Arama

Hafsa

Güncelleme: 23 Ağustos 2011 Gösterim: 4.522 Cevap: 1
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
14 Temmuz 2011       Mesaj #1
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
HAFSA BİNTİ ÖMER İBN el-HATTAB (r.a)

Sponsorlu Bağlantılar
Resûlullah’ın mübârek hanımlarından. Ömer bin Hattab’ın (r.a.) kızı olup, annesinin ismi Zeyneb binti Mad’un’dur. Kâ’be’nin Kureyş tarafından yapıldığında, Biset’ten beş sene önce doğdu. Hz. Ömer, İslâmiyeti kabul edince, Mekke’de müslüman oldu. Huneys bin Huzafe ile evlendi. Huneys ile ilk muhacirlerden olup, önce Habeşistan’a, sonra Medine’ye hicret etti. Huneys, Bedir ve Uhud gazvelerine katılıp, Uhud’da yaralanıp, Medine’de şehit oldu. Genç yaşta dul kaldı.

Hz. Hafsa, genç yaşında dul kalınca; babası Hz. Ömer hicretin üçüncü yılında, Hz. Ebû Bekir’e ve Hz. Osman’a kızımı alır mısın dedikde, düşüneyim, demişlerdi. Bir gün, Resûlullah (s.a.v.), her üçü ve başkaları yanında iken, “Yâ Ömer! Seni üzüntülü görüyorum, sebebi nedir?” diye sordu. Bir şişedeki mürekkebin rengi kolay görüldüğü gibi, Resûlullah da (s.a.v.) herkesin düşüncesini, bir bakışta, anlardı. Lüzum görürse sorardı. Ona, hattâ, herkese doğru söylememiz farz olduğundan, Ömer de, Yâ Resûlallah (s.a.v.) kızımı Ebû Bekir’e ve Osman’a (r.a.) teklif ettim, almadılar diye cevap verdi. Resûlullah (s.a.v.), en çok sevdiği üç Eshâbının üzülmesin hiç istemediğinden, onları sevindirmek için, hemen buyurdu ki: “Yâ, Ömer! Kızını, Ebû Bekir’den ve Osman’dan (r.a.) daha iyi birisine versem ister misin?” Ömer şaşırdı. Çünkü Ebû Bekir’den ve Osman’dan (r.a.) daha yüksek ve daha iyi kimse olmadığını biliyordu. (Evet Yâ Resûlallah) dedi. “Yâ Ömer, kızını bana ver!” buyurdu. Bu suretle, Hafsa (r.anha), Ebû Bekir’in ve Osman’ın ve bütün mü’minlerin anneleri oldu. Bunlar, ona hizmetçi oldu. Ebû Bekir ve Osman (r.a.) birbirlerine daha yakın ve daha sevgili oldular.”

Peygamber efendimiz (s.a.v.) Hz. Hafsa’yı bir ara boşadıysa da, Cebrâil (a.s.)ın işaretiyle tekrar nikâhına aldı. Hz. Hafsa âyet-i kerîme içinde geçip, hakkında hâdîs-i şerîf söylendi. Peygamberimiz (s.a.v.) kendisine hitaben; “Ey Hafsa! Şakın çok konuşma! Allah’ı anmadan çok konuşmak, kalbi öldürür. Allah’ın zikri ile çok konuşmak ise kalbi diriltir” buyurdu. Yine Hz. Âişe ile ikisine “Allah’a tevbe ederseniz, kalbleriniz meyl eder” buyurdu. Altmış hadîs-i Şerîf bildirdi. Peygamber efendimizin (s.a.v.) sabah namazı için kalktığında abdest aldıktan sonra evinde sabahın sünnetini kıldığını haber vererek hadîs kitaplarına geçirdi “Peygamber efendimizin (s.a.v.) oturarak tesbih namazı (nafile) Çaldığım görmedim. Ancak, vefâtından bir sene önce tesbih namazlarını oturarak kılmaya başladı” buyurdu. Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Hafsa’ya hususi olarak kendisinden sonra; Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’in halife olacağını bildirdi.

