Arama

Jeremy Bentham

Güncelleme: 28 Kasım 2016 Gösterim: 8.128 Cevap: 3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Ocak 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Jeremy Bentham.jpg
Gösterim: 2796
Boyut:  41.1 KB

Bentham, Jeremy

(d. 15 Şubat 1748, Londra - ö. 6 Haziran 1832, Londra, İngiltere), İngiliz filozof, iktisatçı, hukuk kuramcısı, yararcılığın ilk ve başlıca savunucusu.

Sponsorlu Bağlantılar

Gençlik dönemi

. Bir avukatın oğlu olan Bentham’m daha dört yaşındayken okumayı öğrendiği ve Latince çalışmaya başladığı söylenir. Çocukluğunun büyük bölümünü, kent dışında yaşayan iki büyükannesinin yanında ve mutluluk içinde geçirdi. Westminster Okulu’nda Yunanca ve Latince şiirleriyle ünlendi. 1760’ta Oxford Queen’s College’a girdi, 1763’te buradan mezun oldu. Lincoln’s Inn’de hukuk eğitimi gördü ve High Court of Justice’in King’s Bench bölümünde staja başladı. Kararlarını büyük bir hayranlıkla dinlediği Başyargıç Lord Mansfield’den önemli ölçüde etkilendi. Aralık 1763’te Oxford’da Sir William Blackstone’un derslerini izleme fırsatı bulduysa da, ağdalı dilinin ardındaki yanıltmacaları sezmesi zor olmadı. Zamanını, hukuk kitapları okumak yerine, kimyasal deneyler yaparak ve hukuk sorunlarının daha kuramsal yanları üzerine düşünerek geçirdi. Babasının onu geleceğin adalet bakanı (lord chancellor) olarak görmek istemesine karşın, Jeremy baroya girmedi.

İlk kitabı A Fragment on Government (Yönetim Üzerine Bir Çalışma) 1776’da yayımlandı. Kitabın alt başlığı, “Sir William Blackstone’un Commentaries'inin (Yorumlar) Giriş Bölümünde, Genel Olarak Yönetim Konusu Üzerine Söylenenlerin İrdelenmesi” idi. Bentham’a göre, Commentaries’ in “büyük ve temel” yanlışı Blackstone’un “reforma karşı oluşu” idi. Bentham’m sonraki kitaplarının tersine açık ve özlü bir üslupla kaleme alınmış olan bu yapıtın, felsefi köktenciliğin başlangıcını oluşturduğu söylenebilir. Yapıt, ayrıca egemenlik üzerine de çok iyi bir denemeydi. Kitabı okuyan Lord Shelburne (sonradan 1. Lans- downe markisi) 1781’de Bentham’la tanışmak istedi. Bentham böylece Shelburne’un evine sık sık konuk olmaya başladı. Bu dönemdeki çalışmaları, hayranlarından Etienne Dumont tarafından 1811’de Theorie des peines et de recompenses (2 cilt; Cezalandırmanın ve Ödüllendirmenin Kuramı) adıyla Fransızca, 1825’te The Rationale of Reward (Ödüllendirmenin Mantığı), 1830’da da The Rationale of Punishment (Cezalandırmanın Mantığı) adlarıyla İngilizce olarak yayımlandı.
Bentham 1785’te Rus deniz kuvvetlerinde çarkçı olan kardeşi Samuel Bentham’ı ziyaret etmek üzere İtalya ve İstanbul üzerinden Rusya’ya gitti; Defence of Usury’ yi (1787; Tefeciliğin Savunusu) burada yazdı. Rusya’dan yazılmış bir dizi mektup biçiminde yayımlanan bu ilk iktisat denemesinde Adam Smith’in ilkelerini en son mantıksal sonuçlarına kadar uygulamaya çalıştı.

Bentham’a göre, her insan kendi çıkarını en iyi kendisi bilebilirdi; toplum açısından da kişinin kendi çıkarını kollaması engellenmemeliydi; bu öğretinin uygulanmasını yalnızca faiz karşılığı borç verme olgusuyla sınırlandırmanın anlamı yoktu. Siyasal iktisatla ilgili daha sonraki çalışmaları da bazı değişikliklerle laissezfaire (bırakınız yapsınlar) ilkesini izliyordu. “Manual of Political Economy” (Siyasal İktisat Kılavuzu) adlı makalesinde, devletin yapması ve yapmaması gerekenler konusunda verdiği listelerden İkincisi, birincisinden çok daha uzundu.

