Arama

Milan Kundera

Güncelleme: 17 Şubat 2007 Gösterim: 10.122 Cevap: 1
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Ekim 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Milan Kundera
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Milan Kundera 1 Nisan 1929'da Çekoslovakya'nın Brno şehrinde doğdu. 14 kitap yazmış, sayısız ödül almış, yazarlık mesleği yanında uzun yıllar müzik ve sinemayla profesyonel olarak uğraşmıştır. Çek asıllı Fransız yazar yaşamını Paris'te, eşiyle birlikte sürdürmektedir.

Yaşamı
1929 yılında, orta halli Kundera ailesinin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Ludvík Kundera (1891-1971), 1948-1961 yılları arasında Brno Müzik Akademisi müdürlüğü yapmış olan, ünlü müzikolojist ve piyanist Leoš Janáček'in öğrencisiydi. İlk piyano derslerini babasından aldı ve ilerleyen yıllarda kendisi de müzikoloji üzerine çalışmalar yaptı.
Lise eğitimini 1948 yılında Brno'da bitirdikten sonra, Charles Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde, edebiyat ve estetik üzerine eğitim gördü. İki dönem sonra Film Akademisine geçti ve yönetmenlik konusunda ilk makalelerini yazdı fakat daha sonra çalışmalarını politik baskı yüzünden durdurmak zorunda kaldı.
İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda Komünist Parti'ye üye oldu. Ancak 1948'in şubat ayında partiden çıkarıldı.1950 yılında da bir diğer Çek yazar Jan Trefulka Komünist Parti'ye karşı faaliyetlerde bulunmaktan, partiden uzaklaştırıldı. Trefulka o günlerde gerçekleşen olayları 1962 yılında yazdığı Pršelo jim štěstí (Onlardan Yükselen Mutluluk) romanında anlattı, Kundera'ysa o günlerde başına gelenleri bir şaka olarak görmüş olacak ki, partiden çıkarılma sürecinde başına gelenleri anlattığı kitabının ismini Žert (Şaka) koydu.1956 yılında Komünist Parti'ye tekrar giren Milan Kundera, 1976 yılında ikinci kez, Václav Havel gibi ünlü yazarlar ve sanatçılarla birlikte partiden ihraç edildi.
1968'deki Rus istilasından sonra, Prag Müzik ve Sanatlar Akademisi'ndeki görevinden uzaklaştırılan Kundera, politik baskılara dayanamayarak Fransa'ya göç etti ve 1981 yılında Fransa vatandaşı oldu.1979 yılında yazdığı Gülüşün ve Unutuşun kitabından sonra Çekoslovak Hükümeti, vatandaşlık hakkını geri verdi.
1980 yılında Gabriel Garci Marquez'in aldığı Commonwealth Ödülü'nü, 1981 yılında Tenesse Williams'la paylaştı.En bilinen romanı Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği 1988 yılında Philip Kaufman tarafından sinemaya uyarlandı.1983 yılında Michigan Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verilen Kundera 1985 yılında da Kudüs Ödülüne layık görüldü.
Çağımızın en başarılı düşünsel roman yazarı ve varoluşçuların sonuncusu olarak nitelendirilen Kundera'nın son kitabı Perde, 2005 yılında yayınlandı.

Ödülleri
  • Medicis Ödülü (Yaşam Başka Yerde)
  • Mondello Ödülü (Jacques İle Efendisi)
  • Commonwealth Ödülü
  • Europa Literatura Ödülü
  • Kudüs Ödülü
Eserleri
  • Şaka (1967)
  • Gülünesi Aşklar (1958-1968 arası yazdığı hikayelerden oluşmaktadır)
  • Yaşam Başka Yerde (1969)
  • Jacques ve Efendisi (1975)
  • Veda Valsi (1976)
  • Gülüşün ve Unutuşun Kitabı (1979)
  • Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği (1981)
  • Roman Sanatı (1985)
  • Ölümsüzlük (1990)
  • Saptırılmış Vasiyetler (1992)
  • Yavaşlık (1994)
  • Kimlik (1998)
  • Bilmemek (2000)
  • Perde (2005)

Biyografi Konusu: Milan Kundera nereli hayatı kimdir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Şubat 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kitaplari