Hz. Hafsa, bilgili, iradesi kuvvetli, özü sözü bir idi. Hz. Âişe, O’nun hakkında; “Hafsa tam mânâsıyle babasının kızıydı, buyurdu. Dîni vecibeleri hakkıyla yerine getirirdi. Geceleri ibâdetle geçirir, gündüzleri oruç tutardı. Senenin çoğunu oruçlu geçirirdi. Peygamber efendimizin (s.a.v.) nikâhıyla şereflendikten sonra dînî pek çok hususlara bizzat şâhid oldu. Çok bilgili idi. Abdullah bin Ömer, Safiye binti Ebû Ubeyde, Ümmü Mübeşşir, Hamza bin Abdullah, Hârise bin Vehb, Abdurrahman bin Hâris talebeleri olup, pek çok hususu rivâyet edip, haber verdi. Hz. Hafsa’ya, Pegamberimiz vefât edince, Beyt-ül-mal’dan tahsisat ayrıldı. Hz. Ömer’in hilâfetinde ise kendisine divandan onbin dirhem tahsisat bağlanarak geçindi. Babası şehit olurken, Hz. Ebû Bekir’in toplatmış olduğu Kur’ân-ı kerîm’i muhafaza etmekle vazifelendirildi. Osman’ın hilâfetinde Kur’ân-ı kerîm’in çoğaltılması esnasında muhafaza ettiği nüshayı halifeye teslim etti.

Hz. Hafsa, 45 (m. 665) senesi Şaban ayında Medine-i Münevvere’de vefât etti. Cenaze namazını Mervan Âmil kıldırdı. Ebû Hureyre (r.a.) de cenazeyi Bugayre’nin evinden kabristanlığa kadar sırtında taşıyıp, tabutunu bırakmadı. Bakî Kabristanlığı’nda Abdullah bin Ömer, Âsım bin Ömer, Sâlim bin Abdullah, Hamza bin Abdullah kabre koyup, defn ettiler.

Peygamberimizden (s.a.v.) 60 hadîs-i şerîf rivâyet etmiş, kendisinden de Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî ve İbn-i Mâce hadîs nakletmişlerdir.

Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bazıları:
“Peygamber efendimiz (s.a.v.) Ramazan’da müezzin ezan okuyunca, yiyip içmeyi keser, iki rekât namaz kılardı.”

“Peygamber efendimiz (s.a.v.) yataklarına yattıkları zaman mübârek sağ ellerini başlarının altına koyar ve şöyle duâ ederdi: “Rabbi kınî azâbeke yevme teb’asü bâdeke” “Yâ Rabbi insanların ba’s olunacakları günde beni azabdan koru” (3 defa). Peygamber efendimiz sağ eliyle yer, sağ eliyle içer, abdeste, giyinmeye, almaya ve vermeye sağdan başlardı. Bundan başka işlere soldan başlardı.”

“Birgün Resûl-i ekrem (s.a.v.) elbisesini diz kapaklarının altına kadar sıvayıp istirahat ediyordu. Hz. Ebû Bekir (r.a.) gelip izin istedi. Habîb-i Ekrem izin verdiler. Hallerini değiştirmediler. Sonra Hz. Ömer (r.a) gelip izin istedi. Ona da izin verdiler ve hallerini değiştirmediler. Bir grup Eshâb-ı kirâm da gelip izin istedi. Onlara da izin verdiler ve hallerini değiştirmediler. Daha sonra Hz. Osman gelip izin isteyince Resûl-i Ekrem hemen toparlandı. Elbisesini düzelttiler. Hepsi gittikten sonra Resûlullah’a “Ey Allah’ın Resûlü, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve diğer Eshâb-ı kirâm geldiler. Durumunuzu değiştirmediniz. Sonra Hz. Osman (r.a.) geldi, elbisenizi düzelttiniz” deyince, Resûllah “Meleklerin bile haya ettiği Osman’dan haya etmeyeyim mi?” buyurdu.”


Biyografi Konusu: Hafsa nereli hayatı kimdir.
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
tokiohotel - avatarı
tokiohotel
VIP ''Ölü Gelin''
23 Ağustos 2011       Mesaj #2
tokiohotel - avatarı
VIP ''Ölü Gelin''
Hz. Hafsa

