Arama

Enderûn Mektebi hakkında bilgi verir misiniz?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 10 Ocak 2016 Gösterim: 21.844 Cevap: 3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Şubat 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Enderun Mektebi nedir, hakkında geniş bilgi verir misiniz?
EN İYİ CEVABI Jumong verdi
Enderun Mektebi
Osmanlılarda, medreselerden ayrı olarak devlet memuru gibi nitelikli insan yetiştirmek amacıyla Topkapı Sarayı'nda ''Enderun Mektebi'' kurulmuştur. Enderun, bir saray okuluydu. Bu okula önceleri devşirme sistemiyle toplanan gayrimüslim çocukların yetenekli ve zekiolanları alınırdı. Sonraları Enderuna Müslüman çocuklarda alınmaya başlandı.
Sponsorlu Bağlantılar

Genelde Hristiyan çocukların bazı şartlar göz önünde bulundurularak toplanması esasına Devşirme Sistemi adı verildi. Bu sistemle toplanan erkek çocukların nitelikleri yasalara uygun olarak belirlenirdi. Yaşları annelerine gereksinim duyacak kadar küçük olmazdı. Eğitim yaşını geçenler, ailesinin tek çocuğu olanlar, Enderun'a alınmazdı. Çocukların sağlıklı olmaları gerekirdi. Devşirilen bu çocuklar Türk ailelerin yanına gönderilir, burada Türkçeyi, Türk geleneklerini ve İslam dinini öğrenirlerdi. Daha sonra bu çocuklar acemiocağında askeri eğitim görürlerdi. Bu eğitimde başarılı olanlar Enderuna alınırdı.

Enderunun kuruluş amacı; yönetici, komutan, usta, sanatkâr ve devlet memuru yetiştirmekti. Burada, medreselerde okutulan dersler okutulurdu. Diğer eğitim kurumlarından farklı, öğrencilerin askeri ve idarikonularda uygulama yapmalarıydı. Bu uygulamaların başında saray protokol hizmetleri, spor ve sanat çalışmalarıgelmekteydi. Enderun'da iyi eğitim alan gençler sadrazam,nvezie, yüksek rütbeli asker, hattat, şair, müzisyen, mimar gibi nitelikli devlet görevlisi veya sanatkâr olurlardı.


Son düzenleyen Jumong; 10 Ocak 2016 12:47
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
21 Şubat 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Sponsorlu Bağlantılar
Enderûn Mektebi, II. Murat zamanında kurulup, zamanla çeşitli değişikliklere uğramakla beraber Osmanlı Devleti'nin son zamanlarına kadar (1908) varlığını sürdüren bir saray okuludur. Hristiyan ailelerden devşirilen çocukların zekî ve gösterişlileri saraya alınarak özel bir şekilde yetiştirilirlerdi. Fatih Sultan Mehmet döneminde geliştirilmiştir.
Enderûn Mektebi'ne alınan çocuklara, Kur'an-ı Kerim, tefsir, hadis, kelâm gibi dini dersler, edebiyat, inşa (şiir), dil bilgisi, Arapça, Farsça gibi dil ve edebiyat dersleri ve matematik, coğrafya, mantık gibi müsbet ilimler dersleri okutulurdu. Bir taraftan da Osmanlı saray geleneği ve görgüsüyle, protokol kaideleri ve bürokratik işler öğretilirdi. Bunların yanında çeşitli sanat kollarında beceriler kazandırıldığı gibi sportif faaliyetlere de yer verilirdi.
İç oğlanı denilen Enderûn talebesi ortak bir kültürü özümseyerek, saray ve padişah hizmetlerinin yürütülmesini sağlarlar, böylece Osmanlı Devleti'nin sarayda, yönetimde, ordu ve bürokraside ihtiyaç duyulan kadrolarının bir kısmı bu şekilde yetiştirilmiş olurdu. Sarayda kademe kademe yükselerek sancakbeyi rütbesiyle taşrada görev alırlardı.

