Arama

Nigâr Hanım

Güncelleme: 12 Ocak 2010 Gösterim: 9.324 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
2 Nisan 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Nigâr Hanım
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar
Nigâr Hanım
Doğum: 1856, Istanbul
Ölüm: 1 Nisan 1918, Istanbul
Nigâr Hanım (d. 1856, İstanbul - ö. 1 Nisan 1918, İstanbul), Türk şairdir. Babası, 1848 Macar İhtilali mültecilerinden, Macar asıllı Osman Paşa'dır. Öğrenimini Fransız mektebinde yaptı. Özel olarak Türkçe, Arapça ve Farsça dersleri aldı. Çocuk yaşında iken şiir yazmaya başladı. Fransızca dilini ve Fransız edebiyatını çok iyi bilmekteydi. Zamanının kibar aleminin en seçkin siması olarak bilinmekteydi. Fransız salonlarını andırır şekilde, her salı günü konağında zamanın tanınmış şahsiyetleri toplanır ve bu toplantılarda şiirler okunur, müzik dinlenir ve sanat ve edebiyat konularında konuşulurdu. 1 Nisan 1918'de İstanbul'da öldü. Mezarı Rumelihisar Kayalar mezarlığındadır.
Şiirlerini;
  • Efsûs I (1877)
  • Efsûs II (1891)
  • Nîram (1896)
  • Aks-i Seda (1900)
  • Elhan-i Vatan (1916)
adlı eserlerinde topladı.
Safahat-i Kalb
(1901) adlı bir gönül hikâyesini mektuplar halinde veren bir düzyazı eseri de vardır. Özel hayatında pek mesut olmayışının ıstırabını anlatan şiirlerinde ince bir lirizm görülür. Türk kadın şairler arasıda 19. yüzyılın ikinci yarısında en bol ve en özlü eserler vermiş bir şahsiyettir.
Alıntı

Yüzyıl önce Boğaziçinde parlayan efsane kadın…

Yıldız Parkı’nı bilmeyeniniz yoktur. Şimdi Çırağan Oteli olan kıyıdaki yer eskiden Çırağan Sarayı iken Yıldız Parkı da buranın bahçesiymiş. Saray halkı o zaman da var olan yolun üzerindeki köprüden geçerek bahçede hava almaya çıkar, akşama doğru cariyeler kucaklarında topladıkları çiçek ve meyvelerle saraya dönermiş. Nigar hanım o günlere ait saray yaşantısının yakın tanığıdır ve bunları Günlükler’de yazdı. Günlükler’in önemi sarayın günlük yaşamının, dışarıya kapalı olması dolayısıyla hiç bilinmemesidir. Nigar hanım babası Macar Osman Paşa’nın (Macar kökenli bir kurtuluş savaşçısı)saraya yakın olması dolayısıyla hem o günlerdeki aydın bir Osmanlı hanımefendisinin yaşamını hem de hareme ilişkin tüm ayrıntıları gözler önüne seren bu ender defterleri oluşturabilmişti.

Nigar hanım aynı zamanda Osmanlıda batılı anlamda ilk şiirleri yazan kadındır. Mihri Hanım’la birlikte kadın ruhuna eğilen ilk şairdir. İyi bir müzisyen ve zamanın en aydın kişilerindendir. İyi piyano çalar. Baba kız sekiz dil bilirler. Salı günleri evinde yapılan müzik ve edebiyat toplantılarıyla ünlüdür.Bu yeteneklerine ve olağanüstü güzelliğine rağmen evin tek erkek çocuğu olan eşinin vefasızlığı dolayısıyla yaşamı mutsuz olan, yalnızlığa mahkum kadın, Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu’nun Şair Nigar Hanım adlı kitabında şöyle tanıtılıyor:

