Arama

Yeni doğan bebekte böbrek büyümesi neden olur, ne yapılmalıdır?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 8 Temmuz 2016 Gösterim: 18.921 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Eylül 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yeni doğan bebekte böbrek büyümesi neden olur, ne yapılmalıdır?
EN İYİ CEVABI Safi verdi

Bebeklerde Böbrek Büyümesi


Bebeklerde Böbrek Büyümesi, Böbrekler, kandaki atık maddeleri üreye çevirerek vücuttan atmaktadırlar. Günümüzde, her 300 kişiden birinde tek böbrekte büyüme, he r600 kişiden birindeyse iki böbrekte birden büyüme söz konusu olmaktadır. Böbrek büyümesi durumu aslında böbreğin kendisinin büyümesi anlamında değildir. Böbrek büyümesi olarak adlandırılan durum aslında, idrar taşıyan oluşumların genişlemesi durumudur. Bu genişlemeye hidronefroz adı verilmektedir ve hidronefroz bebek henüz anne karnındayken tanımlanabilmektedir.
Sponsorlu Bağlantılar
Hidronefrozun oluşmasındaki en önemli neden idrarın atımını engelleyen tıkanıklıktır ve bu tıkanıklık doğumdan kaynaklanabilmenin yanında doğumdan sonraki dönemlerde de ortaya çıkabilmektedir. Üriner sistem içerisinde darlık, pelvis ile ürelerin birleştiği yerde, ürelerin mesaneye giriş yerinde ve mesane çıkışında ya da üretrada olabilmektedir. Bunun dışında, böbrek büyümesindeki bir başka neden ise böbrek reflüsüdür.
Alıntıdaki Ek 52597

Yeni doğan bir bebeğin böbrek uzunluğu ortalama 5 cm, korteksin kalınlığı ise 0.8-1.2 cm.dir ve tıkanıklık sebebiyle biriken idrar geriye yani böbreğe doğru basınç oluşturmaktadır. Hironefroz’un ileri derece olduğu durumlarda, sürekli artan basınç, böbrek parenkim’inde incelmeye neden olmaktadır. Hironefrozdaki bu genişleme ileri dereceye gelmiş ise, böbreğin içinde işlevin kaybolduğu bölgelerde kistik alanlar oluşabilmektedir. Hastalığın ne kadar erken ortaya çıktığı veya ne kadar ileri derecede olduğu, bu kistlerin sayı ve çapındaki artışta arttırmaktadır. Bebeklerin karnında saptanan kitleleri yarısından üçte ikisinden fazlasının böbrek kökenli olmasının yanında, bunların yarısından fazlasının nedeni ise hidronefrozdur.

Hidronefroz tedavisi: Hidronefroz tanımı konulduktan sonra izlenebilecek yollar, tıbbi izlen ve ya cerrahi tedavidir. Hafif derecedeki UPD’ ın kaybolması olasılığı çok yüksek olduğu için her hidronefros hastasında cerrahi tedavi uygulaması gerekli değildir. Ancak, orta ve ileri derecedeki genişlemelerde ise, büyük olasılıkla cerrahi tedavi gerekmektedir. Günümüzde böbrek işlevini saptama konusunda kullanılan en etkili yöntem böbrek sindigafisi olmaktadır. Normal şartlarda böbreklerin toplam işlemi %100 kabul edilirse, her böbreğin işlevi de %50-%50 olmaktadır ve her böbrek %15 işlev görene kadar çalışıyor olarak kabul edilmektedir. Bunun daha altında işleve sahip böbrekler ise, çalışmıyor olarak nitelendirilmektedir. Hastaya tanı konulduğu zaman böbrek işlevi de belirlenmelidir. Başlangıçta ciddi bir kayıp olmaması halinde 6 ayda bir böbrek işlevi izlenmelidir ve zaman içinde böbrek yitimi saptandığı takdirde cerrahi tedavi seçeneği öne çıkmalıdır. Kanıtlanmış İYE’nin, her enfeksiyon oluşumunda böbrek işlevini etkileme olasılığı olduğu için, hidronefroz saptanan hastalarda mutlaka önlenmesi gerekmektedir. İdrarın tam olarak boşaltılamaması durumunda, iye olasılığının daha fazla olmasının yanı sıra tedaviye yanıt verme olasılığı da daha az olmaktadır. Böbrek içine kaçış söz konusu olduğunda, her kaçışta böbreğin işlevsel oluşumları zedelenerek, bir süre sonra buralarda skar dokusu oluşmakta ve böbrek işlevini yitirmektedir. Bu sebeple de hidronefroz hastalarında olası bir enfeksiyonu önlemek amacıyla antibiyotik tedavisi uygulanmaktadır.

Düşük dozda antibiyotik kullanımı oluşabilecek enfeksiyonları engelleyerek, çocuğun büyüme ve gelişimini etkileyebilecek olumsuz etkileri yok etmekle beraber, böbrekte enfeksiyon sebebiyle oluşabilecek zedelenmeler de önceden engellenmiş olmaktadır.

