Arama

Taraftarı Kalmayan Din ve Akımlar - Tapınak Şövalyeleri

Güncelleme: 21 Eylül 2012 Gösterim: 9.224 Cevap: 4
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
24 Ocak 2007       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Tapınak Şövalyeleri, M.S. 1119'da varlığı anlaşılmış ve bu bölgedeki araziye sahip oldukları bilinen bir gruptu. Grup, Clairvaux'lu St. Bernard önderliğinde on Fransız şövalyesi tarafından kurulmuştu. O yıl Hugues de Payns ("Paganlar'ın" anlamına gelir) bu şövalyeler, Jerusalem'deki Kral Baldwin'in sarayına yerleştikleri Kutsal Topraklar'a gittiler. Burası, Kutsal Mezar'a yakındı ve Hz. Süleyman Tapmağı'nın' bulunduğu yere inşa edilmişti. Kutsal Şehir'e yolculuk yapan hacıları korumak için yemin ettiler ve manastır geleneklerine uyarak saflık, yoksulluk ve itaat yemini ettiler.

Sponsorlu Bağlantılar
Ancak bu şövalyelerin neyin peşinde oldukları ve Jerusalem'de ne buldukları konusunda bol miktarda söylenti ortaya çıktı. Ne olursa olsun, bu şövalyeler Avrupa'da doğrudan Papa'ya bağlı güçlü bir askeri güç haline geldiler. Bu gruba katılmak isteyen birçokları akın etti ve sonucunda geniş topraklara sahip oldular. Uluslararası bağlantıları sayesinde Tapınak ilk banka haline geldi ve Hıristiyan dünyasının farklı noktalarında birçok alışverişi sağladı. Bu, zenginliklerini daha da artırdı.

Sufıler'le yakın ilişkilerini koruyarak, Kabala ve simya hakkındaki bilgilerini paylaştılar. Gizli törenleri ve mistik amaçları hakkında hikayeler yayılmaya başladı. Zamanla, zenginlikleri Fransa Kralı 4. Philip'i (Adil Philip) bile kıskandırdı. Grubun kurulmasından 189 yıl sonra 13 Ekim 1307 Cuma günü, Philip'in adamları Büyük Usta Jean Jacques de Molay ve 140 şövalyesini bölücülük, Tanrı'ya küfür ve büyücülükle suçladılar. Bunun ardından şövalyeler büyük eziyetler gördüler. Birçoğu, putperestliklerini itiraf etmeleri için Engizisyon tarafından işkence gördü.

1312'de Papa V.Clement resmi olarak grubu kaldırdı ve yerine Hospitaler Şövalyeleri'ni getirdi. Bağlandığı kazıkta öldürülmeden önce, masumluğunu savunan Büyük Usta, Tapınak Şövalyeleri'ne karşı işledikleri günahlar için 4. Philip ve 5. Clement'i Tanrı'nın önünde hesap verirken görmeyi diledi. Philip'e bir yıl, Clement'e bir ay verdi. İkisi de tanınan sürelerin sonunda acı içinde öldüler: Philip atından düştü, Clement ise kanserden öldü.

O zamanlar grubun tamamen ortadan kalktığı sanılıyordu ama şimdilerde Tapınak geleneğinin farmasonluğa dönüşerek devam ettiği düşüncesi dolaşmaktadır.

Gizlilik geleneği, Tapınak Şövalyeleri'nin inançlarını ve üyeliğe kabul törenlerini ortaya çıkarmayı imkansız kılmaktadır. Şövalyelerin itirafları hiçbir gerçek içermeyecek şekilde işkence yoluyla kazanılmıştı. Ancak grubu kuran şövalyelerin Jerusalem'deyken Akit Sandığı'nı bulduklarına dair söylentiler vardır. Bu bölgedeki gizli güçler hakkında bilgileri olduğuna, bu enerjileri ayinlerinde kullandıklarına ve izoterik bilgilerinin gotik katedrallerin biçimlerindeki gizli geometride yattığına dair inançlar da vardır.