  • Osmanlı Devleti, kendinden önceki Türk devletlerine göre daha merkeziyetçi bir yapıya sahiptir. Bu sebepten dolayı kendi kurumlarından yetişmeyen kimselere görev vermemiştir. Bu durum, bazı çevreler tarafından Türkleri dışlamak şeklinde yorumlanmıştır.
  • Osmanlı Bürokrasisi sadece devşirmelerden ibaret değildir. Divan ve taşra teşkilatında da yükselme olup buralar genelde Türklerin hakim oldukları kurumlardır. Esasen Kanunî Devrinden itibaren Türk çocukları da Enderûn Mektebi'ne alınmıştır.
Osmanlı devrinde Türkçenin devlet dili olarak hâkim olmasının bir başka sebebi de Enderûn Mektebi’dir. Enderûn, saray içinde bir okuldur. Sarayda, orduda ve hükûmet işlerinde çalışacak memurları ve hizmetlileri yetiştirmek bu okulun görevi idi. Fatih tarafından açıldığı bilinen bu okula, acemi oğlanlar arasından öğrenci seçilirdi.
Enderûn Mektebi'nda eğitim dört konu üzerinde toplanmıştı:
  • Beden eğitimi
  • Uygulamalı saray işleri eğitimi
  • Yeteneklerine uygun bir sanat eğitimi
  • Teorik olarak islamî bilgiler eğitimi
Enderûndan sadrazamlar, kaptan paşalar, yeniçeri ağaları, eyalet valileri, sancak beyleri, daha başka hizmetler için ünlü kişiler, ayrıca şairler, edipler, ressamlar, mimarlar, müzikçiler, tarihçiler ve daha bunlar gibi medresenin yetiştirmediği bilginler de yetişmiştir.
Askerlik, siyaset ve teknik konuların ağırlıklı olarak okutulduğu Enderûn okulunun temel özelliği, saray içinde bulunması ve bütün derslerin Türkçe okutulmasıdır.Fatih kanunnameleri ve Enderûn mektebinin durumu da gösteriyor ki, Osmanlı devrinde Türkçeye devlet dili olarak gereken önem verilmiştir
.
Enderûn mektebinden eğitim ve öğretim sultan II. Mahmud devrine kadar sistemli bir şekilde devam etti. 18. yüzyılın sonlarında devşirme sisteminin bozulmasıyla darbe yiyen okul, 1826'da Yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra Asâkîr-i Mansûre-i Muhammediyye ordusu için yetiştirilmesi gereken küçük ve büyük rütbeli subayların büyük bir kısmının Enderûn mektebinden seçilmesi ile sarsıldı.
Daha sonra batı metodları ile harp okullarının açılması ve bunların gitgide çoğalmasıyla mektebin önemi iyice azaldı. Modern eğitimin gittikçe yerleşip yayılması karşısında, Enderûn mektebi de modern eğitimin ilkelerini uygulamaya başladı. Ancak şehirde Türk ve ecnebi olmak üzere çeşitli genel kültür kurumlarının ve meslek okullarının açılması, özellikle Enderûnmektebinden çıkanların, Tanzimât'tan önceki devirde olduğu gibi, devlet görevlerine tâyinlerdeki üstün durumlarını kaybetmeleri, halk arasında özellikle devlet ileri gelenleri katındaki değerini sarstığından bu eğitim yuvası kalkınamadı ve 1908 İkinci Meşrutiyetin îlânını tâkip eden günlerde tamâmen kapatıldı.

daha geniş bilgi için>Osmanlı Kurumları - Enderûn (Enderun) Mektebi
Son düzenleyen Jumong; 10 Ocak 2016 12:49
ßLacK - avatarı
ßLacK
Ziyaretçi
21 Şubat 2010       Mesaj #3
ßLacK - avatarı
Ziyaretçi
Osmanlı Tarihi denince çok duymuş olmalısınız Enderun adını. Orada yaşanları merak etmiş, acaba nasıl bir yerdi demekten kendinizi alamamış da olabilirsiniz. Enderûn´ un büyülü atmosferini burada yaşatamasak da biraz olsun Enderûn hakkında bilgi vermek istedik:

