Arama

Samsun raporunu nasıl bulurum?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 21 Ekim 2018 Gösterim: 6.570 Cevap: 2
Unregistered - avatarı
Unregistered
Ziyaretçi
11 Aralık 2008       Mesaj #1
Unregistered - avatarı
Ziyaretçi
Samsun raporunu nasıl bulurum?
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Samsun raporu ve önemi:
  • Samsun bölgesi Rumları siyasi emellerinden vazgeçerlerse olaylar kendiliğinden sona erecektir.
  • Türklerin yabancı kontrolüne tahammülü yoktur.
  • Yunanlıların İzmir'de hakları yoktur; işgal geçicidir.
  • Millet, Milli Bağımsızlık ülküsü etrafında birleşmiştir; bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır.
Sonuç ve Önemi: Milli mücadelenin ilk raporudur.
Sponsorlu Bağlantılar
Son düzenleyen Safi; 21 Ekim 2018 01:59
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
11 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Samsun raporu ve önemi:
  • Samsun bölgesi Rumları siyasi emellerinden vazgeçerlerse olaylar kendiliğinden sona erecektir.
  • Türklerin yabancı kontrolüne tahammülü yoktur.
  • Yunanlıların İzmir'de hakları yoktur; işgal geçicidir.
  • Millet, Milli Bağımsızlık ülküsü etrafında birleşmiştir; bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır.
Sonuç ve Önemi: Milli mücadelenin ilk raporudur.
Sponsorlu Bağlantılar
Son düzenleyen Safi; 21 Ekim 2018 02:01
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
11 Aralık 2008       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Atatürk'ün Samsun'a varır varmaz, müfettişliğin kendisine yüklediği vazifeleri yerine getirmek amacıyla hazırladığı 22 Mayıs 1919 tarihli rapor; Ordu müfettişinin birçok noktalarda, talimatın sınırını da aşarak, bütün memleket kaderi ile ciddi bir şekilde uğraştığını göstermektedir. Hazırladığı bu ilk raporunda Atatürk, Samsun bölgesindeki asayişsizliğin sebebinin Rumlardan kaynaklandığını, Türklüğün yabancı mandasına ve kontrolüne tahammülü olmadığını, Yunanlıların İzmir'i işgale haklarının bulunmadığını ve en önemlisi, milletin, millî egemenlik esasını ve Türk milliyetçiliğini kabul ettiğini ve bunu gerçekleştirmeye çalışacağını belirtmiştir. Dolayısıyla Atatürk, milletin birlik ve beraberliği ile Millî Egemenlik ilkesini Millî Mücadelenin temel dayanağı yapmaya kararlı olduğunun ilk işaretini vermiştir. Millî Mücadelenin ilk ana programını teşkil eden bu rapor, Tevfik Bıyıklıoğlu'na göre, gerçekte, bir ihtilâl programından farksızdır. (11)
Atatürk, Samsun'un İngiliz işgalinde ve kıyıda bulunması ve civarındaki Rum çetelerinin faaliyetlerinden ötürü karargâhının içerde daha emin bir yere naklini gerekli görmüş ve 25 Mayıs 1919'da Havza'ya hareket etmiştir. Atatürk için artık tarihî görev başlamış bulunuyordu. Bundan sonra Osmanlı Devleti bir süre adeta iki elden idare edilecekti. Çünkü Atatürk her gittiği yerde halkın arasına girerek İstanbul Hükümeti gibi halkı sükunete değil, tersine onları harekete geçirmeye çalışacaktı. Yine O, sadece bir komutan olmayacak valiler ve millî teşekküllerle haberleşen,Türk milletini düştüğü kötü durumdan haberdar eden, memleketin dertlerini dert edinen bunlara çare arayan, cemiyetler toplayıp kararlar alan bir önder olacaktı. (12)Nitekim, 28 Mayıs 1919'da Havza'dan bütün memlekete, askerî ve mülkî amirlere, Müdafaayı Hukuk Cemiyetlerine gönderdiği bir tamimle İzmir'in işgalini protesto için yurdun her tarafında mitingler yapılmasını, halka felaketin büyüklüğünün anlatılmasını ve bunu köylere kadar yaymalarını istedi. Bunun üzerine memleketin her köşesinde İzmir'in işgaline tepki olarak mitingler yapıldı. İstanbul'da altı miting, Anadolu'nun çeşitli şehir ve kasabalarında toplam 96 miting tertip edildi.(13)
İstanbul mitinglerine ve Atatürk'ün Havza'daki faaliyetlerine ilk tepki işgal makamlarının onu İstanbul'a geri çağırmaları olmuştur. Atatürk, o güne kadar"Ordu Müfettişi" sıfatı ile bütün kişisel ağırlığını koyarak hareket etmişti. Şimdi bu sıfatın tehlikeye düştüğünü görüyordu. Bu nedenle başlattığı eylemi kişisel olmaktan çıkarıp halka mal etmekte acele etmek gerekiyordu. Harbiye Nezaretine oyalayıcı bir cevap vererek 12 Haziran 1919'da Amasya'ya gitti. Ali Fuat Paşa (Cebesoy), Refet Bey(Bele) ve Rauf Bey'in (Orbay) katkılarıyla 14 Haziran 1919'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti bünyesinde, Mustafa Kemal tarafından önceden hazırlanmış metnin üzerindeki çalışmalar tamamlanarak Millî Mücadele tarihimize Amasya Tamimi olarak geçen ilk önemli belge kabul edildi. Tamim, Konya'da bulunan 2.Ordu Müfettişi Cemal Paşa (Küçük, ya da Mersinli Cemal Paşa)ile Erzurum'da 15.Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa'nın da onaylamasından sonra 21/22 Haziran 1919'da tüm ilgililere duyuruldu.
Quo vadis?

Benzer Konular

2 Kasım 2015 / Ziyaretçi Sosyal Ağlar
9 Haziran 2012 / sheitean Soru-Cevap
11 Aralık 2008 / Ziyaretçi Soru-Cevap
10 Şubat 2015 / Misafir Cevaplanmış
31 Ağustos 2009 / flashomer Soru-Cevap