Arama

Bankalar ve Bankacılık Sistemi

Güncelleme: 22 Haziran 2011 Gösterim: 12.501 Cevap: 2
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Ekim 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bankacılık Sistemi ve Finans Yönetimi

Sponsorlu Bağlantılar
Ticari İşletme Olarak Banka

Banka, fon fazlası olan ekonomik birimlerden, fon açığı bulunan birimlere fon transfer edilmesine aracılık ederek, ekonomideki yatırımların ve verimliliğin artmasına katkıda bulunan bir aracı kurumdur. Bankalar tarafından yaratılan paraya kaydi para / mevduat parası denir. Banka bilançosunun pasifi bankanın fon kaynak yapısını gösterir. Banka bilançosunun pasifi aynı zamanda banka borçlarını gösterir.

Tarihçesi
Paranın genel bir değişim aracı olarak kullanılmaya başlanmasından önce, tüccar senetleri ve mal karşılığı kredi şeklinde ilkel banka işlemleri yapılmaya başlanmıştır. Bankalar, günümüzdeki yapılarına ticaret ve sanayinin geliştiği son çağlarda ulaşmışlardır.
İlk ticari itibar belgelerinin Mezopotamya’da kullanıldığı bilinmektedir. Özellikle İ.Ö. 5. ve 6. yüzyıllarda arazi ipoteği ve kefalet karşılığı kredi işlemleri yapılmıştır. Ayrıca, halkın tapınaklara ve ilahlara armağan ettikleri ayni maddeler, kredi sisteminin kaynağını oluşturmuştur. Bu kaynağın din görevlilerince gelir sağlamak amacıyla ödünç verilmesi ve tapınakların en güvenilir para saklama yerleri olması ile bankacılık sistemi de oluşmaya başlamıştır.
Paranın değişim aracı olarak kullanılmaya başlaması ile para alıp borç veren, bir ülke ya da şehir parasına çeviren bankerler ortaya çıkmıştır. Bunlar, müşterilerinden mevduat da kabul eder ve bunları yüksek faizlerle başkalarına kredi olarak verirlerdi. Böylece, ilk örnekleri Mezopotamya, Eski Yunan ve Eski Roma’da görülen banka, İtalyanca’da "masa, tezgâh" anlamına gelen "banco" kelimesinden kaynaklanmaktadır. İtalya’da önlerine bir masa koyarak para ticareti yapan bu kişilere 12. yüzyılda banchiero (banker) adı verilmiştir.
Dünya politika ve ticaretinin en önemli merkezlerinden biri olan Roma’da önceleri para değiştirmesi şeklinde başlayan bankerlik, daha sonra mevduat kabulü, kredi işlemleri ve poliçe alım satımıyla gelişmiştir. Ortaçağ’da şehirlerin doğması ile birlikte ekonomik ilişkiler gelişmeye, Haçlı Seferleri nedeniyle orduların gereksinimlerini karşılamak için büyük para nakilleri yapılmaya başlanmıştır. Bu sırada Avrupa’nın Doğu ülkeleri ile ticareti de gelişmekteydi. Bu nedenlerle, ticaretin kolaylıkla yürütülebilmesi için para işlemlerinde aracılık edecek kurumlara ihtiyaç duyulmuştur. Bütün bu olaylar, banka sisteminin gelişimini hızlandırırken ticaret hukukunun da doğmasına neden olmuştur.
Bunun yanında İslam ve Hıristiyan dinlerinin faizi yasak etmesi, bankacılığın gelişiminde önemli bir engel olarak ortaya çıkmıştır. Bu iki dinin koyduğu faiz yasaklamasıyla Museviler banka sistemine egemen olmuşlardır. Günümüz bankacılığı, 1157’de Venedik Bankası’nın kurulması ile başlamıştır. 1408’de Cenova Bankası kurulmuştur.
Yeniçağ’la birlikte Avrupa’da düşünce ve ekonomi alanında başlayan önemli değişiklikler nedeniyle faizin meşruluğunun kabul edilmesi bankacılığın gelişimini engelleyen en önemli sebeplerden birini ortadan kaldırmıştır. Sömürgeleşmenin yaygınlaşması ile birlikte ticaretin çeşitlenmeye başlaması bankaları da uzmanlaşmaya ve birleşmeye yöneltmiştir.
19. yüzyılda ticaret sermayesinin gelişimi ve sanayi devrimi, banka sistemini büyük bir hızla geliştirmiş, bankaları parasal ilişkilerin odaklaştığı en önemli mali kurumlaran biri haline getirmiştir.
Her ülkede aynı biçimde olmamakla birlikte, genellikle halktan mevduat toplayarak kaynak oluşturan bankalar, ticaret alanında uzmanlaşırken kendi öz sermayeleri ile çalışan bankalar da yatırım ve iş bankacılığında uzmanlaşmıştır.
Ticari kapitalizmden sanayi kapitalizmine geçiş sürecinin başlamasıyla bankacılık alanında da birleşmeler başlamıştır. 19. yüzyılda sermayenin uluslararasılaşmaya başlaması, uluslararası ekonomik ilişkileri hızlandırırken bankacılığa da uluslararası bir nitelik kazandırmıştır.


