Arama
Günlük Kontrol Paneli
Bu Mesaja Puan Verin

AFFETMEK !!!!!!!

seramiksır 14 Ekim 2012 11:09

AFFETMEK…
Affetmek, gerçekten değişmek istiyor ve artık geçmiş yerine şimdide yaşamak istiyorsanız, atmanız gereken ilk adım.
Özgür kalmak ve hedeflerinize ulaşabilmek, belki de en önemlisi hayata tutkuyla bağlanmak için yaşamınızdaki dört kişiyi affetmeniz gerekiyor. Bu dört kişiyi affetmeden özgürleşemeyecek ve yapmak istediklerinizin çoğunu gerçekleştiremeyeceksiniz.
Kimler mi bu 4 kişi?
İlki e... beveynleriniz, hayatta ya da değil; onları, sizleri yetiştirirken yaptıkları tüm hatalar için affetmeniz gerekiyor. Affetmekle kalmayıp sizi siz yapan her şeyde en büyük paya sahip oldukları, bugün burada olmanızı sağladıkları için onlara teşekkür etmelisiniz ve eğer hayatta olduğunuz için mutluysanız artık onlarla ilgili hiçbir şeyden şikayet etmeyin.
Seminerlerimde bahsettiğim bu konudan sonra ailelerini arayan katılımcılar, mektup yazanlar ya da ailelerini ziyarete gidenler oluyor. Daha sonraysa ilişkilerinin ne derece değiştiğinden bahsediyor ve mutluluklarını dile getiriyorlar. Ebeveynleri hayatta olmayanlar içinden de sadece affetmenin hayatlarını nasıl değiştirdiğini paylaşanlar oluyor, kimi zaman gözyaşlarıyla ifade ediyorlar özgür kalışlarını.
Peki affetmek sizi nasıl etkiliyor hiç düşündünüz mü? Ebeveynlerini affedemeyen kişiler çocuk kalmaya devam ediyorlar. Gerçek anlamda başarılı bir yetişkin olma şanslarını bloke ediyorlar. Daha önce bahsetmiş olduğum “kurbanoloji” kavramı burada da gündeme geliyor. Sahip oldukları tüm problemlerden dolayı ebeveynlerini suçlayarak kurban rolü oynamayı ve bunu tüm yaşamları boyunca ağır bir yük gibi taşımayı seçiyorlar.
İkincisi ise; yakın ilişkileriniz, yüksek duygusal paylaşımda bulunduğunuz kişiler, boşandığınız eşiniz ya da yürümeyen ilişkiniz. Sizi derinden etkileyen, duygularınızı inciten, özgüveninizi ve kendinize olan inancınızı zedeleyen, tutkunuzu kaybetmenize neden olan kişi, yıllardır affedemediğiniz ve kızgın olduğunuz kişi.
Tüm gücünüzü toplayın, ne yaşandıysa yaşandı hepimizin de bildiği gibi geçmişi değiştirmek elimizde değil, sorumluluğu üstlenin ve o kişiyi “yaptığı her şey için affediyorum, her şeyin onun için iyi olmasını dilerim” deyin! Bunu tekrarlayın, tekrarladıkça aslında ne kadar ağır bir yük taşımakta olduğunuzu fark edecek ve özgürleştiğinizi hissedeceksiniz.

