Ziyaretçi
"Evreşe yolları dar" türküsünün hikayesi nedir?
bir varmış, bir yokmuş!
trakya bölgemizdeki güzide ilçelerden biri olan evreşe’nin ahalisi, yollarının darlığından pek bir müşteki imiş.
yolları genişlemekten sorumlu olan karayolları evreşe bölge müdürü, bu konudan söz açılınca hep ödenek yokluğundan, idari sıkıntılardan bahis açıp işi yokuşa sürüyormuş.
çünkü müdür fena halde rüşvetçi ve zampik bir arkadaşımızmış.
ayrca hamur işlerine de dayanamazmış. nerede ekmek ve çörek görse, dibine darı ekmeden gitmezmiş.
bir gün evreşe dostlar kıraathanesi’nde yanık oynarken yol darlığı sorununu dile getiren bir kasap hüsmen’e müdür demiş ki:
- bırak yahu yolu molu. biraz çörek, ekmek falan getirseler evreşeliler bir şeyler düşünürüz o konuda. yalnız şu pakize afetine bitiyorum! etrafta dişi kapsamına giren her ne organizma varsa onlarla konuşmasına konuşuyorum ama hiç biri pakize gibi değil! pakize’yi bana bir ayarlasalar var ya, evreşe-paris-frankfurt-moskova otoyolunun kurdelesini gelecek yıl bu ay girmeden keserdik allah seni inandırsın!
bu sözü duyan hüsmen, hemen hemşehrilerine yetiştirmiş.
bunun üzerine önceki yıl yeni bir fırın inşa ettiren fırıncı mümin, fırında bir güzel ekmekler ve çörekler yaptırmış. afet pakize, aslında köfteci rüstem ile mercimek ve fırın alanında ihtisas yapmakta olduğundan de müdür’e bir güzel yelek örmüş.
müdür’ü fırına davet etmişler.
müdür gelirken de evreşe belediyesi halk müziği korosunun elemanları yolun iki kenarına dizilmiş, fırıncı mümin ile afet pakize’nin solo yaptığı türkünün vokalini gerçekleştirmişler.
bilirsiniz türkünün sözleri şöyledir:
(fırıncı mümin solo yapıyor)
ben bir fırın yaptırdım, doldurdum ekmekleri,
gel beraber yiyelim, yaptırdım çörekleri. (alenen rüşvet teklifi!)
(ahali)
evreşe yolları daaaar! daaaar! (durumun açıklaması)
(pakize)
bana bakma benim yarim var!
(pakize gene)
sırtındaki yeleği ben örmedim mi yarim? (rüşvet verdik daha n’aapalım?)
kızlarla konuşurken ben görmedim mi yarim? (ayrıca senin zampik olduğunu bilmiyorum sanma!)
(ahali)
evreşe yolları daaar! daaaaar!
bana bakma benim yarim var!
bölge müdürü karnını doyurmanın ve sırtına pakize’nin ördüğü yeleği geçirmenin neşesi içinde karayolları bölge ekibinin önüne geçmiş. parmağı ile evreşe yollarını işaret ederek tam “dozerler! ilk hedefiniz evreşe yollarıdır! ileri” diye bağıracak, birden bir çocuk çıkagelmiş.
müdüre bir zarf vermiş.
zarfta müdür’ün ankara’ya tayininin çıktığı ve tebliğ saatinden en geç 2 saat sonra ankara’da görevinin başında bulunması gerekitği yazılıymış.
tabii evreşelilerin yol işi de böylece yatmış!
bir de ne görsün?
ankara’nın da yolları dar.
millet onun yanına gelip gelip türkü söylüyor:
daracık daracık sokaklar (talebin ifadesi)
kızlar misket yuvarlar (senin yaşına uygun kız yok bizim mahallede. bizimkiler hep sabi sübyan!)
trakya bölgemizdeki güzide ilçelerden biri olan evreşe’nin ahalisi, yollarının darlığından pek bir müşteki imiş.
yolları genişlemekten sorumlu olan karayolları evreşe bölge müdürü, bu konudan söz açılınca hep ödenek yokluğundan, idari sıkıntılardan bahis açıp işi yokuşa sürüyormuş.
çünkü müdür fena halde rüşvetçi ve zampik bir arkadaşımızmış.
ayrca hamur işlerine de dayanamazmış. nerede ekmek ve çörek görse, dibine darı ekmeden gitmezmiş.
bir gün evreşe dostlar kıraathanesi’nde yanık oynarken yol darlığı sorununu dile getiren bir kasap hüsmen’e müdür demiş ki:
- bırak yahu yolu molu. biraz çörek, ekmek falan getirseler evreşeliler bir şeyler düşünürüz o konuda. yalnız şu pakize afetine bitiyorum! etrafta dişi kapsamına giren her ne organizma varsa onlarla konuşmasına konuşuyorum ama hiç biri pakize gibi değil! pakize’yi bana bir ayarlasalar var ya, evreşe-paris-frankfurt-moskova otoyolunun kurdelesini gelecek yıl bu ay girmeden keserdik allah seni inandırsın!
bu sözü duyan hüsmen, hemen hemşehrilerine yetiştirmiş.
bunun üzerine önceki yıl yeni bir fırın inşa ettiren fırıncı mümin, fırında bir güzel ekmekler ve çörekler yaptırmış. afet pakize, aslında köfteci rüstem ile mercimek ve fırın alanında ihtisas yapmakta olduğundan de müdür’e bir güzel yelek örmüş.
müdür’ü fırına davet etmişler.
müdür gelirken de evreşe belediyesi halk müziği korosunun elemanları yolun iki kenarına dizilmiş, fırıncı mümin ile afet pakize’nin solo yaptığı türkünün vokalini gerçekleştirmişler.
bilirsiniz türkünün sözleri şöyledir:
(fırıncı mümin solo yapıyor)
ben bir fırın yaptırdım, doldurdum ekmekleri,
gel beraber yiyelim, yaptırdım çörekleri. (alenen rüşvet teklifi!)
(ahali)
evreşe yolları daaaar! daaaar! (durumun açıklaması)
(pakize)
bana bakma benim yarim var!
(pakize gene)
sırtındaki yeleği ben örmedim mi yarim? (rüşvet verdik daha n’aapalım?)
kızlarla konuşurken ben görmedim mi yarim? (ayrıca senin zampik olduğunu bilmiyorum sanma!)
(ahali)
evreşe yolları daaar! daaaaar!
bana bakma benim yarim var!
bölge müdürü karnını doyurmanın ve sırtına pakize’nin ördüğü yeleği geçirmenin neşesi içinde karayolları bölge ekibinin önüne geçmiş. parmağı ile evreşe yollarını işaret ederek tam “dozerler! ilk hedefiniz evreşe yollarıdır! ileri” diye bağıracak, birden bir çocuk çıkagelmiş.
müdüre bir zarf vermiş.
zarfta müdür’ün ankara’ya tayininin çıktığı ve tebliğ saatinden en geç 2 saat sonra ankara’da görevinin başında bulunması gerekitği yazılıymış.
tabii evreşelilerin yol işi de böylece yatmış!
bir de ne görsün?
ankara’nın da yolları dar.
millet onun yanına gelip gelip türkü söylüyor:
daracık daracık sokaklar (talebin ifadesi)
kızlar misket yuvarlar (senin yaşına uygun kız yok bizim mahallede. bizimkiler hep sabi sübyan!)
Son düzenleyen Safi; 23 Ekim 2017 19:22