Arama

Rosalind Franklin

Güncelleme: 25 Eylül 2008 Gösterim: 5.578 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Ocak 2008       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Rosalind Franklin
Ad:  Rosalind_Elsie_Franklins.jpg
Gösterim: 340
Boyut:  8.6 KB
Sponsorlu Bağlantılar
Rosalind Elsie Franklin (d. 25 Temmuz 1920, Londra, ö. 16 Nisan 1958, Londra)
Rosalind Elsie Franklin, DNA, virüs, kömür ve grafitin yapılarının anlaşılmasında büyük katkılarda bulunan İngiliz biyofizikçi ve kristallografçısı.
En çok Watson ve Crick'in DNA'nın yapısını keşfetmelerinden önce yaptığı X ışını kırınımı çalışmalarıyla ve öne sürdüğü hipotezlerle tanınmıştır. Daha sonra ise tütün mozaik virüsü ve polio virüsler için yaptığı araştırmalarla dikkat çekmiştir. 1958'de zatürre ve takiben karsinomatozis ve yumurtalık kanserinden hayatını kaybetmiştir.

Hayatı
Rosalind Elsie Franklin 25 Temmuz 1920'de Londra'da dünyaya geldi. O dönemde İngiltere'de bulunan kız okulları içinde fizik ve kimya eğitimi veren nadir okullardan birinde çalışkanlığı ve bilgisiyle ön plana çıkıyordu. Rosalind, 15 yaşına geldiğinde gelecekte ne olacağıyla ilgili fikri kesinleşmişti artık: O, bir bilim kadını olmak istiyordu. Ne var ki bu duruma ilk engel olabilecek kişi babasıydı. Babası, kızının yüksekokula gitmesine karşıydı. Kızını okutmak yerine onun, yardım kuruluşları için çalışan bir sosyal güvenlk uzmanı olması gerektiğini düşünüyordu. Ne var ki kızının ısrarlarına dayanamayacak ve yumuşayacaktı. Babasının okuması için izin vermesinin ardından Rosalind Franklin, 1938 yılında Cambridge'de bulunan Newnham Koleji'ne girdi. Burada fiziksel kimya öğrenimini tamamladıktan sonra 1941'de mezun oldu.
Okuldan mezun olduğunda iş yaşamı onu bekliyordu. Mezun olduğu 1941 yılında okulunun mezunlar derneğinde çalıştıysa da bir yıl sonra buradan ayrılıp İngiliz Kömür Değerlendirme Araştırmaları Birliği'ne girdi. Burada kömürün soğurma özelliklerine ilişkin çalışmalarda yer aldı. Kömür ve grafitin mikro yapılarına ilişkin çalışmaları sonradan yapacağı doktorasının temelin oluşturuyordu. Çalışmalarını titizlikle sürdürdü ve 1945'te Cambridge Üniversitesi'nden fiziksel kimya dalında doktrora derecesi aldı.