Olgunluk dönemi.

Bentham 1788’de siyasal kariyer umuduyla İngiltere’ye döndü, ama düş kırıklığına uğradı. Ardından, yasamanın ilkeleri üzerinde çalışmaya başladı.Uzun yıllar üzerinde çalıştığı büyük yapıtı An Introduction to the Principles of Morals and Legislation (Ahlakın ve Yasamanın İlkelerine Giriş) 1789’da yayımlandı. Bu kitabında yararlılık ilkesini, “herhangi bir nesnenin, çıkarı söz konusu olan taraf için haz, iyilik ya da mutluluk üreten ya da kötülüğü, acıyı ya da mutsuzluğu engelleyen özelliği” olarak tanımladı. Bentham’a göre, insanoğlunu, acı ve haz olmak üzere iki egemen güdü yönetiyordu ve yararlılık ilkesi, bu durumun saptanmasıydı. Yasamanın da amacı “en çok sayıda kişiye, en yüksek düzeyde mutluluk” sağlamak olmalıydı. Bentham, yararlılık ilkesinden yola çıkarak, her türlü cezalandırma acıyı içerdiğinden, dolayısıyla da kötü olduğundan “ancak daha büyük bir kötülüğü önleyebildiği zaman” cezaya başvurmak gerektiği sonucuna vardı.

Bu yapıtın ünü, çok geniş bir çevrede hızla yayıldı. Bentham 1792’de Fransız uyruğuna kabul edildi; çeşitli Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da öğütleri saygıyla karşılanan bir düşünür oldu. Bu ülkelerin önde gelen kişileriyle mektuplaştı. 1817’de Lincoln Inn’in yönetim kurulu üyeliğine getirildi. İlgilendiği başlıca konulardan biri de, yasa düzenleme işiydi; kendi ülkesinde ya da başka bir ülkede bir yasa hazırlamayı çok istiyordu. Ama bu işin özüne ilişkin zorlukları ve değişik ülkelerin geleneklerine ve uygarlık düzeyine uygun çok çeşitli kurumlar oluşturma gereğini yeterince kavramaktan uzak olduğu anlaşılmaktadır.

Hapishane düzeni konusunda hazırladığı tasarı ayrıntılara boğulmuş anlaşılmaz bir metin olmakla birlikte, Bentham’m hapishane reformunun öncüleri arasında yer aldığı söylenebilir. Bentham’a göre, ortaya koyduğu hapishane modeli panoptikon uygulanırsa, “ahlak düzelecek, sağlık korunacak, çalışkanlık özendirilecek, öğrenim yaygınlaşacaktı”. Hükümeti bu modeli uygulamaya ikna etmek için yıllarca uğraştı. Ama çabaları sonuç vermedi.

Bentham 1823’te felsefi köktenciliğin ilkelerini yaymayı amaçlayan The Westminster Review’nun yayma başlamasına katkıda bulundu. Bir Tory olarak yetişmesine karşın panoptikon taslağı deneyimi onu demokratlaştırmıştı. Daha 1809’da yazdığı A Catechism of Parliamentary Reform (Parlamento Reformu İçin Bir Kılavuz) adlı incelemeyi ancak 1817’de yayımlamasının temelinde bu değişim yatıyordu. Bentham bu kitapta her yıl seçim yapılmasını, seçim bölgelerinin eşit olmasını, oy verme hakkının genişletilmesini ve gizli oylamayı savunuyordu. Bu görüşleri temel alarak hazırladığı bir,dizi yasa değişikliği önerisi 1818’de Avam Kamarası’na sunuldu. Tümünü bitirmeye ömrünün yetmediği Constitutional Code'un (Anayasa Hukuku) bir cildi 1830’da yayımlandı.

