Arama

Hidrojen Teknolojileri ve Yakıt Pilleri

Güncelleme: 27 Temmuz 2011 Gösterim: 9.368 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Kasım 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hidrojen Teknolojileri ve Yakıt Pilleri

Sponsorlu Bağlantılar
Dünyadaki enerji gereksiniminin % 80’i fosil yakıtlardan (doğal gaz, petrol, kömür) karşılanmaktadır. Ancak fosil yakıtların kullanımının neden olduğu çevre kirliliği sorunları ve özellikle petrol ve doğal gazın bilinen rezervlerinin giderek azalması yeni ve temiz enerji kaynaklarının araştırılmasına yol açmıştır.
Güneş enerjisi, biyokütle, jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynakları bol ve temiz olmalarına karşın her alanda son kullanım için uygun değildir. Bir ara “enerji taşıyıcıya” gereksinim vardır.
Hidrojen, kendine has bazı özellikleri ile elektrik enerjisi ile birlikte ideal bir enerji taşıyıcısıdır:
  • Elektrik enerjisi kullanılarak oldukça yüksek verimlerle üretilebilir veya elektrik üretiminde kullanılabilir.
  • Hidrokarbonlardan ve sudan üretilebilir. Doğrudan güneş enerjisinden hidrojen üretimi (foto elektrokimyasal veya foto biyolojik üretim) prosesleri yoğun bir şekilde araştırılmaktadır.
  • Alevli yanma, katalitik yanma, elektrokimyasal dönüşüm ve hidrürleşme gibi pek çok yöntemle etkin bir şekilde enerji üretiminde kullanılabilir.
  • Hidrojenden enerji üretiminde son ürün sudur.
  • Yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrikten üretildiğinde çevreye herhangi bir emisyonu olmaz; yani çevre dostudur (sadece havada alevli yanmada bir miktar NOx oluşur).
  • Gaz, sıvı veya metal hidrürlerde depolanabilir.
  • Boru hattı veya tankerlerle çok uzak mesafelere taşınabilir.
Ancak enerji taşıyıcısı olarak hidrojen kullanımının henüz çözümlenmemiş şu dezavantajları vardır: Maliyet, yaygın kullanım için alt yapı, ve taşıma, depolama ve kullanım emniyeti.
Ancak, global ısınmayı önlemek üzere Kyoto protokolü ile karbondioksit emisyonlarına getirilen sınırlamalar, hidrojenin bir enerji taşıyıcısı olarak kullanımına büyük önem kazandırmaktadır. Çok farklı işlemlerde (petrokimya sanayiinde, amonyak ve diğer kimyasalların üretiminde ve metalurjide) kullanılmak üzere, her yıl dünyada 500 milyar m3 ten daha fazla hidrojen üretilmektedir. Bu kadar hidrojen ile yaklaşık 6.5 EJ enerji üretmek mümkündür. Bu da dünya enerji tüketiminin % 1.5’u kadardır. Üretilen bu hidrojenin yaklaşık % 99’u fosil yakıtlardan (birincil olarak doğal gazdan) kimyasal üretimle ve geri
kalanı da yenilenebilir kaynaklarından elde edilmektedir. Yenilenebilir kaynaklardan hidrojen üretimi bugünkü teknolojilerle oldukça pahalıdır; ucuzlaması yeni teknolojik gelişmelere bağlıdır.
Hidrojenin üretiminin yanında temel konulardan biri de, uygun depolama yönteminin seçimidir. Halen üzerinde araştırmaları devam eden ve birbirlerine göre avantaj ve dezavantajları bulunan birçok yöntemden söz edilebilir. Herhangi bir yakıtın depolanmasındaki önemli noktalar güvenlik ve depolama
tekniğinin verimliliğidir. Hidrojen bir yakıt olarak, gaz ya da sıvı fazda depolanabilmektedir. 1 m3 hidrojenin ağırlığı 0.8 kg’dır. Halen geliştirilmekte olan hidrojen depolama teknikleri sıkıştırılmış gaz, sıvı hidrojen, metal hidritler, karbon nanotüp, sıvı taşıyıcı hibridlerdir. Diğer taraftan, yeni gelişmekte olan bir teknoloji alanı olan yakıt pillerinin, şu anda yüksek olan maliyet engelini aştıklarında, yüksek verimleri ve düşük kirletici emisyonları gibi avantajlarıyla yapı, sanayi ve ulaştırma sektörlerinde bugün kullanılmakta olan yakma sistemlerinin yerini alacakları öngörülmektedir. Bir kaç watt’tan megawatt düzeylerine kadar güç üretebilen ve sabit veya mobil uygulamaları olan yakıt pillerinde farklı yakıtlar kullanılabilmektedir. Yakıt pillerinde yakıt olarak hidrojen kullanımının yararları ise oldukça fazladır. Avrupa Birliği ve birçok ülke öncelikli gördüğü bu alanda yürttükleri teknoloji geliştirme ve iyileştirme faaliyetleri ile, özellikle ulaşım araçlarında kullanılacak yakıt pillerinin geliştirilmesi yönünde çalışmaktadır.