Sponsorlu Bağlantılar
civi AYRILIK VALSİ
ayrilik valsi ...Yine Kundera'nın alışılmış kara mizah anlayışı içinde yazılmış bir roman. Mutluluğu arayan yedi kişinin romanı. Kundera'nın, alaycılık ve şefkatli ustaca ayarlayarak yönettiği bu 'vals'in dans adımlarına uyarak, romanın bu yedi kişisi, birbirlerine sarılıyor ve uzaklaşıyorlar.
Çeviri : Aydın Emeç
Can Yayınları




civi ANAHTAR SAHİPLERİ
anahtarsahipleri Almanlar eninde sonunda yenilecekler, iş böyle yürümez. Savaştan sonra bizi kim yönetecek sanıyorsunuz dostlarım? Gerçekçi olmak gerek bu konuda. İster Ruslar gelsin, ister İngilizler. İktidar filozofların değil, benim gibilerin elinde olacak. Çünkü her zaman bir düzen gerekli. Jüri gibiler, sıraya girmesini bilmeyenler, hiçbir şeyi beğenmeyenler; her şeyin kusurunu bulanlar hiçbir şeyin üstesinden gelemeyecekler yine. Böyleler toplum için, evet bütün toplum için, aile için, devlet için, rejim için zararlı. Çünkü uygun adım yürümek istemezler.
Çeviren : Rekin Teksoy
Remzi Kitabevi

civi ŞAKA
saka Şaka'nın Çekoslovakya'da ilk basımı 1967'dedir. Kısa sürede üç basımı yapılan kitabın baskı sayısı 120.000'i bulmuşken Çekoslovakya, Sovyetler Birliği'nin işgaline uğradı. İşgalle birlikte Milan Kundera adı, Şaka adlı romanıyla birlikte Çekoslovakya'da sonsuza dek yasaklanmış oldu. Bir yıl sonra Şaka Fransızcaya çevrildi. Aragon da bu kitaba bir sunuş yazısı yazmıştı. Kitap bir anda pek çok dile çevrildi ve bütün dünyada büyük yankılar uyandırdı; bu arada Aydın Emeç'in çevirisiyle Türkiye'de de yayımlandı. Milan Kundera, kitabının bütün dünyadaki çevirilerine kaynaklık eden Fransızca çevirisinin, kendi kitabından ne kadar uzak, ne kadar yanlış bir çeviri olduğunu ancak yıllar sonra fark edebildi ve kitabın bütün dünya dillerindeki yayın hakları donduruldu. Şaka, yazarının da denetimiyle yeni baştan Fransızcaya çevrildi. Elinizdeki bu çeviri, Şaka'nın, bu ünlü romanın Fransızcaya yapılan ikinci ve doğru çevirisinden Türkçeye aktarılmıştır.
Çeviren : Zehra Gençosman
Can Yayınları

civi GÜLÜŞÜN VE UNUTUŞUN KİTABI
gulusunkitabi Gülüşün ve Unutuşun Kitabı, ünlü Çek yazarı Milan Kundera'nın Fransa'ya göçtükten sonra orada yazdığı ilk roman. Bir kahvede servis yapan güzel göçmen kızı Tamina, hiçbir şeyin, hiç kimsenin yerini tutamayacağı ölmüş kocasının anısının giderek bulanıklaşmasına karşı umutsuz bir savaş veriyor. Onun öyküsü, bu kitabın iki temel gerçeğini yansıtıyor: Çekoslovakya'da yaşanan trajik deney (yani ünlü Prag Baharı, ardından Sovyet işgali) ve Batı'daki yaşam. Kundera, kuşkulu bir bakışla dolaşıyor bu gerçekler üzerinde. Kitabın, birbirinden bağımsız görünen yedi bölümü, bir yolculuğun aşamaları gibi birbirini izliyor. Aynı durumlar, aynı sorular, müzikteki kreşendo gibi bir tek görüntüde birleşiyorlar. Mizah, yoğun bir hüzünle birlikte gelişiyor. Her an gülünç bir pantomime dönüşebilecek erotizmin incinebilirliği ve bunun getirdiği şaşkınlık. Ve sonuna doğru bir koşuya dönüşen tarih; unutuşun tanrılarına adanmış, yazarın ve ülkesinin kaderi konusunda düşünceler, düşünceler.
Çeviri : Erhan Bener
Can Yayınları