“Nigâr Hanım, 19. asır sonu kültür semalarında yerini alan öncü Osmanlı kadınlarının en parlak yıldızlarından biri. Roman ve tefekkür sahasında Fatma Aliye Hanım’ın temsil ettiği madalyonun diğer yarısı, sosyal yaşantı ve şiir sahasındaki tamamlayıcısı. Avrupaî Türk edebiyatının bir kadın kaleminden çıkma ilk şiir kitabı Efsûs’un sahibesi. ‘Elemterâneleri’ olarak tanımladığı şiirleri, döneminde kadınlara yazma ve yayımlama cesareti verdiği gibi, erkek edipler üzerinde de geniş bir etki alanı oluşturdu. Tanzimat ve Servet-i Fünunda kadın-erkek, garplı-şarklı konuklarını ağırlayan bir asır sonu entelektüeli. Dönem feminizminin ılımlı kanadında bir kadın sesi. Etik ve estetik bir mitin sahibesi olarak hayatı bir yanıyla romans ya da peri masalına benzerdi. Ama bir yanıyla da bu hayat, olanca katılığı ve acımasızlığı ile gerçeğe koştu. İlk bakışta verdiği onca parıltılı ve kalabalık siluete rağmen, kadın kimliği ile alabildiğine tenha ve kırık bir hikàyeydi; bestesi şarklı, güftesi garplı. Unutuluşun kucağına zirveden düştü. Hayatını, elemlerini, zaten çok az olan ümitlerini anlattığı günlükleri yıllarca Aşiyan Müzesi’nde bekledi. Oysa o, yazıyor ve gelecekte birilerinin bunları okuyacağını ümit ederek teselli buluyordu. Geleceğe bir sesleniş, yüz yüze olmayan bir paylaşım yürekliliği. Gerçekliğini kabullenmemiz adına kendi duygu kabiliyetimizden başka bir şey yok.”


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Biyografi Konusu: Nigâr Hanım nereli hayatı kimdir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
12 Ocak 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
NİGÂR HANIM
nigarhanim
Sponsorlu Bağlantılar

1856'da İstanbul'da doğdu. Macar Osman Paşa'nın kızı. Kadıköy Fransız Mektebi'ndeki öğreniminden sonra özel hocalardan edebiyat, Arapça, Farsça ve musiki dersleri aldı. Çok iyi piyano çaldığı ve sekiz lisanda konuştuğu biliniyor. Abdülhak Hamit, Recaizade Mahmut Ekrem etkisinde şiir ve düzyazılar yazdı, çeviriler yaptı. Şiirlerinin bir bölümü "Uryan Kalp" takma adıyla Servet-i Fünun dergisinde yayınlandı. Bu şiirler, umutsuzluk, acı ve keder dolu oluşlarıyla dikkat çeker. Yaşadığı dönemde ilk örnekleri verilen Milli Edebiyat akımına katılmadı. Hece ölçüsüne ve dilde sadeleşmeye karşı çıkan görüşleriyle çağdaşı gelişmelerin uzağında kaldı. Batılı Türk edebiyatının bir kadın kaleminden çıkan ilk şiir kitabı "Efsus"u yazdı. "Elem teraneleri" diye adlandırdığı şiirleri, döneminde kadınlara yazma ve yayımlama cesareti verdi, erkek yazarlar üzerinde de önemli etki yaptı. Tanzimat ve Servet-i Fünun arasında bir "ara nesil" şairi sayılır. Evindeki edebiyat sohbetlerinde kadın-erkek, Batılı-Doğulu konukları ağırlayan bir entelektüeldi. Döneminde kadının sosyal hayattaki yerinin değişmesi gerektiği görüşüne öncülük etti. Giyim-kuşamı, konuşması, davranışlarıyla kendini topluma kabul ettirdi. Hanımlara Mahsus Gazete'nin başyazarı. 2. Abdülhamid tarafından Şefkat Nişanı ile ödüllendirildi. Parlak yaşantısı, ilerleyen yıllarda derin bir yalnızlığa dönüşünce umutsuzluğu ve kederi arttı. Hayatını, elemlerini, ümitlerini anlattığı günlükleri yayınlanmadan yıllarca Aşiyan Müzesi'nde bekledi. 1918'de İstanbul'da yaşamını yitirdi. Yazıldığı dönemde oynanan (1912) fakat basılmayan Gırive adlı bir oyunu da var.

ESERLERİ:

ŞİİR:
Efsus 1 (1886)
Efsus 2 (1890)
Nîrân (1896)
Aks-i Sada (1900)
Safahat-ı Kalb (1901)
Elhan-ı Vatan (1916, bir bölümü düz yazı)

OYUN:
Tesir-i Aşk (ölümünden sonra, 1978)

ANI:
Hayatımın Hikayesi (1959)



Benzer Konular

13 Nisan 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
16 Haziran 2008 / Misafir Moda tr
19 Temmuz 2012 / buz perisi Hayali Karakterler
21 Mayıs 2011 / KisukE UraharA Müzik ww
3 Nisan 2013 / Efulim Müzik tr