Konunun stratejik önemi
Dünyada hidrojen üretim, depolama ve iletim teknolojileri, güvenlik ve çevresel etkiler, özellikle bir "enerji taşıyıcı ortam" olarak hidrojenin rolü, başta enerji ve ulaşım olmak üzere birçok farklı sektör dahilindeki uygulamaları açısından incelenmektedir. Birçok gelişmiş ülkede kabul gören hidrojen ekonomisine geçiş doğrultusunda, hidrojenle ilgili teknoloji alanları için ulusal planlar, yol haritası oluşturabilmek için projeler ve yüksek bütçeli (milyon dolarlar mertebesinde) ulusal programlar hazırlanmakta, ilgili teknolojilerin geliştirilmesi ve uyarlanması için geniş kapsamlı yoğun araştırmalar yapılmaktadır. Temel ve uygulamalı araştırma/endüstriyel geliştirme çalışmaları, üniversiteler, araştırma merkezleri, ulusal laboratuarlar ve sanayi platformlarında koordine edilerek sürdürülmektedir. Avrupa Birliği Altıncı Çerçeve Programı’nda da yakıt pilleri ve hidrojen gibi enerji taşıyıcı / depolayıcıları ile ilgili yeni teknolojiler, enerji araştırmaları için öncelik alanı belirlenmiştir. Fosil yakıtlardan hidrojen ekonomisine geçiş için 5 anahtar faktör çok önemli ve gerekli görülmektedir:
  1. Destekleyici politik çerçeve
  2. Stratejik bir araştırma planı
  3. Yayılma stratejisi
  4. Hidrojen ve Yakıt pili teknolojileri için yol haritaları
  5. Hidrojen ve Yakıt pili teknolojileri için ortaklıklar
Ad:  hd_ekonomisi.jpg
Gösterim: 370
Boyut:  22.8 KB
Hidrojen ekonomisi bileşenleri