civi YAŞAM BAŞKA YERDE
yasambaskayerde Günümüzün en önemli edebiyatçılarından birinin bir anlamda en kişisel romanı. Yaşam Başka Yerde'nin başkişisi olan "şair" aracılığıyla Kundera, dünyayla, "yazı" ile ilişki kurmanın sorunları üzerine eğiliyor, çağdaşlarından, yakınlarından "yazı" dolayısıyla ayrılmanın çilelerini konu ediyor.
Çeviri : Levent Kayaalp
İletişim Yayınları
SAPTIRILMIŞ VASİYETLER
vasiyetler Bu deneme, bir roman gibi yazıldı. Bağımsız dokuz bölüm boyunca değişik kahramanlar kitapta rol alıyorlar; yolları kesişiyor: İlginç dostları Ansermet ve Brod'la birlikte Stravinski ile Kafka; mirasçılarıyla birlikte Rabelais. Büyük romancılar. Çünkü kitabın başkahramanı, roman sanatıdır: Romanı yaratan mizah anlayışı; romanın müzikle olan gizemli akrabalığı; roman ve müziğin üç dönemde gelişen tarihi; üçüncü dönemin (modern romanın) estetiği; varoluşsal felsefesi. Kitap bu roman felsefesinin ışığı altında çağımızın büyük yönelimlerini inceliyor: Celineden Mayakovskiye, çağın sanatına karşı açılan ahlak davaları; geçen zaman ve aynı zamanda bugünün beni ile dünün benini değişkenleştiren zaman; unutuşun bir biçimi olarak anı; bireye dayanan bir çağın özsel kavramı olarak utanma; alışkanlık ve kural haline gelen, bireyciliğin çöküşünü haber veren ölçüsüzlük; bir ölünün istencinin gizemli gücü; vasiyetler; Avrupa'nın, sanatın, roman sanatının, sanatçıların saptırılmış vasiyetleri. Çekoslovakya'da doğan ve 1975 yılından bu yana Fransa'da yaşayan Milan Kunderanın Fransızca yazdığı Saptırılmış Vasiyetler, 1993 yılı Aujourd'hui Ödülünü almıştı.
Çeviren : Özdemir İnce
Can Yayınları

civi YAVAŞLIK
yavaslik Yavaşlık'ın kıssasından çıkan hisse şu: "Yavaşlığın düzeyi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır." Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır.

"Kundera, gerçek `libertin'liğin gücünü görüntünün zorba güçsüzlüğünün karşısına, Epikuros'un hazlarını otomobilin karşısına çıkartıyor." (Jean-Pierre Tison, Lire)

"Varoluşun dayanılabilir hafifliğinin savunusu. Diderot ile Gogol yüzümüze ayna tutuyorlar: Sanıldığı kadar çirkin değiliz..." (Alain Bosquet, Magazine Litteraire)

"Yavaşlık, ciddi bir roman değil, bir şaka: Gevezeliğin can sıkıcı ciddiliğinde yitmekte olan hazzın gizini, haz aracılığıyla ve haz için yeniden bulmaya çalışan bir kitap. Don Kişot da bir şakaydı."
(Pierre Lepape, Le Monde)

"Milan Kundera, Roman Sanatı'ndan bu yana, kurmaca (fiction) ile denemeyi, deneyim ile imgelemi birleştiren bir roman biçimini ileri sürüyor. Ona göre roman sanatı bütün olanaklarını tüketmiş değil, keşfedilmeyi bekleyen daha bir yığın yol var."
(Antoine de Gaudemar, Liberation)
Çeviren : Özdemir İnce
Can Yayınları

civi JACQUES İLE EFENDİSİ
efendisi Milan Kundera'nın 1971 yılında yazdığı Jacques ile Efendisi'nin elyazmaları, kendisini Prag'da ziyaret eden Georges Werler tarafından Claude Gallimard'a ulaştırıldıktan sonra, ilk kez 1981 yılında yazarın kendi çevirisiyle yayımlandı. Aradaki on yıllık süre içinde oyun metni elden ele dolaşarak sınırlı bir topluluk tarafından okunabildi...
Oyunun başında yer alan "Bir Çeşitlemeye Giriş" başlıklı yazı, Milan Kundera'nın roman sanatı, Sterne, Diderot ve çeşitleme yöntemlerine ilişkin çok ilginç düşüncelerini dile getirmektedir.
Çeviren : H.Haluk Kuruoğlu
Can Yayınları