Kaynak:
ekonomiforumu.com

Bia - avatarı
Bia
Ziyaretçi
16 Eylül 2008       Mesaj #2
Bia - avatarı
Ziyaretçi
Bankalar ve Bankacılık Sistemi
Bankacılı­ğın başlangıcı Babilliler'in ödünç mal alıp verme işini düzenleyen karmaşık bir sistem öncesine uzanır.
Sponsorlu Bağlantılar
Para önceleri altın ve gümüş gibi değerli metallerden yapılırdı. Ekonomik yaşamın ge­lişmesiyle para daha çok kullanılmaya ve el değiştirmeye başladı. Değerli metallerden ya­pılan para hem miktar olarak, hem de taşıma zorluğu gibi nedenlerle yeni dönemin gereksi­nimleri karşısında yetersiz kaldı. Bu durumda bankalar ellerinde bulunan değerli metaller karşılığında kâğıttan (banknot) ve değersiz metallerden para çıkardılar. Bunların her biri üzerinde yazılan miktarda altını temsil ediyordu ve banka isteyene bu kâğıtlar karşı­lığında, altın olarak ödemede bulunuyordu. Bu yüzden başlangıçta kâğıt para, altın para gibi kabul edildi ve zamanla başlıca ödeme aracı olan günümüz kâğıt parasına dönüştü. Günümüzde kâğıt parayı her ülkenin merkez bankası çıkarır ve bu paranın karşılığında bankalarda artık belli miktarda altın bulundu­rulmaz; ama bunun yerini devlet garantisi al­dığı için, herkesin kabul ettiği bir alım gücüne sahiptir.

Bankacılığın Gelişimi

Eski Yunan'da değerli eşyalar tapınaklarda korunurdu. Kutsal yerlerde hırsızlık yapanla­rın tanrıların öfkesini üzerlerine çekeceğine inanıldığı için, tapınakların güvenli olduğu düşünülürdü. Bu hizmet karşılığında tapınağa bir para ödenirdi. İÖ 4. yüzyıldan başlayarak Yunanistan'da para toplayan ve ödünç veren bir tür banka ortaya çıkmıştır. İÖ 2. yüzyılda Romalılar, Yunanlılar'dan aldıkları bankacı­lık sisteminden, bazı bakımlardan bugünküne benzeyen bir sistem geliştirdiler. 5. yüzyılda Roma'nın yıkılmasından, 11. yüzyıla kadar bankacılık alanında fazla bir gelişme olmadı.
1171'de bir savaşa para sağlamak amacıyla Venedik Bankası kuruldu. Halk hükümete banka aracılığıyla yüzde 4 faizle borç vermeye çağrıldı. O zamanlar bu işler, pazar yerlerine koyulan sıralarda yürütüldüğü için "banka" sözcüğü sıra anlamına gelen İtalyanca "ban­ço" sözcüğünden türemiştir. Aşağı yukarı aynı yıllarda İngiltere'de tüc­carlar altın paralarını kuyumcuların kasaların­da saklıyorlardı.
Kuyumcular daha sonra kendilerine bırakılan altının tümünün aynı anda geri istenmeyeceğini, bunun bir bölümünü başkalarına ödünç vermekte bir sakınca olmadığını fark ettiler. Böylece ken­dilerine emanet edilen altının bir bölümünü, faiz karşılığı ödünç vermeye başlayan kuyum­cular, kendilerine bırakılan altın için de bir miktar faiz öderlerse daha çok altın toplaya­caklarını anladılar. Bu uygulamalar çağdaş bankacılık sisteminin başlangıcını oluşturdu ve 17. yüzyıla yaklaşırken çağdaş bankacılığın temelleri atıldı.
Bir savaşa para sağlamak amacıyla 1694'te kurulan İngiltere Bankası 1884'te, İskoçya dışında para basma yetkisine sahip tek banka durumuna geldi. 1946'da devletleştirildikten sonra yalnızca merkez bankası işlevlerine yönelen İngiltere Merkez Bankası tüm dünya­daki bankalara örnek olmuştur.
Gerçek anlamda ilk ABD bankası 1781'de Philadelphia'da kuruldu ve Birleşik Devletler Bankası'na 1791'de 20 yıl süreyle ülkenin tek ulusal bankası olma hakkı verildi. Ama eyalet bankalarının ve Başkan Thomas Jeffer-son'un karşı çıkması üzerine bu ayrıcalık 1811'de yenilenmedi. 1863'ten sonra eyalet bankalarının ülke çapında örgütlenmesini sağlayacak yasa çıkarıldı. 1933'te özellikle ABD bankacılık sistemi birçok bankanın ka­panmasına yol açan bir iktisadi bunalım yaşa­dı. Bankaların yeniden açılmalarına izin verilme­di. Bu durum üzerine bankaları Federal Rezerv Sistemi'ne (Ulusal Bankacılık Siste­mi) girmeye zorlamak ve böylece bankacılık alanında denetimi artırmak amacıyla Banka­cılık Yasası çıkarıldı. Federal Rezerv Sistemi 25 şubeli 12 yerel Rezerv Bankası'ndan olu­şur. Bu bankalar yalnızca üye bankaların işleriyle ilgilenir; kişiler ve şirketlerle doğru­dan ilişki kurmaz. Kişiler ve şirketler sisteme üye bankalara para yatırır. Üye bankalar bu paranın belli bir yüzdesini Federal Rezerv bankalarına yatırır.

