Arama

Mustafa Naima

Güncelleme: 19 Temmuz 2013 Gösterim: 16.997 Cevap: 2
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
6 Kasım 2008       Mesaj #1
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Naima (1655-1716)

Sponsorlu Bağlantılar
En ünlü Osmanlı tarih­çilerinden olan Naima'nın asıl adı Mustafa'dır. Doğum yeri olan Halep'te öğrenim gör­dükten sonra 1680'lerin başında İstanbul'a giderek saraya girdi. 1695'te Divan-ı Hüma­yun kalemine geçince yeteneklerini gösterme olanağı buldu. 1700'de Amcazade Hüseyin Paşa sadrazam olunca Naima'yı vakanüvisliğe (resmi tarih yazıcılığı) getirdi. Önceki tarihçi­lerden kendisine devredilen notları özenle inceleyip sözlü ve yazılı kaynaklara başvura­rak değerlendirdikten sonra, altı ciltten olu­şan ünlü yapıtını kaleme aldı. Naima Tarihi adıyla tanınan bu yapıt 1574-1655 arasındaki olayları kapsar. Daha sonra 1655-1703 arasını da yazmaya girişti, ama başka görevler veril­mesi, 171 Ede Gelibolu'ya sürülmesi, 1712'de döndükten sonra eski durumunu koruyama­ması ve 1714'te vakanüvislik görevinden alın­ması gibi nedenler yüzünden bunu gerçekleş­tiremedi. Naima 1715'te defter eminliği göre­viyle atandığı Mora'da Patras'da öldü.

Naima o güne kadarki Osmanlı tarihçilerin­de görülen her yılın önemli olaylarını krono­lojik olarak sıralama biçimindeki tarih yazımı anlayışına karşı çıkmış, yapıtında olayların nedenleri, sonuçları, birbirleriyle ilişkileri üzerinde durmuştur. Ayrıca olaylarda rol oynayan kişileri de eleştirmekten geri durma­mıştır. Yapıtının girişinde İbn Haldun'un tarih görüşünü benimsediğini açıklayarak, Osmanlı tarihini bu görüş doğrultusunda yo­rumlamış, İbn Haldun'un beşinci aşama ola­rak nitelediği çöküşün ancak akıllı, ileri gö­rüşlü, güçlü devlet adamlarının işbaşına gel­mesiyle geciktirilebileceğini savunmuştur.
Mustafa Naimâ, kısaca Naimâ (1655, Halep - 1716, Mora), meşhur Türk tarihçisi ve vakanüvisidir.
Genç yaşta İstanbul'a gelerek 1682'de Sarayı Atik baltacılar ocağına girdi. Divan-ı Hümayun katibi oldu. Bu sırada tarih incelemeleri yaptı. 1700 tarihinde, Amcazade Hüseyin Paşa'nın kendisine verdiği, Şarihülmenarzade Ahmet Efendi'nin tarih müsvettelerine dayanarak, 1704 yılında vakanüvis olarak kitabını yazmaya başladı. Edirne vakasından sonra Damat Hasan Paşa ve Damat Ali Paşa'ya yakınlaştı. 1716 yılında, Mora'da defter eminliği yaptığı sırada vefat etti.
"Doğu ve Batının haberlerinin özeti hakkında Hüseyn'in Bahçesi" adlı eserini 1574'te başlatıp, 1651'e kadar getiren Naima, olayların iç yüzünü aydınlatan, genellikle sade fakat nükteli ve değerli ayrıntıları kapsayan bu eseriyle, tarih ve aynı zamanda devrin sosyal hayatını tasvir etmişti. Naima, Osmanlı tarihinin 1591’den 1659’a kadar cereyan eden kısmını içeren çok önemli bir eser bırakmıştır.