civi KİMLİK
kimlik Erkek, kadından on dört yaş küçüktür. Bu büyük aşkın arasına uzunca bir ayrılık girer. Yeniden buluştuklarında bir şeyler eskimiştir. Bu mutlu çiftin arasındaki güven duygusu, giderek kuşkuya dönüşür, artık birbirlerini gözetlemektedirler.
Çeviren : Aykut Derman
Can Yayınları

civi BİLMEMEK
bilmemek 1968. Prag'da Sovyet tankları. Prag Baharı'mn sonu gelmiştir. Yurdundan aynlan pek çok göçmenden biri de Irena'dır. Kocasıyla birlikte Paris'e yerleşen Irena, onun ölümüyle yalnız kalır. Kendine yurt edindiği bu yerde duygularını, özlemlerini anlayacak, `bilecek' kimse yoktur. Yıllar sonra, soğuk savaşın bitimiyle birlikte, eski yurdunu sık sık ziyaret etmeye başlar. Bu yolculuklarından birinde havaalanında yine eski bir göçmen olan Josef'le karşılaşır. Josef, onun bir türlü kopamadığı, ama yabancılaştığı geçmişinden bir sayfadır. Bütünüyle farklı nedenlerle çıktıkları Prag yolculuğu, Irena ile Josef'in yurtsuzluklarına, özlemlerine yeni halkalar ekleyecektir. Bilmemek, hatırlama üzerine, yalnızlık, yabancılaşma, yurtsuzluk, bellek ve unutuş üzerine bir roman. Yoğunluk, derinlik, duyarlık ve yorum açısından Milan Kundera'nın en önemli yapıtlarından olduğu kesin. İnsanlığın en güncel sorunlarından biri haline gelen `göçmen olma' durumunu psikolojik ve siyasal kahplar içinde tutkuyla inceleyen Milan Kundera, romanına kendi kişisel tarihini de ilk kez bu kadar açıkça katmış. 20'nci yüzyıla damgasını vuran yazarlardan olan Milan Kundera'nın bu son romanı, yaşadığı ve yazdığı ülke olan Fransa'dan önce Türkiye'de ve Türkçe yayınlanıyor.
Çeviri : Aysel Bora
Can Yayınları
ROMAN SANATI
roman sanati Milan Kundera'nın, kendi kurduğu roman evreninin kökenlerine indiği yapıttır Roman Sanatı. Yazarın, yaşadıklarını yaşarken anlattığı, metnin gelişimine okur kadar dahil olduğu bir evrendir onunki. Kundera'nın gözünde roman, 'yazarın bir itirafı değil, bir tuzağa dönüşen dünyada insan hayatının keşfedilişidir.' Roman, Kundera'nın başkaldırısı, herhangi bir politika, din ya da sınıfla özdeşleşmeyi reddedişidir. Cervantes'in mirasından yola çıkarak roman algısını ortaya çıkan Kundera, Broch, Musil, Kafka okumaları yaparak, kahramanlar-kurgu-psikoloji-tarih bütünlüğüne yaklaşımını anlatıyor. Kundera, romanın doğuşunu ve özünü ise şöyle özetliyor: 'Harika bir Yahudi atasözü var: İnsan düşünür, Tanrı güler. Ben François Rabelais'nin bu atasözünden esinlenerek bir gün Tanrı'nın gülüşünü duyduğunu ve ilk büyük Avrupa romanının böyle doğduğunu hayal etmeyi seviyorum.' Yirminci yüzyılın en önemli edebiyat adamlarından olan Milan Kundera'yı ve romancılığını daha iyi anlama ve değerlendirme yolunda vazgeçilmez bir başucu kitabı Roman Sanatı.
Çeviri : Aysel Bora
Can Yayınları
civi ÖLÜMSÜZLÜK
