Arama

Yağmur ormanlarının yok olmasının dünya ve insanlık üzerindeki etkisi ne olur?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 1 Aralık 2014 Gösterim: 24.928 Cevap: 7
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Ağustos 2010       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur ormanlarının yok olmasının dünya ve insanlık üzerindeki etkisi ne olur?
EN İYİ CEVABI ThinkerBeLL verdi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Yağmur ormanlarının yok olması insanlığı nasıl etkiler?

Yağmur Ormanları ve Biyolojik Çeşitliliğin Yok Olması
Latin Amerika, Orta Afrika ve Güneydoğu Asya’da geniş alan kaplayan, milyonlarca yıl önce ortaya çıkan ve yeryüzünde yaşayan hayvanların yüzde 80’ini barındıran tropik yağmur ormanları günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ekolojik sistemler bozulurken, pek çok canlının yaşam alanı yok edilmektedir. Bitki örtüsünün yoğunluğu nedeniyle tropik yağmur ormanları gezegenimizin en önemli oksijen kaynaklarından biri durumdadır. Ayrıca kıtalar üstündeki en büyük su deposu işlevini görürler. Bu nedenle onların yok edilmesi büyük ekolojik felaketlere yol açabilir.
Sponsorlu Bağlantılar

Yağmur ormanları, yağmurları çeken ve oksijen oranını koruyan bir yapıya sahiptir. Bu ormanların olması dünya iklimini kurak hale getirir.

Soluduğumuz havadaki oksijen miktarından tutun, kullandığımız ilâçlardaki maddelere; afiyetle yediğimiz çikolatadan muza kadar hayatımızın her alanında yağmur ormanları ile birlikteyiz. Dünyadaki oksijenin yüzde 20’si Amazon ormanlarında üretilir. Tatlı su kaynaklarının üçte ikisi Amazon Nehri’nde bulunur.

Tropik yağmur ormanlarına yılda yaklaşık 4 metre ile 10 metre arasında yağmur yağar. Yıl boyu sıcaklık 25-35 derece arasında kalır ve çok fazla değişmez.

Yağmur ormanları, biz elimizi sürmeden önce karaların yüzde 16’sını kaplıyorken şimdi dünyanın ancak yüzde 5’lik bir alanında kalmış durumdadır. Karaların sadece %5’ini oluşturan yağmur ormanlarında, yeryüzündeki bitki ve hayvan türlerinin %50’sinden fazlası yaşamaktadır.
Söz konusu çeşitliliği gözünüzde canlandırabilmeniz için birkaç örnek verelim: Bir hektar (10.000 metre kare) tropikal orman 600’den fazla ağaç türü barındırabilir. Amazon Havzası’nın bir bölgesinde, bir gün içinde, 440 tür kelebek toplanabilir. Tek bir ağacın üzerinde 43 ayrı karınca türü; 650 farklı böcek türü görülebilir. Yine bu bölgedeki bir kilometre karelik ormanlık alanda yüzlerce tür kuşa rastlamak mümkündür (tüm kuş çeşitlerinin yüzde 30’u). Borneo’da 10 ağaçtan örnek alındığında, 2.800’den fazla eklem bacaklı hayvan türü bulunabilir. Tropikal ormanlarda yaşadığı tahmin edilen böcek türü sayısı milyonlarcadır. Damarlı bitki çeşitlerinin yüzde 70’i burada yaşar. Son zamanlarda her on yılda bir, yağmur ormanlarında yaşayan türlerin yüzde 5-10 oranındaki kısmının soyu tükenmektedir. Her yıl Büyük Britanya adası kadar büyük bir alan, yağmur ormanlarından eksilmektedir.

Buradaki yok edilişin en büyük faktörü insandır. 400 milyon yıllık evrim dört dakikada bir elektrikli testere ile yok ediliyor. Yağmur Ormanları yeryüzünün %6’sını, yani Avusturalya kıtası kadar bir alanı kapsamaktadır. Günümüzde her yıl Tazmanya Adası’nın yarısı kadar bir yağmur ormanı alanı yok olmaktatadır. Bu hızlı yok olma sürecinde küçük canlı türleri daha fazla fazla etkilenmesine rağmen insanların ilgisini genellikle daha büyük türler, özellikle memeli hayvanlar çekmektedir. Yeryüzünün son 500 milyon yıllık sürecinde canlılar altı kez toplu yok olma olayı ile karşılaştılar. Bunların en sonuncusu 65 milyon yıl önce bir meteorun Meksika Körfezi’ne düşmesi sonucunda gerçekleşti ve bilindiği gibi özellikle dinazorların yok olmasına yol açtı. Geride kalabilen bitki ve hayvan türleri 2 ile 5 milyon yıl gibi uzun bir evrim süreci sonunda biyolojik çeşitliliği yeniden ortaya çıkardı.

