Arama

Edirne - Sayfa 2

Güncelleme: 21 Temmuz 2016 Gösterim: 34.198 Cevap: 14
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
22 Mart 2008       Mesaj #11
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi

Selimiye Camisi:


Edirne'de II. Selim'in Mimar Sinan'a yaptırdığı cami.
Sponsorlu Bağlantılar
Ad:  Selimiye Camii3.jpg
Gösterim: 358
Boyut:  48.5 KB

Mimar Sinan'ın 80 yaşında yaptığı ve "ustalık eserim" dediği Selimiye Camii gerek Mimar Sinan'ın gerek Osmanlı mimarisinin en önemli başyapıtları arasında yer alıyor.

Caminin kapısındaki kitabeye göre yapımına 1568 (Hicri:976) yılında başlanmış. Caminin 27 Kasım 1574 Cuma günü açılması planlanmışsa da II. Selim'in ölümünün ardından 14 Mart 1575'te ibadete açılmış Cami açık havalarda Rodop Dağları'ndan ve Uzunköprü'nün Süleymaniye köyünden bile görülüyor.

Bir tepe üzerinde bulunan Selimiye'de daha önceki hiçbir camide, ya da antik çağ mabedinde görülmemiş bir teknik kullanılıyor. Daha önceki kubbeli yapılarda, asıl kubbe kademeli yarım kubbelerin üzerinde yükselmesine rağmen, Selimiye Camii 43,25 metre yüksekliğinde, 31,25 metre çapında, tek bir kubbe ile örtülmüş ve son derece dikkat çekiyor. Kubbe 8 sütuna dayanan bir kasnak üzerine oturtulmuş. Kasnak, filayaklarına 6 metre genişliğinde kemerlerle bağlı. Kubbe aynı zamanda camiinin dış görünüşünün ana hatlarını da belirliyor.

Caminin mermer, çini ve hat işçilikleri de önemli yer alıyor. Yapının içi İznik çinileriyle süslü. Büyük kubbenin tam altındaki hünkâr mahfili, 12 mermer sütunlu ve 2 metre yüksekliğinde. Yapının, kuzeye, güneye ve avluya açılan 3 kapısı var. İç avlu, revaklar ve kubbelerle süslü Avlunun ortasında mermerden özenle işlenmiş bir şadırvan bulunuyor. Dış avluda ise sıbyan mektebi, darül kurra, darül hadis, medrese ve imaret bulunuyor. Sıbyan mektebi günümüzde çocuk kütüphanesi, medrese ise müze olarak kullanılıyor. Geçmişte cami meşalelerle aydınlatılırmış. Meşalelerden çıkan is, hava akımı yaratmak üzere özel olarak yapılan bir delikten dışarı çıkmaktaymış.
Son düzenleyen Safi; 20 Temmuz 2016 22:36
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
5 Nisan 2008       Mesaj #12
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi

Edirne Kıyamı


III. Selim ve Nizami Cedit aleyhine Edirne'de meydana gelen olay (1806). Nizami Cedit ordusu ilk önce İstanbul ve Anadolu'da uygulama alanına konuldu. 1806 yılında Nizami Cedit'in Rumeli'de de uygulanmasına karar verildi.Anadolu'daki Nizamıcedit ordusunu önemli bir güç durumuna getiren Karaman beylerbeyi Kadı Abdurrahman Paşa, görünüşte sırp ayaklanmasını bastırmak, gerçekte Rumeli'de Nizamıcedit'i kurmak, ayrıca Vidin'de Pazvantoğlu, Rusçuk'ta Tirsinikli ismail Ağa, Edirne'de Dağdevirenoğlu Mehmet Ağa gibi zorba âyanı cezalandırmak için, padişahın buyruğu üzerine, askerleriyle birlikte istanbul'a getirildi.
Sponsorlu Bağlantılar

