Arama

Yavuz Bülent Bâkiler

Güncelleme: 19 Mayıs 2012 Gösterim: 11.131 Cevap: 8
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
25 Temmuz 2009       Mesaj #1
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Yavuz Bülent Bakiler

Sponsorlu Bağlantılar
Yavuz Bülent Bâkiler (Doğumu: 1936, Sivas, Türk Şair ve Yazar. Gazetecilik, yöneticilik ve avukatlık da yaptı.
İlk ve orta öğrenimini Sivas'ta tamamladı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Bir ara Ankara Televizyonu ve Ankara Radyosu'nda çalıştı. Kültür Bakanlığı müsteşar yardımcısı olarak görevlendirildi. Hisar dergisi şairleri arasında yer aldı. Çeşitli gazetelerde köşe yazıları yazmaktadır.

Şiir kitapları:
  • Yalnızlık, (1962)
  • Duvak, (1971)
  • Seninle, (1986)
  • Harman, (2000)
Gezi notları:
  • Üsküp’ten Kosova’ya
  • Türkistan Türkistan
İncelemeleri:
  • Şiirimizde Ana
  • Sivas'a Şiir
  • Âşık Veysel
  • Elçibey
  • Mehmet Akif'te Çağdaş Türkiye İdeali
  • Sözün Doğrusu 1-2
  • Sevgi Mektupları
  • Gidenlerin Ardından
  • Arif Nihat Asya İhtişamı
Kaynak: Vikipedi

İşte Böyle

Yalnızım.
Gündüzler, geceler boyu yalnız,
Ne elimden tutan dost, ne yüzüme gülen kız
Dolaşıp durduğum sokaklar ıssız.

Sokaklar unutturmaz yalnızlığımı,

Bekarım.
Beklemez yolumu penceresinde karım.
Ne bir türkü duyarım bekar odamda ince
Ne dağınık eşyama değer kadın eli
Ne olurdu her akşam eve gelince
Masal gözlü bir çocuk 'Baba' desydi.

Rüyalar unutturmaz bekarlığımı

Çirkinim.
Usandım tek başıma türküler çağırmaktan
Biliyorum güzel değil gözlerim, dudaklarım
İçinizden çıkıp gitsem bir gün diyordum
Başladığım bütün türküler yarım
Öyle bakmayın yüzüme kahroluyorum...

Türküler unutturmaz çirkinliğimi...

Üstelik şairim bilemezsiniz
Her akşam rüzgar gibi sokaklara düşürek
Elleri ceplerinde birisi gezer
Bir yürek taşı gögsünde duygulu, ürkek
Ceylan Yüreğine benzer

Mısralar anlatmaz şairliğimi.


Yavuz Bülent Bakiler





Biyografi Konusu: Yavuz Bülent Bâkiler nereli hayatı kimdir.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
26 Temmuz 2009       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur Güzeli

Sponsorlu Bağlantılar
Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince
Rüzgarlar esmiyor mu serince
Bir sigara yakıyorum efkarlanarak
Çıkıp karşıma sen geliyorsun
Saçların ıslanmış oluyor
“Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü
Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor
Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden
Ellerim boşlukta kalıyor.

Bir gün çıkıp gideceksin
Sonra arkandan yine ince bir yağmur yağacak
Cadde cadde,sokak sokak
Sayıklar gibi dolaşıp seni arayacağım
Beni bir köşe başında ağlıyor bulacaklar.
Saklamak zor olacak,çaresiz kalacağım
Seni sevdiğimi anlayacaklar.
Üstüme yağmurlar yağacak
İnce bir dal gibi birden kopup kırılacağım
Kaldırım taşlarında sıcaklığım kalacak
Kahrolacağım.

Bu şiiri yağmur yağarken yazdım
Ezanlar okunuyordu minarelerden
Seni düşünmeseydim yağmurlu havalarda
Sokaklara çıkmayı göze almazdım.
Melul mahzun dolaşmazdım akşam karanlığında,
Duraklarda yapayalnız kalmazdım.

Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince
Rüzgarlar esmiyor mu serince
Bir sigara yakıyorum efkarlanarak
Çıkıp karşıma sen geliyorsun
Saçların ıslanmış oluyor
“Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü
Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor
Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden
Ellerim boşlukta kalıyor.


Yavuz Bülent Bakiler

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
27 Temmuz 2009       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Sivas'ta Yoksul Çocuklar

Sivas'ta Ulu Camii avlusunda çocuklar
Yalvaran gözlerle etrafa baka baka
Açıyorlar küçük esmer avuçlarını:
-Emmilerim sadaka! Emmilerim sadaka!

