dolaşarak bitki kökleriyle de beslenirler. Böylece kurtlar, ayılar ve öbür doğal düşmanlarından uzak güvenli bir yaşam sürdürürler. Kunduzların işi hiçbir zaman bitmez. Eğer bentler sel sularıyla yıkılırsa, hemen onarıma girişir, taşıdıkları çalı çırpı ve odunları gene çamur ve taşlarla sıkıca birbirine tuttururlar. Bu göletler akarsuyun taşıdığı mille dolduğunda bentlerin yükseltilmesi gerekir. Ama yükselttikleri bentlerin yanından sular akmaya başlayacağından bu kez de bentleri uzatmaya girişirler. Çalışmaları bazen öylesine geniş boyutlar kazanır ki, akarsu kıyıları için tehlike oluşturabilir. Ama yaptıkları işler genellikle yararlıdır. Çünkü bentlerde biriken sular yağışlı havalarda selleri, kurak aylarda akarsuyun tümüyle kurumasını engeller.

Kunduzlar toplu yaşamaya yatkın hayvanlardır. Bazen bir koloni aynı yuvayı paylaşan tek bir aileden oluşur. Ama koloniler genellikle birkaç yuvayı kapsayacak ölçüde geniştir. Yuvalar göletin ortasında kalan çamurla sıvalı dal yığınlarıyla yapılabildiği gibi akarsu kıyısında çalı çırpıyla örtülü oyuklar biçiminde de olabilir. Kunduzlar yuvalarını sürekli genişlettiklerinden eski yuvalar daha büyüktür. Bazı yuvaların çapı 6 metreyi, su yüzeyinden yüksekliği 2 metreyi aşabilir. Kunduzların içinde yaşadıkları bölme bir insanın her yöne doğru rahatça uzanabileceği genişliktedir. İçersinin havalanması için açılan deliklerden soğuk kış aylarında, insanın nefesini verirken çıkardığı buhar gibi belli belirsiz bir "duman" demetinin yükseldiği görülebilir. Kunduzlar kış uykusuna yatmamakla birlikte kışı daha çok dinlenerek geçirirler. Dişi, baharda genellikle 2-5 yavru doğurur. Ama bir kunduz ailesinde birey sayısının bazen sekizi bulduğu bilinmektedir.

Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Harry Kewell - avatarı
Harry Kewell
Ziyaretçi
31 Mart 2009       Mesaj #2
Harry Kewell - avatarı
Ziyaretçi
kunduzzvo7

Sponsorlu Bağlantılar
CenneT-ul Meva - avatarı
CenneT-ul Meva
Ziyaretçi
24 Ekim 2010       Mesaj #3
CenneT-ul Meva - avatarı
Ziyaretçi
TABİATIN SU BASKINLARINI ÖNLEME UZMANI
KUNDUZLAR




BARAJ inşaatçılığıyla ün salmış kunduz, vücudunu örten koyu kahverengi kürkten ötürü de kıymet kazanır. Eski Dünya'da yüzyıllarca evvel nesli tükenen bu hayvan, Yeni Dünya'da insanoğlunun himayesinde çoğalmaya devanı etmektedir.
Bu hayvan bir kemirici, hem de Kuzey Yarımküresi'ndeki kemiricilerin en büyüğüdür. Ondan büyük olan biricik kemirici Güney Amerika'nın «kapibara» öbür adıyla, «su kobayı» denilen bir hayvanıdır.
Yetişkin kunduz 15 kilodan 25 kiloya kadar olabilir. 50 kilo çekenleri dahi vardır. Burnunun ucu ile geniş kuyruğunun sonu arasındaki uzunluğu 90-120 santimdir. Kuyruk, bu uzunluğun üçte birini kaplar.