MsxLabs & TemelBritannica & Vikipedi


Biyografi Konusu: Mustafa Naima nereli hayatı kimdir.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
12 Mart 2011       Mesaj #2
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
naima9uk
Türk tarihinin en büyük ustası... İbni Haldun'un bilimsel Batı tarihine temel olan fikirlerinden hareket ederek, Osmanlı tarihini kaleme alan büyük yazar.
Sponsorlu Bağlantılar
Naima, saray vak'anüvisi olduğu halde, tarihçi olmasını bilmiş ilk fikir adamımızdır. Tarihin, olaylar dizisinden ibaret olmadığını, yaşanan hayata etkisi olan "Yaşanmış hayat parçası" olduğunu idrak eden ve belgelerin dışında sadece sosyolojik yorumlara yer veren bu tarihçimiz, günümüzün birçok tarihçilerine bile hocalık edecek düzeyde bir tarih bilginimizdir.
1655'te Halep'te doğdu. Asıl adı Mustafa Naim'dir. Genç yaşta İstanbul'a gelmiş ve Baltacılar Ocağı'na kaydolmuştur . Bu ocağa kayıtlı olanlar, Beyazıt Camii'ndeki derslere de devam ederlerdi. Naima da öyle yaptı. Dersleri dikkatle izledi ve her öğrendiğini kendi içinde tartışarak bir kere daha değerlendirmeden kullanmadı.
Bir süre sonra Baltacılar Ocağı'ndan çıkıp Divan-ı Hümayun kalemine girdi. Burada "Naima" mahlasını almıştır. Karagöz Ahmet Paşa, kaptan-ı deryalığa getirilince, paşanın "divan efendisi" oldu. Bu dönemde kendisini, devrin önemli kişilerine tanıtmak fırsatını buldu. Şair, bilgin Rami Mehmet Efendi, Kazasker Yahya Efendi gibi insanlarla dost oldu. İstanbul gümrüğünde 1000 kuruş aylıkla göreve gelmesi, Rami Mehmet Efendi'nin sayesindedir.


BÜYÜK BİR BİLİMSEL TARİHÇİYDİ
Fakat asıl parlaması, Amcazade Hüseyin Paşa'nın sadareti zamanına rastlar. Amcazade şairleri, sanatkârları, fikir adamlarını çok yakından korumuş, kollamış bir devlet adamı idi. Naima'daki cevheri farkettikten sonra onu saraya, vak'anüvis olarak aldı. Kendi adını taşıyan tarihin önsözünü yazdığı zaman bunu Sadrazam Amcazade Hüseyin Paşa'ya sundu. Bu önsöz gerçekten önemlidir. Çünkü, o zamana kadar gelen bütün tarihçilerden farklı olarak bu önsözde Naima, olaylara nasıl baktığını, nasıl değerlendirdiğini anlatıyor, İbni Haldun'un sosyolojik tarih metodunu kullanacağını haber veriyordu. Bugün de değerini muhafaza eden bu önsözü okuyan Sadrazam, Naimâ'yı ödüllendirdi ve takdirlerini bildirdi.
Naima'nın, bilimsel bir tarihçi olması ne kadar önemli ise, çağında bir sadrazamı, bilimsel tarihten anlaması ve Naimâ'yı arkalaması da o kadar önemli bir konudur. Osmanlı devlet yapısına ışık tutar. Nitekim Amcazade'nin ölümünden sonra iş biraz tavsamış, fakat Damat Hasan Paşa sadrazam olunca bu tarih seven devlet adamı Naimâ'yı hem "korumuş', hem eserinin zamanına kadar işlenmesini emretmiştir.
Naima'nın ocak arkadaşı Karagöz Ahmet Paşa, sadrazam olunca 28 Eylül 1704'de Naima'nın da yıldızı parladı. Anadolu muhasebeciliğine tâyin edildi. Geçimi ferahlamıştı. Yıldızlar ilmi üzerinde de çalışıyor, bazı "zayice"ler yazıyordu. 1706'da Sadrazam olan Çorlulu Ali Paşa, Naima'nın zayicelerinden kuşkulandı ve Hanya'ya sürgün etti. Hanya'dan Bursa'ya geldi. Bir yıl sonra da İstanbul'a dönmesine izin verildi.
Sadrazam, Şehit Ali Paşa idi. Büyük bir kitaplığı vardı ve şairleri, sanatkârları ve bilginleri arkalıyor, onları devlet hizmetine yerleştiriyordu. Naimâ'yı teşrifatçı yaptı, ayrıca Kalyonlar Defterdarlığı'na tâyin etti. Bu dönemde Naima, büyük eseri olan "Tarih"ini yazmaya devam etti. Fakat Silahtar Damat Ali Paşa'nın sadareti zamanında işleri yine bozuldu.