Hükümet konağının yanında biri
Bir kemik kalmış bir deri...
'Boya cila yimbeş,boya cila yimbeş' diye ağlıyor
Ve daha fırça bile tutamıyor elleri.

Garipler Pazarı'nda körpe çocuklar
Yorgunluktan güzelim yüzleri al al...
Öldüren bir çığlık dudaklarında:
-Boş hamal!boş hamal!boş hamal!

Nane satan su satan yetim çocuklar
Şarkı söyleyemediler güneşe aya...
Biliyorum ne masal dinlemeye doydular
Ne oyun oynamaya...

Bezirci'de,Yüceyurt'ta Altıntabak'ta...
Çocuklar var incecik yüzleri nurdan
Ama toz toprak içinde elleri ayakları
Oyuncakları çamurdan...

Ve günahkar çocuklar,suçlu çocuklar
Mahkeme salonunda bakarım dizi dizi
Bu suç bizim suçumuz,bu günah bizim
Affedin bizi.

Gökteki yıldızlar kadar sayısız
Ah yurdumun kimsesiz ve yoksul çocukları
Anladım farkınız yok koparılmış başaktan!
Alın bu gözleri benden,alın bu yüreği artık
Utanıyorum yaşamaktan.


Yavuz Bülent Bakiler
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
30 Temmuz 2009       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Çaresiz

Ah bilsen bir bilsen duyduklarımı
Sanki bir dağ ağırlığı kalkacak üzerimden
Ve nehirler boşalacak bir anda içerimden
Sakın bilme...

Anlatsan duyarım bütün güzellikleri
Erir dağlarımın başındaki kar
Sussan içerimde kıyamet kopar
Sakın konuşma...

Ha küreğe mahkum olmak prangaya vurulmak
Ha görmemek gözlerini, ikisi de bir
Bütün kördüğümleri çözecek gözlerindir
Sakın bakma...

Bir haberin gelse iki satırlık
Yüreğim birdenbire kanatlanır yücelir
Bir martı gibi çıkar kapına gelir
Sakın yazma...

Çıkıp gittiğinden beri, sessiz sedasız
Başıboş kalan esir, zindanda yatan hürüm
Dönmezsen çaresiz kalır ölürüm
Sakın gelme...

İşte dağlar, taşlar şahidim olsun
Yüzüme bakma, konuşma, yazma istemiyorum
Dipsiz karanlıklara bağırıp duruyorum
Sakın işitme...


Yavuz Bülent Bakiler

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
30 Temmuz 2009       Mesaj #5
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Yavuz Bülent Bâkiler

ybbakiler

Ellerin

Senin, ince uzun, beyaz ellerin
Yüreğimi alan bir serinlik sanki
Al bir kadife üstünde ellerin dursa biraz
Tabloların en güzeli olur inan ki.

Ellerini düşündüm geceler boyu
Ellerin içimde akıp duran su
Ellerin, türküler uykular kadar güzel
Ellerin karanfil kokusu...

Mısra mısra beyit beyit ördüğüm
Ellerindir düşlerimde ayan beyan gördüğüm
Uzat ellerini avuçlarıma
Uzaktan bakmak mı yüz görümlüğüm.

Ateşim var, hastayım, sayıklıyorum
Ellerin aklımda en güzel yorum
Koysan ellerini alnıma biraz
Bütün ateşimi alır diyorum.

Kapı, pencere, masa, duvar...
Odamın her yerinde ellerinden gölge var
Bir gün gelsen evime şaşıracaksın
Açılacak birer birer kendiliğinden kapılar


Yavuz Bülent Bakiler
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
31 Temmuz 2009       Mesaj #6
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Şaşırdım Kaldım İşte

Sözde, senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla..
Bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla..

Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla..
Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla..

Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla..
Yüreğimin başına noktalarla.. Hatlarla..

Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla..
Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla.

Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle..
Öldür bendeki beni..
..Sonra dirilt kendinle!

Çarpsan karasevdayı en azından yüzbinle..
Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle..
Kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle..
Ama her defasında geri döndüm SENİNLE..

Hangi düğüm çözülür.. Nazla.. Sitemle.. Kinle..
Ne olur bir gün beni, kapında olsun dinle..

Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n'emsin..?
Bazen kızkardeşimsin.. Bazen öpöz annemsin..
Sultanımsın susunca, konuşunca kölemsin..
Eksilmeyen çilemsin..
Orada ufuk çizgim, burda yanım yöremsin..
Beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin..

Çâresizim.. Çâremsin..

Şaşırdım kaldım işte bilmem ki neyimsin...