Sarayda eğitim ve öğretim yapılan mekteb. Büyük bir irfan merkezi olan bu mekteb, ikinci Murâd tarafından Edirne´ de Eski Saray´ da te´sis edildi. Mektep gerçek şahsiyetine, Fâtih Sultan Mehmed´ in Topkapı Sarayı´ nı yaptırmasıyla kavuştu. Bu tarihten sonra devşirme mektebi olma hüviyetinden çıkarak devletin idaresi için gerekli mülki ve idarî kadronun eğitim ile yetişmesine yöneldi. Devrin en meşhur ilim adamları sarayda toplanarak bu mektepte ders vermekle görevlendirildi.

İkinci Bâyezîd Han, enderun mektebi hizmetinde bulunanların görevlerini belli bir tâlimâtnâmeye bağladı. Yavuz Sultan Selim Han ise, teşrifât merâsimine Hırka-i seadet ziyaretini de ilave etti. Bu gelişmeler Kanuni Sultan Süleymân zamanında da devam etti ve mektebe yeni binalar eklendi. Öyle bir düzen kuruldu ki, beş yüz yıl boyunca Enderun mektebi mensupları belirlenen zamanda yemeğin yedi, yatıp kalktı ve namazlarını cemâatle kılarak vazifelerini eksiksiz yerine getirdi.

Saray mektepleri, özellikle Topkapı Sarayı´ndaki Enderun mektebi; Osmanlı Devleti sivil me´murlarının, devlet ileri gelenlerinin ve askeri görevlilerin büyük bir bölümünü, yeniçeri ağalarını, sadrâzamını, defterdârını, kubbe vezirini, Beylerbeyilerini ve sancakbeylerini yetiştiren en önemli eğitim müessesesiydi. Enderun´a girebilmek, bir şeref, imtiyaz ve bahtiyarlık sayılırdı. Fakat girenlerden pek çok şey ve kâbiliyet beklenirdi. Bunun için Enderun´a alınacak talebeler zekâ testine tâbi tutulurlardı. Zekâ testini de dünyada ilk uygulayan Osmanlılar olmuştur.

Saray mekteplerinin talebeleri, devşirme denilen usûl ile toplanan hıristiyan çocuklarıydı. Sonraları bu mekteplere Türk ve müslüman çocukları da girdiler. Hangi milletten ve hangi dinden olursa olsun, devşirmeler, devlet merkezine getirildikten sonra önce divan-ı hümayûna sevkedilip hepsi padişah tarafından tek tek görülürdü. Daha sonra padişahın emriyle kapıağası bu küçük çocukların zekâlarını ölçerek zekâsı üstün ve keskin olanlar ile vücut yapısı bakımından en düzgünlerini seçerlerdi. Seçilenler enderun mektebine talebe yetiştiren ve beş yerde bulunan orta dereceli saray mekteplerine içoğlanları adıyla gönderilirdi. Orta dereceli olan saray mektepleri, Galatasarayı, Eski Saray (Bayezid´ de) , İbrahim Paşa Sarayı (Sultanahmed´ de ), İskender Çelebi Sarayı (Küçükçekmece´ de) ve Edirne Sarayı idi.

İçoğlanlarının oda denilen koğuşları muntazam olup, yiyecekleri de çok dikkatli hazırlanırdı. Her oda efradının isi ve künyesiyle yevmiyeleri mikdârını gösteren maaş defterleri vardı. Maaşları diğer ulûfeler gibi üç ayda bir verilir, elbise, ayakkabı, iç çamaşırı ve sâir ihtiyaçları hep saray tarafından karşılanırdı. Çok sıkı bir inzibât ve kontrol altında yetiştirilen bu çocuklar tam bir itâat ve terbiyeye mâlik idiler.