Ancak, Kadı Abdurrahman Paşa'nın yeni düzen askerlerinden çok hoşlanan Selim III, onları uzunca bir süre başkentte alıkoyarak eğitimlerini izledi. Bu arada, Kadı Abdurrahman Paşa'yı çekemeyen ve aslında Nizamıcedit'e karşı olan sadrazam Hafız ismail Paşa, veliaht şehzade Mustafa ile gizlice anlaştıktan sonra Tirsinikli ismail Ağa'ya Kadı Abdurrahman Paşa'nın gerçek amacını bildiren haberler göndererek onu yeni düzen askerine karşı direnmeye çağırdı. Sadrazamın gönderdiği kışkırtıcı haberler üzerine öteki Rumeli Ayanlarını da çevresine toplayan Tirsinikli İsmail Ağa, büyük bir kalabalıkla Edirne'ye geldi. Kadı Abdurrahman Paşa'nın işi yatıştırmak için gönderdiği adamları öldürttü; Tekirdağ'da Nizamıce-dit'in kurulacağını bildirir fermanı okuyan Edirne bostancıbaşısı Ahmet Ağa, kışkırtılan halk tarafından parçalandı.Sonunda buyruğundaki 25 000 askerle harekete geçerek (14 temmuz) Edirne üzerine yürüyen Kadı Abdurrahman Paşa, Silivri ve Çorlu'da halkın direnişine karşın, şiddete başvurup yolundan kalmadı. Ancak, Tekirdağ olaylarından etkilenen Selim III, daha çok kan dökülmemesi için bu kente ulaşmış olan Kadı Abdurrahman Paşa' ya geri dönmesini buyurdu.

Nizamıcedit ordusunun çekilmesi üzerine iyice küstah-laşan ayaklanmacılar, padişahtan on iki kişinin idamını istediler. Bu sırada Tirsinikli ismail Ağa evinin bahçesinde öldürüldü. Devlete başkaldıranlar Silistre eski valisi Eğribozlu ibrahim Paşa ile Serez âyanı ismail Bey tarafından cezalandırılıp sindirildiler. Ayaklanmayı kışkırtan sadrazam ismail Paşa ve şeyhülislam Salihzade Ahmet Esat Efendi görevlerinden alındılarsa da bu olaylar Kabakçı Mustafa ayaklanmasının patlak vermesine, padişahın tahtını yitirmesine ve gerçekleştirilmesi düşünülen yenilik hareketlerinin uzun süre ertelenmesine yol açtı.Kadı Abdurrahman Paşa kumandasında bir miktar Nizamı Cedit askeri Rumeli'ye gönderildi. Ancak Rumeli ayanları (ağa-eşraf) Nizami Cedit'e muhalif olduklarından Silivri ve Çorlu'da Edirne'ye doğru yola devam eden Nizamı Cedit ordusu aleyhine karşı koymalar oldu. Bu karşı koymalar üzerine III. Selim, Kadı Abdurrahman Paşa'yı İstanbul'a geri çağırdı. Bu gevşek davranış ise III. Selim'in ve Nizamı Cedit'in sonunun başlangıcı oldu.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs.org

Son düzenleyen Safi; 20 Temmuz 2016 22:39
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
13 Nisan 2008       Mesaj #13
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi

Edirne Vakası


Edirne'de Osmanlı Padişahı II. Mustafa'nın tahttan indirilmesi, hocası Şeyhülislâm Feyzullah Efendi'nin öldürülmesiyle sonuçlanan olay (1703). Olay İstanbul'da başladı (Temmuz 1703). Ancak o sırada II. Mustafa, Edirne'de bulunduğundan, 10 Ağustos 1703'te II. Mustafa'nın ve şeyhülislâmın aleyhinde bulunanlar Edirne'ye doğru yola çıktılar.