Kariyeri
Avrupa'da II.Dünya Savaşı sona ermiş, yıkım dolu günlerin ardından bilimsel çalışmalar yeniden hız kazanmaya başlamıştı. Rosalind Franklin, Cambridge'te geçirdiği yılların ardından geldiği Fransa'da, çok üretken üç yıl geçirecekti. 1947-1950 yılları arasında Paris'te Jacques Mering ile birlikte Devlet Kimya Hizmetleri Merkez Laboratuvarı'nda X ışınları kırınımı yöntemi üzerinde çalıştı. Bu yöntemle, bir maddenin atomlarına X ışınları kullanarak baktığınızda onların kristal yapısını görebiliyordunuz. Bu çalışmaların etkisiyle, ısıtılan karbonlarda grafit oluşumundan kaynaklanan yapısal değişiklikleri araştırarak kok kömürü sanayii ve atom teknolojisi açısından değerli bulgular elde etti.
Rosalind Franklin, 1951'de yeniden İngiltere'ye döndü. Londra'da Kings College'a bağlı laboratuvarlarda John Randall'la birlikte çalışacaktı. Burada, ileride Nobel Ödülü alacak Maurice Wilkins ile tanıştı. Her ikisi de DNA üzerinde çalışmalarına karşın iki ayrı ekipte, iki ayrı proje üzerine çalışıyorlardı. John Randall, Franklin'e DNA üzerinde çalışmasını söylemişti. Genç bilim kadını, burada Fransa'da öğrendiği X ışınları kırınım yöntemini kullanarak DNA'nın yoğunluğunu, sarmal biçimini ve başka önemli özelliklerini saptadı. 1951'den 1953'e dek süren çalışmaları sırasında Rosalind Franklin'in konumu erkek meslektaşlarının yanında sönük kalmıştı. O dönemde bilim kadınlarının çok fazla ön plana çıkmaması önemli ölçüde erkeklerin kadınlara önyargıyla bakmasından kaynaklanıyordu. DNA sarmalına ilişkin çalışmalarından yararlanan ve bu çalışmalarıyla Nobel Ödülü alan James Watson ve Francis Crick, çalışmalarına öncülük eden kişi olan Franklin'den çok Wilkins'in adını anıyorlardı.
Rosalind Franklin, 1953 - 1958 yılları arasında çalışmalarını Londra'daki Brickbeck Laboratuvarları'nda sürdürdü. Buradaki çalışmaları sırasında artık kömür üzerinde yaptığı çalışmaları tamamlamıştı. Yeni görev yerinde Franklin, tütün mozaik virüsünün moleküler yapısını inceliyordu. Bu virüsteki ribonükleik asitin (RNA), virüsün ortasındaki boşlukta değil, protein bölümü içinde bulunduğunu ve gelişmiş canlıların DNA'sında olduğu gibi ikili değil, tek kollu sarmal olduğunu gösteren çalışmalara katıldı.

Nobel Ödülü
1956 yılının yaz aylarında Rosalind Franklin kanser olduğunu öğrendi. İki yıldan kısa bir sürede 16 Nisan 1958'de henüz 37 yaşındayken yaşama gözlerini yumdu. 1962 yılında Watson, Crick ve Wilkins DNA çalışmalarından dolayı Nobel Ödülü alırlarken Franklin'in adı bile anılmadı. Buna, kimi çevreler ölmüş kişilerin ödüle aday gösterilemeyeceği nedenini gösterdiler, kimileriyse Franklin'in hakkının yenildiğini söylediler. Her ne olursa olsun bugün bilim çevreleri, DNA çalışmaları üzerinde Rosalind Franklin'in önemli katkıları olduğunu ve öncü çalışmalar yaptığını kabul ediyor.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Biyografi Konusu: Rosalind Franklin nereli hayatı kimdir.
peaceful - avatarı
peaceful
Ziyaretçi
25 Eylül 2008       Mesaj #2
peaceful - avatarı
Ziyaretçi
DNA'nın gerçek mucidi Rosalinda Franklin
Maurice Wilkins,savaş sırasında atom bombasının tasarlanma aşamasında yardımcı olarak görev almıştı.
Sponsorlu Bağlantılar
Rosalind Franklin, kömür madenlerini inceleyerek hükümete yardım eden bayan bilimci idi.
Francis Crick,savaş yıllarını mıknatıslı mayınlar konusundaki çalışmaları ile tamamladı.
Biyokimya dalında resmi öğrenim görmemişti.
James Watson ise doktorasını daha 22 yaşında iken almış bir kişiydi. Bir yıl sonra, yani 1951 ‘de Cavendish Laboratuvarı’nda işe başladı. Onun da biyokimya ile ilgili resmi öğrenimi yoktu.

*****
Bir DNA molekülü yaptığı işleri nasıl yapar?
Bu sorunun cevabını bulmak için gereken ilk şey, onun şeklini belirlemektir.
Cevabını aradıkları konu hem kimya hem de biyoloji ile doğrudan doğruya ilişkili idi.
Watson kimyayı kapsamlı olarak bilmiyordu, ama kristalografi ihtisası yapmaktaydı.
Crick ise o sıralar X-ışınımı konusunu almış, tezini yazmakla meşguldü.
Wilkins ve bayan Franklin bu proje üzerine çalışmakta idiler. Her ikisi de Watson ve Crick’in rakibi konumundaydılar.

