Dudaklarım gerisin geriye çekildi;
ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü,
korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı
ve
‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’
dediği zamanlarda bekledim seni...
gözlerimi kapadım.
Bekledim.
Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını,
hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını,
basite indirgenmiş hüzünlerin geceleri dinlenmeye müsait şarkılarla şahlandığını anlatamadım.
. . .
ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü,
korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı
ve
‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’
dediği zamanlarda bekledim seni...
gözlerimi kapadım.
Bekledim.
Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını,
hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını,
basite indirgenmiş hüzünlerin geceleri dinlenmeye müsait şarkılarla şahlandığını anlatamadım.