Eski Saray, Edirne, Galata, İbrahim Paşa ve İskender Çelebi saraylarında eğitim gören içoğlanlarından başarılı olanları, belli aralıklarla çıkma denilen usûl ile ihtiyaca göre Enderûn mektebine alınır, diğerleri ise kapıkulu süvari bölüklerine gönderilirdi.

Topkapı Sarayı enderûn mektebinde, hem devlet adamı veya san´atkar olmak üzere tahsil ve terbiye gören hem de çeşitli hizmetlerde bulunan içoğlanları (gılâmân-ı enderun) altı odaya ayrılmışlardı. Aşağıdan yukarıya doğru bu altı oda şunlardır: 1- Büyük ve küçük odalar, 2-Doğancı koğuşu, 3- Seferli odası, 4- Kiler, 5- Hazine odası, 6- Has oda.

Topkapı Sarayı içoğlanları dolamalı ve kaftanlı olarak iki sınıf idiler. Büyük ve küçük oda gılmanlarına, dolama giydiklerinden dolayı dolamalı, seferli, kileri hazine ve has oda gılmanlarına da kaftan giydikleri için, kaftanlı denirdi.
Bu altı odadaki içoğlanlarının derece ve mevkileri birbirlerinden farklı olup, hizmet ve maaşları da değişikti. Hepsi enderun-ı hümâyûnda hizmet ederlerdi. Sarayın enderûn kısmına âid iç ve dış tayinler bizzat padişah tarafından yapılırdı.

Enderûn mektebinde ilk müfredât programı; Kur´ân-ı kerim, ilm-i hâl, tecvid gibi sâdece dini bilgileri öğreten derslerden ibaret idi. İkinci Murâd zamânında müfredât programları geliştirilip; tefsîr, hadîs, fıkıh, ferâiz, şiir ve inşâ, hey´et, hendese, coğrafya, ilm-i kelâm, mantık, meâni, bedî ve beyân ile hikmet dersleri verilmeye başlandı.

Enderûn mekteblerine alınan iç oğlanları öncelikle buradaki hazırlık sınıfları olan Küçük ve Büyük oda gılmanları arasına katılırlardı. Buradaki okuma-yazma, özellikle Kur´ân-ı kerim tahsili ile ilgili derslerdi. Buradan doğancı koğuşuna geçen içoğlanları eğitim ve öğretime burada devam ederlerdi. Doğancı koğuşunun 1675´de kaldırılmasından sonra yüksek tahsilin ilk basamağı seferli odası oldu.

Enderûn mektebinde asıl eğitimin başladığı bu odada tetimme medreselerine denk bir eğitim gören içoğlanları, dersleri dışında Farsça okumak ve en az bir zan´aat, san´at veya fenle (zekâ tesbiti sonunda sonuda belirlenen istidâtlarına göre) ilgilenmek zorundaydı. Bunlar dışında ata binmek, iyi silah kullanmak isteyenler, iyi bir silahşör olarak yetiştirilirlerdi. Güzel yazı (hüsn-i hat), cild san´atı, tazhibi tasvir, mimârî gibi san´atları öğrenmek isteyenler, şiir, edebiyat ve tıp, matematik, hendese gibi bilimlere ilgi duyanlar da ilgilendikleri alanlarda sarayda görevli bilginlere veya ehl-i hıref-i hassa (sarayda bulunan mesleğinde ehil san´a erbabı) üstâdlarına devâm ederlerdi. Bunlar için hükümetçe zamanın en büyük san´atkar vebilim adamları görevlendirlir, saray-ı hümâyûn hocaları ünvanını alan bu üstadlar, haftada bir defa Enderûn mektebine gelirler, öğrenciler tarafından karşılandıktan sonra da o günkü konuyu işlemeye başlarlardı. İçoğlanları, aldıkları bu dersle yetinmezler, kendilerinden eski olan oda kıdemlilerinin çevrelerinde dört-altı kişilik gruplar meydana getirerek, kendi kendilerine küme çatışmalarına devam ederlerdi. Böylece yedi-sekiz yıllık bir eğitim ve öğretimi bitiren delikanlılar ya bir üst sınıfa geçerler, ya bir saray görevine tayin edilirler veya uygun bir subaylıkla saray dışına verilirlerdi. Daha sonra sırasıyla Kiler ve Hazine odasında eğitim gören gılâmân-ı enderûn en son has oda denilen bölüme gelirlerdi.

