Ziyaretçi
İham nedir?
Sponsorlu Bağlantılar
Îhâmın kelime anlamı vehme, şüpheye, kuruntuya, tereddüde düşürmektir. Yani şair kelimeyi öyle kullanır ki okuyucu o kelimenin bütün anlamlarıyla şiiri anlayabilir, anlamlandırabilir. Dolayısıyla; okuyan, şair bu kelimeyi acaba hangi anlamda kullandı diye tereddütte kalabilir yada her okuyucu o kelimeyi (îhâm yapılan kelimeyi) şairin kendi anladığı anlamda kullandığını vehmeder, düşünür.
Her gelen rind kanar zevke bu mecliste Kemâl
Cânib-i rahmete son çektiği sâğarla döner Yahya Kemâl
Sâğar : kadeh
Beyitte geçen "kanar" kelimesinde îhâm sanatı vardır. Zira kelimenin aldanmak ve doymak, kanmak şeklinde iki anlamı vardır ve beyit bu iki anlamın hangisiyle açıklanırsa açıklansın anlamlı olur.
"Kanar" kelimesini "aldanmak" anlamında alırsak beytin anlamı şu şekilde okur : "Kemâli, her gelen rind bu mecliste zevke aldanır ve rahmet tarafına, son çektiği kadehle döner."
"Kanar" kelimesini "kanmak ve doymak" anlamında aldığımızda ise beytin anlamı şu şekilde olur : "Kemâl, her gelen rind bu mecliste zevke doyar, kanar (ve) rahmet canibine son çektiği kadehle döner."
Her ne dem lutf eyleyüp bezmi müşerref eylesen
Ehl-i bezm ayağına yüz sürmeğe âmâdedir.
Bu beyitte îhâm sanatı "ayak" kelimesi ile yapılmıştır. Ayak, hem bacağın "bilekten sonraki kısmı" hem de "kadeh" anlamındadır. Bu iki anlam da beytin genel anlamıyla uyumludur.
Ayak kelimesini "bacağın bilekten sonraki kısmı" anlamında alırsak beytin anlamı şu şekilde olur : "(Ey sevgili) Ne zaman lutf edip içki meclisine şeref versen, oradakiler senin ayağını öperek saygı göstermek için (ayaklarına kapanmak için) (hazır) beklemektedirler." (Kelimeyi bu anlamda aldığımızda hitap sâkiyedir. Zirâ ayak sâkiye ait bir organdır.)
Ayak kelimesini "kadeh" anlamında aldığımızda ise beytin anlamı şu şekilde olur: "Ne zaman lutf edip içki meclisine şeref versen oradakiler senin getirdiğin kadehe ?? senin içinde bulunduğun kadehe yüzlerini sürmek için hazır beklemektedirler." (burada kelime kadeh anlamında alındığı için hitap hem sakiye hem de kişileştirme (teşbîh) yoluyla şarabadır.)
Taştîrimiz bu râyede az çok bahâ bulurÎhâm sanatını, kendisi ile benzerlikler gösteren tevriye ve kinâye sanatları ile karıştırmamak gerekir.
Bâkî kalır sahîfe-i âlemde âdımız ( Bâkî )
Bâkî : Şair Bâkî; sonsuz, ebedî
taştîr : Besleme; bir başka şaire ait bir gazelin her beytinin arasına aynı vezin ve kafiye üçer mısra eklemek.
Îhâm sanatında kelimenin gerçek anlamları üzerinde durulur ve beyitte ikisi de anlamlıdır. Tevriye sanatında iki gerçek anlamlı ama uzak anlam kastedilir.
Tevriye sanatı da îhâm sanatı gibi kelimenin iki gerçek anlamı üzerine kurulur ancak tevriyede kelimenin uzak, dolaylı anlamı kastedilir. Îhâmda ise anlamların ikisi de yakın anlamlıdır ve şiire, beyte uyar.
Îhâmı kinâyeyle de karıştırmamak gerekir. Çünkü kinâyede kelimenin birkaç gerçek alamı değil, gerçek ve mecazlı anlamı bir arada kullanılır ve özellikle mecazlı anlamı kastedilir.
Îhâm-ı Tenâsüb : Birkaç anlamı olan bir kelimenin dize yada beyit içinde kastedilmiş yada vehmedilmiş -ki buna diğer başka bir kelimeyle işaret vardır- söylenmemiş anlamıyla, öteki kimi kelimeler arasında anlam ilgisi kurmaktadır. Bu sanat adından ve tanımından da anlaşılacağı gibi îhâm ile tenâsüp sanatının birleşmesiyle olur.
Beyitte "mihr" kelimesinin sevgi anlamı beytin genel anlamıyla ilgilidir. Zirâ sâye-i zülfün derken senin saçının gölgesi şeklinde sevgili muhataptır. Fakat "mihr"in bir de güneş anlamı vardır ve kastedilmemiştir. Sâye (gölge) sözcüğüyle de "mihr"in güneş anlamının ilgili olması îhâm-ı tenâsüb sanatını doğurur.Mihr solmazsın bana rahm eylemezsin bunca kim
Sâye tek sevdâ-yı zülfün pây-mâl eyler beni Fuzûlî