Bilim adamları yeryüzünün 7’inci toplu yok olma olayı ile karşı karşıya olduğuna inanıyor. Eğer ormanların ve mercan kayalarının yok olması bugünkü hızı ile devam ederse 21’inci yüzyılın sonunda bitki ve hayvan türlerinin yarısı yok olmuş olacak. Daha az sayıda tür daha yaygın olarak dünyayı kaplamış olacak. Bunlar arasında karıncaların ve farelerin başta geleceği tahmin ediliyor. Bundan sonra, sadece günümüzde var olan tür sayısına ulaşabilmek için aradan milyonlarca yıllık bir evrim sürecinin geçmesi gerekecek. Yani, bir asır içerisinde yapılan tahribatı giderebilmek için doğa, milyonlarca yıl çalışmak zorunda kalacak.

Bu gidişi durdurabilmek için insanlığın ortak olarak hareket etmesi gerekiyor. Bilim yolu ile yeryüzünün ve üzerinde yaşayan canlı türlerinin tanınıp anlaşılması ve türlerini devam ettirmeleri için gerekli ortamların korunması gerekmektedir.
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
23 Ağustos 2010       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur Ormanlarının Yok Olması Halinde Etkileri
Dünyada her yıl 15 milyon hektarlık orman yok oluyor. Bu, atmosfere bir buçuk milyar ton karbondioksit salınımına eşittir. Brezilya'nın sera gazı salınımlarının dörtte üçü Amazon ormanlarının yok edilmesinden kaynaklanıyor. Aynı felaket Afrika'da da yaşanıyor. Afrika'nın tropikal ormanlarının üçte ikisi Kongo'dadır. Kongo'nun ormanları süratle yok ediliyor. Yapılan tahminlere göre, Kongo kısa sürede ormanlarının yarısını kaybedecek. Yeşil Barış Hareketi, bunun yağmur ormanlarının geleceğini, global iklimi etkileyeceğine inanıyor. Kongo'daki ormanların yok edilmesi, dünyanın ilk sanayileşmiş ülkesi olan Britanya'nın altmış yılda neden olduğu karbondioksit salınımı oranında karbondioksit salınımı yaratacak.
Sponsorlu Bağlantılar
Milyonlarca yıl önce ortaya çıkan ve yeryüzünde yaşayan hayvanların yüzde 80'ini barındıran tropik yağmur ormanları günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ekolojik sistemler bozulurken, pek çok canlının yaşam alanı yok edilmektedir. Bitki örtüsünün yoğunluğu nedeniyle tropik yağmur ormanları gezegenimizin en önemli oksijen kaynaklarından biri durumdadır. Ayrıca kıtalar üstündeki en büyük su deposu işlevini görürler. Bu nedenle onların yok edilmesi büyük ekolojik felaketlere yol açabilir.

Tropik Sera İklimi
Yerküreyi ikiye “bölen” Ekvator çizgisinin her iki yanında yer alan bölgeye tropik kuşak denir. Burası her zaman sıcak (kış ortalaması 20° C’nin üstünde), yağışlı ve yılın 12 ayı bol güneş alan bir bölgedir. Sıcaklığın yıl içindeki dağılımı çok değişmediğinden mevsimler arasındaki farklar da fazla değildir. Buna karşılık gündüzle gece arasındaki fark görece daha büyüktür. Tropik iklim kuşağında yıl içindeki değişiklikleri ve kuşağın ekolojik düzenini daha çok yükseklik farkları ve yağışlar belirler.