Has odadakiler enderûn mektebinin elit (en yüksek) kısmı idiler. Defalarca seçimden geçerler bundan sonra da bizzat pâdişâha takdim edilirlerdi. Genç olmalarına rağmen büyük bir mevkiye sahip olurlardı. Burada bulunanlara devrin en yüksek eğitimi ve öğretimi verilirdi. Buradaki eğitimin ana hedefi elemanları idârecilik yönünden yetiştirmekti.

Hasodalılar eski ve acemiliklerine göre dış hizmete çıkarılırlardı. Eğer eskilerden ise müteferrikalık, acemi ise, çâşnigirlikle çıkardı. Hasodalıların sancak beyliği ile çıktıkları da görülürdü.

Enderûn´ a ait bütün odaların ve koğuşların harfi harfine tatbik edilen nizâmnâmeleri vardı. Tertip ve tanzim edilmemiş, kendi hâlinde bırakılmış hiçbirşey yoktu. Koğuşlarda disiplin son derece sıkı idi. Yatılıp kalkılacak ve dinlenilecek zamanlar da dakika şaşmazdı. Hasodalılar hâriç, diğer dâire mensupları güneşin doğmasından iki saat önce kalkarlardı. Kalkış ve yatış saatleri güneşin doğuş ve yatsı namazının vaktine göre devamlı değişirdi. Yatsı namazı cemâatle kılındıktan sonra hemen yatılırdı.
Perşembe günleri yatsı namazından sonra her oda, pâdişâhın sıhhat ve selâmeti, din ve devlet düşmanlarının kahrı için merâsimle duâ ederdi. Bir çok dersler, bilhassa tâlim ve terbiye dersleri, spor ve askerlik, her odanın yüksek subayları tarafından verilirdi. Diğer dersler için dışarıdan müderrisler getirilirdi.

Enderun mensublarının bekâr olmaları kânundu. Evlenmek isteyen, pâdişâha mürâcaat eder, hangi rütbe de ise o rütbe ile saray dışı hizmete verilir ve enderûndan çıkarılırdı.

Enderûn mektebinde her odanın iki hamamı vardı. Birinde dâirenin yüksek rütbeli, diğerinde kıdemsiz subayları yıkanırlardı. Ayrıca enderûn mensublarının ihtiyâcı için kullanılan enderûn kütüphanesi vardı. Topkağı Sarayı´ndaki diğer kütüphanelerde enderûn mektebi mensûplarına açıktı.

Yüksek rütbeli subaylar saraydan çıkarak haftada bir gün izin yaparlardı. Daha yüksek rütbeliler, izin günlerinin gecesini de dışarıda geçirebilirlerdi. Küçük subaylar ancak ağalarının nezaretinde izne çıkarlar ve nâdiren şehre inerlerdi. Bunun sebebi, hizmet ve dersleri aksatmamak, bir de saraydan dışarı bilgi sızdırmamaktı.

Bu esaslar doğrultusunda kurulup teşkilâtlanan enderûn-ı humayûn mektebi, kuruluşundan îtibâren aşağı yukarı devletin bütün büyük siyâsi ve askerî me´murlarını yetiştirdi. Bu me´murlar, mektebden aldıkları terbiyenin mükemmelliği sayesinde, Osmanlı Devleti´ne sadâkât ve hamiyyetleriyle hizmet ettiler.