Hastaya göre tedavinin süresi ve cerrahi tedavinin gerekli olup olmadığı da değişmektedir. Bu durum, hidronefrozun ciddiyeti, İYE görülme sıklığı, yaş, hidronefroza yol açan neden ve böbrek işlevi gibi bir takım etmenlere bağlıdır.

kaynak: böbrek.gen

Son düzenleyen Safi; 8 Temmuz 2016 05:18
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
8 Temmuz 2016       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

Bebeklerde Böbrek Büyümesi


Bebeklerde Böbrek Büyümesi, Böbrekler, kandaki atık maddeleri üreye çevirerek vücuttan atmaktadırlar. Günümüzde, her 300 kişiden birinde tek böbrekte büyüme, he r600 kişiden birindeyse iki böbrekte birden büyüme söz konusu olmaktadır. Böbrek büyümesi durumu aslında böbreğin kendisinin büyümesi anlamında değildir. Böbrek büyümesi olarak adlandırılan durum aslında, idrar taşıyan oluşumların genişlemesi durumudur. Bu genişlemeye hidronefroz adı verilmektedir ve hidronefroz bebek henüz anne karnındayken tanımlanabilmektedir.
Sponsorlu Bağlantılar
Hidronefrozun oluşmasındaki en önemli neden idrarın atımını engelleyen tıkanıklıktır ve bu tıkanıklık doğumdan kaynaklanabilmenin yanında doğumdan sonraki dönemlerde de ortaya çıkabilmektedir. Üriner sistem içerisinde darlık, pelvis ile ürelerin birleştiği yerde, ürelerin mesaneye giriş yerinde ve mesane çıkışında ya da üretrada olabilmektedir. Bunun dışında, böbrek büyümesindeki bir başka neden ise böbrek reflüsüdür.
Ad:  bebeklerde-bobrek-buyumesi.jpg
Gösterim: 806
Boyut:  30.7 KB

Yeni doğan bir bebeğin böbrek uzunluğu ortalama 5 cm, korteksin kalınlığı ise 0.8-1.2 cm.dir ve tıkanıklık sebebiyle biriken idrar geriye yani böbreğe doğru basınç oluşturmaktadır. Hironefroz’un ileri derece olduğu durumlarda, sürekli artan basınç, böbrek parenkim’inde incelmeye neden olmaktadır. Hironefrozdaki bu genişleme ileri dereceye gelmiş ise, böbreğin içinde işlevin kaybolduğu bölgelerde kistik alanlar oluşabilmektedir. Hastalığın ne kadar erken ortaya çıktığı veya ne kadar ileri derecede olduğu, bu kistlerin sayı ve çapındaki artışta arttırmaktadır. Bebeklerin karnında saptanan kitleleri yarısından üçte ikisinden fazlasının böbrek kökenli olmasının yanında, bunların yarısından fazlasının nedeni ise hidronefrozdur.

Hidronefroz tedavisi: Hidronefroz tanımı konulduktan sonra izlenebilecek yollar, tıbbi izlen ve ya cerrahi tedavidir. Hafif derecedeki UPD’ ın kaybolması olasılığı çok yüksek olduğu için her hidronefros hastasında cerrahi tedavi uygulaması gerekli değildir. Ancak, orta ve ileri derecedeki genişlemelerde ise, büyük olasılıkla cerrahi tedavi gerekmektedir. Günümüzde böbrek işlevini saptama konusunda kullanılan en etkili yöntem böbrek sindigafisi olmaktadır. Normal şartlarda böbreklerin toplam işlemi %100 kabul edilirse, her böbreğin işlevi de %50-%50 olmaktadır ve her böbrek %15 işlev görene kadar çalışıyor olarak kabul edilmektedir. Bunun daha altında işleve sahip böbrekler ise, çalışmıyor olarak nitelendirilmektedir. Hastaya tanı konulduğu zaman böbrek işlevi de belirlenmelidir. Başlangıçta ciddi bir kayıp olmaması halinde 6 ayda bir böbrek işlevi izlenmelidir ve zaman içinde böbrek yitimi saptandığı takdirde cerrahi tedavi seçeneği öne çıkmalıdır. Kanıtlanmış İYE’nin, her enfeksiyon oluşumunda böbrek işlevini etkileme olasılığı olduğu için, hidronefroz saptanan hastalarda mutlaka önlenmesi gerekmektedir. İdrarın tam olarak boşaltılamaması durumunda, iye olasılığının daha fazla olmasının yanı sıra tedaviye yanıt verme olasılığı da daha az olmaktadır. Böbrek içine kaçış söz konusu olduğunda, her kaçışta böbreğin işlevsel oluşumları zedelenerek, bir süre sonra buralarda skar dokusu oluşmakta ve böbrek işlevini yitirmektedir. Bu sebeple de hidronefroz hastalarında olası bir enfeksiyonu önlemek amacıyla antibiyotik tedavisi uygulanmaktadır.

Düşük dozda antibiyotik kullanımı oluşabilecek enfeksiyonları engelleyerek, çocuğun büyüme ve gelişimini etkileyebilecek olumsuz etkileri yok etmekle beraber, böbrekte enfeksiyon sebebiyle oluşabilecek zedelenmeler de önceden engellenmiş olmaktadır.

Hastaya göre tedavinin süresi ve cerrahi tedavinin gerekli olup olmadığı da değişmektedir. Bu durum, hidronefrozun ciddiyeti, İYE görülme sıklığı, yaş, hidronefroza yol açan neden ve böbrek işlevi gibi bir takım etmenlere bağlıdır.

kaynak: böbrek.gen

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

27 Haziran 2016 / Ziyaretçi Tıp Bilimleri
6 Mart 2009 / baxtiyar Soru-Cevap
21 Nisan 2013 / misafir Soru-Cevap
16 Ocak 2010 / Misafir Soru-Cevap
23 Mayıs 2009 / zekiye Soru-Cevap