Arama

Yorgo Seferis

Güncelleme: 8 Eylül 2012 Gösterim: 4.994 Cevap: 1
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
24 Şubat 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Yorgo SEFERİS (1900–1971)
MsXLabs.org & Temel Britannica
Ad:  seferis_1.gif
Gösterim: 677
Boyut:  13.1 KB
Sponsorlu Bağlantılar
Asıl adı Georgios Seferiades olan Yorgo Seferis, çağdaş Yunan edebiyatında Sembolizm (Simgecilik) Akımı'nın önde gelen şairlerinden biridir. Diplomatlık mesleğini seçmiş olan Seferis de­nemeleriyle de tanınır. Babası, şiirle uğraşan bir hukukçuydu. Seferis 20. yüzyılın başların­da oldukça geniş bir Rum topluluğunun otur­duğu İzmir'de doğdu. 14 yaşına kadar bu kentte yaşadı ve ilköğrenimini burada gördü. Ailesiyle birlikte yaz tatillerini geçirdiği, İz­mir'in İskele diye anılan sayfiye yerinde Rum balıkçıların ezbere okuduğu eski Girit destan­larını dinleyerek büyüdü. I. Dünya Savaşı (1914-18) çıkınca ailesiyle birlikte Atina'ya göç etti.
Ortaöğrenimini burada tamamlayan Seferis 1918'de, babasının avukatlık yapmakta oldu­ğu Paris'e hukuk okumak üzere gitti. İlk şiir­lerini de hukuk öğrencisi olduğu bu yıllarda yazdı. 1924'te dil öğrenmek amacıyla İngilte­re'ye gitti. Bir yıl sonra Atina'ya dönerek dış­işleri bakanlığında göreve başladı. Bu arada şiir, eleştiri ve çeviri çalışmalarını sürdürü­yordu. 1931'de Yunanistan'ın Londra konso­losluğuna atandı. Dışişlerindeki hizmetini Ar­navutluk, Güney Afrika, Mısır ve Türkiye'de müsteşarlık ve konsolosluk görevlerinde bu­lunarak sürdürdü. II. Dünya Savaşı (1939-45) sırasında sürgündeki Yunan hükümetinde gö­rev alan Seferis daha sonra Beyrut, ardından da 1957-62 arasında Londra'da büyükelçi ola­rak görev yaptıktan sonra emekliye ayrıldı. Seferis'e 1963'te Nobel Edebiyat Ödülü ve­rildi.
Seferis'in yaşamını etkileyen en önemli olay, 1922'de Anadolu'da Türk Kurtuluş Sa­vaşı sırasında Yunan kuvvetlerinin bozguna uğraması ve İzmir'in yakılmasıdır. Doğduğu ve çocukluğunu geçirdiği kentin bir yangın ye­ri haline gelmesi o yıllarda Paris'te yaşayan Seferis'in kendini geçmişinden, anılarından birdenbire kopmuş ve sürgünde hissetmesine yol açmış, görevi gereği yurdundan sık sık uzaklaşması da sürgünlük duygusunu aynca yoğunlaştırmıştır. Doğduğu yerden zorunlu olarak uzak kalması, yaşamı boyunca sanatını etkileyen önemli bir özellik olmuştur. Şiirle­rinde sıkça geçen "öteki kıyı", "öteki dünya", "öteki yaşam" sözleri, yitirdiği anılarına düş gücüyle ulaşma çabalarını simgeleyen deyiş­lerdir. Şair yeni kökler bulmak, yitirdiği ana­yurduna düş gücüyle yeniden erişmek için uzun süren büyük bir çaba içine girmiştir. Se­feris için geçmiş, bugünkü duyarlılığını yo­ğunlaştıracak ve bütünleyecek bir araştırırma alanıdır. Şiirlerinde o yıllarda edebiyat dünyasında yaygınlık kazanan, ezgisel yanı ağır basan, abartmalı nitelemelerle, benzetmeler­le dolu coşkulu anlatıma ağırlık veren anlayı­şa uzak kalır. I strofi (1931; Dönüm Noktası) adını taşıyan ilk kitabındaki uyaklı dörtlükler­den oluşan aşk şiirlerinde o yıllardaki kalıpla­rı kullanmış, ama dile çok daha belirgin bir düzen kazandırmış, kullanıla kullanıla etkisini yitirmiş sıfatlar ile uyaklardan kurtulmayı ba­şarmıştır. Seferis'in bu yeniliği o günlerin tu­tucu Yunan eleştirmenlerinin tepkisini çek­miştir. 1932'de yayımladığı Sterna (Sarnıç) adlı yapıtta ölçülü uyaklı, ama daha yoğun bir şiir dilini deneyen şair, 1935'te yayımlanan Destansı Öykü'de (Mithistörima) şiir dilini ve tekniğini tam bir olgunluğa eriştirmiştir. Yu­nan şiirinin evriminde bir dönüm noktası ka­bul edilen bu yapıt 24 şiirden oluşur. Sefe­ris'in özgür koşukla yazdığı bu şiirler içerikle biçim arasındaki uyumla dikkati çeker.
Seferis, 1940–55 yıllan arasında üç kitap olarak yayımlanan İmerolöyion kataströmâtos (Seyir Defteri) ile Kikhli (1947; Ardıç Ku­şu) gibi kitaplarının yanı sıra, Dokimes (1944; Denemeler) adı altında eleştiri ve deneme­lerini de yayımladı. Seferis denemelerinde yalnız edebiyatla değil, tarih, eğitim, felsefe ve güzel sanatların öbür kollarıyla ilgili görüş­lerini de dile getirdi. Dilimize Destansı Öykü adıyla çevrilen şiir kitabından başka şiirlerin­den, denemelerinden ve anılarından yapılan seçmelerden oluşan bir yapıt da Üç Kırmızı Güvercin adıyla çevrildi.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Biyografi Konusu: Yorgo Seferis nereli hayatı kimdir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
8 Eylül 2012       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Yorgo Seferis (1900 İzmir-1971 Atina)
MsXLabs.Org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Sponsorlu Bağlantılar