Vizyon 2023 Teknoloji Öngörü Projesi kapsamında da Enerji ve Doğal Kaynaklar, Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma, Makina ve Malzeme, Kimya, Ulaştırma ve Turizm Panelleri hidrojen enerjisi, yakıt pilleri, enerji depolama teknolojileri, hibrid ve yakıt pili kullanan araçlar konularının ülkemiz için önemini vurgulamışlardır. Çok sayıda Teknoloji Öngörü Panelinin tespitleri doğrultusunda, bu konular, çalışma sonucunda belirlenen “Türkiye’nin öncelikli teknolojik faaliyet konuları” arasında yer almıştır.
Bu bağlamda, Türkiye’nin 20 yıllık bilim ve teknoloji program ve stratejileri içinde,
A. Hidrojen ve yakıt pili teknolojilerine yönelik çalışmalarla teknolojik alanda rekabet edebilir hale gelmek, ve
B. Ulusal plan ve programlar ve güdümlü projeler için gerekli parasal kaynakları sağlayabilmek,
C. Teknolojideki gelişmeleri destekleyecek yasal ve düzenleyici politikalar, kamu tedarik programları uygulayabilmek için ulusal bir koordinasyonun gerçekleştirilmesi gerekli görülmektedir.
Böyle bir koordinasyonun gerçekleşmesi ile;
  • Hidrojen teknolojileri ve ekonomisi konularında bilimsel ve teknolojik bilgi birikimi oluşacak;
  • Çevresel problemleri çözmede ülkemize önemli katkılar sağlanacak (Kyoto Protokolü gereği);
  • Bu teknolojilerin Türk sanayiinin imkan ve kabiliyetleri ile geliştirilmesi mümkün olacak;
  • Ülkemizin gelecekte özellikle yakıt pili ve yakıt hazırlama teknolojileri alanında söz sahibi olmasına
  • imkan sağlayacak,
  • Teknolojik katma değer yaratılarak, Türk sanayiinin ve ülkenin sivil ve askeri rekabet gücü artacaktır.
Sonuç olarak; geleceğin enerji arenasında, hidrojen teknolojileri ve bir enerji dönüşüm prosesi olan yakıt pili teknolojileri, orta ve uzun dönem için son derece olumlu sinyaller vermekte; hidrojen global enerji ekonomisinin bir itici gücü olarak görülmektedir. Giderek artan çevresel baskıların, teknolojik / ekonomik
gelişmelerle de bütünleşmesi ve desteklenmesinin bu süreci hızlandıracağı beklenmektedir. Bu çerçevede, dünyanın yoğun olarak çalıştığı hidrojen üretimi,
yakıt pilleri ve ilgili konularda Türkiye’de de teknolojik yetkinlik kazanılması şart görülmektedir.

Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
26 Aralık 2007       Mesaj #2
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
ORGANİK ASİT KARIŞIMLARINDAN
RHODOBACTER SPHAEROIDES O.U. 001 İLE HİDROJEN ÜRETİMİ
Sponsorlu Bağlantılar

Başar UYARa, Meral YÜCELb, Ufuk GÜNDÜZb, Lemi TÜRKERc, İnci EROĞLUd

aBiyoteknoloji Bölümü, bBiyoloji Bölümü, cKimya Bölümü, dKimya Mühendisliği Bölümü,
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İnönü Bulvarı, 06531, Ankara


ÖZET

Doğada en yüksek verimle hidrojen üreten bakteri grupları karbonhidratları kullanıp yan ürün olarak organik asit çıkaran fermentatif bakteriler ile organik asitleri kullanabilen fotosentetik bakterilerdir. Avrupa Birliği 6. Çerçeve Programı tarafından desteklenen Hyvolution Projesi kapsamında, bu iki aşamanın birleştirilerek bitki ve zirai atıklardan elde edilecek karbonhidratların yüksek verimle H2 ve CO2’ye dönüştürülmesini sağlayacak bir teknoloji geliştirilmesi hedeflenmektedir. Bu amaçla karbonhidrat fermantasyonu sonucu oluşan organik asit kompozisyonu belirlenmiş ve bu kompozisyona uygun miktarlarda organik asit içeren besiyerleri yapay olarak hazırlanmıştır. Fotosentetik bakteri olarak kullanılan Rhodobacter sphaeroides O.U. 001 anaerobik koşullarda ışık altında organik asitleri kullanarak hidrojenaz ve nitrojenaz enzim sistemleri ile moleküler hidrojen üreten mor kükürtsüz bir bakteri türüdür. Çok sayıda kesikli fotobiyoreaktörün paralel çalıştırılabildiği ve aynı anda çıkan gazın ölçümünün bir kamera ve yazılımla takip edilebildiği bir ölçüm sistemi geliştirilmiştir. Bu sistemde sağlanan kontrollü ortamda bu bakterinin fermentör çıktısına benzetilerek hazırlanan besiyerinde büyümesi, hidrojen üretimi ve organik asitleri tüketimi zamana karşı takip edilerek karşılaştırılmıştır. Sonuçlar Rhodobacter sphaeroides O.U. 001 ile, organik asitlerin büyüme ve hidrojen üretiminde kullanıldığını, dolayısıyla birleştirilmiş hidrojen üretim prosesi için uygun olduğunu göstermektedir. Bakteri önce asetatı, asetat tükenince propiyonatı ve son olarak bütiratı kullanmaktadır. Tüketim hızları açısından da asetat en hızlı şekilde, bütirat en yavaş şekilde kullanılmaktadır.