KUNDUZ, AĞAÇLARIN KABUĞUNU SEVER

Ağaçlar, kunduzlar için hayat demektir. En sevdikleri yiyecek de kavak ağacının kabuğudur, fakat sert odunlu ağaçların kabuğuyla da pekâlâ beslenirler. Besinleri arasında bazı bitkiler de yer alırsa da, daha çok üst dallardan soydukları kabuk lan isterler. Bu dallara erişmek için de hayvanların ağacı kesip devirmeleri lâzımdır.
Kunduz, keskiye benzeyen Kudretli sarı dişleriyle 10 santim kalınlığındaki bir ağacı on beş dakikada devirebilir. Kunduzların 150 santimden kalın ve 30 metreden yüksek ağaçları devirdikleri de görülmüştür.



KUNDUZLAR AĞAÇLARA TIRMANABİLİR Mİ?

Bu soruyu herhangi bir orman hayvanı uzmanına soracak olursanız, alacağınız cevap kesin bir, »Hayır» olacaktır. Bununla beraber Ternöv'de bir gözlemci, bir kunduzu, bir huş ağacının yerden 6 metre yüksek bir dalında gördüğünü iddia etmiştir. Üstelik hayvan, gövdesi eğri bir ağaca da tırmanmamıştı. Huş ağacının gövdesi dimdikti. Bu kunduz karnını doyurduktan sonra göz açıp kapayıncaya kadar aşağı inmiş, yakındaki bir suya atlamış ve suyu kuyruğuyla kunduz usulünde şaklatmaya başlamıştı. Bu örnek de yabani hayvanlar için genel bir kaide olmadığını gösteriyor.



HIZLI BİR YÜZÜCÜ

Kunduz suyun içinde, soluk almak için bir kere olsun yüze çıkmadan
on beş dakikada 450 metre yol alabilir. Suyun yüzündeki hızı da, parmaklarının arası derili ayaklarının sayesinde saatte 4 kilometreye yaklaşır. Yassı kuyruğu ona dümen vazifesi görür. Hayvan, bent kurmak için kucak dolusu odun taşırken böyle bir dümene muhtaçtır. Kuyruğunu yana çevirmek suretiyle ayarladığı hedefe düz hat üzerinde yönelebilir. Aksi halde, taşıdığı yükün etkisiyle az çok daire şeklinde bir yol izlemesi gerekecekti.

KUNDUZ NASIL İNŞAAT YAPAR

Kunduz müsrif değildir. Kabuğunu soyduktan sonra, devrilen ağaç gövdesi için başka bir kullanılış yeri bulur. İlk iş olarak onu küçük parçalara doğramaya girişir. Bunun bazı parçalarıyla kendine bir in yapacak, geri kalan kısım ise devamlı surette yapmakta olduğu bende temel olacaktır.:F
Dalları bir nehirde seçtiği yere taşıyan hayvan, kalın uçları akıntı yönüne çevrili olarak yan yana yerleştirir. Bunu çamur ve kayalarla kuvvetlendirir. Bent istenilen yüksekliği buluncaya kadar bu şekilde kat üzerine kat çıkar. Sonunda da bendi bir çamur tabakasıyla tamamlar.

KUNDUZUN MÜHENDİSLİK HARİKALARI

Kunduzun bu güçlü îşe girişmekten belli bir gayesi vardır tabiî. Bu hayvan, gerek vücut; yapısı, gerekse âdetleri bakımından, suyun içinde veya yakınında yaşamak zorundadır. Bundan ötürü inine yakın yerde gerekli derinlikte bir suyun bulunmasını ister ve sığ derelerle ırmakları kapatıp, göl haline getirmek pahasına da olsa, kendine böyle bir su garantiler.