yorgo seferis 02
Yunanlı şair. I. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine ailesiyle birlikte Atina'ya yerleşti. 1918'de hukuk öğrenimi yapmak amacıyla Paris'e gitti. 1922 yılında Türkler ve Yunanlılar arasındaki çatışma kızıştı. İzmir'in yakılması, Yunanlıların bozguna uğrayarak kaçmaları, binlerce yıllık bir geleneğin bir gecede yok olması Seferis'i derinden etkiledi. Diplomat oldu ve Londra, Arnavutluk Güney Afrika, Mısır, İtalya gibi ülkelerde yıllarca görev yaptı. Ankara'daki Yunan Büyükelçiliği'nde müsteşar olarak çalıştı (1949-1950). Yunanistan'ın Londra büyükelçisi oldu (1957-1962). Yurt dışındaki bu görevleri, kendisindeki sürgün duygusunu yoğunlaştırdı.

1947'de Atina Akademisi'nin Kostis Palamas Şiir Ödülü'nü, 1963'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı ve Yunan şiirinin tanınmasında önemli rol oynadı. Şiirlerinde, sürgün ve bozgun duygusundan kaynaklanan "öteki kıyı", "öteki dünya", "öteki hayat" gibi kavramlara rastlanır. Yitirdiği anayurdunu yeniden bulmak için şiirsel hayal gücünü kullandı. Geçmişi, bugünün duyarlığını yoğunlaştıracak bir araştırma alanı olarak gördü. Şiiri, kendinden önceki iki büyük şairin, Palamas ve Sikelianos'un anlayış ve üsluplarına hiç benzemez. Şiirinin ses tonunu belirleyen, bir düşün ya da uyanışın dile getirilmesidir. Çarpıcı imgeler kullanmış, yalın ve işlevsel bir üslup geliştirmiştir. Kaynağı mitolojiye uzanan imgelerinde, sergilediği tüm görünümün gerisindeki bir varlığın arayışı vardır.Seferis özellikle "Mithistorima" (Destansı Öykü, 1934) adlı kitabıyla, başlangıçtan beri kullanmakta olduğu şiir dilini ve tekniğini tam bir olgunluğa kavuşturmuştur. "Destansı Öykü" bugün çağdaş Yunan şiirinde bir dönüm noktası sayılmaktadır. Yirmi dört kısa şiirden oluşan bu yapıt, yaşamın kaynaklarını bulma yolunda girişilen bir arayışı dile getirir.

Öbür yapıtları:
  • "Strofi" (Kıtalar, 1931),
  • "İ Sterna" (Sarnıç, 1932),
  • "Yimnopedia" (1936),
  • "Tetradio Gimnasmaton" (Alıştırmalar Defteri, 1940),
  • "İmerologio Katastromatos I, II, III" (Gemi Günlüğü I, II, III, 1940, 1944, 1955), "Kihli" (Ardıç Kuşu, 1947), "Piimata" (Şiirler, 1963), "Dokimia" (Denemeler), "Dialogos Pano Stin Piisi" (Şiir Üzerine Diyalog).
Ödülleri
  • Atina Akademisi Ödülü (1947)
  • Nobel Edebiyat Ödülü (1963)



Sen sadece aynasin...

Benzer Konular

1 Temmuz 2011 / Misafir Soru-Cevap
11 Ekim 2015 / Mira Asker ww
20 Aralık 2015 / KisukE UraharA Siyaset ww
24 Şubat 2013 / _EKSELANS_ Müzik tr
20 Aralık 2015 / Mira Siyaset ww