1. GİRİŞ
Fotosentetik bakterilerin anaerobik bakterilerle kombinasyonuyla karbonhidrat içeren atıklardan yüksek verimle hidrojen üretilmesini sağlayan bir sistem oluşturulabilir. Böyle bir sistemde ilk etapta organik atıklar anaerobik fermantasyonla organik asitlere çevrilir, ikinci etapta ise bu asitler fotosentetik bakterilerle hidrojene dönüştürülür [1]. Anaerobik fermantasyonda elde edilen asıl ürünler asetik ve bütirik asittir [2]. Diğer taraftan gıda atıklarından asidojenik kültürlerle yapılan hidrojen üretiminde de bütirik, asetik ve propiyonik asit elde edilmektedir [3]. Bu asitlerin fotosentetik bakterilerle hidrojene çevrilmesi enerji üretimini organik atık arıtımıyla birleştireceğinden önemlidir. Ancak, asetik ve bütirik asitten fotosentetik bakterilerle hidrojen üretimi hakkında pek az şey bilinmektedir [4,5], bu iki substrat bakteriler tarafından daha çok PHB üretimi için kullanılmaktadır [6].

Rhodobacter sphaeroides O.U. 001, anaerobik ortamda, ışık altında organik asitlerden nitrojenaz-hidrojenaz enzim sistemi ile hidrojen üreten mor sülfürsüz bir bakteridir.

Bu çalışmanın amacı Rhodobacter sphaeroides O.U. 001’in farklı organik asit karışımları içeren besiyerlerindeki büyüme ve hidrojen üretimini karşılaştırmaktır.

Bu çalışmalar fotofermantasyonun karanlık fermantasyon atık suyunu kullanabileceğini gösterecek ve böylelikle iki farklı sistemin birleştirilmesi mümkün olacaktır; böyle bir ikili sistem verimlilik ve maliyette büyük iyileşmeler sağlayacaktır.

Ayrıca çeşitli organik asitlerin karışımlarının denenmesi sırasında elde edilecek veriler (hidrojen üretimi, büyüme, besiyeri analizleri,diğer ürünlerin üretimi vb) bakterinin metabolizması konusunda da bilimsel olarak katkı sağlayacaktır.

Karanlık fermantasyon sonucunda elde edilen fermentör likörü bileşimini belirlemek için yapılan literatür araştırması sonuçları Tablo 1’de verilmiştir.




Tablo 1. Karanlık fermantasyondan sonra besiyerinin bileşimi
pH m/o tipi Kullanılan substrat asetik asit (mM) prop. asit (mM) butirik asit (mM) Referans
5 mezofilik kanalizasyon 11.1 1.4 34.5 Horuicihi et al 2002
6 mezofilik kanalizasyon 11.9 2.2 35.6 Horuicihi et al 2002
7 mezofilik kanalizasyon 21.0 2.7 32.4 Horuicihi et al 2002
8 mezofilik kanalizasyon 47.5 22.3 2.2 Horuicihi et al 2002
n/a mezofilik kanalizasyon 8.7 0.1 12.2 Hawkes et al 2005
n/a mezofilik kanalizasyon 16.7 8.1 31.8 Lay et al 1999
n/a mezofilik kanalizasyon 40.7 23.3 85.7 Lin et al 2005
5 termofilik Gıda atığı 1.1 0.0 10.5 Shina et al 2004
6 termofilik Gıda atığı 2.3 0.0 10.2 Shina et al 2004
7 termofilik Gıda atığı 4.2 0.0 7.4 Shina et al 2004
5 mezofilik Gıda atığı 3.1 1.9 7.1 Shina et al 2004
6 mezofilik Gıda atığı 6.8 4.9 3.3 Shina et al 2004
7 mezofilik Gıda atığı 8.7 6.2 2.0 Shina et al 2004
4 mezofilik Pirinç atığı 30.4 69.6 0 Fang et al 2005
5 mezofilik Pirinç atığı 35.4 57.4 3.6 Fang et al 2005
6 mezofilik Pirinç atığı 43 51.4 4 Fang et al 2005
7 mezofilik Pirinç atığı 48.4 42.3 7.8 Fang et al 2005
5 mezofilik kanalizasyon 83.3 33.8 238.6 Fascetti et al 1998