17. YÜZYIL OSMANLI İMPARATORLUĞU'NUN EN BÜYÜK NAŞİRLERİNDENDİR.
Ordu ile birlikte Mora seferine katılan Naima, Mora'ya defter emini olarak tâyin edildi. Bunu hiç istemiyordu, İstanbul'a dönmek muradında idi. Fakat derdini kimselere anlatamadı. Üzüntüler, sıkıntılar içinde Paleo Patras kasabasında hayata gözlerini yumdu.
Naima, Amcazade Hüseyin Paşa'nın teşviki ile 1591 tarihinden 1660 tarihine kadar olan zamanı Menarzade Ahmet Efendi'nin Vakayiname müsveddelerinden de yararlanarak yazmış ve birinci cilt olarak yayınlamıştır. Birinci bölümün devamı olan 1660- 1699 döneminin bütün belgelerini 'hazırlamış, notlarını almış, müsveddelerini geliştirmiş, fakat tamamlamaya fırsat bulamadan ölmüştür.
Ölümünün üstünden bir hayli geçtikten sonra Naima'nın müsveddeleri, notları, Şehrîzade Sait Efendi'ye geçmiş ve son bölüm onun kalemi ile tamamlanmıştır. 17. yüzyıl Osmanlı uygarlığının yetiştirdiği en büyük naşirlerinden biridir. Biridir deyişimizin sebebi, büyük söz ustası Kâtip Çelebi'nin de bu yüzyılda "Seyahatname"sini yazmış olmasıdır. Naima, kalemi fırça gibi kullanmasını bilen bir yazardı. Sadece yazdığı olayı düşünmez, olayın çevresindeki öteki olaylarla, yazdığı olayın arasındaki münasebetleri bulur, çağı bir "bütün" olarak çizgi çizgi ortaya çıkarırdı. Günümüzde elbette Naimâ'dan daha iyi tarihçilerimiz vardır, fakat o veciz, beyan sadeliğine ulaşacak bir kalem zor gelir.


🌘 🚀
_VICTORY_ - avatarı
_VICTORY_
VIP Silent storM
19 Temmuz 2013       Mesaj #3
_VICTORY_ - avatarı
VIP Silent storM
Naima
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

(1655 Halep-1716 Patras), tarihçi. İlkin saraya teberdar (baltacı) olarak girdi (1688), II. Ahmet'in sadrazamlarından Hüseyin Paşa'nın ilgisini çekerek Divan ve Sadaret kâtipliği görevlerine getirildi. Anadolu muhasebe kalemi (1704), teşrifat nazırlığı, deftereminliği, başmuhasebe kalemi gibi önemli görevlerde bulundu. 16. yüzyıl başlarından itibaren genellikle nakil, hikâye etme ve betimleme biçimlerine dayanan tarih anlayışı içinde Âli Çelebi, Kâtip Çelebi ve Müneccimbaşı gibi tarihçiler, gerçekçi yönteme bağlı belli gelişmeler göstermişlerdir. Naima'nın da, dilde sadeleşme çabaları, olayların neden ve sonuçlarını araştırma, onlara çözüm yolları arama eğilimleriyle bu gelişim içinde tarihçiliğin evrimine katkıda bulunduğu söylenebilir. Saraya bağlı vakanüvis olduğu hâlde, bütün çıplaklığıyla anlattığı olaylar arasında ilişkiler kurarak nesnel değerlendirmeler yapması ve gerektiği zaman eleştirmeden çekinmemesi başlıca özelliklerindendir. 1591-1659 yılları arasındaki olayları anlatan "Ravzatül-Hüseyn fi Hulâsatı Ahbâri-l Hâfikayn" adlı kitabını Sadrazam Amcazade Hüseyin Paşa'ya adamıştır. III. Murat ve IV. Mehmet dönemlerini yansıttığı bu kitapta yalın dil anlayışı dikkati çeker. Naima Tarihi'nin 17. ve 18. yüzyıllarda çeşitli baskıları yapılmıştır. Sadeleştirilmiş yeni basımı Zuhuri Danışman Yayınevi tarafından yapıldı (1967-1971).
Tesadüfen Zirveye Çıkılmaz... Çıkılsa Bile Durulmaz...

Benzer Konular

8 Haziran 2012 / Jumong Müzik tr
28 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
9 Temmuz 2012 / Mavi Peri Bilim tr
22 Mart 2013 / Jumong Müzik tr
19 Temmuz 2012 / Mira Sanat tr