*****
Kristalografi, atom ve molekülleri üç boyutlu haliyle dizilişlerini inceler.
X-ışını kullanılarak yapılan bu tekniği Pauling geliştirmişti.
Ancak DNA yapısını ortaya çıkaracak görüntüleri bu teknikle elde eden kişi bayan Franklin oldu. Üstelik başardığı iş, mineral kristallerindeki atomların dizilişini görüntülemekten daha zordu. Ama elde ettiği sonuçları kimseye açıklamıyor,kendine saklıyordu.

*****
Wilkins, bayan Franklin’in bu tutumundan oldukça rahatsızdı. Onun bu ketumluğunu çalışmalarındaki ortaklık ilişkisi ile bağdaştıramıyordu. Diğer taraftan Watson ve Crick çalışmalarında daha uyumlu idiler. Ama onların da bayan Franklin’in bulgularına ihtiyaçları vardı,bu yüzden ona bir nevi baskı yapıyorlardı.
Gelgelelim bayan Franklin’in bildiklerini paylaşmaya niyeti yoktu,üstelik DNA’nın sarmal olduğuna inanmıyordu. 1950’li yıllarda İngiltere’de kadın akademisyenler hala gelenekleşmiş şekilde hor görülürlerdi. Erkek akademisyenlerin odalarına giremezler,yemeklerini bile ayrı yerlerde yerlerdi. Belki de bayan Franklin yirminci yüzyılın ikinci yarısında bile terk edilmeyen bu geleneği protesto ediyordu.

*****
Ama sonraları durum değişti.1953 yılının ocak ayında Wilkins DNA görüntülerini bayan Franklin’den alabildi. Ve bu görüntüleri Watson’a gösterdi.Tabii o da bu bilgileri hemen Crick ile paylaştı. Wilkins’in DNA görüntülerini bayan Franklin’in rızasını alarak mı Watson’a gösterdiği şüpheli kalmıştır. Artık Watson ile Crick’in DNA molekülünün temel biçimine ve boyutlarına ait önemli klavuzu olmuştu. Çalışmalarını yoğun bir tempo ile sürdürmeye başladılar.
DNA’nın adenin,guanin,sitozin ve timin olarak adlandırılan 4 tane kimyasal bileşeni olduğu zaten biliniyordu. Bunlar da belirli çiftler halinde bir aradaydılar.Ama nasıl ve ne şekilde idiler?

*****
Watson ile Crick molekül şekillerine göre kartonlar kestiler. Tıpkı yapboz oyununda olduğu gibi bu karton parçalarının hangisinin hangisine uygun olduğunu araştırdılar.
Deneye deneye DNA’nın sarmal oluşturacak şekilde modelini yaptılar. Başlangıçtan o güne dek DNA hakkında bilinen herşey yaptıkları bu modele tıpatıp uygulanabiliyordu.
Bu başarılarını bütün dünyaya ilan ettiler.

*****
DNA’ya ait bilinmeyen özelliklerin ortaya çıkarılışı tümüyle Watson ile Crick’e mal edilmişti. Aslında yaptıkları buluş, rakipleri tarafından yapılan çalışmalar sayesinde olmuştu.
Bilim dünyasında böyle olaylar sık sık görülür, başarı ödülü tümüyle bir veya iki kişiye verilir. Ancak Nobel Ödülü’nü düzenleyen yetkililer Wilkins’i ihmal etmediler.
1962 yılı Nobel Tıp Ödülü Watson, Crick ve Wilkins arasında paylaştırıldı. Bayan Franklin ortak edilmedi. 1958 yılında ölmüştü.


Benzer Konular

6 Ağustos 2011 / KisukE UraharA Siyaset ww
11 Şubat 2017 / GusinapsE Siyaset ww
12 Kasım 2010 / Misafir Müzik ww
6 Ağustos 2011 / Daisy-BT Dünyadan
14 Mayıs 2008 / KisukE UraharA Siyaset ww