Terimin de açıkça tanımladığı gibi hem erkek, hem dişi olan canlılara erdişi denir. Bu canlılarda, spermaları üreten erkek üreme organları ile yumurta hücrelerini oluşturan dişi üreme organları aynı bireyde bir arada bulunur
Efsaneye göre, Eski Yunan mitolojisinde tanrıların habercisi olan Hermes ile aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit'in oğlu Hermaphroditos, bugünkü Bodrum'un Bardakçı köyü yakınlarındaki küçük bir gölün duru sularında yaşayan Salmakis adlı bir su perisiyle karşılaşmış. Bu gence âşık olan Salmakis'in isteği üzerine tanrılar bu erkek ile dişiyi tek bir gövdede bütünleştirmişler. Bu gövde artık bir anlamda hem erkek, hem dişi, bir anlamda da ne erkek, ne dişiymiş. Biyologlar, erkek ve dişi cinsin bütünleşmiş ilk örneği olan bu efsane kahramanından esinlenerek çift eşeyli canlılara hermafrodit derler. Dilimizde bir zamanlar Arapça'dan alınma "hünsa" terimiyle karşılanan bu kavram için bugün erdişi terimi benimsenmiştir.
Solucanların çoğu, örneğin yersolucanları ile sülükler, ayrıca salyangoz, sümüklüböcek gibi bazı yumuşakçalar erdişidir. Bu hayvanlar bazen kendi yumurta hücrelerini kendi sperma hücreleriyle dölleyerek başka bir bireyin katkısı olmadan kendi kendilerine üreyebilirler. Ama "kendini dölleme" ya da "özdöllenme" denen bu olaya pek sık rastlanmaz. Daha çok, bir birey kendi türünden başka bir bireyle çiftleşir; çiftleşme sırasında her biri öbürünün yumurtalarını döller ve böylece her ikisi de yavrulayabilir.
Solucanlar ve salyangozlar gibi yavaş yavaş sürünerek ilerledikleri için birbirleriyle karşılaşma şansı fazla olmayan hayvanlarda erdişiliğin üreme açısından bir üstünlük olduğu sanılıyor. Karşı cinsten bir bireye rastlayıncaya kadar beklemektense, kendi türlerinden ilk karşılaştıkları herhangi bir bireyle çiftleşmeleri kuşkusuz daha kolaydır.
Atlas Okyanusu'nda yaşayan bir tür deniz salyangozunda (Crepidula fornicata) da çok ilginç bir erdişilik süreci görülür. Bu salyangozların bütün yavruları erkektir; büyüdükçe dişi üreme organları da gelişir ve böylece hepsi birer erdişi olur. En sonunda erkeklik organları körelir ve bireylerin hepsi dişiye dönüşür. Çoğu kez bu deniz salyangozları birbirinin üstüne çıkarak sekiz ya da 10 katlı birer "kule" oluşturur. En iri ve yaşlı olan dişi bireyler en altta, erdişiler ortada, küçük ve genç erkek bireyler de en tepededir.
Bitkiler arasında da yosunlar, iğneyapraklılar, akçaağaçlar, kiraz ağaçları gibi pek çok erdişi örneğe rastlanır. Bunlarda da erkekorganlar ile dişiorganlar aynı bitkinin üzerindedir. Eğer erkek ve dişiorganlar aynı çiçek üzerindeyse bu gerçek bir erdişiliktir ve böyle bir çiçek botanik açısından "kusursuz" olarak nitelenir. Bazen de aynı bitki üzerinde ayrı ayrı erkek ve dişi çiçekler vardır; bu durumda bitkiye erdişi değil, genellikle birevcikli denir. Yalnızca erkek ya da dişi çiçekleri barındıran bitkiler ise ikievcikli'dir.
İnsanlarda erdişilik olayına çok seyrek rastlanır ve nedeni henüz açıklanamamıştır. Böyle çift eşeyli olarak doğan çocuklar ameliyatla, hormon hapları ya da iğneleriyle tedavi edilir ve erkeğe ya da kadına özgü yapısal özelliklere kavuşmaları sağlanır. Ama tedaviden sonra bile, erdişi olarak doğan kişilerin çocuğu olmaz.
Sponsorlu Bağlantılar
Solucanların çoğu, örneğin yersolucanları ile sülükler, ayrıca salyangoz, sümüklüböcek gibi bazı yumuşakçalar erdişidir. Bu hayvanlar bazen kendi yumurta hücrelerini kendi sperma hücreleriyle dölleyerek başka bir bireyin katkısı olmadan kendi kendilerine üreyebilirler. Ama "kendini dölleme" ya da "özdöllenme" denen bu olaya pek sık rastlanmaz. Daha çok, bir birey kendi türünden başka bir bireyle çiftleşir; çiftleşme sırasında her biri öbürünün yumurtalarını döller ve böylece her ikisi de yavrulayabilir.
Solucanlar ve salyangozlar gibi yavaş yavaş sürünerek ilerledikleri için birbirleriyle karşılaşma şansı fazla olmayan hayvanlarda erdişiliğin üreme açısından bir üstünlük olduğu sanılıyor. Karşı cinsten bir bireye rastlayıncaya kadar beklemektense, kendi türlerinden ilk karşılaştıkları herhangi bir bireyle çiftleşmeleri kuşkusuz daha kolaydır.
Atlas Okyanusu'nda yaşayan bir tür deniz salyangozunda (Crepidula fornicata) da çok ilginç bir erdişilik süreci görülür. Bu salyangozların bütün yavruları erkektir; büyüdükçe dişi üreme organları da gelişir ve böylece hepsi birer erdişi olur. En sonunda erkeklik organları körelir ve bireylerin hepsi dişiye dönüşür. Çoğu kez bu deniz salyangozları birbirinin üstüne çıkarak sekiz ya da 10 katlı birer "kule" oluşturur. En iri ve yaşlı olan dişi bireyler en altta, erdişiler ortada, küçük ve genç erkek bireyler de en tepededir.
Bitkiler arasında da yosunlar, iğneyapraklılar, akçaağaçlar, kiraz ağaçları gibi pek çok erdişi örneğe rastlanır. Bunlarda da erkekorganlar ile dişiorganlar aynı bitkinin üzerindedir. Eğer erkek ve dişiorganlar aynı çiçek üzerindeyse bu gerçek bir erdişiliktir ve böyle bir çiçek botanik açısından "kusursuz" olarak nitelenir. Bazen de aynı bitki üzerinde ayrı ayrı erkek ve dişi çiçekler vardır; bu durumda bitkiye erdişi değil, genellikle birevcikli denir. Yalnızca erkek ya da dişi çiçekleri barındıran bitkiler ise ikievcikli'dir.
İnsanlarda erdişilik olayına çok seyrek rastlanır ve nedeni henüz açıklanamamıştır. Böyle çift eşeyli olarak doğan çocuklar ameliyatla, hormon hapları ya da iğneleriyle tedavi edilir ve erkeğe ya da kadına özgü yapısal özelliklere kavuşmaları sağlanır. Ama tedaviden sonra bile, erdişi olarak doğan kişilerin çocuğu olmaz.
Kaynak: Msxlabs & Temel Britannica
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....