Ekvator çevresinde, ısınan havanın yükselmesi nedeniyle ortaya çıkan ve bütün dünyayı kuşatan bir alçak basınç kuşağı oluşur. Bunu dengelemek için kuzeydoğudan ve güneydoğudan alize rüzgarları eser. Isınıp yükselen ve onun yerine gelen hava kütleleri 10. ve 25. enlemler arasında kuzeye (temmuz) ve güneye (ocak) doğru gidip gelir. Bu hava hareketlerini yağış izler. Kuzey Yarıküre’de yaz aylarında hava akımları kuzeye kayınca yağış düşer; buna karşılık güneyde yağış olmaz. Kuzeyde kış olunca hava akımları güneye kayar ve bu kez oraları yağış alırken kuzey kuraklaşır. İşte, kurak ve yağışlı mevsimlerin birbirini izlemesi, tropik kuşağın tipik özelliklerinden biridir. (Bu konuyla ilgili olarak, savanların anlatıldığı bölüme bakınız.) Tropik kuşakta Güneş ışınları bölgeye dik olarak indiği zaman yağmur yağdığından bu yağışlara zenit (doruk) yağmurları denir. Ekvator’un 10° kuzey ve güneyi arasında kalan bölgede kuraklık yaşanmaz. Buna karşılık buradan uzaklaşılıp dönencelere yaklaşıldıkça yağışlı ve kurak mevsimler daha belirgin hale gelir. Yağışlı mevsimlerin uzayıp, kurak mevsimlerin kısalması hem bitkiler, hem de hayvanlar için dayanılması zor koşullar yaratır.

Amazon yağmur ormanları öylesine geniş ve hayat dolu ki savunucuları bile neyi koruduklarını tam olarak bilmiyor.

"Biyo-zenginlik öylesine büyük ki bilmediğimiz şeylerin sayısını bile tahmin edemiyoruz," diyor Dünya Vahşi Yaşamı Koruma Fonu'nun Brezilya merkezi müdürü Cláudio C. Maretti; ve "Amazon'a yaptığınız her keşif gezisinde yeni bir balık, kuş ya da kurbağa cinsi keşfedebilirsiniz" diye de ekliyor.

Birleşik Devletler kadar bir alanı kaplayan ve 9 ülkeye yayılmış olan Amazon yağmur ormanları burayı evi ilan eden milyonlarca böcek, bitki, kuş ve balık türüyle dünyanın en zengin ve çeşitli doğal yaşam ortamı olarak kabul ediliyor. Sık bitki örtüsü havadaki karbondioksiti emip yerine oksijen bıraktığı için de düyanın ısısını korumasında büyük yol oynadığı biliniyor.

Ama Amazon uzun zamandır dış etkenlerin tehdidi altında. Son 40 yılda yağmur ormanlarının yaklaşık %20'si yok oldu. Maretti'ye göre bir %17'si de bu durumdan çeşitli seviyelerde etkilendi.

"Ormanları inanılmaz bir hızla yok ediyoruz," diyor Maretti. Ve bu yok oluşun başlıca sebepleri geniş tabanlı yerleşim, madencilik ve tarım şirketlerinin yanı sıra özellikle de hayvancılıkla uğraşan çiftçiler. Bu faaliyetlerden bir kısmı hükümetlerce yasaklanmış olsa da büyük bir kısmı hala devam ediyor. Yeşil Barış Örgütü buradaki yerleşim yerlerinin %80'inin yasadışı olduğunu tahmin ediyor.

Amazon yağmur ormanları yerleşim birimlerinin genişlemesi ve doğal kaynak tüketimi yüzünden tehdit altında olan birçok doğal yaşam alanında biri. Birleşmiş Milletler bünyesindeki Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) genişleme ve talan yüzünden her yıl 128.000 kilometre karelik bir alanın, İsviçre'nin üç katı büyüklüğündeki bir alanın kaybedildiğini tahmin ediyor.

Güney Amerika, Afrika ve Güneydoğu Asya'daki tropik bölgelerde bu tehdidin daha açıkça görüldüğünü belirtiyor.

Örneğin FAO'ya göre Kamboçya 2000-2005 arasında köklü ormanlık alanlarının %30'unu kaybetti. Vietnam için ise aynı rakamın %55'lere çıktığı söylenebilir. Aynı dönemde köklü ormanlık alanlarının %56'sını kaybeden Nijerya ise FAO'ya göre bu konuda en kötü istatistiğe sahip olan ülke.

Dünyanın en eski ve en zengin ormanlarının yok edilmesi yeni bir olgu değil. Ama yok edilme hızı son dönemlerde hızla artıyor.