Tabloda görüldüğü üzere fermentör likörü kompozisyonu kullanılan besiyeri, bakteri tipi ve pH’a bağlı olarak değişmektedir. Ancak temel olarak asetik, propiyonik ve bütirik asit elde edilmektedir. Bunlara ek olarak çok az miktarda etanol da çıkmaktadır (tabloda verilmemiştir). Bu verilerden araştırmada kullanılacak organik asitlerin tipi ve konsantrasyonu belirlenmiştir. Tablo 2’de araştırılması planlanan miktarlar verilmiştir.

Tablo 2. Fotofermantasyonda kullanılmasına karar verilen besiyeri kompozisyonları
Sıra No Asetik asit (mM) Propionik asit(mM) Butirik asit(mM) Toplam C (mM) N kaynağı (mM)
1 10 5 8 67 2.23
2 10 5 32 163 5.43
3 10 23 8 121 4.03
4 10 23 32 217 7.23
5 40 5 8 127 4.23
6 40 5 32 223 7.43
7 40 23 8 181 6.03
8 40 23 32 277 9.23

2. YÖNTEM
Bu çalışmada R. sphaeroides O.U. 001 (DSM 5864) kullanılmıştır.
Kullanılan besiyeri Biebl ve Pfennig (Biebl ve Pfennig, 1981) tarafından önerilen genel amaçlı ortamın uyarlanmış hali olup inorganik tuzlarla beraber azot kaynağı olarak 2mM sodyum glutamat içermektedir, karbon kaynağının cinsi ve konsantrasyonu ise sonuçlarda belirtildiği şekilde değiştirilmiştir.
Fotobiyoreaktör olarak sızdırmaz kauçuk tıpalı 55 ml kültür hacmine sahip cam şişeler kullanılmıştır. Şişeler besiyeriyle tamamen doldurularak anaerobik ortam sağlanmıştır. Üretilen gaz şişenin tepesinden toplanıp biriktirilerek ObiTEK GasMaster Sistemiyle (referans) gerçek-zamanlı olarak izlenmiş, gaz üretim hızı ve miktarı hassas ve doğru bir şekilde takip edilmiştir.
Fotobiyoreaktörler 30-33ºC’de tutulmuştur. Besiyeri başlangıç pH’ı 6.7’dir.
Reaktörlerin ve besiyerinin sterilizasyonu otoklavla sağlanmıştır. Hücre büyümesi spektrofotometreyle, çıkan gazın kompozisyonu gaz kromatografi cihazı ile ölçülmüştür.
Deney kültür ortamı, logaritmik büyüme fazının ortasındaki R. sphaeroides O.U. 001’den hacimce %10 oranında ekim yapılarak oluşturulmuştur.
Fotobiyoreaktör tungsten lamba kullanılarak aydınlatılmış ve reaktör yüzeyinde 4000 lüks düzeyinde homojen bir ışık dağılımı gerçekleştirilmiştir. Işık şiddeti lüksmetre (Lutron) cihazı ile ölçülmüştür.
Analizler reaktörden alınan sıvı numunelerle gerçekleştirilmiştir: pH ölçümleri standart kombine pH elektrotları (Mettler-Toledo 3311) ve bir voltaj/pH dönüştürücüsü (NEL pHR1000 Transmitter) kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Organik asit analizleri yüksek basınçlı sıvı kromatografisi (Varian ProStar HPLC) ile gerçekleştirilmiştir. Taşıyıcı faz olarak H2SO4 kullanılmıştır.
Numunelerin 660 nm’deki absorbansı bir spektrofotometrede (Jenway UV/VIS) ölçülmüş ve yapılan kalibrasyona göre kuru mikroorganizma / litre değerine çevrilmiştir.