Mutlu bir yaşam süren Bentham’m çevresinde candan bir arkadaş ve öğrenci grubu toplanmıştı. Bunlar arasında, William James ve John Stuart Mili gibi filozoflar da vardı. Bu dostları Bentham’m düzenli ama işlenmemiş not yığını içinden pek çok kitabını yeniden yazarak yayımlanmasını sağladılar. Beş ciltlik Rationale of Judicial Evidence (1827; Yargısal Kanıtın Mantığı) J. S. Mili, Book of Fallacies (1824; Yanılt- macalar Kitabı) ise Peregrine Bingham tarafından tamamlandı. Bentham’m yapıtlarının düzenlenmesi ve çevirisinde Etienne Dumont’un da büyük katkıları oldu. Ama ortaya çıkan yapıtların hangi bölümlerinin Bentham’a hangi bölümlerinin ise yardımcılarına ait olduğunu kestirmek güçtür.

Değerlendirme. Bentham bir filozoftan çok, bir hukuk ve siyaset eleştirmeniydi. Ne yazık ki, yetersizliklerinin pek farkında değildi. Etiğin temeli saydığı kavramları tanımlamaya çalışmıştı; ama tanımlarının çoğu ya çok basit ya da çok belirsizdi. Mutluluk düzeyini ölçmek için geliştirdiği “mutluluk hesabı” (felicific calculus) yönteminin kullanılamaz olduğunu en ateşli yandaşları bile kabul ediyordu. Bu yöntem, ayrıca mantıksal bakımdan da çürüktü. Her şeye gücü yeten bir Tanrı bile, Bentham’ın düşündüğü hesapları yapamazdı. Bentham, bir ahlakçı ve ruhbilimci olarak da yetersizdi. Bazen ayrıntılarıyla işlenmiş de olsa, görüşleri çoğunlukla yetersiz ve belirsiz öncüllere dayanıyordu. İnsan davranışını betimlemek ve açıklamak için kullanılan kavramlarla ilgili çözümlemeleri de çok yalındı; hem insanın tümüyle bencil olduğunu, hem de herkesin, kimin adına olduğuna bakmadan en büyük mutluluk için çabalaması gerektiğini düşünüyordu. Çok önem verdiği “en çok sayıda kişiye, en yüksek düzeyde mutluluk” formülünün bile, belirgin bir anlamı yoktu. Principles'm, felsefesinin temelini oluşturan düşünceleri açıklamaya çalıştığı giriş bölümleri özellikle karışıktı. Gene de Bentham’a haksızlık etmemek için, gerçekte görüşlerinde açık ve kesin olmaya çalıştığı, savlarının zayıflığını, süslü bir üslup ardında gizlemeye yönelmediği söylenebilir.

Bentham’ın siyasal ve hukuksal kurumlara yönelik eleştirileri her zaman hayranlıkla karşılandı. Rationale of Judicial Evidence’ da, bir mahkemenin gerçeğe olabildiğince çabuk ulaşmak için başvurması gereken yöntemleri anlatıyordu. Essay on Political Tactics'te (Siyasal Taktikler Üzerine Deneme) ise, büyük ölçüde Avam Kamarası’nın usul kurallarından yola çıkarak, bir yasama meclisi için en etkili saydığı tartışma biçimlerini dile getiriyordu.

Kaynak : Ana Britannica

Bakınız
> Panoptikon



Son düzenleyen perlina; 28 Kasım 2016 10:54
Biyografi Konusu: Jeremy Bentham nereli hayatı kimdir.
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
28 Kasım 2006       Mesaj #2
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!

Jeremy Bentham

(15 Şubat, 1748 – 6 Haziran, 1832) İngiliz filozof, hukukçu ve toplum reformcusu. Faydacılığın kurucusu olarak da biliniyor. Hayvan haklarının ilk savunucularındandır ve liberalizmin gelişiminde büyük katkıda bulunmuştur.