"Dünya genelinde son 10 bin yılda kaybettiğimiz ormanlık alanın yarısını son 80 yılda kaybettik. Ve bunun yarısı da son 30 yıla rastladı," diyor Greenpeace Orman Kampanyası Koordinatörü Scott Paul.

Paul'e göre ormanların yok oluşunun başlıca sebebi orman ve orman ürünleriyle, çiftlik ürünlerinin artık yerel ihtiyaçları karşılamanın ötesine geçip uluslararası pazarda satılmaya başlaması .

"Kereste pazarı, ki aynı şey tarım ve madencilik için de geçerli, uluslararası ekonomik sistemin bir parçası olunca pür dikkat kesilmek gerekiyor" diyor.

Paul bir sertifika sistemi oluşturulmasını istiyor, böylece üreticinin aldığı ürünün kaynak ve üretim şartlarıyla ilgili bilgi edinebileceğini savunuyor.

"Şarap ya da peynir alırken onun hangi yılda hangi bölgede üretildiğini biliyorsunuz. Ama ormanlar hep uzak ve ıssız yerlerde kesiliyor, bir yerlere gidip orada ürüne dönüştürülüyor. Bir ürünün iyi idare edilen bir ormanlık alandan mı yoksa kölelik, uyuşturucu kaçakçılığı ve cinayetlerin hakim olduğu bir bölgeden mi geldiği asla bilinmiyor" diye de ekliyor.

Dünyanın en eski ormanlarının acımasızca katledildiğine dair hikayeler artsa da bazı bölgelerde yerleşim birimlerine ve tarıma kaybedilen ormanlar yeniden toparlanıyor. Birleşik Devletlerin kuzeydoğu bölgesi ve Avrupa'nın bir kısmında yaşanan şey de bu. Bu durum sürgün edilen ya da büyük ölçüde katledilen bazı türlerin yeniden çoğalmasını isteyen bazı vahşi doğa avukatlarını heyecanlandırıyor.

Kuzey Ormanlarını Kurtar Derneği idari müdürü Michael J. Kellett'e göre "Kuzey New England, Birleşik Devletlerde büyük ölçekte vahşi hayatın olduğu; kurt, vaşak, puma, orman karibuları ve somon nehirlerinin kurtarılabileceği tek yer. Kellet "Maine ormanlarının neredeyse tamamına yakınını eski günlerde sahip olduğu ekosistemine geri döndürebiliriz" diyor.

Büyük ölçekli tarım faaliyetleri New England'dan her şeyin uzaklaşmasına sebep oldu ve emlak şirketleri ilgilerini başka alanlara yönlendirdi, ama Kellet yine de emlaktaki gelişimin bu bölgeye de sıçrayıp geniş Maine ormanlarını mahvetmesinden endişe ediyor. Çözüm önerisi ise basit: bir Ulusal Park kurmak.
Son dönemde Brezilya'da hükümet Amazon'ların yok ediliş hızını yavaşlatma çabalarını arttırdı.

Geçen Ekim'de Brezilyalı yetkililer ülkenin çevre yasalarını güçlendirerek orman talanını %41 azalttıklarını açıkladılar. Çevreci gruplar bu azalmanın soya fiyatlarındaki büyük düşüşe ve Brezilya parasının dolar karşısında güç kazanmasının ülkenin ihracatını daha pahalı kılmasına da bağlı olduğunu savunuyor.

Dünya Vahşi Yaşam Fonu'ndan Maretti, Brezilya'nın uluslararası destekle yeryüzünün en canlı doğal yaşam alanlarından biri olan Amazon ormanlarının daha büyük bir kısmını koruyabileceği umudunu taşıyor.

"Güçlü sivil toplum örgütlerimiz var ve yönetimde söz sahibi oluyoruz" diyor Maretti ", "Ama yurtdışından da desteğe ihtiyacımız var. Brezilya'nın tek başına bu işin üstesinden gelebileceğini sanmıyorum.."