Bentlerin faydaları:
Kunduzun bentleri kuraklık zamanlarına karşı su biriktirirler. Amerika'nın batı bölgelerinde, çiftçilerin, ekinlerini sulamak için kunduz bentlerine muhtaç oldukları yerler vardır. Bu yapılar aynı zamanda su baskınlarını kontrol bakımından da işe yararlar.
Her kunduz ailesi bir bent serisiyle kendine mahsus bir göl meydana getirir. Bu seri bendin topladığı su toplamı binlerce tonu bulur. Bu su, geyik gibi hayvanların susuzluğunu giderdikten başka, ağaçlar ve bitkiler için gerekli nemi sağlar. Bentlerden dışarıya doğru bütün yıl sızıntı olur. Kunduz havuzları orman yangınlarını önlemek bakımından da faydalı olduktan başka, balıkların üremesi için çok elverişli bir köşe meydana getirir.


Çok dayanıklı yapılar:
Kunduz bentleri uzun yıllar yıkılmadan kalırlar. Çeşitli büyüklüklerde olanları vardır. 100 ton malzemeden meydana gelmiş 90 metre uzunluğunda bentler çoktur. Rekor teşkil edeni 650 metre uzunluğundaydı. En yüksek bendin yüksekliği 3,5 metreyi geçmez. Tabanı da 4,5 - 6 metre kalınlığındadır.
Fakat bentlerin çoğu ortalama 120-150 santim yüksekliğinde olurlar. En büyük bentler birkaç kunduzun ortak çalışmasının sonucudur.


Kunduz kanalları:
Kunduz kanallan 300 metreden uzun oldukları ve birçok kollara ayrıklıkları için ve özellikle havuzları yüzünden dikkate değerler. Havuz, su yüzeyini yükselten alçak bir setin yapılmasıyla meydana gelir. Kütükler bu setin üzerinden sürüklenirler.
Kunduz kanalları tıpkı insan elinden çıkma kanallar gibi, karalar üzerinden sürüklenemeyecek kadar ağır olan yüklerin bir yerden bir yere taşınması için yapılırlar. Bunlar 60-90 santim enindedir. İçlerindeki suyun derinliği de 45 santimdir.



KUNDUZUN KULÜBESİ

Kunduzun ini, yahut kulübesi, suyun içinden yükselen 3 - 6 metre çapında ve 120 -150 santim yüksekliğinde koni biçiminde bir yapıdır. Hayvan, inşaatta kalın dallar kullanır ve yapıyı çamurla perçinler. Tepede bir hava deliği bırakır; giriş tünelini ise su yüzeyinin altında yapar. İçerisi, zemini su yüzeyinin hemen yukarısında olan tek odalı bir dairedir. Bir köşede, hayvanın soyulmuş ağaç kabuklarından meydana gelen yatağı bulunur.
Kunduz sonbaharda fazladan çalışarak yeşil dalları, suyun içinde, don hattının altındaki çamurda depo eder. Bu dallar hayvanın kışlık yiyeceğidir. Zira kışm şiddetli donlarda, civardaki ağaçların özü donduğundan, bu ağaçlar, kunduzun keskiye benzer dişlerinin dahi işleyemeyeceği derecede sertleşmiş olurlar.
Bütün kunduzların böyle kulübeleri yoktur. Hayvan, bazı hızlı akışlı nehirlerde, kendine kıyıda bir tünel kazar ve inini bunun ucunda yapar. Tünel çoğunlukla çok uzun ve meyilli olup kapısı doğrudan doğruya suyun içine açılır.



KUNDUZ MÜŞFİK BİR ANNE - BABADIR

Kunduzların arasında aile bağları sağlamdır. Erkekle dişi ölünceye kadar bir arada kalırlar. Yılın başlarında çiftleşirler. Dört ay kadar sonra da ikiden altıya kadar yavruları olur. Bunların her biri 30 santimden kısa ve yarım kilodan hafiftir. Gözleri açık, vücutları yumuşak bir kürkle kaplıdır.
Yavrular ağır gelişirler. Bir aylıkken yüzmeye başlamalarına ve altı aylıkken sütten kesilmelerine rağmen, bir yıl kadar anne - babalarının himayesinde kalırlar. Anneyle baba müşfiktirler. Vakitlerinin büyük bir kısmım küçükleri terbiye etmekle geçirirler. Yavru kunduzlar iki yaşına yaklaşırken, gene çiftleşme zamanı gelir. O zaman, o yaşa kadar anneyle babanın yuvasında yaşamış olan genç kunduzlara gitmek düşer. Kunduzlar tabiatta on, on iki yıl yaşayabilirler. Esaret hayatındaki kunduzlar için rekor on dokuz yıldır.