Bankaların İşlevleri

Parasal işler söz konusu olduğunda genellikle ilk akla gelen kurum bankadır. Bankalar borç almak isteyenler ile borç vermek isteyenler arasında aracılık eder. Bankalar kendilerine para yatırılmasını özendirmek için mevduat sahiplerine (para yatıranlara) faiz öder; borç verdikleri zaman da borçludan faiz alırlar (bak. FAİZ).
Bankacılık 1970'lerin ortalarından başlaya­rak, 1980'lerin başlarında hız kazanan bir serbestleşme, yani hükümet denetiminin azal­tılması ve değişim sürecine girdi. Serbestleş-menin ilk önemli sonucu faiz oranları üzerin­deki denetimin gevşetilmesiyle, faiz oranları­nın yükselmesi oldu.
Temel uğraşı para alışverişi olan bankalar, mevduat sahiplerine bazı kolaylıklar da sağ­lar. Örneğin, bankalarda açılan çek hesapları alışverişlerde ödeme yapmakta kullanılabile­ceği için para olarak kabul edilebilir. Çekin kendisi para değildir; ama çeki imzalayıp verenin hesabından, çeki alanın hesabına para aktarılması için bankaya yetki veren bir belgedir. Çekte belirtilen para, çeki verenin hesabından silinip alanın hesabına eklendiği zaman ödeme tamamlanmış olur. Günümü­zün gelişmiş elektronik bilgiişlem ve iletişim yöntemleri, çekle ödeme yöntemini, kolaylığı ve zaman kazandırması bakımından aşmıştır.

Bankacılık Hizmetleri

Sanayileşmiş ülkelerin çoğunda ülke çapında şube ağına sahip az sayıda büyük ticari banka vardır. Bu ülkelerin İtalya ve Fransa gibi birkaçında büyük bankaların bir bölümü ya da tümü devlet denetimindedir. Çoğu ülkede ise bankaların büyük bölümü özel şirketlerdir (bak. şirket). Büyük ticari bankaların genel­likle çeşitli uzmanlık alanlarında hizmet veren bir dizi alt kuruluşu bulunur. Büyük ticari bankaların, müşterilerin çeşitli gereksinimlerini karşılayacak biçimde düzen­lenmiş birçok türde mevduat hesabı vardır. Bankalar mevduat sahiplerine kredi verir ve açık kredi kolaylıkları sunar. Açık kredi, mevduat sahiplerine yatırmış oldukları para­dan belirli bir miktar fazlasını çekme olanağı sağlar. Bu hizmet karşılığı banka, fazladan çekilmiş miktara kredi
faizi uygular. Burada yapılan aslında, bankanın fazla para çeken kişiye, öteki hesaplarda toplanan paradan kredi vermesidir.
Bankalar mevduat sahibi olmayan kişilere ve şirketlere de kredi verir. "Kredi" belirli bir süre için borç olarak verilen paradır. Kredi­den yararlananın bu süre sonunda, aldığı parayı ve faizini belirlenen biçimde ve düzen­li olarak ödemesi gerekir. Günümüzde ban­kalar ekonomik koşullara bağlı olarak, mev­duat ve kredilere zaman içinde değişen faiz oranlan uygular. Oysa eskiden yalnızca kredi­nin süresine göre farklılık gösteren sabit faiz oranlan uygulanırdı.
Kredi alabilmek için genellikle bankaya paranın nerede kullanılacağını açıklamak ve taksitleri zamanında ödeyebilme yeteneğini kanıtlamak gerekir. Bunu yaparken çoğu zaman aylık bir gelirin varlığı yeterliyse de bazı durumlarda bankalar "maddi bir güven­ce" arayabilir. Bu durumda ödemeler zama­nında yapılmazsa, banka borçlunun güvence olarak gösterdiği varlığı üzerinde hak sahibi olur.
Bankalarda başlıca iki ana hesap türü ayırt edilebilir: Vadeli tasarruf hesabı ve çek ya da vadesiz tasarruf hesabı. Vadeli hesaba ödenen faiz genellikle daha yüksektir ve bu hesaba yatırılan parayı çekmekte belirli sınır­lamalar vardır. Mevduat sahibi parayı çekme­den belli bir süre önce bankaya bilgi vermekle yükümlüdür. Bu yapılmazsa banka para çekil­mesini kabul etse de, genellikle mevduata ödenecek olan faizi ödemez. Çek hesaplarına genellikle faiz ödenmez çünkü mevduat sahibi bu hesaptan istediği zaman para çekebilir.


