zattığın ellerinde
terli avucunda ölecek bir yer bulamıyorum.
Biliyorum anlamaz ve sıkılmış gözlerle bana baktığını.
Umursamıyorum.
Biliyorum içindeki çıkmaz sokaklara bir soluk kapılar açamadığımı.
Yoğun bir bataklık kıvamında derinime çektiğimi seni.
Ve nefessiz kalışlarını biliyorum.
Bu yüzden umursamaz bakıyorsun bana
Bu yüzden küskün bakıyorsun.
Sana anlatacaklarımı bir bir unutmak için
büyük yutkunmalarımın . . .
Varsayılan Kategorisi olmayan mesajlar
1 GÜN DEGİL HER GÜNÜNÜZ ÖZELDİR !
d_n_z 6 Nisan 2014 10:12
Eniştem; kızkardeşimin tuvaletinin en alt gözünü açtı ve
ince kağıda sarılmış bir paket çıkardı. "Bu" dedi, "sıradan
bir çamaşır değil." Kağıdı açtı ve çamaşırı bana uzattı.
Zarif ve ipekliydi. Kenarları elişi dantelle süslenmişti .
Astronomik bir fiyat taşıyan etiketi hala üstündeydi.
"Jan bunu New York'a ilk gittiğimizde almıştı. Nereden
baksan sekiz, dokuz yıl olmuştur. Hiç giymedi.
Özel bir gün için saklıyordu." . . .
ince kağıda sarılmış bir paket çıkardı. "Bu" dedi, "sıradan
bir çamaşır değil." Kağıdı açtı ve çamaşırı bana uzattı.
Zarif ve ipekliydi. Kenarları elişi dantelle süslenmişti .
Astronomik bir fiyat taşıyan etiketi hala üstündeydi.
"Jan bunu New York'a ilk gittiğimizde almıştı. Nereden
baksan sekiz, dokuz yıl olmuştur. Hiç giymedi.
Özel bir gün için saklıyordu." . . .
ANNE OLMAK ...
d_n_z 6 Nisan 2014 10:08
Anne dışarıda alış-verişteydi. İki buçuk yaşındaki bebeğe babası gözkulak oluyordu.Aslında bu pek de zor bir şey değildi. Yavrucak halının üzerinde
'çay seti' oyuncağıyla oynarken baba da koltuğunda gazetesini okuyor, ara sıra da bebeğinin kendisine -çay seti oyuncağının minik plastik fincanlarıyla- ikram ettiği suları çay niyetine içerek oyuna iştirak ediyordu. Derken anne eve geldi. Baba anneye sus işareti yapıp, bebeği izlemesini istedi. Bu çok şirin hareketini annenin de görmesini istiyordu.Anne, . . .
'çay seti' oyuncağıyla oynarken baba da koltuğunda gazetesini okuyor, ara sıra da bebeğinin kendisine -çay seti oyuncağının minik plastik fincanlarıyla- ikram ettiği suları çay niyetine içerek oyuna iştirak ediyordu. Derken anne eve geldi. Baba anneye sus işareti yapıp, bebeği izlemesini istedi. Bu çok şirin hareketini annenin de görmesini istiyordu.Anne, . . .
BİR ELİF MİKTARI GÜLÜMSE :)
d_n_z 6 Nisan 2014 10:04
[CENTER]
[B][CENTER][CENTER]
[B][CENTER][CENTER]
Hiçbir filiz kendi gölgesinden öte bir yerde ölümü tatmamıştır..”
Ey gözlerime bahşedilmiş mucize,
Ey yüreğime hediye edilmiş Cennet kokusu,
Ey nefesime serpiştirilmiş bir yudum taze hayat,
Kan ter içinde susuz dudaklarıyla ve semâya dönen dualarıyla “ bir avuç deryâ’yı “ dileyen bir Haziran Cumartesi vaktinden düşüyorum sen kokan bu satırları..Vaveylâ eden bir öğle saatinde bulunduğun yerin deli rüzgarlarında
. . .
Ey gözlerime bahşedilmiş mucize,
Ey yüreğime hediye edilmiş Cennet kokusu,
Ey nefesime serpiştirilmiş bir yudum taze hayat,
Kan ter içinde susuz dudaklarıyla ve semâya dönen dualarıyla “ bir avuç deryâ’yı “ dileyen bir Haziran Cumartesi vaktinden düşüyorum sen kokan bu satırları..Vaveylâ eden bir öğle saatinde bulunduğun yerin deli rüzgarlarında
AŞK BUYA İNSANI ALDIRMAZ YAPAN !!!
d_n_z 6 Nisan 2014 10:02
Tuhaf bir gece;
Bazen beklemek, bazen sabretmek düşüyor bize. Artık küçücük bir ışık çok uzak geliyor. Yine susmak yenilmek anlamına gelmiyor artık. Hergün mutlu olsaydım, beklide mutluluğun anlamı kalmazdı. Yine bana kızacaksın ne diyorsun, ne saçmalıyorsun oğlum diye. Ben yine susacağım ve sen yine BİTTİ diyeceksin. Ama yine beni seveceksin bazen özleyecek bazen de nefret edeceksin. Ama bilmeyeceksin, anlamayacaksın sensizliğin beni kahrettiğini, içimi acıttığını……
Mutsuzluk değil . . .
Bazen beklemek, bazen sabretmek düşüyor bize. Artık küçücük bir ışık çok uzak geliyor. Yine susmak yenilmek anlamına gelmiyor artık. Hergün mutlu olsaydım, beklide mutluluğun anlamı kalmazdı. Yine bana kızacaksın ne diyorsun, ne saçmalıyorsun oğlum diye. Ben yine susacağım ve sen yine BİTTİ diyeceksin. Ama yine beni seveceksin bazen özleyecek bazen de nefret edeceksin. Ama bilmeyeceksin, anlamayacaksın sensizliğin beni kahrettiğini, içimi acıttığını……
Mutsuzluk değil . . .