Sponsorlu Bağlantılar

Panopticon tasarımı


1791'de az sayıda gardiyanın çok sayıda mahpusu gözetlemesini sağlamak üzere “denetim evi” anlamında panopticon adını verdiği daire planlı bir yapı tasarladı. Bu tasarım birkaç katlık tek odalı hücrelerden oluşan bir halka üzerine kuruluydu. Her hücre bu halkanın iç kısmına açıktı ve halkanın dış cephesindeki duvarda birer pencere vardı. Halkanın ortasında mahpuslardan tamamen saklanmış konumdaki gözlemcilerin kaldığı bir nöbet kulesi yer almaktaydı. Panopticon'un temelinde yatan ilke, tek odalı hücrenin içindeki sakine saklanacak hiçbir yer bırakmaması, buna karşılık dış cephedeki duvarın penceresinden gelen dış ışığın kuledeki nöbetçilere mahpusun her hareketinin iyi aydınlatılmış bir siluetini izleme olanağını sağlamasıydı. Bentham'ın yaklaşımına göre, gözlemlenen her yanlış davranışının ceza getireceğini bilen, ama davranışlarının aslında ne zaman gözlemlendiğini bilmeyen mahpusun aklını başına toplayarak her zaman izleniyormuşçasına davranmaktan başka seçeneği yoktu. Böylece mahpus bizzat kendi hareketlerini kollamak durumunda kalacaktı.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 27 Kasım 2016 21:58
Gerçekçi ol imkansızı iste...
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
4 Ağustos 2007       Mesaj #3
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi

Bentham, Jeremy

(1718-1832)
Yararcılık öğretisi ve "en çok sayıda insana en yüksek düzeyde mutluluk" ilkesiyle tanınan Ingiliz hukuk, ahlâk, siyaset ve toplum felsefecisi. Daha dört yaşındayken Latince öğrenen Bentham on iki yaşındayken hukuk öğrenimini için babası tarafından Oxford'a gönderilmiştir. Gelgelelim Bentham, özellikle döneminin önde gelen otoritelerinden gelenekçi William Blackstone 'un tutucu derslerinden sonra, çok geçmeden bir hukuk uygulayıcısı olmak yerine hukukun ne olduğu üzerine yazmaya karar vermiş ve yaşamını varolan hukuk ile toplum dizgelerini eleştirip düzeltmeye adamıştır.

Bentham daima yararcılık öğretisi ve "en çok sayıda insana en yüksek düzeyde mutluluk" ilkesiyle birlikte anılsa da öğreti ve ilke onun varolan kurumların, pratiklerin ve inançların yararlılığının nesnel bir değerlendirme ölçütü ile sınanmasını amaçlayan toplum eleştirisinin yalnızca başlangıç noktasını oluşturur. Bentham açık sözlü bir hukuk reformcusu, doğal hukuk, doğal haklar ve sözleşmecilik gibi yerleşik siyasal öğretilerin acımasız bir eleştiricisidir. 1820'letden itibaren yapıtlarıyla saygı uyandırmaya başlayan Bentham'ın düşünceleri XIX. yüzyıl boyunca yapılan kamu yönetimi reformlarını da derinden etkilemiştir.

Beccaria, Helvetius, Diderot, d'Alembert ve Voltaire gibi Aydınlanma fılozoflarının yanı sıra Locke ve Hume 'dan da etkilenen Bentham, yapıtlarında deneyci yaklaşımı kavramsal açıklığa ve tümdengelimli uslamlamaya dayalı bir usçuluk anlayışıyla birleştirmiştir. Bu bağlamda Bentham, usun gelenek karşısındaki önemi üzerinde duran ve terimlerin kullanımında kesinliği savunan Locke'u kendisine örnek almıştır. Nitekim Bentham' ın tüm felsefe tasarımı aslında bir açıklama tasarımıdır. Bentham neleri amaçlamamız gerektiğini göstermek için değerleri, insanların gerçekte neleri amaçladığını göstermek içinse ruhbilimi açık- lamaya girişmiş; bunlara uygun yönetim, hukuk ve ceza dizgeleri tasarlamak için de hem bir bütün olarak hem de temel terimleriyle gerçek "hukuk" düşüncesini açıklığa kavuşturmak istemiştir.