olumsuzluk Milan Kundera'nın roman anlayışının tam anlamıyla ifadesini bulduğu bir doruk: Ölümsüzlük. Ona göre roman, varlığı araştırmak için bir araçtır; yazar, ortaya birtakım gerçekler koymaktan çok, çözülmek üzere sorular sorar. Ölümsüzlük'ün yazar-anlatıcı-kahramanı olan Kundera, bu yapıtındaki yedi bölümde, ölümsüzlük, yüz, aşk, rastlantı gibi farklı romanesk temalardan oluşan bir yol çiziyor. Roman birbirinden son derece ayrı gözüken, ancak birbirine sıkı sıkıya bağlı olayları ve kahramanları bir araya getiriyor. Kundera, hepsi birer evren demek olan sahneler kuruyor, bu büyük tiyatro oyununda, rastlantılar, kesişmeler, koşutluklar ve karşıtlıklar Hemingway'le Goethe'yi, Goethe'nin aşığı Bettina von Arnim'le varoluşunu yaşnızlıkta arayan Agnes'i, Kundera'yla Profesör Avenarius'ü aynı sahnede, aynı sorunun çevresinde buluşturuyor. Ölümsüzlük'ün kahramanları bir hareketten, bir oluştan, kendilerini aşan bir kavramdan doğuyorlar; yazar, kitabın içindeki varlığıyla bir açıdan kahramanların durumlarının yansıdığı bir ayna görevi görüyor. Romanlarında müzikal tekniklerin büyük etkisinin görüldüğü Kundera, bu romanında da tekanlamlılığı reddedişini ortaya koyan özgün çoksesliliğini koruyor. Böylece bir başyapıt ortaya çıkıyor: Ölümsüzlük, edebiyat hakkında, edebiyatın sahip olduğu malzeme ve olanakları hakkında olağanüstü bir düşünme serüveni.
Çeviri : Aysel Bora
Can Yayınları
civi GÜLÜNESİ AŞKLAR
gulunesi asklar Milan Kundera, bütün yapıtları arasından en çok Gülünesi Aşklar'ı büyük keyifle, zevkle yazmış olduğunu söyler. Yedi öyküden oluşan bu kitapta, yazarın daha sonraki romanlarında geliştireceği aşk, yalan, yanılsama gibi temaların özünü, özgün ve yenilikçi anlatım tekniklerini bulmak mümkün. Hayatı, yanılsamalar üzerine kurulu bir parodi olarak sunduğu Gülünesi Aşklar'daki öyküler, 1958 ile 1968 arasında yazılmış. Milan Kundera, o eşsiz kara mizahı ve ironisiyle kahramanlarının kimlik sorunlarını, oyun gibi başlayan cinsel yanılsamalarını, trajik bir tutsaklıktan başka bir şey olmayan erotik güç tutkularını işliyor, cinsellik ve erotizmi benzersiz gözlem gücü ve duyarlılığıyla, kusursuz bir estetik düzeye oturtarak işliyor. Bu öykülerin her birinde 'gülünesi aşklar' yer alıyor ya da gerçek aşk oyunları. Yirminci yüzyıl edebiyatına damgasını vuranlardan olan Çek yazar Milan Kundera'nın Gülünesi Aşklar'ı zamana karşı durabilen bir başyapıt.
Çeviri : Serdar Rifat Kırkoğlu
Can Yayınları


civi VAROLMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
varolma Ne yapacağını bilemeden bir avlunun karşı tarafındaki duvara dalıp gitmek; bir aşk anında karnındaki inatçı gurultuya kulak vermek; ihanet etmek; ihanetin göz kamaştırıcı yolunu terk edecek gücü kendinde bulamamak; Büyük yürüyüşte kalabalıklarla birlikte yumruğunu havaya kaldırmak; gizlenmiş mikrofonlar önünde espri gösterisi yapmak bu durumların hepsini tanıdım, hepsini yaşadım... Romanlarındaki kişiler kendime ilişkin gerçekleşmemiş olabilirliklerdir. Her biri benim ancak kenarında dolaştığım bir sınırı aşmıştır.
Çeviri : Fatih Özgüven
İletişim Yayınları


Benzer Konular

27 Ağustos 2008 / Misafir Spor ww
2 Aralık 2015 / Misafir Spor ww
14 Ocak 2009 / Misafir Spor ww
27 Şubat 2012 / Teamoore Soru-Cevap
30 Kasım 2015 / Harry Kewell Spor ww