Sponsorlu Bağlantılar
Ömer b. Hattab’ın [R.A.] kızıdır. İlk eşi, ilk müslümanlardan Abdullah b. Huzafe [R.A.] ’nin kardeşi Huneys [R.A.)’dir. Huneys Habeşistan’a ilk hicret edenler arasındaydı. Orada çok kalmadı ve bir müddet sonra geri döndü. Hafsâ, Rasulullah [A.S.] Medine’ye hicret ettiğinde Huneys’le evliydi. Medine’ye eşiyle birlikte hicret etti. Bedir Gazası’na katılan Huneys, bir rivayete göre Bedir’de şehit düştü. Başka bir rivayete göre de Bedir’den hemen sonra Medine’de vefat etti. Rasulü (A.S.), Ömer (R.A.)’den Hafsa’yı kendisine nikahlamasını istediğinde, Ömer bu teklife oldukça şaşırdı ve bir o kadar da sevindi. Hz. Peygamber’den daha faziletli kimi bulabilirdi kızı için? Ve böylece Hafsa, Rasulü ile evlenerek O’nun dördüncü eşi oldu. Evlendiğinde 20-22 yaşlarında genç bir hanımdı. Fizikî yapı itibariyle babasına benzediği, O’nun gibi esmer tenli olduğu rivayet edilir. Ahlâken de babasına çok benziyordu. Hz. Ömer’in celadeti bir parça O’nda da vardı. Babası gibi sert karakterli, ilkeli ve çabuk öfkelenen bir yapıya sahipti. Doğru bildiği konularda tartışmaktan çekinmez, karşısındakini rahatlıkla susturabilirdi. Evlendikten sonra Rasûlullah’ın zevceleri arasında en fazla Hz. Âişe (R.A.) ile anlaştı. O’nun da Rasulü’ne derin bir sevgisi vardı ve bu sevgi O’nu diğer eşlerinden kıskanmasına neden olmuştu. Rasulullah’a daha fazla yakın olabilmek için Hz. Âişe ile işbirliği yaptıkları da olmuştu. Hafsa, dönemin okuma-yazma bilen ender hanımlarından biriydi. Rivayetlerden anladığımıza göre ayrıca hafızdı. O’nun da tıpkı Hz. Âişe gibi ilimle ilgilendiğini, ilmi konularda tartışmaktan hoşlandığını ve meseleleri büyük bir ferasetle değerlendirebildiğini görüyoruz. Hz. Peygamber, Bedir’de savaşanlarla Hudeybiye antlaşmasında bulunan sahabilerin cehenneme girmeyeceklerini ümit ettiğini söylediğinde Hafsa: “İçinizde oraya gitmeyecek hiç kimse yoktur.” (Meryem/71) ayet-i kerimesiyle karşılık vermiştir. Hz. Peygamber de; “sonra günahtan korunanları kurtarırız ve zalimleri öyle diz üstü çökmüş olarak bırakırız.” (Meryem/72) diye ilave etmiştir. Bu ve benzeri rivayetler Hafsa’nın öğrenme merakını ve ince bir anlayışla meseleleri kavradığını göstermektedir. Zeki ve bilgili bir peygamber hanımı olduğu halde, hiç bir zaman bu müstesna durumunu kibir vesilesi yapmadı, daima tevazu içinde oldu. Halifeler döneminde, özellikle babası Hz. Ömer döneminde konumu müsait olmasına rağmen devlet işlerine hiç bir şekilde karışmadı. Rasûlullah’ın vefatından sonra Kur’an-ı Kerim’in toplanması ve kitaplaştırılması zarureti doğduğunda, ashab bu mühim vazifeyi büyük bir ihtimam ve incelikle yerine getirdi. Titiz bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkan ilk el yazması Kur’an-ı Kerim, Hz. Ebu Bekr ve Ömer’den sonra Hafsa’ya verildi. Ve Hafsa, hayatı boyunca bu mukaddes emaneti büyük bir titizlikle korudu. Çabuk sinirlenen, sert bir hanım olması nedeniyle zaman zaman bazı davranışları Rasulü’nü üzmüştür. Kızının karakterini bilen Hz. Ömer, bu davranışları duyduğunda kızına “ Rasulü’nü gücendirmenin ’ı gücendirmek anlamına geldiğini” hatırlatmış ve hatalarını düzeltme yoluna gitmesini tavsiye etmiştir. Hz. Ömer, Hafsa ile ilgili konularda hiç bir zaman kızına babalık duygularından hareketle kol kanat germemiş, tam aksine adalet sıfatına yakışır bir şekilde O’na gereken uyarıları yapmıştır. Hz. Hafsa Hicrî 45 yılında vefat etmiştir. Vefatından hemen önce kardeşi Abdullah b. Ömer’i yanına çağırarak babasından kendisine kalan mal ve mülkü tasadduk etmesini vasiyet etmiştir. O’ndan razı olsun .


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
''Boşver''