Tapmak, gruba katılmak isteyen heyecanlı şövalyelerin verdikleri hediyeler sayesinde zenginliğini artırmıştır. Yaptığım araştırmalara göre, 1155'de Pembroke'lu Earl soyundan John Marshall kendilerine gizli bir yer verdiğinde Marlborough Downs'ın sahibi oldular. Haklarında çok fazla bilgi yoktur ve bilindiği kadarıyla birkaç kiracıyla bir çiftlikten başka bir şey kalmamış durumdadır. Ancak herhangi bir kilise binasına raslanmadığı için, buranın önemli bir Tapınak mülkiyeti olduğu da kabul edilmemektedir. Yere adını veren Tapınak'la bağlantısı, ayrı bir muammadır.

Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
16 Nisan 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye

Hospitaliyerler
Sponsorlu Bağlantılar



Hospitallers

Hospitaliyerler (Malta Şövalyeleri, St. John Şövalyeleri)

Hospitaliyerlerin kökeni, 1080 yılında Kudüs halen Müslümanların kontrolündeyken, fakir Hristiyan hacıları tedavi etmek maksadıyla kurulmuş olan St. John Hastanesine dayanmaktadır. Kudüs’ün haçlılarca ele geçirilmesinden sonra Kutsanmış Gerard tarafından Katolik bir askeri tarikata dönüştürülmüş ve Hristiyan hacıların korunması görevini üstlenmiştir. Tarikatın kuruluşu, Papa II. Paschal’ın 1113 tarihli bir fermanıyla resmen tanınmıştır. 1185 yılında Kutsal Roma İmparatoru Frederick Barbarossa tarafından Hospitaliyerlere imparatorluk içinde koruma ve ayrıcalıklar sağlanmıştır.

Tarikatın, askeri gücünü oluşturan şovalyeler ve hastalarla ilgilenen rahipler olmak üzere iki sınıf üyesi vardır. Askeri kolu, Tapınak Şovalyeleri ile birlikte Ortadoğu’da Müslümanlarla şiddetli çatışmalara giren en önemli Hristiyan askeri güçlerinden sayılmıştır. Siyah cübbe üzerine beyaz haç Hospitaliyerlerin ayırıcı simgesidir.

Müslümanlar Kudüs’ü 1187’de tekrar ele geçirdiğinde Hospitaliyerler Trablus bölgesine sığınmış, 1291’de Akra’nın da fethedilmesiyle Kıbrıs’a kaçmak zorunda kalmışlardır. Oradaki politik karmaşadan rahatsız olan Hospitaliyerler tamamen kendilerine ait bir üs elde etmek üzere Rodos’a saldırmışlar ve iki yıllık bir süreç sonunda 1309’da Fulkes de Villaret’in liderliğiyle adayı tamamen ele geçirmişlerdir. 1312’de Tapınak Şovalyeleri dağıtılınca onların mülklerinden önemli bir bölüm Hospitaliyerlere geçmiştir.

Hospitaliyerler 1444’de Memlüklerin, 1480’de de Fatih Sultan Mehmet’in saldırılarına direnmişlerdir. 1522’ye kadar Rodos’ta kalan Şovalyeler bu tarihte Kanuni Sultan Süleyman’ın gönderdiği büyük bir donanma tarafından yenilgiye uğratılmışlar ve Sicilya’ya çekilmek zorunda kalmışlardır. Bir süre oradan oraya dolaşan Hospitaliyerler nihayet Malta adasına yerleşmişlerdir. 1565’da Turgut Reis’in komutasındaki başka bir Osmanlı donanması Malta’ya saldırdıysa da başarılı olamamış, Turgut Reis bu savaşta şehit düşmüştür.

Avrupa’da Protestanlığın yayılması Katolik Hospitaliyerlerin mali gücünü azaltmıştır. İngiltere ve Prusya’daki mülklerini kaybetmişlerdir. Hospitaliyeler Rus Donanmasında ve ihtilal öncesi Fransız ordusunda önemli görevler üstlenmişlerdir. Fakat Fransız ihtilalinden sonra Fransa’yı terketmek zorunda kalmışlar ve oradaki zenginliklerinden de olmuşlardır. Akdenizdeki tek kaleleri olan Malta 1798’de Napolyon tarafından ele geçirilmiştir.