Yeşil Cehennem
Tropik kuşak yeryüzünün en çok yağış alan yeridir. Bu bölgeye yılda en az 1.500 mm yağmur düşer. Kamerun Dağı (4.070 m) gibi bazı dağların yamaçlarında bu miktar 10.000 mm’ye kadar çıkabilir. Yıllık ortalama sıcaklık ise 25 derece dolayındadır. Bunun sonucunda bu kuşak dünyanın en zengin bitki örtüsüne sahip bölgesi durumuna gelmiştir. Balta girmemiş ormanlarda bitkiler yüksekliklerine göre kümelenir. En altta otlar ve sürünen bitkiler, onun üstünde yüksek çalılıklar, daha yukarıda da 20-30 m yüksekliğindeki ağaçlar yer alır. Ağaçların yaprakları zeminin üstünü bir şemsiye gibi örter. Bunların arasında tek tük 2-3 m kalınlığındaki bir gövde üstünde 60-70 m’ye yükselen ağaçlara rastlanır. Ağaçların gövdesini yaklaşık 100-200 m uzunluğundaki tırmanıcı bitkiler sarar. Dallardan aşağıya, havadaki yoğun nemden yararlanarak yaşamlarını sürdüren, orkide gibi epifitler sarkar. Bu ormanlarda yükseklikleri 10 m’ye, yapraklarının büyüklüğü ise 1 m’ye ulaşan palmiyeler görülür. Bu tabloyu olağanüstü büyüklükte meyveler veren ağaçlar ve bambu gibi Ağaç yüksekliğindeki otlar tamamlar. Bu ormanlarda yaşayan canlı türlerinin sayısının 5-30 milyon arasında olduğu sanılmaktadır. Bu konudaki araştırmalar henüz başlangıç aşamasındadır. Bitkiler çok hızlı büyüdüğünden otların kesilmesiyle açılan yollar birkaç gün içinde yeniden kapanır. Burada hava birdenbire kararır ve gece olunca sürünen ya da tırmanan hayvanlar çığlıklar ve ötüşler arasında deliklerinden çıkar. Yeşil cehennemdeki bu konsere kurbağalar, kuşlar ve maymunlar da katılır. Orman renkli kolibriler ve cırtlak sesli aralar gibi birçok ilginç hayvanın da barınağıdır. Sağlıksız sera havası yalnızca çok sıcak değil, aynı zamanda yüzde 80-90’ı bulan nem oranıyla çok ağır ve bunaltıcıdır. Burada ekmek çok çabuk küflenir, tuz ıslanır ve teknik araçlar inanılmaz bir hızla paslanır.

Tehlikeli Boyutlara Ulaşan Bir Yağma
Tropik hastalıkların tedavi biçimleri ve aşıları bulununcaya değin tropik yağmur ormanları beyaz adamın mezarı sayılırmış. Bu nedenle bu ormanların tıpkı çöller gibi yüzyıllar boyunca el değmemiş olarak kalmasına şaşmamak gerek. Burada yetişen meyveler sera etkisiyle çok çabuk çürürken, bu balta girmemiş ormanlarda yalnızca Pigmeler, Amazon bölgesinde de Yerliler yaşamayı becerebiliyor. Bunların yanı sıra yüzyıllardan beri kuzeyden Sudanlılar, güneyden Bantular Afrika’nın tropik ormanlarından küçük parçalar koparmaya çalışıyorlar, bunu da çoğunlukla tarla açmak amacıyla ormanı yakarak gerçekleştiriyorlar. Tümüyle yanmamış ağaç köklerinin altındaki toprağı çapayla biraz gevşettikten sonra burada muz, manyok, yam, darı ve tatlıpatates yetiştiriyorlar. Yüksek yağış miktarı nedeniyle toprağın içindeki mineraller çabucak akıp gidiyor ve toprağın besleyiciliği hızla azalıyor. Afrikalılar bunun üzerine tarlalarını ve köylerini terk edip başka bir yere gidiyorlar. Onların bulunduğu eski yeri ikincil bir orman alıyor. Yerlilerin kendi gereksinmelerini karşılamak için yaptıkları bu tarımın yanı sıra, beyaz sömürgecilerin kurduğu plantasyonlar da var, buralarda dünya pazarlarına sunulmak üzere, kakao, kahve, muz, hindistancevizi, kola ve palmiye yetiştiriliyor. Eskiden Amazon bölgesinin bir milyar insanı besleyebileceği düşünülürken bugün yağmurların değerli besinleri alıp götürdüğü ve balta girmemiş ormanların insanlar tarafından yağma edilmesinin büyük felaketlere neden olabileceği biliniyor.