Hukuku anlamak, haklar ve ödevler gibi şeyleri anlamayı da içerir. "Anlama" nın "algılama"yla sağlandığı deneyci gelenekte, "altın dağ" gibi doğrudan algılanamayan karmaşık şeyler deneyleyebildiğimiz basit bileşenlerine ayrılarak (altın ve dağ) çözümlenebildiklerinden dolayı anlaşılabilir hale gelirler. Buna karşın deneycilerin çözümleme yöntemi Bentham' ın çözümlemeyi düşündüğü hak ya da ödev gibi terimlerin çözümlenmesinde işe yaramamaktadır. Sonuç olarak bir şeyin bir parçasına ya da bir boyutunu ondan soyutlayarak ele almanın karışıklığa yol açması büyük bir olasılıktır. Bu durum Bentham'ı "yeniden anlatım" (paraphrasis) diye adlandırdığı bütünüyle yeni ve özgün bir yönteme yönelmiştir.

Bentham 'ın "anlam"ın temel biriminin sözcük değil tümce olduğunu savunan yeniden anlatım yöntemi, . yüzyılda Russell, Carnap, Quine gibi düşünürlerin geliştirdiği mantıksal çözümleme yöntemlerinin öncüsüdür. Bentham' ın bu yöntemle amaçladığı tümcedeki sorunlu sözcüğü başka sözcüklere çevirmek değil, sözcüğün bir parçasını oluşturduğu tümceyi başka bir tümceye çevirmektir. Yeniden anlatım yöntemi Bentham'ın "kurgusal kendilikler" diye adlandırdığı hak, ödev, yükümlülük, ayrıcalık gibi terimleri, içinde yer aldıkları tümceleri içinde yer almadıkları tümcelere çevirerek açık tular. Kurgusal kendilikler başlarda kullanışlı gözükse de zaman içinde bunların göndemıe yaptıkları şeyler bütünüyle unutulduğundan ya da gündem dışı kaldığından bu terimler birer önyargı olarak kalmaktadır. Bu yüzden hukuku bu tür kurgusal kendiliklerden olabildiğince uzak tutmaya çalişan Bentham , en azından bu tüt terimlerin kullanımından uzak duran açıklamalar ve temellendirmeler verilebileceğini düşünmektedir. Sözgelimi haklara ilişkin tümceler Bentham tarafından ödevlere ilişkin tümceler aracılığıyla açıklanır. Bentham’a göre belirli bir hak başkalarına ödevler yüklenerek birine sağlanan yatardır. Kuşkusuz ödevler de kurgusal kendiliklerdir ama bunlar da cezalandırma tehdidine ilişkin tümcelerle açıklanabilirler. Cezalandırma ise Bentham'a göre acı verme tehdididir. Böylelikle Bentham'ın "gerçek kendilikler" dediği şeye; yani algıyla doğrudan anlayabileceğimiz açık ve yalın düşüncelere ulaşmış oluruz. Bentham , acı ve hazzın anlamını öğrenmek için bir hukukçuya gitmemizi gerektirmeven sözcükler olduğunu söyler. Hatta ona göre hukuk acı ve haz kavramları aracılığıyla hem hukukçulara hem de başkalarına açıklanabilir.

Bentham 'a göre ahlâk ve hukuk bilimsel olarak tanımlanabilirse de böyle bir tanımlamanın insan doğasına ilişkin bir açıklamaya gereksinimi vardır. Ona göre doğanın fızik yasaları aracılığıyla açıklanması gibi insan doğası da iki temel itki, "haz" ve "acı" aracılığıyla açıklanabilir. Bu görüş Bentham'ın "ruhbilimsel hazalık" kuramının temelini oluşturmaktadır. İnsan doğasına ilişkin böyle bir çözümlemenin doğrudan kanıtlanmasının söz konusu olmadığını bilse de Bentham "doğanın insanı iki egemen efendinin, haz ve acının yönetimi alcına yerleştirdiğini ' savunur. Ona göre bir yandan doğrunun ve yanlışın ölçütü, öte yandan nedenler ve sonuçlar zinciri acı ve hazzın krallığına tabidir. Acı ve haz bütün yaptıklarımızda, bütün söylediklerinizde ve bütün düşündüklerimizde bizi yönetmektedir; tabiliğinizden kurtuluşa yönündeki bütün çabalarımız da bu krallığın iyice a- çığa çıkıp onaylanmasına hizmet etmektedir. Sadece ne yapmamız gerektiğini göstermekle kalmayıp ne yapacağımızı da doğrudan belirleyen haz ve acı eyleme ilişkin açıklamaların yanı sıra kişi için "iyi'nin tanımlanmasında da temel oluşturmaktadır. Buna dayanarak Bentham, her bireyde varolan acı ve haz temelinde bir değer hesabı oluşturabileceğimizi öne sürer. "Haz hesabı" ya da "mutluluk hesabı" (felicif calculus) olarak bilinen bu görüşe göre haz ve acı nesnel duyumlar olup yoğunlukları, süreleri, verimlilikleri (gelecekteki daha başka haz olasılıkları açısından), saflıkları (hazza aamn bulaşmaması açısından) ve büyüklükleri aracılığıyla ölçülebilirler. Bu bir eylemin ya da durumun hem nesnel olarak belirlenmesine hem de başka eylem ya da durumlarla karşılaştırılmasına olanak tanımaktadır.