Kaynak
: MsxLabs.org & Temel Britannica

asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
22 Haziran 2011       Mesaj #3
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, iktisadî girişimlerde bulunan malî kuruluşlar. Türkiye'de bankaların (Bknz. Türkiye'de Bankacılık) kuruluşu, çalışması, kişilerle olan ilişkileri 7129 sayılı Bankalar Kanunu ile düzenlenmiştir. Bankaların belirli yasalara dayanarak çalışma sistemine bankacılık adı verilir. Bankacılık, bir güvenirlik kurumu olduğundan tarihte, Mezopotamya uygarlıklarında tapınaklardaki rahipler ödünç para alıp verme işleriyle uğraşırlardı. Eski Yunan'da da bu durum devam etmiştir. Orta Çağ'dan itibaren, özellikle İtalya'da faiz karşılığı borç para alıp verenler türemiş ve "banco" adını alan tezgâhlar arkasında bu iş yapıldığından günümüzdeki banka sözcüğü doğmuştur. Türkiye'de de 19. yüzyılın ortalarına kadar bankacılık faaliyetleri bankerler aracılığıyla yapılmış, ilk kez 1847'de İstanbul Bankası, 1867'den sonra da yerli sermayeli bankalar kurulmuştur. Cumhuriyet döneminde Merkez Bankası, Etibank, Sümerbank gibi bankaların kurulmasından sonra özel sermayeye dayanan bankalar da faaliyete geçmiştir. Bankalar, tasarruf amacıyla biriktirilen paraları toplarlar (mevduat). Mevduatın dışında, bankaların sağladığı kaynaklar arasında tahvil satışları ve reeskont bankalarından alınan borçlar vardır. Ayrıca, pek çok bankanın çeşitli sınaî kuruluşlarda yatırımları olduğundan, buradan gelen kârlar da bankaların para hacmini artırır. Bankalarda toplanan paralar, gereksinim duyan özel ya da tüzel kişilere, karşılık gösterilmek koşuluyla ve belirli bir faiz karşılığı borç olarak (kredi) verilir. Kredi alanın bankaya göstereceği teminatlar, taşınır ve taşınmaz malları kapsar. Krediler biçim olarak, "açık kredi", "iskonto kredisi" ve "imza karşılığı kredi" (teminat ya da kefalet kredisi) olarak bilinir. Ödeme sürelerine göre sınıflandırılmada, kısa, orta ve uzun vadeli krediler vardır. Bankaların, mevduat sahiplerine çekler ve havale yoluyla yaptığı ödemeler "kasa hizmetleri" olarak bilinir. Ayrıca, ticarî senet ve çeklerin tahsil edilmesini düzenlemek, hisse senedi ve tahvillerin müşteri adına alım satımı, amorti ve gelirlerinin ödemesini yapmak, yabancı paraları alıp satmak gibi işler ise "ek hizmetler" olarak adlandırılır. İşlevlerine göre sınıflandırılmış bankalardan ticaret bankaları, kaynaklarının hacimli olmayışından dolayı ancak kısa vadeli krediler verebilir. Büyük işletmelerin tesislerini genişletmesi ya da yenilemesi, yeni tesislerin kurulması için gerekli orta ve uzun vadeli krediler, yatırım bankaları tarafından karşılanır. Her banka dış ticaret işleriyle uğraşırsa da, bu konuda uzmanlaşmış bankalar, uluslararası rekabetle mücadele etmek, ihracatçıya kredi sağlamak gibi konularda yardımcı olurlar.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....

Benzer Konular

7 Ocak 2010 / Misafir Soru-Cevap
21 Haziran 2010 / Misafir Soru-Cevap