2030'a kadar Amazon'ların yüzde 60'ı yok olacak
Küresel ısınmanın yaratacağı iklim değişikliği ve insanların orman alanında yarattıkları tahribat nedeniyle "Dünya'nın akciğeri" sayılan Amazon ormanlarının yüzde 60'ının 2030 yılına kadar yok olacağı bildirildi.

WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) çevre örgütünün raporunu hazırlayan Daniel Nepstad, "Amazon ormanlarının, yerkürenin iklimi üzerindeki öneminin azımsanmaması gerektiğini" söyledi. Amazon ormanlarının, sadece küresel sıcaklığı düşürmesi açısından değil, çok önemli bir su kaynağı olduğu için de önemli olduğunu belirten Nepstad, hepsinden önemlisi, bu ormanların çok büyük miktarlarda karbon gazını temizlediğini vurguladı.

Raporda, Amazon ormanlarının zarar görmesinin, 2030'da fazladan 55 ile 96 milyar ton arasında karbondioksit gazının atmosfere salınması anlamına geleceği belirtildi.Amazon ormanlarının, ağaç kesimi, çiftliklerin genişlemesi ve artan kuraklığın tehdidi altında olduğu belirtilerek, yağışların azalmasının da ormana giderek daha fazla zarar vereceği kaydedildi.Yaklaşık 4,1 milyon kilometre kareye yayılmış durumda olan Amazon ormanları, Brezilya'nın yüzde 60'ını kaplıyor.



ALINTI / SABAH

_MySterious_ - avatarı
_MySterious_
Ziyaretçi
6 Nisan 2013       Mesaj #3
_MySterious_ - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur ormanlarının tahrip olması sonucu ortaya çıkan problemler
  • Küresel ısınma ve iklim değişiklikleri,
  • Biyotik türlerin yok olması,
  • Erozyonun artması,
  • Kuraklık,
  • Tarımsal verimsizlik,
  • Yerel halkın etkilendiği sel ve taşkınların sıklık ve şiddetinin artması,
  • Yerel halkın sosyal, kültürel ve ekonomik zarar görmesidir.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Kasım 2013       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur ormanlarının yok olması insanlığı nasıl etkiler?
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
27 Kasım 2013       Mesaj #5
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Yağmur ormanlarının yok olması insanlığı nasıl etkiler?

Yağmur Ormanları ve Biyolojik Çeşitliliğin Yok Olması
Latin Amerika, Orta Afrika ve Güneydoğu Asya’da geniş alan kaplayan, milyonlarca yıl önce ortaya çıkan ve yeryüzünde yaşayan hayvanların yüzde 80’ini barındıran tropik yağmur ormanları günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ekolojik sistemler bozulurken, pek çok canlının yaşam alanı yok edilmektedir. Bitki örtüsünün yoğunluğu nedeniyle tropik yağmur ormanları gezegenimizin en önemli oksijen kaynaklarından biri durumdadır. Ayrıca kıtalar üstündeki en büyük su deposu işlevini görürler. Bu nedenle onların yok edilmesi büyük ekolojik felaketlere yol açabilir.

Yağmur ormanları, yağmurları çeken ve oksijen oranını koruyan bir yapıya sahiptir. Bu ormanların olması dünya iklimini kurak hale getirir.

Soluduğumuz havadaki oksijen miktarından tutun, kullandığımız ilâçlardaki maddelere; afiyetle yediğimiz çikolatadan muza kadar hayatımızın her alanında yağmur ormanları ile birlikteyiz. Dünyadaki oksijenin yüzde 20’si Amazon ormanlarında üretilir. Tatlı su kaynaklarının üçte ikisi Amazon Nehri’nde bulunur.

Tropik yağmur ormanlarına yılda yaklaşık 4 metre ile 10 metre arasında yağmur yağar. Yıl boyu sıcaklık 25-35 derece arasında kalır ve çok fazla değişmez.