Edirne'den bunlara karşı gönderilen kuvvetler de bunlara katılınca asiler büsbütün kuvvetlendi. Sonunda Feyzullah Efendi öldürüldü, II. Mustafa tahttan indirildi, yerine Şehzade Ahmet, III. Ahmet adıyla padişah oldu.Olayın bir özelliği de asiler arasında, tüm Osmanlı tarihi boyunca ilk ve son kez olmak üzere, Osmanlı Hanedanı'nın temelli olarak saltanattan uzaklaştırılması düşünülmüş ve tartışılmış olmasıdır. Kırım hanlarının oğullarından ya da Sokollu Mehmet Paşa'nın oğlu İbrahim Han'ın torunlarından birinin padişah yapılması tartışılmış, fakat sonunda Şehzade Ahmet üzerinde anlaşmaya varılmışır.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs.org
Son düzenleyen Safi; 20 Temmuz 2016 22:41
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
19 Nisan 2008       Mesaj #14
nünü - avatarı
Ziyaretçi

Edirne vakası

Ad:  Edirne Vakası.jpg
Gösterim: 297
Boyut:  57.7 KB

Feyzullah Efendi vakası da denir, Mustafa H'nin tahttan indirilmesiyle sonuçlanan ayaklanma (1703).

Liğinde hocası olan eski şeyhülislam Esseyid Feyzullah Efendi’yi yedi yıldır sürgünde bulunduğu Erzurum'dan Edirne’ ye getirterek ikinci kez şeyhülislamlığa atadı. Padişah üzerindeki etkisinden yararlanarak her işe karışmaya başlayan Feyzullah Efendi, dört oğlu başta olmak üzere akrabalarını devletin en üst düzey görevlerine getirdi. Bu durumun yarattığı hoşnutsuzluğun yanında padişahın uzun süredir Edirne’de oturarak av ve eğlenceye dalması, İstanbul’un ikinci plana düşeceği kaygısının belirmesi ve Mustafa li nin Edirne’yi yeğlemesinde özellikle şeyhülislamın etken olduğunun sanılması, gerilimin giderek artmasına yol açtı. OsmanlI kaynaklarının Edirne vakasını hazırladığında görüş birliğine vardıkları Rami Mehmet Paşa, Feyzullah Efendi’nin aracılığıyla sadrazam olmasına karşın, şeyhülislam ve yakınlarının sınırsız etkilerini kırmak için ayaklanmayı el altından körükledi.

Feyzullah Efendi ve akrabalarına karşı hazırlanan hareket, 200 kadar cebecinin biriken aylıklarını isteme bahanesiyle cebehaneye kapanmaları üzerine başladı (18 temmuz 1703). Feyzullah Efendi’nin damadı olan İstanbul kaymakamı Köprülüzade Abdullah Paşa’nın gevşek davranması sonucu ayaklanma birkaç gün içinde gelişti ve yeniçerilerin, seyitlerin, ulemanın, İstanbul esnafıyla tüccarının da katılmasıyla tüm kente yayıldı. Bu olaylar sırasında sekbanbaşı Murtaza Ağa öldürüldü, bostancıbaşı Mehmet Ağa bir süre direndikten sonra ayaklanmacılara katıldı, Abdullah Paşa’ nın konağı yağmalanarak yakıldı. Daha sonra Orta cami’de toplanan ayaklanmacılar (21 temmuz 1703), imam Mehmet Efendi’yi şeyhülislamlığa, Amcazade Hüseyin Paşa nın damadı Kavanoz Ahmet Paşa’yı da sadaret kaymakamlığına atadılar. Ertesi gün, Feyzullah Efendi ve oğullarının kendilerine teslim edilmesini, padişahın bir an önce İstanbul’a gelmesini ve istekleri yerine getirilmezse Edirne üzerine yürüyeceklerini bildiren bir dilekçe kaleme alarak Edirne’ye gönderdiler.