Üçüncü kişiye gelelim, sizi o ya da bu şekilde incitmiş geri kalan herkes; eski patronunuz, sizi yarı yolda bırakan iş ortağınız, öğretmeniniz, arkadaşınız, akrabanız ya da kredi başvurunuzu kabul etmeyen banka yöneticisi, ya da yoldan geçerken size çarpıp özür dilemeyen adam. Aklınıza gelebilecek herkes… Affedin onları, onlar için değil kendiniz için affedin, sırtınızda taşıdığınız onca yükten kurtulmak hayallerinizin peşinden özgürce koşabilmek için.
Son olarak dördüncü ve affedilmesi en önemli olan kişiye gelelim; yani size! Evet doğru duydunuz SİZden bahsediyorum yani KENDİNİZden!
Yaptığınız her hata, düşüncesizce attığınız her adım, kalbini kırdığınız herkes, söylememeniz gereken her söz, verdiğiniz her yanlış karar, söylediğiniz her yalan, kaybettiğiniz her insan ve bunlar gibi kendinizi suçlamakta olduğunuz her şey için kendinizi affedin. Suçlama bir insanın taşıyabileceği en ağır yüktür ve ne yazık ki kimse bu yükü sizinle paylaşmak istemez.
Kendinizi suçlamaya devam ettiğiniz sürece, kendinizi affetmediğiniz sürece yaşama tutkuyla bağlanamaz, hedeflerinize ulaşamaz ve hayallerinizin yanından geçip gidersiniz.
Bir de şu açıdan bakın, kendinizi affetmeniz gereken her durum sizin bugünkü siz olmanıza neden olmuştur; tecrübe kazanarak olgunlaşmanıza, gerçek benliğinizi bulmanıza, neyi sevip neyi sevmediğinizi keşfetmenize, hayatta nasıl bir duruşunuz olması gerektiğini bulmanıza ve sizden daha birçok parçanın tamamlanmasına.
İşte tüm bu saydıklarım yüzünden kendinizi suçlamayı bırakıp affetmeli ve yaptığınız her hata için mutlu olmayı öğrenmelisiniz. Bu sizin gelecekte başaracağınız harika işlere açılan kapı olacaktır. Risk alabilen, korkusuz, güçlü ve hayat dolu olmanıza.
Tüm bunları yazarken affetmenin ne denli zor olduğunu da çok iyi biliyorum; Nasıl mı?
2004 yılıydı; nisan ayı ve insanın içini ısıtan bir bahar. Benimse kalbim buz kesmiş gibiydi adeta, Serpil Ablam’ın mücadele etmekte olduğu kalp rahatsızlığı, giderek kötüleşen sağlığı, içimde dolduramadığım bir boşluk, derin bir bilinmezlik halini almıştı. Ameliyat olması gerekiyordu, hem de hemen…
Bir süre bekledikten sonra sonunda ameliyat için gün alındı. Ancak onu sağlığına kavuşturacak bu operasyondan iki gün önce ablam hayata gözlerini yumdu. Beklemediğim ve aslında içten içe olmasından çok korktuğum bu kayıp hepimizi dayanılmaz bir acıya boğmuştu.
İnanamıyordum, her an kapı açılacak ve ablam ameliyat sonrası eski sağlığına kavuşmuş olarak içeri girecek gibi geliyordu. Kızgındım, ablamı kurtarmayı başaramadığı için doktora, daha dikkatli olmadıkları için aileme, onun gitmesine izin verdiğim ve elim kolum bağlı hiçbir şey yapamadığım için kendime…
Bu öfke benim karanlık yanım haline gelmişti, yıllarca uğraştığım üzerinde çalıştığım tüm yöntemler, kişisel gelişimle ilgili her şey anlamını yitirmişti sanki, içinde bulunduğum karanlıktan çıkamıyor, duygularımı kontrol edemiyordum. Bildiğim tek bir şey vardı; giderek ağırlaşan bu yükle, kontrol edemediğim bu öfkeyle daha fazla yaşayamayacağım. Ve bir gün kızgın olduğum herkesi affetmeye karar verdim: doktoru, ailemi, ablamı ve en önemlisi kendimi… Ablamın mezarına gittim ve dakikalarca konuştum onunla. İçimde biriktirdiğim ne varsa söyledim, kendime nasıl kızdığımı, nasıl daha dikkatli olmadığımızı, nasıl onunla daha fazla ilgilenmediğimi, elimde olmasına rağmen onu kurtaramadığımı ve onu ne kadar çok özlediğimi ve ne kadar çok sevdiğimi… Sonunda, en önemlisi kendimi affettiğimi söyledim ona, bana öğrettiği her şey için, artık olamasa da o güne kadar hep yanımda olduğu için teşekkür ettim, ve farkettim ki “Affetmek, aslında kendinize verdiğiniz bir hediyedir; başkalarına değil!” Özgürleşmiştim, içinde nefes alamadığım karanlık bitmişti…
Bu yüzden çok iyi biliyorum işte, affetmek, gerçekten affedebilmek hiç kolay değil; ama affedin, önce kendiniz için, kendi özgürlüğünüz için… Çünkü ne yaşanırsa yaşansın,

HAYAT BOŞA HARCANAMAYACAK KADAR DEĞERLİ ve BİR O KADAR DA GÜZEL

ALINTI(DR.Fatih K.)
Bu Kategoride: Varsayılan
Gösterim 601  Yorum 0  
Önceki     Ana Sayfa     Sonraki
Toplam Yorum 0

Yorumlar