Yağmur ormanları, biz elimizi sürmeden önce karaların yüzde 16’sını kaplıyorken şimdi dünyanın ancak yüzde 5’lik bir alanında kalmış durumdadır. Karaların sadece %5’ini oluşturan yağmur ormanlarında, yeryüzündeki bitki ve hayvan türlerinin %50’sinden fazlası yaşamaktadır.
Söz konusu çeşitliliği gözünüzde canlandırabilmeniz için birkaç örnek verelim: Bir hektar (10.000 metre kare) tropikal orman 600’den fazla ağaç türü barındırabilir. Amazon Havzası’nın bir bölgesinde, bir gün içinde, 440 tür kelebek toplanabilir. Tek bir ağacın üzerinde 43 ayrı karınca türü; 650 farklı böcek türü görülebilir. Yine bu bölgedeki bir kilometre karelik ormanlık alanda yüzlerce tür kuşa rastlamak mümkündür (tüm kuş çeşitlerinin yüzde 30’u). Borneo’da 10 ağaçtan örnek alındığında, 2.800’den fazla eklem bacaklı hayvan türü bulunabilir. Tropikal ormanlarda yaşadığı tahmin edilen böcek türü sayısı milyonlarcadır. Damarlı bitki çeşitlerinin yüzde 70’i burada yaşar. Son zamanlarda her on yılda bir, yağmur ormanlarında yaşayan türlerin yüzde 5-10 oranındaki kısmının soyu tükenmektedir. Her yıl Büyük Britanya adası kadar büyük bir alan, yağmur ormanlarından eksilmektedir.

Buradaki yok edilişin en büyük faktörü insandır. 400 milyon yıllık evrim dört dakikada bir elektrikli testere ile yok ediliyor. Yağmur Ormanları yeryüzünün %6’sını, yani Avusturalya kıtası kadar bir alanı kapsamaktadır. Günümüzde her yıl Tazmanya Adası’nın yarısı kadar bir yağmur ormanı alanı yok olmaktatadır. Bu hızlı yok olma sürecinde küçük canlı türleri daha fazla fazla etkilenmesine rağmen insanların ilgisini genellikle daha büyük türler, özellikle memeli hayvanlar çekmektedir. Yeryüzünün son 500 milyon yıllık sürecinde canlılar altı kez toplu yok olma olayı ile karşılaştılar. Bunların en sonuncusu 65 milyon yıl önce bir meteorun Meksika Körfezi’ne düşmesi sonucunda gerçekleşti ve bilindiği gibi özellikle dinazorların yok olmasına yol açtı. Geride kalabilen bitki ve hayvan türleri 2 ile 5 milyon yıl gibi uzun bir evrim süreci sonunda biyolojik çeşitliliği yeniden ortaya çıkardı.

Bilim adamları yeryüzünün 7’inci toplu yok olma olayı ile karşı karşıya olduğuna inanıyor. Eğer ormanların ve mercan kayalarının yok olması bugünkü hızı ile devam ederse 21’inci yüzyılın sonunda bitki ve hayvan türlerinin yarısı yok olmuş olacak. Daha az sayıda tür daha yaygın olarak dünyayı kaplamış olacak. Bunlar arasında karıncaların ve farelerin başta geleceği tahmin ediliyor. Bundan sonra, sadece günümüzde var olan tür sayısına ulaşabilmek için aradan milyonlarca yıllık bir evrim sürecinin geçmesi gerekecek. Yani, bir asır içerisinde yapılan tahribatı giderebilmek için doğa, milyonlarca yıl çalışmak zorunda kalacak.

Bu gidişi durdurabilmek için insanlığın ortak olarak hareket etmesi gerekiyor. Bilim yolu ile yeryüzünün ve üzerinde yaşayan canlı türlerinin tanınıp anlaşılması ve türlerini devam ettirmeleri için gerekli ortamların korunması gerekmektedir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Aralık 2013       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
neden yağmurla ormanların yok olmasının nedenini açıklamadınız
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Aralık 2013       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur ormanlarının yararları nedir, yok edilmesinin etkileri nelerdir?

Yağmur ormanlarından insanlar nasıl yararlanıyorlar?
Bu ormanların yok olması, sizce nasıl etkiler doğurur?
Son düzenleyen _EKSELANS_; 5 Aralık 2013 09:58 Sebep: içerik düzenlemesi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Aralık 2014       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ormanların yok olmasının hayvanlar üzerinde etkisi neler ltfn acil cvp vrin

Benzer Konular

1 Ocak 2013 / Misafir Soru-Cevap
19 Mayıs 2012 / Misafir Soru-Cevap
7 Mayıs 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
22 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış
21 Temmuz 2014 / Şeb-i Yelda Psikoloji ve Psikiyatri