3. SONUÇLAR
Tablo 2 de verilen kompozisyonlardan 2 ve 5 numaralı besiyerlerinde, ayrıca karşılaştırma amacıyla substrat olarak sadece asetat (30mM) ve sadece bütirat (15mM) içeren besiyerlerinde bakteri büyümesi, hidrojen üretimi, substrat tüketimi araştırması yapılmıştır.
Sonuçlar aşağıda verilmektedir:

Şekil 1. 30mM Asetik asit içeren besiyeri

Şekil 2. 15mM Bütirik asit içeren besiyeri

Şekil 3. 32mM Bütirik asit,10mM Asetik asit, 5mM Propiyonik asit içeren besiyeri


Şekil 4. 40mM Asetik asit, 8mM Bütirik asit, 5mM Propiyonik asit içeren besiyeri

Şekil 1 ve 2’de görüldüğü üzere bakterinin asetik asidi tüketim hızı bütirik asidi tüketim hızından daha yüksektir. Bununla birlikte asetik asit daha çok biyokütle artışı için kullanılmakta bu nedenle hidrojen üretimi bütirata göre düşük kalmaktadır. 3. şekilde görüleceği üzere substrat karışımlarında da bakteri en hızlı olarak ve ilk önce asetik asidi tüketmiş, müteakiben propiyonik asidi ve en son bütirik asidi kullanmayı tercih etmiştir.

4. Şekilde sonuçları verilen diğer besiyeri karışımında da asetik ve propiyonik asit ilk olarak tüketilmiş (asetik asit daha hızlı), bakteri bütirik asidi daha sonra tercih etmiştir.

Şekil 3 ve 4’ün birlikte yorumlanmasıyla bakterinin substratları sırasıyla asetik asit, propiyonik asit ve bütirik asit şeklinde tercih ettiği görülmektedir. Bu sıra substratların karbon miktarları (asetik asit 2C, propiyonik asit 3C, bütirik asit 4C) ile uyumludur. Dolayısıyla daha küçük subtsratların daha kolay metabolize edildiği söylenebilir. Ancak hidrojen üretimi bakteri büyümesiyle aynı oranda artmamakta, aksine substratın sınırlı olduğu durumda substratın biyokütle artışı için kullanılması hidrojen üretimini azaltmaktadır (Şekil 1 ve 2), bu aynı zamanda bakterinin yüksek konsantrasyonlarda kendi kendini gölgelemesinin de bir sonucudur.

Tablo 2’de belirtilen diğer organik asit karışımlarında hidrojen üretimi araştırmalarımız devam etmektedir.