Bentham 'ın bu köktenci hazcılığına, insanın doğal olarak çıkarlarını kollayacağı yollu ruhbilimsel benciliği eşlik etmektedir. Bentham kişinin çıkarlarının toplumsal çıkar ya da diğer bütün insanların çıkarları karşısında baskın olduğunu belirtsek, insanların eylemlerinin amacının kendi mutlulukları olduğunu ve insanın doğal bir yetisi olan usun bu amacın uşağı olarak düşünülmesi gerektiğini savunur. Bentham in insan tekini değerlerin kaynağı olarak alan insan doğasına ilişkin bu açıklamasıyla ahlâki bir bireycilik de ortaya koyduğu söylenebilir.

Nitekim Bentham 'ın ahlâk felsefesi de onun "yararlılık ilkesi" ya da "en büyük mutluluk ilkesi" diye adlandırdığı "en çok sayıda insana en yüksek düzeyde mutluluk" ilkesinin bir yansımasıdır. Bentham yararlilık ilkesini bir eylemi ya da durumu genel mutluluğu araması ya da azaltmasına göre onaylayan ya da onaylamayan ill:e olarak tamınlar ve en çok sayıda kişi için en büyük mutluluğu üretmeyen her türlü eylemin ahlâken yanliş olduğunu söyler. Mutluluk ise hazzın çokluğuna ve acının yokluğuna bağlı olarak hesaplanabilirdir. Bu bağlamda Bentham'ın ahlâk felsefesi insanın temel güdüleyicileri haz ve acıdır yollu ruhbilimsel hazcılık görüşünü de yansıtmaktadır. Burada altı çizilmesi gereken önemli bir nokta da mutluluk hesabı yapılırken her bir bireyin bir diğerine eşit olarak alinmasıdır.

Sonuç olarak Bentham için ruhbilimsel hazcılik ve bencilik ile yararlılık ilkesi arasında hiçbir ııyumsuzluk süz konusu değildir. Öte yandan Bentham'ın mutluluğu artırma amacı pratik bir amaçtır ve onun bu yönde bir 1'anama kanalı yapılması ya da bezelyelerin dondurularak kullanılması gibi birçok farkli önerisi de olmuştur. Bentham'ın bu pratik amaçlı önerilerinden en önemlisi ise "panoptikon" diye adlandırdığı hapishanedir. Bentham'ın dönemin hapishanelerinde yaşanan karmaşayı sona erdirmek için tasarladığı bu hapishane modeli, merkezdeki gardiyanların onlara gözükmeden tutukluları göz altında tuttuğu daire biçiminde bir yapıdır. Bentham özel olarak işletilmesi gerektiğini düşündüğü ve sözleşme olarak kendisinin yönetmeyi planladığı bu hapishane ile yalnızca tutukluları güvenilir birer insan haline getirmeyi değil zaman içerisinde para da kazanmayı tasarlamıştır. Ama bu tasarısı hapishanenin kurulacağı yerin çevresindeki arsa sahipleri tarafından engellenince işin sonunda hem zaman hem de para kaybetmiştir. Panoptikon tasarımına kadar önerilerin ve anlaşmaların hayata geçirilmesi için aydın yönetimlere başvurmanın yeterli olacağına inanan Bentham, bunun yeterli olmadığını fark ettiğinde demokrasiyi desteklemeye başlamıştır. Locke da dahil olmak üzere kendinden önce sayısız fılozofun siyaset felsefesinin temelini oluşturan doğal hak, doğal hukuk ve toplum sözleşmesi gibi kav- ramları benimsememiş olan Bentham , daha önce de belirttiğimiz gibi, bu kavramları kurgusal kendilikler olarak adlandırıp bunların bir gerçekliğinin bulunmadığını savunuyordu. Bu tür kavramlar o dönemde devlete itaatin kaynağı ve meşru devrimin koşullan nedir sorularına yanıt olarak sunulmaktaydı. Bentham itaati anlaşmaya dayandıran bu tür düşünceleri eleştirerek yönetime itaatin temellendirilmesinin yarara, yani itaatin olası zararının direnişin olası zararından daha az olup olmayacağının hesaplanmasına dayandığını savunmuştur. Bentham ' ın bu karşı çıkışı yalnızca terim düzeyinde kalmamış hukuk dizgesinin ve yönetim dizgesinin değişmesi gerektiğini bir insan-bir oy ve gizli oy verme hakkı gibi önerilerle açıkça dile getirmiştir.