Yavuz Bülent Bâkiler
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
4 Ağustos 2009       Mesaj #7
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

Emine Bacı


Ben Numanlar Köyü'nden Emine Bacı
Yaşım belki doksanbir,belki seksensekiz.
Ellerim ayaklarım buğdaylar kadar temiz
Yaz gelince dibeklerde çaresiz
Dövülen benim benim,benim!

Benim şimdi harmanlarda savrulan
Kara topraklarda buğu,yetim ocaklarda duman
Seferberlik yıllarından beri dul kalan
Gelinim,gelinim,gelinim!...

Ben Numanlar Köyü'nden Emine Bacı
Ürüzgarın erittiği karlara benziyorum.
Gayrı söner odamda geceleri yanan mum
Yüreğime bir ses verin diyorum
İnim inim,inim inim!...

Ben Numanlar Köyü'nden Emine Bacı !
Tadım tuzum yok gayrı,ağzımda dilim acı
Varıp hangi doktordan alsam ilacı
Ben kim,doktor kim,ben kim?...

Beni böyle ilmek ilmek dokuyup saran ağrı
Biliyorum gayrı,ölüme çağrı
Kuru dallar gibi Allah'a doğru
Uzar beş vakit ellerim,ellerim,ellerim!

Ben Numanlar Köyü'nden Emine Bacı
Üzerime dağlar gibi çile gelir de
Ya sabır çekerim evvel emirde
Bir kuru canım var çok şükür bir de
Bir yatak bir yorgan bir kilim.
Bir yatak bir yorgan bir kilim...


Yavuz Bülent Bakiler
pesimist - avatarı
pesimist
Ziyaretçi
14 Aralık 2010       Mesaj #8
pesimist - avatarı
Ziyaretçi
Bir gün baksam ki gelmişsin

Bir gün baksam ki gelmişsin...
Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yâr
Gözlerinde bir bitmez bir tükenmez güzellik
Saçlarında ilkbahar...

Bir gün baksam ki gelmişsin...
Gülüşünde taze serin bir rüzgar
Ellerin yine eskisi kadar güzel
Çiçek açmış dokunduğun bütün kapılar

Bir gün baksam ki gelmişsin...
Hasretin içimde sonsuzluk kadar
Şaşırmış kalmışım birdenbire çaresiz
Dökülmüş yüreğime gökyüzünden yıldızlar

Bir gün baksam ki gelmişsin...
Ne yüzünde bir gölge ne dilinde sitem var
Tozlu papuçlarını gözlerime sürmüşüm
Benim olmuş dünyalar...

Yavuz Bülent Bakiler
woltka1001 - avatarı
woltka1001
Ziyaretçi
19 Mayıs 2012       Mesaj #9
woltka1001 - avatarı
Ziyaretçi
Türkiyem, Anayurdum, Sebebim, Çarem !
(Yavuz Bülent Bakiler)
Ben, kağnılarla yaylılarla büyüdüm geldim
Çocuk yüreğimi yakan türküler dinleye dinleye.
Mahzun kağnılarla, nazlı yaylılarınla
Ve tozlu yollarınla sevdim seni Türkiye!
O tezek topladığım kırlar, yaylalar…
Başına oturduğum, yemek yediğim atandır.
Türkiye’m, anayurdum, sebebim, çarem…
Taşına toprağına vurgunluğum bundandır…
Akşam karanlığıyla başlardı kurbağalar
Susar gökyüzü kadar, dinlerdim biteviye.
Gecemi besteleyen cırcır böceklerinle.
Kurbağa seslerinle sevdim seni Türkiye!
Bir Peygamber sofrasıydı soframız:
Biraz tandır ekmeği, biraz çökelik…
Yoksulluğunla da bağlandım kaldım sana
Mecnunlar gibi üstelik.
Yağmurlar başlayınca, odalarımız damlardı
Dizlerini döve döve ağlardı anam.
Şimdi kırkikindiler boyunca sırılsıklam
Küçük kerpiç evlerin çıkmaz aklımdan!
Türkiye’m! Hasretim! Kınalı türküm! ..
İçiçe güzellik, uç uca kahır
Yüreğimi bin parçaya bölseler
Her parçası yine seni çağrışır.

Benzer Konular

12 Ekim 2008 / P.u.S.u Müzik tr
27 Ağustos 2015 / estudiantes Sinema tr
20 Mart 2016 / _Yağmur_ X-Sözlük
2 Nisan 2010 / LaSalle Basın/Magazin tr
23 Nisan 2008 / KENCISii Bilim tr