Enderûn mektebinden eğitim ve öğretim sultan ikinci Mahmûd-ı Adlî devrine kadar sistemli bir şekilde devam etti. On sekizinci yüzyılın sonlarında devşirme sisteminin bozulmasıyla darbe yiyen okul, 1826´ dan sonra Yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra Asâkîr-i Mansûre-i Muhammediyye ordusu için yetiştirilmesi gereken küçük ve büyük rütbeli subaylarınbüyük bir kısmının Enderûn mektebinden seçilmesi ile sarsıldı. Daha sonra batı metodları ile harb okullarının açılması ve bunların gitgide çoğalmasıyla mektebin önemi iyice azaldı. Modern eğitimin gittikçe yerleşip yayılması karşısında, enderûn mektebi de modern eğitimin ilkelerini uygulamaya başladı. Ancak şehirde Türk ve ecnebi olmak üzere çeşitli genel kültür kurumlarının ve meslek okullarının açılması, özellikle Enderûn mektebi´nden çıkanların, Tanzimât´tan önceki devirde olduğu gibi, devler görevlerine tâyinlerdeki üstün durumlarını kaybetmeleri, halk arasında özellikle devlet ileri gelenleri katındaki değerini sarstığından bu eğitim yuvası kalkınamadı ve 1908 ikinci meşrûtiyetin îlânını tâkib eden günlerde tamâmen kapatıldı.


1) Enderûn Mektebi Tarihi (H. İsmail Baykal, İstanbul-1953)
2) Osmanlı Medreseleri (Câhid Baltacı, İstanbul-1975); sh. 17
3) Osmanlı Devleti´ni Saray Teşkilâtı; sn.296
4) Enderûn Mektebi (Ülker Akkutay)
5) Rehber Ansiklopedisi; cild-5, sh.122
6) Tarih-i Enderûn (Atâ Bey, İstanbul-1953)
7) Kitâb-ı Müsteâb
cool Osmanlı Tarihi Ansiklopedisi

Jumong - avatarı
Jumong
VIP VIP Üye
10 Ocak 2016       Mesaj #4
Jumong - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Enderun Mektebi
Osmanlılarda, medreselerden ayrı olarak devlet memuru gibi nitelikli insan yetiştirmek amacıyla Topkapı Sarayı'nda ''Enderun Mektebi'' kurulmuştur. Enderun, bir saray okuluydu. Bu okula önceleri devşirme sistemiyle toplanan gayrimüslim çocukların yetenekli ve zekiolanları alınırdı. Sonraları Enderuna Müslüman çocuklarda alınmaya başlandı.

Genelde Hristiyan çocukların bazı şartlar göz önünde bulundurularak toplanması esasına Devşirme Sistemi adı verildi. Bu sistemle toplanan erkek çocukların nitelikleri yasalara uygun olarak belirlenirdi. Yaşları annelerine gereksinim duyacak kadar küçük olmazdı. Eğitim yaşını geçenler, ailesinin tek çocuğu olanlar, Enderun'a alınmazdı. Çocukların sağlıklı olmaları gerekirdi. Devşirilen bu çocuklar Türk ailelerin yanına gönderilir, burada Türkçeyi, Türk geleneklerini ve İslam dinini öğrenirlerdi. Daha sonra bu çocuklar acemiocağında askeri eğitim görürlerdi. Bu eğitimde başarılı olanlar Enderuna alınırdı.

Enderunun kuruluş amacı; yönetici, komutan, usta, sanatkâr ve devlet memuru yetiştirmekti. Burada, medreselerde okutulan dersler okutulurdu. Diğer eğitim kurumlarından farklı, öğrencilerin askeri ve idarikonularda uygulama yapmalarıydı. Bu uygulamaların başında saray protokol hizmetleri, spor ve sanat çalışmalarıgelmekteydi. Enderun'da iyi eğitim alan gençler sadrazam,nvezie, yüksek rütbeli asker, hattat, şair, müzisyen, mimar gibi nitelikli devlet görevlisi veya sanatkâr olurlardı.

🌘 🚀

Benzer Konular

12 Ağustos 2011 / ThinkerBeLL Osmanlı İmparatorluğu
24 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış
20 Eylül 2018 / Misafir Cevaplanmış