DÜNYA YÜZÜNDE KUNDUZLAR

Kunduz geceleri hareket halindedir ve çoğu zaman sabahın yedi buçuğu ile güneşin batışı arasında ortalıkta «Amerikan kunduzu» (Castor canadensis), Kuzey Amerika'nın ormanlarında yaşar. Bu türden elde edilen iki yüz bin post her yıl kürk piyasasına sürülür.
«Avrasya kunduzu» (Castor fiber) bir vakitler Avrupa'da ve Moğolistan'a kadar, Asya'nın ormanlık bölgelerinde yaşardı. Şimdi yalnız Doğu Avrupa'da, İskandinavya'nın ücra köşelerinde, Finlandiya'da, Sibirya'da ve Moğolistan'da kalmıştır.
Su içinde yaşamak için yaratılmış:
Mükemmel vücut donatımlarına göz atmadan kunduzların bahsini kapamak doğru olmaz. Hayvanın, yüzerken kullandığı geniş ve pullu kuyruğunu gördük. Art ayakları da suda yol alabilmesi için geniş ve parmaklarının arası derilidir. Ön ayakları nispeten ufaktır.
Tabiat kunduza, nefis kürkünü tarayabilmesi için bir tarak bile vermiştir. Art ayağının ikinci parmağı ortadan yarık olduğundan, hayvan sudan çıktıktan sonra bununla tuvaletini yapar. Küçük kulakları ve burnu kapaklarla donanmıştır. Kunduz sualtı yolculuğuna çıktığı vakit bunları kapar.
Suyun içinde ağzını açık tutmak zorunlugu, kunduz gibi suyun altında dallar taşıyan bir hayvan için şüphesiz, önemli bir problem teşkil edebilirdi. Allahtan, tabiatın kendisine verdiği gevşek dudakları ön dişlerinin arkasına çekerek sıkı sıkı kapar. Böylece suyun altındayken dişlerini serbestçe kullanması ve aralarında öteberi taşıması mümkün olur. Kunduz, geniş akciğerleriyle karaciğerinin sayesinde, çok fazla ölçüde hava ve oksijen bakımından zengin kan taşıyabilir.
Kunduzlar: Birleşik Amerika'nın bazı batı eyaletlerinin çiftçileri, topraklarını kazdıkları vakit karşılarına çıkan sert, uzun ve helezon biçimindeki bazı oluşumlar karşısında epey zaman hayrete düşmüşlerdi. Bilginler dahi bu oluşlara inandırıcı bir izah yolu bulamıyorlardı. Hatta bu yüzden bunlara «şeytanın tirbuşonları» adım takmışlardı.
Daha sonraki tarihlerde bulunan fosillerden, bir vakitler Kuzey Amerika'da 225 santim uzunluğunda dev kunduzların yaşamış oldukları meydana çıktı. Kunduzun Buz Devri sonlarında yaşamış bu ilkel akrabaları helezon şeklinde kazdıkları yeraltı inlerinde barınırlardı. Bu helezonlar sonradan bitki kalıntılarıyla doldu.Bunlar fosilleşince etraftaki topraktan daha ziyade sertleştiler ve «şeytan tirbuşonları» denilen oluşumlar) meydana getirdiler.


Benzer Konular

8 Şubat 2013 / YagmurTanesi Astroloji/Fallar
5 Haziran 2009 / ThinkerBeLL Turizm
25 Ekim 2010 / _Yağmur_ Zooloji
20 Temmuz 2012 / buz perisi Taslak Konular
15 Ocak 2010 / volture Taslak Konular