Bir yaprağın sonbahardaki kıpırdanışı gibi
Süzülürdüm anılarla beraber
Bir hüzün kaplardı bazen
Uçarı sevdam gelse
Ya da bir yağmur
Ölürdü orada
Dayanamazdı
İçimde yerleşen örümcek ağları
Bir bir temizleniyor olmalı
Artık paslı düşünceler yok
Az önce açtım yelkenlerimi
Masmavi yelkenlere
İlerde bembeyaz kırçıllı martılar
Selam çakıyor
Yolculuk başladı
Durmanın anlamı yok
. . .
Suyumdakİ GökyüzÜ
TheOne 24 Ekim 2013 22:02 (gönlümün bugulu penceresi)
suyumdaki gökyüzü
bakılacak ve dökülecek
kendi medcezirinde yüzen yıldızlarım
ve boynum eğik düşünüyorum
ben şimdi kendi girdabımda yoğruluyorum
oturduğum evim yine papatya baharları
bakamadım giderken yıldızlara ve ayrıldık ya
sonbahar kapladı bulutları
üzerime üzerime üşüştü damlalarım
sana sıkıca sarılmalarım
üzerine üzerine alınmaların
işte bu yüzden suyumdaki gökyüzü
bakındı rüyalarıma
bana
. . .
bakılacak ve dökülecek
kendi medcezirinde yüzen yıldızlarım
ve boynum eğik düşünüyorum
ben şimdi kendi girdabımda yoğruluyorum
oturduğum evim yine papatya baharları
bakamadım giderken yıldızlara ve ayrıldık ya
sonbahar kapladı bulutları
üzerime üzerime üşüştü damlalarım
sana sıkıca sarılmalarım
üzerine üzerine alınmaların
işte bu yüzden suyumdaki gökyüzü
bakındı rüyalarıma
bana
bir neden arıyorum...
TheOne 24 Ekim 2013 22:01 (gönlümün bugulu penceresi)
Dudaklarım mühürlenir çoğu zaman...
Çünkü ben....
Öğrettim konuşmayı gözlerime.
Gözlerimle anlatırım ben her hüznü, ihtirası, masumluğu.
Çakıltaşları atarım yerlere, evime geri dönebilmek için,
Çoğu zaman...
Yuvam dediğim yeri unuturum, ıslak kaldırımların nefesinde...
Gözlerim unutur evimin yollarını, yakan soğukluğunda yalnızlığın.
Beni göğsüne sarıp uyutsan,
Sözcüklere gerek kalmadan gözlerinle anlatsan,
. . .
Çünkü ben....
Öğrettim konuşmayı gözlerime.
Gözlerimle anlatırım ben her hüznü, ihtirası, masumluğu.
Çakıltaşları atarım yerlere, evime geri dönebilmek için,
Çoğu zaman...
Yuvam dediğim yeri unuturum, ıslak kaldırımların nefesinde...
Gözlerim unutur evimin yollarını, yakan soğukluğunda yalnızlığın.
Beni göğsüne sarıp uyutsan,
Sözcüklere gerek kalmadan gözlerinle anlatsan,
Yüreğimin Hüzün Sokağı
TheOne 24 Ekim 2013 22:01 (gönlümün bugulu penceresi)
Ah şu benim gönüllü edilgenliğim...
Ne varsa saklamış atamamışım.
Söylenmemiş cümlelerim birikmiş üstüste...
Suskunluğum içimden çıkamayan soluk olmuş
Yaşamışlığım, yaşamamışlığım
Sıkışıp kalmış kapıların ardında
Yüreğimin hüzün sokağında...
Kalabalık yanlızlıklarımda
Hayattan aldıklarım cebimde,
Bıraktıklarım kaldırımlarında,
Yürürüm alabildiğine...
Susmalarım konuşur her adımımda
Sessiz sözcüklerim . . .
Ne varsa saklamış atamamışım.
Söylenmemiş cümlelerim birikmiş üstüste...
Suskunluğum içimden çıkamayan soluk olmuş
Yaşamışlığım, yaşamamışlığım
Sıkışıp kalmış kapıların ardında
Yüreğimin hüzün sokağında...
Kalabalık yanlızlıklarımda
Hayattan aldıklarım cebimde,
Bıraktıklarım kaldırımlarında,
Yürürüm alabildiğine...
Susmalarım konuşur her adımımda
Sessiz sözcüklerim . . .
eski tad YOK...
seramiksır 23 Ekim 2013 14:12 (ÖFKEYİ kendinize zevk edinmeyin.....)
eski tad yok !!!!!!!!!!!
YABANCI BİR TV KANALI;
En büyük mısır üreticisi olan abd nin, yine en büyük sığır üreticisi olarak, hayvanlara ot ve saman yerine (çünkü pahalı ve az bulunuyor) mısır yedirdiklerini ve sığırların midelerinin mısıra alışık olmamasından dolayı çok fazla hasta olduklarını anlatıyordu.
Hastalanmasın diye sığırlar, devamlı antibiyotik ilaçlar veriliyor hayvanlara. Mısır çok yağlı olduğu için hayvanlar çabuk kilo alıyorlar, kemikleri bu
. . .
YABANCI BİR TV KANALI;
En büyük mısır üreticisi olan abd nin, yine en büyük sığır üreticisi olarak, hayvanlara ot ve saman yerine (çünkü pahalı ve az bulunuyor) mısır yedirdiklerini ve sığırların midelerinin mısıra alışık olmamasından dolayı çok fazla hasta olduklarını anlatıyordu.
Hastalanmasın diye sığırlar, devamlı antibiyotik ilaçlar veriliyor hayvanlara. Mısır çok yağlı olduğu için hayvanlar çabuk kilo alıyorlar, kemikleri bu