Bentham 'ın bu demokratik önerileri ahlâk felsefesinin "en çok sayıda insana en yüksek düzeyde mutluluk" ilkesi ve ruhbilimsel bencilik görüşleriyle de uyumludur. Ruhbilimsel benciliğe göre herkes kendi çıkarlarının peşinde koşmak- caysa, bu demektir ki yönetimler ve yöneticiler de kendi çıkarlarının peşinde koşabilirler. Dolayısıyla diktatörlere, krallara ve oligarşilere güvenilmemelidir. yönetimlerin gerçek amacı olan "en çok sayıda insana en yüksek düzeyde mutluluk" ilkesi ancak yönetim en çok sayıda insanın elinde olduğunda güvende olabilir. Eğer halkın tamamı siyasal güçle donatılırsa, hepsi yalnızca kendi çıkarlarını izleyerek bu amaca hizmet etmiş olacaklardır.

Bentham 'ın demokrasi ve yararcılık anlayışına bağlı olarak geliştirdiği özgürlük anlayışı günümüzde "olumsuz özgürlük" diye adlandırılan özgürlüğe karşılık gelmektedir. Özgürlüğü "engellemenin olmaması" olarak tanımlayan Bentham, bireyin engellenmediği oranda özgür olduğunu söyler. Özgürlüğün doğal olduğunu ya da bireyin egemen olduğu a priori bir özgürlük alanının bulunduğunu yadsır. Bu özgürlük açıklamasıyla bağlantılı olarak Bentham hukuku da olumsuz olarak tanımlar. Değer ölçütünü haz ve acının sağladığı göz önüne alınırsa Bentham için özgürlük haz verdiği için iyiyken, sınırlandırılması acı verdiğinden kötüdür. Devletin denetimi ne denli sınırliysa birey o denli özgürdür. Öte yandan Bentham iyi yönetimin temelini oluşturan toplumsal düzen için hukukun zorunlu olduğunu kabul eder. Toplumun ilerlemesinde hukukun oynayabileceği olumlu rolü kabul eden Bentham, hukukun kişilerin ekonomik ve kişisel gereksinimlerini karşıladığı ve koruduğu ölçüde bireyin çıkarını yansıtacağını savunmuştur. Bentham, kendinden önceki birçok düşünürden hak li olarak hukukun doğal hukuktan doğmadığını, onun yalnızca egemenin istencinin bir buyruğu ya da dışavurumu olduğunu savunmuştur. Nitekim bir yasa ahlâk ba6ımından sorgulanabilir olsa da, ahlâken kötü eylemler buyursa da, rızaya dayanmasa da yine de bit "yasâ'dır. Öte yandan, daha önce de belirtildiği gibi, yasakoyucunun yasa dizgesini yalnızca kendi çıkarını gözeten insanları genel çıkara yönlendirilecek biçimde düzenlemesi gerekir.