Ancak, İstanbul’daki ayaManmayı Abdullah Paşa’nın çuhadarı aracılığıyla gönderdiği mektuptan öğrenen Feyzullah Efendi, yazıyı getiren elçileri Havsa’da bostancılara yakalatarak hapse attırdı ve haberi padişahtan gizledi. Durumu İstanbul bostancıbaşısının gizlice gönderdiği mektuptan ve İstanbul’dan gelen heyetin Feyzullah Efendi tarafından tutuklandığını da sadrazam Rami Mehmet Paşa’ dan öğrenen Mustafa II, hareketin özellikle şeyhülislama karşı olduğuna inanarak onun Erzurum'a sürülmesini buyurdu. Elçiler hapisten çıkarıldı ve yanıt olarak verilen hattı hümayunla da isteklerinin yerine getirildiği, padişahın da yakında İstanbul'a geleceği bildirildi. Ancak, ayaklanmacılar padişahın hemen İstanbul’a dönmesini, o da ayaklanmacılar dağılmadıkça payitahta gelmeyeceğini bildirince, ayaklanma Mustafa ll'ye karşı bir harekete dönüştü. Bunun üzerine Edirne'de ayaklanmacılara karşı sefer hazırlıkları hızlandırıldı ve 80 000 kişilik bir ordu toplandı (8 ağustos 1703). Öte yandan, Çırpıcı çayırında toplanan ayaklanmacılar, 50 000 kişilik düzenli bir orduyla Edirne üzerine yürüyüşe geçtiler (9 ağustos).

Padişah ordusu serdarlığına getirilen sadrazam Rami Mehmet Paşa (16 ağustos 1703), iki gün sonra buyruğundaki kuvvetlerle Havsa’ya geldi ve başkomutan vekili atadığı yaşlı vezir Haşan Paşa’ya, ayaklanmacılar saldırıya geçince Edirne’ ye doğru çekilmesi yolunda gizlice talimat verdi. Bu arada, Silivri’ye ulaşan İstanbul ordusu (14 ağustos), şeyhülislam imam Mehmet Efendi’nin önerisiyle veliaht şehzade Ahmet’i tahta çıkarmaya karar verdi. Çorlu'da Ahmet III adına hutbe okundu (17 ağustos).

Kumluca deresinin batı yakasında mevzilenen başkomutan vekili Çakırcı Haşan Paşa, maiyetinden bazı kiyıların sadrazam atadıkları Kavanoz Ahmet Paşa ile görüşerek uzlaşma yollarını aradıysa da İstanbullular artık Mustafa ll’yi değil de Ahmet lll'ü padişah tanıdıklarını bildirince, ordusunu geri çekti. Durumu Havsa'da ondan öğrenen Rami Mehmet Paşa, padişahı acele olarak ordunun başına çağırdı. Ancak, Havsa'ya gelen Mustafa II (19 ağustos), kuvvetlerinin büyük bölümünü karşı tarafa geçmiş buldu. Rami Mehmet Paşa da görevden ayrılarak kaçınca, padişah Edirne’ye dönmek zorunda kaldı. Tunca kıyılarına dayanan İstanbul ordusunun kenti yağmalamasına Kavanoz Ahmet Paşa engel oldu (21 ağustos). Edirne’de Mustafa II. tahtı şehzade Ahmet'e bıraktı. Ahmet lll'ün tahta çıkması sonucu ayaklanma sona erdi (22 ağustos 1703) Edirne vakasının gerçek nedeni olan Feyzullah Efendi, çocuklarıyla birlikte yakalanarak Edirne’ye getirildi. Ağır hakaretlere uğradıktan sonra bir oğlu ile birlikte öldürüldü.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 20 Temmuz 2016 23:29
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
11 Ekim 2011       Mesaj #15
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
UZUNKÖPRÜ

Edirne iline bağlı ilçe ve bu ilçenin merkezi olan kent. Ergene kıyısında, Edirne-Gelibolu-Çanakkale şosesi üzerindedir. Çeşitli tarım ürünleri yetiştiren bir yörenin ticaret pazarıdır.
  • Yüzölçümü 1.226 km2,
  • ilçe nüfusu 75.406,
  • merkez nüfusu 36.483 (1997).
MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.

Benzer Konular

11 Eylül 2008 / Bia Eğitim Bilimleri
23 Ağustos 2012 / buz perisi Türkiye Coğrafyası