KAYNAKLAR

[1] Barbosa M., Rocha J., Tramper J., Wijffels R., Acetate as a carbon source for hydrogen production by photosynthetic bacteria, 2001, Journal of Biotech. 85, 25–33,
[2] Segers, L., Verstrynge, L., Verstraete, W., Product patterns of non-axenic sucrose fermentation as a function of pH, 1981, Biotechnol. Lett. 3 (11), 635–640
[3] Shina H., Younb J., Kima S., Hydrogen production from food waste in anaerobic mesophilic and thermophilic acidogenesis, Int. J. of H2 En. 29 (2004) 1355– 1363
[4] Sasaki, K., Hydrogen and 5-aminolevulinic acid production by photosynthetic bacteria. In: Zaborsky, O.R. (Ed.), Biohydrogen. Plenum Press, 1998, pp. 133–142
[5] Segers, L., Verstraete, W., Conversion of organic acids to H2 by Rhodospirillaceae grown with glutamate as nitrogen source, 1983, Biotechnol. Bioeng. 25, 2843–2853.
[6] Koku H., Eroglu I., Gündüz U., Yücel M., Türker L., Aspects of the metabolism of hydrogen production by Rhodobacter sphaeroides, International Journal of Hydrogen Energy, Volume 27, Issues 11-12, November-December 2002, Pages 1315-1329
[7] C.Y. Lin, C.H. Lay, A nutrient formulation for fermentative hydrogen production using anaerobic sewage sludge microflora, International Journal of Hydrogen Energy, 30 (2005) 285 – 292
[8] Herbert H.P. Fang, Chenlin Li, Tong Zhang, Acidophilic biohydrogen production from rice slurry, International Journal of Hydrogen Energy (2005)
[9] I. Hussy, F.R. Hawkes, R. Dinsdale, D.L. Hawkes, Continuous fermentative hydrogen production from sucrose and sugarbeet, International Journal of Hydrogen Energy 30 (2005) 471 – 483
[10] Jıunn-Jyi Lay M, Young-Joon Lee And Tatsuya Noike , Feasibility Of Biologıcal Hydrogen Production From Organic Fraction Of Munıcipal Solid Waste, Wat. Res. Vol. 33, No. 11, Pp. 2579-2586, (1999)
[11] E. Fascetti, E. D’addario, O. Todinit And A. Robertiello, Photosynthetic Hydrogen Evolution with Volatile Organic Acids Derived from the Fermentation of Source Selected Municipal Solid Wastes, Int. J. Hydrogen Energy, Vol. 23, No. 9, pp. 753-760, 1998
[12] Herbert H.P. Fang, Hong Liu, Tong Zhang, Phototrophic hydrogen production from acetate and butyrate in waste water, International Journal of Hydrogen Energy 30 (2005) 785 – 793
[13] J.-I. Horiuchi, T. Shimizu, K. Tada, T. Kanno, M. Kobayashi, Selective production of organic acids in anaerobic acid reactor by pH control, Bioresource Technology 82 (2002) 209–213
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
27 Temmuz 2011       Mesaj #3
Avatarı yok
Yasaklı
Yakıt Hücreleri ve Hidrojen Araştırmaları

hidrojen

Yakıt hücreleri ve hidrojen teknolojileri, doğaya CO2 salınımı ile savaşmak ve ekonomik büyümede hidrokarbon bağımlılığını azaltmak için önemli fırsatlar sunuyor. Bu alandaki araştırma, teknolojik geliştirme ve demonstrasyon etkinliklerini destekleyen Yakıt Hücreleri ve Hidrojen Ortak Girişimi (The Fuel Cells and Hydrogen Joint Undertaking, FCH JU) üçüncü yıllık duyurusunda arge faaliyetlerine ayırdığı fon miktarını 180 milyon avroya çıkardığını açıkladı. Bu miktarın yarısı Avrupa Komisyon’undan gelirken diğer yarısı endüstri tarafından karşılanacak. AB çapında bir kamu – özel sektör ortaklığı (public-private partnerships, PPP) olan FCH JU, 2014 yılına kadar 1 milyar Avro’ya ulaştırmayı planlıyor.

Araştırma, teknolojik geliştirme ve demonstrasyon önerileri, her yıl yarışma çağrıları yoluyla değerlendirilip destekleniyor. Mevcut çağrı listesi 25 farklı proje başlığı altında toplanıyor ve genelde yakıt hücreleri ile hidrojen uygulamalarının pazarda yer edinmesini güçlendirmeyi hedef alıyor. Yeni nesil yeşil arabalar, toplu taşıma ve hatta elektrik santralleri alanında başvurular yanında, hidrojen üretimi (özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarından) depolanması ve dağıtımı alanındaki araştırmalar da başvurular için uygun kabul ediliyor. Proje destekleri arasında yedek güç kaynakları, tesis içi taşıma araçları, eğitim, eğlence ve tıp alanlarında taşınabilir cihazların ticarileşmeleri bulunuyor.

Son proje çağrısı için başvurular 13 Ekim 2010 tarihinde yapılmıştı. Değerlendirmelerin Şubat/Mart döneminde sonuçlanması ve sözleşme görüşmelerinin başlaması bekleniyor. 2008’deki 32 başvurudan 16’sı destek görmüş iken, 2009’daki 50 başvurudan 27’si ile görüşmeler son aşamada sürüyor.


Kaynak:European Commission


Benzer Konular

11 Kasım 2011 / mehmet254 Soru-Cevap
11 Ekim 2008 / kompetankedi Mühendislik Bilimleri
8 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük
5 Nisan 2014 / Misafir Cevaplanmış