Bir filozoftan çok bir hukuk ve siyaset eleştirisi olarak görülmesi gereken Bentham 'ın çok sayıdaki yapıtları arasında Blackstone'un reform karşıtı gelenekçi görüşlerin eleştirdiği yayımlanmış ilk yapıtı A Fragment on Goverment (Yönetim Üzerine, 1776); hukuksal, ahlâki ve toplumsal reformlara temel olaşturabilecek ussal ilkeler oluşturmaya çalıştığı başyapıtı sayılabilecek An Introduction to the Prenciples of Morals and Legislation (Ahlâkın ve Yasamanın İlkelerine Giriş, 1789), parlamento reformuna ilişkin demokratik önerilerini içeren A Catechism of Parliamentary Reform (Parlamento Reformu İçin Bir Kılavuz, 1817) ve ancak ilk cildini yayımlayabildiği Constitutional Code (Anayasa Hukuku, 1830) başta gelir .
Son düzenleyen perlina; 27 Kasım 2016 22:00
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
28 Kasım 2016       Mesaj #4
perlina - avatarı
Ziyaretçi

BENTHAM (Jeremy)

,
Ad:  panoptikon1.jpg
Gösterim: 600
Boyut:  54.7 KB
İngiliz ahlakçı ve hukuk bilgini (Londra 1748 - ay. y. 1832). Genç bir avukatken yargılama usulünün kötüye kullanılmasına karşı çıkarak kendini hukuk reformu çalışmalarına verdi.

Hukukun yeni ilkelerini bir acılar ve hazlar matematiğine dayandırmak istiyordu, ilk yapıtı olan A Fragment, on Government'ı 1776'da yayımladı. 1787’de Panopticon'u yazdı. Bu yapıtı 1791'de Panoptigue adıyla fransızcaya çevrildi. Yapıtta, gardiyanların hem tutukluları tam anlamıyla gözetleyebilecekleri, hem kendilerinin de üretken ve sade bir yaşam sürebilecekleri bir biçimde düzenlenmiş bir cezaevinin mimarisi betimleniyor; bu mimarinin yapım evlerine, hastanelere ve okullara da uygulanabileceği ileri sürülüyordu. 1789’da yayımlanan An introduction to the Principles of Morals and Legislation adlı yapıtı ona o denli ün sağladı ki, Fransız ulusal meclisi, Bentham'a fransız yurttaş unvanını verdi (1792). Bentham, Fransız ulusal meclisi’nin bu davranışını Emancipez vos colonies (Sömürgelerinize özgürlük verin) çağrısıyla yanıtladı (1793).

1802'den başlayarak, isviçreli hukukçu Etienne Dumont, Bentham’ın el yazmalarını derledi ve Traitg de lögislation çivile et pgnale başlığı altında fransızcaya çevirdi. Bentham, 1823-24’te, "yararcıların, çevresinde toplandığı Westminster Revviev adlı dergiyi kurdu.

Bentham'ın başlıca düşünceleri, An introduction’da ve ölümünden sonra yayımlanan Deontology or Science of morality (1834) adlı yapıtında sergilenmiştir. Bentham, ahlak anlayışını, büyük çoğunluğun çıkarına dayandırır. Büyük çoğunluğun çıkarı da herkesin haz alanında aradıklarının toplamıdır, işte "yarar ilkesi” budur. Bu ilke Bentham'a hazlarla acılar arasındaki bağıntıyı hesaplama olanağını verir.

Ona göre hazlarla acıların nitelik (fiziksel, ahlaksal, siyasal, dinsel) ve niceliklerini (yoğunluk, süre, yakınlık, vb.) de saptamak gerekir. Yüksek bir matematikçi olan yasa koyucu, insanları en iyi yönetme biçimini ancak böyle bulabilir.
Jeremy Bentham, ayrıca şu kitapları da yazdı: Defence of usury(1797); Rationale of Punish- ment and Rewards (1811) Book of Fallacies (1816).

Kaynak :Büyük Larousse

Benzer Konular

31 Ağustos 2011 / CenneT-ul Meva Spor ww
12 Temmuz 2013 / Just fly Spor ww
5 Temmuz 2013 / KisukE UraharA Spor ww
26 Temmuz 2015 / Safi Bilim ww
13 Ağustos 2015 / Safi Siyaset ww