Tarikat, Malta’yı kaybettikten sonra Avrupa’da kendine yer bulmak için krallarla ve yöneticilerler görüşmüş, şovalyelerin bir çoğu Rusya İmparatoru tarafından St. Petersburg’a yerleştirilmişlerdir. Karşılık olarak Hospitaliyeler Rus İmparator I. Paul’ü büyük üstatları seçmişlerdir. Fakat 1801’de Paul öldürülmüştür. 1803’de Roma’da katolik bir üstatla yola devam etmişlerdir. 1879’a kadar büyük üstatları olmayan Hospitaliyerlere Papa XIII. Leo tarafından o yıl bir Büyük Üstat atanmış ve o tarihten sonra insani ve dini faaliyetlerde bulunan bir organizasyon olarak yola devam etmişlerdir.

Bu geleneğin en büyük temsilcisi olarak SMOM (Sovereign Military Hospitaller Order of St. John of Jerusalem of Rhodes and of Malta – St. John, Rodos ve Malta Bağımsız Askeri Hospitaliyer Tarikatı) tanınmaktadır. Malta Kadınları (Dames of Malta) tarikatın bayanlar için uzantısı niteliğindedir.

İngiltere’de de bir uzantıları bulunmaktadır. İngiltere’deki mallarına el konan Hospitaliyerler Fransa’daki uzantıları tarafından “Kudüs’lü St. John Kutsal Tarikatı” adıyla yeniden örgütlenmişlerdir. Kraliçe Viktorya 1888’de bu tarikatı tanımış ve İngiliz topraklarındaki faaliyetlerine izin vermiştir. Şu an en iyi bilinen çalışmaları St. John Ambulans hizmetidir. Bu örgüt SMOM tarafından ancak 1963’te tanınmıştır.






Quo vadis?
kaf_kef - avatarı
kaf_kef
Ziyaretçi
23 Eylül 2009       Mesaj #3
kaf_kef - avatarı
Ziyaretçi
bir diger ozellikleri ise escinsel olmalaridir, bunu ise sembolleri olan at uzerindeki iki erkek figurunden anliyoruz, bunun kardesligi simgeledigi soylensede fransa da bu tavirlari yuzunden soykirima ugramislardir
ogamura - avatarı
ogamura
Ziyaretçi
7 Şubat 2011       Mesaj #4
ogamura - avatarı
Ziyaretçi
Bu konuyu biliyordum. Ama "taraftarı kalmayan din ve akımlar" ifadesi çok hoşuma gitti. Ben de böyle bir tür din gibi bir şeye ayrıca taraftarı olmayan bir felsefi görüşe inanıyorum da Msn Happy Kendimle eğleniyorum bir süredir.

İlyas peygamber İsrail'e gönderildiğinde hiç kimse O'na inanmamıştı. Adamcağız, dağa kaçmıştı. İsrailliler ise oraya kadar kovalamışlardı ve dağda da rahat bırakmıyorlardı adamı...

taraftarı olmayan bir inanca inanılır mı? soru bu işte! kim zeus'a inanır günümüzde, karısı hera'nın cazgır, kıskanç bir tanrıça olmasından kim korkar?...

Eğlenceli ifade: Taraftarı kalmayan din ve akımlar Msn Happy
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
21 Eylül 2012       Mesaj #5
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Sen Jan Şövalyeleri/Rodos Şövalyeleri
MsXLabs.Org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

11. yüzyıl başlarında Kudüs'teki Haçlılar tarafından oluşturulan askerî nitelikli tarikat. Malta şövalyeleri ve Rodos şövalyeleri diye de bilinir. Başlangıçtaki amacı Kudüs'e gelen hacılara ve hastalara yardım etmek olan tarikat, 12. yüzyılda askerî bir nitelik kazandı. Kudüs Müslümanların eline geçtikten sonra tarikat önce Kıbrıs'a, daha sonra da Rodos'a yerleşti. 1522'de Osmanlılar tarafından Rodos'tan da kovulunca Malta'ya yerleşen tarikat burada 1798'e dek süren bir egemenlik kurdu. Bu tarihten sonra giderek askerî gücünü yitirip dinî bir tarikat hâline geldi. Sen Jan şövalyelerinin savaş amblemi Malta haçıydı.
Sen sadece aynasin...

Benzer Konular

28 Haziran 2012 / kompetankedi Din/İlahiyat
12 Şubat 2007 / Misafir Din/İlahiyat
1 Şubat 2007 / Misafir Din/İlahiyat
10 Ekim 2006 / Mystic@L Din/İlahiyat